about - Turc Anglais Dictionnaire
Historique

about

Play ENTRENus
Play ENTRENuk
Play ENTRENau


Sens de "about" dans le Dictionnaire Turc-Anglais : 87 résultat(s)

Anglais Turc
Common Usage
about adv. hemen hemen
about adv. aşağı yukarı
about adv. yaklaşık
about adv. konusunda
about adv. dair
about adv. hakkında
about adv. üzere
about adv. takriben
about adv. ilgili
General
about adv. oraya buraya
about adv. orada burada
about adv. hususunda
about adv. şurada burada
about adv. doğru
about adv. üzerine
about adv. buralarda
about adv. takriben
about adv. ters yöne
about adv. yakınlarda
about adv. etrafta
about adv. şuraya buraya
about adv. çevresinde
about adv. her tarafta
about adv. aksi yöne
about adv. nerede ise
about adv. her tarafa
about adv. ötede beride
about adv. öteye beriye
about adv. değgin
about adv. her tarafında
about adv. ortalıkta
about adv. üstüne
about adv. üstünde (bir kimsenin)
about adv. yanında
about adv. her tarafına
about adv. neredeyse
about adv. döndürmek veya çevirmek gibi fiilleri pekiştirir
about adv. yakınında
about adv. kadar
about adv. sularında
about adv. etrafına
about adv. gibi
about adv. geriye
about adv. oradan oraya
about adv. berisinde
about adv. her yerinde
about adv. civarda
about adv. az çok
about adv. etrafında
about adv. ötesinde
about adv. vücudunda (bir kimsenin)
about adv. ile ilgili
about adv. civarında
about adv. şuralarda
about adv. için
about adv. üstünde
about adv. ötesinde berisinde
about adv. her yanında
about adv. -de
about adv. -e dair
about adv. -in karakterinde
about adv. -in orasında burasında
about adv. -in orasına burasına
about adv. -in özünde
about adv. yakında
about adv. yaklaşık olarak (sayıca)
about adv. yaklaşık
about adv. çevresine
about adv. geride
about adv. zıt yönde
about adv. ters yönde
about adv. her yerine
about adv. arkasını
about prep. konusunda
about prep. bölgesinde
about prep. etrafına
about prep. amaçlayarak
about prep. den ötürü
about prep. esas mesele olarak
about prep. nedeniyle
about prep. üzerinde
Phrases
about adv. noktasında
Trade/Economic
about adj. yaklaşık
about prep. hakkında
about prep. takriben
Law
about adv. buralarda
Textile
about expr. neredeyse

Sens de "about" avec d'autres termes dans le Dictionnaire Anglais-Turc : 500 résultat(s)

Anglais Turc
Common Usage
talk about v. hakkında konuşmak
care about v. önemsemek
ask about v. hatır sormak
General
a land measure of about 920 square metres n. dönüm
man about town n. boşgezen
about afterdeath n. uhrevi
about face n. geriye dön emri
blowing about n. savurma
man about town n. tiyatro ve gece kulübüne sıkça giden adam
much ado about nothing n. kuru gürültü
law about cinema video and music works n. sinema video ve müzik eserleri kanunu
being talked about n. söz konusu
key point (about something) n. bir işin püf noktası
key point (about something) n. işin püf noktası
man about town n. gösteriş düşkünü
much ado about nothing n. kuruntu
about-face n. eskiden savunduğunun tersini savunmaya başlama
right-about n. sağdan geri
apologetic about n. (bir konu hakkında) özür dileme/üzgün olma
the truths about life n. hayatla ilgili gerçekler
a story about africa n. afrika'yla ilgili bir hikaye
about-sledge n. demirciler tarafından kullanılan en büyük çekiç
right about n. 180 derecelik dönüş
right-about n. zıt yöne bakacak şekilde doğrudan sağa/sola dönerek ulaşılan pozisyon
right-about (to) n. tam karşıdaki çeyrek
right-about n. tutumun tamamen tersine çevrilmesi
right-about n. bakış açısının tamamen tersine çevrilmesi
right-about n. politikanın tamamen tersine çevrilmesi
go-about n. serseri
go-about n. aylak kimse
bringing about n. meydana getirme
putter about v. ufak tefek işlerle meşgul olmak
feel hopeful about something v. bir şeyden umutlu olmak
lounge about v. avare avare dolaşmak
boss about v. amirlik taslamak
think about v. hakkında düşünmek
be unsettled about v. hakkında tereddüt içinde olmak
hang about v. aylak aylak dolaşmak
have scruples about doing something v. vicdani nedenle bir şeyi yapmaktan çekinmek
knock about v. gezmek
care about v. ilgilenmek
bone about v. duraksamadan yapmak
cavort about v. hoplayıp sıçramak
send about one's business v. kovmak
be about something v. bir şey yapmak
see about v. alakadar olmak
reminisce about v. hatırlamak
worry about v. için kaygılanmak
set about v. girişmek
saunter about v. gezip tozmak
be mad about v. hasta olmak
be informed about v. haberdar olmak
be skeptical about v. şüphe etmek
harp on about v. ısrarla bahsetmek
scratch about v. eşelemek
monkey about v. vakit geçirmek
scamper about v. koşuşturmak
bustle about v. çırpınmak
be positive about v. emin olmak
be uneasy about v. endişe duymak
bring about v. doğurmak
buffet about v. hırpalamak
be troubled about v. üzülmek
twine about v. etrafını sarmak
talk about v. mevzubahis etmek
feel a twinge of guilt about (something) v. vicdan azabı duymak
moon about v. dalgın dalgın dolanıp durmak
gad about v. başıboş dolaşmak
gallivant about v. gezip tozmak
blow about v. savurmak
loaf about v. kaytarmak
talk about something v. lafını etmek
beat about the bush v. lafı gevelemek
racket about v. gününü gün etmek
wheel about v. dönüvermek
be crazy about v. divane olmak
be worried about v. endişelenmek
concern about v. ilgilenmek
send about one's business v. yol vermek
see about v. bakmak
feel sad about v. yerinmek
lay about one v. sağına soluna vurmak
prime someone about v. birini bir konuda aydınlatmak
think about v. tasarlamak
be knowledgeable about v. anlamak
rove about v. gezinmek
enthuse about v. hayranlık duymak
go about in disguise v. tebdil gezmek
ask about v. sormak
be particular about v. seçmek
feel badly about v. üzülmek
beat about the bush v. lafı dolandırmak
hedge about v. kısıtlamak
loaf about v. aylaklık etmek
have the wrong information about something v. yanlış bilmek
hang about v. oyalanmak
roam about v. başıboş dolaşmak
about ship v. bir geminin yönünü değiştirmek
care about v. umursamak
draw somebody out about something v. söyletmek
lark about v. şaka yapmak
whirl about v. dönüvermek
beat about the bush v. ağzında gevelemek
roam about v. aylak aylak dolaşmak
wander about v. gezinmek
bring about v. yol açmak
gad about v. fink atmak
beat about the bush v. lafı ağzında gevelemek
be concerned about v. merak etmek
see about v. bir yolunu bulmaya çalışmak
thrash about v. debelenmek
cast about v. tasarlamak
cavort about v. tepinmek
go about v. gezmek
go about v. yön değiştirmek
be in doubt about v. şüphelenmek
push about v. zorluk çıkarmak
bring about v. gerçekleştirmek
hem about v. kuşatmak
have information about something v. bilgi sahibi olmak
hang about v. gezinmek
get about v. yayılmak
chop about v. dönmek
be about something v. bir şeyle meşgul olmak
bother about v. canını sıkmak
fall about with laughter v. katıla katıla gülmek
feel raw about something v. birşey yüzünden kendini kötü hissetmek
wheel about v. birdenbire dönmek
be suspicious about v. kuşku duymak
sway about v. yalpalamak
toss about v. savurmak
be about again v. kalkmak
noise about v. yaymak
worry about v. başına dert etmek
be anxious about v. korkmak
bandy about v. çok iyi biliyormuş gibi kullanmak (bir sözü)
know about v. malumatı olmak
be about v. hakkında olmak
worry about v. gamlanmak
feel sick about v. çok üzgün olmak
be about v. kol gezmek (kötü bir şey)
get about v. gezinmek
set about v. koyulmak
fool about v. aylak aylak dolaşmak
niggle about v. ile uğraşmak (cüzi şeyler/ufak kusurlar)
think about v. içinden geçirmek
get about v. yayılmak (söylenti)
get about v. gezmek
rave about v. göklere çıkarmak
be talked about v. sözü geçmek
sneak about v. sinsice dolaşmak
mess something about v. karıştırmak
be concerned about v. kaygılanmak
be skeptical about v. kuşku duymak
make a decision about v. karara bağlamak
look about v. etrafına bakmak
get oneself talked about v. dile düşmek
fret about v. dokuz doğurmak
fiddle about v. vaktini boşa harcamak
go about v. yaygın olmak
gad about v. aylaklık etmek
hector about v. başına bela olmak
bother about v. aldırmak
put about v. yön değiştirmek (gemi)
kick about v. dövmek
bustle about v. koşuşturmak
be crazy about v. hasta olmak
walk about v. dolaştırmak
bring about v. sebep olmak
be lazy about v. bir konuda tembel olmak
lay about v. saldırmak
throw about v. savurmak
get about v. gidip gelmek
look about v. etrafını gözlemek
poke about v. el yordamıyla aramak
hear about v. haberini almak
wonder about v. merak etmek
gad about v. eğlence peşinde koşmak
lark about v. takılmak
be of two minds about v. birşey hakkında kesin bir karara varamamak
have misgivings about v. kuşkuyla karşılamak
enquire about an address v. adres sormak
speak about v. bir konu hakkında konuşmak
cast about v. araştırmak
run about v. koşuşmak
caper about v. zıplamak
turn about v. vazgeçmek
gad about v. sürtmek
monkey about with v. ile oynamak
rush about v. koşuşmak
be about v. üzere olmak
wander about v. başıboş dolaşmak
turn about v. evirip çevirmek
feel uneasy about something v. tedirgin olmak
make a complaint about v. şikayetçi olmak
come about v. olmak
make a great ado about nothing v. yaygarayı basmak
think about v. düşünmek
scour about v. koşuşturmak
throw one's weight about v. ağırlığını koymak
be solicitous about v. ilgi göstermek
fool about v. oyalanmak
toss about v. çalkalamak
fiddle about v. aylaklık etmek
hang about v. sallanmak
be unsettled about v. hakkında kararsız olmak
inquire about v. hakkında bilgi almak istemek
chop about v. yön değiştirmek
bustle about v. koşturmak
bandy about v. yaymak (bir haberi)
buzz about v. koşturmak
think about v. aklına getirmek
fret about v. içi içini yemek
be spoken about v. konuşulmak
worry about v. tasasını çekmek
have a bee in one's bonnet about something v. aklını takmak
buffet about v. sarsmak
laze about v. tembellik etmek
lounge about v. dollanıp durmak
knock about v. hırpalamak
be in two minds about v. birşey hakkında kesin bir karara varamamak
fuss about v. çırpınmak
follow about v. peşini bırakmamak
be worried about v. düşünmek
get about v. yayılmak (haber/söylenti)
put someone right about v. yanılmış olan birine bir şeyin gerçekten nasıl olduğunu söylemek
be crazy about v. deli olmak
go about a task v. bir işe başlamak
thrash about v. çırpınmak
be oneself talked about v. dillere düşmek
inform about v. hakkında bilgi vermek
be fed up about v. usanmak
idle about v. aylak aylak dolaşmak
turn about v. altüst etmek
ruminate about v. üzerinde derin derin düşünmek
ferret about v. karıştırmak
rake about for something v. arayıp taramak
be sceptical about v. şüphe etmek
noise about v. ilan etmek
caper about v. hoplamak
cross with somebody about something v. kızmak
scatter about v. hallaç pamuğu gibi atmak
be glad about v. kıvanmak
talk about v. lafını etmek
get suspicious about v. kuşkuyla karşılamak
fall about laughing v. katılmak
knock about v. çıkmak
gossip about v. laf etmek
beat about the bush v. bin dereden su getirmek
speculate about v. tahminlerde bulunmak (hakkında)
lurk about v. gizli gizli dolaşmak
form an opinion about v. fikir edinmek
hedge about v. sınırlamak
bum about v. amaçsız dolaşmak
ask about v. hakkında sormak
set someone right about v. yanılmış olan birine bir şeyin gerçekten nasıl olduğunu söylemek
get about v. seyahat etmek
bruit about v. çıkarmak
pick one's brains about something v. tavsiye almak
draw somebody out about something v. konuşturmak
putter about v. oyalanmak
think about v. uzun uzun düşünmek
be anxious about v. merak etmek
niggle about v. üzerinde durmak (cüzi şeyler/ufak kusurlar)
knock about v. yalan söylemek
knock about v. şiddetle sarsmak
wriggle about v. kıvrılmak
worry about v. merak etmek
walk about v. gezinmek
inform about v. haberdar etmek
get about v. duyum almak
be hazy about v. kararsız olmak
talk about v. kurcalamak
lounge about v. tembellik etmek
hector about v. gözdağı vermek
be concerned about v. endişe duymak
flit about v. uçuşmak
scamper about v. koşmak
talk about v. söz etmek
revolve about v. çevirmek
race about v. koşmak
bring about a marriage v. evliliği gerçekleştirmek
hedge about v. engellemek
hear about v. haberi olmak
bandy about v. ortaya atmak (bir fikri)
hem about v. çevresini çevirmek
be vague about something v. tereddüt etmek
be about again v. kalkmak
gush about v. hayranlığını abartılı bir şekilde anlatmak
puddle about v. çamurda yürümek
see about v. ilgilenmek
care about v. aldırmak
be mad about v. hastası olmak
feel uneasy about something v. endişelenmek
come about v. doğmak
knock about v. tekrar tekrar vurmak
put about v. yön değiştirmek
be wild about v. deli divane olmak
rave about v. övmek
rummage about v. araştırma yapmak
feel hopeful about v. bir şeyden umutlu olmak
hear about v. duymak
be talked about v. dilden dile dolaşmak
go about v. dolaşmak
lurk about v. sinsi sinsi dolaşmak
think about v. düşünmek (bir şey yapmayı)
tumble about v. yuvarlanmak
talk about v. bahsetmek
grope about v. el yordamıyla aramak
lark about v. muziplik yapmak
talk about v. dem vurmak
scour about v. acele etmek
have one's wits about one v. doğru dürüst düşünebilmek
get about v. çıkıp dolaşmak (bir hastalıktan sonra yeniden)
be sceptical about v. kuşkuyla karşılamak
rake about v. taramak
be anxious about v. endişe etmek
be oneself talked about v. dile düşmek
disappoint about v. umduğunu bulamamak
moon about v. dalgın dalgın dolaşmak
fool about v. tembellik etmek
go on about v. bıktıracak kadar konuşmak
lazy about v. üşengeç olmak
ferret about v. araştırmak
approach about v. söz etmek
hang about v. beklemek
think about v. aklına gelmek
gad about v. serserilik yapmak
look about v. bakınmak
thrash about v. hummalı bir hasta gibi çırpınıp durmak
know about v. anlamak
be forgotten about v. kenarda kalmak
moralize about v. ahlak bakımından değerlendirmek
see about v. icabına bakmak
be about v. meşgul olmak
set about v. bir şeye başlamak
complain about one's troubles v. dert yanmak
enthuse about v. çok övmek
feel about for v. bulmaya çalışmak
be so cynical about something v. kuşkuyla karşılamak
cast about v. düşünmek
rove about v. başıboş dolaşmak
have second thoughts about v. önceden verilen bir kararla ilgili tereddüt etmeye başlamak
muck about v. sürtmek
be sticky about doing something v. isteksiz olmak
get one's wits about one v. aklını başına toplamak
have doubts about v. kuşku duymak
thrash about v. kıvranmak
have one's wits about one v. kafası yerinde olmak
sit about v. boş oturmak
walk about v. gezdirmek
run about v. öteye beriye koşmak
bother about v. üzülmek
inform about v. bildirmek
fly about v. uçuşmak
come about v. meydana gelmek
romp about v. sıçrayıp oynamak
wheel about v. dönmek
wander about v. boş boş dolaşmak
feel raw about something v. bir olayı hazmedememek
beat about the bush v. sözü ağzında gevelemek
scout about v. aramak
feel a twinge of guilt about something v. vicdan azabı çekmek
throw one's weight about v. aslan kesilmek
be cross with somebody about something v. kızmak
go about a task v. bir işi ele almak
be about v. ayakta olmak
pry about v. gözetlemek
root about v. altını üstüne getirmek
fall about laughing v. gülmekten ölmek
muck about v. aptalca davranmak
poke about v. bir yerde bir şeyi aramak veya merakını gidermek için etrafı karıştırmak
put about v. kızdırmak
know about v. bilmek
chop about v. değişmek
twist about v. kıvrılmak
make a disclaimer about v. feragat etmek
revolve about v. döndürmek (etrafında)
go about v. başlamak
hear about v. haberdar olmak
twine about v. çevrelemek
be shy about v. çekinmek
inquire about v. sormak
rove about v. göz gezdirmek
loaf about v. başıboş dolaşmak
be mad about v. deli olmak
blow hot and cold about v. bir dediği bir dediğine uymamak
loaf about v. boş kalmak
rush about v. koşuşturmak
chuck one's weight about v. gösteriş yapmak
be curious about v. merak etmek
turn about v. öbür tarafa dönmek
be angry about v. sinir olmak
speak about someone v. kulağını çınlatmak
walk about v. dolaşmak
feel bad about v. üzülmek
go about v. ele almak
potter about v. ufak işlerle oyalanmak
monkey about with v. ellemek
get about v. dolaşmak
noise about v. etrafa yaymak
have a bee in one's bonnet about something v. kafasını takmak
worry about v. merak içinde olmak
bother about v. endişelenmek
bring about v. beraberinde getirmek
come about v. çıkmak
knock about v. tartaklamak
put about v. başını çevirmek (geminin)
prime someone about v. birine bir şey hakkında bilgi vermek
complain about v. yakınmak
make a fuss about v. mesele yapmak
rummage about v. kolaçan etmek
sway about v. sallanmak (araba vb)
quibble about v. önemsiz şeyler üzerinde münakaşa etmek
cast about v. çare aramak
boss about v. patron gibi davranmak
potter about v. oyalanmak
be fussy about v. titizlenmek
be sceptical about v. kuşku duymak
be happy about v. -den memnun olmak
have a bee in one's bonnet about something v. kafaya takmak
be in doubt about v. kuşku duymak
be optimistic about something v. bir şeyden umutlu olmak
hem about v. içine almak
bring about v. husule getirmek
reminisce about v. hakkındaki anılarını anlatmak
hang about v. dolanmak
go on about v. fazlasıyla konuşmak (hakkında)
run about v. koşuşturmak
hem about v. sarmak
enthuse about v. göklere çıkarmak
put about v. yaymak (söylenti)
put about v. (geminin) başını çevirmek
put about v. dönmek (gemi)
put about v. yaymak (haber/dedikodu)
put about v. canını sıkmak
walking about v. dolanmak
bring about v. ileri sürmek
bring about v. meydana getirmek
bring about v. neden olmak
ruminate about v. dalıp gitmek
ruminate about v. uzun uzun düşünmek
ruminate about v. tasarlamak
ruminate about v. düşünmek
ruminate about v. düşünüp taşınmak
ruminate about v. kurmak
set about v. başlamak
see about it v. icabına bakmak
gossip about v. bir şeyin dedikodusunu yapmak
be nuts about v. bir şeyin delisi olmak
feel sore about something v. kuyruk acısı olmak
dream about v. hülyalaştırmak
not know about v. haberi olmamak
be overjoyed (about something) v. etekleri zil çalmak
know about v. haberi olmak
be extremely pleased (about something) v. etekleri zil çalmak
beat about the bush v. kırk dereden su getirmek
have a discussion on/about something with someone a lot v. çok tartışmak
have second thoughts (about) v. tereddüt etmeye başlamak
relate someone (about) one's feelings v. duygularını anlatmak
tell someone (about) one's feelings v. duygularını anlatmak
talk about something v. sözünü etmek
talk about somebody v. lafını etmek
talk about somebody/something v. sövüp saymak
talk about somebody v. sözünü etmek
gossip (unfavorably about somebody) v. lafını etmek
gossip (unfavorably about somebody) v. sözünü etmek
inform someone about the result v. sonucu bildirmek
kick up a row (about something) v. mesele çıkarmak
kick up a row (about something) v. kavga çıkarmak
ask about the health or condition of someone v. halini hatırını sormak
ask about v. halini hatırını sormak
look about v. sağa sola bakmak
look about v. sağa sola bakınmak
be positive about v. bir şeyden emin olmak
wander about v. boş boş takılmak
be knowledgeable about v. bilgili olmak
talk about worldly things v. dünya kelamı etmek
make a bet with each other (about) v. iddiaya tutuşmak
argue about v. hakkında tartışmak
gad about around v. aylak aylak dolanmak
gad about around v. sürtmek
bring about integration v. entegrasyon yapmak
horse about v. vaktini boşa harcamak
fool about v. maskaralık etmek
horse about v. aylak aylak dolaşmak
horse about v. avare avare dolaşmak
fool about v. avare avare dolaşmak
horse about v. maskaralık etmek
horse about v. oyalanmak
fool about v. vaktini boşa harcamak
be in a stew about something v. paçaları tutuşmak
be bandied about v. ağızdan ağıza dolaşmak
bandy about v. dedikodusunu yapmak
bandy about v. herkese yaymak
be confident about the future v. geleceğe güvenle bakmak
bring about peace v. barış sağlamak
get pumped up about something v. havaya girmek
dream about v. hayalini kurmak
fantasize about v. hayalini kurmak