open - Turc Anglais Dictionnaire
Historique

open

Play ENTRENus
Play ENTRENuk
Play ENTRENau


Sens de "open" dans le Dictionnaire Turc-Anglais : 265 résultat(s)

Anglais Turc
Common Usage
open v. açılmak
open v. açmak
open adj. açık
open adj. açık (kapı)
General
open n. meydan
open n. açık arazi
open n. açık su
open n. dış mekan
open n. açık durum
open n. başlangıç
open n. avlanmaya izin verilen dönem
open n. açık arazi
open n. çitsiz arazi
open n. ekili arazi
open n. (özellikle okyanus veya gölde) açık su
open n. kamuya açık konum
open n. kamuya açık durum
open n. fırsat
open n. gizli olmama
open n. bilinme
open n. tanınma
open v. başlatmak
open v. çözülmek
open v. çözmek
open v. uyarmak
open v. açtırmak
open v. sermek
open v. fora etmek
open v. bildirmek
open v. yarılmak
open v. genişletmek
open v. yaymak
open v. zarfı açmak
open v. açmak (bavul)
open v. göstermek
open v. açmak (koli/paket vb)
open v. gelişmek
open v. şişeyi açmak
open v. gevşemek
open v. paket açmak
open v. başlamak
open v. gevşetmek
open v. çatlamak
open v. açmak (kapı, pencere)
open v. deşmek
open v. yarmak
open v. açmak
open v. vizyona girmek
open v. engelleri kaldırmak
open v. temizlemek
open v. içini açmak
open v. oyuk açmak
open v. delmek
open v. arasında boşluklar oluşturmak
open v. sürekliliğini bozmak
open v. aralamak
open v. kapağını açmak
open v. tıpasını çıkarmak
open v. ambalajını çıkarmak
open v. dudaklarını ayırmak
open v. çalıştırmak
open v. (kart oyunlarında) oyunu açmak
open v. kullanıma açmak
open v. daha duyarlı, cömert veya anlayışlı hale getirmek
open v. halka duyurmak
open v. (konserlerde, etkinliklerde) ilk gösteriyi yapmak
open v. (konserlerde, etkinliklerde) ön performans yapmak
open v. meydana çıkmak
open v. açığa çıkmak
open v. duyarlı, cömert veya anlayışlı hale gelmek
open v. (kitabın, derginin) belirli bir yerini açmak
open v. faaliyete başlamak
open v. ilk kez sergilenmek
open v. (kart oyunlarında) ilk hamleyi yapmak
open v. girmesine izin vermek
open v. erişim izni vermek
open v. çok perdeli bir gösterinin ilk gösterisini sergilemek
open v. çok perdeli bir gösteride ön performans yapmak
open v. yumuşamak
open v. cıvımak
open v. (bina) kapılarını halka açmak
open v. açılış töreni yaparak halka açmak
open v. aydınlatmak
open v. bileşenlerini ayırarak gevşetmek
open v. (sabun üretiminde) tuzla çöktürmek
open v. kokuyu aldığında havlamak
open v. (konu) açmak
open v. (kampanya) başlatmak
open v. (pokerde) elini açmak
open adj. cömert
open adj. çözülmemiş (sorun)
open adj. hazır
open adj. ferah
open adj. karara bağlanmamış
open adj. geniş
open adj. aşikar
open adj. ödenmemiş (borç)
open adj. aleni
open adj. dürüst
open adj. uygun
open adj. meydanda olan
open adj. içten
open adj. ağaçsız
open adj. serbest
open adj. kapanmamış
open adj. açık
open adj. koruyucu örtüsü olmayan
open adj. gizleyici örtüsü olmayan
open adj. siyasi bağlantılarına bakılmaksızın kayıtlı seçmenlerin girebildiği
open adj. herkes tarafından görülebilir
open adj. gizli olmayan
open adj. özel olmayan
open adj. mühürlü olmayan
open adj. bağlı olmayan
open adj. boşluklu
open adj. aralıklı
open adj. herkes tarafından erişilebilen
open adj. sınırsız erişimli
open adj. kısıtsız
open adj. duyarlı
open adj. savunmasız
open adj. bir şeyi düşünmeye istekli
open adj. bir şeyle uğraşmaya istekli
open adj. müsait
open adj. elde edilebilir
open adj. kullanıma açık
open adj. boş
open adj. henüz karar verilmemiş
open adj. değerlendirmeye açık
open adj. önyargısız
open adj. yeni fikirlere açık
open adj. işlevsel
open adj. canlı
open adj. liberal
open adj. (bilet) açık
open adj. (ilişki) açık
open adj. (ilişki) tek bir partnerle sınırlanmayan
open adj. maruz
open adj. korumasız
open adj. şekilsiz
open adj. ana hatsız
open adj. girişe açık
open adj. katılıma açık
open adj. herkese açık
open adj. üzerinden geçilebilen
open adj. geçmeye uygun
open adj. engelsiz
open adj. ağaçsız
open adj. binasız
open adj. donuk olmayan
open adj. karsız
open adj. soğuk olmayan
open adj. hamile olmayan
open adj. seyrek dağılmış
open adj. dağınık
open adj. değişime veya farklılıklara karşı hoşgörülü
open adj. (dansçılar veya ayak duruşu) geniş bir şekilde açık
open adj. (dans veya dans figürü) dans edenlerin birbirinden ayrı durduğu
open adj. (sabun) granüllü
open adj. (sabun) sert
open adj. açık zincir yapısında
open adj. aktif
open adj. (mantıksal ifade) bir veya birden fazla serbest değişken içeren
open adj. kartlar uygun bir şekilde açılmış halde
open adj. kartlar açık oynanan
open adj. kartlar açık oynanacak
open adj. kart dizisindeki aralık nedeniyle kesintiye uğrayan veya eksik
open adj. sürekli olarak kapalı bir kanal devresinden oluşmayan
open adv. açık bir şekilde
Trade/Economic
open n. açılış değeri
open n. açık çek
open v. açılmak
open v. açmak
open v. belirli bir fiyattan açılmak
open v. banka hesabı açmak
open adj. açık
open adj. ticari işlem yapmaya hazır
open adj. kimseye ait olmayan
open adj. yeni üye, fikir, yabancı mal gibi faktörlerin girişine açık
Law
open v. (mahkemede) açılış konuşmasını yapmak
open v. (davada) ilk konuşan olmak
open v. hükmü bozmak
open adj. yasal olarak kısıtlanmayan
open adj. etkili bir düzenlemesi olmayan
open adj. (liman) dış ticarete açık
open adj. (liman) yasalar veya sağlık nedenleriyle kapatılmamış
Technical
open n. açıklık
open adj. (mikrofon) çalışan
Computer
open n. açılış
open v. dosyayı açmak
open adj. erişilebilir dosyaya ait
open adj. erişilebilir dosyayla ilgili
open adj. (dosya, belge) kullanımda
open adj. hafızaya alınmış
open expr.
open expr. açık
Electric
open n. açık sargı
open n. elektrik devresinde açıklık
open n. ortasından kırılmış tel
open adj. elektriğin geçemediği bir boşluk içeren
open adj. açık elektrik devresi olan
Textile
open adj. (kumaş veya dokuma) gevşek
open adj. çözgü iplikleri iki bölüme ayrılmış olup hiç birleşmeyen
Marine
open adj. tekne geçişi için engel teşkil etmeyen
Medical
open v. cerahati boşaltmak için çıbanı delmek
open adj. (yara) açık
open adj. (özellikle büyük bağırsak) açık
open adj. kafatasına giren
open adj. hastalık bulaştırıcıyı dışarı saçan
open adj. (ameliyat) açık
open adj. tıkanık olmayan
open adj. karkastan ayrılarak düz bir şekilde açılmış
Math
open adj. açık
open adj. açık aralığa ait
open adj. açık aralıkla ilgili
open adj. açık komşuluğa ait
open adj. açık komşulukla ilgili
open adj. açık kümeye ait
open adj. açık kümeyle ilgili
open adj. (fonksiyon) açık
Physics
open adj. açık sisteme ait
open adj. açık sistemle ilgili
open adj. açık evrene ait
open adj. açık evrenle ilgili
Astronomy
open adj. (evren) açık
Botanic
open adj. (iletim demeti) ksilem ve floem bölümleri arasında kambiyum bulunan
Breeding
open adj. ırk tipine uygun hayvanların yanı sıra ebeveynleri belli olan hayvanların kaydedilmesine izin veren
Education
open v. okulda yeni döneme başlamak
Linguistics
open adj. geniş
open adj. tek veya iki ünlü harfle biten
open adj. virgül gibi noktalama işaretlerinin az kullanıldığı (noktalama yöntemi)
open adj. (birleşik kelime) bileşenleri boşlukla ayrılmış
open adj. dudaklar geniş aralıklı şekilde söylenen (ünlü harf)
open adj. kod veya şifreyle birlikte düz metni kullanan
open adj. gizleme şifresi kullanan
open adj. (ünsüz harf) sürekli
open adj. (ünsüz harf) sızmalı
open adj. (noktalama işareti) metnin geri kalanından ayrı tutulan bir kelime grubunun başında bulunan
open adj. (öge sınıfı) yeni öge sınıflarını hemen kabul eden
Military
open adj. savunulmayan
open adj. askeri açıdan önemsiz
Sport
open n. açık turnuva
open n. hem profesyonellerin hem de amatörlerin katılabileceği yarışma
open v. (beyzbol, golf) duruşunu açmak
open v. (krikette) vuruşa başlamak
open adj. rakibin savunmadığı
open adj. rakibin boş bıraktığı
open adj. ön ayağın topa arka ayaktan daha yakın olduğu
open adj. vuruş yüzeyinin üst veya dış kenarıyla tutulan
open adj. (saha) korumasız
open adj. (saha) boş
open adj. (özellikle golfte duruş) vücudun ön tarafı öne dönük
open adj. yasal olarak avlanılabilir
Chess
open adj. (satranç karesi) piyonsuz
Music
open adj. (müzik aleti teli veya deliği) parmakla durdurulmamış
open adj. durdurulmamış tel veya delikle oluşturulan
open adj. sürgü, valf veya anahtarsız yapılan
open adj. (ses) net
Printery
open n. ana hatlı bir yazı stili
open adj. geniş aralıklı
open adj. bileşenleri boşlukla ayrılmış
open adj. cıvatalar açıldıktan sonra her yaprağı birbirinden ayrı olan
open adj. (yazı veya baskıda) bileşenleri boşlukla birbirinden ayrılmış olan
Archaic
open v. yorumlamak
open v. açımlamak

Sens de "open" avec d'autres termes dans le Dictionnaire Anglais-Turc : 500 résultat(s)

Anglais Turc
Common Usage
open up v. açmak
open-ended adj. açık uçlu
open-ended adj. ucu açık
General
open condition n. açık önerme
open university n. açık üniversite
open door policy n. açık kapı politikası
open trial n. açık duruşma
open city n. açık şehir
open sea n. açık
the open n. açıklık
the open sea n. engin deniz
open sea n. alarga
open face sandwich n. tek dilim sandviç
open public seminar n. halka açık seminer
the open n. açık yer
open space n. meydan
open skies n. açık semalar
the open n. açık deniz
open invitation n. açık davetiye
open sentence n. açık önerme
open competition n. açık rekabet
open caisson n. açık sandık
the open sea n. açık deniz
the open season n. av sezonu
open vote n. açık oylama
open window n. açık pencere
open mind n. açık fikir
the open season n. av mevsimi
open space n. saha
open space n. alan
open licence n. çerçeve ruhsatı
open circulatory system n. açık dolaşım sistemi
an open sore n. açık yara
an open secret n. herkesçe bilinen bir sır
open society n. açık toplum
open die n. açık kalıp
open area n. açık alan
an open question n. çözümlenmemiş sorun
open space n. açık mekan
being wide open n. apaçıklık
open air n. açık
open budget n. açık bütçe
open country n. sahra
open system n. açık düzge
open shop n. sendikasız işçi çalıştıran kuruluş
open rates n. açık tarife
open ticket n. açık bilet
open wound n. açık yara
open door n. açık kapı
open admission n. sınavsız geçiş
open vote n. açık oy
open session n. açık oturum
open country n. kırlık
open space n. meydanlık
the open university n. açıköğretim
an open question n. çözülmemiş sorun
open sea n. açık deniz
open bidding n. açık artırma
open marriage n. açık evlilik
open air concert n. açık hava konseri
open communication n. açık iletişim
open air concert n. açıkhava konseri
open and closed shelves n. açık ve kapalı raflar
open market operations n. açık piyasa işlemleri
open spaces n. açık mekanlar
open plan schools n. açık öğretim
open for improvement n. gelişime açık
open deck n. açık güverte
open heart n. paylaşımcı mizaç
open heart n. cömert mizaç
open tennis n. açık tenis
open marriage n. evlilik dışı ilişkilerin her iki eş tarafından da karşılıklı olarak kabul edildiği evlilik
open the meeting n. toplantıyı açmak
open to improvement n. gelişmeye açık
open field n. açık arazi
open wire n. çıplak tel
open wharf n. açık iskele
open cell n. açık hücre
open public space n. halka açık alan
open path n. açık yol
open valley n. açık dere
open wharf n. açık rıhtım
open channel n. açık kanal
open conduit n. açık kanal
open valley n. üstü kapanmamış dere
open defect n. görünür kusur
open cell n. açık göze
open air transformer n. açık hava trafosu
open ended question n. açık uçlu soru
open sand n. tek boy iri taneli kum
open type n. açık tip
open blood system n. açık dolaşım sistemi
open expression n. açık ifade
open tender procedure n. açık ihale usulü
open air theatre n. açık hava tiyatrosu
open relationship n. açık ilişki
open field n. açık alan
open razor n. ustura
open house n. kapısı herkese açık davet
open house n. satılık ya da kiralık bir mekanın insanların görüşüne açık olduğu zaman aralığı
open-air pool n. açık yüzme havuzu
open-air theater n. açık hava tiyatrosu
open-air theatre n. açık hava tiyatrosu
open-air n. açık
open-circuit n. açık devre
open-air plant n. açıkhava tesisi
open-heartedness n. açıkyüreklilik
open-air museum n. açık hava müzesi
open-air space n. açık alan
open-air space n. yapılaşmamış alan
open-air pool n. açık hava yüzme havuzu
open-air cinema n. açık hava sineması
open-handedness n. açık ellilik
open-date n. açık tarih
open-mouthed stare n. şaşkın şaşkın bakma
open-air swimming pool n. açıkhava yüzme havuzu
open-air meeting n. açık hava toplantısı
high-sided open wagon n. açık vagon
open quarry n. yerüstü taş ocağı
open quarry n. açık ocak
open space n. açık alan
open end classes n. açık uçlu sınıflar
open town n. açık şehir
open question n. sonuca bağlanmamış sorun
open question n. askıda duran sorun
an open ended question n. ucu açık soru
open subject n. açık konu
open air area n. üstü açık alan
curio stand with open shelves n. etajer
an open message n. açık bir mesaj
open target n. açık hedef
open-air dance floor n. açık hava dans pisti
open day n. açık gün
open day n. halktan kimselerin bir okulu ziyaret ederek okuldaki faaliyetler hakkında bilgi sahibi olabildiği gün
open buffet breakfast n. açık büfe kahvaltı
open support n. açık destek
open faced sandwich n. tek dilim/açık sandviç
open face sandwich n. tek dilim/açık sandviç
open sandwich n. tek dilim/açık sandviç
open-air marketplace n. halk pazarı
open-air market n. halk pazarı
open-air zoo n. açık hava hayvanat bahçesi
open fireplace n. açık şömine
open-handedness n. eliaçıklık
open-handedness n. eli açıklık
open-handedness n. cömertlik
open toe sandal n. önü/burnu açık sandalet
open-top bus n. üstü açık otobüs
open a course n. ders açmak
open-mindedness n. açık fikirlilik
open-sided hut n. yanları açık kulübe
open offer n. açık teklif
wide open space n. çok geniş alan
wide open space n. geniş açık alan
open/close switch n. açma kapama tuşu
open/close switch n. açma kapama düğmesi
open/close switch n. açma kapama butonu
open/close button n. açma kapama tuşu
open/close button n. açma kapama düğmesi
open/close button n. açma kapama butonu
open day n. halktan kimselerin bir itfaiye istasyonunu ziyaret ederek istasyondaki faaliyetler hakkında bilgi sahibi olabildiği gün
a very open-ended phrase n. çok açık uçlu bir ifade
open source libraries n. açık kaynak kitaplıkları
open source community n. açık kaynak topluluğu
open kitchen n. amerikan mutfak
open part n. açık parça
open office n. açık ofis
open fire n. kamp ateşi
open fire n. şömine veya ocak dışında yakılan ateş
open fire n. ortada/açıkta yakılan ateş
open book n. gizlisi saklısı olmayan kimse
open book n. gizlisi saklısı olmayan şey
open day n. kurumun isteyen herkesin incelemesine açık olduğu etkinlik
open house n. okul veya kurumun dışarıdan ziyaretçilere açıldığı etkinlik
open house n. alıcı veya kiracılar tarafından görülmeye açık ev veya daire
open house n. örgütün yaptığı faaliyetleri halka tanıttığı etkinlik
open position n. (bale, modern dans veya caz dansında) ayakların birbirinden ayrı durduğu bir pozisyon
open question n. karar verilmemiş konu
open question n. çözülmemiş konu
open question n. açık uçlu soru
open secret n. gizli olması gerekirken herkesin bildiği şey
open sesame n. hedefe ulaştıran basit ve güvenilir yol
open space n. boş arazi
open spaces [uk] n. inşaata uygun arsalar
open spaces n. boş yer
open-and-shut case n. çözümü kolay sorun
open-door n. kabul edilen giriş hakkı
open-door n. giriş özgürlüğü
open-door n. engellenmemiş fırsat
open-door n. engellenmemiş fırsat kaynağı
open-jaw n. dönüş yeri ilk çıkış yerinden farklı olan bir gidiş dönüş bileti
open-line [canada] n. dinleyicilerin veya izleyicilerin telefonla canlı yayına katılabildiği bir radyo veya televizyon programı
open jobs n. açık işler
open world game n. açık dünya oyunu
be left half open v. aralık kalmak
bring into the open v. açığa çıkarmak
lay open v. kesip içini açmak
open one's eyes wide v. fal taşı gibi açmak
throw open v. açmak
open abroad v. yurtdışına açılmak
open someone's eyes v. birinin gözünü açmak
open an account v. hesap açmak
open in v. açılmak
zipper something open v. bir şeyin fermuarını açmak
open a case v. dava açmak
break open v. zorla açmak
lay open v. açıklamak
keep open v. açık tutmak
hold the phone line open v. hatta kalmak
leave the door open v. açık kapı bırakmak
bring into the open v. ortaya çıkarmak
prize something open v. bir şeyi manivela görevini gören bir şeyle açmak
welcome someone with open arms v. birini çok sıcak bir şekilde karşılamak
rip something open v. bir şeyi yırtarak açmak
open one's heart to v. kalbini açmak
leave open v. açık bırakmak
keep one's eyes open v. gözünü açmak
be open to dispute v. bir şey tartışılabilmek
open out v. yaymak
make for open sea v. engine çıkmak
open letter of credit v. akreditif açtırmak
lay open v. açmak
keep one's eyes open v. gözünü dört açmak
not to lay oneself open to criticism v. açık vermemek
open someone's eyes v. birini haberdar etmek
open a bank account v. banka hesabı açmak
hold open v. açık tutmak
open a session v. oturumu açmak
open out v. açılmak
come into the open v. ortaya çıkmak
be left open v. açık kalmak
open a road v. yol açmak
break open v. kırmak
throw open to v. açmak (bir yeri birine)
open out v. açmak
open to traffic v. trafiğe açmak
open the session v. celseyi açmak
open up v. görüşmeye başlamak
open one's heart v. içini boşaltmak
open a file v. dosya açmak
steam something open v. bir şeyi buhara tutarak açmak
open one's ears v. kulağını açmak
open a period v. çağ açmak
pry something open v. bir şeyi manivela görevini gören bir şeyle açmak
open out v. aralamak
open an era v. devir açmak
open one's heart v. kalbini açmak
open up v. açılmak
open an account v. hesap açtırmak
open a shop v. dükkan açmak
bring out into the open v. açığa çıkarmak
open up v. geliştirmek
come open v. açılmak
be wide open v. belermek
open someone's eyes v. birini uyarmak
open up v. deşmek
open one's mouth v. ağzını açmak
open one's eyes v. gözünü açmak
open out v. rahatlamak
open the ball v. başlatmak
tear something open v. bir şeyi yırtarak açmak
open out v. serpilmek
open fire v. ateş açmak
set up on open market v. pazar kurmak
cause to open v. açılmasına neden olmak
open a meeting v. oturumu açmak
open oneself v. açılmak
keep one's eyes open v. tetikte olmak
be open to dispute v. tartışmaya açık olmak
receive with open arms v. kucak açmak
be open to v. açık olmak (eleştirilere/yeni fikirlere vb)
welcome with open arms v. bağrına basmak
keep one's eyes open v. dikkatli olmak
open new horizons v. yeni ufuklar açmak
open (something/someplace) to tourism v. turizme açmak
open to foreign countries v. dışa açılmak
establish an open communication v. açık iletişim kurmak
open one's eyes to the world v. dünyaya gözünü açmak
open to disease v. hastalığa açık olmak
stay open v. açık kalmak
open a shop v. mağaza açmak
open a hospital v. hastane açmak
open to investment v. yatırıma açmak
open to settlement v. yerleşime açmak
open a bank account v. bankada hesap açmak
open up an opportunity v. olanak sağlamak
open a detailed investigation v. kapsamlı soruşturma başlatmak
open up one's house v. evini açmak
open the window v. pencere açmak
open the curtain v. perde açmak
open the door v. kapıyı açmak
leave something open v. açık unutmak
open up an opportunity v. fırsat sağlamak
leave something open v. açık bırakmak
open to visit v. ziyarete açmak
declare open the meeting v. toplantıyı açmak
open one's eyes to the world v. dünyaya gözlerini açmak
open something up for discussion v. tartışmaya açmak
open a stall v. tezgah açmak
open a booth v. tezgah açmak
open to public v. halka açmak
be open to interpretation v. yoruma açık olmak
be open to criticism v. eleştirilere açık olmak
forget something open v. açık unutmak
open one's doors v. kapılarını açmak
be open to cooperation v. işbirliğine açık olmak
open an umbrella v. şemsiye açmak
open a representative agency v. temsilcilik açmak
open to change v. değişime açık olmak
open up one's horizon v. ufkunu açmak
remain open v. açık olmak
open the curtain v. perdeyi açmak
open out v. sermek
open out v. daha rahat konuşmak
open up v. rahat konuşmak
open up v. başlatmak
open out v. gelişmek
open a stand v. stant açmak
open a booth v. stant açmak
open a can v. konserve açmak
open one's door to v. kapısını açmak
keep open house v. kapısı herkese açık davet vermek
open to share v. paylaşıma açmak
open to sharing v. paylaşıma açmak
fling open the shutter v. panjuru kaldırmak
fling open the shutter v. panjuru açmak
open the shutter v. panjuru açmak
open the shutter v. panjuru kaldırmak
open to worship v. ibadete açmak
open the door slightly v. kapıyı aralamak
open to traffic v. ulaşıma açmak
be open-mouthed with amazement v. parmak ısırmak
be open-mouthed with amazement v. parmağı ağzında kalmak
leave (someone) open-mouthed with astonishment v. parmak ısırtmak
half-open v. aralamak
half-open v. biraz açmak
open out on v. -e açılmak
throw open v. -i açıvermek
open onto v. -e açılmak
open into v. -e açılmak
open someone's eyes to v. bir konuda birini aydınlatmak
open up v. -e açmak
(house) have an open view v. (ev) önü açık olmak
keep one's option open v. kapıyı kapamamak
keep one's option open v. şansını açık bırakmak
be open to treachery v. ihanete açık olmak
be open to new ideas v. yeni fikirlere açık olmak
be open to new ideas v. yeniliklere açık olmak
crack open a watermelon v. karpuz çatlatmak
be open to dispute v. şüpheli olmak
be open to dispute v. farklı yorumlara açık olmak
be open to dispute v. su götürür olmak
be open to any suggestions v. önerilere açık olmak
be open to suggestion v. öneriye açık olmak
leave the door open v. kapıyı açık bırakmak
open up the subject v. konuyu açmak
open an investigation v. soruşturma açmak
open up horizon v. ufuk genişletmek
open up horizon v. ufuk açmak
open a topic v. konu açmak
open a subject v. konu açmak
be open for suggestions v. önerilere açık olmak
open the communication channels v. iletişim kanallarını açmak
open a new account v. yeni hesap açmak
be open to the opinions v. görüşlere açık olmak
launch/open a formal/official investigation v. resmi soruşturma başlatmak
launch/open a formal/official investigation v. resmi soruşturma açmak
split one's lip open v. dudağı patlamak
open dealership v. bayi açmak
open a clinic v. bir klinik açmak
open a sport shop v. spor mağazası açmak
keep the club open v. kulübü açık tutmak
be open to objection v. itiraza açık olmak
hold the door open v. kapıyı açık tutmak/bırakmak
open its leaf buds v. tomurcuklarını açmak
open its leaf buds v. yapraklarını açmak
open its leaf buds v. yaparaklanmak
open the door to see who it is v. kim olduğunu öğrenmek için kapıyı açmak
declare open season v. (av) sezonu/mevsimi açmak
open the borders v. sınırları açmak
open up new employment opportunities v. yeni iş sahaları yaratmak
open up new employment opportunities v. yeni iş sahaları açmak
be open-minded v. açık görüşlü olmak
open fire on the enemy v. düşmana ateş açmak
open into the living room v. oturma odasına açılmak
open out onto the terrace v. terasa açılmak
open out onto the terrace v. bahçeye açılmak
open up a casino v. kumarhane açmak
open a casino v. kumarhane açmak
fall down an open elevator shaft v. asansör boşluğuna düşmek
sleep with one eye open v. tek gözü açık uyumak
sleep with one eye open v. bir gözü açık uyumak
open a clinic v. muayenehane açmak
open a clinic v. klinik açmak
open up a clinic v. muayenehane açmak
open up a clinic v. klinik açmak
open a medical clinic v. muayenehane açmak
open a medical clinic v. klinik açmak
can't open one's eyes v. gözlerini açamamak
leave the door halfway open v. kapıyı aralık bırakmak
keep the door halfway open v. kapıyı aralık tutmak
remain open v. açık kalmak
drop open v. bilinçsizce/gayri ihtiyari açmak
open an order v. sipariş açmak
open one's gift v. hediyesini açmak
open a restaurant v. restoran açmak
open a school v. okul açmak
open the window v. pencereyi açmak
have a broad perspective/an open mind v. ufku geniş olmak
flip open v. baş parmağıyla açmak
open the door with a key v. kapıyı anahtarla açmak
open up a request v. talep açmak
open dialog v. diyalog açmak
open dialog v. diyalog başlatmak
open an umbrella in the house v. evde şemsiye açmak
open an umbrella in the house v. evin içinde şemsiye açmak
open an umbrella indoors v. kapalı yerde şemsiye açmak
open an umbrella in the house v. kapalı yerde şemsiye açmak
open an umbrella indoors v. evin içinde şemsiye açmak
open an umbrella indoors v. evde şemsiye açmak
stand open to new ideas v. yeni fikirlere açık olmak
stand open to new ideas v. yeni görüşlere açık olmak
open the box v. kutuyu açmak
cracked your head open v. başını yarmak
cracked your head open v. kafasını yarmak
open your hands v. ellerini açmak
be open v. içten olmak
open a cafe v. kafe açmak
pop open v. aniden açılmak
break open v. bir anda patlamak
break open v. bir anda şiddetlenmek
break open v. büyük ilerleme kaydetmek
break open v. büyük ilerlemeye vesile olmak
open on to v. (kapı) içeri açılmak
open out v. kompakt bir halden yayılmak
open up v. (tazı) av kokusu alınca havlamak
open up v. izleyicilere dönmek
open up v. kameraya doğru dönmek
open up v. açıklamak
open up v. basitleştirmek
open up v. görünür kılmak
open up v. savunmayı aynı anda çok fazla iş yapmaya zorlamak
open a current account v. cari hesap açmak
click open v. tıkırtı sesi çıkararak açmak
cut open one's scalp v. kafasını yarmak
open to the public adj. umuma açık
open to comment adj. yoruma açık
open to dialogue adj. diyaloğa açık
open eyed adj. açıkgöz
kept open adj. açık tutulan
open shed adj. sundurma
open handed adj. cömert
open to the public adj. halka açık
wide open adj. ardına kadar açık
open end adj. açık uçlu
open handed adj. eli açık
open to new thoughts and ideas adj. yeni fikirlere açık
open to new thoughts and ideas adj. açık fikirli
open air adj. açıkhava
open minded adj. açık görüşlü
open air adj. açık hava
open to public adj. halka açık
half-open adj. yarı açık
half-open adj. aralık
open-ended adj. sınırlanmamış
open-handed adj. cömert
open-grained adj. seyrek taneli
open-mouthed adj. obur
open-armed adj. samimi
open-armed adj. candan
open-ended adj. sonuca bağlanmamış
open-handed adj. açık elli
open-minded adj. açık fikirli
open-hearted adj. samimi
open-mouthed adj. açgözlü
open-hearted adj. açıkyürekli
open-minded adj. açık görüşlü
open-eyed adj. açıkgöz
open-ended adj. açık
open-jaw adj. açık çene
open-minded adj. yeni fikirlere açık
open-handed adj. eli açık
open-ended adj. açık bırakılmış
open-and-shut adj. kolay
open-minded adj. serbest fikirli
open-handed adj. eliaçık
open-armed adj. içten
open-ended adj. yoruma açık
open-hearted adj. açık kalpli
open-faced adj. açık yürekli
open-hearted adj. cömert
open-hearted adj. içten
open-mouthed adj. ağzı açık kalmış
open-air adj. açık hava
open-eyed adj. uyanık
open-mouthed adj. hayret etmiş
open-hearted adj. candan
wide-open adj. apaçık
wide-open adj. açık
open to the public adj. umuma açık yer