Geçmiş

birdenbire

"birdenbire" teriminin İngilizce Türkçe Sözlükte anlamları : 49 sonuç

	Kategori	Türkçe	İngilizce
Common Usage
1	Yaygın Kullanım	birdenbire	suddenly zf.
2	Yaygın Kullanım	birdenbire	abruptly zf.
General
3	Genel	birdenbire	superadvenient s.
4	Genel	birdenbire	on a sudden zf.
5	Genel	birdenbire	short zf.
6	Genel	birdenbire	impulsively zf.
7	Genel	birdenbire	instanter zf.
8	Genel	birdenbire	out of clear sky zf.
9	Genel	birdenbire	in a flash zf.
10	Genel	birdenbire	slap zf.
11	Genel	birdenbire	overnight zf.
12	Genel	birdenbire	like a shot zf.
13	Genel	birdenbire	all at once zf.
14	Genel	birdenbire	at a moment's notice zf.
15	Genel	birdenbire	out of the blue zf.
16	Genel	birdenbire	out of a clear sky zf.
17	Genel	birdenbire	at once zf.
18	Genel	birdenbire	all of a sudden zf.
19	Genel	birdenbire	abruptly zf.
20	Genel	birdenbire	unawares zf.
21	Genel	birdenbire	unbeware zf.
22	Genel	birdenbire	joltingly zf.
23	Genel	birdenbire	at a clap zf.
24	Genel	birdenbire	of a sudden zf.
25	Genel	birdenbire	on a suddenty zf.
26	Genel	birdenbire	instantly zf.
27	Genel	birdenbire	precipitously zf.
28	Genel	birdenbire	spang [dated] zf.
29	Genel	birdenbire	startingly zf.
30	Genel	birdenbire	sudden zf.
Phrases
31	İfadeler	birdenbire	with a rush expr.
32	İfadeler	birdenbire	out of the blue expr.
Colloquial
33	Konuşma Dili	birdenbire	blink-and-you-miss-it zf.
34	Konuşma Dili	birdenbire	(the) next thing (one) knows expr.
35	Konuşma Dili	birdenbire	the next thing (I knew)… expr.
36	Konuşma Dili	birdenbire	with a bang expr.
37	Konuşma Dili	birdenbire	like a bolt from the blue expr.
38	Konuşma Dili	birdenbire	all at once expr.
39	Konuşma Dili	birdenbire	just like that expr.
40	Konuşma Dili	birdenbire	up and expr.
Idioms
41	Deyim	birdenbire	like a bolt out of the blue expr.
42	Deyim	birdenbire	in a flash expr.
43	Deyim	birdenbire	on a sixpence [uk] expr.
44	Deyim	birdenbire	on a tickey [south africa] expr.
45	Deyim	birdenbire	at a (single) blow expr.
46	Deyim	birdenbire	at a clip [us] expr.
Technical
47	Teknik	birdenbire	jerking s.
48	Teknik	birdenbire	sudden s.
Modern Slang
49	Modern Argo	birdenbire	all the sudden expr.

"birdenbire" teriminin diğer terimlerle kazandığı İngilizce Türkçe Sözlükte anlamları : 202 sonuç

	Kategori	Türkçe	İngilizce
Common Usage
1	Yaygın Kullanım	birdenbire oluveren	abrupt s.
General
2	Genel	birdenbire sallanma	lurch i.
3	Genel	birdenbire arkaya doğru savurma (tepki olarak başını)	toss i.
4	Genel	birine birdenbire moral veren bir şey	a shot in the arm i.
5	Genel	birdenbire büyüyüp yayılma	mushroom growth i.
6	Genel	birdenbire düşme	slump i.
7	Genel	birdenbire başka bir tarafa yönelme	swerve i.
8	Genel	birdenbire meydana gelme	outburst i.
9	Genel	atın birdenbire durması	prop i.
10	Genel	ortaya çıkma (istenmeyen bir olay birdenbire)	outbreak i.
11	Genel	parlaklığı birdenbire artan yıldız	nova i.
12	Genel	birdenbire söylenen öfkeli veya acı sözler	outburst i.
13	Genel	birdenbire ara verme	chasm i.
14	Genel	(kötü alışkanlığı) tek seferde birdenbire bırakma	turkey i.
15	Genel	birdenbire olan müşkül durum	why-not [obsolete] i.
16	Genel	birdenbire kovma	congé i.
17	Genel	birdenbire kovma	congee i.
18	Genel	birdenbire söylenen öfkeli veya acı sözler	outfling i.
19	Genel	birdenbire fışkırma	outfly i.
20	Genel	birdenbire açılmak	spring f.
21	Genel	birdenbire saldırmak (sözle)	round on f.
22	Genel	motoru birdenbire tam gazla çalıştırmak	gun f.
23	Genel	birdenbire dönmek	wheel around f.
24	Genel	birdenbire çıkmak	pop out f.
25	Genel	birdenbire düşmek	pitch f.
26	Genel	birdenbire üstüne saldırmak	fly at f.
27	Genel	birdenbire durmak (bir yerde)	stop short at f.
28	Genel	arabayı birdenbire tam gaz sürmek	gun f.
29	Genel	birdenbire yükselmek/artmak	skyrocket f.
30	Genel	birdenbire yüksek bir sesle söylemek	ejaculate f.
31	Genel	birdenbire anlamak	strike f.
32	Genel	birdenbire ayağa sıçramak	start to one's feet f.
33	Genel	birdenbire kapanmak	spring f.
34	Genel	birdenbire durmak	break off f.
35	Genel	birdenbire başka bir tarafa yönelmek	swerve f.
36	Genel	birdenbire kapatmak	spring f.
37	Genel	birdenbire yükseltmek	skyrocket f.
38	Genel	birdenbire sancı vermek	twinge f.
39	Genel	birdenbire içini kaplamak (bir his vb)	surge up f.
40	Genel	birdenbire saldırmak (fiilen)	round on f.
41	Genel	birdenbire ayağa sıçramak	start from f.
42	Genel	birdenbire açmak	spring f.
43	Genel	birdenbire meydana gelmek	spring up f.
44	Genel	birdenbire çıkarmak	whip out f.
45	Genel	birdenbire vurulmak (birisine)	be smitten with f.
46	Genel	birdenbire durmak (makine)	die f.
47	Genel	birdenbire ve şiddetle çekmek	jerk f.
48	Genel	birdenbire (bir hisse) kapılmak	be smitten with f.
49	Genel	birdenbire başka bir yöne sürmek (taşıtı)	swerve f.
50	Genel	birdenbire dönmek	wheel about f.
51	Genel	birdenbire üstüne çullanmak	swoop down on f.
52	Genel	birdenbire aklına gelmek (birinin)	strike f.
53	Genel	birdenbire ve şiddetle düşmek	slump f.
54	Genel	birdenbire durmak	stop dead f.
55	Genel	birine birdenbire sözlerle saldırmak	fly at someone's throat f.
56	Genel	birdenbire inmek (kuş)	swoop down f.
57	Genel	birdenbire dönmek	wheel round f.
58	Genel	birdenbire düşmek	slump f.
59	Genel	birdenbire sancılanmak	twinge f.
60	Genel	birdenbire çekmek	twitch f.
61	Genel	birdenbire çıkıp gitmek	take off f.
62	Genel	birdenbire fark etmek	catch f.
63	Genel	birdenbire zengin olmak	strike it rich f.
64	Genel	birdenbire işi ilerletmek	zoom ahead f.
65	Genel	birdenbire ticareti ilerletmek	zoom ahead f.
66	Genel	birdenbire düşmek	flop f.
67	Genel	birdenbire tam gaz çalıştırmak	gun f.
68	Genel	birdenbire çekmek	jerk f.
69	Genel	birdenbire yükselmek	jump f.
70	Genel	birdenbire kapıp çekmek	twitch f.
71	Genel	birini birdenbire (telefonla) aramaya başlamak	start calling someone out of the clear blue f.
72	Genel	birdenbire ortaya çıkmak	pop up f.
73	Genel	birdenbire fark etmek	catch sight of f.
74	Genel	birdenbire saldırmak	turn f.
75	Genel	birdenbire yükselmek	upsurge f.
76	Genel	birdenbire başlamak	jack rabbit f.
77	Genel	birdenbire başlamak	jackrabbit f.
78	Genel	birdenbire ortaya çıkmak	upstart f.
79	Genel	birdenbire veya başka ani hareketlerle hareket etmek	hike f.
80	Genel	birdenbire veya başka ani hareketlerle çekmek	hike f.
81	Genel	birdenbire veya başka ani hareketlerle kaldırmak	hike f.
82	Genel	birdenbire kesmek	guillotine f.
83	Genel	birdenbire kısa kesmek	guillotine f.
84	Genel	birdenbire ortaya çıkıp kaybolmak	hod [scotland] f.
85	Genel	birdenbire aşırı popüler olmak	crash f.
86	Genel	birdenbire batmak	plunge f.
87	Genel	birdenbire uzaklaştırmak	shock f.
88	Genel	bir şeyi birdenbire fırlatmaya başlamak	shy f.
89	Genel	birdenbire yönünü değiştirmek	snap f.
90	Genel	birdenbire dikkat çekmek	poke f.
91	Genel	birdenbire dikilmek	startle f.
92	Genel	ruhsal durumu birdenbire değişen	mercurial s.
93	Genel	birdenbire canı sıkılabilen	moody s.
94	Genel	birdenbire parlayan	mercurial s.
95	Genel	birdenbire değişen	mercurial s.
96	Genel	birdenbire değişen	whimsical s.
97	Genel	birdenbire kesilmiş	premorse s.
98	Genel	birdenbire olan	automatic s.
99	Genel	birdenbire olan	hair-trigger s.
100	Genel	birdenbire ve endişelendirici olan	rude s.
101	Genel	birdenbire olan	improvisate s.
102	Genel	birdenbire çok telaşlanabilen	convulsible s.
103	Genel	birdenbire kesilmiş	praemorse s.
Phrasals
104	Öbek Fiiller	birdenbire durdurmak	cut off f.
105	Öbek Fiiller	birdenbire (bir şey) yapmaya başlamak	break out with (something) f.
106	Öbek Fiiller	birdenbire (bir şey) yapmaya başlamak	break out with something f.
107	Öbek Fiiller	birdenbire/aniden (bir şey) yapmaya başlamak	burst out f.
108	Öbek Fiiller	birdenbire/aniden (bir şey) yapmaya başlamak	burst out doing something f.
109	Öbek Fiiller	birdenbire/aniden yüksek sesle (bir şeyi) dile getirmek	burst out with (something) f.
110	Öbek Fiiller	birdenbire/aniden yüksek sesle bir ses çıkarmak	burst out with (something) f.
111	Öbek Fiiller	birdenbire/aniden yüksek sesle (bir şeyi) dile getirmek	burst out with something f.
112	Öbek Fiiller	birdenbire/aniden yüksek sesle bir ses çıkarmak	burst out with something f.
113	Öbek Fiiller	birdenbire (güçlü veya hayranlık uyandırıcı) bir şeye dönüşmek	explode into something f.
114	Öbek Fiiller	birdenbire ortaya çıkmak	bob up f.
115	Öbek Fiiller	birdenbire ortaya çıkmak	break out in f.
116	Öbek Fiiller	birdenbire patlak vermek	break out f.
117	Öbek Fiiller	birdenbire kaplamak	break out in f.
118	Öbek Fiiller	birdenbire belirmek	bob up f.
119	Öbek Fiiller	birdenbire çıkartıp ortaya koymak	yank out f.
120	Öbek Fiiller	birdenbire başlamak	kick up f.
121	Öbek Fiiller	birdenbire yapmaya başlamak	break out with f.
122	Öbek Fiiller	birdenbire/aniden yapmaya başlamak	burst out doing f.
123	Öbek Fiiller	birdenbire ortaya çıkmak	come up f.
124	Öbek Fiiller	(birinin/bir şeyin) birdenbire üstüne saldırmak	fly at (someone or something) f.
Phrases
125	İfadeler	birdenbire aklıma geldi ki	the thought struck me that expr.
Colloquial
126	Konuşma Dili	birdenbire açılmak	fly open f.
127	Konuşma Dili	birdenbire kalkıp gitmek	up and leave/go f.
128	Konuşma Dili	birdenbire/bir anda (belirme)	big as life and twice as ugly expr.
129	Konuşma Dili	birdenbire/bir anda (belirme)	bigger than life and twice as ugly expr.
130	Konuşma Dili	birdenbire (ortadan kaybolmak/yok olma)	poof expr.
131	Konuşma Dili	birdenbire (bir şey yapmak)	up and (do something) expr.
132	Konuşma Dili	birdenbire bir şey yaptı	up and did something expr.
133	Konuşma Dili	birdenbire yaptı	up and did expr.
Idioms
134	Deyim	bir meselenin iç yüzünün birdenbire kavrandığı an	come-to-jesus moment i.
135	Deyim	birdenbire moral veren bir şey	a shot in the arm i.
136	Deyim	birdenbire engellenmek	be taken aback f.
137	Deyim	birdenbire rahatsız edilmek	be taken aback f.
138	Deyim	birdenbire/aniden belirivermek/ortaya çıkmak	appear out of thin air f.
139	Deyim	birdenbire ilişkiyi kesmek	drop something like a hot brick f.
140	Deyim	birdenbire bağları koparmak	drop something like a hot brick f.
141	Deyim	birdenbire hatırlamak	spring to mind f.
142	Deyim	birdenbire kavramak	sit up and take notice f.
143	Deyim	birdenbire durumunun farkına varmasını sağlamak	pull somebody up with a start f.
144	Deyim	birdenbire durdurmak	pull someone up short f.
145	Deyim	birdenbire manşet olmak	hit the headlines f.
146	Deyim	birdenbire durmak	bring up short f.
147	Deyim	birdenbire/şaşkınlıkla durmak	pull someone up short f.
148	Deyim	birdenbire toplumun dikkatini çekmek	hit the headlines f.
149	Deyim	birdenbire durmak	stop on a dime f.
150	Deyim	birdenbire dönmek	turn on one's heels f.
151	Deyim	birdenbire hatırlamak	come to mind f.
152	Deyim	bir arkadaşlığı birdenbire kesmek	drop like a hot potato f.
153	Deyim	birdenbire sert bir şekilde durmak	come to a crashing halt f.
154	Deyim	birdenbire dönüp gitmek	turn on one's heel f.
155	Deyim	birdenbire durumunun farkına varmasını sağlamak	bring somebody up with a start f.
156	Deyim	birdenbire ortaya çıkıvermek	burst onto the scene f.
157	Deyim	birdenbire durmak	pull up short f.
158	Deyim	(birdenbire) hatırlamak	leap to mind f.
159	Deyim	(birdenbire) hatırlamak	spring to mind f.
160	Deyim	bir anda/birdenbire son bulmak	die on feet f.
161	Deyim	bir anda/birdenbire sona ermek	die on feet f.
162	Deyim	bir anda/birdenbire bitmek	die on feet f.
163	Deyim	bir anda/birdenbire yok olmak	die on feet f.
164	Deyim	bir anda/birdenbire son bulmak	die on something's feet f.
165	Deyim	bir anda/birdenbire sona ermek	die on something's feet f.
166	Deyim	bir anda/birdenbire bitmek	die on something's feet f.
167	Deyim	bir anda/birdenbire yok olmak	die on something's feet f.
168	Deyim	(biriyle olan bir şeye) birdenbire son vermek	give (one) running shoes f.
169	Deyim	birdenbire zengin olmak	make a mint of money f.
170	Deyim	birdenbire dönmek/değişmek	turn on a sixpence [uk] f.
171	Deyim	birdenbire/aniden belirivermek/ortaya çıkmak	appear out of thin air f.
172	Deyim	birdenbire belirivermek	appear out of thin air f.
173	Deyim	birini bir anda/birdenbire durdurmak	bring (or pull) someone up short f.
174	Deyim	birdenbire bitmek	come to an untimely end f.
175	Deyim	(biriyle/bir şeyle) birdenbire ilişkiyi kesmek	drop (someone or something) like a hot brick f.
176	Deyim	(biriyle/bir şeyle) birdenbire bağları koparmak	drop (someone or something) like a hot brick f.
177	Deyim	(biriyle/bir şeyle) birdenbire ilişkiyi kesmek	drop (someone or something) like a hot potato f.
178	Deyim	(biriyle/bir şeyle) birdenbire bağları koparmak	drop (someone or something) like a hot potato f.
179	Deyim	biriyle/bir şeyle birdenbire bağları koparmak	drop someone or something like a hot potato f.
180	Deyim	biriyle/bir şeyle birdenbire bağları koparmak	drop someone/something like a hot potato f.
181	Deyim	birdenbire başarısızlığa uğramak	the bottom drops out expr.
182	Deyim	birdenbire kuvvetsiz/etkisiz hale gelmek	the bottom drops out expr.
183	Deyim	birdenbire başarısızlığa uğramak	the bottom falls out expr.
184	Deyim	birdenbire kuvvetsiz/etkisiz hale gelmek	the bottom falls out expr.
185	Deyim	birdenbire/bir anda (belirme)	as large as life and twice as ugly expr.
186	Deyim	birdenbire çökme	bottom drops out expr.
Trade/Economic
187	Ticaret/Ekonomi	birdenbire düşmek	collapse f.
Technical
188	Teknik	birdenbire çekmek	jerk f.
Marine
189	Denizcilik	birdenbire koyvermek (yelkeni)	to let fly f.
Medical
190	Medikal	(hastalık) birdenbire patlak veren	foudroyant s.
Pathology
191	Patoloji	ilk defa ve birdenbire ortaya çıkan	primary s.
Religious
192	Dini	bir dağın tepesinde isa'nın bedeninden birdenbire yayılan nur	transfiguration i.
193	Dini	bir dağın tepesinde isa'nın bedeninden birdenbire yayılan nur	transfiguration of jesus i.
194	Dini	bir dağın tepesinde isa'nın bedeninden birdenbire yayılan nur	transfiguration day i.
195	Dini	bir dağın tepesinde isa'nın bedeninden birdenbire yayılan nur	august 6 i.
Geography
196	Coğrafya	birdenbire kabaran ve aynı hızla çekilen nehir	torrent i.
197	Coğrafya	birdenbire kabaran ve aynı hızla çekilen akıntı	torrent i.
Music
198	Müzik	(komut olarak) birdenbire	subito zf.
Archaic
199	Eski Kullanım	birdenbire yerinden oynamak	chop f.
Slang
200	Argo	(birdenbire) işi bırakmak	walk f.
201	Argo	birdenbire ortaya çıkan	jumped-up s.
Modern Slang
202	Modern Argo	bilgisayarda ciddi bir iş yaparken birdenbire ardı arkası kesilmez reklamlar ortaya çıkmak	ad bomb f.