örten - Türkçe İngilizce Sözlük
Geçmiş

örten



"örten" teriminin İngilizce Türkçe Sözlükte anlamları : 7 sonuç

Türkçe İngilizce
General
örten enveloper i.
örten superjacent s.
örten covering s.
örten enveloping s.
Math
örten surjection i.
örten surjective s.
örten onto s.

"örten" teriminin diğer terimlerle kazandığı İngilizce Türkçe Sözlükte anlamları : 115 sonuç

Türkçe İngilizce
General
embriyoda tırnak yataklarını örten epinychium i.
örten tabaka overlay i.
çatı şeklinde örten herhangi bir yapı tecta i.
örten şey mantle i.
embriyoda tırnak yataklarını örten epionychium i.
ağız ve burnu örten koruyucu maske respirator i.
çarşaf, müslüman kadınların giydiği tepeden tırnağa kadın bedenini örten genellikle siyah renkli olan tesettür için kullanılan çarşaf abaya i.
müslüman kadınların taktığı çene altından tutturulan ve vücudun bir kısmını örten uzun başörtüsü khimar i.
şövalyenin vücudunun herhangi bir kısmını örten zincirli tertibat voider [dialect] i.
arı kovanını örten saman hackle [dialect] [uk] i.
at arabasında sürücünün koltuğunu örten kumaş hammercloth i.
güneşten korumak için asker kepinin üstünü örten ince kumaş havelock i.
hoş olmayan durumları örten aldatıcı görüntü gilding i.
üzerini örten şey overcover i.
tamamen örten şey coverall i.
utancı örten şey cover-shame [obsolete] i.
(kumaşla) örten kimse draper i.
örten şey cocoon i.
(eskiden) başın yanlarını kapüşon gibi örten bir kadın ve erkek şapkası coiffe i.
sis gibi örten şey fog i.
masa, yatak veya sandalye örtüsünde ayakları örten fırfır petticoat i.
cenazede omuzları örten krepon kuşak scarf i.
giysinin kalçayı örten kısmı seat i.
vücudun yalnızca bir bölümünü örten ve genellikle takım olmayan parçalarla kombinlenen kadın giysisi separates i.
örten kimse shutting i.
saat kadranını örten sert saydam kaplama crystal i.
alt bacağı örten tozluk puttee i.
örten şey surrounding i.
üzerini örten superjacent s.
üzerini örten overlying s.
kuş gövdesinin dış kısmını örten tüylere ait pennaceous s.
(kıyafet) kısmen örten skeleton s.
Colloquial
kafayı örten miktar headful i.
Idioms
kötü olan özelliği örten iyi özellik redeeming feature i.
kötü olan özelliği örten iyi özellik a redeeming feature i.
kusurları örten/kapatan özellik redeeming feature i.
Technical
çatıyı/damı kamış ile örten kimse reeder i.
birebir örten işlev one to one and onto mapping i.
motoru örten ve içine alan kısım nacelle i.
örten şey mantle i.
koruma amaçlı örten veya saran aparat shoe i.
inciyi oluşturan sedefli maddeyi örten zar yapı skin i.
Computer
bire bir örten işlev one-to-one and onto mapping i.
birebir örten işlev one to one and onto mapping i.
örten gönderim onto mapping i.
Textile
giysinin gövdeyi örten kısmı torso i.
özellikle at sürerken giyilen, baş ve omuzları örten eşarp trotcozy [scottish] i.
elbisenin dirseği örten kısmı elbow i.
eskiden özellikle küçük çocukların giydiği, vücudun üst kısmını örten kolsuz pamuklu bir içlik markası liberty bodice® i.
atkının boyun ve omuzları örten eşarp benzeri kısmı gorget i.
giysinin göğsü örten kısmı forepart i.
kalçayı örten hip s.
Architecture
orta avlunun üstünü örten yapı flying bridge i.
Construction
yanyana gelen düz ya da kavisli iki kiremidin birleşim yerini örten dış bükey kiremit imbrex i.
Marine
hamağı örten bez parçası top-cloth i.
Mining
kayanın yüzeyini patlatacak olan patlayıcıyı örten çamur veya toprak mudcap i.
Medical
bağırsakları örten zar omentum i.
beyin ventriküllerini örten zar ependymitis i.
gözün iç köşesini örten deri parçası epicanthus i.
göz kapaklarının iç yüzeyi ile skleranın bir kısmını örten ince zar conjunctiva i.
iç uzuvları örten zar omentum i.
organları örten en dış katman epithelium i.
sanral sinir sistemini örten dışzar dura mater i.
merkezi sinir sistemini örten zar sistemi ile ilgili leptomeningeal s.
Anatomy
beyin ventriküllerini ve omurilik ana kanalını örten ince zar ependyma i.
kafatasını örten deri epicranium i.
çizgili kası örten bağ dokusu kılıfı epimysium i.
vücuttaki iç organları ve diğer iç yüzeyleri örten dokular epithelial tissue i.
gözün iç köşesini örten deri parçası eyefold i.
beynin lateral fissürü çevreleyip insulayı örten kısımları operculum i.
göğsün iç duvarlarını örten ve diyaframı kaplayan akciğer zarı parietal pleura i.
klitorisin baş kısmını örten deri prepuce i.
Gastronomy
(tart veya turtanın üzerini örten) hamur şeridi luting i.
(tart veya turtanın üzerini örten) hamur şeridi luting paste i.
koyu kremayı örten tart hamuru custard coffin i.
Math
birebir ve örten fonksiyon bijection i.
birebir ve örten fonksiyon bijective function i.
örten işlev onto function i.
örten fonksiyon surjective function i.
örten gönderim onto mapping i.
örten eşleme onto mapping i.
örten fonksiyon onto function i.
örten gönderim surjective mapping i.
örten fonksiyon surjective i.
örten dönüşüm onto mapping i.
bir örten dönüşüm yöntemi submersion i.
birebir ve örten one on one s.
birebir ve örten one-on-one s.
Biology
kanat eklemini örten lob patagium i.
vücudun ve organların en iç ve dış yüzeylerini örten zarımsı doku epithelium i.
canlı organizmanın yüzeyini örten veya bölümlerini, yapılarını ve organlarını birbirinden ayıran veya birbirine bağlayan ince ve esnek tabaka membrane i.
hayvan veya bitki tomurcuğunu örten koruyucu hibernacle i.
Biochemistry
bitkilerin hava organlarını örten ince şeffaf zar olarak meydana gelen bir selüloz cutose i.
Astronomy
örten çift eclipsing binary i.
örten değişen yıldız eclipsing variable star i.
örten ikili eclipsing binary i.
örten ikili eclipsing variable i.
Zoology
bir kuşun kuyruk tüylerini örten tüyler tail covert i.
bir kuşun kuyruğundaki uzun tüyleri örten ve kimi zaman daha da uzun olan tüyler tail coverts i.
bazı dallı bacaklıların eklem noktasını kısmen veya tamamen örten bir plaka deltidium i.
(kabuklularda) eklem noktasını örten bir çift plaka deltidium i.
bazı dallı bacaklıların eklem noktasını kısmen veya tamamen örten bir plaka pseudodeltidium i.
(kabuklularda) eklem noktasını örten bir çift plaka deltidial plates i.
bazı memelilerde yumuşak iç kürkü örten uzun ve kaba kıllara verilen ad guard hair i.
atnalı yengecinin karnındaki uzantı çiftlerinden birleşerek diğerlerini örten ilki operculum i.
Apiculture
arı kovanını örten saman heckle [dialect] i.
Geology
okyanus tabanını örten kalın tuz tabakası subsalt i.
yer kabuğunun tabanını örten kayaçlar ile ilgili supracrustal s.
Military
alev örten flash suppressor i.
Archaic
yazıda istenmeyen bir şeyi örten işaret blot i.
gizli kapaklı veya kirli işlerin üzerini örten şey stale i.
Ornithology
kuş gövdesinin dış kısmını örten tüyler penna i.
kuş kanadının dibindeki bölümü örten kısa tüylere ait veya ilişkili scapular s.
kuş kanadının dibindeki bölümü örten kısa tüyleri oluşturan scapular s.
Entomology
kelebekte kanat eklemini örten lob tippet i.