çevresinde - Turc Anglais Dictionnaire
Historique

çevresinde



Sens de "çevresinde" dans le Dictionnaire Anglais-Turc : 12 résultat(s)

Turc Anglais
Common Usage
çevresinde around adv.
General
çevresinde about adv.
çevresinde around adv.
çevresinde round about adv.
çevresinde round prep.
çevresinde circum prep.
Phrases
çevresinde around (someone or something) adv.
Idioms
çevresinde neck of the woods expr.
çevresinde in backyard expr.
çevresinde in your backyard expr.
Technical
çevresinde around adv.
Medical
çevresinde peri- pref.

Sens de "çevresinde" avec d'autres termes dans le Dictionnaire Anglais-Turc : 268 résultat(s)

Turc Anglais
General
iş çevresinde cinsel rol sex role in the work environment n.
genellikle bir tezgah çevresinde oturulan, hafif yiyecek ve çeşitli içeceklerin satıldığı küçük restoran snack bar n.
tayland ve çevresinde yetişen bir meyve jackfruit n.
hareketli bir cismin çevresinde oluşan yüzey periptery n.
ünlü insanları tanıyormuş gibi yaparak çevresinde prim yapmaya çalışan kimse name-dropper n.
kutsal bir nesnenin çevresinde dönme circumambulation n.
güneş gözlüğü ile güneşlendikten sonra göz çevresinde kalan iz panda eyes (uk) n.
güneş gözlüğü ile güneşlendikten sonra göz çevresinde kalan iz raccoon eyes n.
güneş gözlüğü ile güneşlendikten sonra göz çevresinde kalan iz raccoon eye n.
yüz üstü yatırıp çevresinde bazı oyuncaklar koyarak bebeklerin oyuncaklara ulaşması için sürünmeye ve emeklemeye teşvik edildiği bir aktivite tummy time n.
eskiden cayuga gölü çevresinde yaşayan kızılderili halkına mensup olan kimse cayuga n.
sulawesi adası'nın güneybatısında yer alan makassar liman kentinde ve bu kentin çevresinde yaşayan endonezyalı bir halka mensup kimse makassarese n.
hindistan'ın bihar eyaletinde ve çevresinde yaşayan kimse bihari n.
eskiden güney-orta kuzey dakota'nın güney ve orta kesimlerinde missouri nehri boyunca sıralanan köylerde yaşayıp günümüzde sakakawea gölü çevresinde bulunan amerikan yerli halkına mensup kimse mandan n.
hanedan armasının arkasında ve çevresinde yer alan hanedanlık sembolü mantling n.
bir sayfadaki basılı ve yazılı materyalin çevresinde yer alan boşluk margent n.
bazı kaynak sularının yüzeyinde veya çevresinde bulunan yumurta akına benzer yapışkan bir madde glairin n.
glasgow sanat okulu çevresinde toplanmış ve 19. yüzyılın sonu ile 20. yüzyılın başında etkili olmuş bir grup tasarımcı glasgow school n.
(bir şeyin) çevresinde daire oluşturan kimse ringer n.
birtakım kategorilerdeki mahkumların hapishane çevresinde kurulan sınırlı alanda yaşama özgürlüğü rule n.
birtakım kategorilerdeki mahkumların yaşayabilecekleri, hapishane çevresinde kurulan sınırlı alan rules n.
hırvatistan'da veya yakın çevresinde çalışan silahlı memur pandoor n.
liman çevresinde yer alan kara bölgesi portland n.
eksen çevresinde dönmek rotate v.
çevresinde dönüp dolaşmak centre v.
aynı masanın çevresinde toplanmak gather around the same table v.
kendi ekseni çevresinde dönmek gyrate v.
bir şey çevresinde toplanmak group around something v.
bir yerin çevresinde güvenlik önlemi almak set up a perimeter v.
çevresinde dönüp dolaşmak center v.
objenin çevresinde dolanmak deke [canada] v.
çevresinde dalgalanmak circumundulate v.
(cevheri) geçici olarak kazı alanı çevresinde saklamak paddock v.
bir şeyin çevresinde hareket etmek orbit v.
(dahili prizi) erkek vida çevresinde döndürmek screw v.
ayın çevresinde dönen circumlunar adj.
ay çevresinde dönen circumlunar adj.
dünya çevresinde circumterrestrial adj.
dünyanın çevresinde circumterrestrial adj.
ayın çevresinde circumlunar adj.
ay çevresinde circumlunar adj.
bir merkez çevresinde düzenlenmiş pericentral adj.
kendi çevresinde dönen vertiginate adj.
gövdesinin çevresinde renkli şeritler bulunan ring-streaked adj.
mezar çevresinde olan graveside adj.
çevresinde duran circumstant adj.
çevresinde dolanan satellite adj.
çevresinde dolanan satellitic adj.
ayak bilekleri çevresinde olan shoestring adj.
çevresinde olaylar gelişen polar adj.
bir noktanın çevresinde toplanmış küçük sferoid kristal topluluklarına ait veya ilişkili spherulitic adj.
kendi çevresinde in his own backyard adv.
kendi çevresinde in her own backyard adv.
tüm dünya çevresinde all around the world adv.
dünya çevresinde all around the world adv.
içinde ve çevresinde in and around prep.
çevresinde anlamı veren ön ek be- pref.
Phrasals
(birinin) yanında/yakınında/çevresinde olmak have someone about v.
(bir şeyi) yanında/yakınında/çevresinde bulundurmak have something about v.
bir şeyin etrafında/çevresinde dönmek pivot around (something) v.
birinin çevresinde toplanmak huddle around someone v.
birinin çevresinde toplaşmak huddle around someone v.
çevresinde dönmek revolve around v.
çevresinde gelişmek centre round v.
çevresinde dönmek revolve about v.
çevresinde gelişmek centre on v.
çevresinde dolamak twist something around v.
çevresinde daire oluşturarak toplanmak ring around something v.
çevresinde dönerek daireler çizmek circle around over something v.
çevresinde yoğunlaşmak centre upon v.
çevresinde dolanmak entwine around v.
çevresinde daire oluşturarak toplanmak circle something v.
çevresinde yoğunlaşmak centre round v.
çevresinde dönmek orbit around something v.
çevresinde gelişmek centre upon v.
çevresinde yoğunlaşmak centre around v.
çevresinde yoğunlaşmak centre on v.
çevresinde gelişmek centre around v.
girdap yaparak çevresinde dönmek swirl around v.
girdap yaparak çevresinde dönmek swirl about v.
(bir şeyin çevresinde/etrafında) manevra yapmak jockey something around v.
(bir film) (bir konunun/karakterin) çevresinde dönmek center around v.
(bir film) (bir konunun/karakterin) çevresinde dönmek center on v.
bir şeyi birinin/bir şeyin/bir konunun çevresinde döndürmek center something on someone or something v.
çevresinde döndürmek center around v.
(birinin/bir şeyin/bir konunun) çevresinde dönmek center around (someone or something) v.
birinin/bir şeyin/bir konunun çevresinde dönmek center around someone or something v.
(birinin/bir şeyin/bir konunun) çevresinde dönmek center on (someone or something) v.
çevresinde/etrafında toplanmak collect around v.
çevresine/çevresinde toplanmak crowd around v.
(birinin/bir şeyin) çevresine/çevresinde toplanmak crowd around (someone or something) v.
(birinin/bir şeyin) başında/çevresinde toplanmak crowd in (on someone or something) v.
(birinin/bir şeyin) çevresinde izdiham yaratmak crowd in (on someone or something) v.
çevresinde toplanmak/toplamak group around v.
yanında/yakınında/çevresinde olmak have about v.
yanında/yakınında/çevresinde bulundurmak have about v.
çevresinde toplanmak huddle around v.
çevresinde toplaşmak huddle around v.
(birinin/bir şeyin) çevresinde toplanmak huddle around (someone or something) v.
(birinin/bir şeyin) çevresinde toplaşmak huddle around (someone or something) v.
(bir şeyin çevresinde/etrafında) manevra yapmak jockey around v.
(bir şeyin çevresinde/etrafında) manevra yaptırmak jockey around v.
çevresinde bulundurmak/tutmak keep around v.
çevresinde/çevrede sık sık/düzenli olarak görmek see around v.
Phrases
bir amaç çevresinde under the banner of expr.
(bir şeyin) yakın çevresinde in the vicinity (of something) expr.
Colloquial
akan/dağılan göz makyajından dolayı göz çevresinde meydana gelen siyahlık coon eye(s) n.
erkek hakları ve erkeklik konusu çevresinde yoğunlaşan/bir araya gelen grup manosphere n.
Idioms
akan/dağılan göz makyajından dolayı göz çevresinde meydana gelen siyahlık raccoon eyes n.
akan/dağılan göz makyajından dolayı göz çevresinde meydana gelen siyahlık raccoon eye n.
cinsel organ çevresinde çıkan tüy short hairs n.
(birinin) çevresinde/yanında olmak be around v.
kendi çevresinde dönüp durmak go around and around v.
(birini/bir şeyi) çevresinde bulundurmak/tutmak keep (someone or something) about v.
(birinin) kendi çevresinde in one's (own) backyard expr.
(birinin kendi) çevresinde/yakınında in (one's) (own) back yard expr.
(bir şeyin) çevresinde on the margins of (something) expr.
Politics
gobi çölü çevresinde yaşayan bir halk ongud n.
kuzey ırak'ın musul vilayeti ve çevresinde yaşayan bir topluluk shabak n.
orta asya'da aral gölü çevresinde yaşayan bir türk halkına mensup kimse karakalpak n.
orta asya'da aral gölü çevresinde yaşayan bir türk halkına mensup kimse kara-kalpak n.
aral gölü çevresinde özbekistan'a bağlı bir idari bölge kara-kalpak autonomous republic n.
aral gölü çevresinde özbekistan'a bağlı bir idari bölge kara-kalpakia n.
aral gölü çevresinde özbekistan'a bağlı bir idari bölge kara-kalpakstan n.
Advertising
çevresinde hiçbir ilan yeri olmayan müstakil reklam alanı island position n.
çevresinde hiçbir ilan yeri olmayan müstakil reklam alanı island position n.
Technical
bir eksen çevresinde hareketli mafsal knuckle n.
çevresinde seyretme (gezegen vb) circumnavigation n.
çevresinde dönme circumvolution n.
çevresinde seyreden kişi veya şey (gezegen vb) circumnavigator n.
makine çevresinde dolaşarak yapılan kontrol walk around inspection n.
sabit eksenli bir dişlinin çevresinde hareket eden dişli kombinasyonu epicyclic gear n.
çevresinde çıkıntılı derin yiv bulunan çıkrık makarası veya çarkı wildcat n.
bir eksen çevresinde dönmek revolve v.
çevresinde seyretmek (gezegen vb) circumnavigate v.
çevresinde hareket etmek circulate v.
çevresinde döndürmek twirl v.
çevresinde dönmek round v.
mil çevresinde dönmek traverse v.
kendi çevresinde dönmek circumvolve v.
hareketli bir cismin çevresinde periptery adj.
güneşin çevresinde dönen circumsolar adj.
kutup çevresinde olan circumpolar adj.
Computer
metin çevresinde kaydırır wrap around expr.
Electric
çoklu kablolarda lehimin tellerin arasına fazlaca girip topaklanması ve o bölgeyi kafes gibi genişletip çevresinde kırılmaya neden olabilmesi bird-caging n.
çoklu kablolarda lehimin tellerin arasına fazlaca girip topaklanması ve o bölgeyi kafes gibi genişletip çevresinde kırılmaya neden olabilmesi birdcaging n.
Mechanic
zıvanada veya çevresinde bulunan çıkıntı relish n.
Textile
(alaska ve kuzey kanada'da) parka başlığının çevresinde veya ceket kenarlarında bulunan kürk saçaklar ruff n.
Architecture
(açık meydan çevresinde) yuvarlak kolon dizisinden oluşan bir yapı cyclostyle n.
Construction
inşaat projesi çevresinde işaret veya bayrak tutarak trafiği yöneten kimse flagger n.
Aeronautic
uçağın ağırlığının burun tekerleği çevresinde yoğunlaşmasına neden olmak wheelbarrow v.
Marine
çevresinde gitme go-around n.
Mining
sıcak su kaynakları çevresinde oluşan bir opal fiorite n.
maden damarı veya çevresinde bulunan yumuşak ve killi madde flucan n.
maden damarı veya çevresinde bulunan yumuşak ve killi madde flukan n.
Medical
ağız çevresinde çökük noktasal skarlar perioral pitted scars n.
çevresinde miyelin tabakası bulunan sinir lifi myelinated n.
orifisler çevresinde görülen ekzematize lezyonlar periorificial eczematous lesions n.
yaranın çevresinde oluşan şiş proud flesh n.
sırt ipliğinin çevresinde yer alan perichordal adj.
pelvis içinde veya çevresinde pelvic adj.
gırtlak çevresinde olan laryngean adj.
Anatomy
bazen dalağın çevresinde bulunabilen küçük nodüller lienculus n.
çevresinde miyelin kılıf bulunan sinir lifi myelinated nerve fiber n.
rahim çevresinde yer alan bağ doku ve yağ parametrium n.
(horoz ayak kemiği çevresinde oluşan) boynuzumsu deri spur n.
beyinde akuaduktus çevresinde yer alan periaqueductal adj.
göz çevresinde yer alan ophthalmic adj.
rektum çevresinde olan pararectal adj.
göz çevresinde bulunan (tüy) orbitary adj.
kulak çevresinde bulunan parotic adj.
Pathology
ince bağırsak ve çevresinde görülen iltihabi bir hastalık regional ileitis n.
eklem veya çevresinde ağrı ile karakterize bir hastalık arthrodynia n.
pankreas veya çevresinde hissedilen ağrı pancreatalgia n.
Dermatology
üreme organları ya da anüs çevresinde bulunan iyi huylu siğil verruca acuminata n.
Printing
baskı plakası çevresinde yer alan çıkıntılı kenar shoulder n.
Math
düzlemsel bir alanın bir eksen çevresinde dönmesiyle oluşan katı cismin hacmi volume of a solid of revolution n.
Statistics
değişkene ait değerlerin dağılım ortalamasının veya ortanca değerinin çevresinde yayılması dispersion n.
Biology
plasma zarını kendi çevresinde katlayarak molekül almak endocytose v.
insan yaşam alanı çevresinde veya içerisinde yaşayan (canlılar ve yapay her türlü ürün) synanthropic adj.
orta albümin çevresinde kıvrılmış embriyosu olan cyclospermous adj.
Marine Biology
kabuk açıklığının çevresinde kırmızımsı diş çıkıntıları bulunan bir karındanbacaklı deniz salyangozu bleeding tooth (nerita peloronta) n.
yoğunlukla ıstakozun ağız çevresinde görülen küçük deniz organizmaları cycliophora n.
yoğunlukla ıstakozun ağız çevresinde görülen küçük deniz organizmaları phylum cycliophora n.
(denizkestanesine ait dış çıkıntıların çevresinde görülene benzer) sığ oyuk scrobicula n.
(denizkestanesine ait dış çıkıntıların çevresinde görülene benzer) sığ oyuk scrobicule n.
avrasya ve kuzey amerika'ya özgü olup ağız çevresinde bıyık benzeri duyargalar bulunan ve çoğunluğu tatlı sularda yaşayan çeşitli balıklara verilen ad siluriform fish n.
Astronomy
ayın bir yıldız çevresinde dönüşünü tamamladığı ortalama süre sidereal month n.
gezegen veya uydunun bir yıldız çevresinde dönüşünü tamamladığı süre sidereal period n.
gezegen veya uydunun bir yıldız çevresinde dönüşünü tamamladığı süre sidereal revolution n.
güneş çevresinde oluşan hale solar halo n.
güneş çevresinde oluşan hale parhelic ring n.
yıldızların çevresinde periastral adj.
güneşin çevresinde dönen circumsolar adj.
yıldızın çevresinde circumstellar adj.
ay'ın dünya çevresinde bir turu tamamladığı süreyle ilgili dracontic adj.
Zoology
borneo ve çevresinde görülen vahşi bir kedi bay cat (felis bodia) n.
iran ve çevresinde görülen bir yabani keçi pasang (capra aegagrus) n.
gaur öküzüne akraba olan, hindistan ve çevresinde yetiştirilen bir yaban öküzü mithun n.
hayvanların ağız çevresinde bulunan tüy veya kıl moustache n.
Botanic
yaralı bir bitki yüzeyinde veya çevresinde gelişen farklılaşmamış doku callus n.
tohum kabuğunun çevresinde hücrelerden oluşan halka annulus n.
bazı gövdelerin özü çevresinde yer alan primer ksilem halkası medullary sheath n.
saptaki vasküler dokunun öz çevresinde merkezi silindir oluşturduğu bir tür sifonostel dictyostele n.
yaprağın damar dokusunu sapınkine bağlayan iletim demetinin çevresinde yer alan boşluk foliar gap n.
(yaralı bitki yüzeyinde veya çevresinde) koruyucu doku oluşmak callus v.
Social Sciences
orta afrika'da nyasa gölünün çevresinde yaşayan afrika halkı yao n.
sadece tek tür ilişki olduğunu düşünen ve ilişkiyi toplumdaki kadın rolü ve erkek rolü çevresinde değerlendiren kişi heterosexist n.
sulawesi adası'nın güneybatısında yer alan makassar liman kentinde ve kentin çevresinde yaşayan endonezyalı bir halk macassar n.
sulawesi adası'nın güneybatısında yer alan makassar liman kentinde ve bu kentin çevresinde yaşayan endonezyalı bir halk macassarese n.
sagaylar dahil olmak üzere yenisey ırmağı çevresinde yaşayan halklardan birinin üyesi yeniseian n.
sagaylar dahil olmak üzere yenisey ırmağı çevresinde yaşayan halklardan birinin üyesi yenisei-ostyak n.
bazı eski uygarlıkların ziyafet kültüründe masa çevresinde yaslanarak uzanma discumbency n.
Literature
lider bir yazarın çevresinde toplanan yazarlar topluluğu (özellikle romantizm akımı) cenacle n.
Linguistics
eskiden cayuga gölü çevresinde yaşayan kızılderili halkının konuştuğu irokua dili cayuga n.
kuzey afrika'da çad gölü çevresinde konuşulan afro-asyatik dil grubuna ait dil ailesi chad n.
kuzey afrika'da çad gölü çevresinde konuşulan afro-asyatik dil grubuna ait dil ailesi chadic n.
kuzey afrika'da çad gölü çevresinde konuşulan afro-asyatik dil grubuna ait dil ailesi chadic language n.
thames nehri'nin çevresinde konuşulan bir ingiliz aksanı estuary english n.
volga nehri çevresinde konuşulan bir fin dili grubu volgaic n.
lombardca'nın mantua çevresinde konuşulan lehçesi mantuan n.
çad gölü çevresinde konuşulan bir çad dili musgoi n.
yaşayan üyeleri meksika'daki tehuantepec kıstağı'nda ve çevresinde konuşulan bir dil ailesine ait mixe-zoque adj.
yaşayan üyeleri meksika'daki tehuantepec kıstağı'nda ve çevresinde konuşulan bir dil ailesiyle ilgili mixe-zoque adj.
History
antik dönemlerde balıkesir ve çevresinde kurulmuş bir ülke mysia n.
indus ve ganj ırmakları çevresinde mö 3000 ile ms 500 arasında süren medeniyet ve dilleri indic n.
1526 yılında kurulup iki yüzyıl boyunca hindistan ve çevresinde hüküm sürmüş bir müslüman imparatorluğu moghul empire n.
1526 yılında kurulup iki yüzyıl boyunca hindistan ve çevresinde hüküm sürmüş bir müslüman imparatorluğu mogul empire n.
Environment
(tuz gölü veya tuz bataklığı çevresinde yer alan) çöküntü chott n.
(tuz gölü veya tuz bataklığı çevresinde yer alan) çöküntü shott n.
(tuz gölü veya bataklığı çevresinde yer alan) çöküntü schott n.
Geography
abd'de nevada'nın güneydoğusu ve arizona'nın kuzeybatısında bulunan, çevresinde mesire yeri olan göl lake mead n.
zion kanyonu çevresinde oluşturulan koruma alanı zion national park n.
güneybatı almanya'da stuttgart'ın güneyinde konstanz gölü çevresinde kurulu bir şehir konstanz n.
abd'de nevada'nın güneydoğusu ve arizona'nın kuzeybatısında bulunan, çevresinde mesire yeri olan göl mead n.
abd'de nevada'nın güneydoğusu ve arizona'nın kuzeybatısında bulunan, çevresinde mesire yeri olan göl mead lake n.
finlandiya-rusya-estonya çevresinde bulunan baltık körfezi gulf of finland n.
pasifik okyanusu çevresinde bulunan pacific adj.
birleşik devletler'in batı kıyısı çevresinde bulunan pacific adj.
Geology
bir noktanın çevresinde toplanmış küçük sferoid kristal toplulukları spherulitic n.
bir noktanın çevresinde toplanmış küçük sferoid kristal toplulukları spherulite n.
dağ zincirinin çevresinde denizel çökeller olarak oluşan kumtaşı, şeyller ve çakıltaşıları molasse n.
bir noktanın çevresinde toplanmış küçük sferoid kristal toplulukları sphaerulite n.
Military
hava üssünün çevresinde yer alan hava savunma bölgesi base defense zone n.
hırvatistan'da veya yakın çevresinde çalışan silahlı memur pandour n.
Sport
bir grup oyuncunun rakibin düşürdüğü topun çevresinde toplanıp topu elde etmeye çalışması loose scrum n.
(ragbide) top tutucunun topu düşürmesiyle çok sayıdaki oyuncunun çevresinde toplanıp top hakimiyeti sağlamaya çalıştıkları durum ruck n.
(ragbide) bir grup oyuncunun rakibin düşürdüğü topun çevresinde toplanıp topu elde etmeye çalışması ruck n.
Basketball
(top) pota halkasının çevresinde dönmek rim v.
Cinema
bir filmin, romanın veya oyunun, bir konu çevresinde gelişen, olgunlaşan, biçimlenen kuruluşu dramatic structure n.
Printery
daktilolarda çevresinde harf veya karakterler olan çember type wheel n.
çevresinde harfler veya rakamlar bulunan baskı tekerleği printing wheel n.
Ornithology
başının üzerinde ve çevresinde tüyleri olan süslü güvercin jacobin n.
başının üzerinde ve çevresinde tüyleri olan süslü güvercin jacobine n.
göz çevresinde beyaz bir halka veya leke bulunan çeşitli kuş türleri white-eye n.
göz çevresinde ibiğe benzer etimsi parçalar olan güvercin barb n.
avrupa'ya özgü, ağız çevresinde kıllar olan ve böcekle beslenen bir yarasa barbastel (barbastellus communis) n.
çevresinde zarımsı yapı olan ayrı parmaklı kuş ayağı lobate foot n.
yeni gine çevresinde görülen sarı tüylü bir kuş diphyllodes magnifica n.
Slang
anüs çevresinde bulunan kıllara yapışmış dışkı topakçığı dingleberry n.
cinsel organ çevresinde çıkan tüy pubic hair n.
cinsel organ çevresinde çıkan tüy crotch hair n.
cinsel organ çevresinde çıkan tüyler bush n.
liman çevresinde fahişelik yapan kadın sea gull n.
British Slang
anüs çevresinde bulunan kıllara yapışmış dışkı topakçığı fartleberry n.
Modern Slang
gülerken göz çevresinde oluşan veya yüzde kendiliğinden bulunan ve sevimli bulunan kabarıklık aegyosal n.
Anthropology
kuzey amerika'da colorado nehri ağzının çevresinde yaşayan bir yerli halk cocopa n.
kuzey amerika'da colorado nehri ağzının çevresinde yaşayan bir yerli halk cocopah n.