Geçmiş

(duruma) gelmek

"(duruma) gelmek" teriminin İngilizce Türkçe Sözlükte anlamları : 1 sonuç

	Kategori	Türkçe	İngilizce
General
1	Genel	(duruma) gelmek	slip f.

"(duruma) gelmek" teriminin diğer terimlerle kazandığı İngilizce Türkçe Sözlükte anlamları : 72 sonuç

	Kategori	Türkçe	İngilizce
General
1	Genel	(istenen duruma gelmek için) yol	doorway i.
2	Genel	dik bir duruma gelmek	straighten up f.
3	Genel	maddi olarak daha iyi bir duruma gelmek	get ahead f.
4	Genel	çalışabilir duruma gelmek	become operative f.
5	Genel	çalışamaz duruma gelmek	become nonfunctional f.
6	Genel	çalışabilir duruma gelmek	become functional f.
7	Genel	çalışamaz duruma gelmek	become inoperative f.
8	Genel	duruma gelmek	become f.
9	Genel	kullanılamaz duruma gelmek	become unuseable f.
10	Genel	kullanılamaz duruma gelmek	become useless f.
11	Genel	kullanılamaz duruma gelmek	become unusable f.
12	Genel	kullanılamaz duruma gelmek	become unserviceable f.
13	Genel	müteyakkız duruma gelmek	come to attention f.
14	Genel	aciz duruma gelmek	become incapable f.
15	Genel	aciz duruma gelmek	become destitute f.
16	Genel	aciz duruma gelmek	become helpless f.
17	Genel	kullanılmaz duruma gelmek	become unserviceable f.
18	Genel	kullanılmaz duruma gelmek	become inoperable f.
19	Genel	kullanılmaz duruma gelmek	become unusable f.
20	Genel	müsait duruma gelmek	become available f.
21	Genel	cazip duruma gelmek	become charming/attractive f.
22	Genel	bir duruma gelmek	enter f.
23	Genel	kullanılmaz duruma gelmek	lapse f.
24	Genel	yavaş veya belli belirsiz hareketlerle belirli bir duruma gelmek	work f.
25	Genel	güvenilmez duruma gelmek	degenerate f.
26	Genel	güvenilmez duruma gelmek	degrade f.
27	Genel	istikrarsız duruma gelmek	destabilize [us] f.
28	Genel	istikrarsız duruma gelmek	destabilise [uk] f.
29	Genel	çalıştırılabilir duruma gelmek	commission f.
30	Genel	içki içerek belirli bir duruma gelmek	drink f.
Phrasals
31	Öbek Fiiller	belirli bir duruma gelmek	set in f.
32	Öbek Fiiller	gözle görülür duruma gelmek	come out f.
33	Öbek Fiiller	hızla (bir konuma/sıralamaya/duruma) gelmek	rocket into (something or some place) f.
34	Öbek Fiiller	çok hızlı bir şekilde (bir duruma) gelmek	rocket into (something or some place) f.
35	Öbek Fiiller	hızla (bir konuma/sıralamaya/duruma) gelmek	rocket to (something or some place) f.
36	Öbek Fiiller	çok hızlı bir şekilde (bir duruma) gelmek	rocket to (something or some place) f.
37	Öbek Fiiller	hızla (bir konuma/sıralamaya/duruma) gelmek	skyrocket into (something or some place) f.
38	Öbek Fiiller	çok hızlı bir şekilde (bir duruma) gelmek	skyrocket into (something or some place) f.
39	Öbek Fiiller	hızla (bir konuma/sıralamaya/duruma) gelmek	skyrocket to (something or some place) f.
40	Öbek Fiiller	çok hızlı bir şekilde (bir duruma) gelmek	skyrocket to (something or some place) f.
41	Öbek Fiiller	hızla tekrar (bir duruma) gelmek	sweep back into (something) f.
42	Öbek Fiiller	hızla tekrar (bir duruma) gelmek	sweep back to (something) f.
43	Öbek Fiiller	daha rahat bir duruma gelmek	relax into something f.
44	Öbek Fiiller	(bir duruma) gelmek	come into (something or some place) f.
45	Öbek Fiiller	(uzun süre kullanılmadığı için) kullanılmaz duruma gelmek	rust up f.
46	Öbek Fiiller	(bir duruma) gelmek	pass into (something) f.
47	Öbek Fiiller	-de rahat bir duruma gelmek	relax into f.
48	Öbek Fiiller	hızla (bir konuma/sıralamaya/duruma) gelmek	rocket to f.
49	Öbek Fiiller	çok hızlı bir şekilde (bir duruma) gelmek/getirmek	rocket to f.
Idioms
50	Deyim	az emek harcanan ama çok para kazanılan iş/makam/duruma gelmek	board the gravy train f.
51	Deyim	az emek harcanan ama çok para kazanılan iş/makam/duruma gelmek	climb on the gravy train f.
52	Deyim	az emek harcanan ama çok para kazanılan iş/makam/duruma gelmek	get on the gravy train f.
53	Deyim	nahoş bir duruma gelmek/erişmek	come to a pretty pass f.
54	Deyim	güçlü ve önemli duruma gelmek	gain ground f.
55	Deyim	gitgide daha kötü bir duruma gelmek	go from bad to worse f.
56	Deyim	eskisinden daha iyi bir duruma gelmek	pick up steam f.
57	Deyim	etkin duruma gelmek	come to the fore f.
58	Deyim	iğne atsan yere düşmeyecek duruma gelmek	be bursting at the seams f.
59	Deyim	iğne atsan yere düşmeyecek duruma gelmek	be bulging at the seams f.
60	Deyim	sonuç elde edilemeyecek duruma gelmek	be at a dead end f.
61	Deyim	umutsuz duruma gelmek	be at a dead end f.
62	Deyim	(artık) kontrol edilemeyecek düzeye/duruma gelmek	take on a life of its own (no longer be controlled by anyone) f.
63	Deyim	iğne atsan yere düşmeyecek duruma gelmek	be bursting at the seams f.
64	Deyim	iğne atsan yere düşmeyecek duruma gelmek	be bulging at the seams f.
65	Deyim	etkin olmak/duruma gelmek	be/come to the fore f.
66	Deyim	etkin olmak/duruma gelmek	be at the fore [us] f.
67	Deyim	avantajlı durumda olmak/duruma gelmek	get/have/gain the upper hand f.
68	Deyim	(birine karşı) avantajlı durumda olmak/duruma gelmek	get/have/gain the upper hand (over somebody) f.
Trade/Economic
69	Ticaret/Ekonomi	daha iyi duruma gelmek	upgrading f.
Technical
70	Teknik	işlemez duruma gelmek	break down f.
Pathology
71	Patoloji	(eklem) kaynaşarak işlemez duruma gelmek	anchylose f.
72	Patoloji	(eklem) kaynaşarak işlemez duruma gelmek	ankylose f.