thin - Turco Inglés Diccionario
Historia

thin

Play ENTRENus
Play ENTRENuk
Play ENTRENau


Significados de "thin" en diccionario turco inglés : 85 resultado(s)

Inglés Turco
Common Usage
thin v. inceltmek
thin v. zayıflamak
thin adj. ince
thin adj. zayıf
General
thin v. seyrelmek
thin v. seyrekleşmek
thin v. incelmek
thin v. seyrekleştirmek
thin v. inceltmek (sıvıyı)
thin v. seyreltmek (bitkileri)
thin v. seyrelmek (saç)
thin v. zayıflatmak
thin v. cılızlaşmak
thin v. kuvvetsizleşmek
thin v. (saçı) katlı keserek seyrekleştirmek
thin v. cılızlaştırmak
thin v. kuvvetsizleştirmek
thin adj. cıvık
thin adj. algın
thin adj. etsiz
thin adj. rakik
thin adj. zayıf
thin adj. yetersiz
thin adj. seyrek (bir topluluk)
thin adj. kuvvetsiz
thin adj. az
thin adj. sıska
thin adj. fazlasıyla ince
thin adj. kuru
thin adj. hafif (duman/sis)
thin adj. seyrek
thin adj. hafif
thin adj. soluk
thin adj. cansız
thin adj. arık
thin adj. çırpı gibi
thin adj. kalın olmayan
thin adj. sulu
thin adj. içine su katılmış gibi (sıvı)
thin adj. boş
thin adj. cılız
thin adj. seyrek (saç)
thin adj. nahif
thin adj. inandırıcı olmayan
thin adj. verimsiz
thin adj. çelimsiz
thin adj. eksik
thin adj. sudan
thin adj. ince
thin adj. incecik
thin adj. dar
thin adj. süzük
thin adj. kısık (ses)
thin adj. mesnetsiz
thin adj. açık (renk)
thin adj. dayanaksız
thin adj. nadir
thin adj. az bulunan
thin adj. sayıca az
thin adj. az sayıda
thin adj. seyrek
thin adv. ince ince
thin adv. zayıf bir biçimde
thin adv. kuvvetsizce
thin adv. mesnetsiz
thin adv. dayanaksız
Trade/Economic
thin adj. teklif sayısı az olup işlemlerin zor uygulandığı (piyasa)
Technical
thin adj. ince
thin adj. seyrek
Lighting
thin adj. parlaklığı yetersiz olan (ışık)
Dyeing
thin adj. soluk (renk)
Automotive
thin adj. ince
Gastronomy
thin adj. gövdesiz (şarap)
Agriculture
thin v. budamak
thin v. (bitkinin) zayıf kısımlarını kesmek
thin v. teklemek
thin adj. verimsiz (toprak)
Meteorology
thin adj. ince
Sport
thin n. (dağcılık) tutma yerlerinin az ve küçük olduğu tırmanış
Music
thin adj. güçlü olmayan (ses)
thin adj. rezonanstan yoksun
Photography
thin n. düşük koyuluk
thin n. ince kısım
thin adj. fotografik yoğunluğu düşük olan
thin adj. kontrastı düşük olan

Significados de "thin" con otros términos en diccionario inglés turco: 500 resultado(s)

Inglés Turco
Common Usage
become thin v. zayıflamak
make thin v. inceltmek
thin out v. inceltmek
very thin adj. incecik
General
long and thin eggplant n. kemerpatlıcanı
a thin time n. sıkıntılı bir devre
thin and smooth leaf n. canfes gibi yaprak
thin sheet of dough n. yufka
thin glue n. ince tutkal
thin bread n. lavaş
thin shelled mussel n. ince kabuklu midye
thin skin n. alıngan
thin films n. ince filmler
thin edge of the wedge n. zararlı bir gelişmenin başlangıcı
thin edge of the wedge n. tehlikeli bir gelişmenin başlangıcı
thin-film n. ince film
thin-skinned plum n. üryani eriği
thin-lipped grey mullet n. pulaterina
razor-thin victory n. kıl payı farkla kazanılan zafer
razor-thin victory n. çok küçük farkla kazanılan zafer
rail thin n. sıfır beden
stick thin n. sıfır beden
a thin slice of melted cheese n. ince bir dilim eritilmiş peynir
stick-thin models n. sıska mankenler
getting thin n. incelen
getting thin n. zayıflama
getting thin n. zayıflayan
getting thin n. incelme
thin hair n. ince saç
thin eyebrow n. ince kaş
thin pin charger n. ince uçlu şarj aleti
thin pin charger n. ince uçlu şarj cihazı
thin dress n. ince elbise
thin leg n. zayıf bacak
thin smile n. yapmacık gülümseme
thick and thin n. her zorluk ve engel
thin air n. hiçbir yer
thin air n. bulunamayacak yer
thin person n. zayıf kimse
thin person n. sıska kimse
thin-skinnedness n. kırılgan olma
thin-skinnedness n. hassas olma
thin-skinnedness n. ince derili olma
wafer-thin n. çok az fark
a tall and thin man n. uzun ve ince bir adam
thin down v. seyreltmek
become thin and weak v. kurumak (kişi)
thin of v. inceltmek
get thin v. arıklamak
evanish into thin air v. havada yok olup gitmek
dissolve into thin air v. ortadan kaybolmak
wear thin v. aşınıp incelmek
get thin v. telesimek
get thin v. süzülmek
thin out v. seyreltmek
wear thin v. incelmek
thin out v. incelmek
thin down v. inceltmek
disappear into thin air v. sırra kadem basmak
thin out v. zayıflatmak
evanish into thin air v. sır olmak
vanish into thin air v. kayıplara karışmak
thin down v. zayıflatmak
spread something thin v. bir şeyi ince bir tabaka halinde sürmek
grow thin v. zayıflamak
become thin and weak v. kurumak
thin out v. zayıflamak
press into thin sheets v. ince kağıtlara basmak
become thin v. incelmek
thin down v. zayıflamak
thin of v. seyreltmek
get thin v. zayıf düşmek
dissolve into thin air v. kayıplara karışmak
thin of v. zayıflamak
vanish into thin air v. sırra kadem basmak
roll dough thin v. yufka açmak
get very thin v. tazıya dönmek
thin of v. zayıflatmak
get thin and weak v. sıskalaşmak
wear thin v. aşınmak
thin down v. incelmek
get very thin v. çöpe dönmek
become thin v. çirozlaşmak
vanish in thin air v. sırra kadem basmak
wear thin v. (şakanın vb) tadı kaçmak
run thin v. azalmak
thin a paint v. boya inceltmek
wear thin v. gitgide zayıflamak
wear thin v. yıpranmak
wear thin v. gözden düşmek
wear thin v. itibarsızlaşmak
as thin as a rake adj. çok zayıf
very thin adj. ipince
tall and thin adj. sırık gibi
as thin as adj. kadar ince
as thin as a rake adj. bir deri bir kemik
as thin as a lath adj. bir deri bir kemik
pale and thin adj. solucan gibi
with long and thin moustache adj. kaytan bıyıklı
very thin adj. iskelet gibi
as thin as a wafer adj. incecik
thin enough adj. yeterince ince
thin skinned adj. duygusal
frail and thin adj. zayıf nahif
as thin as a rake adj. değnek gibi
as thin as adj. gibi zayıf
as thin as a lath adj. çok zayıf
as thin as adj. gibi ince
as thin as adj. kadar zayıf
as thin as a lath adj. çöp gibi
as thin as a rake adj. çöp gibi
as thin as a lath adj. dal gibi
as thin as a rake adj. dal gibi
as thin as a lath adj. değnek gibi
wafer-thin adj. zar gibi ince
wafer-thin adj. incecik
thin-skinned adj. buluttan nem kapan
thin-skinned adj. darılgan
thin-sliced adj. ince dilimlenmiş
wafer-thin adj. ipince
thin-skinned adj. alıngan
thin-skinned adj. kırılgan
thin-skinned adj. hassas
thin-skinned adj. fazla duygusal
too thin adj. (gereğinden fazla) fazla zayıf
razor-thin adj. jilet gibi ince
razor-thin adj. çok ince
thick-and-thin adj. körü körüne sadakat gösteren
thick-and-thin adj. asla ihanet etmeyen
thin-bodied adj. zayıf
thin-lipped adj. ince dudaklı
thin-skinned adj. ince derili
thin-skinned adj. ince kabuklu
thin-hided adj. hassas
wafer-thin adj. oldukça az
wafer-thin adj. fazlasıyla ince ve düz
paper-thin adj. aşırı ince
paper-thin adj. kağıt gibi ince
paper-thin adj. yetersiz
paper-thin adj. eften püften
paper-thin adj. ikna etmeyen
paper-thin adj. uydurma
out of thin air adv. havadan
out of thin air adv. hiç yoktan
Phrasals
thin down v. küçültmek
thin down v. azaltmak
thin down v. kısmak
thin down v. sayısını azaltmak/düşürmek
thin out v. seyrelmek
thin out v. yoğunluğu azalmak
thin out v. sayısını azaltmak/düşürmek
Phrases
through thick and thin adv. iyi günde kötü günde
Proverb
thin edge of the wedge sıçan geçer yol olur
Colloquial
thin dime [dated] [us] n. incecik bir on sent
thin dime [dated] [us] n. tek bir bozukluk
thin dime [dated] [us] n. cüzi bir para
thin dime n. çok az miktarda para
thin dime n. cüzi bir fiyat
thin dime n. ucuz şey
bone-thin adj. bir deri bir kemik
thin on the ground expr. bir elin parmaklarını geçmez
rail thin expr. ipince
my patience is wearing thin expr. sabrım taşıyor
rail thin expr. zapzayıf
no matter how thin you slice it, it's still baloney expr. ne kadar süslersen süsle hala aynı zırvalık
no matter how thin you slice it, it's still baloney expr. ne kadar boyarsan boya hala aynı saçmalık
Idioms
a thin skin n. alıngan tip
thin as a rail n. aşırı zayıf
as thin as a rail n. aşırı zayıf
thin as a rake n. aşırı zayıf
as thin as a rake n. aşırı zayıf
thin end of the wedge n. gittikçe büyüyen bir hareketin ilk adımı
thin end of the wedge n. gittikçe önemli olan bir hareketin ilk adımı
a fine/thin line n. ince bir çizgi
a thin line n. ince çizgi
a thin skin n. kolay alınan kimse
(the) thin end of the wedge n. küçük ama nihayetinde istenmeyen sonuçlar doğuracak bir durum
thin excuse n. sudan bahane
a thin skin n. kolay alınan kimse
a thin line between love and hate n. sevgi ve nefret arasında ince bir çizgi
thin reed n. güvenilmeyecek, zayıf bir umut/destek
appear out of thin air v. birdenbire/aniden belirivermek/ortaya çıkmak
appear out of thin air v. kolay kolay önüne çıkmak
appear out of thin air v. bir daha bu (şeyi) bulamamak
tread a thin line between (something) v. (iki şey) arasında çok ince bir çizgide olmak/yürümek
tread a thin line between (something) v. (iki şey) arasında denge kurmak
tread a thin line between (something) v. (iki şey) arasında denge oluşturmak
tread a thin line between (something) v. (iki şey) arasında denge sağlamak
into thin air v. aniden yok olmak
skate on thin ice v. arının kovanına çöp sokmak
walk on thin ice v. ayağını denk almak
stretch oneself too thin v. aynı anda pek çok işle uğraşmak
spread oneself too thin v. aynı anda pekçok işle uğraşmak
be thin on the ground v. az bulunur olmak
be as thin as a rake (brit/aus) v. bir deri bir kemik olmak
be as thin as a lath v. bir deri bir kemik kalmak
be as thin as a rail (us) v. bir deri bir kemik olmak
be as thin as a rake v. bir deri bir kemik kalmak
be as thin as a stick v. bir deri bir kemik kalmak
vanish into thin air v. buhar olmak
be as thin as a rake v. çok zayıflamak
walk on thin ice v. dikkatli olmak
have a thin time v. darda olmak
be as thin as a stick v. çöpe dönmek
be as thin as a lath v. çöpe dönmek
be as thin as a rake v. çöpe dönmek
have a thin time of it v. darda olmak
be as thin as a lath v. çok zayıflamak
walk on thin ice v. dikkat etmek zorunda olmak
be as thin as a stick v. çok zayıflamak
walk on thin ice v. dikkat etmek
pull something out of thin air v. hiç yoktan yaratmak
be (skating/walking) on thin ice v. ince buz üzerinde yürümek
walk a thin line between something v. ince bir çizgi üzerinde yürümek
walk a thin line between something v. iki tarafı da dengede tutmak
walk on thin ice v. ince buz üzerinde yürümek
skate on thin ice v. ince buz üzerinde yürümek
be as thin as a rail (us) v. kemikleri sayılacak kadar zayıf olmak
get thin on top v. kelleşmek
stretch oneself too thin v. kapasiteyi zorlamak
be as thin as a rake (brit/aus) v. kemikleri sayılacak kadar zayıf olmak
be thin on top v. kafasında az saç olmak
spread oneself too thin v. kırk tarakta bezi olmak
disappear into thin air v. kayıplara karışmak
skate on thin ice v. risk altında olmak
have a thin time v. parasız kalmak
have a thin time of it v. parasız kalmak
skate on thin ice v. riskli bir iş yapmak
be (skating/walking) on thin ice v. risk altında olmak
get thin on top v. saçları dökülmek
pull something out of thin air v. şapkadan tavşan çıkarmak
wear thin v. sabrı taşmak
be (skating/walking) on thin ice v. riskli bir iş yapmak
walk on thin ice v. temkinli davranmak
be thin on the ground v. türüne az rastlanır olmak
have a thin time v. (maddi olarak) dara düşmek
have a thin time of it v. (maddi olarak) dara düşmek
have a thin time of it v. (parasal olarak) sıkıntıya düşmek
have a thin time v. (parasal olarak) sıkıntıya düşmek
tread/walk a thin line v. ince bir çizgide olmak
tread/walk a thin line v. ince bir çizgide yürümek
tread/walk a thin line v. tehlikeli sularda yüzmek
tread/walk a thin line v. hata yapmaya elverişli zor/tehlikeli bir durumun içerisinde olmak
tread/walk a thin line v. ince bir çizginin iki tarafında gidip gelmek
have a thin skin v. kolayca kırılan biri olmak
have a thin skin v. söylenenlere hemen üzülmek
have a thin skin v. çok duyarlı olmak
have a thin skin v. alıngan olmak
have a thin skin v. kolay alınan biri olmak
appear out of thin air v. bir anda ortaya çıkmak
appear out of thin air v. yoktan var olmak
appear out of thin air v. birden bire belirivermek
have a thin skin v. kolay alınan biri olmak
appear out of thin air v. birdenbire/aniden belirivermek/ortaya çıkmak
appear out of thin air v. bir anda ortaya çıkmak
appear out of thin air v. yoktan var olmak
appear out of thin air v. birdenbire belirivermek
appear out of thin air v. nereden olduğu belli olmayan bir şekilde ortaya çıkmak
be (walking) on thin ice v. ince buz üzerinde yürümek
be (walking) on thin ice v. riskli bir iş yapmak
be (walking) on thin ice v. büyük risk altında olmak
be (walking) on thin ice v. tehlike altında olmak
be (walking) on thin ice v. tehlikeli sularda yüzmek
be skating on thin ice v. ince buz üzerinde yürümek
be skating on thin ice v. riskli bir iş yapmak
be skating on thin ice v. tehlikeli sularda yüzmek
be skating on thin ice v. büyük bir risk almak/riske girmek
be thin on top v. saçları dökülmüş olmak/dökülmek
be thin on top v. kelleşmiş olmak/kelleşmek
be thin on top v. tepesi açılmak
be thin on top v. kafasında az saç olmak/kalmak
get thin on top v. saçları dökülmüş olmak/dökülmek
get thin on top v. kelleşmiş olmak/kelleşmek
get thin on top v. tepesi açılmak
get thin on top v. kafasında az saç olmak/kalmak
disappear into thin air v. yer yarılıp yerin dibine girmek
disappear into thin air v. buhar olmak
pluck (something) out of the thin air v. (bir şeyi) uydurmak
pluck (something) out of the thin air v. (bir şeyi) rastgele söylemek/üretmek
pluck (something) out of the thin air v. (bir şeyi) tesadüfen ortaya çıkarmak
pluck (something) out of the thin air v. (bir şeyi) gökten zembille indirmek
pull (something) out of the/thin air v. (bir şeyi) hiç yoktan yaratmak
pull (something) out of the/thin air v. şapkadan tavşan çıkarmak
pull (something) out of the/thin air v. (bir şeyi) yoktan var etmek
pull (something) out of the/thin air v. (bir şeyi) uydurmak
pull (something) out of the/thin air v. (bir şeyi) rastgele söylemek/üretmek
pull (something) out of the/thin air v. (bir şeyi) tesadüfen ortaya çıkarmak
pull (something) out of the/thin air v. (bir şeyi) gökten zembille indirmek
spread (oneself) thin v. aynı anda pek çok işle uğraşmak
spread (oneself) thin v. kırk tarakta bezi olmak
spread (oneself) thin v. aynı anda birçok işe bölünmek
spread (something or oneself) too thin v. (birini/bir şeyi) pek çok işe/göreve bölmek
spread thin v. aynı anda pek çok işle uğraşmak
spread thin v. aynı anda birçok işe bölünmek
spread thin v. kırk tarakta bezi olmak
spread too thin v. aynı anda pek çok işle uğraşmak
spread too thin v. aynı anda birçok işe bölünmek
spread too thin v. kırk tarakta bezi olmak
spread yourself too thin v. aynı anda pek çok işle uğraşmak
spread yourself too thin v. aynı anda birçok işe bölünmek
spread yourself too thin v. kırk tarakta bezi olmak
tread/walk a thin line v. çok ince bir çizgide olmak/yürümek
tread/walk a thin line v. tehlikeli sularda yüzmek
walk on a thin line between (something) and (something else) v. (bir şeyle başka bir şey) arasında ince bir çizgi üzerinde yürümek/ilerlemek
spread oneself thin v. işi başından aşkın olmak
spread oneself thin v. aynı anda birden fazla iş ile uğraşmak
spread oneself thin v. iki ayağı bir pabuca girmek
thin on top adj. kabak gibi
paper thin adj. kağıt kadar ince
paper thin adj. kağıt inceliğinde
paper thin adj. kağıt gibi
paper thin adj. çok zayıf
paper thin adj. çok yetersiz
skating on thin ice adj. tehlikeli sularda yüzen
skating on thin ice adj. riskli bir iş yapan
skating on thin ice adj. büyük bir risk alan/riske giren
thin as a stick expr. aşırı zayıf
as thin as a stick expr. aşırı zayıf
on thin ice expr. büyük bir riske girmiş
on thin ice expr. çok riskli durum
on thin ice expr. çok kırılgan durumda
through thick and thin expr. hem iyi hem kötü günlerde
out of thin air expr. hiç yoktan
through thick and thin expr. her güçlüğe katlanarak
from thin air expr. hiç yoktan
through thick and thin expr. iyi günde de kötü günde de
as thin as a stick expr. incecik
thin as a stick expr. incecik
as thin as a rake expr. incecik
thin as a rake expr. incecik
as thin as a rail expr. incecik
thin as a rail expr. incecik
as thin as a rake expr. ipince
as thin as a rail expr. ipince
on thin ice expr. incecik buz üstünde
on thin ice expr. müşkül vaziyette
on thin ice expr. nazik durumda
on thin ice expr. pamuk ipliğine bağlı
thin end of the wedge expr. sonradan başa iş açabilecek önemsiz şey
on thin ice expr. tehlikeli durumda
on thin ice expr. tehlikede
as thin as a rake expr. zapzayıf
on thin ice expr. zor durum
as thin as a rail expr. zapzayıf
on thin ice expr. ince bir buz tabakası üstünde
make out of thin air yoktan var etmek
create out of thin air yoktan var etmek
pull something out of thin air yoktan var etmek
from thin air yoktan
out of thin air yoktan
be thin on top saçları dökülmüş olmak
be thin on top kelleşmiş olmak
be thin on top kelleşmek
be thin on top tepesi açılmak
Speaking
the walls are thin expr. duvarlar ince
my patience is wearing thin expr. sabrım tükeniyor
Trade/Economic
thin market n. dar piyasa
thin market n. işlem hacmi düşük olan piyasa
thin capitalization n. örtülü sermaye
thin capitalisation n. örtülü sermaye
thin capitalization n. örtülü sermaye
thin capitalisation n. örtülü sermaye
thin capitalisation n. örtülü sermaye
thin capitalization n. örtülü sermaye
thin capitalization n. örtülü sermaye
thin market n. sığ piyasa
thin corporation n. sermayesi ağırlıklı olarak hissedarlardan borçlanma yoluyla sağlanan şirket
thin capitalization n. sermayesi ağırlıklı olarak hissedarlardan borçlanma yoluyla sağlanan şirket
thin market n. zayıf piyasa
Technical
hexagon thin nut n. altıköşe ince somun
extra thin sheet glass n. çok ince düz cam
thin flexible vertical specimen n. düşey konumlu ince esnek deney numunesi
ferroelectric thin films n. ferrolektrik ince zar
thin oil n. ince yağ
thin-shell tube n. ince etli boru
thin film coating n. ince film kaplama
thin-film coating n. ince örtü
thin sheet metal n. ince sac
thin-layer chromatography n. ince tabaka kromatografisi
thin plastic sheet n. ince plastik levha
thin film resistor n. ince film direnç
thin lens n. ince mercek
thin film deposition techniques n. ince zar bırakım yöntemleri
thin sheet steel n. incesac
thin walled pressure vessel n. ince cidarlı basınçlı tüp
thin sheet glass n. ince pencere camı
thin-film storage n. ince film bellek
thin-film electroluminescence n. ince zar elektriksel ışıması
thin-film lubrication n. ince filmli yağlama
thin oxide film n. ince oksit zar
thin hexagonal head bolt n. ince altıgen başlı civata
magnetic thin film n. ince manyetik film
thin plate n. ince levha
thin-lens equation n. ince mercek denklemi
thin foil n. ince folyo
thin foil n. ince varak
thin section n. ince yer
thin slab casting machine n. ince yassıkütük döküm makinesi
thin section analysis n. ince kesit analizi
thin-layer chromatography n. ince tabaka kromatografısi
thin-walled half bearing n. ince cidarlı yarım yatak
thin film coating n. ince zar kaplama
thin ethernet n. ince ethernet
thin-walled circular cylindrical tube n. ince-kalınlıklı dairesel silindirik tüp
thin plate model n. ince levha modeli
thin-edged blade n. ince kenarlı kanat
thin film n. ince film
thin-walled pipe n. ince etli boru
thin stratum n. ince tabaka
thin-film memory n. ince film bellek
thin walled plain bearing n. ince cidarlı kaymalı yatak
thin film n. ince zar
thin section n. ince profil
thin film diamond n. ince zar elması
thin layer chromatographic method n. ince tabaka kromatografisi yöntemi
thin film technology n. ince film teknolojisi
thin natural screen n. ince doğal örtü
thin section n. ince kesit
thin wall n. ince duvar
thin slab casting n. ince yassıkütük dökümü
thin ribbed plate n. ince kaburgalı levha
thin slab n. ince slab
multiple thin layers n. ince çok katlı tabakalar
thin-film capacitor n. ince film kondansatör
thin sheet steel n. ince çelik levha
thin-walled bearing n. ince cidarlı yarım yatak
thin-wailed open sections n. ince cidarlı açık kesitler
thin slab n. ince yassıkütük
thin plate weir n. ince kenarlı savak
thin-slab vault n. kabuktonoz
thin-plate weir n. keskin kenarlı savak
medium thin slab casting n. orta incelikli slab dökümü
medium thin slab casting n. orta incelikli yassıkütük dökümü
chamfered hexagon thin nut n. pahlı altıköşe ince somun
direct current in the electrodes of thin metal foils and polycarbonate film dielectric n. polikarbonat film dielektrik ve ince metal yaprakların elektrotlarındaki doğru akım
unchamfered hexagon thin nut n. pahsız altıköşe ince somun
intersector thin flexible card n. sektörlerarası ince esnek kart
thin route network n. seyrek trafikli ağ
thin section n. ultramikrotomda dilinmiş kesit
make thin v. inceltmek
thick-and-thin adj. bir kasnağı diğerinden daha kalın olan (halat takımı)
thin walled adj. ince cidarlı
screened and thin wall sheathed adj. ince duvar örtülü ve siperli
thin-walled adj. ince etli
thin-wall adj. ince cidarlı
thin-walled adj. ince duvar
thin-walled adj. ince duvarlı
thin-walled adj. ince cidarlı
thin-walled adj. narin cidarlı
thin-webbed adj. narin gövdeli
Computer
thin client n. bağlı program
thin paper n. ince kağıt
thin frame n. ince çerçeve
magnetic thin film n. ince manyetik film
thin space n. ince boşluk
thin client n. sunucudaki sisteme bağlı çalışan yazılım veya donanım cihazı
thin client n. zayıf istemci
Informatics
thin provisioning n. bilgi işlem kaynaklarının daha akıllıca tahsis edilmesi ile daha az kaynak kullanma/satın alma
thin film circuit n. ince film devre
thin server n. küçük sunucu
thin client fat server model n. küçük istemci büyük sunucu modeli
thin client n. küçük istemci
thin client n. sade istemci
thin route network n. seyrek trafikli ağ
Telecom
thin client n. ince istemci
thin-film optical modulator n. ince filmli optik kipleyici
thin client fat server model n. ince istemci büyük sunucu modeli
thin-film optical waveguide n. ince film optik dalga kılavuzu
thin server n. küçük sunucu
thin route network n. seyrek güzergahlı ağ
Electric
thin-wall conduit n. elektrik kablolarının etrafını çevirmekte kullanılan hafif çelik boru
thin film resistor n. ince film direnç
Textile
thin socks n. ince çorap
thick-and-thin adj. aralıklı olarak daha kalın kısımları olan (iplik)
Construction
thin-shell concrete n. ince betonarme kemerli/kubbeli çatı
thin board n. balar
thin arch dam n. ince kemer baraj
thin film oven n. ince örtü fırını
thin-shell precast concrete ribbed panel n. öndökümlü filigran döşeme panosu
thin board n. padavra
Automotive
hex thin nut n. altı köşe kontra somun
thin wall casting n. ince cidarlı döküm
thin film transistor liquid crystal display n. ince film transistörlü sıvı kristal ekran
thin lining n. ince kaplama
thin film technology n. ince film teknolojisi
thin lining n. ince balata
Traffic
thin levelling surface n. ince tesviye yüzeyi
thin surface layer n. ince tesviye tabakası
Marine
thick-and-thin block n. aynı düzlemde farklı çaplarda iki kasnağı olan palanga makarası
Medical
thin lips n. ince dudaklar
thin-layer chromatography n. ince tabaka kromatografisi
thin-slice imaging n. ince kesit görüntüleme
thin layer chromatography n. ince tabaka kromatografisi
thin layer liquid-based cytology n. ince tabaka sıvı bazlı sitoloji
thin layer chromatography n. ince tabaka kromatografi
Food Engineering
thin layer chromatography method n. ince tabaka kromatografisi metodu
thin juice n. sulu şerbet
Gastronomy
thin-boiling starch n. sıcak suda çözünen modifiye nişasta
quince in thin syrup n. ayva kompostosu
deep fried water thin dough with raw minced meat filling n. çiğ börek