anxious - Türkçe İngilizce Sözlük
Geçmiş

anxious

Play ENTRENus
Play ENTRENuk
Play ENTRENau


"anxious" teriminin Türkçe İngilizce Sözlükte anlamları : 26 sonuç

İngilizce Türkçe
Common Usage
anxious s. endişeli
anxious s. kaygılı
anxious s. huzursuz
General
anxious s. sıkıntılı
anxious s. telaşlı
anxious s. kasavetli
anxious s. meraklı
anxious s. mustarip
anxious s. vesveseli
anxious s. hevesli
anxious s. rahatsız
anxious s. kaygılı
anxious s. düşünceli
anxious s. tasalı
anxious s. can atan
anxious s. huzursuz
anxious s. istekli
anxious s. merak içinde
anxious s. üzüntülü
anxious s. tedirgin
anxious s. gamlı
anxious s. endişeli
anxious s. çok arzulu
anxious s. çok istekli
anxious s. korkulu
Medical
anxious i. anksiyöz

"anxious" teriminin diğer terimlerle kazandığı İngilizce Türkçe Sözlükte anlamları : 55 sonuç

İngilizce Türkçe
General
anxious suspense i. merakta kalma
anxious wait i. gergin bekleyiş
be anxious f. endişelenmek
make anxious f. kaygılandırmak
become anxious f. efkarlanmak
get anxious f. endişelenmek
be anxious f. korkmak
be anxious about f. merak etmek
make anxious f. endişelendirmek
get anxious f. korkmak
get anxious f. kasvet çökmek
be anxious f. kasvet çökmek
become anxious f. meraklanmak
be anxious f. endişe etmek
get anxious f. meraklanmak
become anxious f. merak etmek
be anxious f. kaygılanmak
be anxious for someone to do something f. birinin bir şeyi yapmasını çok istemek
become anxious f. endişelenmek
be anxious f. endişe etmek
be anxious about f. korkmak
be anxious f. meraklanmak
make anxious f. meraklandırmak
feel anxious f. kaygılanmak
be anxious f. merak etmek
be anxious f. kaygılanmak
be anxious about f. endişe etmek
get anxious f. merak etmek
be anxious about f. (birini vb) merak etmek
be anxious about f. ile ilgili olarak endişelenmek
be anxious about f. -den endişe duymak
be anxious about f. -den kaygı duymak
be anxious about f. -den dolayı kaygılanmak
be anxious about f. -den kaygılanmak
feel anxious f. içi huzursuz olmak
anxious for s. -den endişeli
anxious about s. -den endişeli
Colloquial
anxious wait i. endişeli bekleyiş
Idioms
on the anxious seat expr. barışma esnasında günah çıkaran konumda
on the anxious seat expr. gönül alma esnasında hatalarını dile getiren konumda
on the anxious seat expr. huzursuz hisseden
on the anxious seat expr. tedirgin olan
on the anxious seat expr. hop oturup hop kalkan
on the anxious seat expr. yerinde duramayan
on the anxious seat expr. gergin/kaygılı bir bekleyiş içinde olan
Speaking
there is nothing to be anxious about expr. endişelenecek bir şey yok
you look anxious expr. endişeli görünüyorsun
there is nothing to be anxious about expr. kaygılanacak bir şey yok
Politics
anxious to expr. arzu ederek
Psychology
anxious personality disorder i. kaçıngan kişilik bozukluğu
anxious attachment style i. kaygılı bağlanma tarzı
anxious attachment i. kaygılı bağlanma
anxious seat i. belirsizlikten kaynaklı endişe
Religious
anxious seat i. kilisenin ön tarafında günahkarların tövbe etmesi için bulunan bank
anxious bench i. kilisenin ön tarafında günahkarların tövbe etmesi için bulunan bank