uyarmak - Turc Anglais Dictionnaire
Historique

uyarmak



Sens de "uyarmak" dans le Dictionnaire Anglais-Turc : 67 résultat(s)

Turc Anglais
Common Usage
uyarmak stimulate v.
uyarmak warn v.
General
uyarmak admonishment n.
uyarmak tip off v.
uyarmak awaken v.
uyarmak forewarn v.
uyarmak caution v.
uyarmak sex up v.
uyarmak give warning v.
uyarmak serve notice v.
uyarmak exhort v.
uyarmak excite v.
uyarmak tip the wink v.
uyarmak remonstrate v.
uyarmak waken v.
uyarmak awake v.
uyarmak charge v.
uyarmak admonish v.
uyarmak previse v.
uyarmak advise somebody v.
uyarmak tip v.
uyarmak expostulate v.
uyarmak alert to v.
uyarmak give notice v.
uyarmak lecture v.
uyarmak advise against v.
uyarmak advise v.
uyarmak open v.
uyarmak alarm v.
uyarmak warn v.
uyarmak give somebody notice of v.
uyarmak advise somebody of something v.
uyarmak alert v.
uyarmak apprise of v.
uyarmak adhort v.
uyarmak caveat v.
uyarmak amoneste [obsolete] v.
uyarmak extimulate v.
uyarmak juice v.
uyarmak vor v.
uyarmak mone v.
uyarmak monest [obsolete] v.
uyarmak dismay v.
uyarmak say [dialect] [uk] v.
uyarmak correct v.
uyarmak correctify v.
uyarmak semble v.
Phrasals
uyarmak wire up v.
uyarmak advise of v.
uyarmak advise of v.
uyarmak call out v.
Colloquial
uyarmak call v.
uyarmak amp v.
Idioms
uyarmak shake the bells v.
uyarmak cry havoc v.
uyarmak ring the bell v.
Technical
uyarmak evoke v.
uyarmak stimulate v.
uyarmak warn v.
Telecom
uyarmak invoke v.
Automotive
uyarmak excite v.
Medical
uyarmak hypo v.
Biology
uyarmak stimulate v.
Biochemistry
uyarmak induce v.
uyarmak agitate v.
Archaic
uyarmak monish v.
uyarmak awarn v.

Sens de "uyarmak" avec d'autres termes dans le Dictionnaire Anglais-Turc : 154 résultat(s)

Turc Anglais
General
(avustralya'da) yüzenleri köpekbalıklarına karşı uyarmak için çalınan zil shark alarm n.
(avustralya'da) yüzenleri köpekbalıklarına karşı uyarmak için çalınan zil shark bell n.
hava aracının yüzücüleri köpekbalıklarına karşı uyarmak için plaj üzerinde uçarak yaptığı gözcülük shark patrol [australia] n.
(avustralya'da) yüzenleri köpekbalıklarına karşı uyarmak için çalınan zil shark siren n.
önceden uyarmak forewarn v.
sert bir dille uyarmak put one's foot down v.
sert bir dille uyarmak put your foot down v.
peşinen uyarmak previse v.
önceden uyarmak previse v.
birini uyarmak open someone's eyes v.
yeniden uyarmak restimulate v.
karşı uyarmak advise against v.
sert bir şekilde uyarmak warn sternly v.
-e karşı uyarmak warn against v.
birbirini uyarmak warn each other v.
ile ilgili olarak uyarmak warn about v.
sinir uçlarını uyarmak stimulate the nerve endings v.
birisini bir şey hakkında uyarmak warn someone about something v.
birisini bir şey hakkında uyarmak warn someone against v.
birisini uyarmak alert someone v.
kibar/nazik bir şekilde uyarmak warn someone gently v.
yeniden uyarmak recaution v.
borazan çalarak uyarmak wind v.
elektrik akımıyla uyarmak galvanize v.
elektrik akımıyla uyarmak galvanise v.
(ilaç vererek) uyarmak hype v.
aşırı uyarmak overheat v.
önceden uyarmak diswarn v.
(siniri veya organı) uyarmak innervate v.
önden uyarmak preadmonish v.
önceden uyarmak precaution v.
önceden uyarmak premonish v.
önceden uyarmak prewarn v.
sesli biçimde uyarmak strike v.
Phrasals
azarlayarak uyarmak pull up v.
ufak dokunuşlarla uyarmak touch up v.
uzak durması için uyarmak steer away from (someone or something) v.
(birini bir şey için) önceden uyarmak forewarn (someone) about (something) v.
(birini bir şey için) önceden uyarmak forewarn someone about something v.
(birini bir şey için) önceden uyarmak forewarn someone of something v.
birini bir şeye karşı uyarmak alert somebody to something v.
birini bir şeye karşı uyarmak caution someone about something v.
birini bir şeye karşı uyarmak caution someone against something v.
birisini bir şeye karşı uyarmak warn someone away from v.
birisini bir şeye karşı uyarmak counsel someone against something v.
(birini bir şey hakkında) önceden uyarmak forewarn (someone) of (something) v.
(bir şey yapmaması konusunda) uyarmak exhort (one) to (do something) v.
(vücudun bir bölümünü, sinirleri, kasları, organları) uyarmak stimulate (someone or something) into (doing) (something) v.
cinsel yönden uyarmak bring on v.
(birini/bir şeyi) bir şey hakkında uyarmak warn of (someone or something) v.
birini bir şey hakkında uyarmak warn someone of something v.
bir şey hakkında uyarmak warn of v.
cinsel açıdan uyarmak wind up v.
(birini bir şey) için uyarmak admonish (one) for (something) v.
için uyarmak admonish for v.
birini bir şeye karşı uyarmak/ikaz etmek advise someone against doing something v.
(birini bir şeye) karşı uyarmak/ikaz etmek advise (one) against (something) v.
(bir şeye) karşı uyarmak/ikaz etmek advise against (something) v.
-e karşı uyarmak/ikaz etmek advise against doing v.
(birini bir şey) için uyarmak admonish (one) for (something) v.
için uyarmak admonish for v.
birini bir şeye karşı uyarmak/ikaz etmek advise someone against doing something v.
(birini bir şeye) karşı uyarmak/ikaz etmek advise (one) against (something) v.
(bir şeye) karşı uyarmak/ikaz etmek advise against (something) v.
-e karşı uyarmak/ikaz etmek advise against doing v.
birini bir şeye karşı uyarmak awake someone to something v.
birini bir şeye karşı uyarmak awaken someone to something v.
(birini bir konuda) uyarmak call (one) on (something) v.
birini birine/bir şeye karşı uyarmak caution someone about someone or something v.
birini biri/bir şey hakkında uyarmak caution someone about someone or something v.
(birini birine/bir şeye) karşı uyarmak caution (one) about (someone or something) v.
(birini biri/bir şey) hakkında uyarmak caution (one) about (someone or something) v.
(birini birine/bir şeye) karşı uyarmak caution (one) against (someone or something) v.
(birini biri/bir şey) hakkında uyarmak caution (one) against (someone or something) v.
-e karşı uyarmak caution about v.
hakkında uyarmak caution about v.
-e karşı uyarmak counsel against v.
için önceden uyarmak forewarn about v.
hakkında önceden uyarmak/ikaz etmek forewarn about v.
(bir şeye) karşı uyarmak preach against (something) v.
(birini) uyarmak preach at (one) v.
(birini) uyarmak preach to (one) v.
-i uyarmak stimulate into v.
(bir şey) hakkında uyarmak tip off about (something) v.
(bir şey) hakkında uyarmak tip off on (something) v.
(birini) uyarmak tug at (someone) v.
(birini birine/bir şeye) yaklaşmaması için uyarmak warn (one) away (from someone or something) v.
(birini birinden/bir şeyden) uzak durması için uyarmak warn (one) away (from someone or something) v.
(birini birine/bir şeye) yaklaşmaması için uyarmak warn (one) off (from someone or something) v.
(birini birinden/bir şeyden) uzak durması için uyarmak warn (one) off (from someone or something) v.
(biri/bir şey) hakkında uyarmak warn about (someone or something) v.
(biriyle/bir şeyle) ilgili uyarmak warn about (someone or something) v.
(bir şeye) karşı uyarmak warn against (something) v.
(bir şey) hakkında uyarmak warn against (something) v.
yaklaşmaması için uyarmak warn away v.
uzak durması için uyarmak warn away v.
-e yaklaşmaması için uyarmak warn away from v.
'-den uzak durması için uyarmak warn away from v.
Phrases
size söylüyorum (uyarmak amacıyla) (and) no messing expr.
Colloquial
bip sesiyle uyarmak feep v.
Idioms
göz kırparak uyarmak tip the wink v.
önceden uyarmak point the bone at (someone or something) v.
bir konuyla ilgili uyarmak mark (one's) card v.
bir konuyla ilgili uyarmak mark someone's card v.
birini ağır biçimde uyarmak read somebody the riot act v.
bakışlarıyla uyarmak give a warning look v.
birini ağır biçimde uyarmak read the riot act to somebody v.
ciddi biçimde uyarmak get one's ears pinned back v.
önceden bilgilendirmek/haber vermek/uyarmak give somebody a heads up v.
sert bir dille uyarmak get one's ears pinned back v.
(birini) cinsel olarak uyarmak press (someone's) buttons v.
(birini) uyarmak rap (one) on the knuckles v.
(birini) sözlü olarak uyarmak/azarlamak rap (one) on the knuckles v.
halkı uyarmak/uyandırmak alert the public v.
toplumu uyarmak/uyandırmak alert the public v.
halkı uyarmak/uyandırmak alert the public v.
toplumu uyarmak/uyandırmak alert the public v.
(birini) önceden bilgilendirmek/uyarmak give (one) a heads up v.
(birini) uyarmak put (one) on notice v.
sert bir dille uyarmak put foot down v.
birini uyarmak put someone on notice v.
Speaking
(yaramazlık yapan bir çocuğu uyarmak için) nasıl davranman gerektiğini unuttun mu? did you forget your manners? expr.
Technical
lazer sinyallerinin üretimi veya çoğaltılması için uyarılmış yayım oluşturmak üzere atomları uyarmak için kullanılan bir cihaz laser pump n.
aşırı uyarmak overstimulate v.
Computer
sesle uyarmak beep v.
Electric
aktif elektrik devresini uyarmak excite v.
Automotive
sürücüleri uyarmak için yolun kenarına yapılmış sert noktalar jiggle-bars n.
Railway
lokomotif sürücülerini sisli havalarda uyarmak için kullanılan sinyal fog signal n.
Medical
bazı bitkilerden elde edilen, kalp yetmezliği durumunda kalbi uyarmak için kullanılan madde cardiac glucoside n.
kurutulmuş laminaria dokusundan üretilen, rahimde genişlemeyi uyarmak için iç servikal açıklığa uygulanan küçük çubuk laminaria n.
mide salınımını uyarmak üzere belirli mahiyet ve miktarda yenilen yemek test meal n.
kaslara masaj yapmak ve kan dolaşımını uyarmak için çeşitli sıcaklıklardaki suyun kullanılması thermalism n.
daha fazla t hücresi üretimini ve diğer bağışıklık savunmalarını uyarmak için immünoterapide deneysel olarak kullanılan bir t hücresi proteini interleukin 2 n.
inflamatuar yanıtı uyarmak için makrofaj gibi hücrelerin saldığı sitokin gruplarından her biri interleukin-1 n.
normal fizyolojik cevabın oluşup oluşmadığının gözlemlenmesi için bir hastaya kimyasal bir maddenin uygulanması (immünolojide) önceden duyarlı bir bireyde bir immünolojik yanıtı uyarmak için antijen uygulamasında bulunmak challenge v.
aşırı uyarmak hyperstimulate v.
derialtı enjeksiyonuyla uyarmak hypo v.
elektrik şokuyla kasları uyarmak galvanise v.
(kalp kasının bir bölümü) önceden uyarmak pre-excite v.
Physiology
sinir, kas gibi dokuyu uyarmak için gerekli olan asgari ölçüdeki elektrik akımı rheobase n.
cinsel yönden uyarmak arouse v.
(kasları) şok vererek uyarmak galvanize v.
Pharmaceutics
solunumu uyarmak için kullanılan bir ilaç doxapram n.
Dermatology
derisini uyarmak için saça uygulanan parfümlü alkol friction n.
Biology
sinirleri uyarmak irritate v.
Military
radar ekranında gözlemlenen herhangi bir hedefe karşı uçağı uyarmak için verilen bilgiler traffic information (radar) n.
Archaic
düzelterek uyarmak chode v.
Engineering
(makineyi) uyarmak serve v.
Slang
birinin anüsünü ağzıyla/diliyle uyarmak eat (someone's) ass out v.
birinin penisini ağızla uyarmak give someone a blowjob v.
uyarmak (uyuşturucu ile) hop up v.
(birini) cinsel yönden uyarmak get (one's) juices flowing v.
(birini) cinsel yönden uyarmak get (one's) motor running v.
birinin anüsünü dille uyarmak rim out v.