yemiş - Turc Anglais Dictionnaire
Historique

yemiş



Sens de "yemiş" dans le Dictionnaire Anglais-Turc : 5 résultat(s)

Turc Anglais
General
yemiş fruit n.
yemiş dessert n.
yemiş berry n.
Colloquial
yemiş squirrel n.
Gastronomy
yemiş dried fruits and nuts n.

Sens de "yemiş" avec d'autres termes dans le Dictionnaire Anglais-Turc : 239 résultat(s)

Turc Anglais
Common Usage
kabuklu yemiş nut n.
kuru yemiş nut n.
General
gök yemiş green fruit n.
ceviz gibi kabuklu yemiş nut n.
kuru yemiş snacks n.
zeytinsi yemiş drupe n.
kuru yemiş dried fruit n.
kuru yemiş dried fruits n.
sert kabuklu yemiş nut n.
kabuklu yemiş nit [scottish] n.
yemiş toplamak için dalları aşağı çekmeye yarayan kancalı sopa nuthook [obsolete] n.
yemiş toplama eylemi nutting n.
yemiş toplama etkinliği nutting n.
içi çift çıkan yemiş ile oynanan lades oyununda verilen hediye fillipeen n.
yemiş vermek bear fruit v.
dut yemiş bülbüle dönmek become tongue-tied v.
yemiş vermek berry v.
dayak yemiş beaten adj.
vurgun yemiş smitten with adj.
güve yemiş moth eaten adj.
kurt yemiş wormy adj.
tıka basa yemiş gorged adj.
yumruk yemiş battered adj.
kırbaç yemiş whipped adj.
dayak yemiş larruped adj.
sert darbe yemiş slugged adj.
sürgün yemiş banished adj.
güve yemiş moth-eaten adj.
kurt yemiş worm-eaten adj.
fırtına yemiş weather-beaten adj.
dayak yemiş punchy adj.
ceza yemiş fined adj.
fırça yemiş rebuked adj.
fırça yemiş reprimanded adj.
fırça yemiş scolded adj.
fırça yemiş admonished adj.
kurt yemiş vermoulu adj.
güve yemiş mothy adj.
kafayı yemiş idleheaded [obsolete] adj.
tokat yemiş skelpit adj.
kafayı yemiş starkers adj.
yafta yemiş stigmatose adj.
yemiş anlamı veren ön ek cocco- pref.
yemiş anlamı veren ön ek cocc- pref.
yemiş anlamı veren ön ek cocci- pref.
yuvarlak yemiş şeklindeki organizma anlamı veren son ek -coccus suf.
Colloquial
ayvayı yemiş kimse/şey a goner n.
kuru yemiş squirrel n.
aklını yemiş olmak be up the pole [old-fashioned] [uk] v.
dayak yemiş gibi olmak be beat v.
kafayı yemiş olmak be fucked up v.
boku yemiş durumda olmak be (all) shot to hell v.
kazık yemiş burned adj.
kafayı yemiş (stark) raving bonkers adj.
kafayı yemiş coo-coo adj.
tekmeyi yemiş shot down adj.
linç yemiş/edilmiş dragged adj.
kafayı yemiş bats adj.
kafayı yemiş batty adj.
dayak yemiş done to a turn adj.
dayak yemiş racked up adj.
kafayı yemiş crackers adj.
kafayı yemiş porangi [new zealand] adj.
kafayı yemiş off (one's) dot expr.
ayvayı yemiş in deep expr.
bir halt yemiş been and gone and done it expr.
iyi halt yemiş/etmiş been and gone and done it expr.
bir halt yemiş he/she has gone/been and done something expr.
Idioms
kafayı yemiş (stark) raving bonkers n.
feleğin sillesini yemiş kişi basket case n.
dut yemiş bülbüle çevirmek knock the stuffing out of someone v.
dut yemiş bülbüle dönmek be tongue-tied v.
kafayı yemiş olmak be/go soft in the head v.
(bir şey) yemiş/içmiş/tüketmiş under (one's) belt adj.
(bir şey) yemiş/içmiş/tüketmiş under one's belt adj.
ayvayı yemiş in the cactus [australia] adj.
kafayı yemiş out of it adj.
ayvayı yemiş in a pickle adj.
boku yemiş durumda (all) shot to hell adj.
tıka basa yemiş (as) full as a tick adj.
tıka basa yemiş full as a tick adj.
kafayı yemiş off (one's) head adj.
kafayı yemiş off (one's) nut adj.
kafayı yemiş off (one's) rocker adj.
kafayı yemiş off (one's) trolley adj.
kafayı yemiş off rocker adj.
kafayı yemiş off the deep end adj.
kafayı yemiş off your chump [uk] adj.
kafayı yemiş off your nut adj.
kafayı yemiş off your rocker adj.
küçücük yerde kafayı yemiş/sıyırmış stir crazy adj.
-den darbe yemiş crushed by something expr.
fark yemiş in the dust expr.
büyük fark yemiş in the dust expr.
(biri) kafayı yemiş (one) is off (one's) rocker expr.
kafayı yemiş out of (one's) cotton-picking mind [us] expr.
kafayı yemiş out of your gourd expr.
kafayı yemiş out of your mind expr.
kafayı yemiş out of your skull expr.
kafayı yemiş out of your tree expr.
ayvayı yemiş up a creek expr.
ayvayı yemiş up the creek (without a paddle) expr.
Speaking
adam kafayı yemiş olmalı the man must have rocks in his head expr.
kafayı yemiş olmalısın you've got to be out of your mind! expr.
kafayı yemiş olmalısın you're out of your mind! expr.
Law
(kaçak mal) ceza yemiş infectious adj.
Technical
güve yemiş moth-eaten adj.
Medical
kabuklu yemiş alerjisi nut allergy n.
Food Engineering
yenilebilir kabuklu yemiş edible nut n.
yenilebilir kuru yemiş edible nut n.
meyve, kuru yemiş gibi gıdalardan yapılan ezme butter n.
Gastronomy
(malezya mutfağında) kavrulmuş ya da kızartılmış sert kabuklu yemiş kachang puteh n.
mısır'da etlerin üstüne serpilerek veya sos olarak kullanılan öğütülmüş kuru yemiş ve baharat karışımı dukka n.
bal, meyve ve yemiş içeren noel keki figgy pudding n.
kuru yemiş ve meyveli bir kurabiye florentine n.
Biology
kabuklu yemiş veren glandiferous adj.
Zoology
kabuklu yemiş veren ilkel bir ağaç cinsi bartle frere n.
kabuklu yemiş veren ilkel bir ağaç cinsi genus bartle-frere n.
kabuklu yemiş veren bartle-frere cinsi ilkel ağaç green dinosaur n.
Botanic
abd ve çin'de yetişen kabuklu yemiş ağaçları cinsi carya n.
güney abd ve meksika’da yetişen yemiş ağacı pecan tree (carya illinoensis) n.
güney abd ve meksika’da yetişen yemiş ağacı carya illinoinsis n.
güney abd ve meksika’da yetişen yemiş ağacı pecan n.
isviçre fıstık çamının verdiği yemiş cembra nut n.
yemiş ağacı nut tree n.
fındık, ceviz benzeri kabuklu yemiş veren ağaç nut tree n.
ceviz ağacının verdiği zeytinsi yemiş tryma n.
badem benzeri yemiş veren ağaç almond n.
koca yemiş arbutus n.
yemiş yapraklan ayrı olan dişilik organı apocarp n.
koca yemiş strawberry tree (arbutus unedo) n.
koca yemiş irish strawberry n.
kızılcık benzeri yemiş veren avustralya bitkileri australian cranberry n.
adi cevizin verdiği kabuklu yemiş madeira nut n.
koca yemiş irish strawberry (arbutus unedo) n.
koca yemiş madrona (arbutus unedo) n.
koca yemiş madrone (arbutus unedo) n.
koca yemiş madrono (arbutus unedo) n.
kara yemiş black cherry n.
kara yemiş black cherry tree n.
kara yemiş prunus serotina n.
kara yemiş rum cherry n.
koca yemiş may flower n.
koca yemiş mayflower n.
amerika'da yetişen ve yemiş veren çeşitli tropik ağaç ve çalıları içeren bir cins melicocca n.
amerika'da yetişen ve yemiş veren çeşitli tropik ağaç ve çalıları içeren bir cins genus melicoccus n.
amerika'da yetişen ve yemiş veren çeşitli tropik ağaç ve çalıları içeren bir cins genus melicocca n.
amerika'da yetişen ve yemiş veren çeşitli tropik ağaç ve çalıları içeren bir cins melicoccus n.
abd'nin doğusunda yetişen, çay üzümü ve yaban mersinine benzer mavi-siyah bir yemiş huckleberry n.
yemiş kabuğu hud [dialect] [uk] n.
genellikle parçalı gövdeleri ve sarkık dalları bulunan, yemiş benzeri meyve veren ve çiçekleri küçük olan epifit veya lithofit kaktüsleri içeren geniş bir cins rhipsalis n.
genellikle parçalı gövdeleri ve sarkık dalları bulunan, yemiş benzeri meyve veren ve çiçekleri küçük olan epifit veya lithofit kaktüsleri içeren geniş bir cins genus rhipsalis n.
involukrumun içinde bulunan kabuklu yemiş glans n.
güney amerika'ya özgü caryocar cinsinden olan çeşitli ağaçların büyük ve yenilebilir kuru yemiş benzeri tohumları souari nut n.
yağ elde edilen kabuklu yemiş oilnut n.
avrupa'ya özgü, yemiş benzeri kırmızı meyveler veren tırmanıcı bir böğürtlen rubus saxatilis n.
avrupa'ya özgü, yemiş benzeri kırmızı meyveler veren tırmanıcı bir böğürtlen stone bramble n.
orta ve doğu abd'ye özgü, mor yemiş veren büyük bir ağaç hoop ash (celtis occidentalis) n.
orta ve doğu abd'ye özgü, mor yemiş veren büyük bir ağaç sugarberry (celtis occidentalis) n.
koyu renkli yemiş veren bitki inkberry n.
koyu renkli yemiş inkberry n.
yaprak dökmeyen ve zeytinsi yemiş veren bir cins salvadora n.
yaprak dökmeyen ve zeytinsi yemiş veren bir cins genus salvadora n.
tek çekirdekli yemiş veren tropikal ot, çalı ve ağaçları içeren bir familya sandalwood family n.
tek çekirdekli yemiş veren tropikal ot, çalı ve ağaçları içeren bir familya family santalaceae n.
tek çekirdekli yemiş veren tropikal ot, çalı ve ağaçları içeren bir familya santalaceae n.
yemiş kabuğu shuck n.
meyve olarak tohumlu yemiş veren ağaç bean tree n.
yemiş veren bacciferous adj.
yemiş şeklinde bacciform adj.
kabuklu yemiş veren nut-bearing adj.
yemiş veren berried adj.
Agriculture
kabuklu yemiş veren ağaçların yetiştirildiği alan nuttery n.
kuru yemiş dried fruit n.
amerikan yerlilerinin tükettiği ceviz benzeri bir yemiş potato bean n.
Archaeology
meyve, yemiş ya da tohum fosiline verilen ad carpolite n.
Boxing
mücadele edemeyecek kadar dayak yemiş (boksör) down-and-out adj.
Slang
dengesiz/kafayı yemiş tip whack job n.
kafayı yemiş wack job n.
boynuz yemiş kadın cuckquean n.
çıldırmış/kafayı yemiş/aklını kaçırmış/kafayı bulmuş olmak be out of your tree v.
boku yemiş durumda olmak be shot to hell v.
yürek yemiş ballsy adj.
kafayı yemiş wigged adj.
kazık yemiş blued, screwed, and tattooed adj.
boku yemiş blued, screwed, and tattooed adj.
kafayı yemiş bonkers adj.
aklını (peynir ekmekle) yemiş round the bend adj.
aklını (peynir ekmekle) yemiş around the bend adj.
aklını peynir ekmekle yemiş hit by the stupid stick adj.
aklını/kafayı yemiş hit by the stupid stick adj.
aklını peynir ekmekle yemiş hit with the stupid stick adj.
aklını/kafayı yemiş hit with the stupid stick adj.
kafayı yemiş buggin' out adj.
kafayı yemiş bugged out (rap slang) adj.
kafayı yemiş off his head adj.
kazık yemiş screwed, blued, and tattooed adj.
kafayı yemiş weirded out adj.
içi içini yemiş sawed off adj.
feleğin/kaderin sillesini yemiş fucked by the fickle finger of fate adj.
fark yemiş got pasted adj.
kafayı yemiş queer in the attic adj.
kafayı yemiş out of (one's) gourd adj.
kafayı yemiş stoned out of (one's) gourd adj.
çok yemiş/içmiş jammed up adj.
çok yemiş/içmiş jammed adj.
kurşun yemiş pinked [dated] adj.
hançer yemiş pinked [dated] adj.
ayvayı yemiş durumda blued, screwed, and tattooed adj.
boku yemiş up poo creek (without a paddle) adj.
ayvayı yemiş up poo creek (without a paddle) adj.
boku yemiş effed adj.
ayvayı yemiş effed adj.
kafayı yemiş freaked adj.
kazık yemiş stiffed adj.
kafayı yemiş wigged out adj.
kafayı yemiş flooey adj.
yarrağı yemiş fucked up adj.
boku yemiş cooked adj.
boku yemiş bir kıçı kırık a fucked-up pooh-bah expr.
endişeden kafayı yemiş all worried and shit expr.
boku yemiş in deep doo-doo expr.
kafayı yemiş off (one's) gourd expr.
kafayı yemiş out of (one's) tree expr.
ayvayı yemiş up shit creek expr.
ayvayı yemiş up shit creek (without a paddle) expr.
ayvayı yemiş up shit's creek (without a paddle) expr.
British Slang
ayvayı yemiş snookered adj.
dayak yemiş mullered adj.
kafayı yemiş off one's head adj.
kafayı yemiş off one's trolley adj.
tıka basa yemiş podged adj.
tıka basa yemiş pogged adj.
(bir şeyi istemek anlamında) kafayı yemiş mad for it adj.
kafayı yemiş off one's tree expr.
kafayı yemiş off one's rocker expr.
Modern Slang
ayvayı yemiş all sorts of fucked adj.
boku yemiş all sorts of fucked adj.
ayvayı yemiş all jacked up adj.