wound - Turc Anglais Dictionnaire
Historique

wound

Play ENTRENus
Play ENTRENuk
Play ENTRENau


Sens de "wound" dans le Dictionnaire Turc-Anglais : 18 résultat(s)

Anglais Turc
Common Usage
wound n. yara
wound v. yaralamak
General
wound n. bere
wound n. yara
wound n. yaralanma
wound n. incinme
wound v. vurmak
wound v. cerh etmek
wound v. kalbini kırmak
wound v. incitmek
wound v. (bir şeyin) üzerinde yara açmak
wound v. (bir şeyi) yara gibi yırtmak
wound v. (bir şeyi) yara gibi yarmak
wound v. (bir şeyi) yara gibi açmak
Irregular Verb
wound v. wind - wound
Technical
wound adj. sarılı (bobin)
Botanic
wound n. bitki dokusundaki yara
wound n. bitki dokusundaki hasar

Sens de "wound" avec d'autres termes dans le Dictionnaire Anglais-Turc : 265 résultat(s)

Anglais Turc
General
bullet wound n. kurşun yarası
flesh wound n. sıyrık
wound and bruise n. yara bere
flesh wound n. bere
open wound n. açık yara
stab wound n. bıçak yarası
knife wound n. bıçak yarası
gunshot wound n. kurşun yarası
stab wound n. kesici ve delici alet yarası
bleeding wound n. kanayan yara
a bleeding wound n. kanayan bir yara
untreated wound n. tedavi edilmemiş yara
mortal wound n. ölümcül/ciddi yara
fatal wound n. ölümcül/ciddi yara
a little flesh wound n. ufak bir sıyrık
a little flesh wound n. küçük bir sıyrık
raw wound n. açık yara
raw wound n. kanayan yara
rub salt in the wound v. üstüne tuz biber ekmek
be wound v. kurulmak
be wound round v. kuşatılmak
be wound v. kurulmak (saat)
dress a wound v. pansuman yapmak
make a wound v. yara açmak
clean a wound v. yara temizlemek
bandage a wound v. yara sarmak
dress a wound v. yara sarmak
receive wound v. yara almak
dress one's wound v. yarasını sarmak
(wound) to close v. yara kapanmak
add salt to the wound v. yaraya tuz basmak
rub salt in the wound v. yaraya tuz basmak
rub salt into wound v. yaraya tuz basmak
rub salt into the wound v. yaraya tuz basmak
pour salt into wound v. yaraya tuz basmak
be wound up v. tasfiye edilmek
be wound up v. tansiyonu yükseltilmek
wound one's feelings v. yüreği dağlamak
wound deeply v. derinden yaralamak
injure/hurt/wound one's pride v. gururunu zedelemek
wound repair v. yara onarımı
rub salt in somebody's wound v. yaraya tuz basmak
hand-wound adj. elle kurulan (saat)
wd (wound) abrev. yara
Phrases
to heal a wound you must stop touching it expr. bir yarayı iyileştirmek için ona dokunmayı bırakman gerek
Proverb
all things great are wound up with all things little büyük yollar küçük adımlarla kat edilir
Colloquial
look for something to dress one’s wound with v. yarasına pansuman yapacak bir şeyler aramak
find something to dress one’s wound with v. yarasına pansuman yapacak bir şeyler bulmak
Idioms
open wound n. kanayan yara
a social wound n. sosyal yara
salt in the wound n. yaraya/yaralarına tuz basma
salt in the wound n. zaten kötü olan/giden bir şeyin üstüne tuz biber ekme/olma
salt in one's wound n. yaraya/yaralarına tuz basma
salt in one's wound n. zaten kötü olan/giden bir şeyin üstüne tuz biber ekme/olma
have (someone) wound around (one's) (little) finger v. (birini) (küçük) parmağında oynatmak
have (someone) wound around (one's) (little) finger v. parmağının ucuyla/ucunda oynatmak
have (someone) wound around (one's) (little) finger v. kukla gibi oynatmak
have (someone) wound around (one's) (little) finger v. (birine) her istediğini yaptırmak
inflict a deep wound v. derin yara açmak
be wound up v. heyecanlı olmak
be wound up v. gergin olmak
rub salt in someone's wound v. yarasına tuz basmak
twist the knife in the wound v. yarayı deşmek
turn the knife in the wound v. yarayı deşmek
twist the knife in the wound v. yaraya tuz basmak
turn the knife in the wound v. yaraya tuz basmak
twist the knife in the wound v. yaraya tuz basmak
turn the knife in the wound v. yarayı deşmek
twist the knife in the wound v. yarayı deşmek
turn the knife in the wound v. yaraya tuz basmak
rub salt in a wound v. yaraya tuz basmak
rub salt into the wound v. yaraya tuz biber ekmek
rub salt in wound v. yaraya tuz basmak
have (someone) wound around (one's) (little) finger v. (birini) parmağında oynatmak
have (someone) wound around (one's) (little) finger v. (birini) elinde oyuncak etmek
have (someone) wound around (one's) (little) finger v. (birini) tamamen kontrol altına almak
have (someone) wound around (one's) (little) finger v. (birini) istediği gibi yönetmek
have (someone) wound around (one's) (little) finger v. (birine) her istediğini yaptırmak
have (someone) wound around (one's) (little) finger v. (birini) kukla gibi kullanmak
have (someone) wound around (one's) (little) finger v. (birini) etrafında pervane etmek
pour salt on one's wound v. (birinin) yarasına tuz basmak
pour salt on the wound v. (birinin) yarasına tuz basmak
dress one's wound v. birinin yarasını sarmak
dress one's wound v. birinin yarasına pansuman yapmak
have (someone) wound round (one's) (little) finger v. (birini) (küçük) parmağında oynatmak
have (someone) wound round (one's) (little) finger v. parmağının ucuyla/ucunda oynatmak
have (someone) wound round (one's) (little) finger v. (birini) kukla gibi oynatmak
have (someone) wound round (one's) (little) finger v. (birine) her istediğini yaptırmak
have (someone) wound round (one's) (little) finger v. (birini) parmağında oynatmak
have (someone) wound round (one's) (little) finger v. (birini) elinde oyuncak etmek
have (someone) wound round (one's) (little) finger v. (birini) tamamen kontrol altına almak
have (someone) wound round (one's) (little) finger v. (birini) istediği gibi yönetmek
have (someone) wound round (one's) (little) finger v. (birini) kukla gibi kullanmak
pour salt into the wound v. yaraya/yarasına tuz basmak
pour salt into one's wound v. yaraya/yarasına tuz basmak
pour salt in the wound v. yaraya/yarasına tuz basmak
pour salt in one's wound v. yaraya/yarasına tuz basmak
pour salt onto the wound v. yaraya/yarasına tuz basmak
pour salt onto one's wound v. yaraya/yarasına tuz basmak
pour salt on the wound v. yaraya/yarasına tuz basmak
pour salt on one's wound v. yaraya/yarasına tuz basmak
heal one's wound v. yarasını sarmak
all wound up adj. çok gergin/stresli
all wound up adj. çok endişeli/kaygılı/tedirgin
all wound up adj. çok heyecanlı
Speaking
you have a bullet wound expr. kurşun yaran var
his wound is infected expr. yarası enfeksiyon kapmış
Law
bullet wound n. kurşun yarası
wound examination n. yara muayenesi
Technical
wound-rotor motor n. bilezikli motor
compound wound generator n. bileşik jeneratör
cross-wound bobbin n. çapraz bobin
glass-fibre wound bare copper wire n. cam elyaf sarılmış çıplak bakır tel
lattice wound coil n. çapraz sargılı bobin
cross-wound package n. çapraz sarımlı bobin
glass-fibre wound resin n. cam elyaf sarılı reçine
cross wound bobbin n. çapraz bobin
double wound coil n. çift sargılı bobin
general-purpose model-wire-wound application n. genel amaçlı tel sarımlı model uygulaması
compound wound n. karma sargılı
concentric-wound coil n. merkezlenerek sarılmış bobin
concentric wound coil n. merkezlenerek sarılmış bobin
shunt-wound motor n. paralel sargılı motor
shunt-wound generator n. paralel sargılı jeneratör
fixed low power non-wire wound surface mounting resistors n. sabit düşük güçlü tel sargısız yüzeye monteli dirençler
fixed low power wire wound surface mounting resistor n. sabit düşük güçlü tel sargı yüzey montaj direnci
wound inductor n. sarımlı bobin
wound coil n. sarılı bobin
fixed low power non-wire wound resistors n. sabit düşük güçlü tel sargısız dirençler
wound core n. sarılmış çekirdek
fixed low power non-wire wound resistor n. sabit düşük güçlü tel sargısız direnç
fixed low-power non wire-wound surface-mounted resistor n. sabit düşük güçlü sargısız yüzeye monteli direnç
series-wound generator n. seri sarılmış jeneratör
series-wound motor n. seri sarılmış motor
series-wound generator n. seri jeneratör
shunt-wound motor n. şönt motor
spiral wound duct n. spiral sarımlı kanal
shunt-wound generator n. şönt jeneratör
form-wound stator coil n. şekillendirilmiş stator bobin
strip-wound metal hose n. şerit şeklinde sarılmış metal hortum
tape-wound core n. şerit sargılı çekirdek
spiral wound gaskets n. spiral sargı contalar
wire-wound winding n. tel sarımlı sargı
wire-wound winding n. tel sargılı sarım
wire-wound resistor n. telli direnç
wire-wound electrical insulation systems n. tele-sarılan elektriksel yalıtım sistemleri
wire-wound potentiometer n. tel sarılı potansiyometre
wire-wound electrical insulation systems n. tele sarılan elektriksel yalıtım sistemleri
compound-wound motor n. yalıtılmış bakır tellerden yapılmış doğru akım elektrik motoru
compound wound adj. bileşik sargılı
glass-fiber-wound adj. cam elyaf sarılı
glass-fibre wound adj. cam elyaf sarılı
glass-fibre wound adj. cam lifi sarılı
compound-wound adj. iki sargılı
shunt-wound adj. şönt sargılı
shunt-wound adj. paralel sargılı
parallel-wound adj. paralel sarılı
spirally wound adj. spiral sarımlı
non-wire wound adj. tel sargısız
Informatics
shunt-wound adj. şönt bobinli
Electric
lattice wound coil n. çapraz sargılı bobin
double wound coil n. çift sargılı bobin
compound wound adj. bileşik sargılı
compound wound adj. karma sargılı
series-wound adj. (komütatör motor) seri sargılı
Textile
cross wound n. çapraz sarma
multiple-wound yarns n. çok bükümlü iplikler
cross wound n. çapraz sarım
Automotive
mechanically wound clock n. mekanik kurmalı saat
spiral-wound steel cable n. spiral sarımlı çelik tel
Medical
open wound n. açık yara
incisional oral mucosal wound healing n. ağız mukoza kesi yara iyileşmesi
primary wound dressings n. birincil yara örtüleri
exit wound n. çıkış yarası
cigger wound n. cigger sokması
surgical wound dress n. cerrahi yara örtüsü
surgical wound infection n. cerrahi yara enfeksiyonu
surgical wound infection n. cerrahi yara enfeksiyonu
puncture wound n. çivi gibi keskin ve sivri bir şey yüzünden oluşan derin yara
fetal wound healing n. fetal yara iyileşmesi
delayed wound closure n. geç dönem yara kapanması
wearable handmade wound dressing n. giyilebilir el yapımı yara pansumanı
bite wound n. ısırık yarası
non-healing wound n. iyileşmeyen yara
traditional wound care methods n. klasik yara bakım yöntemleri
chronic soft tissue wound n. kronik yumuşak doku yarası
gunshot wound n. kurşun yarası
fungating wound n. mantarlaşan yara
negative-pressure wound treatment n. negatif basınçlı yara tedavisi
negative-pressure wound treatment n. negatif basınç yara tedavisi
necrotic wound n. nekrotik yara
wound care n. paraj
postoperative wound infection n. postoperatif yara enfeksiyonu
periodontal wound healing n. periodontal yara iyileşmesi
wound dressing n. sargı beziyle yarayı sarma
secondary wound healing n. sekonder yara iyileşmesi
subatmospheric pressure wound dressing n. subatmosferik basınçlı yara pansumanı
traumatic wound n. travmatik yara
venous ulcer wound n. venöz ülser yarası
wound healing n. yara iyileşmesi
puncture wound n. yabancı cisim yarası
wound dressing n. yara pansuman malzemesi
wound contamination n. yara kontaminasyonu
wound dressings n. yara kapama malzemeleri
wound bed n. yara yatağı
wound care and treatment n. yara bakımı ve tedavisi
delay in wound healing n. yara iyileşmesinde gecikme
adhesive wound dressing n. yapışkanlı pansuman/yara örtüsü
wound dehiscence n. yaranın açılması
wound ointment n. yara merhemi
wound care products n. yara bakım ürünleri
wound infection n. yara enfeksiyonu
wound site infection n. yara yeri enfeksiyonu
wound stick n. yara çubuğu
wound healing n. yara iyileştirme
wound dressings n. yara pansuman malzemeleri
wound discharge n. yara akıntısı
wound botulism n. yara botulizmi
wound dressing n. yara örtü malzemesi
wound dressing products n. yara bakım ürünleri
puncture wound n. yabancı cisim batması
wound closure n. yara kapama
superficial wound infection n. yüzeysel yara enfeksiyonu
dissection wound n. diseksiyon yarası
dissection wound n. (otopsi diseksiyonu sırasında oluşan) kontamine yara
wound dehiscence n. yara yeri ayrılması
contused wound n. morarmış yara
flesh wound n. yumuşak doku yaralanması
flesh wound n. cilt yaralanması
stab wound n. bıçak kesiği
stab wound n. bıçak ile yapılan küçük cerrahi kesi
minimize potential factors leading to a wound infection v. potansiyel yara enfeksiyonu oluşturacak faktörleri en aza indirmek
suture a wound v. yaraya sütür atmak
stitch a wound v. yaraya dikiş atmak
stitch a wound v. yaraya sütür atmak
Pathology
haematoma of obstetric wound n. obstetrik yara hematomu
infection of obstetric surgical wound n. obstetrik cerrahi yaranın enfeksiyonu
disruption of perineal obstetric wound n. perineal obstetrik yaranın açılması
open wound of penis n. penis açık yarası
disruption of caesarean section wound n. sezaryen kesisi yarasının açılması
open wound of scrotum and testes n. skrotum ve testis açık yarası
open wound involving thyroid gland n. tiroid bezi açık yarası
open wound of vagina and vulva n. vajina ve vulva açık yarası
wound myiasis n. yara miyazı
wound tumor virus (wtv) n. yaprak pirelerinin neden olduğu bir bitki virüsü
wound tumor virus n. yaprak piresinden bulaşıp urlara neden olan bir virüs
wtv (wound tumor virus) abrev. yaprak piresinden bulaşıp urlara neden olan bir virüs
Agriculture
wound paint n. mantar sporlarının enfekte etmesini önlemek için budama alanlarına uygulanan kimyasal bir ilaç
Literature
what wound did ever heal but by degrees n. hangi yara vardır ki yavaş yavaş iyileşmesin
Environment
wound decontamination n. yara arındırması
Military
wound chevron n. yara şeridi
blighty wound n. (ülke dışında görev yapan askerler için) askerlerin ingiltere'ye gönderilmesine neden olan yaralanma
Hunting
wire-wound gun n. iç namlusu sağlamlık ve dayanıklılık için telle sarılmış tabanca
Sport
dress a wound v. pansuman yapmak
Entomology
wound gall n. üzüm asmalarındaki küçük kahverengi bir yaprak bitinin neden olduğu şişkin veya yumrulu ur
Slang
tightly wound adj. daima gergin
British Slang
axe wound n. am
gaping axe wound n. am
hairy axe wound n. am
axe wound n. kuku
gaping axe wound n. kuku
hairy axe wound n. kuku
axe wound n. vajina
hairy axe wound n. vajina
gaping axe wound n. vajina