büyük küçük - Türkçe İngilizce Sözlük
Geçmiş

büyük küçük



"büyük küçük" teriminin İngilizce Türkçe Sözlükte anlamları : 1 sonuç

Türkçe İngilizce
General
büyük küçük great and small i.

"büyük küçük" teriminin diğer terimlerle kazandığı İngilizce Türkçe Sözlükte anlamları : 316 sonuç

Türkçe İngilizce
Common Usage
büyük küçük harfe duyarlı case sensitive s.
General
küçük bir gemi gibi kullanılabilen tek direkli büyük sandal sloop i.
dereden büyük ırmaktan küçük akarsu stream i.
bahama adaları, büyük antiller, küçük antiller gibi karayip denizini çevreleyen adalar west indies i.
küçük büyük harf small cap i.
büyük küçük harfe duyarlı match case i.
küçük ve büyük harf lower and uppercase i.
daha küçük olan parçası büyük olanın içine girebilen seyahat çantası telescope i.
daha küçük olan parçası büyük olanın içine girebilen seyahat çantası telescope bag i.
en büyük derebeyine ödenen küçük miktarda kira chiefrie [obsolete] i.
küçük yatırımdan büyük kazanç elde edebilme leverage i.
ağırlığı genellikle 1/8 karatın altında olan, büyük bir taş parçasından kesilmiş küçük elmas melee i.
irlanda'da büyük arazilerden küçük kısımlar kiralayan kimse middleman i.
(korkuluk, çit ile) büyük bölümden ayrılan küçük alan loge i.
gruptaki en büyük ve en küçük değerlerin ortalaması midrange i.
(özellikle daha büyük bir tekneye hizmet için kullanılan) küçük tekne cock [obsolete] i.
(özellikle daha büyük bir tekneye hizmet için kullanılan) küçük tekne cock-boat [obsolete] i.
küçük ve büyük mimari yapının kesişimi penetration i.
bir büyük bir de küçük tekerleği bulunan ilkel bir bisiklet türü ordinary i.
daha büyük bir yapıyı destekleyen küçük parça bearer i.
büyük bir endüstriye bağlı küçük endüstri subindustry i.
büyük bir panele bağlı küçük panel subpanel i.
daha büyük bir projenin parçası olan küçük proje subproject i.
çim topu oyununda küçük topu iki yüzü olan daha büyük toplarla çevrelemek wood f.
ne büyük ne küçük olan moderate s.
en küçük/en büyük minmax s.
çok büyük ya da çok küçük disproportionate s.
çok küçük detaylara büyük özen gösteren ve titizlikle yaklaşan minute s.
Phrasals
(oyuncuyu) küçük bir ligden büyük lig takımına çıkarmak call up f.
Phrases
büyük işler yapmak istiyorsan küçük düşünme if you want to go big, stop thinking small expr.
büyük işler yapmak istiyorsan küçük düşünmeyi bırak if you want to go big, stop thinking small expr.
benim için küçük ama insanlık için büyük bir adım one small step for a man one giant leap for mankind expr.
benim için küçük ama insanlık için büyük bir adım that's one small step for man one giant leap for mankind expr.
Proverb
büyük balık küçük balığı yutar the big fish eats the little one
küçük şeylerden büyük şeyler doğar mighty oaks from little acorns grow
küçük şeylerden büyük şeyler doğar great oaks from little acorns grow
büyük şeyler küçük paketlerden çıkar big things come in small packages
büyük yollar küçük adımlarla kat edilir all things great are wound up with all things little
hacmi büyük bir şeyi küçük bir şeyin içine sığdıramazsın you can't get a quart into a pint pot
tüm büyük ve başarılı şeyler zamanında küçük ve önemsiz şeylerdi great oaks grow from small acorns
küçük şeylerden büyük şeyler doğar great oaks grow from small acorns
tüm büyük ve başarılı şeyler zamanında küçük ve önemsiz şeylerdi great oaks from little acorns grow
küçük şeylerden büyük şeyler doğar great oaks from little acorns grow
tüm büyük ve başarılı şeyler zamanında küçük ve önemsiz şeylerdi mighty oaks from little acorns grow
küçük şeylerden büyük şeyler doğar mighty oaks from little acorns grow
küçük bir problem kendi haline bırakılırsa büyük yıkımlara neden olabilir an ant may well destroy a whole dam
küçük bir problem kendi haline bırakılırsa büyük yıkımlara neden olabilir an ant may well destroy a whole dam
tüm büyük ve başarılı şeyler zamanında küçük ve önemsiz şeylerdi great oaks from little acorns grow
tüm büyük ve başarılı şeyler zamanında küçük ve önemsiz şeylerdi tall oaks from little acorns grow
Colloquial
büyük balık küçük balığı yer big fish eat little fish i.
küçük bir sorundan evrilen büyük sorun federal case i.
boyutu büyük olan bir şey küçük olandan daha iyidir size matters expr.
Idioms
büyük felakete yol açan küçük sorun/hata a rift in the lute i.
büyük denizde küçük balık a small frog in a big pond i.
daha büyük, istenmeyen bir duruma yol açabilecek küçük, zararsız eylem a camel's nose (under the tent) i.
büyük denizde küçük balık little frog in a big pond i.
büyük denizde küçük balık a small fish in a big pond i.
küçük denizde büyük balık a big fish in a little pond i.
küçük denizde büyük balık a big fish in a small pond i.
küçük denizde büyük balık a big frog in a small pond i.
küçük denizde büyük balık big frog in a small pond i.
zamanında giderilen küçük bir hata büyük felaketleri önler a stitch in time saves nine i.
kendini tanıtma amaçlı katılınan küçük büyük her türlü organizasyon the opening of an envelope i.
kendi reklamını yapma amaçlı katılınan küçük büyük her türlü organizasyon the opening of an envelope i.
kendini gösterme amaçlı katılınan küçük büyük her türlü organizasyon the opening of an envelope i.
küçük büyük tüm işleri yapan kişi head cook and bottle washer i.
küçük büyük tüm işlerden sorumlu kişi head cook and bottle washer i.
büyük bir organizasyonun/sistemin küçük bir parçası olan kimse a cog in the machine/wheel i.
büyük denizde küçük balık a little frog in a big pond i.
küçük bir girişimle/çabayla büyük kazanç sağlama a sprat to catch a mackerel [old-fashioned] [uk] i.
küçük bir risk alarak büyük bir kazanç sağlama a sprat to catch a mackerel [old-fashioned] [uk] i.
büyük kazanç sağlayacak küçük bir girişim/çaba (olmak) (be) a sprat to catch a mackerel i.
büyük bir kazanç sağlayacak küçük bir risk (olmak) (be) a sprat to catch a mackerel i.
küçük denizde büyük balık big fish in a small pond i.
küçük denizde büyük balık frog in a small pond i.
küçük balığı kovalayıp büyük balığı kaçırmak win the battle, but lose the war f.
küçük denizde büyük balık olmak be big fish in a small pond f.
hacmi büyük bir şeyi küçük bir şeyin içine sığdırmaya çalışmak fit a quart into a pint pot f.
hacmi büyük bir şeyi küçük bir şeyin içine sığdırmaya çalışmak squeeze a quart into a pint pot f.
hacmi büyük bir şeyi küçük bir şeyin içine sığdırmaya çalışmak get a quart into a pint pot f.
hacmi büyük bir şeyi küçük bir şeyin içine sığdırmaya çalışmak fit a quart into a pint pot f.
hacmi büyük bir şeyi küçük bir şeyin içine sığdırmaya çalışmak get/pour/put a quart into a pint pot [uk] f.
küçük bir miktar parayı vermekten kaçınırken uzun vadede daha büyük bir para harcamak zorunda kalmak be penny-wise and dollar-foolish f.
hacmi büyük bir şeyi küçük bir şeye sığdırmaya çalışmak get a quart into a pint pot f.
hacmi büyük bir şeyi küçük bir şeye sığdırmaya çalışmak fit a quart into a pint pot f.
küçük tasarruflar etmeye çalışırken daha büyük bir girişimi riske atmak spoil the ship for a ha'p'orth of tar f.
büyük makinedeki küçük dişli a small cog in a large machine expr.
büyük makinedeki küçük dişli a small cog in a large wheel expr.
Speaking
bu büyük ağaç küçük bir tohumdan büyüdü this huge tree grew from a little seed expr.
Trade/Economic
büyük ve küçük şirket yatırım fonları large and small caps i.
küçük birimlere bölünebilen ve uzun bir süre içinde satılabilen büyük bir sipariş split order i.
küçük ölçümde büyük değer great value in small bulk i.
ayrı toplantı yapmak için büyük gruptan ayrılan küçük grup break-out group i.
dağıtılmamış karları ve tedavüldeki hisse senetlerinin piyasa değerleri küçük ve büyük şirketlerinki arasında olan (şirket, fon) midcap s.
küçük adımlar, büyük sonuçlar spqr (small profits, quick returns) kısalt.
Politics
daha büyük bir oluşumun içinde yer alıp bütünden kopan ve bütünü temsil ettiğini iddia eden küçük grup rump i.
Technical
daha büyük bir motoru veya türbini çevirmekte kullanılan küçük motor turning engine i.
küçük bir bot veya tekne özellikle büyük gemilerin işlerini yapan tekne cockboat i.
küçük büyük harfler small caps i.
bir ucunda iki tane küçük diğer ucunda ise bir tane büyük bıçak bulunan kompakt ve katlanabilir bir bıçak whittler i.
(büyük bir şeye ait) küçük çıkıntı lug i.
(büyük bir süngerden kesilen) küçük satılabilir büyüklükte parça cut i.
daha büyük bir tünelin başında yapılan nispeten küçük kazı pilot i.
büyük-küçük harfe duyarlı case sensitive s.
büyük/küçük harf ayırsamalı match case s.
büyük / küçük harf ayırsamalı match case s.
Computer
büyük/küçük harf case i.
büyük küçük harfler capitalization i.
büyük/küçük match i.
büyük küçük harf dönüşümü case conversion i.
büyük/küçük harf ve noktalama case and end punctuation i.
büyük/küçük değiştir tuşu toggle case key i.
büyük/küçük match case i.
büyük küçük değiştir tuşu toggle case key i.
büyük küçük harfe duyarlılık case-sensitivity i.
büyük küçük harfler capitalisation i.
en küçük-en büyük ilkesi minimax principle i.
harfin büyük mü küçük mü olduğu case of letters i.
harfin büyük mü küçük mü olduğu case letter i.
küçük büyük harf small caps i.
küçük büyük harf small cap i.
küçük-büyük harf small-caps i.
bilgisayar yazılımlarında isimlendirme yapılırken ilk harfin küçük sonraki her yeni sözcüğün ilk harfinin büyük yazılması camel case i.
bilgisayar yazılımlarında isimlendirme yapılırken ilk harfin küçük sonraki her yeni sözcüğün ilk harfinin büyük yazılması camel caps i.
bilgisayar yazılımlarında isimlendirme yapılırken ilk harfin küçük sonraki her yeni sözcüğün ilk harfinin büyük yazılması medial capitals i.
büyük küçük harf duyarlı case sensitive s.
büyük-küçük harf duyarlı case-sensitive s.
büyük/küçük harf duyarlı case sensitive s.
büyük-küçük duyarlı case sensitive s.
büyük ve küçük harfe duyarlı case sensitive s.
büyük/küçük harfe duyarlı case sensitive s.
büyük’-küçük duyarlı case sensitive s.
büyük küçük harf eşleştir match case expr.
büyük küçük dönüştür toggle case expr.
büyük küçük harf değiştir toggle case expr.
büyük küçük harf duyarlı match case expr.
büyük küçük harf dönüştür change the case of letters expr.
büyük/küçük harf dönüştür change the case of letters expr.
büyük/küçük harf eşleştir match case expr.
büyük/küçük harf duyarlı match upper/lowercase expr.
büyük/küçük harf duyarlı match case expr.
büyük/küçük duyarlı match case expr.
büyük/küçük eşleştir case sensitive expr.
büyük küçük harfe duyarlı match case expr.
büyük/küçük harf değiştir toggle case expr.
büyük/küçük harf değiştir change case expr.
küçük büyük eşleştir matchcase expr.
küçük büyük small caps expr.
şifreniz 8 ile 16 karakterden oluşmalı ve en az bir küçük harf, bir büyük harf ve bir de rakam içermeli your password must be 8-16 characters, and include at least one lowercase letter, one uppercase letter, and a number expr.
Informatics
büyük küçük harf dönüşümü case conversion i.
küçük istemci büyük sunucu modeli thin client fat server model i.
küçük büyük harfler small caps i.
küçük büyük harf small caps i.
küçük bilgi birimlerini büyük ve düzenli birimler haline getirme unitisation i.
küçük bilgi birimlerini büyük ve düzenli birimler haline getirme unitization i.
büyük ve küçük harfe duyarlı case sensitive s.
büyük küçük harfe duyarlı case sensitive s.
büyük küçük harfe duyarlı match case expr.
Telecom
büyük/küçük cihaz numaraları major/minor device numbers i.
Mechanic
yükün asıldığı küçük bir tamburu olup aynı aks üzerinde halat etrafında döndürülerek yükün çıkarıldığı daha büyük bir tamburu olan bir basit vinç whip crane i.
Textile
kumaşı incelemek ve kusurları gidermek için büyük rulolardan çözüp daha küçük rulolara geri saran tekstil işçisi tuber i.
kumaşı inceleyerek kusurları gidermek için büyük rulolardan çözüp daha küçük rulolara geri saran tekstil işçisi winder i.
giyim eşyasının en büyük ve en küçük numarası end size i.
Furniture
153 x 203 cm boyutlarındaki çift kişilik yataktan büyük ama kral boy yataktan küçük olan queen-size s.
Transportation
iki bölümden oluşan, küçük olan tarafı büyük olanın içine kayabilen, ayarlanabilir seyahat çantası telescope bag i.
Aeronautic
yolcuların küçük havalimanlarından büyük terminallare taşındığı uçuş feeder flight i.
Marine
kaptandan küçük güverte zabitlerinden büyük rütbeye sahip olan gemi görevlisi first mate i.
küçük hayvanların büyük hayvanlar tarafından yenme oranı grazing rate i.
küçük hayvanların büyük hayvanlar tarafından yenmesi grazing i.
büyük olandan önce küçük bir demir atmak back an anchor f.
Medical
küçük bir büyük hücreli nöroendokrin kanser small large-cell neuroendocrine carcinoma i.
Anatomy
daha büyük bir damarı besleyen küçük toplardamar tributary i.
büyük ve küçük etçikler major and minor caruncles i.
Psychology
küçük bir objenin aynı ağırlıktaki büyük bir objeden daha ağır geldiği yanılsaması size-weight illusion i.
Printing
büyük yerine küçük harfle yazılan down s.
Food Engineering
büyük bir blok peynirden tadım amacıyla küçük bir parça çıkarmak için kullanılan alet cheesetaster i.
Gastronomy
büyük britanya'da noel'de servis edilen küçük, yuvarlak ve kalın bir tür krep pikelet i.
Math
küçük sayıları daha büyük birimlere çevirme reduction ascending i.
büyük sayıları daha küçük birimlere çevirme reduction descending i.
99'dan büyük ve 1000'den küçük sayı triple digits i.
99'dan büyük ve 1000'den küçük sayı triple figure i.
99'dan büyük ve 1000'den küçük sayı triple-digit i.
büyük ve küçük simgeleri inequality signs i.
sıfırdan büyük veya küçük nonzero i.
Logic
bir kıyastaki büyük veya küçük ifade extreme i.
Statistics
en küçük-en büyük sağlam tahmin edicisi minimax robust estimator i.
en küçük-en büyük kabul etmeme ilkesi minimax regret principle i.
en küçük-en büyük strateji minimax strategy i.
en küçük-en büyük ilkesi minimax principle i.
en küçük-en büyük tahmin edicisi minimax estimation i.
stokastik olarak büyük veya küçük stochastically larger or smaller i.
Physics
atom çekirdeğinden büyük nötron yıldızından küçük varsayımsal bir parçacık strangelet i.
Biology
küçük lenfositlerin mitoz geçirebilen daha büyük hücrelere dönüşümü blastogenesis i.
küçük ve aktif erkek gamet ile büyük ve durağan dişi gametin birleştiği eşeyli üreme oogamy i.
daha büyük bölümün birleştiği küçük bazal yapı pedicel i.
(eşeyli üreme) küçük ve aktif erkek gamet ile büyük ve durağan dişi gametin birleşmesiyle karakterize edilen oogamous s.
küçük ve aktif erkek gamet ile büyük ve durağan dişi gametin birleşmesini içeren oogamous s.
Marine Biology
tropikal bölgelerde görülen büyük gözlü küçük bir istavrit balığı big–eyed scad i.
tropikal bölgelerde görülen büyük gözlü küçük bir istavrit balığı bigeye scad i.
tropikal bölgelerde görülen büyük gözlü küçük bir istavrit balığı akule i.
tropikal bölgelerde görülen büyük gözlü küçük bir istavrit balığı atule i.
tropikal bölgelerde görülen büyük gözlü küçük bir istavrit balığı goggler i.
tropikal bölgelerde görülen büyük gözlü küçük bir istavrit balığı trachurops crumenophthalmus i.
uskumrudan büyük, ton balığından küçük benzer cinsteki çeşitli balıklara verilen ad bonita i.
pasifik'e özgü olup sırtında küçük benekler bulunan, yenilebilir büyük bir balık oncorhynchus keta i.
pasifik'e özgü olup sırtında küçük benekler bulunan, yenilebilir büyük bir balık chum salmon i.
pasifik'e özgü olup sırtında küçük benekler bulunan, yenilebilir büyük bir balık chum i.
avrasya'ya özgü olup artık büyük göller'de de bulunan dikenli küçük bir tatlı su balığı ruffe i.
büyük göller bölgesi ile mississippi vadisi'nde yaşayan küçük, gümüş rengi ve ince bir balık shiner i.
derin denizlerde yaşayan, büyük ağzı ve küçük gözleri olan narin ve yumuşak gövdeli balıklara ait veya ilişkin lyomerous s.
Astronomy
küçük bir gök cisminin veya gölgesinin daha büyük bir gök cisminin diski üzerinden geçişi transit i.
büyük teleskopa takılan küçük teleskop finder i.
bir gökcisminin yerçekimsel olarak bağlı olduğu noktaya olan en büyük ve en küçük uzaklığının ortalaması mean distance i.
daha büyük bir galaksinin etrafında dönen küçük galaksi satellite galaxy i.
Zoology
orta ve güney amerika'ya özgü, büyük gözleri olan tek eşli küçük ağaçlarda yaşayan gececil bir maymun night monkey (aotus) i.
orta ve güney amerika'ya özgü, büyük gözleri olan tek eşli küçük ağaçlarda yaşayan gececil bir maymun owl monkey i.
büyük tüyün kenarındaki küçük tüyler barbule i.
eleutherodactylidae familyasına ait, küçük ve çoğunlukla tropik kurbağalardan oluşan büyük bir cins eleutherodactylus i.
kuzey yarımküre'ye özgü üst kısımları gri alt kısımları beyaz tüylü, büyük kulaklı ve kısa kuyruklu çeşitli küçük kemirgenlere verilen ad wood rat i.
kuzey yarımküre'ye özgü üst kısımları gri alt kısımları beyaz tüylü, büyük kulaklı ve kısa kuyruklu çeşitli küçük kemirgenlere verilen ad wood-rat i.
brachiosauridae familyasından, uzun boyunlu, küçük kafalı ve ön bacakları arka bacaklarından daha uzun olan çeşitli otçul büyük dinozorlara verilen ad brachiosaurid i.
hindistan ve sri lanka'da yaşayan, ilginç büyük kulakları ve burnu olan küçük bir yarasa lyre bat i.
daha büyük bir çöküntü veya yükseltinin ortasında küçük papillası olan papillulate s.
Botanic
avrupa'ya özgü küçük ve koyu yeşil renkli yaprakları olan, büyük ve yaygın bir ıhlamur small-leaved linden (tilia cordata) i.
avrupa'ya özgü küçük ve koyu yeşil renkli yaprakları olan, büyük ve yaygın bir ıhlamur small-leaved lime i.
afrika'nın batısına özgü büyük palmiye yaprağı şeklinde yaprakları ve küçük beyaz çiçekleri olan büyük bir ağaç obeche (triplochiton scleroxcylon) i.
afrika'nın batısına özgü büyük palmiye yaprağı şeklinde yaprakları ve küçük beyaz çiçekleri olan büyük bir ağaç samba i.
afrika'nın batısına özgü büyük palmiye yaprağı şeklinde yaprakları ve küçük beyaz çiçekleri olan büyük bir ağaç obechi i.
afrika'nın batısına özgü büyük palmiye yaprağı şeklinde yaprakları ve küçük beyaz çiçekleri olan büyük bir ağaç arere i.
doğu asya ve filipinler'de yetişen, büyük köselemsi yaprakları ve küçük yeşil-beyaz çiçekleri olan yaprak dökmeyen bir ağaç devil tree (alstonia scholaris) i.
doğu asya ve filipinler'de yetişen, büyük köselemsi yaprakları ve küçük yeşil-beyaz çiçekleri olan yaprak dökmeyen bir ağaç dita bark i.
doğu asya ve filipinler'de yetişen, büyük köselemsi yaprakları ve küçük yeşil-beyaz çiçekleri olan yaprak dökmeyen bir ağaç dita i.
güney amerika'nın güneyinde yetişen küçük koyu mor renkli meyveleri olan büyük ve yaprak döken bir gölge ağacı american hackberry (celtis occidentalis) i.
güney amerika'nın güneyinde yetişen küçük koyu mor renkli meyveleri olan büyük ve yaprak döken bir gölge ağacı common hackberry i.
güney amerika'nın güneyinde yetişen küçük koyu mor renkli meyveleri olan büyük ve yaprak döken bir gölge ağacı nettletree i.
güney amerika'nın güneyinde yetişen küçük koyu mor renkli meyveleri olan büyük ve yaprak döken bir gölge ağacı sugarberry i.
güney amerika'nın güneyinde yetişen küçük koyu mor renkli meyveleri olan büyük ve yaprak döken bir gölge ağacı beaverwood i.
hoş kokulu bir kabuğu ve mor çiçekleri olan büyük bir çalı veya küçük bir ağaç monk's pepper (vitex agnus-castus) i.
hoş kokulu yaprakları ve mor çiçekleri olan büyük bir çalı veya küçük bir ağaç chaste tree (vitex agnus-castus) i.
hoş kokulu yaprakları ve mor çiçekleri olan büyük bir çalı veya küçük bir ağaç monk's pepper tree (vitex agnus-castus) i.
koka familyasına ait güney amerika çalıları ve küçük ağaçlardan oluşan büyük bir cins erythroxylum i.
yeşilimsi sarı büyük yaprakları ve küçük salatalığa benzer meyveleri olan kuzey amerika'nın doğusuna özgü yaprak döken bir manolya ağacı cucumber magnolia (magnolia acuminata) i.
yeşilimsi sarı büyük yaprakları ve küçük salatalığa benzer meyveleri olan kuzey amerika'nın doğusuna özgü yaprak dökmeyen bir manolya ağacı cucumber tree (magnolia acuminata) i.
kuzey amerika'nın doğusuna özgü, krem rengi çiçekleri ve şemsiyeye benzer büyük yaprakları olan yaprak döken küçük bir ağaç umbrella-tree (magnolia tripetala) i.
kuzey amerika'nın doğusuna özgü, krem rengi çiçekleri ve şemsiyeye benzer büyük yaprakları olan yaprak döken küçük bir ağaç elkwood (magnolia tripetala) i.
kuzey amerika'nın doğusuna özgü, krem rengi çiçekleri ve şemsiyeye benzer büyük yaprakları olan yaprak döken küçük bir ağaç elk-wood (magnolia tripetala) i.
kuzey amerika'nın doğusuna özgü, krem rengi çiçekleri ve şemsiyeye benzer büyük yaprakları olan yaprak döken küçük bir ağaç umbrella magnolia (magnolia tripetala) i.
kuzey amerika'nın doğusuna özgü, krem rengi çiçekleri ve şemsiyeye benzer büyük yaprakları olan yaprak döken küçük bir ağaç umbrella tree (magnolia tripetala) i.
kuzey amerika'nın doğusuna özgü, krem rengi çiçekleri ve şemsiyeye benzer büyük yaprakları olan yaprak döken küçük bir ağaç umbrella bush (magnolia tripetala) i.
büyük bir üst yaprağın katlanıp diğer küçük yaprakları örttüğü bir yaprak dizilişi şekli vexilary aestivation i.
büyük bir üst yaprağın katlanıp diğer küçük yaprakları örttüğü bir yaprak dizilişi şekli vexillar i.
bazı bulaşıcı bitki virüslerinin daha büyük rna'ları ile ilişkili küçük bir rna parçacığı virusoid i.
abd'nin doğusundaki nemli ormanlarda yetişen, küçük beyaz çiçekleri olan çok yıllık büyük bir ot snakeroot i.
abd'nin doğusundaki nemli ormanlarda yetişen, küçük beyaz çiçekleri olan çok yıllık büyük bir ot cimicifuga racemosa i.
abd'nin doğusundaki nemli ormanlarda yetişen, küçük beyaz çiçekleri olan çok yıllık büyük bir ot actaea racemosa i.
abd'nin doğusundaki nemli ormanlarda yetişen, küçük beyaz çiçekleri olan çok yıllık büyük bir ot black cohosh i.
abd'nin doğusundaki nemli ormanlarda yetişen, küçük beyaz çiçekleri olan çok yıllık büyük bir ot black snakeroot i.
abd'nin doğusundaki nemli ormanlarda yetişen, küçük beyaz çiçekleri olan çok yıllık büyük bir ot bugbane i.
beyaz aromatik kabuğu, derimsi yaprakları ve küçük mor-kırmızı çiçekleri olan büyük yaprak dökmeyen bir çalı white cinnamon tree i.
beyaz aromatik kabuğu, derimsi yaprakları ve küçük mor-kırmızı çiçekleri olan büyük yaprak dökmeyen bir çalı wild cinnamon i.
yeni zelanda'ya özgü, büyük reçineli yaprakları ve yeşil-beyaz çiçekleri olan yuvarlak tepeli küçük bir ağaç meryta sinclairii i.
yeni zelanda'ya özgü, büyük reçineli yaprakları ve yeşil-beyaz çiçekleri olan yuvarlak tepeli küçük bir ağaç puka i.
doğu asya, avustralasya ve tropikal afrika'ya özgü büyük payandalar oluşturmak için kullanılan küçük bir kerestelik ağaç cinsi genus heritiera i.
doğu asya, avustralasya ve tropikal afrika'ya özgü büyük payandalar oluşturmak için kullanılan küçük bir kerestelik ağaç cinsi genus terrietia i.
turnagagasıgiller familyasına ait, küçük çiçekli bitkilerin bulunduğu büyük cinsin adı heron's bill i.
doğu abd'ye özgü tüylü gövdelere ve büyük, pembe çiçeklere sahip büyük bir çalı ve küçük bir ağaç moss locust i.
doğu abd'ye özgü tüylü gövdelere ve büyük, pembe çiçeklere sahip büyük bir çalı ve küçük bir ağaç bristly locust i.
doğu abd'ye özgü tüylü gövdelere ve büyük, pembe çiçeklere sahip büyük bir çalı ve küçük bir ağaç robinia hispida i.
doğu abd'ye özgü tüylü gövdelere ve büyük, pembe çiçeklere sahip büyük bir çalı ve küçük bir ağaç mossy locust i.
peru'ya özgü, büyük parlak yaprakları ve hoş kokulu sarı-yeşil veya kırmızı çiçekleri olup şifalı kabuğu için yetiştirilen küçük bir ağaç yellowbark i.
peru'ya özgü, büyük parlak yaprakları ve hoş kokulu sarı-yeşil veya kırmızı çiçekleri olup şifalı kabuğu için yetiştirilen küçük bir ağaç cinchona calisaya i.
peru'ya özgü, büyük parlak yaprakları ve hoş kokulu sarı-yeşil veya kırmızı çiçekleri olup şifalı kabuğu için yetiştirilen küçük bir ağaç cinchona ledgeriana i.
peru'ya özgü, büyük parlak yaprakları ve hoş kokulu sarı-yeşil veya kırmızı çiçekleri olup şifalı kabuğu için yetiştirilen küçük bir ağaç cinchona officinalis i.
sapının ucunda küçük demetler halinde açık lila veya mavi-mor renkli büyük çiçekleri bulunan küçük bir çalı bitkisi lowbush penstemon i.
sapının ucunda küçük demetler halinde açık lila veya mavi-mor renkli büyük çiçekleri bulunan küçük bir çalı bitkisi penstemon fruticosus i.
sapının ucunda küçük demetler halinde açık lila veya mavi-mor renkli büyük çiçekleri bulunan küçük bir çalı bitkisi shrubby penstemon i.
orta ve güney çin'e özgü yaprak döken büyük çalıları içeren küçük bir cins dipteronia i.
orta ve güney çin'e özgü yaprak döken büyük çalıları içeren küçük bir cins genus dipteronia i.
kuzey amerika'nın doğusuna özgü, krem rengi çiçekleri ve şemsiyeye benzer büyük yaprakları olan yaprak döken küçük bir ağaç ono i.
büyük ve küçük yaprakçıkların karışık bulunduğu tüy yapraklı bitki interruptedly pinnate i.
kökboyagiller familyasında yer alan büyük bir tropikal çalı veya küçük ağaç cinsi ixora i.
büyük uç lobu ve daha küçük yanal lobları bulunan (yaprak) lyrated s.
Agriculture
sarı veya beyazımsı büyük taneleri olan kuraklığa dayanıklı küçük sorgum milo maize i.
Social Sciences
kabileden daha büyük devletten daha küçük bir topluluk chiefdom i.
Linguistics
büyük/küçük harf ayrımı olmayan (alfabe) unicase s.
büyük/küçük harf ayrımı olmayan alfabeye ait unicase s.
History
daha büyük bir kulenin tepesinde bulunan küçük kule biçimindeki arma sembolü turret i.
Archaeology
kretase dönemde yaşamış, uzun boynu ve kuyruğu ile küçük kafası olan büyük otçul bir dinozor argentinosaurus i.
azı dişleri büyük, ön dişleri ise küçük olan çiğneme kasları güçlü, nesli tükenmiş bir primat kenyapithecus i.
azı dişleri büyük, ön dişleri ise küçük olan çiğneme kasları güçlü, nesli tükenmiş bir primat genus kenyapithecus i.
Religious
başka bir ülkedeki büyük bir manastıra bağlı olan daha küçük ibadethane alien priory i.
Geography
bahamalar'daki büyük ve küçük abaco adalarının ortak adı abaco i.
küçük bir vadiden daha büyük bir vadiye akmak debouch f.
Military
savaşa karışmaları halinde daha büyük bir kuvvetin kullanımını tetikleyecek küçük bir kuvvet tripwire i.
Sport
vuruş açısı, 5 numaralı demir golf sopasınınkinden daha büyük ve 6 numaralı demir golf sopasından daha küçük olan demir uçlu bir golf sopası mashy i.
Card
briçte çift sayıda kağıtla büyük ve küçük oynama echo i.
Photography
imperyal boyuttan küçük, kartvizitten büyük fotoğraf cabinet photograph [old fashioned] i.
Librarianship
büyük/küçük harf olmayan alfabe unicameral script i.
Printery
büyük bir yaprağın kenarına iliştirilmiş daha küçük kağıt parçası flyer i.
büyük harf ile aynı formu paylaşıp boyutu küçük harfin gövdesi kadar olan harfler small capital letters i.
Engineering
büyük saatlerin çan sesini kontrol etmede kullanılan küçük hava freni fly i.
Ornithology
güney ve orta amerika'ya özgü, çok büyük gagası ve parlak renkli tüyleri olan, çoğunlukla küçük meyvelerle beslenen kuş familyası ramphastidae i.
kuzey amerika'da bulunan, küçük deniz ördeğine benzemekle beraber az daha büyük olan bir ördek troop duck (aythya marila nearctica) i.
kuzey amerika'da bulunan, küçük deniz ördeğine benzemekle beraber az daha büyük olan bir ördek greater scaup duck i.
kuzey amerika'da bulunan, küçük deniz ördeğine benzemekle beraber az daha büyük olan bir ördek greater scaup i.
kuzey amerika'da bulunan, küçük deniz ördeğine benzemekle beraber az daha büyük olan bir ördek scaup duck i.
çok küçük kanatları olan ve uçamayan, nesli tükenmiş büyük bir kuzey atlantik kuşu arctic penguin (pinguinus impennis) i.
çok küçük kanatları olan ve uçamayan, nesli tükenmiş büyük bir kuzey atlantik kuşu great auk i.
Reptiles
büyük ve küçük sucul semenderleri içeren bir hayvan familyası dicamptodontidae i.
büyük ve küçük sucul semenderleri içeren bir hayvan familyası family dicamptodontidae i.
Entomology
küçük sıçrayan böceklerden meydana gelen büyük bir eş kanatlılar familyası membracidae i.
küçük sıçrayan böceklerden meydana gelen büyük bir eş kanatlılar familyası family membracidae i.
Slang
ereksiyon halinde değilken küçük fakat ereksiyon haline geçtiğinde oldukça büyük olan penis grower i.
Modern Slang
nesneleri gerçekte olduğundan daha büyük ya da küçük veya daha uzak ya da yakın algılama veya görsel dışındaki diğer duyuların bozulmasıyla gelişen bir algı bozukluğu alice in wonderland syndrome i.
bir büyük bir küçük harf kullanarak yazı yazma alternacaps i.
bir büyük bir küçük harf kullanarak yazı yazma alternating caps i.