ayrılmamak - Türkçe İngilizce Sözlük
Geçmiş

ayrılmamak



"ayrılmamak" teriminin İngilizce Türkçe Sözlükte anlamları : 9 sonuç

Türkçe İngilizce
Common Usage
ayrılmamak stick together f.
General
ayrılmamak stand to f.
ayrılmamak stick to f.
ayrılmamak stick around f.
ayrılmamak hold together f.
ayrılmamak stick f.
ayrılmamak hug f.
ayrılmamak hold f.
Phrasals
ayrılmamak stay together f.

"ayrılmamak" teriminin diğer terimlerle kazandığı İngilizce Türkçe Sözlükte anlamları : 76 sonuç

Türkçe İngilizce
Common Usage
başının dibinden ayrılmamak get in somebody's hair f.
General
birinin yanından ayrılmamak be someone's shadow f.
bir yerden ayrılmamak stick around f.
dizinin dibinden ayrılmamak heel f.
doğru yoldan ayrılmamak go straight f.
ayrılmamak (telefonda) hold on f.
ayrılmamak (telefonda) hold the line f.
-den ayrılmamak cleave f.
doğru yoldan ayrılmamak keep to the straight and narrow f.
peşinden ayrılmamak shadow f.
Phrasals
birbirinden ayrılmamak remain together f.
bir yerden ayrılmamak stay put f.
(birinin/bir şeyin) yanından ayrılmamak stick with (someone or something) f.
yanından ayrılmamak stick with f.
bir yerden ayrılmamak remain on f.
dibinden ayrılmamak follow along f.
(birinin) peşinden/dibinden ayrılmamak cling on (to someone) f.
(birinin/bir şeyin) peşinden ayrılmamak follow (someone or something) about f.
(birinin/bir şeyin) peşinden ayrılmamak follow (someone or something) around f.
(birinin/bir şeyin) dibinden ayrılmamak follow (someone or something) around f.
yanından ayrılmamak stay by f.
(birinin/bir şeyin) yanından ayrılmamak stay by (someone or something) f.
Colloquial
hattan ayrılmamak hold the phone f.
(birinin) peşinden ayrılmamak be all over (one) f.
(birinin) dibinden ayrılmamak be all over (one) f.
birinin peşinden ayrılmamak be all over somebody f.
birinin dibinden ayrılmamak be all over somebody f.
Idioms
dibinden ayrılmamak be glued to (someone or something) f.
önünden/başından ayrılmamak be glued to (someone or something) f.
doğru bildiği yoldan ayrılmamak know where you are (or stand) with f.
anasının dizinin dibinden ayrılmamak be tied to one's mother's apron strings f.
ayağının dibinden ayrılmamak sit at someone's feet f.
ayağının dibinden ayrılmamak sit at somebody's feet f.
ayağının dibinden ayrılmamak sit at the feet of someone f.
birinin kıçından ayrılmamak dog someone f.
bir yerden ölene kadar ayrılmamak be carried out feet first f.
birine hayran olup onun yanından ayrılmamak sit at the feet of someone f.
birine hayran olup onun yanından ayrılmamak sit at someone's feet f.
birine hayran olup onun yanından ayrılmamak sit at somebody's feet f.
gerçeklerden ayrılmamak stick to the facts f.
kıçının dibinden ayrılmamak be sitting on your tail f.
sevgililerin yanından ayrılmamak play gooseberry f.
tepesinden ayrılmamak breathe down someone's neck f.
(birinin) peşinden ayrılmamak throw (oneself) at (someone's) head f.
(birinin) dizinin dibinden ayrılmamak be at (someone's) feet f.
doğrudan ayrılmamak walk the chalk line f.
(birinin) yanından ayrılmamak not leave (one's) side f.
birinin yanından ayrılmamak not leave somebody’s side f.
doğru yoldan ayrılmamak/sapmamak keep on the straight and narrow f.
doğru yoldan ayrılmamak/sapmamak keep to straight and narrow f.
doğru yoldan ayrılmamak/sapmamak stay on the straight and narrow f.
doğru yoldan ayrılmamak keep on the straight and narrow f.
doğru yoldan ayrılmamak walk the straight and narrow f.
birinin dizinin dibinden ayrılmamak be at someone's feet f.
birinin ayağının dibinden ayrılmamak be at someone's feet f.
birine hayran olup onun yanından ayrılmamak be at someone's feet f.
(birinin) kıçının dibinden ayrılmamak be (sitting) on (one's) tail f.
(birinin) tepesinden ayrılmamak be breathing down (one's) neck f.
birinin tepesinden ayrılmamak be breathing down someone's neck f.
(birinin) dibinden ayrılmamak be glued to (one) f.
(bir şeyin) önünden/başından ayrılmamak be glued to (something) f.
(bir şeyin) dibinden ayrılmamak be glued to (something) f.
bir şeyin önünden/başından ayrılmamak be glued to something f.
bir şeyin dibinden ayrılmamak be glued to something f.
(birinin) tepesinden ayrılmamak breathe down (one's) neck f.
(birinin/bir şeyin) yanından/peşinden ayrılmamak glom on (to someone or something) f.
(birinin) yanından/peşinden/dibinden ayrılmamak be glued to (someone) f.
(bir şeyin) önünden/başından ayrılmamak be glued to (something) f.
doğru yoldan ayrılmamak stay to the straight and narrow f.
Slang
kıçından ayrılmamak bust (one's) butt f.
kıçından ayrılmamak bust (one's) hump f.
kıçından ayrılmamak ride (someone's) butt f.
bilgisayardan ayrılmamak headdesk f.
kıçının dibinden ayrılmamak be on somebody's ass f.
(birinin) kıçının dibinden ayrılmamak be on (one's) ass [us] f.
(birinin) kuyruğundan ayrılmamak be on (one's) ass [us] f.