Türkçe - İngilizce
Türkçe - İngilizce
Almanca - İngilizce
Fransızca - İngilizce
İspanyolca - İngilizce
İngilizce Eşanlam
Eşanlam
Hakkımızda
Araçlar
Kaynaklar
İletişim
Oturum Aç / Üye Ol
Işıkları Söndür
English
English
Türkçe
Français
Español
Deutsch
Eşanlam
Araçlar
Hakkımızda
Kaynaklar
İletişim
Oturum Aç / Üye Ol
EN-TR
Türkçe - İngilizce
Almanca - İngilizce
İspanyolca - İngilizce
Fransızca - İngilizce
İngilizce Eşanlam
Türkçe - İngilizce
Fransızca - İngilizce
İspanyolca - İngilizce
Almanca - İngilizce
Geçmiş
thin
Play ENTRENus
Play ENTRENuk
Play ENTRENau
"thin"
teriminin Türkçe İngilizce Sözlükte anlamları : 85 sonuç
Kategori
İngilizce
Türkçe
Common Usage
1
Yaygın Kullanım
thin
f.
inceltmek
2
Yaygın Kullanım
thin
f.
zayıflamak
3
Yaygın Kullanım
thin
s.
ince
4
Yaygın Kullanım
thin
s.
zayıf
General
5
Genel
thin
f.
seyrelmek
6
Genel
thin
f.
seyrekleşmek
7
Genel
thin
f.
incelmek
8
Genel
thin
f.
seyrekleştirmek
9
Genel
thin
f.
inceltmek (sıvıyı)
10
Genel
thin
f.
seyreltmek (bitkileri)
11
Genel
thin
f.
seyrelmek (saç)
12
Genel
thin
f.
zayıflatmak
13
Genel
thin
f.
cılızlaşmak
14
Genel
thin
f.
kuvvetsizleşmek
15
Genel
thin
f.
(saçı) katlı keserek seyrekleştirmek
16
Genel
thin
f.
cılızlaştırmak
17
Genel
thin
f.
kuvvetsizleştirmek
18
Genel
thin
s.
cıvık
19
Genel
thin
s.
algın
20
Genel
thin
s.
etsiz
21
Genel
thin
s.
rakik
22
Genel
thin
s.
zayıf
23
Genel
thin
s.
yetersiz
24
Genel
thin
s.
seyrek (bir topluluk)
25
Genel
thin
s.
kuvvetsiz
26
Genel
thin
s.
az
27
Genel
thin
s.
sıska
28
Genel
thin
s.
fazlasıyla ince
29
Genel
thin
s.
kuru
30
Genel
thin
s.
hafif (duman/sis)
31
Genel
thin
s.
seyrek
32
Genel
thin
s.
hafif
33
Genel
thin
s.
soluk
34
Genel
thin
s.
cansız
35
Genel
thin
s.
arık
36
Genel
thin
s.
çırpı gibi
37
Genel
thin
s.
kalın olmayan
38
Genel
thin
s.
sulu
39
Genel
thin
s.
içine su katılmış gibi (sıvı)
40
Genel
thin
s.
boş
41
Genel
thin
s.
cılız
42
Genel
thin
s.
seyrek (saç)
43
Genel
thin
s.
nahif
44
Genel
thin
s.
inandırıcı olmayan
45
Genel
thin
s.
verimsiz
46
Genel
thin
s.
çelimsiz
47
Genel
thin
s.
eksik
48
Genel
thin
s.
sudan
49
Genel
thin
s.
ince
50
Genel
thin
s.
incecik
51
Genel
thin
s.
dar
52
Genel
thin
s.
süzük
53
Genel
thin
s.
kısık (ses)
54
Genel
thin
s.
mesnetsiz
55
Genel
thin
s.
açık (renk)
56
Genel
thin
s.
dayanaksız
57
Genel
thin
s.
nadir
58
Genel
thin
s.
az bulunan
59
Genel
thin
s.
sayıca az
60
Genel
thin
s.
az sayıda
61
Genel
thin
s.
seyrek
62
Genel
thin
zf.
ince ince
63
Genel
thin
zf.
zayıf bir biçimde
64
Genel
thin
zf.
kuvvetsizce
65
Genel
thin
zf.
mesnetsiz
66
Genel
thin
zf.
dayanaksız
Trade/Economic
67
Ticaret/Ekonomi
thin
s.
teklif sayısı az olup işlemlerin zor uygulandığı (piyasa)
Technical
68
Teknik
thin
s.
ince
69
Teknik
thin
s.
seyrek
Lighting
70
Aydınlatma
thin
s.
parlaklığı yetersiz olan (ışık)
Dyeing
71
Boyacılık
thin
s.
soluk (renk)
Automotive
72
Otomotiv
thin
s.
ince
Gastronomy
73
Mutfak
thin
s.
gövdesiz (şarap)
Agriculture
74
Tarım
thin
f.
budamak
75
Tarım
thin
f.
(bitkinin) zayıf kısımlarını kesmek
76
Tarım
thin
f.
teklemek
77
Tarım
thin
s.
verimsiz (toprak)
Meteorology
78
Meteoroloji
thin
s.
ince
Sport
79
Spor
thin
i.
(dağcılık) tutma yerlerinin az ve küçük olduğu tırmanış
Music
80
Müzik
thin
s.
güçlü olmayan (ses)
81
Müzik
thin
s.
rezonanstan yoksun
Photography
82
Fotoğrafçılık
thin
i.
düşük koyuluk
83
Fotoğrafçılık
thin
i.
ince kısım
84
Fotoğrafçılık
thin
s.
fotografik yoğunluğu düşük olan
85
Fotoğrafçılık
thin
s.
kontrastı düşük olan
"thin"
teriminin diğer terimlerle kazandığı İngilizce Türkçe Sözlükte anlamları : 500 sonuç
Kategori
İngilizce
Türkçe
Common Usage
1
Yaygın Kullanım
become thin
f.
zayıflamak
2
Yaygın Kullanım
make thin
f.
inceltmek
3
Yaygın Kullanım
thin out
f.
inceltmek
4
Yaygın Kullanım
very thin
s.
incecik
General
5
Genel
long and thin eggplant
i.
kemerpatlıcanı
6
Genel
a thin time
i.
sıkıntılı bir devre
7
Genel
thin and smooth leaf
i.
canfes gibi yaprak
8
Genel
thin sheet of dough
i.
yufka
9
Genel
thin glue
i.
ince tutkal
10
Genel
thin bread
i.
lavaş
11
Genel
thin shelled mussel
i.
ince kabuklu midye
12
Genel
thin skin
i.
alıngan
13
Genel
thin films
i.
ince filmler
14
Genel
thin edge of the wedge
i.
zararlı bir gelişmenin başlangıcı
15
Genel
thin edge of the wedge
i.
tehlikeli bir gelişmenin başlangıcı
16
Genel
thin-film
i.
ince film
17
Genel
thin-skinned plum
i.
üryani eriği
18
Genel
thin-lipped grey mullet
i.
pulaterina
19
Genel
razor-thin victory
i.
kıl payı farkla kazanılan zafer
20
Genel
razor-thin victory
i.
çok küçük farkla kazanılan zafer
21
Genel
rail thin
i.
sıfır beden
22
Genel
stick thin
i.
sıfır beden
23
Genel
a thin slice of melted cheese
i.
ince bir dilim eritilmiş peynir
24
Genel
stick-thin models
i.
sıska mankenler
25
Genel
getting thin
i.
incelen
26
Genel
getting thin
i.
zayıflama
27
Genel
getting thin
i.
zayıflayan
28
Genel
getting thin
i.
incelme
29
Genel
thin hair
i.
ince saç
30
Genel
thin eyebrow
i.
ince kaş
31
Genel
thin pin charger
i.
ince uçlu şarj aleti
32
Genel
thin pin charger
i.
ince uçlu şarj cihazı
33
Genel
thin dress
i.
ince elbise
34
Genel
thin leg
i.
zayıf bacak
35
Genel
thin smile
i.
yapmacık gülümseme
36
Genel
thick and thin
i.
her zorluk ve engel
37
Genel
thin air
i.
hiçbir yer
38
Genel
thin air
i.
bulunamayacak yer
39
Genel
thin person
i.
zayıf kimse
40
Genel
thin person
i.
sıska kimse
41
Genel
thin-skinnedness
i.
kırılgan olma
42
Genel
thin-skinnedness
i.
hassas olma
43
Genel
thin-skinnedness
i.
ince derili olma
44
Genel
wafer-thin
i.
çok az fark
45
Genel
a tall and thin man
i.
uzun ve ince bir adam
46
Genel
thin down
f.
seyreltmek
47
Genel
become thin and weak
f.
kurumak (kişi)
48
Genel
thin of
f.
inceltmek
49
Genel
get thin
f.
arıklamak
50
Genel
evanish into thin air
f.
havada yok olup gitmek
51
Genel
dissolve into thin air
f.
ortadan kaybolmak
52
Genel
wear thin
f.
aşınıp incelmek
53
Genel
get thin
f.
telesimek
54
Genel
get thin
f.
süzülmek
55
Genel
thin out
f.
seyreltmek
56
Genel
wear thin
f.
incelmek
57
Genel
thin out
f.
incelmek
58
Genel
thin down
f.
inceltmek
59
Genel
disappear into thin air
f.
sırra kadem basmak
60
Genel
thin out
f.
zayıflatmak
61
Genel
evanish into thin air
f.
sır olmak
62
Genel
vanish into thin air
f.
kayıplara karışmak
63
Genel
thin down
f.
zayıflatmak
64
Genel
spread something thin
f.
bir şeyi ince bir tabaka halinde sürmek
65
Genel
grow thin
f.
zayıflamak
66
Genel
become thin and weak
f.
kurumak
67
Genel
thin out
f.
zayıflamak
68
Genel
press into thin sheets
f.
ince kağıtlara basmak
69
Genel
become thin
f.
incelmek
70
Genel
thin down
f.
zayıflamak
71
Genel
thin of
f.
seyreltmek
72
Genel
get thin
f.
zayıf düşmek
73
Genel
dissolve into thin air
f.
kayıplara karışmak
74
Genel
thin of
f.
zayıflamak
75
Genel
vanish into thin air
f.
sırra kadem basmak
76
Genel
roll dough thin
f.
yufka açmak
77
Genel
get very thin
f.
tazıya dönmek
78
Genel
thin of
f.
zayıflatmak
79
Genel
get thin and weak
f.
sıskalaşmak
80
Genel
wear thin
f.
aşınmak
81
Genel
thin down
f.
incelmek
82
Genel
get very thin
f.
çöpe dönmek
83
Genel
become thin
f.
çirozlaşmak
84
Genel
vanish in thin air
f.
sırra kadem basmak
85
Genel
wear thin
f.
(şakanın vb) tadı kaçmak
86
Genel
run thin
f.
azalmak
87
Genel
thin a paint
f.
boya inceltmek
88
Genel
wear thin
f.
gitgide zayıflamak
89
Genel
wear thin
f.
yıpranmak
90
Genel
wear thin
f.
gözden düşmek
91
Genel
wear thin
f.
itibarsızlaşmak
92
Genel
as thin as a rake
s.
çok zayıf
93
Genel
very thin
s.
ipince
94
Genel
tall and thin
s.
sırık gibi
95
Genel
as thin as
s.
kadar ince
96
Genel
as thin as a rake
s.
bir deri bir kemik
97
Genel
as thin as a lath
s.
bir deri bir kemik
98
Genel
pale and thin
s.
solucan gibi
99
Genel
with long and thin moustache
s.
kaytan bıyıklı
100
Genel
very thin
s.
iskelet gibi
101
Genel
as thin as a wafer
s.
incecik
102
Genel
thin enough
s.
yeterince ince
103
Genel
thin skinned
s.
duygusal
104
Genel
frail and thin
s.
zayıf nahif
105
Genel
as thin as a rake
s.
değnek gibi
106
Genel
as thin as
s.
gibi zayıf
107
Genel
as thin as a lath
s.
çok zayıf
108
Genel
as thin as
s.
gibi ince
109
Genel
as thin as
s.
kadar zayıf
110
Genel
as thin as a lath
s.
çöp gibi
111
Genel
as thin as a rake
s.
çöp gibi
112
Genel
as thin as a lath
s.
dal gibi
113
Genel
as thin as a rake
s.
dal gibi
114
Genel
as thin as a lath
s.
değnek gibi
115
Genel
wafer-thin
s.
zar gibi ince
116
Genel
wafer-thin
s.
incecik
117
Genel
thin-skinned
s.
buluttan nem kapan
118
Genel
thin-skinned
s.
darılgan
119
Genel
thin-sliced
s.
ince dilimlenmiş
120
Genel
wafer-thin
s.
ipince
121
Genel
thin-skinned
s.
alıngan
122
Genel
thin-skinned
s.
kırılgan
123
Genel
thin-skinned
s.
hassas
124
Genel
thin-skinned
s.
fazla duygusal
125
Genel
too thin
s.
(gereğinden fazla) fazla zayıf
126
Genel
razor-thin
s.
jilet gibi ince
127
Genel
razor-thin
s.
çok ince
128
Genel
thick-and-thin
s.
körü körüne sadakat gösteren
129
Genel
thick-and-thin
s.
asla ihanet etmeyen
130
Genel
thin-bodied
s.
zayıf
131
Genel
thin-lipped
s.
ince dudaklı
132
Genel
thin-skinned
s.
ince derili
133
Genel
thin-skinned
s.
ince kabuklu
134
Genel
thin-hided
s.
hassas
135
Genel
wafer-thin
s.
oldukça az
136
Genel
wafer-thin
s.
fazlasıyla ince ve düz
137
Genel
paper-thin
s.
aşırı ince
138
Genel
paper-thin
s.
kağıt gibi ince
139
Genel
paper-thin
s.
yetersiz
140
Genel
paper-thin
s.
eften püften
141
Genel
paper-thin
s.
ikna etmeyen
142
Genel
paper-thin
s.
uydurma
143
Genel
out of thin air
zf.
havadan
144
Genel
out of thin air
zf.
hiç yoktan
Phrasals
145
Öbek Fiiller
thin down
f.
küçültmek
146
Öbek Fiiller
thin down
f.
azaltmak
147
Öbek Fiiller
thin down
f.
kısmak
148
Öbek Fiiller
thin down
f.
sayısını azaltmak/düşürmek
149
Öbek Fiiller
thin out
f.
seyrelmek
150
Öbek Fiiller
thin out
f.
yoğunluğu azalmak
151
Öbek Fiiller
thin out
f.
sayısını azaltmak/düşürmek
Phrases
152
İfadeler
through thick and thin
zf.
iyi günde kötü günde
Proverb
153
Atasözü
thin edge of the wedge
sıçan geçer yol olur
Colloquial
154
Konuşma Dili
thin dime [dated] [us]
i.
incecik bir on sent
155
Konuşma Dili
thin dime [dated] [us]
i.
tek bir bozukluk
156
Konuşma Dili
thin dime [dated] [us]
i.
cüzi bir para
157
Konuşma Dili
thin dime
i.
çok az miktarda para
158
Konuşma Dili
thin dime
i.
cüzi bir fiyat
159
Konuşma Dili
thin dime
i.
ucuz şey
160
Konuşma Dili
bone-thin
s.
bir deri bir kemik
161
Konuşma Dili
thin on the ground
expr.
bir elin parmaklarını geçmez
162
Konuşma Dili
rail thin
expr.
ipince
163
Konuşma Dili
my patience is wearing thin
expr.
sabrım taşıyor
164
Konuşma Dili
rail thin
expr.
zapzayıf
165
Konuşma Dili
no matter how thin you slice it, it's still baloney
expr.
ne kadar süslersen süsle hala aynı zırvalık
166
Konuşma Dili
no matter how thin you slice it, it's still baloney
expr.
ne kadar boyarsan boya hala aynı saçmalık
Idioms
167
Deyim
a thin skin
i.
alıngan tip
168
Deyim
thin as a rail
i.
aşırı zayıf
169
Deyim
as thin as a rail
i.
aşırı zayıf
170
Deyim
thin as a rake
i.
aşırı zayıf
171
Deyim
as thin as a rake
i.
aşırı zayıf
172
Deyim
thin end of the wedge
i.
gittikçe büyüyen bir hareketin ilk adımı
173
Deyim
thin end of the wedge
i.
gittikçe önemli olan bir hareketin ilk adımı
174
Deyim
a fine/thin line
i.
ince bir çizgi
175
Deyim
a thin line
i.
ince çizgi
176
Deyim
a thin skin
i.
kolay alınan kimse
177
Deyim
(the) thin end of the wedge
i.
küçük ama nihayetinde istenmeyen sonuçlar doğuracak bir durum
178
Deyim
thin excuse
i.
sudan bahane
179
Deyim
a thin skin
i.
kolay alınan kimse
180
Deyim
a thin line between love and hate
i.
sevgi ve nefret arasında ince bir çizgi
181
Deyim
thin reed
i.
güvenilmeyecek, zayıf bir umut/destek
182
Deyim
appear out of thin air
f.
birdenbire/aniden belirivermek/ortaya çıkmak
183
Deyim
appear out of thin air
f.
kolay kolay önüne çıkmak
184
Deyim
appear out of thin air
f.
bir daha bu (şeyi) bulamamak
185
Deyim
tread a thin line between (something)
f.
(iki şey) arasında çok ince bir çizgide olmak/yürümek
186
Deyim
tread a thin line between (something)
f.
(iki şey) arasında denge kurmak
187
Deyim
tread a thin line between (something)
f.
(iki şey) arasında denge oluşturmak
188
Deyim
tread a thin line between (something)
f.
(iki şey) arasında denge sağlamak
189
Deyim
into thin air
f.
aniden yok olmak
190
Deyim
skate on thin ice
f.
arının kovanına çöp sokmak
191
Deyim
walk on thin ice
f.
ayağını denk almak
192
Deyim
stretch oneself too thin
f.
aynı anda pek çok işle uğraşmak
193
Deyim
spread oneself too thin
f.
aynı anda pekçok işle uğraşmak
194
Deyim
be thin on the ground
f.
az bulunur olmak
195
Deyim
be as thin as a rake (brit/aus)
f.
bir deri bir kemik olmak
196
Deyim
be as thin as a lath
f.
bir deri bir kemik kalmak
197
Deyim
be as thin as a rail (us)
f.
bir deri bir kemik olmak
198
Deyim
be as thin as a rake
f.
bir deri bir kemik kalmak
199
Deyim
be as thin as a stick
f.
bir deri bir kemik kalmak
200
Deyim
vanish into thin air
f.
buhar olmak
201
Deyim
be as thin as a rake
f.
çok zayıflamak
202
Deyim
walk on thin ice
f.
dikkatli olmak
203
Deyim
have a thin time
f.
darda olmak
204
Deyim
be as thin as a stick
f.
çöpe dönmek
205
Deyim
be as thin as a lath
f.
çöpe dönmek
206
Deyim
be as thin as a rake
f.
çöpe dönmek
207
Deyim
have a thin time of it
f.
darda olmak
208
Deyim
be as thin as a lath
f.
çok zayıflamak
209
Deyim
walk on thin ice
f.
dikkat etmek zorunda olmak
210
Deyim
be as thin as a stick
f.
çok zayıflamak
211
Deyim
walk on thin ice
f.
dikkat etmek
212
Deyim
pull something out of thin air
f.
hiç yoktan yaratmak
213
Deyim
be (skating/walking) on thin ice
f.
ince buz üzerinde yürümek
214
Deyim
walk a thin line between something
f.
ince bir çizgi üzerinde yürümek
215
Deyim
walk a thin line between something
f.
iki tarafı da dengede tutmak
216
Deyim
walk on thin ice
f.
ince buz üzerinde yürümek
217
Deyim
skate on thin ice
f.
ince buz üzerinde yürümek
218
Deyim
be as thin as a rail (us)
f.
kemikleri sayılacak kadar zayıf olmak
219
Deyim
get thin on top
f.
kelleşmek
220
Deyim
stretch oneself too thin
f.
kapasiteyi zorlamak
221
Deyim
be as thin as a rake (brit/aus)
f.
kemikleri sayılacak kadar zayıf olmak
222
Deyim
be thin on top
f.
kafasında az saç olmak
223
Deyim
spread oneself too thin
f.
kırk tarakta bezi olmak
224
Deyim
disappear into thin air
f.
kayıplara karışmak
225
Deyim
skate on thin ice
f.
risk altında olmak
226
Deyim
have a thin time
f.
parasız kalmak
227
Deyim
have a thin time of it
f.
parasız kalmak
228
Deyim
skate on thin ice
f.
riskli bir iş yapmak
229
Deyim
be (skating/walking) on thin ice
f.
risk altında olmak
230
Deyim
get thin on top
f.
saçları dökülmek
231
Deyim
pull something out of thin air
f.
şapkadan tavşan çıkarmak
232
Deyim
wear thin
f.
sabrı taşmak
233
Deyim
be (skating/walking) on thin ice
f.
riskli bir iş yapmak
234
Deyim
walk on thin ice
f.
temkinli davranmak
235
Deyim
be thin on the ground
f.
türüne az rastlanır olmak
236
Deyim
have a thin time
f.
(maddi olarak) dara düşmek
237
Deyim
have a thin time of it
f.
(maddi olarak) dara düşmek
238
Deyim
have a thin time of it
f.
(parasal olarak) sıkıntıya düşmek
239
Deyim
have a thin time
f.
(parasal olarak) sıkıntıya düşmek
240
Deyim
tread/walk a thin line
f.
ince bir çizgide olmak
241
Deyim
tread/walk a thin line
f.
ince bir çizgide yürümek
242
Deyim
tread/walk a thin line
f.
tehlikeli sularda yüzmek
243
Deyim
tread/walk a thin line
f.
hata yapmaya elverişli zor/tehlikeli bir durumun içerisinde olmak
244
Deyim
tread/walk a thin line
f.
ince bir çizginin iki tarafında gidip gelmek
245
Deyim
have a thin skin
f.
kolayca kırılan biri olmak
246
Deyim
have a thin skin
f.
söylenenlere hemen üzülmek
247
Deyim
have a thin skin
f.
çok duyarlı olmak
248
Deyim
have a thin skin
f.
alıngan olmak
249
Deyim
have a thin skin
f.
kolay alınan biri olmak
250
Deyim
appear out of thin air
f.
bir anda ortaya çıkmak
251
Deyim
appear out of thin air
f.
yoktan var olmak
252
Deyim
appear out of thin air
f.
birden bire belirivermek
253
Deyim
have a thin skin
f.
kolay alınan biri olmak
254
Deyim
appear out of thin air
f.
birdenbire/aniden belirivermek/ortaya çıkmak
255
Deyim
appear out of thin air
f.
bir anda ortaya çıkmak
256
Deyim
appear out of thin air
f.
yoktan var olmak
257
Deyim
appear out of thin air
f.
birdenbire belirivermek
258
Deyim
appear out of thin air
f.
nereden olduğu belli olmayan bir şekilde ortaya çıkmak
259
Deyim
be (walking) on thin ice
f.
ince buz üzerinde yürümek
260
Deyim
be (walking) on thin ice
f.
riskli bir iş yapmak
261
Deyim
be (walking) on thin ice
f.
büyük risk altında olmak
262
Deyim
be (walking) on thin ice
f.
tehlike altında olmak
263
Deyim
be (walking) on thin ice
f.
tehlikeli sularda yüzmek
264
Deyim
be skating on thin ice
f.
ince buz üzerinde yürümek
265
Deyim
be skating on thin ice
f.
riskli bir iş yapmak
266
Deyim
be skating on thin ice
f.
tehlikeli sularda yüzmek
267
Deyim
be skating on thin ice
f.
büyük bir risk almak/riske girmek
268
Deyim
be thin on top
f.
saçları dökülmüş olmak/dökülmek
269
Deyim
be thin on top
f.
kelleşmiş olmak/kelleşmek
270
Deyim
be thin on top
f.
tepesi açılmak
271
Deyim
be thin on top
f.
kafasında az saç olmak/kalmak
272
Deyim
get thin on top
f.
saçları dökülmüş olmak/dökülmek
273
Deyim
get thin on top
f.
kelleşmiş olmak/kelleşmek
274
Deyim
get thin on top
f.
tepesi açılmak
275
Deyim
get thin on top
f.
kafasında az saç olmak/kalmak
276
Deyim
disappear into thin air
f.
yer yarılıp yerin dibine girmek
277
Deyim
disappear into thin air
f.
buhar olmak
278
Deyim
pluck (something) out of the thin air
f.
(bir şeyi) uydurmak
279
Deyim
pluck (something) out of the thin air
f.
(bir şeyi) rastgele söylemek/üretmek
280
Deyim
pluck (something) out of the thin air
f.
(bir şeyi) tesadüfen ortaya çıkarmak
281
Deyim
pluck (something) out of the thin air
f.
(bir şeyi) gökten zembille indirmek
282
Deyim
pull (something) out of the/thin air
f.
(bir şeyi) hiç yoktan yaratmak
283
Deyim
pull (something) out of the/thin air
f.
şapkadan tavşan çıkarmak
284
Deyim
pull (something) out of the/thin air
f.
(bir şeyi) yoktan var etmek
285
Deyim
pull (something) out of the/thin air
f.
(bir şeyi) uydurmak
286
Deyim
pull (something) out of the/thin air
f.
(bir şeyi) rastgele söylemek/üretmek
287
Deyim
pull (something) out of the/thin air
f.
(bir şeyi) tesadüfen ortaya çıkarmak
288
Deyim
pull (something) out of the/thin air
f.
(bir şeyi) gökten zembille indirmek
289
Deyim
spread (oneself) thin
f.
aynı anda pek çok işle uğraşmak
290
Deyim
spread (oneself) thin
f.
kırk tarakta bezi olmak
291
Deyim
spread (oneself) thin
f.
aynı anda birçok işe bölünmek
292
Deyim
spread (something or oneself) too thin
f.
(birini/bir şeyi) pek çok işe/göreve bölmek
293
Deyim
spread thin
f.
aynı anda pek çok işle uğraşmak
294
Deyim
spread thin
f.
aynı anda birçok işe bölünmek
295
Deyim
spread thin
f.
kırk tarakta bezi olmak
296
Deyim
spread too thin
f.
aynı anda pek çok işle uğraşmak
297
Deyim
spread too thin
f.
aynı anda birçok işe bölünmek
298
Deyim
spread too thin
f.
kırk tarakta bezi olmak
299
Deyim
spread yourself too thin
f.
aynı anda pek çok işle uğraşmak
300
Deyim
spread yourself too thin
f.
aynı anda birçok işe bölünmek
301
Deyim
spread yourself too thin
f.
kırk tarakta bezi olmak
302
Deyim
tread/walk a thin line
f.
çok ince bir çizgide olmak/yürümek
303
Deyim
tread/walk a thin line
f.
tehlikeli sularda yüzmek
304
Deyim
walk on a thin line between (something) and (something else)
f.
(bir şeyle başka bir şey) arasında ince bir çizgi üzerinde yürümek/ilerlemek
305
Deyim
spread oneself thin
f.
işi başından aşkın olmak
306
Deyim
spread oneself thin
f.
aynı anda birden fazla iş ile uğraşmak
307
Deyim
spread oneself thin
f.
iki ayağı bir pabuca girmek
308
Deyim
thin on top
s.
kabak gibi
309
Deyim
paper thin
s.
kağıt kadar ince
310
Deyim
paper thin
s.
kağıt inceliğinde
311
Deyim
paper thin
s.
kağıt gibi
312
Deyim
paper thin
s.
çok zayıf
313
Deyim
paper thin
s.
çok yetersiz
314
Deyim
skating on thin ice
s.
tehlikeli sularda yüzen
315
Deyim
skating on thin ice
s.
riskli bir iş yapan
316
Deyim
skating on thin ice
s.
büyük bir risk alan/riske giren
317
Deyim
thin as a stick
expr.
aşırı zayıf
318
Deyim
as thin as a stick
expr.
aşırı zayıf
319
Deyim
on thin ice
expr.
büyük bir riske girmiş
320
Deyim
on thin ice
expr.
çok riskli durum
321
Deyim
on thin ice
expr.
çok kırılgan durumda
322
Deyim
through thick and thin
expr.
hem iyi hem kötü günlerde
323
Deyim
out of thin air
expr.
hiç yoktan
324
Deyim
through thick and thin
expr.
her güçlüğe katlanarak
325
Deyim
from thin air
expr.
hiç yoktan
326
Deyim
through thick and thin
expr.
iyi günde de kötü günde de
327
Deyim
as thin as a stick
expr.
incecik
328
Deyim
thin as a stick
expr.
incecik
329
Deyim
as thin as a rake
expr.
incecik
330
Deyim
thin as a rake
expr.
incecik
331
Deyim
as thin as a rail
expr.
incecik
332
Deyim
thin as a rail
expr.
incecik
333
Deyim
as thin as a rake
expr.
ipince
334
Deyim
as thin as a rail
expr.
ipince
335
Deyim
on thin ice
expr.
incecik buz üstünde
336
Deyim
on thin ice
expr.
müşkül vaziyette
337
Deyim
on thin ice
expr.
nazik durumda
338
Deyim
on thin ice
expr.
pamuk ipliğine bağlı
339
Deyim
thin end of the wedge
expr.
sonradan başa iş açabilecek önemsiz şey
340
Deyim
on thin ice
expr.
tehlikeli durumda
341
Deyim
on thin ice
expr.
tehlikede
342
Deyim
as thin as a rake
expr.
zapzayıf
343
Deyim
on thin ice
expr.
zor durum
344
Deyim
as thin as a rail
expr.
zapzayıf
345
Deyim
on thin ice
expr.
ince bir buz tabakası üstünde
346
Deyim
make out of thin air
yoktan var etmek
347
Deyim
create out of thin air
yoktan var etmek
348
Deyim
pull something out of thin air
yoktan var etmek
349
Deyim
from thin air
yoktan
350
Deyim
out of thin air
yoktan
351
Deyim
be thin on top
saçları dökülmüş olmak
352
Deyim
be thin on top
kelleşmiş olmak
353
Deyim
be thin on top
kelleşmek
354
Deyim
be thin on top
tepesi açılmak
Speaking
355
Konuşma
the walls are thin
expr.
duvarlar ince
356
Konuşma
my patience is wearing thin
expr.
sabrım tükeniyor
Trade/Economic
357
Ticaret/Ekonomi
thin market
i.
dar piyasa
358
Ticaret/Ekonomi
thin market
i.
işlem hacmi düşük olan piyasa
359
Ticaret/Ekonomi
thin capitalization
i.
örtülü sermaye
360
Ticaret/Ekonomi
thin capitalisation
i.
örtülü sermaye
361
Ticaret/Ekonomi
thin capitalization
i.
örtülü sermaye
362
Ticaret/Ekonomi
thin capitalisation
i.
örtülü sermaye
363
Ticaret/Ekonomi
thin capitalisation
i.
örtülü sermaye
364
Ticaret/Ekonomi
thin capitalization
i.
örtülü sermaye
365
Ticaret/Ekonomi
thin capitalization
i.
örtülü sermaye
366
Ticaret/Ekonomi
thin market
i.
sığ piyasa
367
Ticaret/Ekonomi
thin corporation
i.
sermayesi ağırlıklı olarak hissedarlardan borçlanma yoluyla sağlanan şirket
368
Ticaret/Ekonomi
thin capitalization
i.
sermayesi ağırlıklı olarak hissedarlardan borçlanma yoluyla sağlanan şirket
369
Ticaret/Ekonomi
thin market
i.
zayıf piyasa
Technical
370
Teknik
hexagon thin nut
i.
altıköşe ince somun
371
Teknik
extra thin sheet glass
i.
çok ince düz cam
372
Teknik
thin flexible vertical specimen
i.
düşey konumlu ince esnek deney numunesi
373
Teknik
ferroelectric thin films
i.
ferrolektrik ince zar
374
Teknik
thin oil
i.
ince yağ
375
Teknik
thin-shell tube
i.
ince etli boru
376
Teknik
thin film coating
i.
ince film kaplama
377
Teknik
thin-film coating
i.
ince örtü
378
Teknik
thin sheet metal
i.
ince sac
379
Teknik
thin-layer chromatography
i.
ince tabaka kromatografisi
380
Teknik
thin plastic sheet
i.
ince plastik levha
381
Teknik
thin film resistor
i.
ince film direnç
382
Teknik
thin lens
i.
ince mercek
383
Teknik
thin film deposition techniques
i.
ince zar bırakım yöntemleri
384
Teknik
thin sheet steel
i.
incesac
385
Teknik
thin walled pressure vessel
i.
ince cidarlı basınçlı tüp
386
Teknik
thin sheet glass
i.
ince pencere camı
387
Teknik
thin-film storage
i.
ince film bellek
388
Teknik
thin-film electroluminescence
i.
ince zar elektriksel ışıması
389
Teknik
thin-film lubrication
i.
ince filmli yağlama
390
Teknik
thin oxide film
i.
ince oksit zar
391
Teknik
thin hexagonal head bolt
i.
ince altıgen başlı civata
392
Teknik
magnetic thin film
i.
ince manyetik film
393
Teknik
thin plate
i.
ince levha
394
Teknik
thin-lens equation
i.
ince mercek denklemi
395
Teknik
thin foil
i.
ince folyo
396
Teknik
thin foil
i.
ince varak
397
Teknik
thin section
i.
ince yer
398
Teknik
thin slab casting machine
i.
ince yassıkütük döküm makinesi
399
Teknik
thin section analysis
i.
ince kesit analizi
400
Teknik
thin-layer chromatography
i.
ince tabaka kromatografısi
401
Teknik
thin-walled half bearing
i.
ince cidarlı yarım yatak
402
Teknik
thin film coating
i.
ince zar kaplama
403
Teknik
thin ethernet
i.
ince ethernet
404
Teknik
thin-walled circular cylindrical tube
i.
ince-kalınlıklı dairesel silindirik tüp
405
Teknik
thin plate model
i.
ince levha modeli
406
Teknik
thin-edged blade
i.
ince kenarlı kanat
407
Teknik
thin film
i.
ince film
408
Teknik
thin-walled pipe
i.
ince etli boru
409
Teknik
thin stratum
i.
ince tabaka
410
Teknik
thin-film memory
i.
ince film bellek
411
Teknik
thin walled plain bearing
i.
ince cidarlı kaymalı yatak
412
Teknik
thin film
i.
ince zar
413
Teknik
thin section
i.
ince profil
414
Teknik
thin film diamond
i.
ince zar elması
415
Teknik
thin layer chromatographic method
i.
ince tabaka kromatografisi yöntemi
416
Teknik
thin film technology
i.
ince film teknolojisi
417
Teknik
thin natural screen
i.
ince doğal örtü
418
Teknik
thin section
i.
ince kesit
419
Teknik
thin wall
i.
ince duvar
420
Teknik
thin slab casting
i.
ince yassıkütük dökümü
421
Teknik
thin ribbed plate
i.
ince kaburgalı levha
422
Teknik
thin slab
i.
ince slab
423
Teknik
multiple thin layers
i.
ince çok katlı tabakalar
424
Teknik
thin-film capacitor
i.
ince film kondansatör
425
Teknik
thin sheet steel
i.
ince çelik levha
426
Teknik
thin-walled bearing
i.
ince cidarlı yarım yatak
427
Teknik
thin-wailed open sections
i.
ince cidarlı açık kesitler
428
Teknik
thin slab
i.
ince yassıkütük
429
Teknik
thin plate weir
i.
ince kenarlı savak
430
Teknik
thin-slab vault
i.
kabuktonoz
431
Teknik
thin-plate weir
i.
keskin kenarlı savak
432
Teknik
medium thin slab casting
i.
orta incelikli slab dökümü
433
Teknik
medium thin slab casting
i.
orta incelikli yassıkütük dökümü
434
Teknik
chamfered hexagon thin nut
i.
pahlı altıköşe ince somun
435
Teknik
direct current in the electrodes of thin metal foils and polycarbonate film dielectric
i.
polikarbonat film dielektrik ve ince metal yaprakların elektrotlarındaki doğru akım
436
Teknik
unchamfered hexagon thin nut
i.
pahsız altıköşe ince somun
437
Teknik
intersector thin flexible card
i.
sektörlerarası ince esnek kart
438
Teknik
thin route network
i.
seyrek trafikli ağ
439
Teknik
thin section
i.
ultramikrotomda dilinmiş kesit
440
Teknik
make thin
f.
inceltmek
441
Teknik
thick-and-thin
s.
bir kasnağı diğerinden daha kalın olan (halat takımı)
442
Teknik
thin walled
s.
ince cidarlı
443
Teknik
screened and thin wall sheathed
s.
ince duvar örtülü ve siperli
444
Teknik
thin-walled
s.
ince etli
445
Teknik
thin-wall
s.
ince cidarlı
446
Teknik
thin-walled
s.
ince duvar
447
Teknik
thin-walled
s.
ince duvarlı
448
Teknik
thin-walled
s.
ince cidarlı
449
Teknik
thin-walled
s.
narin cidarlı
450
Teknik
thin-webbed
s.
narin gövdeli
Computer
451
Bilgisayar
thin client
i.
bağlı program
452
Bilgisayar
thin paper
i.
ince kağıt
453
Bilgisayar
thin frame
i.
ince çerçeve
454
Bilgisayar
magnetic thin film
i.
ince manyetik film
455
Bilgisayar
thin space
i.
ince boşluk
456
Bilgisayar
thin client
i.
sunucudaki sisteme bağlı çalışan yazılım veya donanım cihazı
457
Bilgisayar
thin client
i.
zayıf istemci
Informatics
458
Bilişim
thin provisioning
i.
bilgi işlem kaynaklarının daha akıllıca tahsis edilmesi ile daha az kaynak kullanma/satın alma
459
Bilişim
thin film circuit
i.
ince film devre
460
Bilişim
thin server
i.
küçük sunucu
461
Bilişim
thin client fat server model
i.
küçük istemci büyük sunucu modeli
462
Bilişim
thin client
i.
küçük istemci
463
Bilişim
thin client
i.
sade istemci
464
Bilişim
thin route network
i.
seyrek trafikli ağ
Telecom
465
Telekom
thin client
i.
ince istemci
466
Telekom
thin-film optical modulator
i.
ince filmli optik kipleyici
467
Telekom
thin client fat server model
i.
ince istemci büyük sunucu modeli
468
Telekom
thin-film optical waveguide
i.
ince film optik dalga kılavuzu
469
Telekom
thin server
i.
küçük sunucu
470
Telekom
thin route network
i.
seyrek güzergahlı ağ
Electric
471
Elektrik
thin-wall conduit
i.
elektrik kablolarının etrafını çevirmekte kullanılan hafif çelik boru
472
Elektrik
thin film resistor
i.
ince film direnç
Textile
473
Tekstil
thin socks
i.
ince çorap
474
Tekstil
thick-and-thin
s.
aralıklı olarak daha kalın kısımları olan (iplik)
Construction
475
İnşaat
thin-shell concrete
i.
ince betonarme kemerli/kubbeli çatı
476
İnşaat
thin board
i.
balar
477
İnşaat
thin arch dam
i.
ince kemer baraj
478
İnşaat
thin film oven
i.
ince örtü fırını
479
İnşaat
thin-shell precast concrete ribbed panel
i.
öndökümlü filigran döşeme panosu
480
İnşaat
thin board
i.
padavra
Automotive
481
Otomotiv
hex thin nut
i.
altı köşe kontra somun
482
Otomotiv
thin wall casting
i.
ince cidarlı döküm
483
Otomotiv
thin film transistor liquid crystal display
i.
ince film transistörlü sıvı kristal ekran
484
Otomotiv
thin lining
i.
ince kaplama
485
Otomotiv
thin film technology
i.
ince film teknolojisi
486
Otomotiv
thin lining
i.
ince balata
Traffic
487
Trafik
thin levelling surface
i.
ince tesviye yüzeyi
488
Trafik
thin surface layer
i.
ince tesviye tabakası
Marine
489
Denizcilik
thick-and-thin block
i.
aynı düzlemde farklı çaplarda iki kasnağı olan palanga makarası
Medical
490
Medikal
thin lips
i.
ince dudaklar
491
Medikal
thin-layer chromatography
i.
ince tabaka kromatografisi
492
Medikal
thin-slice imaging
i.
ince kesit görüntüleme
493
Medikal
thin layer chromatography
i.
ince tabaka kromatografisi
494
Medikal
thin layer liquid-based cytology
i.
ince tabaka sıvı bazlı sitoloji
495
Medikal
thin layer chromatography
i.
ince tabaka kromatografi
Food Engineering
496
Gıda
thin layer chromatography method
i.
ince tabaka kromatografisi metodu
497
Gıda
thin juice
i.
sulu şerbet
Gastronomy
498
Mutfak
thin-boiling starch
i.
sıcak suda çözünen modifiye nişasta
499
Mutfak
quince in thin syrup
i.
ayva kompostosu
500
Mutfak
deep fried water thin dough with raw minced meat filling
i.
çiğ börek
×
Pronunciation in context (
out of
)
Pronunciation of thin
×
Terim Seçenekleri
Çeviri Öner / Düzelt
Fransızca İngilizce Sözlük
İspanyolca İngilizce Sözlük
Almanca İngilizce Sözlük
İngilizce Eşanlam Sözlük
Google Images
Merriam Webster
Dictionary.com
The Free Dictionary
Abbreviations
Wikipedia in English
Wikipedia in Turkish
Urban Dictionary
German, LEO
Chinese, Dict.Cn
Spanish, SpanishDict
Russian, Multitran.ru
Medical, MedicineNet
İşaret Dili, Signing Savvy