|
Categoría |
Turco |
Inglés |
|
Common Usage |
|
1 |
Common Usage |
kıç (gemide/teknede) |
stern n.
|
|
General |
|
2 |
General |
gemide iki öğünün ikincisi |
second sitting n.
|
|
3 |
General |
safra olarak gemide daimi duran demir külçe |
kentledge n.
|
|
4 |
General |
gemide sancak |
jack n.
|
|
|
5 |
General |
gemide nöbet yeri |
watch n.
|
|
6 |
General |
gemide iç kaplama |
ceiling n.
|
|
7 |
General |
(gemide) paravan |
paravane n.
|
|
8 |
General |
aynı gemide hizmet eden |
shipmate n.
|
|
9 |
General |
genişlik (gemide) |
breadth n.
|
|
10 |
General |
(özellikle gemide görevli) nöbetçi |
watchkeeper n.
|
|
11 |
General |
gemide top namlularının bulunduğu kısım |
chase [obsolete] n.
|
|
12 |
General |
gemide malların depolandığı yer |
lastage [obsolete] n.
|
|
13 |
General |
gemide silah platformu |
gallery n.
|
|
14 |
General |
(gemide, uçakta) silah ateşleme açıklığı |
gun port n.
|
|
15 |
General |
(gemide, uçakta) silah ateşleme açıklığı |
gunport n.
|
|
16 |
General |
(gemide) kırık ve açıklıkları kapatan işçi |
packer n.
|
|
17 |
General |
gemide bulunan ufak gözetleme platformu |
crow's-nest n.
|
|
18 |
General |
(gemide, binalarda) insanların toplu uyuduğu odalar |
sleeping quarters n.
|
|
19 |
General |
kaçırıp zorla gemide çalıştırmak |
shanghai v.
|
|
20 |
General |
gemide saklanmak |
stow v.
|
|
21 |
General |
gemide çalışmak |
work in a ship v.
|
|
22 |
General |
gemide konum, düzenleme veya kullanım açısından küçük veya garip olan |
monkey adj.
|
|
23 |
General |
(gemide) kıç tarafına dönük |
astern adv.
|
|
Idioms |
|
24 |
Idioms |
dalgalı bir denizde giden bir gemide dengeyi kaybetmeden ve deniz tutması yaşamadan yürüyebilme/durabilme |
one's sea legs n.
|
|
|
25 |
Idioms |
aynı gemide olmak (aynı şartlarda olmak) |
be in the same boat v.
|
|
26 |
Idioms |
dalgalı bir denizde giden bir gemide dengeyi kaybetmeden ve deniz tutması yaşamadan yürüyebilmek |
get one's sea legs v.
|
|
27 |
Idioms |
dalgalı bir denizde giden bir gemide dengeyi kaybetmeden ve deniz tutması yaşamadan yürüyebilmek |
have one's sea legs v.
|
|
28 |
Idioms |
gemide kabin bagajı olamayacak kadar büyük (valiz) |
not wanted on voyage [obsolete] adj.
|
|
29 |
Idioms |
gemide yolcu kabininde istenmeyen (bagaj) |
not wanted on voyage [obsolete] adj.
|
|
30 |
Idioms |
aynı gemide |
in the same boat adj.
|
|
Trade/Economic |
|
31 |
Trade/Economic |
gemide boş yük |
ballast n.
|
|
32 |
Trade/Economic |
gemide boş kalan yer için alınan ücret |
dead space n.
|
|
33 |
Trade/Economic |
gemide yer ayırtma sözleşmesinin kopyaları |
booking permit n.
|
|
34 |
Trade/Economic |
gemide istifleme yapma |
stowage n.
|
|
35 |
Trade/Economic |
gemide arama yapma |
rummaging n.
|
|
36 |
Trade/Economic |
gemide teslimi |
ex-ship n.
|
|
37 |
Trade/Economic |
gemide teslim |
ex ship adj.
|
|
38 |
Trade/Economic |
gemide teslim |
delivered ex ship adj.
|
|
39 |
Trade/Economic |
gemide (çıkış limanında) teslim |
free on board adj.
|
|
40 |
Trade/Economic |
gemide teslim |
free on board adv.
|
|
Law |
|
41 |
Law |
gemide teslim |
ex ship adj.
|
|
Insurance |
|
42 |
Insurance |
seferi tamamlamak için gemide mevcut yük için alınan borç |
respondentia n.
|
|
Tourism |
|
43 |
Tourism |
turistik mevki (uçakta/gemide) |
tourist class n.
|
|
Technical |
|
44 |
Technical |
gemide ya da uçakta bulunan |
boarder n.
|
|
45 |
Technical |
gemide geriye ateş etmek için kullanılan top |
stem chaser n.
|
|
46 |
Technical |
gemide motorun bulunduğu yer |
engineering n.
|
|
47 |
Technical |
buharlı gemide kanatlı çarkı taşıyan aksam |
paddle shaft n.
|
|
48 |
Technical |
(gemide) direk yerleştirme, direk sökme ve topları kaldırmada kullanılan bir vinç aparatı |
hoisting shears n.
|
|
49 |
Technical |
gemide bir çeşit vinç aparatı |
shear n.
|
|
50 |
Technical |
(gemide) direk yerleştirme, direk sökme ve topları kaldırmada kullanılan bir vinç aparatı |
shear legs n.
|
|
51 |
Technical |
bir gemide seyahat etmek |
boat v.
|
|
Construction |
|
52 |
Construction |
gemide kullanılan ahşap kaplamanın iç kısmından merkez hattına kadarki boyutları |
moulding n.
|
|
Automotive |
|
53 |
Automotive |
çıkış limanında (gemide) teslim |
free on board adj.
|
|
54 |
Automotive |
gemide teslim |
delivered ex ship adj.
|
|
Transportation |
|
55 |
Transportation |
gemide taşınan mallara ilişkin bir tarife |
average [obsolete] n.
|
|
56 |
Transportation |
revizyonlar arasındaki aylar kadar bir süre için çeşitli malzemelerin gemide depolanması |
endurance loading n.
|
|
Aeronautic |
|
57 |
Aeronautic |
(uçak veya gemide) personel dinlenme alanı |
crew bunk n.
|
|
Marine |
|
58 |
Marine |
gemide çarmıkları açmaya ve küpeşteden uzak tutmaya yarayan ahşap ya da çelik çıkıntı |
channel n.
|
|
59 |
Marine |
yelkenli gemide yelken direklerini dik tutmak için baştan kıça kadar olan desteklerden her biri |
cheek n.
|
|
60 |
Marine |
gemide ahşap kıvrım noktasının içi |
throat n.
|
|
61 |
Marine |
gemide halatların ve zincirlerin karışmasını önleyen gergin halat |
timenoguy n.
|
|
62 |
Marine |
gemide uskur açıklığının hemen üzerinde yer alan plaka |
tuck plate n.
|
|
63 |
Marine |
gemide uskur açıklığının hemen üzerinde yer alan plaka |
oxter plate n.
|
|
64 |
Marine |
gemide tabandan kenarlara uzanan kısım |
turn of the bilge n.
|
|
|
65 |
Marine |
bir gemide doğal ışık alan pencereli kabini |
court cabin n.
|
|
66 |
Marine |
denge (gemide) |
trim n.
|
|
67 |
Marine |
gemide ateşçi |
stoker n.
|
|
68 |
Marine |
gemide bulunan kabinlerin ve umumi alanların konumunu gösteren plan |
deck plan n.
|
|
69 |
Marine |
gemide yolcuların gezinmesi için tasarlanmış üst güvertesi |
promenade deck n.
|
|
70 |
Marine |
gemide işe yaramaz kişi |
landlubber n.
|
|
71 |
Marine |
gemide akşam nöbeti |
dogwatch n.
|
|
72 |
Marine |
gemide ikişer saatlik nöbetler |
dogwatch n.
|
|
73 |
Marine |
gemide halatların bağlı olduğu direk |
timberhead n.
|
|
74 |
Marine |
gemide çapa asılan direk |
anchor davit n.
|
|
75 |
Marine |
gemide boş yerleri doldurmak amacı ile ucuz maliyetle taşınan yük |
berth cargo n.
|
|
76 |
Marine |
gemide makine görevlisi |
fireman n.
|
|
77 |
Marine |
iki direkli bir gemide baş tarafa yakın direk |
foremast n.
|
|
78 |
Marine |
uçakta ya da gemide yiyeceklerin hazırlandığı bölüm |
galley n.
|
|
79 |
Marine |
gemide kürek yeri |
bank n.
|
|
80 |
Marine |
gemide bulunan eşyaların konulduğu kap |
scran bag n.
|
|
81 |
Marine |
gemide direk başına çekilen bir flandra |
bandrol n.
|
|
82 |
Marine |
gemide bulunan dirsek şeklinde bir kereste parçası |
kneepiece n.
|
|
83 |
Marine |
seren yelkenli gemide grandi direğinin ana gabya çubuğunun üst kısmındaki parçası |
main topgallantmast n.
|
|
84 |
Marine |
gemide hamak asmak için ayrılan alan |
billet n.
|
|
85 |
Marine |
filikaya benzeyip bir savaş gemisinde veya başka bir gemide taşınan tekne |
whaleboat n.
|
|
86 |
Marine |
yelkenli gemide mürettebat üyesi |
windjammer n.
|
|
87 |
Marine |
gemide baş ve kıç dikmelerin ortasındaki dikey çizgi |
midship n.
|
|
88 |
Marine |
gemide veya botta orta kısımda bulunan çerçeve |
midship bend n.
|
|
89 |
Marine |
gemide baş üstü göstergesi |
head-up display n.
|
|
90 |
Marine |
gemide kayıt tutan katip |
yeoman n.
|
|
91 |
Marine |
gemide yük kaldırma aletleri için kullanılan kilitli dolap veya kapalı alan |
glory hole n.
|
|
92 |
Marine |
gemide aşınmayı önleme dışında işlevi kalmamış eski yelken bezi veya halat |
rumbowline n.
|
|
93 |
Marine |
(gemide) üst döşek ucu |
runghead n.
|
|
94 |
Marine |
gemide lomboz açıklığın üzerinde duran kavisli su ayrım çizgisi |
brow n.
|
|
95 |
Marine |
gemide çapa olarak kullanılan dayanıklı ve iki uçlu bir kanca |
devil's claw n.
|
|
96 |
Marine |
gemide kalas veya plakalara verilen ek kalınlık |
doubling n.
|
|
97 |
Marine |
gemide trabzanın sonundaki kıvrım |
driftpiece n.
|
|
98 |
Marine |
(çarklı gemide) çark bıçağı |
paddle n.
|
|
99 |
Marine |
gemide hizmetçilik yapan kimse |
peggy n.
|
|
100 |
Marine |
yelkenli gemide halat |
salvagee n.
|
|
101 |
Marine |
gemide dümeni idare edip tayfadan sorumlu olan kimse |
cockswain n.
|
|
102 |
Marine |
(gemide) gaz veya yağ sızıntısına karşı iki bölme veya zemini birbirinden ayıran kompartman |
coffer dam n.
|
|
103 |
Marine |
(gemide) gaz veya yağ sızıntısına karşı iki bölme veya zemini birbirinden ayıran kompartman |
cofferdam n.
|
|
104 |
Marine |
(gemide) gaz veya yağ sızıntısına karşı iki bölme veya zemini birbirinden ayıran kompartman |
coffer n.
|
|
105 |
Marine |
gemide akşam vardiyası |
dog n.
|
|
106 |
Marine |
gemide ikişer saatlik vardiya |
dog n.
|
|
107 |
Marine |
kabasorta armalı bir gemide en altta bulunan ön yelkeninin ıskota köşesinin aşağı doğru bastırılmasını sağlayan halat |
foresheet n.
|
|
108 |
Marine |
hükümet izniyle çalışan korsan gemide mürettebat üyesi |
privateersman n.
|
|
109 |
Marine |
(gemide, feribotta) taşıt giriş çıkış sistemi |
roll-on/roll-off discharge facility n.
|
|
110 |
Marine |
seyir halindeki gemide yapılan donanma hizmeti |
sea-duty n.
|
|
111 |
Marine |
seyir halindeki gemide yapılan donanma hizmeti |
shipboard duty n.
|
|
112 |
Marine |
seyir halindeki gemide yapılan donanma hizmeti |
service abroad n.
|
|
113 |
Marine |
gemide çalışan kadın |
seawoman n.
|
|
114 |
Marine |
(gemide) işaret vermek üzere kaldırılan, metalden veya yelken bezinden yapılmış simgeler |
shape n.
|
|
115 |
Marine |
(gemide) aşçı yamağı |
shifter n.
|
|
116 |
Marine |
gemide yapılan donanma hizmeti |
shipboard duty n.
|
|
117 |
Marine |
gemide yapılan donanma hizmeti |
sea-duty n.
|
|
118 |
Marine |
gemide yapılan donanma hizmeti |
service abroad n.
|
|
119 |
Marine |
gemide yetkili kimse |
ship's officer n.
|
|
120 |
Marine |
(gemide) yan çark |
sidewheel n.
|
|
121 |
Marine |
gemide yer alan ufak depolar |
slops n.
|
|
122 |
Marine |
(gemide) topuk |
sole n.
|
|
123 |
Marine |
(gemide) kabin zemini |
sole n.
|
|
124 |
Marine |
gemide kalasın altındaki en geniş kısım |
bearings n.
|
|
125 |
Marine |
üçten fazla direği olan yelkenli gemide mizana direğinin arkasındaki direklerden biri |
pusher n.
|
|
126 |
Marine |
(gemide) koç boynuzu |
sirmark n.
|
|
127 |
Marine |
gemide aynalı kıç |
square stern n.
|
|
128 |
Marine |
(gemide) çökme miktarı |
squat n.
|
|
129 |
Marine |
(gemide) güverte bölümüne yerleştirilen ters bir kereste |
standard n.
|
|
130 |
Marine |
(gemide) koç boynuzu |
surmark n.
|
|
131 |
Marine |
açık denizde seyir halinde olan gemide olmak |
be at sea v.
|
|
132 |
Marine |
gemide seyahat etmek |
navigate v.
|
|
133 |
Marine |
(gemide) yükleme yapmamak |
disship [obsolete] v.
|
|
134 |
Marine |
düz karinalı gemide çalışmak |
flatboat v.
|
|
135 |
Marine |
düz karinalı gemide seyretmek |
flatboat v.
|
|
136 |
Marine |
(gemide) balastı değiştirmek |
stiffen v.
|
|
137 |
Marine |
gemide teslim |
free on board adj.
|
|
138 |
Marine |
gemide taşınan |
shipborne adj.
|
|
139 |
Marine |
gemide teslim |
ex ship adj.
|
|
140 |
Marine |
gemide teslim |
ex-ship adj.
|
|
141 |
Marine |
(gemide) yalnızca safra olan |
in ballast trim adj.
|
|
142 |
Marine |
(gemide, feribotta) taşıt giriş çıkış sistemi |
rrdf (roll-on/roll-off discharge facility) abrev.
|
|
Gastronomy |
|
143 |
Gastronomy |
(kampta, gemide, çiftlikte) aşçı |
cooky n.
|
|
144 |
Gastronomy |
(gemide) yemek pişirme kaynaklı oluşan atık yağ |
slush n.
|
|
History |
|
145 |
History |
bir gemide yeni çalışmaya başlamış kimse |
new chum [aus] n.
|
|
Military |
|
146 |
Military |
küçük gemide düşük rütbeli ama tecrübeli subay |
coxswain n.
|
|
147 |
Military |
savaş anında gemide alarm durumu |
general quarters n.
|
|
148 |
Military |
savaş anında gemide alarm durumu |
battle stations n.
|
|
149 |
Military |
savaş anında gemide alarm durumu |
action stations n.
|
|
150 |
Military |
gemide mürettebatın idaresi, disiplini ve eğitiminden sorumlu subay |
commanding officer of troops (cot) n.
|
|
Archaic |
|
151 |
Archaic |
gemide olma |
shipboard n.
|
|
Slang |
|
152 |
Slang |
askeri gemide verilen yiyecek |
fanny adams [obsolete] n.
|
|
153 |
Slang |
askeri gemide askerlere verilen konserve et |
fanny adams [obsolete] n.
|
|
154 |
Slang |
(gemide) üsteğmen |
premier n.
|
|
155 |
Slang |
gemide su depolarından sorumlu denizci |
tanky adj.
|
|