Historique

batan

Sens de "batan" dans le Dictionnaire Anglais-Turc : 5 résultat(s)

	Catégorie	Turc	Anglais
General
1	General	batan	sunken adj.
2	General	batan	tingly adj.
3	General	batan	pressitant [obsolete] adj.
4	General	batan	stingy [dialect] adj.
Medical
5	Medical	batan	dead adj.

Sens de "batan" avec d'autres termes dans le Dictionnaire Anglais-Turc : 75 résultat(s)

	Catégorie	Turc	Anglais
General
1	General	batan geminin malları	waif n.
2	General	göze batan şey	glare n.
3	General	batan gemi	sunken ship n.
4	General	göze batan şey	eyesore n.
5	General	göze batan	eyeful n.
6	General	göze batan çirkin şey	eyesore n.
7	General	batan güneş	the setting sun n.
8	General	manhattan'ın doğu-batı yönünde uzanan caddelerine yılda iki kez batan güneşin vurması	manhattan solstice n.
9	General	manhattan'ın doğu-batı yönünde uzanan caddelerine yılda iki kez batan güneşin vurması	manhattanhenge n.
10	General	gemileri bilinçli olarak kayalıklara çeken ve kayalıklara çarparak batan gemileri yağmalayan korsan	shipwrecker n.
11	General	göze batan çirkin şey	desight n.
12	General	batmak (deriye batan diken vb)	prick v.
13	General	acıtmak (deriye batan diken vb)	prick v.
14	General	göze batan veya tahammül edilmez (kusur, hata vb)	gross adj.
15	General	göze batan	obtrusive adj.
16	General	göze batan	flagrant adj.
17	General	iğne gibi batan	echinate adj.
18	General	iğne gibi batan	prickly adj.
19	General	göze batan	ostensible adj.
20	General	göze batan (ahlaksızlık)	flagrant adj.
21	General	göze batan	flamboyant adj.
22	General	iğne gibi batan	echinated adj.
23	General	göze batan	glaring adj.
24	General	göze batan	annoying adj.
25	General	batan güneşe ait	occasive adj.
26	General	batan güneş ile ilgili	occasive adj.
27	General	suda batan	dead adj.
28	General	iğne gibi batan	prickling adj.
29	General	iğne gibi batan	pricky adj.
30	General	göze batan	semblable adj.
31	General	iğne gibi batan	smarting adj.
32	General	göze batan	protrusive adj.
33	General	göze batan	protuberant adj.
34	General	göze batan	protuberous adj.
35	General	iğne gibi batan	spiculate adj.
36	General	iğne gibi batan	spiculated adj.
37	General	batan anlamı veren son ek	-clinic suf.
Colloquial
38	Colloquial	batan geminin malları bunlar	dirt cheap n.
39	Colloquial	göze batan	flagrante n.
Idioms
40	Idioms	batan gemi	a sinking ship n.
41	Idioms	batan gemiyi terk etme	deserting a sinking ship n.
42	Idioms	batan gemiyi terk etme	leaving a sinking ship n.
43	Idioms	(batan) gemiyi terk etmek	abandon ship v.
44	Idioms	batan gemiyi terketmek	leave a sinking ship v.
45	Idioms	batan gemiyi terketmek	desert a sinking ship v.
46	Idioms	batan gemiyi terk etmek	desert a sinking ship v.
47	Idioms	(bazı) göze batan işleri halletmek	send (one) to glory v.
48	Idioms	(birkaç) göze batan işi halletmek	send (one) to glory v.
49	Idioms	batan geminin içerisinde ölmek	go down with the ship v.
50	Idioms	batan gemiyi terkeden fareler gibi	like rats abandoning a sinking ship expr.
51	Idioms	batan gemiyi terk eden fareler gibi	like rats abandoning a sinking ship expr.
52	Idioms	batan geminin fareleri gibi	like rats from a sinking ship expr.
53	Idioms	batan gemiden kurtulmanın derdinde	like rats from a sinking ship expr.
54	Idioms	batan gemiyi terk eden fareler gibi	(like rats) leaving a sinking ship expr.
55	Idioms	batan gemiyi terk eden fareler gibi	(like rats) deserting a sinking ship expr.
56	Idioms	batan gemiyi ilk önce fareler terk eder	rats desert a sinking ship expr.
57	Idioms	batan gemiyi terk eden fareler	rats deserting a sinking ship expr.
58	Idioms	batan gemiyi ilk önce fareler terk eder	rats leave a sinking ship expr.
Speaking
59	Speaking	batan geminin malları bunlar	everything must go n.
Trade/Economic
60	Trade/Economic	batan banka	sinking bank n.
Law
61	Law	batan geminin ardında suyun üstünde yüzen mallar	waveson n.
Industry
62	Industry	batan firmanın çalışanlarının kendilerine borçlu olunan parayı alma hakkı	insolvency provision [uk] n.
Technical
63	Technical	batan çubuk viskometresi	sinking bar viscometer n.
64	Technical	ne yüzen ne de batan cisimcik	suspended particle n.
Marine
65	Marine	batan bir geminin suda yüzen enkazı	flotsam n.
66	Marine	dev kutuların içine su veya ağırlık yüklenerek batan veya ters dönen nesneleri düzeltmeye yönelik çalışma veya teknik yöntem	parbuckling n.
Petrol
67	Petrol	yarı batan petrol sondaj platformu	semi-submersible oil drilling rig n.
68	Petrol	yarı batan (petrol platformu)	semisubmersible adj.
Medical
69	Medical	göze batan demir veya çelik parçalarını tespit eden bir alet	sideroscope n.
Psychology
70	Psychology	göze batan ışıklara karşı duyulan korku	photoaugliaphobia n.
Geography
71	Geography	batan adaları	batan islands n.
Geology
72	Geology	sık sık su altına batan	negative adj.
Archaic
73	Archaic	diken gibi batan	horrid adj.
Star Wars
74	Star Wars	batan güneş bulvarı	setting sun avenue n.
75	Star Wars	batan araziler	sinking fields n.