something about - Türkçe İngilizce Sözlük

something about

Play ENTRENus
Play ENTRENuk
Play ENTRENau

"something about" teriminin diğer terimlerle kazandığı İngilizce Türkçe Sözlükte anlamları : 500 sonuç

İngilizce Türkçe
General
embarrassed about (something) s. (bir konuda) utanmış
What are you embarrassed about?
Neden utanıyorsun?

More Sentences
embarrassed about (something) s. (bir konuda) mahcup
What are you embarrassed about?
Ne konuda mahcupsun?

More Sentences
Phrasals
brief (someone) about (someone or something) f. (birine bir kişi/konu hakkında) bilgi vermek
Tom has been briefed about the situation.
Tom'a durum hakkında bilgi verildi.

More Sentences
brief (someone) about (someone or something) f. (birini bir kişi/konu hakkında) bilgilendirmek
Tom has been briefed about the situation.
Tom durum hakkında bilgilendirildi.

More Sentences
come clean about (something) f. itiraf etmek
If you want her forgiveness you need to come clean about what you did.
Onun affını istiyorsan yaptığını itiraf etmelisin.

More Sentences
excite (one) about (something) f. (birini bir konuda) heyecanlandırmak
Public support is important, and nobody gets excited about an abstract idea such as biodiversity.
Kamuoyu desteği önemlidir ve biyolojik çeşitlilik gibi soyut bir fikir kimseyi heyecanlandırmaz.

More Sentences
notify (one) about (something) f. (birini bir konuda) bilgilendirmek
Why wasn't I notified about this immediately?
Neden bu konuda hemen bilgilendirilmedim?

More Sentences
notify (one) about (something) f. haberdar etmek
Why wasn't I notified about this immediately?
Neden bu konudan hemen haberdar edilmedi?

More Sentences
protest about (someone or something) f. (birini veya bir şeyi) protesto etmek
In conclusion, I want to protest about a practice that I personally find unfair and unfounded.
Sonuç olarak şahsen haksız ve temelsiz bulduğum bir uygulamayı protesto etmek istiyorum.

More Sentences
General
key point (about something) i. işin püf noktası
key point (about something) i. bir işin püf noktası
talk about something f. lafını etmek
have the wrong information about something f. yanlış bilmek
feel a twinge of guilt about something f. vicdan azabı çekmek
be cross with somebody about something f. kızmak
be about something f. bir şey yapmak
feel a twinge of guilt about (something) f. vicdan azabı duymak
draw somebody out about something f. söyletmek
feel raw about something f. bir olayı hazmedememek
feel raw about something f. birşey yüzünden kendini kötü hissetmek
mess something about f. karıştırmak
have information about something f. bilgi sahibi olmak
be about something f. bir şeyle meşgul olmak
be vague about something f. tereddüt etmek
feel uneasy about something f. endişelenmek
pick one's brains about something f. tavsiye almak
draw somebody out about something f. konuşturmak
rake about for something f. arayıp taramak
cross with somebody about something f. kızmak
have a bee in one's bonnet about something f. aklını takmak
feel uneasy about something f. tedirgin olmak
have scruples about doing something f. vicdani nedenle bir şeyi yapmaktan çekinmek
have a bee in one's bonnet about something f. kafasını takmak
feel hopeful about something f. bir şeyden umutlu olmak
have a bee in one's bonnet about something f. kafaya takmak
be optimistic about something f. bir şeyden umutlu olmak
be so cynical about something f. kuşkuyla karşılamak
be sticky about doing something f. isteksiz olmak
feel sore about something f. kuyruk acısı olmak
be overjoyed (about something) f. etekleri zil çalmak
be extremely pleased (about something) f. etekleri zil çalmak
have a discussion on/about something with someone a lot f. çok tartışmak
talk about something f. sözünü etmek
talk about somebody/something f. sövüp saymak
kick up a row (about something) f. mesele çıkarmak
kick up a row (about something) f. kavga çıkarmak
be in a stew about something f. paçaları tutuşmak
get pumped up about something f. havaya girmek
stop someone from worrying about something f. içine su serpmek
be assertive about something f. bir şeyde iddialı olmak
concern oneself about something f. bir şeyle ilgilenmek
be undecided about something f. kararsız kalmak
warn someone about something f. birisini bir şey hakkında uyarmak
argue with someone about something f. birisiyle tartışmak bir şey için/hakkında tartışmak
ask about someone or something f. (farklı kaynaklardan) soruşturmak
know very little about something f. bir şey hakkında çok az bilgisi olmak
know very little about something f. bir şeyi çok az bilmek
know a thing or two (about something) f. (bir şeyler hakkında) bir iki şey bilmek
set about doing something f. bir şeye girişmek
set about doing something f. bir şeyi yapmaya girişmek
embarrass someone about something f. birini bir konunda utandırmak
enlighten someone about something f. birini bir konuda aydınlatmak
feud with someone about something f. birisiyle bir şey için kavga etmek
read something about someone f. birinin hakkında bir şeyler okumak
feel regretfull about something f. içinde ukde kalmak
keep obsessing about something f. bir şeyi kafasına takıp durmak
know very little about something f. bir konu hakkında çok az bilgisi olmak
express the opinion about something f. bir konuda görüş bildirmek
be undecided about something f. bir şey hakkında kararsız kalmak
be undecided about something f. birşey hakkında kesin bir karara varamamak
trouble oneself about someone or something f. birini/bir şeyi dert ederek kendini üzmek
trouble oneself about someone or something f. birisini/bir şeyi dert ederek düşünmek
be worried about something f. bir konuda endişelenmek
in raptures about something s. kendinden geçmiş
embarrassed about (something) s. (bir şeyle) ilgili utanmış/mahcup
Phrasals
keep after someone (about something) f. birine sürekli bir şeyi yapmasını hatırlatmak
keep after someone (about something) f. başının etini yemek
keep after someone (about something) f. birine sürekli bir şeyi yapması için dırdır etmek
keep at someone (about something) f. birine sürekli bir şeyi yapmasını hatırlatmak
keep at someone (about something) f. başının etini yemek
keep at someone (about something) f. birine sürekli bir şeyi yapması için dırdır etmek
keep on someone (about something) f. birine sürekli bir şeyi yapmasını hatırlatmak
keep on someone (about something) f. başının etini yemek
keep on someone (about something) f. birine sürekli bir şeyi yapması için dırdır etmek
stay after someone (about something) f. birine sürekli bir şeyi yapmasını hatırlatmak
stay after someone (about something) f. başının etini yemek
stay after someone (about something) f. birine sürekli bir şeyi yapması için dırdır etmek
carry (someone or something) about f. beraberinde taşımak
carry someone or something about f. beraberinde taşımak
cast about for (something) f. olta sallamak
cast about for (something) f. plan yapmak
have something about f. (bir şeyi) yanında/yakınında/çevresinde bulundurmak
splash something about f. dökmek
carry (someone or something) about f. yanında taşımak
carry someone or something about f. yanında taşımak
cast about for (something) f. araştırmak
cast about for (something) f. bir işe metot/yöntem/çare/çözüm aramak
splash something about f. etrafa saçmak/sıçratmak
carry (someone or something) about f. kucağında taşımak
carry someone or something about f. kucağında taşımak
cast about for (something) f. ne yapacağını düşünmek
splash something about f. çalkalanıp dökülmesine neden olmak
cast about for (something) f. kolaçan etmek
cast about for (something) f. aranıp/dolanıp durmak
brief (someone) about (someone or something) f. (birine bir kişi/konu hakkında) brifing vermek
brief (someone) about (someone or something) f. (birine bir kişi/konu hakkında) kısaca bilgi vermek
brief (someone) about (someone or something) f. (birine bir kişi/konu hakkında) özet bilgi geçmek
brief someone about someone or something f. (birine bir kişi/konu hakkında) brifing vermek
brief someone about someone or something f. (birine bir kişi/konu hakkında) bilgi vermek
brief someone about someone or something f. (birine bir kişi/konu hakkında) kısaca bilgi vermek
brief someone about someone or something f. (birine bir kişi/konu hakkında) özet bilgi geçmek
brief someone about someone or something f. (birini bir kişi/konu hakkında) bilgilendirmek
brood about (someone or something) f. (biri/bir şey hakkında) kara kara düşünmek
brood about (someone or something) f. (biri/bir şey hakkında) çok fazla endişelenmek
brood about (someone or something) f. (biri/bir şey hakkında) kendini yemek
brood about (someone or something) f. (biri/bir şey hakkında) kendini yiyip bitirmek
brood about (someone or something) f. (biri/bir şey hakkında) derin derin düşünmek
brood about (someone or something) f. (biri/bir şey hakkında) derin düşüncelere gark olmak
brood about (someone or something) f. (biri/bir şey hakkında) derin düşüncelere kapılmak
brood about (someone or something) f. (biri/bir şey) için üzülüp durmak/içine dert olmak
brood about (someone or something) f. (birini/bir şeyi) kurup durmak
brood about (someone or something) f. (birini/bir şeyi) zihninde büyütmek
brood about (someone or something) f. (birini/bir şeyi) merak etmek
brood about (someone or something) f. (birine/bir şeye) takılıp kalmak
brood about someone or something f. (biri/bir şey hakkında) kara kara düşünmek
brood about someone or something f. (biri/bir şey hakkında) çok fazla endişelenmek
brood about someone or something f. (biri/bir şey hakkında) kendini yemek
brood about someone or something f. (biri/bir şey hakkında) kendini yiyip bitirmek
brood about someone or something f. (biri/bir şey hakkında) derin derin düşünmek
brood about someone or something f. (biri/bir şey hakkında) derin düşüncelere gark olmak
brood about someone or something f. (biri/bir şey hakkında) derin düşüncelere kapılmak
brood about someone or something f. (biri/bir şey) için üzülüp durmak/içine dert olmak
brood about someone or something f. (birini/bir şeyi) kurup durmak
brood about someone or something f. (birini/bir şeyi) zihninde büyütmek
brood about someone or something f. (birini/bir şeyi) merak etmek
brood about someone or something f. (birine/bir şeye) takılıp kalmak
chortle about (someone or something) f. (biri veya bir şey hakkında) kıkır kıkır gülmek
chortle about (someone or something) f. (biri veya bir şey hakkında) kıkırdamak
chortle about (someone or something) f. birine veya bir şeye kıkır kıkır gülmek
chortle about someone or something f. biri veya bir şey hakkında kıkır kıkır gülmek
chortle about someone or something f. kıkırdamak
chortle about someone or something f. birine kıkır kıkır gülmek
chuckle about (someone or something) f. (biri veya bir şey hakkında) kıkır kıkır gülmek
chuckle about (someone or something) f. (biri veya bir şey hakkında) kıkırdamak
chuckle about (someone or something) f. (birine veya bir şeye) kıkır kıkır gülmek
chuckle about someone or something f. biri veya bir şey hakkında kıkır kıkır gülmek
chuckle about someone or something f. biri veya bir şey hakkında kıkırdamak
chuckle about someone or something f. birine veya bir şeye kıkır kıkır gülmek
confer about (someone or something) f. birisiyle (bir konu ya da bir kişi) hakkında tartışmak
confer about (someone or something) f. birisiyle (bir mesele ya da bir kişi) hakkında müzakere etmek
confer about (someone or something) f. (bir konu ya da bir kişi) hakkında görüşmek
converse about (someone or something) f. (biri veya bir şey) hakkında konuşmak
converse about (someone or something) f. (biri veya bir şey) hakkında sohbet etmek
converse about (someone or something) f. (bir meseleyi) görüşmek
carry (someone or something) about f. her yere yanında taşımak
carry (someone or something) about f. her yere kucağında taşımak
carry (someone or something) about f. her zaman yanında bulundurmak
carry (someone or something) about f. her yere yanında gezdirmek
carry someone or something about f. her yere yanında taşımak
carry someone or something about f. her yere kucağında taşımak
carry someone or something about f. her zaman yanında bulundurmak
carry someone or something about f. her yere yanında gezdirmek
cast about for (something) f. arayışında olmak
cast about for (something) f. aramak
cast about for (something) f. bulmaya çalışmak
cast about for (something) f. plan oluşturmak
cast about for (something) f. yöntem aramak
cast about for (something) f. yöntem bulmaya çalışmak
cast about for (something) f. metot geliştirmek
cast about for (something) f. hal çaresi aramak
cast about for (something) f. çare bulmak
cast about for (something) f. yol bulmak
chat about (someone or something) f. (bir şey hakkında) sohbet etmek
chat about (someone or something) f. (bir şeyden) bahsetmek
chat about (someone or something) f. (bir şey hakkında) konuşmak
chat about someone or something f. (bir şey hakkında) sohbet etmek
chat about someone or something f. (bir şeyden) bahsetmek
chat about someone or something f. (bir şey hakkında) konuşmak
advise (one) about (something) f. (birine bir konu hakkında) tavsiyede bulunmak
advise (one) about (something) f. akıl vermek
advise (one) about (something) f. (birine bir konu hakkında) fikir vermek
advise (one) about (something) f. (birine bir konu hakkında) öğütte bulunmak
advise (one) about (something) f. nasihat etmek
advise someone about someone or something f. (birine bir konu hakkında) tavsiyede bulunmak
advise someone about someone or something f. akıl vermek
advise someone about someone or something f. (birine bir konu hakkında) fikir vermek
advise someone about someone or something f. (birine bir konu hakkında) öğütte bulunmak
advise someone about someone or something f. nasihat etmek
approach someone about someone or something f. (birine bir konu hakkında) yanaşmak
approach someone about someone or something f. (birine bir konu hakkında) yaklaşmak
approach someone about someone or something f. (birinin bir konu hakkında) nabzını yoklamak/ağzını aramak
bicker with (someone) about (something) f. (biriyle bir konu hakkında) didişmek
bicker with (someone) about (something) f. (biriyle bir konu hakkında) tartışmak
bicker with (someone) about (something) f. (biriyle bir konu hakkında) hırlaşmak
bicker with (someone) about (something) f. (biriyle bir konu hakkında) atışmak
bicker with (someone) about (something) f. (biriyle bir konu hakkında) hırgür çıkarmak
bicker with (someone) about (something) f. (biriyle bir konu hakkında) takışmak
bicker with (someone) about (something) f. kavga etmek/ağız dalaşına girmek
brief (someone) about (someone or something) f. (birini) bilgilendirmek
brief (someone) about (someone or something) f. kısa ve öz olarak durumu anlatmak
brief someone about someone or something f. (birini) bilgilendirmek
brief someone about someone or something f. kısa ve öz olarak durumu anlatmak
brood about (someone or something) f. kara kara düşünmek
brood about (someone or something) f. derin derin düşünmek
brood about (someone or something) f. arpacı kumrusu gibi düşünmek
brood about (someone or something) f. aklından çıkaramamak
brood about someone or something f. kara kara düşünmek
brood about someone or something f. derin derin düşünmek
brood about someone or something f. arpacı kumrusu gibi düşünmek
brood about someone or something f. aklından çıkaramamak
bum about someone/something f. bunalıma girmek
bum about someone/something f. canı sıkkın olmak
bum about someone/something f. morali bozuk olmak
bum about someone/something f. keyifsiz olmak
carry (someone or something) about f. oradan oraya taşımak
carry someone or something about f. oradan oraya taşımak
cast about for (something) f. aramak
cast about for (something) f. araştırmak
cast about for (something) f. bir yolunu bulmaya çalışmak
cast about for (something) f. çare aramak/aranmak
cast about for (something) f. peşinde olmak
cast about for (something) f. çabalamak
cast about for (something) f. istemek
cast about for (something) f. yolunu bulmak
cast about for (something) f. yöntem bulmak/tasarlamak
cast about for (something) f. plan hazırlamak/tasarlamak
chat about someone or something f. laflamak
chat about someone or something f. hoşbeş etmek
chat about someone or something f. laklak etmek
chat about someone or something f. konuşmak
chat about someone or something f. muhabbet etmek
chortle about someone or something f. kıkırdamak
chortle about someone or something f. gülmek
chortle about someone or something f. kahkaha atmak
chortle about someone or something f. kendi kendine gülmek
chuckle about someone or something f. kıkırdamak
chuckle about someone or something f. gülmek
chuckle about someone or something f. kahkaha atmak
chuckle about someone or something f. kendi kendine gülmek
come clean about (something) f. (bir konu hakkında) gerçeği söylemek
come clean about (something) f. yaptığını kabullenmek
confer about (someone or something) f. müzakere etmek
confer about (someone or something) f. fikir alışverişinde bulunmak
confer about (someone or something) f. durumu görüşmek/tartışmak
confer with someone (about someone or something) f. müzakere etmek
confer with someone (about someone or something) f. fikir alışverişinde bulunmak
confer with someone (about someone or something) f. durumu görüşmek/tartışmak
confer (with someone) about someone or something f. müzakere etmek
confer (with someone) about someone or something f. fikir alışverişinde bulunmak
confer (with someone) about someone or something f. durumu görüşmek/tartışmak
cut up about (someone or something f. yıkılmış olmak
cut up about (someone or something f. (bir şey) çok dokunmak
cut up about (someone or something f. sarsılmak
cut up about (someone or something f. mahvolmak
cut up about (someone or something f. perişan olmak
cut up about (someone or something f. darmadağın olmak
cut up about (someone or something f. çok üzülmek
cut up about (someone or something f. kederli/ıstıraplı olmak
daydream about someone or something f. hayallere/hülyalara dalmak
daydream about someone or something f. düş kurmak
daydream about someone or something f. ayakta rüya görmek
differ about (something) f. (bir konu hakkında) hemfikir olmamak
differ about (something) f. (bir konu hakkında) ters düşmek
differ about (something) f. (bir konu hakkında) anlaşamamak
differ about (something) f. aynı fikirde olmamak
differ about (something) f. (bir konu hakkında) tartışmak
differ about (something) f. (bir konu hakkında) çekişmek
differ about (something) f. (bir konu hakkında) münakaşa etmek
differ (with someone) about something f. (biriyle bir konuda hakkında) hemfikir olmamak
differ (with someone) about something f. (biriyle bir konuda hakkında) ters düşmek
differ (with someone) about something f. (biriyle bir konuda hakkında) anlaşamamak
differ (with someone) about something f. (biriyle bir konuda hakkında) aynı fikirde olmamak
differ (with someone) about something f. (biriyle bir konu hakkında) tartışmak
differ (with someone) about something f. (biriyle bir konuda hakkında) çekişmek
differ (with someone) about something f. (biriyle bir konuda hakkında) münakaşa etmek
excite (one) about (something) f. (birini bir konuda) gaza getirmek
excite (one) about (something) f. heyecan uyandırmak
excite (one) about (something) f. (birini bir konuda) coşturmak
excite (one) about (something) f. özendirmek
excite (one) about (something) f. kamçılamak
excite (one) about (something) f. teşvik etmek
excite someone about something f. (birini bir konuda) heyecanlandırmak
excite someone about something f. (birini bir konuda) gaza getirmek
excite someone about something f. heyecan uyandırmak
excite someone about something f. (birini bir konuda) coşturmak
excite someone about something f. özendirmek
excite someone about something f. kamçılamak
excite someone about something f. teşvik etmek
fight about (someone or something) f. (biri veya bir konu hakkında) kavga etmek
fight about (someone or something) f. (biri veya bir konu hakkında) tartışmak
fight about (someone or something) f. (biri veya bir konu hakkında) münakaşa etmek
fight about (someone or something) f. (biri veya bir konu hakkında) sürtüşmek/bozuşmak
fight about (someone or something) f. (biri veya bir konu hakkında) anlaşamamak
fight (with) someone or something about (someone or something) f. (biri veya bir konu hakkında) kavga etmek
fight (with) someone or something about (someone or something) f. (biri veya bir konu hakkında) tartışmak
fight (with) someone or something about (someone or something) f. (biri veya bir konu hakkında) münakaşa etmek
fight (with) someone or something about (someone or something) f. (biri veya bir konu hakkında) sürtüşmek/bozuşmak
forewarn (someone) about (something) f. (birini bir şey için) önceden uyarmak
forewarn (someone) about (something) f. (birini bir şey için) ikaz etmek
forewarn someone about something f. (birini bir şey için) önceden uyarmak
forewarn someone about something f. (birini bir şey için) ikaz etmek
form (one's) own opinion (about someone or something) f. (biri veya bir şey hakkında) kendi karara varmak
form (one's) own opinion (about someone or something) f. (biri veya bir şey hakkında) kendi fikir edinmek/oluşturmak
form (one's) own opinion (about someone or something) f. (biri veya bir şey hakkında) kendi kanaate varmak
front off about something f. (bir şey hakkında) sızlanmak
front off about something f. (bir şey hakkında) söylenmek
front off about something f. (bir şey hakkında) yakınmak
front off about something f. saygısızlık/küstahlık etmek
front off about something f. zıtlaşmak
generalize about (someone or something) f. (biri veya bir şeyi) genellemek
generalize about (someone or something) f. (biri veya bir şey hakkında) genelleme yapmak
generalize about (someone or something) f. (biri veya bir şey hakkında) hüküm vermek
generalize about (someone or something) f. (biri veya bir şey hakkında) hükme varmak
generalize about (someone or something) f. (biri veya bir şey hakkında) çıkarımda bulunmak/anlam çıkarmak
groan about (someone or something) f. (biri veya bir şey hakkında) sızlanmak
groan about (someone or something) f. (biri veya bir şey hakkında) yakınmak
groan about (someone or something) f. (biri veya bir şey hakkında) mızmızlanmak
groan about (someone or something) f. (biri veya bir şey hakkında) dert yanmak
groan about (someone or something) f. (biri veya bir şey hakkında) şikayet etmek/söylenmek
grovel about in (something) f. diz çökmek
grovel about in (something) f. (saygı göstermek amacıyla) yere kapanmak
have (someone or something) about f. (birini veya bir şeyi) yakınında tutmak
have (someone or something) about f. (birini veya bir şeyi) yanında tutmak
needle (one) about (something) f. (birini bir konuda) iğnelemek
needle (one) about (something) f. iğneleyici söz söylemek
needle (one) about (something) f. dokundurmak
needle (one) about (something) f. laf sokmak
needle (one) about (something) f. kışkırtmak
needle (one) about (something) f. eleştirmek
needle (one) about (something) f. kuyruğuna basmak
needle someone about someone or something f. (birini bir konuda) iğnelemek
needle someone about someone or something f. iğneleyici söz söylemek
needle someone about someone or something f. dokundurmak
needle someone about someone or something f. laf sokmak
needle someone about someone or something f. kışkırtmak
needle someone about someone or something f. eleştirmek
needle someone about someone or something f. kuyruğuna basmak
noodle about (something) f. (bir şeyi) boş boş konuşmak
noodle about (something) f. (bir şey hakkında) kafa ütülemek
noodle about (something) f. (bir şey üzerine) amaçsızca tartışmak/düşünmek
noodle about (something) f. (bir şey üzerine) boş yere kafa patlatmak
notify (one) about (something) f. (birine bir şeyi) bildirmek
notify (one) about (something) f. haber vermek
notify someone about someone or something f. (birini bir konuda) bilgilendirmek
notify someone about someone or something f. (birine bir şeyi) bildirmek
notify someone about someone or something f. haberdar etmek/haber vermek
pester (one) about (someone or something) f. (birini bir konuda) bunaltmak
pester (one) about (someone or something) f. (birini bir konuda) usandırmak
pester (one) about (someone or something) f. (birini bir konuda) bıktırmak
pester (one) about (someone or something) f. (birini bir konuda) daraltmak
pester (one) about (someone or something) f. (birini bir konuda) bezdirmek
pester (one) about (someone or something) f. başının etini yemek
pester (one) about (someone or something) f. kafa ütülemek
pester (one) about (someone or something) f. musallat olmak/tebelleş olmak
pester (one) about (someone or something) f. rahatsız etmek/başına bela olmak
prattle (on) about (someone or something) f. (biri veya bir şey hakkında) saçma sapan konuşmak
prattle (on) about (someone or something) f. (biri veya bir şey hakkında) abuk sabuk konuşmak
prattle (on) about (someone or something) f. (biri veya bir şey hakkında) boş boş konuşmak
prattle (on) about (someone or something) f. (biri veya bir şey hakkında) kafa ütülemek
prattle (on) about (someone or something) f. (biri veya bir şey hakkında) kafa şişirmek
protest about (someone or something) f. (biri veya bir şey hakkında) şikayette bulunmak
protest about (someone or something) f. (birine veya bir şeye) itiraz etmek
protest about (someone or something) f. (birine veya bir şeye) karşı çıkmak
protest about (someone or something) f. (birine veya bir şeye) isyan etmek
protest about (someone or something) f. (birine veya bir şeye karşı) protestoya katılmak
question (one) about (something) f. (birine bir konuda) soru sormak/soru yöneltmek
question (one) about (something) f. (birini bir konuda) sorguya çekmek/sorgulamak/ifadesini almak
question (one) about (something) f. tetkik etmek
question someone about someone or something f. birine bir konuda soru sormak
question someone about someone or something f. birine bir konuda soru yöneltmek
question someone about someone or something f. birini bir konuda sorguya çekmek
question someone about someone or something f. birini bir konuda sorgulamak
question someone about someone or something f. birini bir konuda ifadesini almak
question someone about someone or something f. tetkik etmek
quip about (someone or something) f. (biri veya bir şey hakkında) kafa bulmak
quip about (someone or something) f. (biri veya bir şey hakkında) espri yapmak
quip about (someone or something) f. (biri veya bir şey hakkında) alay etmek
quip about (someone or something) f. (biri veya bir şey hakkında) dalga geçmek
remonstrate about (someone or something) (with one) f. (birine bir konuda) yakınmak
remonstrate about (someone or something) (with one) f. (birine bir konuda) şikayette bulunmak
remonstrate about (someone or something) (with one) f. (birine bir konuda) sitem etmek
remonstrate about (someone or something) (with one) f. (birine bir konuda) karşı çıkmak
remonstrate about (someone or something) (with one) f. (biriyle bir konuda) tartışmak
scatter something about f. etrafa saçmak
scatter something about f. etrafa yaymak
scatter something about f. etrafa savurmak
scatter something about f. etrafa dağıtmak
scatter something about f. etrafa serpmek
see (one) about (something) f. (biriyle bir konu hakkında) görüşmek/müzakere etmek
see (one) about (something) f. (birine bir konu hakkında) danışmak/akıl sormak
see someone about someone or something f. (biriyle bir konu hakkında) görüşmek/müzakere etmek
see someone about someone or something f. (birine bir konu hakkında) danışmak/akıl sormak
see about someone or something f. (birini veya bir şeyi) incelemek/kontrol etmek/araştırmak
see about someone or something f. gözden geçirmek
snoop about (something or some place) f. (bir şeyi veya bir yeri) aramak
snoop about (something or some place) f. (bir şeyi veya bir yeri) araştırmak
snoop about (something or some place) f. (bir şeyi veya bir yeri) incelemek/eşelemek
splash something about f. (bir şeyi) dökmek
splash something about f. etrafa sıçratmak
squabble about (something) f. (bir konu hakkında) didişmek
squabble about (something) f. (bir konu hakkında) tartışmak
squabble about (something) f. (bir konu hakkında) hırlaşmak
squabble about (something) f. (bir konu hakkında) atışmak
squabble about (something) f. (bir konu hakkında) hırgür çıkarmak
squabble about (something) f. (bir konu hakkında) takışmak
squabble about (something) f. (bir konu hakkında) ağız dalaşına girmek
theorize about (someone or something) f. (biri veya bir şey hakkında) tahminde bulunmak
theorize about (someone or something) f. (biri veya bir şey hakkında) yorumda bulunmak
theorize about (someone or something) f. (biri veya bir şey hakkında) üzerine düşünmek
theorize about (someone or something) f. (biri veya bir şey hakkında) varsayımda bulunmak
whisper about someone or something f. (biri veya bir şey hakkında) fısır fısır konuşmak
whisper about someone or something f. (biri veya bir şey hakkında) fiskos etmek
waffle on about something f. abuk sabuk konuşmak
keep on someone about something f. birine sürekli olarak birşeyi yapmasını hatırlatmak
mutter something about someone f. biri hakkında bir şeyler homurdanmak
update someone about someone or something f. birini son gelişmelerle ilgili bilgilendirmek
keep after someone about something f. birine sürekli olarak birşeyi yapmasını hatırlatmak
pout about something f. bir şey yüzünden surat asmak/somurtmak
negotiate with someone about something f. bir şeyle ilgili biriyle müzakerede bulunmak/müzakere yapmak/pazarlık yapmak
keep something about f. birşeyi yanında/yakınında bulundurmak
keep still about something f. bir konuda konuşmamak/sessiz kalmak
waffle on about something f. boş boş konuşup durmak
say something about someone f. biri hakkında bir şey söylemek
taunt someone about something f. birini bir konuda alaya almak
stay after someone about something f. başının etini yemek
mislead someone about something f. birini bir konuda yanlış bilgilendirmek
tell someone about something f. birine bir şeyden bahsetmek
notify someone about someone or something f. birini bir konudan haberdar etmek
yammer away about something f. bir konuda konuşup durmak
keep after someone about something f. başının etini yemek
prattle away about something f. bir şey hakkında laklak etmek
bring something about f. bir şeyin olmasına neden olmak
come clean (with someone) (about something) f. birisine dürüst olmak
carp at someone (about someone or something) f. birisine bir şey hakkında şikayette bulunmak
scold someone about something f. birini bir şey ile ilgili azarlamak
keep at someone about something f. birine sürekli olarak birşeyi yapmasını hatırlatmak
scratch about for something f. bir şeyi bulmak umuduyla toprağı eşelemek
rant at someone about something f. bir şey hakkında birisine içini dökmek/dert yanmak/sızlanmak
prattle about something f. bir şey hakkında laklak etmek
stay after someone about something f. birine sürekli olarak birşeyi yapmasını hatırlatmak
counsel someone about something f. birisine bir şey hakkında tavsiyede bulunmak
taunt someone about something f. birini bir konuda tiye almak
debate with someone about something f. biriyle bir şeyi tartışmak
be sullen about something f. bir şey yüzünden surat asmak/somurtmak
spout off about something f. bir şey hakkında böbürlenerek konuşmak
prattle about something f. bir şey hakkına çene çalmak
tell someone about something f. birine bir şey anlatmak
keep at someone about something f. başının etini yemek
come clean (with someone) (about something) f. birisine karşı dürüst olmak
caution someone about something f. birini bir şeye karşı uyarmak
prattle away about something f. bir şey hakkına çene çalmak
keep quiet about something f. bir konuda konuşmamak/sessiz kalmak
keep on someone about something f. başının etini yemek
sulk about something f. bir şey için somurtmak/surat asmak
pester someone about something f. bir konuda birini rahatsız etmek
pout about something f. dudak sarkıtmak
be sullen about something f. dudak sarkıtmak
bruit something about f. dedikodu çıkarmak/yaymak
push someone about in something f. iterek götürmek/hareket ettirmek
reassure someone about something f. ile ilgili güven/güvence vermek
litter something about f. ortalığa saçmak
lash something about f. şiddetle/hızla sarsmak/sallamak
waffle on about something f. saçmalamak
preach about something f. vaaz vermek
waffle on about something f. zırvalamak
remind someone about something f. (uyarı/hatırlatma olarak) birine bir şeyi hatırlatmak
yammer about (someone or something) f. söylenip durmak
yammer about (someone or something) f. dırdır etmek
yammer about (someone or something) f. kafa şişirmek
yammer away about (someone or something) f. söylenip durmak
yammer away about (someone or something) f. dırdır etmek
yammer away about (someone or something) f. kafa şişirmek
yammer on (and on) about (someone or something) f. söylenip durmak
yammer on (and on) about (someone or something) f. dırdır etmek
yammer on (and on) about (someone or something) f. kafa şişirmek
yap about (someone or something) f. gürültülü ve anlamsızca konuşmak
yap about (someone or something) f. dırdır etmek
yap about (someone or something) f. kafa ütülemek
correspond about (someone or something) f. (birisi ya da bir şey) hakkında yazışmak
excite someone about something f. birini bir şeye heveslendirmek
excite someone about something f. birini bir şey için heyecanlandırmak
excite someone about something f. birini bir konuda heveslendirmek
excite someone about something f. birini bir konuda heyecanlandırmak
excite someone about something f. birine bir konuda şevk vermek
excite someone about something f. birini bir konuda isteklendirmek
excite someone about something f. birinin bir konuya merakını tetiklemek
fight about (someone or something) f. (biri/bir şey) hakkında anlaşmazlığa düşmek
fight about (someone or something) f. (biri/bir şey) hakkında anlaşmazlık yaşamak
fight (with) someone or something about (someone or something) f. (biriyle bir şey/biri) hakkında anlaşmazlığa düşmek
fight (with) someone or something about (someone or something) f. (biriyle bir şey/biri) hakkında anlaşmazlık yaşamak
fight about someone or something f. biri/bir şey hakkında anlaşmazlığa düşmek
fight about someone or something f. biri/bir şey hakkında anlaşmazlık yaşamak
fight about someone or something f. biri/bir şey hakkında kavga etmek
fight about someone or something f. biri/bir şey hakkında tartışmak
fight about someone or something f. biri/bir şey hakkında münakaşa etmek
fight about someone or something f. biri/bir şey hakkında sürtüşmek
fight about someone or something f. biri bir şey hakkında bozuşmak, biri/bir şey hakkında anlaşamamak
differ about (something) f. (bir konuda) ayrılmak
differ about (something) f. (bir konuda) ayrı fikirlere sahip olmak
differ about (something) f. (bir konuda) ayrı düşüncelerde olmak