Geçmiş

at once

"at once" teriminin Türkçe İngilizce Sözlükte anlamları : 23 sonuç

	Kategori	İngilizce	Türkçe
Common Usage
1	Yaygın Kullanım	at once zf.	hemen
2	Yaygın Kullanım	at once zf.	derhal
General
3	Genel	at once zf.	bir çırpıda
4	Genel	at once zf.	şıp diye
5	Genel	at once zf.	birdenbire
6	Genel	at once zf.	şimdi
7	Genel	at once zf.	anide
8	Genel	at once zf.	hemencecik
9	Genel	at once zf.	ilk elde
10	Genel	at once zf.	hemen şimdi
11	Genel	at once zf.	birden
12	Genel	at once zf.	aynı anda
13	Genel	at once zf.	defaten
14	Genel	at once zf.	ani olarak
15	Genel	at once zf.	şimdi ani olarak
16	Genel	at once zf.	aniden
17	Genel	at once zf.	bu sefer
18	Genel	at once zf.	bir kerelik
19	Genel	at once zf.	beklemeden
20	Genel	at once zf.	duraksamadan
21	Genel	at once zf.	hep bir ağızdan
22	Genel	at once zf.	hep birden
23	Genel	at once zf.	bir defada

"at once" teriminin diğer terimlerle kazandığı İngilizce Türkçe Sözlükte anlamları : 58 sonuç

	Kategori	İngilizce	Türkçe
General
1	Genel	everything at once i.	bir kerede her şey
2	Genel	shout all at once f.	bağrışmak
3	Genel	become friendly at once f.	kaynaşmak
4	Genel	have many projects going at once f.	bin tarakta bezi olmak
5	Genel	juggle several tasks at once f.	aynı anda birkaç iş/görev yapmak
6	Genel	become rich all at once f.	köşeyi dönmek
7	Genel	all at once zf.	birden
8	Genel	all at once zf.	hepsi birden
9	Genel	all at once zf.	hep birden
10	Genel	all at once zf.	birdenbire
11	Genel	all at once zf.	aniden
Phrases
12	İfadeler	at least for once expr.	bir kere olsun
13	İfadeler	at least for once expr.	bir defa olsun
14	İfadeler	at least for once expr.	bir kerecik olsun
Proverb
15	Atasözü	difficult is done at once; the impossible takes a little longer	zoru hemen yaparız; imkansız, biraz zaman alır
16	Atasözü	one cannot be in two places at once	on tane elim yok. her yere aynı anda koşamam/yetişemem
17	Atasözü	fortune knocks once at every man's door	şans/talih insana bir kere vurur
18	Atasözü	fortune knocks once at every man's door	insana hayatta bir kere şans vurur
19	Atasözü	fortune knocks once at every man's door	şans kapıyı bir kere çalar
20	Atasözü	you can't dance at two weddings at once	aynı anda her yere yetişemezsin
21	Atasözü	you can't dance at two weddings at once	aynı anda bir çok işi yapamazsın
22	Atasözü	you can't sit in two chairs at once	aynı anda her yere yetişemezsin
23	Atasözü	you can't sit in two chairs at once	aynı anda bir çok işi yapamazsın
Colloquial
24	Konuşma Dili	all at once zf.	ansızın
25	Konuşma Dili	all at once zf.	aynı anda
26	Konuşma Dili	all at once zf.	hep birden
27	Konuşma Dili	all at once expr.	aniden
28	Konuşma Dili	all at once expr.	birdenbire
29	Konuşma Dili	at least once a week expr.	haftada en az bir kez
30	Konuşma Dili	at least once a week expr.	haftada en az bir kere
31	Konuşma Dili	at least once in a week expr.	haftada en az bir kere
32	Konuşma Dili	at least once in a week expr.	haftada en az bir sefer
33	Konuşma Dili	all at once expr.	hep birden aynı anda
34	Konuşma Dili	at least once a week expr.	haftada en az bir sefer
35	Konuşma Dili	at least once in a week expr.	haftada en az bir kez
Idioms
36	Deyim	skin the bear at once f.	doğrudan/bir an önce konuya girmek
37	Deyim	skin the bear at once f.	bir an önce işe girişmek/başlamak
38	Deyim	skin the bear at once f.	konuya kafadan/bodoslama girmek
39	Deyim	ride two horses at once f.	iki karpuzu bir koltuğa sığdırmak
40	Deyim	ride two horses at once f.	birbiriyle çelişen işleri aynı anda yapmaya çalışmak
41	Deyim	all (one's) christmases have come at once [uk] f.	(birinin) şansı açılmak/açık olmak
42	Deyim	all (one's) christmases have come at once [uk] f.	(birinin) şansı yaver gitmek
43	Deyim	all (one's) christmases have come at once [uk] f.	(biri) için şanslı olaylar üst üste gelmek
44	Deyim	all (one's) christmases have come at once [uk] f.	(biri) için tüm güzel olaylar üst üste/arka arkaya gelmek
45	Deyim	all (one's) christmases have come at once [uk] f.	(birinin) bahtı açılmak
46	Deyim	all (one's) christmases have come at once [uk] f.	(birinin) hayatı bayrama dönmek
47	Deyim	all (one's) christmases have come at once [uk] f.	bayram etmek
48	Deyim	be in two places at once f.	aynı anda iki yerde birden olmak
49	Deyim	be in two places at once f.	her şeye aynı anda yetişmek
50	Deyim	can't be in two places at once f.	on tane eli olmamak
51	Deyim	can't be in two places at once f.	her yere aynı anda koşamamak/yetişememek
52	Deyim	can't be in two places at once f.	aynı anda iki yerde birden olamamak
Speaking
53	Konuşma	all at once l encountered a dog at close range expr.	karşıma birden köpek çıktı
Trade/Economic
54	Ticaret/Ekonomi	in cash and at once zf.	nakden ve defaten
Computer
55	Bilgisayar	route document to all recipients all at once expr.	belgeyi tüm alıcılara aynı anda gönder
56	Bilgisayar	all at once expr.	tümüne birden
57	Bilgisayar	all at once expr.	tümüne aynı anda
58	Bilgisayar	all at once expr.	tümünü birden