|
Catégorie |
Turc |
Anglais |
|
Common Usage |
|
1 |
Common Usage |
para iadesi |
rebate n.
|
|
A rebate was promised for the income taxes of seniors.
Emeklilerin gelir vergilerinde para iadesi sözü verildi.
More Sentences
|
2 |
Common Usage |
ödünç para |
loan n.
|
|
Mary asked her family for a loan.
Mary ailesinden ödünç para istedi.
More Sentences
|
3 |
Common Usage |
para kesesi |
purse n.
|
|
Please wait while get my coin purse.
Bozuk para kesemi getirirken lütfen bekleyin.
More Sentences
|
4 |
Common Usage |
para cezası |
fine n.
|
|
The proposed text provides for a minimum fine of EUR 2000.
Önerilen metin asgari 2000 Avro para cezası öngörmektedir.
More Sentences
|
5 |
Common Usage |
madeni para |
coin n.
|
|
The 2 euro coin is in circulation since 2002.
2 Euro'luk madeni para 2002'den beri tedavülde.
More Sentences
|
6 |
Common Usage |
para birimi |
currency n.
|
|
The present currencies are not yet being converted into the euro.
Mevcut para birimleri henüz Euro'ya dönüştürülmüyor.
More Sentences
|
7 |
Common Usage |
para kazanmak |
earn v.
|
|
People react by voting with their feet and go where they can earn a crust.
İnsanlar eylemleri üzerinden tepkilerini göstererek para kazanabilecekleri yerlere gidiyorlar.
More Sentences
|
8 |
Common Usage |
(para) biriktirmek |
save v.
|
|
Without a job, I cannot save a Penny.
İşim olmadan bir kuruş bile biriktiremem.
More Sentences
|
9 |
Common Usage |
para çekmek |
withdraw v.
|
|
Just let me withdraw cash from the ATM.
Bırakın da bari ATM'den bir para çekeyim.
More Sentences
|
General |
|
10 |
General |
gümüş para |
silver n.
|
|
My brother polished the silver.
Kardeşim gümüşleri parlattı.
More Sentences
|
11 |
General |
gönderilen para |
remittance n.
|
|
Alice sends regular remittances to the landlord for the house.
Alice ev için ev sahibine düzenli olarak para gönderiyor.
More Sentences
|
12 |
General |
para kaynağı |
funds n.
|
|
We exhausted our funds.
Biz para kaynağını tükettik.
More Sentences
|
13 |
General |
para cezaları |
fines n.
|
|
Personally speaking, I have greater reservations about your suggestion to replace sanctions with fines.
Kişisel olarak yaptırımların para cezaları ile değiştirilmesi öneriniz hakkında daha büyük çekincelerim var.
More Sentences
|
14 |
General |
para toplama |
fund raising n.
|
|
Tom is good at fund raising.
Tom para toplamakta iyidir.
More Sentences
|
15 |
General |
para cezası |
penalty n.
|
|
He paid a penalty of 1000 dollars as he didn't wait for the green light.
Yeşil ışığı beklemediği için 1000 dolar para cezası ödedi.
More Sentences
|
16 |
General |
para kazanma |
earning money n.
|
|
Being an orphan, my father had to start earning money at ten.
Bir yetim olan babam, on yaşında para kazanmaya başlamak zorunda kalmıştı.
More Sentences
|
17 |
General |
para yatırma |
investment n.
|
|
Tom wished he had put more money into that investment.
Tom o yatırıma daha fazla para yatırmış olmayı diledi.
More Sentences
|
18 |
General |
para kesesi |
pouch n.
|
|
He kept his money in a pouch around his neck.
Parasını boynundaki bir kesede saklardı.
More Sentences
|
19 |
General |
para birlikleri |
monetary unions n.
|
|
You have also held the Presidency of the monetary union since the middle of last year.
Ayrıca geçen yılın ortasından bu yana Para Birliği Başkanlığını da yürütüyorsunuz.
More Sentences
|
20 |
General |
gümüş para |
silver coin n.
|
|
I have several silver coins.
Birkaç gümüş param var.
More Sentences
|
21 |
General |
para miktarı |
sum n.
|
|
This sum of money won't go far.
Bu para miktarı yeterli değil.
More Sentences
|
22 |
General |
kolay para |
easy money n.
|
|
It's easy money.
O kolay para.
More Sentences
|
23 |
General |
para çekme (hesaptan/bankadan) |
withdrawal n.
|
|
I need to stop by an ATM to make a withdrawal.
Para çekmek için bir ATM'ye uğramam lazım.
More Sentences
|
24 |
General |
demir para |
change n.
|
|
Tom took some change out of his pocket and gave it to the man.
Tom cebinden demir para çıkardı ve onu adama verdi.
More Sentences
|
25 |
General |
harcanan para |
cost n.
|
|
What we spend is a fraction of the cost of defending Western Europe during the Cold War.
Harcadığımız para, Soğuk Savaş sırasında Batı Avrupa'yı savunmanın maliyetinin çok küçük bir kısmıdır.
More Sentences
|
26 |
General |
kron (para birimi) |
crown n.
|
|
Sweden, Denmark, and Norway are the first countries to adopt the crown.
Kronu kabul eden ilk ülkeler İsveç, Danimarka ve Norveç'tir.
More Sentences
|
27 |
General |
frank (fransa, belçika, isviçre para birimi) |
franc n.
|
|
The forestry workers'salary is shamefully low - a mere 6900 francs.
Orman işçilerinin maaşları utanç verici derecede düşüktür - sadece 6900 frank.
More Sentences
|
28 |
General |
kazanç (para olarak) |
winnings n.
|
|
Don't waste time counting your winnings.
Kazancınızı saymak için vakit kaybetmeyin.
More Sentences
|
29 |
General |
çok para |
too much money n.
|
|
My wife spends too much money on herself.
Karım kendine çok para harcıyor.
More Sentences
|
30 |
General |
bir çeşit ingiliz altını (para) |
sovereign n.
|
|
The soldiers were paid in gold sovereigns.
Askerlere İngiliz altını ile ödeme yapılıyordu.
More Sentences
|
31 |
General |
tedavül (para için) |
circulation n.
|
|
There are tons of fake gold in circulation.
Tedavülde tonlarca sahte altın var.
More Sentences
|
32 |
General |
bozuk para |
coin n.
|
|
The coins jingled in her bag.
Bozuk paralar çantasında şıngırdıyordu.
More Sentences
|
33 |
General |
bozuk para |
change n.
|
|
You've given me too much change.
Bana çok fazla bozuk para verdin.
More Sentences
|
34 |
General |
eski para |
old money n.
|
|
They say that he has a lot of old money.
Çok fazla eski parası olduğunu söylüyorlar.
More Sentences
|
35 |
General |
kağıt para |
paper money n.
|
|
No government land could be bought with paper money.
Hiçbir hükümet arazisi kağıt para ile satın alınamıyordu.
More Sentences
|
36 |
General |
yeni para |
fresh money n.
|
|
Fresh money is needed to provide aid; not just the money planned for, but new contributions.
Yardım sağlamak için yeni paraya ihtiyaç vardır; sadece planlanan paraya değil, yeni katkılara da.
More Sentences
|
37 |
General |
para birimi |
currency n.
|
|
The euro, for which it is responsible, is not yet even a truly tangible currency.
Sorumlusu olduğu avro, henüz gerçek anlamda somut bir para birimi bile değildir.
More Sentences
|
38 |
General |
madeni para |
coin n.
|
|
You gave me an extra coin.
Bana fazladan bir madeni para verdin.
More Sentences
|
39 |
General |
avrupa para birliği |
european monetary union n.
|
|
I do think it important that there should be even greater transparency in the European Monetary Union.
Avrupa Para Birliği'nde daha da fazla şeffaflık olmasının önemli olduğunu düşünüyorum.
More Sentences
|
40 |
General |
avrupa para sistemi |
european monetary system n.
|
|
During his stewardship he launched the European Monetary System, the forerunner of the single currency.
Yöneticiliği sırasında tek para biriminin öncüsü olan Avrupa Para Sistemi'ni başlattı.
More Sentences
|
41 |
General |
para israfı |
waste of money n.
|
|
This is a waste of money.
Bu para israfı.
More Sentences
|
42 |
General |
çok para harcayan |
big spender n.
|
|
Japanese tourists abroad are big spenders.
Yurt dışındaki Japon turistler çok para harcarlar.
More Sentences
|
43 |
General |
nakit para |
cash n.
|
|
It applies to all citizens of euroland who travel abroad and who wish to obtain their cash from a cash dispenser.
Yurt dışına seyahat eden ve nakit paralarını bir bankamatikten almak isteyen tüm Avrupa vatandaşları için geçerlidir.
More Sentences
|
44 |
General |
birikmiş para |
float n.
|
|
We have enough cash float to get us through the day.
Günü geçirmemize yetecek kadar birikmiş paramız var.
More Sentences
|
45 |
General |
para ihtiyacı |
want of money n.
|
|
The company was in want of money.
Şirketin paraya ihtiyacı vardı.
More Sentences
|
46 |
General |
para iadesi |
refund n.
|
|
I'd like to get a refund.
Para iadesi istiyorum.
More Sentences
|
47 |
General |
para ödülü |
prize money n.
|
|
The prize money enabled me to go on a world cruise.
Para ödülü benim bir dünya seyahatine çıkmamı sağladı.
More Sentences
|
48 |
General |
bozuk para |
small change n.
|
|
Do you have small change with you?
Yanında bozuk para var mı?
More Sentences
|
49 |
General |
yeteri kadar para |
enough money n.
|
|
The reason Tom didn't go with us was because he didn't have enough money.
Tom'un bizimle gitmemesinin sebebi, yeteri kadar parası olmamasıydı.
More Sentences
|
50 |
General |
yeterli para |
enough money n.
|
|
Unfortunately, there was never enough money available to really be able to help.
Ne yazık ki, gerçekten yardım edebilmek için yeterli para hiçbir zaman mevcut olmadı.
More Sentences
|
51 |
General |
yeterli miktarda para |
enough money n.
|
|
The Member States are simply not prepared to release enough money.
Üye Devletler yeterli miktarda parayı kullanıma açmaya hazır değiller.
More Sentences
|
52 |
General |
aynı para |
same money n.
|
|
In other words, the EU can do a lot more with the same money.
Başka bir deyişle AB aynı parayla çok daha fazlasını yapabilir.
More Sentences
|
53 |
General |
bozuk para |
chicken feed n.
|
|
One hundred dollars is just chicken feed.
Yüz dolar sadece bozuk para.
More Sentences
|
Common Usage |
|
54 |
Common Usage |
devletin devlete barış için ödediği para |
tribute n.
|
|
55 |
Common Usage |
beklenmedik bir para |
windfall n.
|
|
56 |
Common Usage |
para havalesi |
remittance n.
|
|
57 |
Common Usage |
peşin para |
cash n.
|
|
58 |
Common Usage |
fazla para çekmek |
overdraw v.
|
|
59 |
Common Usage |
(para) geri vermek |
repay v.
|
|
General |
|
60 |
General |
çok para getiren |
money maker n.
|
|
61 |
General |
birine bazı gerçekleri söylememesi verilen para |
hush money n.
|
|
62 |
General |
gambia para birimi |
dalasi n.
|
|
63 |
General |
beklenmedik bir para/hediye/yardım |
windfall n.
|
|
64 |
General |
hayır işine para bağışlayan |
benefactor n.
|
|
65 |
General |
çin para birimi |
yuan n.
|
|
66 |
General |
para bağışı |
purse n.
|
|
67 |
General |
para vb devir hızı |
turnover n.
|
|
68 |
General |
estonya cumhuriyeti para birimi |
kroon n.
|
|
69 |
General |
ortaya konan para |
pot n.
|
|
70 |
General |
ortada biriken para |
jackpot n.
|
|
71 |
General |
para cezası verme |
amercement n.
|
|
72 |
General |
yüz (para, madolyon vb) |
obverse n.
|
|
73 |
General |
para sürme |
bid n.
|
|
74 |
General |
havale ile para gönderme |
remittance n.
|
|
75 |
General |
bankadaki para |
money on deposit n.
|
|
76 |
General |
ufak para |
small change n.
|
|
77 |
General |
para değeri |
monetary value n.
|
|
78 |
General |
ortaya konan para |
pool n.
|
|
79 |
General |
kalp para |
queer n.
|
|
80 |
General |
para değiştirme kurumu |
money changer's business n.
|
|
81 |
General |
para tuncu |
coinage bronze n.
|
|
82 |
General |
birkaç işten para kazanan kişi |
double earner n.
|
|
83 |
General |
para babası |
moneybags n.
|
|
84 |
General |
uluslararası para fonu |
the international monetary fund n.
|
|
85 |
General |
para kaynağı |
financing n.
|
|
86 |
General |
geri ödenen para |
refund n.
|
|
87 |
General |
nakit para |
currency n.
|
|
88 |
General |
bozuk para çantası |
purse n.
|
|
89 |
General |
madeni para |
token n.
|
|
90 |
General |
peşin para esası |
cash basis n.
|
|
91 |
General |
para ile plak çalan otomatik pikap |
jukebox n.
|
|
92 |
General |
faiz karşılığı borç para veren kimse |
moneylender n.
|
|
93 |
General |
zimmetine para geçiren |
defalcator n.
|
|
94 |
General |
iskambilde ortaya konulan para |
pool n.
|
|
95 |
General |
para yatırma |
lodgement n.
|
|
96 |
General |
para sızdırma |
extortion n.
|
|
97 |
General |
para havalesi |
cash remittance n.
|
|
98 |
General |
para herşeyi satın alamaz |
money can't buy everything n.
|
|
99 |
General |
hazır para |
ready n.
|
|
100 |
General |
peşin para |
the ready n.
|
|
101 |
General |
para cüzdanı |
purse n.
|
|
102 |
General |
para sorunu |
currency question n.
|
|
103 |
General |
zimmetine para geçiren kimse |
peculator n.
|
|
104 |
General |
para toplama |
collecting n.
|
|
105 |
General |
tık para |
prompt n.
|
|
106 |
General |
bir şeyin satın alınmasında para yerine geçen belge |
token n.
|
|
107 |
General |
altın para |
gold coin n.
|
|
108 |
General |
zimmetine para geçiren |
embezzler n.
|
|
109 |
General |
para çekme makinası |
cash point n.
|
|
110 |
General |
temiz para |
chink n.
|
|
111 |
General |
ortaya konan para |
kitty n.
|
|
112 |
General |
para şişkinliği |
inflation n.
|
|
113 |
General |
bir tomar para |
a wad of money n.
|
|
114 |
General |
kefalet (para olarak) |
surety n.
|
|
115 |
General |
madeni para sistemi |
coinage n.
|
|
116 |
General |
para sağlayan kimse |
sponsor n.
|
|
117 |
General |
para koyma |
put n.
|
|
118 |
General |
nakit para |
hard cash n.
|
|
119 |
General |
para canlısı |
miser n.
|
|
120 |
General |
günahları para ile affeden kimse |
pardoner n.
|
|
121 |
General |
sahte para |
queer n.
|
|
122 |
General |
para isteği |
demand note n.
|
|
123 |
General |
para yatıran kimse |
depositor n.
|
|
124 |
General |
izlanda para birimi |
kronur n.
|
|
125 |
General |
para üstü |
remainder n.
|
|
126 |
General |
yığınla para |
pots of money n.
|
|
127 |
General |
çok para |
a great deal of money n.
|
|
128 |
General |
para harcayan kimse |
expender n.
|
|
129 |
General |
iki peni değerinde gümüş para |
dandiprat n.
|
|
130 |
General |
macaristan para birimi |
forint n.
|
|
131 |
General |
eski ingiltere kanununda vergi veya para cezası ödeme |
escoting n.
|
|
132 |
General |
peşin para |
hard cash n.
|
|
133 |
General |
demir para |
specie n.
|
|
134 |
General |
para cezası kesme |
estreating n.
|
|
135 |
General |
çok para getiren |
moneymaker n.
|
|
136 |
General |
en düşük arjantin para birimi |
austral n.
|
|
137 |
General |
maden para |
coin n.
|
|
138 |
General |
hayır işine bağışlanan para |
beneficence n.
|
|
139 |
General |
para sızdırma |
touch n.
|
|
140 |
General |
para karşılığı cenaze işlerini üstlenen kimse |
undertaker n.
|
|
141 |
General |
ödünç para isteği |
demand loan n.
|
|
142 |
General |
bozuk para çantası |
change purse n.
|
|
143 |
General |
eski ingiltere kanununda vergi veya para cezası |
escot n.
|
|
144 |
General |
para cezaları |
penalties n.
|
|
145 |
General |
para destesi |
bankroll n.
|
|
146 |
General |
sahte para |
counterfeit coin n.
|
|
147 |
General |
sahte para |
plug n.
|
|
148 |
General |
para üzeri |
remainder of money n.
|
|
149 |
General |
ülke para birimi |
domestic monetary unit n.
|
|
150 |
General |
çok az para |
chickenfeed n.
|
|
151 |
General |
demir para |
hard money n.
|
|
152 |
General |
rehin karşılığı borç para veren kimse |
pawn broker n.
|
|
153 |
General |
sahte para |
base coin n.
|
|
154 |
General |
para durumu |
finance n.
|
|
155 |
General |
izlanda bir para birimi |
eyrir n.
|
|
156 |
General |
madeni para |
piece n.
|
|
157 |
General |
para sızdıran |
bleeder n.
|
|
158 |
General |
para ile tutulmuş adam |
hireling n.
|
|
159 |
General |
para için yazılan kitap |
potboiler n.
|
|
160 |
General |
dünya kadar para |
pots of money n.
|
|
161 |
General |
brüt para toplamı |
gross n.
|
|
162 |
General |
çek cumhuriyeti para birimi |
koruny n.
|
|
163 |
General |
oyundaki para |
kitty n.
|
|
164 |
General |
portekiz para birimi |
conto n.
|
|
165 |
General |
çok para kazanan |
big income earner n.
|
|
166 |
General |
para toplamak için açılan kampanya |
a drive for funds n.
|
|
167 |
General |
adam öldürtmek için ödenen para |
blood money n.
|
|
168 |
General |
kağıt para |
rag n.
|
|
169 |
General |
kara para |
black money n.
|
|
170 |
General |
para taşımaya elverişli kuşak |
money belt n.
|
|
171 |
General |
portekiz para birimi |
escudo n.
|
|
172 |
General |
savaşta toplanan para |
war chest n.
|
|
173 |
General |
zambiya para birimi |
kwacha n.
|
|
174 |
General |
fütursuzca para harcayan |
free spender n.
|
|
175 |
General |
toplam para (kumarda ortaya konan) |
pot n.
|
|
176 |
General |
para basma |
coinage n.
|
|
177 |
General |
maaştan hariç kazanılan para |
perk n.
|
|
178 |
General |
metal para |
metal money n.
|
|
179 |
General |
ufak para |
copper n.
|
|
180 |
General |
enflasyon karşısında para arzını azaltma |
deflation n.
|
|
181 |
General |
para basan kişi |
minter n.
|
|
182 |
General |
para toplama kampanyası |
campaign to raise funds n.
|
|
183 |
General |
para üstü |
remainder of money n.
|
|
184 |
General |
peşin para |
ready cash n.
|
|
185 |
General |
sahte para |
adulterated money n.
|
|
186 |
General |
para kasası |
peter n.
|
|
187 |
General |
kiralayanın süre esasına dayalı ödeme yaptığı ve kat edilen mesafe ne olursa olsun hiçbir ilave para |
unlimited mileage n.
|
|
188 |
General |
çok para |
serious coin n.
|
|
189 |
General |
hesabı kapatmak için ödenen para |
settlement n.
|
|
190 |
General |
biriktirilmiş para |
savings n.
|
|
191 |
General |
kara para |
dirty money n.
|
|
192 |
General |
para ödülü |
monetary award n.
|
|
193 |
General |
para ödülü |
purse n.
|
|
194 |
General |
para toplama kampanyası |
fund raising campaign n.
|
|
195 |
General |
para (kilisede toplanan) |
collection n.
|
|
196 |
General |
para çekmecesi |
till n.
|
|
197 |
General |
bozuk para |
fractional currency n.
|
|
198 |
General |
para bağışı |
subvention n.
|
|
199 |
General |
para hediyesi |
honorarium n.
|
|
200 |
General |
para yardımı |
subsidy n.
|
|
201 |
General |
sigorta poliçesi üstünden ödenecek para |
claim n.
|
|
202 |
General |
sahte para |
stiff n.
|
|
203 |
General |
tedavüldeki para |
coinage n.
|
|
204 |
General |
madalya ve para bilgisi |
numismatics n.
|
|
205 |
General |
hazır para |
ready money n.
|
|
206 |
General |
itibarlı para |
token money n.
|
|
207 |
General |
batak para |
bad debt n.
|
|
208 |
General |
para ile çalışan satış otomatı |
vending machine n.
|
|
209 |
General |
zambiya para birimi |
kwachas n.
|
|
210 |
General |
üç kuruş para |
chickenfeed n.
|
|
211 |
General |
beş para etmez tip |
rip n.
|
|
212 |
General |
para sıkıntısı |
monetary pressure n.
|
|
213 |
General |
zimmetine para geçiren kimse |
embezzler n.
|
|
214 |
General |
para olarak altınla gümüşü oranlı kullanma sistemi |
bimetallism n.
|
|
215 |
General |
para cezası |
mulct n.
|
|
216 |
General |
brunei para birimi |
pitis n.
|
|
217 |
General |
beş para etmez adam |
trash n.
|
|
218 |
General |
hayır işine bağışlanan para |
benefaction n.
|
|
219 |
General |
para gümüşü |
coin silver n.
|
|
220 |
General |
para uzmanı |
numismatist n.
|
|
221 |
General |
peşin para |
ready money n.
|
|
222 |
General |
para hırsı |
avarice n.
|
|
223 |
General |
para idaresi |
money management n.
|
|
224 |
General |
para sağlama |
financing n.
|
|
225 |
General |
para ve bunun gibi menfaatler sağlayarak ya da hile ile jüriyi etkileme |
embracery n.
|
|
226 |
General |
tayin etme (para miktarını) |
assessment n.
|
|
227 |
General |
çok para kazanan |
big earner n.
|
|
228 |
General |
demir para |
coin n.
|
|
229 |
General |
beş sentlik madeni para |
jitney n.
|
|
230 |
General |
gönderilme (para) |
remittance of n.
|
|
231 |
General |
zimmete para geçirme |
embezzling n.
|
|
232 |
General |
trinko para |
hard cash n.
|
|
233 |
General |
para kaynağı |
fund n.
|
|
234 |
General |
altın para (süs) |
sequin n.
|
|
235 |
General |
kolay kazanılmış para |
easy money n.
|
|
236 |
General |
bozuk para |
bit n.
|
|
237 |
General |
para sızdıran |
extorter n.
|
|
238 |
General |
para verme |
kick in n.
|
|
239 |
General |
hesaptaki para miktarı |
credit n.
|
|
240 |
General |
kilisede para toplama |
offertory n.
|
|
241 |
General |
kağıt para |
paper note n.
|
|
242 |
General |
para kolay kazanılmıyor |
money doesn't grow on trees n.
|
|
243 |
General |
hayır işine para bağışlama |
benefaction n.
|
|
244 |
General |
altın para |
gold n.
|
|
245 |
General |
hasılat (para olarak) |
take n.
|
|
246 |
General |
isveç ve izlanda'da para birimi |
krona n.
|
|
247 |
General |
bangladeş'in 100 poisha'ya bölünmüş para birimi |
taka n.
|
|
248 |
General |
peşin para |
ready n.
|
|
249 |
General |
kağıt para |
banknote n.
|
|
250 |
General |
abd beş sentlik para |
nickel n.
|
|
251 |
General |
para kurulları |
currency boards n.
|
|
252 |
General |
şantajla para alma |
racket n.
|
|
253 |
General |
kalp para |
counterfeit money n.
|
|
254 |
General |
para farkı |
agio n.
|
|
255 |
General |
başlıca amacı para kazanmak olan kimse |
huckster n.
|
|
256 |
General |
gümüş para |
ducat n.
|
|
257 |
General |
eskiden almanya'da kullanılan altın para |
kronen n.
|
|
258 |
General |
para yatıran |
depositor n.
|
|
259 |
General |
para basan kimse |
coiner n.
|
|
260 |
General |
çekilen para (hesaptan/bankadan) |
withdrawal n.
|
|
261 |
General |
para (bir suçlunun yakalanması için devletçe verilen) |
bounty n.
|
|
262 |
General |
para darlığı |
deflation n.
|
|
263 |
General |
para cüzdanı |
wallet n.
|
|
264 |
General |
para vb bulma |
accommodation n.
|
|
265 |
General |
kolay kazanılıp kolay harcanılan para |
easy money n.
|
|
266 |
General |
para (masrafları karşılayan) |
reimbursement n.
|
|
267 |
General |
çok para |
pots of money n.
|
|
268 |
General |
bol (para) |
pot n.
|
|
269 |
General |
gönderme (para) |
remittance of n.
|
|
270 |
General |
para toplama |
collection n.
|
|
271 |
General |
trinko para |
the ready n.
|
|
272 |
General |
çek cumhuriyeti para birimi |
korunas n.
|
|
273 |
General |
büyük miktar (özellikle para) |
mint n.
|
|
274 |
General |
para yatırma |
placement n.
|
|
275 |
General |
para hırsı |
itching palm n.
|
|
276 |
General |
kızılderililerin para olarak kullandığı boncuklar |
wampum n.
|
|
277 |
General |
para sızdırma |
gouge n.
|
|
278 |
General |
tedavüldeki para |
hard currency n.
|
|
279 |
General |
para çantası |
moneybag n.
|
|
280 |
General |
para cezasına çarptırma |
mulcting n.
|
|
281 |
General |
para kasası |
safe box n.
|
|
282 |
General |
önemsiz miktarda para |
peanut n.
|
|
283 |
General |
para ağaçta yetişmez |
money doesn't grow on trees n.
|
|
284 |
General |
para sıkıntısı |
penury n.
|
|
285 |
General |
ihmalkarlık için para cezası |
doomage n.
|
|
286 |
General |
angola para birimi |
kwanza n.
|
|
287 |
General |
hindistan para birimi rupee'nin yüzde biri |
paise n.
|
|
288 |
General |
para yardımı |
monetary aid n.
|
|
289 |
General |
danimarka ve norveç para birimi |
kroner n.
|
|
290 |
General |
para olarak hasılat |
the takings n.
|
|
291 |
General |
çek cumhuriyeti para birimi |
koruna n.
|
|
292 |
General |
maaştan hariç kazanılan para |
perquisite n.
|
|
293 |
General |
para ödülü |
monetary reward n.
|
|
294 |
General |
para sıkıntısı |
financial pressure n.
|
|
295 |
General |
helal para |
money that's been honestly earned n.
|
|
296 |
General |
avrupa para birimi |
european currency unit n.
|
|
297 |
General |
isveç para birimi |
kronor n.
|
|
298 |
General |
danimarka ve norveç para birimi |
krones n.
|
|
299 |
General |
bir para biriminden diğerine geçişte alınan komisyon |
agio n.
|
|
300 |
General |
25 sent değerindeki madeni para |
quarter n.
|
|
301 |
General |
honduras para birimi |
lempira n.
|
|
302 |
General |
ödünç para |
accommodation n.
|
|
303 |
General |
bağışlanacağına dair söz verilmiş olan para |
pledge n.
|
|
304 |
General |
para için yapan kimse |
professional n.
|
|
305 |
General |
para sızdırma |
shakedown n.
|
|
306 |
General |
genişlemeci para politikası |
expansionary monetary policy n.
|
|
307 |
General |
zararlı bir hayvanın yok edilmesi veya bir suçlunun yakalanması için devletçe verilen para |
bounty n.
|
|
308 |
General |
para babası |
croesus n.
|
|
309 |
General |
madeni para kutusu |
coin box n.
|
|
310 |
General |
para kurumu |
money agency n.
|
|
311 |
General |
rus para birimi |
ruble n.
|
|
312 |
General |
mütedavil para |
currency n.
|
|
313 |
General |
kiralık katillere verilen para |
blood money n.
|
|
314 |
General |
peşin para |
hard money n.
|
|
315 |
General |
hazır para |
bankroll n.
|
|
316 |
General |
ağır para cezası |
heavy fine n.
|
|
317 |
General |
para çantası |
purse n.
|
|
318 |
General |
bakır para |
copper n.
|
|
319 |
General |
madalya veya para üzerindeki yazı |
inscription n.
|
|
320 |
General |
beş sentlik metal para |
picayune n.
|
|
321 |
General |
para üstünü az vererek birini kandıran |
shortchanger n.
|
|
322 |
General |
aşırı yüksek faizle para verme veya alma |
shylocking n.
|
|
323 |
General |
ön yüzü (para/madalyon) |
obverse n.
|
|
324 |
General |
yasadışı para kazanan kimse |
spiv n.
|
|
325 |
General |
kirli para kazanan kimse |
spiv n.
|
|
326 |
General |
para darlığı |
stringency n.
|
|
327 |
General |
çok para |
big money n.
|
|
328 |
General |
bozuk para |
loose cash n.
|
|
329 |
General |
bozuk para |
fractional money n.
|
|
330 |
General |
kağıt para |
note n.
|
|
331 |
General |
kağıt para |
paper n.
|
|
332 |
General |
kağıt para |
soft money n.
|
|
333 |
General |
yeni basılmış madeni para |
new coinage n.
|
|
334 |
General |
yumuşak para |
soft currency n.
|
|
335 |
General |
yuvarlak para |
even money n.
|
|
336 |
General |
yırtık para |
destroyed banknote n.
|
|
337 |
General |
zayıf para |
weak currency n.
|
|
338 |
General |
para üstü |
change n.
|
|
339 |
General |
postayla para havalesi |
postal money order n.
|
|
340 |
General |
para cezası |
scot n.
|
|
341 |
General |
nötr para |
neutral money n.
|
|
342 |
General |
diğer taraf (kaset, demir para) |
flipside n.
|
|
343 |
General |
diğer taraf (kaset, demir para) |
flip side n.
|
|
344 |
General |
para için yazılan yazı |
potboiler n.
|
|
345 |
General |
kara para |
illicit money n.
|
|
346 |
General |
madeni para |
metallic currency n.
|
|
347 |
General |
eski etiyopya para birimi |
birr n.
|
|
348 |
General |
nikaragua para birimi |
cordoba n.
|
|
349 |
General |
bolivya'nın para birimi |
boliviano n.
|
|
350 |
General |
ekvador para birimi |
sucre n.
|
|
351 |
General |
israil para birimi |
shekel n.
|
|
352 |
General |
kazakistan para birimi |
tenge n.
|
|
353 |
General |
moğolistan'ın 100 möngü değerindeki para birimi |
tughrik n.
|
|
354 |
General |
moğolistan para birimi |
mongo n.
|
|
355 |
General |
moğolistan'ın 100 möngü değerindeki para birimi |
tugrik n.
|
|
356 |
General |
vanuatu para birimi |
vatu n.
|
|
357 |
General |
para lastiği |
money band n.
|
|
358 |
General |
para lastiği |
money rubber band n.
|
|
359 |
General |
para transferi |
money transfer n.
|
|
360 |
General |
sahte para |
fake currency n.
|
|
361 |
General |
sahte para |
counterfeit money n.
|
|
362 |
General |
sahte para |
forged money n.
|
|
363 |
General |
sahte para |
imitation money n.
|
|
364 |
General |
çürük para |
counterfeit money n.
|
|
365 |
General |
euro para birimi |
euro currency n.
|
|
366 |
General |
para toplama |
fundraising n.
|
|
367 |
General |
ana para |
principal n.
|
|
368 |
General |
dünya para piyasası |
world finance n.
|
|
369 |
General |
moğolistan para birimi |
tugrik n.
|
|
370 |
General |
polonya para birimi |
grosz n.
|
|
371 |
General |
nijeryanın para birimi |
naira n.
|
|
372 |
General |
eskiden para ile çalınan otomatik pikap |
nickelodeon n.
|
|
373 |
General |
beş sentlik para |
nickel n.
|
|
374 |
General |
zambiyanın para birimi |
ngwee n.
|
|
375 |
General |
para toplamak için düzenlenen sosyal etkinlik |
fundraiser n.
|
|
376 |
General |
havadan kazanılan para |
unearned income n.
|
|
377 |
General |
para toplayan kimse |
fundraiser n.
|
|
378 |
General |
bir çanta para |
a bag of money n.
|
|
379 |
General |
beş para etmez kimse |
clamjamphrie n.
|
|
380 |
General |
para yardımı |
monetary assistance n.
|
|
381 |
General |
para tutkusu |
avarice n.
|
|
382 |
General |
para basma yetkisi |
prerogative (right) of coining money n.
|
|
383 |
General |
günlük para çekme limiti |
daily withdraw limit n.
|
|
384 |
General |
para ve mal varlığı soruşturması |
investigation into personal finances and assets n.
|
|
385 |
General |
para ve mal varlığı soruşturması |
financial asset investigation n.
|
|
386 |
General |
para toplama amacıyla düzenelenen sosyal etkinlik |
fundraiser n.
|
|
387 |
General |
para toplamak için düzenlenen etkinlik |
harambee n.
|
|
388 |
General |
para hırsı |
mammonization n.
|
|
389 |
General |
fazla para çekme |
overdrawing n.
|
|
390 |
General |
yatırılan para |
deposit n.
|
|
391 |
General |
kağıt para |
bill n.
|
|
392 |
General |
ödünç para |
credit n.
|
|
393 |
General |
madeni para basma |
coinage n.
|
|
394 |
General |
madeni para |
coinage n.
|
|
395 |
General |
para sistemi |
coinage n.
|
|
396 |
General |
10 sent değerindeki madeni para |
dime n.
|
|
397 |
General |
postayla gönderilen para |
remittance n.
|
|
398 |
General |
para havalesi |
remittance n.
|
|
399 |
General |
iş kurmada gereken para |
finance n.
|
|
400 |
General |
yasaya uygun olarak alınması gereken para |
legal-tender n.
|
|
401 |
General |
avrupa para piyasası |
euro-dollar market n.
|
|
402 |
General |
aşırı para harcayan kimse |
free-spender n.
|
|
403 |
General |
bozuk para |
chicken-feed n.
|
|
404 |
General |
yarım dolarlık madeni para |
half-a-dollar n.
|
|
405 |
General |
para-psikoloji |
para-psychology n.
|
|
406 |
General |
para değiştirme kurumu |
money-changer's business n.
|
|
407 |
General |
madeni para |
hard cash n.
|
|
408 |
General |
sağlam para |
hard currency n.
|
|
409 |
General |
para bolluğu |
inflation n.
|
|
410 |
General |
peşin para |
cash n.
|
|
411 |
General |
on sent madeni para |
dime n.
|
|
412 |
General |
epey para harcama |
splurge n.
|
|
413 |
General |
gümüş para |
silver money n.
|
|
414 |
General |
kağıt para |
treasury certificate n.
|
|
415 |
General |
kağıt para |
money bill n.
|
|
416 |
General |
gümüş para |
silver currency n.
|
|
417 |
General |
bozuk para |
divisional coin n.
|
|
418 |
General |
harcanan para |
outlay n.
|
|
419 |
General |
kabloyla yapılan para transferleri |
cable transfer n.
|
|
420 |
General |
umulmadık yerden gelen para veya mal |
wind fail n.
|
|
421 |
General |
küçük para çantası |
purse n.
|
|
422 |
General |
geri verilen para |
refund n.
|
|
423 |
General |
beklenmedik yerden gelen para |
windfall n.
|
|
424 |
General |
kazanılan para |
winnings n.
|
|
425 |
General |
para tutacağı |
money grip n.
|
|
426 |
General |
gerekli para |
wherewithal n.
|
|
427 |
General |
etiket (trafik) para cezası |
ticket n.
|
|
428 |
General |
para tuzağı |
money pit n.
|
|
429 |
General |
para tuzağı |
money trap n.
|
|
430 |
General |
az para |
small amount of money n.
|
|
431 |
General |
az miktarda para |
small amount of money n.
|
|
432 |
General |
ganimet olarak verilen para |
prize money n.
|
|
433 |
General |
ganimet olarak alınan para |
prize money n.
|
|
434 |
General |
madeni para ayar kutusu |
pyx n.
|
|
435 |
General |
para çantası |
bursa n.
|
|
436 |
General |
para koleksiyoncusu |
coin collector n.
|
|
437 |
General |
para koleksiyoncusu |
money collector n.
|
|
438 |
General |
para koleksiyoncusu |
numismatist n.
|
|
439 |
General |
para kazandıran |
money-winning n.
|
|
440 |
General |
kız isterken onun için talep edilen para |
dowry n.
|
|
441 |
General |
bazı toplumlarda gelinin veya ailesinin damada verdiği para veya mal |
dowry n.
|
|
442 |
General |
ciğeri beş para etmez |
worthless person n.
|
|
443 |
General |
ciğeri beş para etmez |
rotter n.
|
|
444 |
General |
ciğeri beş para etmez |
scalawag n.
|
|
445 |
General |
ciğeri beş para etmez |
milk livered man n.
|
|
446 |
General |
ciğeri beş para etmez |
badmash n.
|
|
447 |
General |
bahse konan para |
stake n.
|
|
448 |
General |
para adına öldürme |
killing in the name of money n.
|
|
449 |
General |
bozuk para |
mintage n.
|
|
450 |
General |
para biriktirme |
saving money n.
|
|
451 |
General |
para kesesi |
burse n.
|
|
452 |
General |
para sandığı |
kist n.
|
|
453 |
General |
para basım evi |
mint n.
|
|
454 |
General |
para kemeri |
money belt n.
|
|
455 |
General |
para havalesi |
money order n.
|
|
456 |
General |
gümüş bozuk para |
silver coinage n.
|
|
457 |
General |
yeterli miktarda para |
sufficient amount of money n.
|
|
458 |
General |
ispanya’da mağribiler zamanında kullanılan altın para |
spanish maravedí n.
|
|
459 |
General |
ispanya’da mağribiler zamanında kullanılan altın para |
maravedi n.
|
|
460 |
General |
havale edilmiş para |
remitted money n.
|
|
461 |
General |
para kazanma hırsı |
ambition to make money n.
|
|
462 |
General |
hayır için para toplanılan hafta |
rag week n.
|
|
463 |
General |
nakit para |
cash money n.
|
|
464 |
General |
peşin para |
cash money n.
|
|
465 |
General |
cadılar bayramında çocukların kapı kapı dolaşıp şeker veya para istemeleri |
trick-or-treating n.
|
|
466 |
General |
bir şey için ayrılmış para |
a put away n.
|
|
467 |
General |
ana para birimi |
chief monetary unit n.
|
|
468 |
General |
borç para |
a loan of money n.
|
|
469 |
General |
kolay kazanılmış para |
easily gotten money n.
|
|
470 |
General |
kolay kazanılmış para |
easily earned money n.
|
|
471 |
General |
adli para cezası |
punitive fine n.
|
|
472 |
General |
para ve toplum |
money and society n.
|
|
473 |
General |
tribünlerden sahaya atılan bozuk para |
a coin thrown from the stands n.
|
|
474 |
General |
altın para klipsi |
gold money clip n.
|
|
475 |
General |
damadın gelinin ailesine verdiği para veya mal |
bride price n.
|
|
476 |
General |
akıllı para |
the smart money n.
|
|
477 |
General |
para kazanmanın zorlukları |
the difficulties of earning money n.
|
|
478 |
General |
para makinesi |
money machine n.
|
|
479 |
General |
faizle borç para veren |
pawnbroker n.
|
|
480 |
General |
faizle borç para veren |
loaner n.
|
|
481 |
General |
bozuk para koleksiyoncusu |
coin collector n.
|
|
482 |
General |
bozuk para koleksiyonculuğu |
coin collecting n.
|
|
483 |
General |
madeni para koleksiyonculuğu |
coin collecting n.
|
|
484 |
General |
madeni para koleksiyoncusu |
coin collector n.
|
|
485 |
General |
pokerde başlangıçta ortaya konan para |
ante n.
|
|
486 |
General |
sahte para transferi |
phony wire transfer n.
|
|
487 |
General |
atm'ye para sıkışması |
(the money) be stuck in atm machine n.
|
|
488 |
General |
tuzak para |
bait money n.
|
|
489 |
General |
para karşılığı zor işler yapan kişi |
hack n.
|
|
490 |
General |
para toplamak amacıyla düzenlenen balo |
benefit ball n.
|
|
491 |
General |
para ödüllü boks maçı |
barney n.
|
|
492 |
General |
damadın gelinin ailesine verdiği para veya mal |
bride wealth n.
|
|
493 |
General |
damadın gelinin ailesine verdiği para veya mal |
bridewealth n.
|
|
494 |
General |
para hırsı |
acquisitiveness n.
|
|
495 |
General |
para yediren |
briber n.
|
|
496 |
General |
düşük faizle alınan para |
cheap money n.
|
|
497 |
General |
para sızdıran kişi |
chiseller n.
|
|
498 |
General |
piyasadaki para miktarı |
circulation n.
|
|
499 |
General |
para sızdıran kişi |
chiseler n.
|
|
500 |
General |
para makbuzu |
chit n.
|
|