yeni şey - Turco Inglés Diccionario
Historia

yeni şey



Significados de "yeni şey" en diccionario inglés turco : 3 resultado(s)

Turco Inglés
General
yeni şey innovation n.
yeni şey fangle n.
Slang
yeni şey cherry n.

Significados de "yeni şey" con otros términos en diccionario inglés turco: 72 resultado(s)

Turco Inglés
General
yeni çıkmış şey novelty n.
farklı malzemeleri bir araya getirip yeni bir şey ortaya çıkaran kimse bricoleur n.
kişinin kullandığı veya giydiği, yeni veya farklı olarak kabul edilen ve başkalarının o kişiyi fark etmesi için tasarlanmış her türlü şey fashion statement n.
yeni çıkan şey novity n.
yeni olan şey new n.
bir yere yeni gelen veya varan şey newcome n.
yeni çıkmış şey newfangle n.
yeni kurulmuş şey youngster n.
içinden yeni bir şey türeyen, oluşan veya gelişen şey matrix n.
geçmişi veya herhangi bir şeye dayalı olmayıp tamamen yeni yapılmış şey whole cloth n.
yeni sunulan şey introduction n.
yeni tanıtılan şey introduction n.
dışarıdan getirilip tanıtılmış yeni şey invection [obsolete] n.
yeni olan şey fledgeling n.
yeni olan şey fledgling n.
en yeni şey forefront n.
eski bir giysiden yeni bir şey yapmak cut down a piece of clothing into v.
yerini almak (yeni bir şey eski bir şeyin) supersede v.
yerini almak (yeni bir şey eski bir şeyin) supplant v.
yeni bir şey üzerinde çalışmak work on something new v.
(yeni bir şey şerefine) ziyafet vermek hansel v.
bilgi edinmek veya yeni bir şey fark etmek için dikkatle elden geçirmek glean v.
yeni bir şey ortaya koymak ideate v.
yeni bir şey yok nothing new interj.
Phrasals
bir kursta/toplantıda yeni bir şey öğrenmek bring away v.
bir kursta/toplantıda yeni bir şey öğrenmek bring something away v.
bir kursta/toplantıda yeni bir şey öğrenmek bring something away v.
yeni bir şey ile ilgili birinin görüşlerine başvurmak try something on with someone v.
yeni bir şey edinmek take up v.
yeni bir şey elde etmek/bir şeyi değiştirmek için iki veya daha fazla farklı şeyi birleştirmek splice together v.
yeni bir şey elde etmek/bir şeyi değiştirmek için iki veya daha fazla farklı şeyi birbirine eklemek splice together v.
yeni bir şey elde etmek/bir şeyi değiştirmek için iki veya daha fazla farklı şeyi bir araya getirmek splice together v.
eski bir şeyi yeni bir şey ile birleştirmek vamp up v.
bir şeyi kaldırıp yerine yeni bir şey koymak swap out v.
(yeni/farklı biri/bir şey) haline gelmek develop into (someone or something) v.
(yeni bir şey üretimi) için fabrikanın ekipmanlarını yenilemek retool for (something) v.
Phrases
yeni yılda her şey gönlünce olsun all the best of the new year expr.
Proverb
yeni/değişen hiçbir şey yok there is nothing new under the sun
her gün yeni bir şey öğrenirsin you learn something new every day [cliché]
Colloquial
yeni bir şey new one n.
piyasaya yeni çıkmış şey drop n.
yeni veya bilinmeyen bir şey yapmaya başlamak dip one's toes in v.
(benim için) yeni bir şey that's a new one (on me) expr.
yeni bir şey değil it's the old story expr.
Idioms
yeni bir soluk getiren/katan şey a variation on the theme of (something) n.
yeni bir hava katan şey a variation on the theme of (something) n.
yeni bir şey a new kid on the block n.
insanların hayatına yeni girmiş bir şey a new kid on the block n.
yeni bir şey a new one on n.
yeni bir şey değil old story n.
yeni bir şey değil the same old rigmarole n.
yeni veya farklı bir şey denemek make a stab at something v.
yeni bir şey bulmak break new ground v.
yeni veya farklı bir şey denemek have a stab at something v.
yeni bir şey yapmak break new ground v.
yeni bir şey ortaya çıkarmak break new ground v.
yeni bir şey yapmak break fresh/new ground v.
(bir şey) olduğunda (başka bir şey) daha yeni/henüz bitmiş/olmuş olmak no sooner (do something) than (do something else) v.
herhangi bir şey (yeni olması şartdeğil) any old thing expr.
yeni bir şey değil it's the same old rigmarole expr.
yeni/değişen hiçbir şey yok nothing new under the sun expr.
yeni/değişen hiçbir şey yok there's nothing new under the sun expr.
Speaking
bu yeni bir şey değil it's nothing new expr.
yeni bir şey söyle so what else is new expr.
Technical
yeni parçalarla donatılan şey retrofit n.
Medical
yeni doğanın kendisine bir şey uzatıldığında onu kavrama için gösterdiği refleks palmar grasp reflex n.
yeni doğanın kendisine bir şey uzatıldığında onu kavrama için gösterdiği refleks palmar grasp n.
Psychology
yeni bir şey öğrenme sürecinde önceki bilgi veya alışkanlığın yeniyle çatışarak yavaşlatıcı etki yapması negative transfer n.
Astronomy
yeni bir şey sunmak demo v.
Linguistics
adı olmayan bir şey için türetilmiş yeni sözcük sniglet n.
Art
farklı parçaları birleştirip yeni bir şey ortaya çıkarma bricolage n.
Cinema
garp cephesinde yeni bir şey yok all quiet on the western front n.