Geçmiş

exist

"exist" teriminin Türkçe İngilizce Sözlükte anlamları : 14 sonuç

	Kategori	İngilizce	Türkçe
Common Usage
1	Yaygın Kullanım	exist f.	var olmak
General
2	Genel	exist f.	geçinmek
3	Genel	exist f.	bulunmak
4	Genel	exist f.	mevcut olmak
5	Genel	exist f.	yaşamak
6	Genel	exist f.	kalmak
7	Genel	exist f.	olmak
8	Genel	exist f.	var olmak
9	Genel	exist f.	meri olmak
10	Genel	exist f.	hayatta olmak
11	Genel	exist f.	yürürlükte olmak
12	Genel	exist f.	kaim olmak
13	Genel	exist f.	hayatta kalmak
Technical
14	Teknik	exist f.	var olmak

"exist" teriminin diğer terimlerle kazandığı İngilizce Türkçe Sözlükte anlamları : 42 sonuç

	Kategori	İngilizce	Türkçe
General
1	Genel	right to exist i.	var olma hakkı
2	Genel	exist or stand in the same place f.	aynı yerde bulunmak
3	Genel	pre-exist f.	daha önce var olmak
4	Genel	exist together f.	bir arada bulunmak
5	Genel	cease to exist f.	varlığına son vermek
6	Genel	co-exist f.	aynı anda bulunmak
7	Genel	be/exist within the structure of f.	bünyesinde yer almak
8	Genel	pre-exist f.	önceden var olmak
9	Genel	come to exist f.	ortaya çıkmak
10	Genel	cease to exist f.	varlığı sona ermek
11	Genel	cease to exist f.	nesli tükenmek
12	Genel	pre-exist f.	eski halinde olmak
13	Genel	pre-exist f.	önceki durumda olmak
Proverb
14	Atasözü	if god did not exist it would be necessary to invent him	tanrı olmasaydı bile onu icat etmek gerekirdi
Idioms
15	Deyim	exist on borrowed time f.	sayılı günü kalmak
16	Deyim	exist on borrowed time f.	az zamanı kalmak
17	Deyim	exist on borrowed time f.	ipin ucunda olmak
18	Deyim	exist on borrowed time f.	-nın eşiğinde olmak
19	Deyim	exist on borrowed time f.	pamuk ipliğine bağlı yaşamak
20	Deyim	exist on borrowed time f.	ne zaman ne olacağı belli olmamak
21	Deyim	exist on borrowed time f.	bugün var yarın yok olmak
22	Deyim	exist on borrowed time f.	gelip geçici olmak
23	Deyim	exist/live from hand to mouth f.	zor geçinmek
24	Deyim	exist/live from hand to mouth f.	ekonomik sıkıntı içinde yaşamak
25	Deyim	exist/live from hand to mouth f.	ekonomik darboğazda olmak
26	Deyim	exist (from) hand to mouth f.	kıt kanaat geçinmek
27	Deyim	exist (from) hand to mouth f.	kıtı kıtına geçinmek
28	Deyim	exist (from) hand to mouth f.	zor geçinmek
29	Deyim	exist (from) hand to mouth f.	ekonomik darboğazda olmak
30	Deyim	exist (from) hand to mouth f.	ekonomik sıkıntı içinde yaşamak
Speaking
31	Konuşma	either exist as you are or be as you look expr.	ya olduğun gibi görün ya göründüğün gibi ol
32	Konuşma	live your life like tomorrow doesn't exist expr.	yarının yokmuş gibi yaşa
33	Konuşma	she doesn't even know i exist expr.	varlığımdan haberi bile yok
Law
34	Hukuk	cease to exist f.	son vermek
Politics
35	Siyasal	co-exist f.	birlikte yaşamak
36	Siyasal	co-exist f.	bir arada var olmak
Computer
37	Bilgisayar	no fonts exist expr.	hiçbir yazı tipi yok
38	Bilgisayar	no fonts exist expr.	hiçbir yazıtipi yok
39	Bilgisayar	it doesn't exist expr.	mevcut değil
40	Bilgisayar	it doesn't exist expr.	yok
41	Bilgisayar	do not exist expr.	yok
42	Bilgisayar	does not exist expr.	yok