gemide - Türkçe İngilizce Sözlük
Geçmiş

gemide



"gemide" teriminin İngilizce Türkçe Sözlükte anlamları : 16 sonuç

Türkçe İngilizce
General
gemide aboard ship i.
gemide afloat s.
gemide at sea s.
gemide on board ship zf.
gemide on board zf.
gemide aboard zf.
gemide on shipboard zf.
gemide onboard zf.
gemide on-board zf.
gemide inship zf.
Trade/Economic
gemide aboard zf.
Marine
gemide inboard s.
gemide aboard zf.
gemide afloat zf.
gemide on board zf.
gemide on ship-board zf.

"gemide" teriminin diğer terimlerle kazandığı İngilizce Türkçe Sözlükte anlamları : 155 sonuç

Türkçe İngilizce
Common Usage
kıç (gemide/teknede) stern i.
General
gemide iki öğünün ikincisi second sitting i.
safra olarak gemide daimi duran demir külçe kentledge i.
gemide sancak jack i.
gemide nöbet yeri watch i.
(gemide) paravan paravane i.
aynı gemide hizmet eden shipmate i.
gemide iç kaplama ceiling i.
genişlik (gemide) breadth i.
(özellikle gemide görevli) nöbetçi watchkeeper i.
gemide top namlularının bulunduğu kısım chase [obsolete] i.
gemide malların depolandığı yer lastage [obsolete] i.
gemide silah platformu gallery i.
(gemide, uçakta) silah ateşleme açıklığı gun port i.
(gemide, uçakta) silah ateşleme açıklığı gunport i.
(gemide) kırık ve açıklıkları kapatan işçi packer i.
gemide bulunan ufak gözetleme platformu crow's-nest i.
(gemide, binalarda) insanların toplu uyuduğu odalar sleeping quarters i.
gemide saklanmak stow f.
kaçırıp zorla gemide çalıştırmak shanghai f.
gemide çalışmak work in a ship f.
gemide konum, düzenleme veya kullanım açısından küçük veya garip olan monkey s.
(gemide) kıç tarafına dönük astern zf.
Idioms
dalgalı bir denizde giden bir gemide dengeyi kaybetmeden ve deniz tutması yaşamadan yürüyebilme/durabilme one's sea legs i.
aynı gemide olmak (aynı şartlarda olmak) be in the same boat f.
dalgalı bir denizde giden bir gemide dengeyi kaybetmeden ve deniz tutması yaşamadan yürüyebilmek get one's sea legs f.
dalgalı bir denizde giden bir gemide dengeyi kaybetmeden ve deniz tutması yaşamadan yürüyebilmek have one's sea legs f.
gemide kabin bagajı olamayacak kadar büyük (valiz) not wanted on voyage [obsolete] s.
gemide yolcu kabininde istenmeyen (bagaj) not wanted on voyage [obsolete] s.
aynı gemide in the same boat s.
Trade/Economic
gemide boş yük ballast i.
gemide boş kalan yer için alınan ücret dead space i.
gemide yer ayırtma sözleşmesinin kopyaları booking permit i.
gemide istifleme yapma stowage i.
gemide arama yapma rummaging i.
gemide teslimi ex-ship i.
gemide teslim ex ship s.
gemide teslim delivered ex ship s.
gemide (çıkış limanında) teslim free on board s.
gemide teslim free on board zf.
Law
gemide teslim ex ship s.
Insurance
seferi tamamlamak için gemide mevcut yük için alınan borç respondentia i.
Tourism
turistik mevki (uçakta/gemide) tourist class i.
Technical
gemide ya da uçakta bulunan boarder i.
gemide geriye ateş etmek için kullanılan top stem chaser i.
gemide motorun bulunduğu yer engineering i.
buharlı gemide kanatlı çarkı taşıyan aksam paddle shaft i.
(gemide) direk yerleştirme, direk sökme ve topları kaldırmada kullanılan bir vinç aparatı hoisting shears i.
gemide bir çeşit vinç aparatı shear i.
(gemide) direk yerleştirme, direk sökme ve topları kaldırmada kullanılan bir vinç aparatı shear legs i.
bir gemide seyahat etmek boat f.
Construction
gemide kullanılan ahşap kaplamanın iç kısmından merkez hattına kadarki boyutları moulding i.
Automotive
çıkış limanında (gemide) teslim free on board s.
gemide teslim delivered ex ship s.
Transportation
gemide taşınan mallara ilişkin bir tarife average [obsolete] i.
revizyonlar arasındaki aylar kadar bir süre için çeşitli malzemelerin gemide depolanması endurance loading i.
Aeronautic
(uçak veya gemide) personel dinlenme alanı crew bunk i.
Marine
gemide çarmıkları açmaya ve küpeşteden uzak tutmaya yarayan ahşap ya da çelik çıkıntı channel i.
yelkenli gemide yelken direklerini dik tutmak için baştan kıça kadar olan desteklerden her biri cheek i.
gemide ahşap kıvrım noktasının içi throat i.
gemide halatların ve zincirlerin karışmasını önleyen gergin halat timenoguy i.
gemide uskur açıklığının hemen üzerinde yer alan plaka tuck plate i.
gemide uskur açıklığının hemen üzerinde yer alan plaka oxter plate i.
gemide tabandan kenarlara uzanan kısım turn of the bilge i.
bir gemide doğal ışık alan pencereli kabini court cabin i.
denge (gemide) trim i.
gemide ateşçi stoker i.
gemide bulunan kabinlerin ve umumi alanların konumunu gösteren plan deck plan i.
gemide yolcuların gezinmesi için tasarlanmış üst güvertesi promenade deck i.
gemide akşam nöbeti dogwatch i.
gemide işe yaramaz kişi landlubber i.
gemide ikişer saatlik nöbetler dogwatch i.
gemide halatların bağlı olduğu direk timberhead i.
gemide boş yerleri doldurmak amacı ile ucuz maliyetle taşınan yük berth cargo i.
gemide makine görevlisi fireman i.
gemide çapa asılan direk anchor  davit i.
iki direkli bir gemide baş tarafa yakın direk foremast i.
uçakta ya da gemide yiyeceklerin hazırlandığı bölüm galley i.
gemide kürek yeri bank i.
gemide bulunan eşyaların konulduğu kap scran bag i.
gemide direk başına çekilen bir flandra bandrol i.
gemide bulunan dirsek şeklinde bir kereste parçası kneepiece i.
seren yelkenli gemide grandi direğinin ana gabya çubuğunun üst kısmındaki parçası main topgallantmast i.
gemide hamak asmak için ayrılan alan billet i.
filikaya benzeyip bir savaş gemisinde veya başka bir gemide taşınan tekne whaleboat i.
yelkenli gemide mürettebat üyesi windjammer i.
gemide baş ve kıç dikmelerin ortasındaki dikey çizgi midship i.
gemide veya botta orta kısımda bulunan çerçeve midship bend i.
gemide baş üstü göstergesi head-up display i.
gemide kayıt tutan katip yeoman i.
gemide yük kaldırma aletleri için kullanılan kilitli dolap veya kapalı alan glory hole i.
gemide aşınmayı önleme dışında işlevi kalmamış eski yelken bezi veya halat rumbowline i.
(gemide) üst döşek ucu runghead i.
gemide lomboz açıklığın üzerinde duran kavisli su ayrım çizgisi brow i.
gemide çapa olarak kullanılan dayanıklı ve iki uçlu bir kanca devil's claw i.
gemide kalas veya plakalara verilen ek kalınlık doubling i.
gemide trabzanın sonundaki kıvrım driftpiece i.
(çarklı gemide) çark bıçağı paddle i.
gemide hizmetçilik yapan kimse peggy i.
yelkenli gemide halat salvagee i.
gemide dümeni idare edip tayfadan sorumlu olan kimse cockswain i.
(gemide) gaz veya yağ sızıntısına karşı iki bölme veya zemini birbirinden ayıran kompartman coffer dam i.
(gemide) gaz veya yağ sızıntısına karşı iki bölme veya zemini birbirinden ayıran kompartman cofferdam i.
(gemide) gaz veya yağ sızıntısına karşı iki bölme veya zemini birbirinden ayıran kompartman coffer i.
gemide akşam vardiyası dog i.
gemide ikişer saatlik vardiya dog i.
kabasorta armalı bir gemide en altta bulunan ön yelkeninin ıskota köşesinin aşağı doğru bastırılmasını sağlayan halat foresheet i.
hükümet izniyle çalışan korsan gemide mürettebat üyesi privateersman i.
(gemide, feribotta) taşıt giriş çıkış sistemi roll-on/roll-off discharge facility i.
seyir halindeki gemide yapılan donanma hizmeti sea-duty i.
seyir halindeki gemide yapılan donanma hizmeti shipboard duty i.
seyir halindeki gemide yapılan donanma hizmeti service abroad i.
gemide çalışan kadın seawoman i.
(gemide) işaret vermek üzere kaldırılan, metalden veya yelken bezinden yapılmış simgeler shape i.
(gemide) aşçı yamağı shifter i.
gemide yapılan donanma hizmeti shipboard duty i.
gemide yapılan donanma hizmeti sea-duty i.
gemide yapılan donanma hizmeti service abroad i.
gemide yetkili kimse ship's officer i.
(gemide) yan çark sidewheel i.
gemide yer alan ufak depolar slops i.
(gemide) topuk sole i.
(gemide) kabin zemini sole i.
gemide kalasın altındaki en geniş kısım bearings i.
üçten fazla direği olan yelkenli gemide mizana direğinin arkasındaki direklerden biri pusher i.
(gemide) koç boynuzu sirmark i.
gemide aynalı kıç square stern i.
(gemide) çökme miktarı squat i.
(gemide) güverte bölümüne yerleştirilen ters bir kereste standard i.
(gemide) koç boynuzu surmark i.
açık denizde seyir halinde olan gemide olmak be at sea f.
gemide seyahat etmek navigate f.
(gemide) yükleme yapmamak disship [obsolete] f.
düz karinalı gemide çalışmak flatboat f.
düz karinalı gemide seyretmek flatboat f.
(gemide) balastı değiştirmek stiffen f.
gemide teslim ex ship s.
gemide teslim ex-ship s.
gemide teslim free on board s.
gemide taşınan shipborne s.
(gemide) yalnızca safra olan in ballast trim s.
(gemide, feribotta) taşıt giriş çıkış sistemi rrdf (roll-on/roll-off discharge facility) kısalt.
Gastronomy
(kampta, gemide, çiftlikte) aşçı cooky i.
(gemide) yemek pişirme kaynaklı oluşan atık yağ slush i.
History
bir gemide yeni çalışmaya başlamış kimse new chum [aus] i.
Military
küçük gemide düşük rütbeli ama tecrübeli subay coxswain i.
savaş anında gemide alarm durumu general quarters i.
savaş anında gemide alarm durumu battle stations i.
savaş anında gemide alarm durumu action stations i.
gemide mürettebatın idaresi, disiplini ve eğitiminden sorumlu subay commanding officer of troops (cot) i.
Archaic
gemide olma shipboard i.
Slang
askeri gemide verilen yiyecek fanny adams [obsolete] i.
askeri gemide askerlere verilen konserve et fanny adams [obsolete] i.
(gemide) üsteğmen premier i.
gemide su depolarından sorumlu denizci tanky s.