|
Kategori |
Türkçe |
İngilizce |
|
Common Usage |
|
1 |
Yaygın Kullanım |
başka yöne çevirmek |
divert f.
|
|
Planes can be diverted.
Uçaklar başka yöne çevrilebilir.
More Sentences
|
|
General |
|
2 |
Genel |
başka biri |
another person i.
|
|
I feel like another person.
Kendimi başka biri gibi hissediyorum.
More Sentences
|
3 |
Genel |
başka bir yer |
someplace else i.
|
|
Do you want to go someplace else?
Başka bir yere mi gitmek istiyorsun?
More Sentences
|
4 |
Genel |
başka bir ülke |
a different country i.
|
|
I need to move to a different country.
Başka bir ülkeye taşınmalıyım.
More Sentences
|
5 |
Genel |
bir başka soru |
another question i.
|
|
Secondly, I would also like to respond to another question thrown up by the Eurostat affair.
İkinci olarak Eurostat meselesinin ortaya attığı bir başka soruya da yanıt vermek istiyorum.
More Sentences
|
6 |
Genel |
başka dilden geçen sözcük |
loanword i.
|
|
"Café" is a loanword from French that is commonly used in English.
"Kafe", Fransızcadan İngilizceye geçen ve yaygın olarak kullanılan bir sözcüktür.
More Sentences
|
7 |
Genel |
başka bedende dirilmiş kimse |
reincarnation i.
|
|
The boy claimed to be the reincarnation of a famous historical figure.
Çocuk, ünlü bir tarihi şahsiyetin başka bir bedende dirilmiş hali olduğunu iddia ediyordu.
More Sentences
|
8 |
Genel |
benzeri olmak (başka birinin/başka bir şeyin) |
correspond to f.
|
|
This enlargement, on an unparalleled scale, corresponds to an historic duty to reunite our continent.
Benzeri olmayan ölçekteki bu genişleme, kıtamızı yeniden birleştirmek için tarihi bir göreve karşılık gelmektedir.
More Sentences
|
9 |
Genel |
geçmek (başka bir konuya) |
pass on to f.
|
|
And following the reply of the Vice-President, we shall pass on to another item.
Başkan Yardımcısının cevabını takiben başka bir maddeye geçeceğiz.
More Sentences
|
10 |
Genel |
(başka bir ülkeye) göç etmek |
emigrate f.
|
|
He emigrated at the age of twenty.
O yirmi yaşındayken göç etti.
More Sentences
|
11 |
Genel |
açılmak (bir oda başka bir odaya) |
communicate with f.
|
|
This channel communicates with the sea.
Bu kanal denize açılır.
More Sentences
|
Common Usage |
|
12 |
Yaygın Kullanım |
bağlı olan şirket (başka bir şirkete) |
affiliate i.
|
|
13 |
Yaygın Kullanım |
bunlardan başka |
other than these zf.
|
|
14 |
Yaygın Kullanım |
bunlardan başka |
except these zf.
|
|
15 |
Yaygın Kullanım |
bunlardan başka |
apart from these zf.
|
|
General |
|
16 |
Genel |
terkedilip sokakta veya başka bir yerde bulunan bebek |
foundling i.
|
|
17 |
Genel |
dikkatini başka yöne çekme |
distraction i.
|
|
18 |
Genel |
dikkati başka yöne çekmek için söylenen söz |
red herring i.
|
|
19 |
Genel |
tatil veya başka bir düzenlemenin potansiyel müşterilerin hoşuna giden özelliği veya yanı |
selling point i.
|
|
20 |
Genel |
taşıyıcısının kendisininkinden başka ülkelere seyahat etmesine imkan tanıyan kimlik belgesi |
passport i.
|
|
21 |
Genel |
başka bir ülkeden gelen kişi |
alien i.
|
|
22 |
Genel |
köprü aracılığıyla bir yolun üstünden geçen başka yol |
overpass i.
|
|
23 |
Genel |
ruhun başka vücuda geçmesi |
metempsychosis i.
|
|
24 |
Genel |
geçiş (bir uygulamadan başka bir uygulamaya) |
changeover i.
|
|
25 |
Genel |
daire veya başka bir eğrinin kısmi çevresi |
arc i.
|
|
26 |
Genel |
suç anında başka yerde olduğu iddiası |
alibi i.
|
|
27 |
Genel |
abd'de ana yola katılan veya onu kesen bir başka yol |
crossroad i.
|
|
28 |
Genel |
bir başka devlete bağımlı olan veya onun tarafından kontrol edilen küçük devlet |
satellite state i.
|
|
29 |
Genel |
başka ülkelere ait olanları benimseme eğilimi |
exotica i.
|
|
30 |
Genel |
istek üzerine bilet veya başka bir dokümanın verilmesi |
surrender i.
|
|
31 |
Genel |
başka ad |
alias i.
|
|
32 |
Genel |
başka ülkelere ait olanları benimseme eğilimi |
exotism i.
|
|
33 |
Genel |
dikkati başka tarafa çekme |
distraction i.
|
|
34 |
Genel |
kendi vatanından başka bir memlekete yerleşme |
expatriating i.
|
|
35 |
Genel |
başka bir şeyin yerine kullanılabilen şey |
substitute i.
|
|
36 |
Genel |
başka biri sanma |
confusion i.
|
|
37 |
Genel |
ordu ya da devletçe çıkarılan ve bilet ya da başka seyahat dokümanlarıyla değiştirilebilen belge |
warrant i.
|
|
38 |
Genel |
suç mahallinden başka yerde |
alibi i.
|
|
39 |
Genel |
başka sözcüklerle anlatma |
paraphrase i.
|
|
40 |
Genel |
bir yolun başka bir yola dik açıyla katılması |
t junction i.
|
|
41 |
Genel |
ölümden sonra ruhun bir bedenden başka bir bedene göç etmesi |
transmigration of the soul i.
|
|
|
42 |
Genel |
başka alfabeyle yazma |
transliteration i.
|
|
43 |
Genel |
bir devletin bir başka devletin topraklarının içine doğru girinti yapan toprak şeridi |
panhandle i.
|
|
44 |
Genel |
ilgiyi başka yöne çekmek için öne sürülen konu |
red herring i.
|
|
45 |
Genel |
ismin yalın halinden başka herhangi bir hali |
oblique case i.
|
|
46 |
Genel |
kendini başka türlü tanıtma |
personation i.
|
|
47 |
Genel |
arsanın başka birinin arsasıyla çakışması |
lappage i.
|
|
48 |
Genel |
cıva ile bir başka madeni karıştırma |
amalgamation i.
|
|
49 |
Genel |
başka bir olayın habercisi |
prolog to i.
|
|
50 |
Genel |
bir liman veya başka bir merkezin geçiş sağladığı bölge |
hinterland i.
|
|
51 |
Genel |
başka bir olayın provası |
prolog to i.
|
|
52 |
Genel |
başka bir dilden alınan sözcük |
loanword i.
|
|
53 |
Genel |
tayin etme (bir yerden başka bir yere) |
transfer i.
|
|
54 |
Genel |
özellikle tipi nedeniyle havada ve yerde kardan başka hiçbir şey görememe hali |
white out i.
|
|
55 |
Genel |
bir durumdan başka duruma getirme |
conversion i.
|
|
56 |
Genel |
bir memleketin başka bir devlette bulunan küçük toprak parçası |
exclave i.
|
|
57 |
Genel |
başka bir devletin güdümü altındaki hükümet |
puppet regime i.
|
|
58 |
Genel |
bir şeyi başka bir şeye tutturmak için kullanılan nesne |
tie i.
|
|
59 |
Genel |
başka devletlerin işine karışmama politikası |
nonintervention i.
|
|
60 |
Genel |
tatil veya başka herhangi bir organizayonun karşıladıklarına ilaveten müşteri tarafından satın alına |
optional extra i.
|
|
61 |
Genel |
bindirilen vergi (başka verginin üstüne) |
supertax i.
|
|
62 |
Genel |
bir durumdan başka bir duruma geçiverme |
swing i.
|
|
63 |
Genel |
daha güçlü başka bir devletçe kontrol edilip korunan devlet |
protectorate i.
|
|
64 |
Genel |
içinden başka odaya geçilen oda |
anteroom i.
|
|
65 |
Genel |
başka yerde iskan |
relocation i.
|
|
66 |
Genel |
başka yerde yenilmek üzere sıcak yemekleri paketlenmiş olarak satan dükkan |
takeaway i.
|
|
67 |
Genel |
başka gezegenlerdeki hayat |
life on other planets i.
|
|
68 |
Genel |
bir başka noktaya odaklanma |
dereflection i.
|
|
69 |
Genel |
ruhun başka vücutla yeniden dünyaya gelmesi |
reincarnation i.
|
|
70 |
Genel |
yün için koyun veya başka hayvan yetiştiren kişi |
woolgrower i.
|
|
71 |
Genel |
başka şekil |
variant i.
|
|
72 |
Genel |
birdenbire başka bir tarafa yönelme |
swerve i.
|
|
73 |
Genel |
ilgisini başka tarafa çekme |
diversion i.
|
|
74 |
Genel |
geçiverme (bir durumdan başka bir duruma) |
swing i.
|
|
75 |
Genel |
bir yerden başka bir yere taşıma veya götürme |
transfer i.
|
|
76 |
Genel |
reçine (çam reçinesinden başka herhangi bir) |
gum i.
|
|
77 |
Genel |
başka bir yöne sürme (taşıtı) |
swerve i.
|
|
78 |
Genel |
dikkati başka yöne çeken şey |
diversion i.
|
|
79 |
Genel |
aslen başka bir kayıptan kaynaklanan kayıp |
consequential loss i.
|
|
80 |
Genel |
başka bir yere yerleştirilen kimse/şey |
transplant i.
|
|
81 |
Genel |
bir başka şeyden gelişerek büyüyen şey |
outgrowth i.
|
|
82 |
Genel |
bir yerden başka bir yere geçen |
transfer i.
|
|
83 |
Genel |
papazdan başka bütün halk |
laity i.
|
|
84 |
Genel |
kendi vatanından başka bir ülkede yaşayan kimse |
expatriate i.
|
|
85 |
Genel |
başka bitkilerin altında büyüyen bitki |
understorey i.
|
|
86 |
Genel |
bir yerden başka bir yere geçirme |
transfer i.
|
|
87 |
Genel |
bir olaya eşlik eden başka olaylar |
concomitant i.
|
|
88 |
Genel |
bir kattan başka bir kata giden merdiven |
flight of steps i.
|
|
89 |
Genel |
bir kattan başka bir kata giden merdiven |
flight of stairs i.
|
|
90 |
Genel |
insan niteliklerini başka bir varlığa aktarılması |
anthropomorphism i.
|
|
91 |
Genel |
bir yerden başka bir yere giden |
transmigrator i.
|
|
92 |
Genel |
başka devletlerin işine karışmayan ülke ya da politikacı |
noninterventionist i.
|
|
93 |
Genel |
başka devletlerin işine karışmama politikası |
noninterference i.
|
|
94 |
Genel |
mevcut durumdan başka bir duruma geçiş |
elocation i.
|
|
95 |
Genel |
tedavi amacıyla ağır yaralı hastaların başka bir yere tahliye edilmesi |
medevac i.
|
|
96 |
Genel |
tedavi amacıyla ağır yaralı hastaların başka bir yere tahliye edilmesi |
medical evacuation i.
|
|
97 |
Genel |
kişinin bedenini veya bir eşyayı bulunduğu mekanda yok edip bir anda başka bir mekanda ortaya çıkarması |
teleportation i.
|
|
98 |
Genel |
kelimenin içine başka bir kelimenin sokulması |
tmesis i.
|
|
99 |
Genel |
başka bir görev verme |
reassignment i.
|
|
100 |
Genel |
başka kelimelerle ifade etme |
rephrasing i.
|
|
101 |
Genel |
başka kelimelerle ifade etme |
recasting i.
|
|
102 |
Genel |
başka kelimelerle ifade etme |
rewording i.
|
|
103 |
Genel |
suç işlendiğinde başka yerde olduğunu kanıtlama |
alibi i.
|
|
104 |
Genel |
başka bir bedende dirilme |
reincarnation i.
|
|
105 |
Genel |
-e bir başka örnek |
bedrock i.
|
|
106 |
Genel |
aküsü bitmiş motorun aküsünden başka bir motorun aküsüne tel bağlayarak aracı çalıştırma |
jump-start i.
|
|
107 |
Genel |
-e bir başka örnek |
exactor i.
|
|
108 |
Genel |
-e bir başka örnek |
clinical superiority i.
|
|
109 |
Genel |
-e bir başka örnek |
detachedness i.
|
|
110 |
Genel |
-e bir başka örnek |
retreat i.
|
|
111 |
Genel |
bir şeyi elde etmek için başka bir şeyden vazgeçme |
trade-off i.
|
|
112 |
Genel |
yol üzerinde bir ara noktada konaklamaya ve başka tarifelerle birleştirilmeye imkan tanımayan tarife |
point-to-point air fare i.
|
|
113 |
Genel |
akla getirme (bir başka şeyi) |
suggestion i.
|
|
114 |
Genel |
aktarma (bir yerden başka bir yere) |
transit i.
|
|
115 |
Genel |
başka bir açı |
a different standpoint i.
|
|
116 |
Genel |
başka yere dikme (bitki) |
transplantation i.
|
|
117 |
Genel |
karşılaştırmada birşeyin başka bir şeyden eksik yönünün olması |
pale in comparison i.
|
|
118 |
Genel |
bir şeyin yerine başka bir şeyi koyma |
replacement i.
|
|
119 |
Genel |
inanılan bir şeyden vazgeçip ona zıt başka bir şeye inanabilme |
leap of faith i.
|
|
120 |
Genel |
başka bir yere hareket etmeyi beklerken insanlar kısa süreyle otursun veya dinlensinler diye tasarlanmış yer |
lounge i.
|
|
121 |
Genel |
başka bir yer |
some other place i.
|
|
122 |
Genel |
bir başka yer |
some other place i.
|
|
123 |
Genel |
başka çözüm yolu |
another solution i.
|
|
124 |
Genel |
ölümden başka her şey |
everything but death i.
|
|
125 |
Genel |
kilise inançlarının başka toplumlar tarafından benimsenmesi |
inculturation i.
|
|
126 |
Genel |
(başka bir şeyin) yerine geçen |
placeholder i.
|
|
127 |
Genel |
başka bir dilden alınmış kelime |
loanword i.
|
|
128 |
Genel |
başka bir dilden alınmış kelime |
borrowed word i.
|
|
129 |
Genel |
bir şeyi elde etmek için başka bir şeyden vazgeçme |
tradeoff i.
|
|
130 |
Genel |
başka devletlerin işine karışmama politikası |
non-interference i.
|
|
131 |
Genel |
başka devletlerin işine karışmayan ülke ya da politikacı |
non-interventionist i.
|
|
132 |
Genel |
başka devletlerin işine karışmama politikası |
non-intervention i.
|
|
133 |
Genel |
anadili dışında başka bir dil öğrenen kimselerin başvurduğu sözlük |
learner's dictionary i.
|
|
134 |
Genel |
başka yere kanalize etme |
rechanneling i.
|
|
135 |
Genel |
tersten okununca başka anlama gelen kelime |
semordnilap i.
|
|
136 |
Genel |
politik veya başka bir nedenle kamusal alanlarda cephe ya da duvar üzerine tanıtım amacıyla yapılan poster asma eylemi |
flyposting i.
|
|
137 |
Genel |
bir kuruluşun ana sözleşmesinde belirtilen yasal adının dışında kullandığı bir başka isim |
assumed name i.
|
|
138 |
Genel |
çamurun başka bir yere taşınması için kullanılan büyük deniz aracı |
mud boat i.
|
|
139 |
Genel |
başka isimlerle farklı kılıklara girerek insanları kandıran kimse |
imposter i.
|
|
140 |
Genel |
başka isimlerle farklı kılıklara girerek insanları kandıran kimse |
hallow i.
|
|
141 |
Genel |
başka iklime alışma |
acclimatation i.
|
|
142 |
Genel |
özellikle özel günlerde birinin başka birine ilettiği genellikle kostümlü olan müzikal gösteri |
singing telegram i.
|
|
143 |
Genel |
yüzün bir kısmının bir duyguyu ifade ederken diğer kısmının başka bir duyguyu ifade etmesi |
affect blend i.
|
|
144 |
Genel |
başka yerde yenilmek üzere sıcak yemekleri paketlenmiş olarak satan dükkan |
take-away i.
|
|
145 |
Genel |
(çek defteri gibi) kopya olarak başka bir şeye karşılık gelen herhangi bir şey |
tally i.
|
|
146 |
Genel |
başka halklara bağlı halklar |
affiliated societies i.
|
|
147 |
Genel |
feodallik zamanında başka bir şövalyenin hizmetinde çalışan genç şövalye |
bachelorship i.
|
|
148 |
Genel |
herhangi bir ekipmanın başka bir yerde kullanımının yasaklanması |
cannibalization i.
|
|
149 |
Genel |
herhangi bir ekipmanın başka bir yerde kullanımının yasaklanması |
cannibalisation i.
|
|
150 |
Genel |
yerine başka bir yapı inşa edilmesi amacıyla yıkılan bina |
teardown i.
|
|
151 |
Genel |
bir durumdan öğrenilen becerinin ona benzer başka bir durumda kullanılması |
carry-over i.
|
|
152 |
Genel |
başka bir şekilde kodlama |
recoding i.
|
|
153 |
Genel |
başka bir konuya atlama |
tangent i.
|
|
154 |
Genel |
karşılığında benzer bir hizmet veya ödül almak için başka birine hizmet, şirket veya kamu parası sağlayan kişi |
backscratcher i.
|
|
155 |
Genel |
başka birinin özellikleri değerlendirilirken baz alınan kişi |
reference i.
|
|
156 |
Genel |
başka bir şekilde söyleniş |
different way of saying i.
|
|
157 |
Genel |
işveren tarafından dadı, bahçıvan veya bir evde çalışan başka bir işçi için ödenen sosyal güvenlik ve tıbbi bakım sigortası vergilerinin bir kısmı |
nanny tax i.
|
|
158 |
Genel |
başka birine eşit olmayan kimse |
nonequal i.
|
|
159 |
Genel |
başka yönden geldiğini düşündürecek şekilde (sesi) değiştirme |
throwing i.
|
|
160 |
Genel |
adayı anakaraya veya başka bir adaya bağlayan kumul |
tombolo i.
|
|
161 |
Genel |
doğum amacıyla başka bir ülkeye seyahat |
birth tourism i.
|
|
162 |
Genel |
ortak bir yan duvar ile başka eve bağlı olan çok katlı aile evi |
town house i.
|
|
163 |
Genel |
başka dile çevirme |
transliteration i.
|
|
164 |
Genel |
başka bir eylemden önce yapılan şey |
antefact i.
|
|
165 |
Genel |
genellikle nakit harici başka ödüller veren piyango |
art union [australia/new zealand] i.
|
|
166 |
Genel |
bir kimseden yayılan ve başka insanları etkileyen özellik |
aura i.
|
|
167 |
Genel |
bir şeyi başka bir şeyin içine koyma |
envelopment i.
|
|
168 |
Genel |
jetle popüler bir yerden başka bir popüler yere seyahat etme |
jet-setting i.
|
|
169 |
Genel |
bir şeyi başka bir şeyin dışına yerleştirme |
extraposition i.
|
|
170 |
Genel |
kısmen başka bir şeyin üzerine binmek |
lap i.
|
|
171 |
Genel |
başka bir şeyle bitişik durumda olmak |
lap i.
|
|
172 |
Genel |
başka kimselerin deneyimlerine hayali katılım ile duygu hissetme |
vicariousness i.
|
|
173 |
Genel |
başka biriyle aynı yemini eden kimse |
vow-fellow i.
|
|
174 |
Genel |
ucu sürtünme ile tutuşan yanıcı bir karışımla kaplanmış tahtadan veya kolay tutuşan başka bir malzemeden elde edilen kısa ve ince parça |
match i.
|
|
175 |
Genel |
bir kıyafetin üstüne veya altına giyilen başka bir kıyafet |
layer i.
|
|
176 |
Genel |
buğday ile çavdar veya başka tür tahılların karışımına verilen ad |
mangcorn [uk] [dialect] i.
|
|
177 |
Genel |
bir orkestrayı, koroyu veya başka bir müzik grubunu yöneten kimse |
manuducent i.
|
|
178 |
Genel |
bir başka ülkede mal alma yetkisi |
mart [obsolete] i.
|
|
179 |
Genel |
başka bir araziye toprak taşımak için kazılmış yeşil bir tarla sınırı |
windrow [uk] i.
|
|
180 |
Genel |
uyumsuz gibi görünen başka bir unsurla bağlantılı olduğu düşünülen şey |
blood brother i.
|
|
181 |
Genel |
başka birine aşırı bağımlı kimse |
bloodsucker i.
|
|
182 |
Genel |
bir madde formunun veya oluşumun başka bir forma veya oluşuma varsayımsal dönüşümü |
maturation [obsolete] i.
|
|
183 |
Genel |
bir yerde kalıp başka bir yerde yemek yiyen kimse |
mealer i.
|
|
184 |
Genel |
bir şahsiyetle veya doğaüstü bir varlıkla başka bir kimsenin üzerinden iletişim kurulabileceği inancı |
mediumism i.
|
|
185 |
Genel |
başka kuralların nasıl kullanılması gerektiğini açıklayan bir kural |
metarule i.
|
|
186 |
Genel |
iş bulmak için başka yere taşınan kimse |
migrant i.
|
|
187 |
Genel |
kınanın başka boyarmaddeler ile karıştırılmasıyla elde edilen sıvı, toz veya macun |
henna i.
|
|
188 |
Genel |
(arabalı at yarışında) atın tırıstan koşuya veya başka bir adıma geçmesi |
break i.
|
|
189 |
Genel |
başka işletmeye ek olarak hizmet veren restoran |
buffet [uk] i.
|
|
190 |
Genel |
başka şeyin sıkıca sabitlendiği şey |
hold fast i.
|
|
191 |
Genel |
başka şeyin sıkıca sabitlendiği şey |
holdfast i.
|
|
192 |
Genel |
bir yerden benzer başka yere giden kimse |
hopper i.
|
|
193 |
Genel |
başka kimseyi konuşturmayan kimse |
monologist i.
|
|
194 |
Genel |
başka kimseyi konuşturmayan kimse |
monologuist i.
|
|
195 |
Genel |
başka hava aracını taşıyan, havalanmasını sağlayan veya kumanda eden uçak |
mother plane i.
|
|
196 |
Genel |
başka birinin görüşlerini ifade eden veya yorumlayan kimse |
mouth i.
|
|
197 |
Genel |
başka birini şöhret eden kimse |
renowner i.
|
|
198 |
Genel |
başka eşyaya çok benzeyen eşya |
look-alike [us] i.
|
|
199 |
Genel |
(ingiliz bilardosunda) başka bir topa çarptıktan sonra kendi topunu deliğe sokan vuruş |
loser [uk] i.
|
|
200 |
Genel |
bir yerden başka yere hareket edebilme |
locomobility i.
|
|
201 |
Genel |
(at yarışında) başka atın yerine geçen at |
ring-in [australia] i.
|
|
202 |
Genel |
başka boru veya fikstürün çevresinden geçirmek için kullanılan kanal |
bypass i.
|
|
203 |
Genel |
başka bir tarafına çevirme |
obversion i.
|
|
204 |
Genel |
başka tarafa çevrilmiş şey |
obversion i.
|
|
205 |
Genel |
başka elementlerden oluşan kompozit element |
decomposite i.
|
|
206 |
Genel |
başka bir şeyin sonucuna dayanan durum |
dependency i.
|
|
207 |
Genel |
başka birinin adı altında edebi eser yazan kimse |
ghost i.
|
|
208 |
Genel |
birinden başka birine karşılıksız olarak devredilen bir şey |
gift i.
|
|
209 |
Genel |
malını veya mülkünü karşılıksız olarak başka birine devretme |
gift i.
|
|
210 |
Genel |
başka bir hayvanı temizleyen hayvan |
groomer i.
|
|
211 |
Genel |
bir başka yüzüğün kaymasını önleyici yüzük |
guard i.
|
|
212 |
Genel |
başka birini içselleştirme |
identity i.
|
|
213 |
Genel |
başka şeyi dengeleyen etmen |
offset i.
|
|
214 |
Genel |
başka şeyi etkisiz hale getiren etmen |
offset i.
|
|
215 |
Genel |
başka şeyi telafi eden etmen |
offset i.
|
|
216 |
Genel |
başka şeyi dengeleyen unsur |
offset i.
|
|
217 |
Genel |
başka şeyi etkisiz hale getiren unsur |
offset i.
|
|
218 |
Genel |
başka şeyi telafi eden unsur |
offset i.
|
|
219 |
Genel |
başka şeyden gelişmiş şey |
offset i.
|
|
220 |
Genel |
bitişik mülkteki başka bir petrol kuyusunun karşısına açılan petrol kuyusu |
offset i.
|
|
221 |
Genel |
kurum, alan, uygulama, yayın veya kelimenin başka bir ülke veya dildeki karşılığı |
opposite number i.
|
|
222 |
Genel |
(birinin) başka bir yerdeki dengi |
opposite number i.
|
|
223 |
Genel |
yaşadığı bölgenin başka devletin egemenliğine geçmesiyle o devletin vatandaşlığına geçip geçmemeye karar verecek kimse |
optant i.
|
|
224 |
Genel |
(üründe) değersiz başka bir madde eklenmesi sonucu hacim artışı |
overrun i.
|
|
225 |
Genel |
curling taşının başka bir taşla çarpışmasından sonraki hareketi |
roll i.
|
|
226 |
Genel |
bir şeyi başka bir şeyin içinde eritme |
illiquation [rare] i.
|
|
227 |
Genel |
bir şeyi başka bir şeyin içinde çözündürme |
illiquation [rare] i.
|
|
228 |
Genel |
başka insanlarla yaşama |
community i.
|
|
229 |
Genel |
başka bir şey ile karıştırma |
confusion i.
|
|
230 |
Genel |
başka bir şeyin içinde var olma |
inbeing i.
|
|
231 |
Genel |
sahibi başka ülkede yaşayan bir fabrikada görevli yerel yönetici |
mill agent i.
|
|
232 |
Genel |
tüm dinlerin tanrılarının başka gezegenlerden geldiğine dair bir inanç |
alientology i.
|
|
233 |
Genel |
(bilardo) topu başka topla vurarak deliğe sokma |
combination shot i.
|
|
234 |
Genel |
uygun biri atanana kadar makamı başka birinin tutması |
commendam i.
|
|
235 |
Genel |
papazlık makamını geçici olarak başka birine devri |
commendation i.
|
|
236 |
Genel |
başka bir şeyle bağlantılı olan şey |
concomitance i.
|
|
237 |
Genel |
bir şeyin bir boyutunun başka boyuta oranı |
index i.
|
|
238 |
Genel |
(başka bir gösterime) karşıt gösterim yapan kimse |
counterdemonstrator i.
|
|
239 |
Genel |
(nesne yönelimli programlamada) bir sınıf işlevinin başka sınıf özelliklerinin aktarımıyla artırılması |
inheritance i.
|
|
240 |
Genel |
başka bölgeden gerçekleştirilen göç |
in-migration i.
|
|
241 |
Genel |
başka birinin politikası veya amacını savunan kimse |
interpreter i.
|
|
242 |
Genel |
başka konuşmaların arasına eklenen bir konuşma |
interspeech i.
|
|
243 |
Genel |
başka şeylerin arasında aralıklı olarak birden fazla şeyi birleştirme |
interspersal i.
|
|
244 |
Genel |
bir konuşmacının veya yazarın başka bir kişi veya nesne olarak konuşarak izleyiciyle iletişim kurduğu retorik bir araç |
prosopopoeia i.
|
|
245 |
Genel |
başka ülkede yaşamak için ülkeyi terk eden kimse |
outgoer i.
|
|
246 |
Genel |
başka eyaletten kimse |
outlander i.
|
|
247 |
Genel |
başka bölgeden kimse |
outlander i.
|
|
248 |
Genel |
sokağın başka sokağa açılan ucu |
outlet i.
|
|
249 |
Genel |
başka yerde yaşamak için kendi yerinden göç etme |
outmigration i.
|
|
250 |
Genel |
başka yerde yaşamak için kendi yerinden göç etme |
out-migration i.
|
|
251 |
Genel |
başka eyalet veya ülkeden gelen ziyaretçi |
out-of-stater i.
|
|
252 |
Genel |
başka eyalette belirli süre yaşayan kimse |
out-of-stater i.
|
|
253 |
Genel |
antlaşma veya anlaşma ile başka ülkede kurulan askeri üs |
outpost i.
|
|
254 |
Genel |
başka bir şeye çarpan şey |
percutient i.
|
|
255 |
Genel |
başka bir şeyi anlamak için bilinmesi gereken şey |
praecognita i.
|
|
256 |
Genel |
etkisi veya geçerliği başka bir unsura dayanan varsayım |
precondition i.
|
|
257 |
Genel |
operasyonları desteklemek için daha fazla gerekli olmayan ve başka alanlara transfer edilmeye uygun vasıtaların sökülmesi |
roll-up i.
|
|
258 |
Genel |
başka aletlerde kullanılan yayılan çizgileri bulunan yuvarlak bir kart |
rose i.
|
|
259 |
Genel |
başka birini yükseltmek veya başarıya ulaştırmak için boyun eğdirilen kimse |
scalp i.
|
|
260 |
Genel |
bir mevsimle, haftanın bir günüyle veya başka herhangi bir dönem ile ilişkilendirilen örüntü, değişim veya dalgalanma |
seasonalities i.
|
|
261 |
Genel |
başka boyuta geçme |
self-annihilation i.
|
|
262 |
Genel |
başka bir rüyanın devamı olan rüya |
serial dream i.
|
|
263 |
Genel |
insanoğlundan önce dünya'da başka bir uygarlığın yaşadığını öne süren hipotez |
silurian hypothesis i.
|
|
264 |
Genel |
bir film veya dizinin uyarlandığı orijinal kitap, oyun veya başka bir eser |
source material i.
|
|
265 |
Genel |
başka isimlerle farklı kılıklara girerek insanları kandıran kimse |
imposter i.
|
|
266 |
Genel |
bir iyilik yaptıktan sonra başka bir iyilik daha yapma ihtimalinin azalması |
moral licensing i.
|
|
267 |
Genel |
film veya dizi gibi başka bir formata uyarlanan bir kitabın içeriğine tümüyle sadık kalınmasında ısrarcı olan hayran |
purist i.
|
|
268 |
Genel |
film veya dizi gibi başka bir formata uyarlanan bir kitabın içeriğine tümüyle sadık kalınmasında ısrarcı olan hayran |
book purist i.
|
|
269 |
Genel |
başka bir kimsenin yerel yargı yetkisine tabi kimse |
socager i.
|
|
270 |
Genel |
bir şeyi verip onun değerini başka bir şeyin bedelinden düşürerek o şeyi satın almak |
trade something in f.
|
|
271 |
Genel |
bir şeyi başka bir tarihe ertelemek |
put something over to f.
|
|
272 |
Genel |
geliştirerek (başka bir şey) yapmak |
work up into f.
|
|
273 |
Genel |
bir elemanı başka bir elemanın içine geçirmek |
telescope f.
|
|
274 |
Genel |
arpa veya başka tahıldan malt yapmak |
malt f.
|
|
275 |
Genel |
başka kimseyi konuşturmamak |
monopolize the conversation f.
|
|
276 |
Genel |
bir şey başka bir şeye bağlı olmak |
be conditioned by f.
|
|
277 |
Genel |
girmek (bir grubu bırakarak başka bir gruba) |
go over f.
|
|
278 |
Genel |
başka bir işi olmak |
have other fish to fry f.
|
|
279 |
Genel |
sinirini başka birinden almak |
wreak one's anger on f.
|
|
280 |
Genel |
bir şeyi başka bir şeyin üzerine bindirmek |
superimpose on f.
|
|
281 |
Genel |
başka türlü göstermek |
dissimulate f.
|
|
282 |
Genel |
başka alfabeyle yazmak |
transliterate f.
|
|
283 |
Genel |
hayal gücünü kullanarak bir şeye başka bir anlam yüklemeye kalkmamak |
interpret something strictly f.
|
|
284 |
Genel |
bir şeyi başka bir şeyle telafi etmek |
compensate for one thing with another f.
|
|
285 |
Genel |
bir şeyi başka bir şeyin kisvesine büründürmek |
cloak something in a guise of f.
|
|
286 |
Genel |
bir durumdan başka bir duruma geçivermek |
swing f.
|
|
287 |
Genel |
geçirmek (bir yerden başka bir yere) |
shift f.
|
|
288 |
Genel |
başka yöne çevirmek |
deflect f.
|
|
289 |
Genel |
bir şeyi kuvvetle atarak (başka bir şeyi) kırmak |
smash through f.
|
|
290 |
Genel |
bir şeyi başka bir şeyle telafi etmek |
compensate for one thing by another f.
|
|
291 |
Genel |
bir yerden çıkarılıp başka bir yere dikilmeye elverişli olmak (bitki) |
transplant f.
|
|
292 |
Genel |
başka yöne çekmek |
divert f.
|
|
293 |
Genel |
başka kelimelerle ifade etmek |
reword f.
|
|
294 |
Genel |
bir şeyi başka bir şeye fermuarla takmak |
zipper one thing into another f.
|
|
295 |
Genel |
bir şeyi başka bir şeye dönüştürmek |
parlay one thing into another f.
|
|
296 |
Genel |
bir şey başka bir şeyden farksız olmaya başlamak |
shade off into f.
|
|
297 |
Genel |
başka tarafa çekmek |
distract f.
|
|
298 |
Genel |
bir yerden çıkararak başka bir yere dikmek (bitkiyi) |
transplant f.
|
|
299 |
Genel |
bir şeyi başka bir şeye dönüştürmek |
make something into f.
|
|
300 |
Genel |
başka yere taşınmak üzere pılıyı pırtıyı toplayıp gitmek |
pull up stakes f.
|
|
301 |
Genel |
elde etmek (yarışma veya başka bir uğraşı sonucunda) |
win f.
|
|
302 |
Genel |
dikkatini başka yöne çekmek |
distract f.
|
|
303 |
Genel |
savunduğu konuyu başka birtakım gerekçelere dayatmak |
shift one's ground f.
|
|
304 |
Genel |
birdenbire başka bir yöne sürmek (taşıtı) |
swerve f.
|
|
305 |
Genel |
daha aşağı fiyat teklif etmek (başka bir kimse veya firmadan) |
underbid f.
|
|
306 |
Genel |
bir şey başka bir şeye uymak |
tally up with f.
|
|
307 |
Genel |
bir şeyi sonradan gelişigüzel bir şekilde başka birşeye eklemek |
tack something on to f.
|
|
308 |
Genel |
başka gemiye aktarmak |
transship f.
|
|
309 |
Genel |
atlayarak geçmek (bir konudan başka bir konuya) |
skip f.
|
|
310 |
Genel |
bir başka yöne yönelmek |
canalize f.
|
|
311 |
Genel |
başka bir yere göndermek |
send away f.
|
|
312 |
Genel |
bir şey başka bir şeyden farksız olmaya başlamak |
shade into f.
|
|
313 |
Genel |
başka tarafa çevirmek |
avert f.
|
|
314 |
Genel |
bir şeyi başka bir şeye dolamak |
entwine something around f.
|
|
315 |
Genel |
başka biçimde anlatmak |
retell f.
|
|
316 |
Genel |
götürmek (bir yerden başka bir yere) |
transport f.
|
|
317 |
Genel |
farklı bir biçimde yazmak veya söylemek (başka birinin yazdıklarını/söylediklerini) |
rehash f.
|
|
318 |
Genel |
göç etmek (ruh ölümden sonra bir bedenden başka bir bedene) |
transmigrate f.
|
|
319 |
Genel |
başka bir şekilde ifade etmek |
reword f.
|
|
320 |
Genel |
bir uygulamadan başka bir uygulamaya geçmek |
change over from f.
|
|
321 |
Genel |
başka bir tarihe ertelemek |
put something over to f.
|
|
322 |
Genel |
damga ile bilet veya başka bir belgeyi onaylamak |
stamp f.
|
|
323 |
Genel |
bir şey başka bir şeyin sonucunu etkilemek |
tilt the balance f.
|
|
324 |
Genel |
bir şeyi başka bir şeye uydurmak |
tally up with f.
|
|
325 |
Genel |
başka birine ateş ederek birini korumak |
cover f.
|
|
326 |
Genel |
birdenbire başka bir tarafa yönelmek |
swerve f.
|
|
327 |
Genel |
başka yola transfer etmek |
transfer to another track f.
|
|
328 |
Genel |
getirmek (bir durumdan başka duruma) |
convert from f.
|
|
329 |
Genel |
geçmek (başka yere) |
adjourn f.
|
|
330 |
Genel |
bir uygulamadan başka bir uygulamaya geçmek |
change over to f.
|
|
331 |
Genel |
geçmek (ruh ölümden sonra bir bedenden başka bir bedene) |
transmigrate f.
|
|
332 |
Genel |
getirmek (bir durumdan başka duruma) |
convert to f.
|
|
333 |
Genel |
başka sözlerle anlatmak |
express in other terms f.
|
|
334 |
Genel |
başka tarafa yöneltmek |
turn away f.
|
|
335 |
Genel |
birşeyi başka bir yere temelli götürmek |
transplant f.
|
|
336 |
Genel |
yönünü değiştirip başka bir yöne çevirmek |
deflect something into f.
|
|
337 |
Genel |
ayırmak (başka birinden/başka bir yerden) |
take away from f.
|
|
338 |
Genel |
dikkatini başka yöne çekmek |
divert f.
|
|
339 |
Genel |
asıl işinden başka bir işte de çalışmak |
moonlight f.
|
|
340 |
Genel |
başka tarafa çevirmek |
divert f.
|
|
341 |
Genel |
bir uygulamadan başka bir uygulamaya geçmek |
change over f.
|
|
342 |
Genel |
geçivermek (bir durumdan başka bir duruma) |
swing f.
|
|
343 |
Genel |
yerine geçmek (başkasının/başka bir şeyin) |
take over f.
|
|
344 |
Genel |
bir şey mantıken (başka bir şeyi) gerektirmek |
presuppose f.
|
|
345 |
Genel |
getirmek (bir durumdan başka duruma) |
convert into f.
|
|
346 |
Genel |
olduğundan başka türlü görünmek |
sail under false colors f.
|
|
347 |
Genel |
hıncını başka birinden almak |
wreak one's anger on f.
|
|
348 |
Genel |
başka yere yerleşmek |
transmigrate f.
|
|
349 |
Genel |
mallar bir yerden başka bir yere taşınmakta olmak |
be in transit f.
|
|
350 |
Genel |
bir şeyi verip onun değerini başka bir şeyin bedelinden düşürerek o şeyi satın almak |
trade something in for f.
|
|
351 |
Genel |
başka ülkelerin kültürünü benimsemek |
acculturize f.
|
|
352 |
Genel |
başka bir konuma geçmek |
transfer f.
|
|
353 |
Genel |
bir başka yöne yönelmek |
canalise f.
|
|
354 |
Genel |
başka türlü göstermek |
dissemble f.
|
|
355 |
Genel |
başka bir şekilde ifade etmek |
rephrase f.
|
|
356 |
Genel |
bir tondan başka bir tona geçmek |
modulate f.
|
|
357 |
Genel |
herhangi bir cisme başka bir cismi katarak fazlasını alamayacak derecede doldurmak |
embrue f.
|
|
358 |
Genel |
başka bir şey yaparak bir şeyi tamamlamak |
follow up f.
|
|
359 |
Genel |
götürmek (birini/bir şeyi başka bir yere) |
take away f.
|
|
360 |
Genel |
uzayda başka gemiye kenetlemek |
dock f.
|
|
361 |
Genel |
başka yere dikmek |
transplant f.
|
|
362 |
Genel |
başka sözcüklerle anlatmak |
paraphrase f.
|
|
363 |
Genel |
üzerine başka resim yapmak |
repaint f.
|
|
364 |
Genel |
insanlar bir yerden başka bir yere geçmekte olmak |
be in transit f.
|
|
365 |
Genel |
başka anlam vermek |
distort f.
|
|
366 |
Genel |
namına imza atmak (başka birinin) |
sign for f.
|
|
367 |
Genel |
başka yere götürmek |
remove f.
|
|
368 |
Genel |
karar vermeye çalışırken bir şeyi başka bir şeyle karşılaştırmak |
weigh one thing against another f.
|
|
369 |
Genel |
başka tarafa yönlendirmek |
redirect f.
|
|
370 |
Genel |
(zihni) başka tarafa çekmek |
distract f.
|
|
371 |
Genel |
bir grubu ayırmak (başka bir gruptan) |
sift out (from) f.
|
|
372 |
Genel |
insan niteliklerini başka bir varlığa vermek |
anthropomorphize f.
|
|
373 |
Genel |
bir başka boyut katmak |
add another dimension f.
|
|
374 |
Genel |
başka olmak |
be different f.
|
|
375 |
Genel |
başka biçime girmek |
transume f.
|
|
376 |
Genel |
başka standartlar kullanarak değerlendirmek |
transvalue f.
|
|
377 |
Genel |
başka resimlerle açıklamak |
grangerize f.
|
|
378 |
Genel |
başka yönden bakmak |
look from different point of view f.
|
|
379 |
Genel |
başka yönden bakmak |
see from different point of view f.
|
|
380 |
Genel |
bir şeyi başka bir amaçla kullanmak üzere değiştirmek |
repurpose f.
|
|
381 |
Genel |
başka bir amaca uygun hale getirmek |
repurpose f.
|
|
382 |
Genel |
başka bir amaçla kullanılmak üzere değiştirmek |
repurpose f.
|
|
383 |
Genel |
(dikkatini) başka yöne çevirmek |
distract f.
|
|
384 |
Genel |
bir başka ülkenin kültürünü almak |
acculturize f.
|
|
385 |
Genel |
bir başka ülkenin kültürünü empoze etmek |
acculturize f.
|
|
386 |
Genel |
(bir şeyi) (başka bir şeye) uygun bir hale getirmek |
suit to f.
|
|
387 |
Genel |
bir şeyin yerine başka bir şey koymak |
replace f.
|
|
388 |
Genel |
başka yöne çevirmek |
avert f.
|
|
389 |
Genel |
yapacak başka bir şeyi kalmamak |
have nothing else to do f.
|
|
390 |
Genel |
başka yöne çevirmek |
divert f.
|
|
391 |
Genel |
-den başka olmak |
differ from f.
|
|
392 |
Genel |
bir taşıma biçiminden bir başka taşıma biçimine geçirmek |
transship f.
|
|
393 |
Genel |
asıl yapılması gereken şeyi ihmal edip başka şeylerle uğraşmak |
side-track f.
|
|
394 |
Genel |
başka ülkeye gitmek/yerleşmek |
emigrate f.
|
|
395 |
Genel |
karıştırmak (başka şeyle/biriyle) |
confuse with f.
|
|
396 |
Genel |
meydana gelmek (bir olay/bir durum meydana geldikten sonra başka bir şey) |
supervene f.
|
|
397 |
Genel |
çarpıp batırmak (bir başka tekneye) |
run down f.
|
|
398 |
Genel |
akla getirmek (bir başka şeyi) |
be suggestive of f.
|
|
399 |
Genel |
uygun bir hale getirmek (bir başka şeye) |
suit to f.
|
|
400 |
Genel |
bir yerden alıp başka yere koymak |
shuffle f.
|
|
401 |
Genel |
sürmek (bir başka şeyin üstüne) |
spread f.
|
|
402 |
Genel |
akla getirmek (bir başka şeyi) |
suggest f.
|
|
403 |
Genel |
üstüne koymak (bir başka şeyin) |
superimpose over f.
|
|
404 |
Genel |
sokmak (bir başka şeyin içine) |
thrust into f.
|
|
405 |
Genel |
uymak (bir başka şeye) |
check out with f.
|
|
406 |
Genel |
hakimiyetine sokmak (bir başka şeyin) |
subordinate to f.
|
|
407 |
Genel |
meydana gelmek (bir olay/bir durum sürerken başka bir şey) |
supervene f.
|
|
408 |
Genel |
çıkarmak (bir sayıyı başka bir sayıdan) |
take away from f.
|
|
409 |
Genel |
bir sayıyı başka bir sayıdan çıkarmak |
take away from f.
|
|
410 |
Genel |
saplamak (bir başka şeye) |
strike into f.
|
|
411 |
Genel |
ayırmak (bir şeyleri başka şeylerden) |
sort f.
|
|
412 |
Genel |
üstüne bindirmek (bir başka şeyin) |
superimpose over f.
|
|
413 |
Genel |
uydurup yapmak (başka bir şeyden) |
contrive from f.
|
|
414 |
Genel |
uymak (bir başka şeye) |
agree f.
|
|
415 |
Genel |
tutmak (bir başka şeyi) |
agree f.
|
|
416 |
Genel |
aktarmak (bir başka yere) |
transpose to f.
|
|
417 |
Genel |
bir dile ait bir yazıyı başka bir dilin harfleriyle yazmak |
transliterate into f.
|
|
418 |
Genel |
koymak (bir başka yere) |
transpose to f.
|
|
419 |
Genel |
dönüştürmek (bir başka şeye) |
transform into f.
|
|
420 |
Genel |
başka sözcüklerle açıklamak |
paraphrase f.
|
|
421 |
Genel |
olaya başka bir açıdan bakmak |
view something from a different standpoint f.
|
|
422 |
Genel |
olaya başka bir açıdan bakmak |
look something from a different standpoint f.
|
|
423 |
Genel |
olaya başka bir açıdan yaklaşmak |
approach something from a different standpoint f.
|
|
424 |
Genel |
başka insanların arasına karışmadan sakin bir yaşam sürmek |
keep oneself to oneself f.
|
|
425 |
Genel |
başka bir yere dikmek (bitki) |
transplant f.
|
|
426 |
Genel |
birini başka birine benzetmek |
confuse someone with someone else f.
|
|
427 |
Genel |
birini başka birine benzetmek |
mix someone up with someone else f.
|
|
428 |
Genel |
birini başka birine benzetmek |
mistake someone for someone else f.
|
|
429 |
Genel |
bir başka tekneye doğru yol almak |
bear down upon f.
|
|
430 |
Genel |
bir başka tekneye doğru yol almak |
bear down on f.
|
|
431 |
Genel |
başka seçeneği olmamak |
have no other choice f.
|
|
432 |
Genel |
başka seçeneği olmamak |
have no other alternative f.
|
|
433 |
Genel |
başka seçeneği olmamak |
have no other option f.
|
|
434 |
Genel |
bir başka hal almak |
take yet another turn f.
|
|
435 |
Genel |
bir başka hal almak |
take yet another twist f.
|
|
436 |
Genel |
başka ülkede yerleşmek |
expatriate f.
|
|
437 |
Genel |
başka bir ülkeye sığınmak |
take refuge f.
|
|
438 |
Genel |
başka şekillerde değerlendirmek |
employ for other purposes f.
|
|
439 |
Genel |
daha mühim başka bir iş yüzünden yapmamak |
overslaugh f.
|
|
440 |
Genel |
telekinezi yoluyla birini veya bir şeyi bir yerden başka bir yere taşımak |
teleport f.
|
|
441 |
Genel |
başka bir işe geçmek |
change one's job f.
|
|
442 |
Genel |
başka aşamaya geçmek |
proceed to another stage f.
|
|
443 |
Genel |
başka safhaya geçmek |
proceed to another stage f.
|
|
444 |
Genel |
başka aşamaya geçmek |
move to another stage f.
|
|
445 |
Genel |
başka safhaya geçmek |
proceed to another phase f.
|
|
446 |
Genel |
başka aşamaya geçmek |
proceed to another phase f.
|
|
447 |
Genel |
başka aşamaya geçmek |
move to another phase f.
|
|
448 |
Genel |
başka safhaya geçmek |
move to another phase f.
|
|
449 |
Genel |
başka safhaya geçmek |
move to another stage f.
|
|
450 |
Genel |
bir yerden başka bir yere göç etmek |
immigrate to some place from some place f.
|
|
451 |
Genel |
bir yerden başka bir yere göç etmek |
immigrate into some place from some place f.
|
|
452 |
Genel |
kocasını yatakta başka bir kadınla yakalamak |
catch her husband in bed with another woman f.
|
|
453 |
Genel |
kocasını yatakta başka bir kadınla yakalamak |
find her husband in bed with another woman f.
|
|
454 |
Genel |
bir şeyi başka bir şeyle karıştırmak |
mix something up with something else f.
|
|
455 |
Genel |
bir şeyi başka bir şeyle karıştırmak |
mistake something for something else f.
|
|
456 |
Genel |
bir şeyi başka bir şeyle karıştırmak |
confuse one thing with another f.
|
|
457 |
Genel |
birisini başka birisiyle karıştırmak |
mix someone up with someone else f.
|
|
458 |
Genel |
bir şeyi başka bir şey sanmak |
mistake something for something else f.
|
|
459 |
Genel |
birisini başka birisi sanmak |
confuse someone with another f.
|
|
460 |
Genel |
birisini başka birisi sanmak |
mistake someone for someone else f.
|
|
461 |
Genel |
birisini başka birisiyle karıştırmak |
mistake someone for someone else f.
|
|
462 |
Genel |
birisini başka birisi sanmak |
mix someone up with someone else f.
|
|
463 |
Genel |
bir şeyi başka bir şey sanmak |
confuse one thing with another f.
|
|
464 |
Genel |
birisini başka birisiyle karıştırmak |
confuse someone with another f.
|
|
465 |
Genel |
bir şeyi başka bir şey sanmak |
mix something up with something else f.
|
|
466 |
Genel |
birini başka birinden ayırmak |
separate someone from someone else f.
|
|
467 |
Genel |
başka yöne çevirmek |
divert someone from something f.
|
|
468 |
Genel |
birini başka birinden ayırmak |
segregate someone from someone else f.
|
|
469 |
Genel |
dikkatini başka yöne çekmek |
distract someone from something f.
|
|
470 |
Genel |
başka biri olup çıkmak |
be a whole other person f.
|
|
471 |
Genel |
birini başka birine uygun görmek/bulmak |
think someone fit for someone f.
|
|
472 |
Genel |
başka bir işle meşgulmüş gibi davranmak |
pretend to be busy doing something else f.
|
|
473 |
Genel |
bir yerden başka bir yere göç etmek |
emigrate from some place to some place f.
|
|
474 |
Genel |
birini bir başka birine emanet etmek |
entrust someone to someone f.
|
|
475 |
Genel |
başka bir kadın için karısını terk etmek |
leave one’s wife for another woman f.
|
|
476 |
Genel |
satışı yapacak başka birini bulmak |
find somebody else to sell f.
|
|
477 |
Genel |
(bir şeyi başka bir şeyle) değiştirmek |
swap something for something else f.
|
|
478 |
Genel |
dikkatini (başka) bir şeye çevirmek/yöneltmek |
turn one's attention to something f.
|
|
479 |
Genel |
başka biri olmayı dilemek |
wish to be someone else f.
|
|
480 |
Genel |
bir şeye ek olarak başka bir şey daha yapmak/yaptıklarını çeşitlendirmek |
diversify from something into something else f.
|
|
481 |
Genel |
yapacak başka işleri olmak |
have other thing to do f.
|
|
482 |
Genel |
başka bir alıcı bulmak |
find somebody else to sell f.
|
|
483 |
Genel |
birinin yerine başka biri gelmek |
be succeeded by f.
|
|
484 |
Genel |
başka biri gibi olmak istemek |
want to be like someone else f.
|
|
485 |
Genel |
satıcıyı başka yere gitmekle tehdit etmek |
threaten the salesman to go elsewhere f.
|
|
486 |
Genel |
tezgahtarı başka yere gitmekle tehdit etmek |
threaten the salesman to go elsewhere f.
|
|
487 |
Genel |
aklını başka yere vermesine sebep olmak |
distract f.
|
|
488 |
Genel |
başka resimlerle açıklamak |
grangerise f.
|
|
489 |
Genel |
insan niteliklerini başka bir varlığa vermek |
anthropomorphise f.
|
|
490 |
Genel |
bir başka okulla veya şehirle eşleşmek |
twin f.
|
|
491 |
Genel |
(bir başka ülkeye giderken) bavulda taşınmak |
go in suitcase f.
|
|
492 |
Genel |
içi-dışı başka olmak |
engage in deception f.
|
|
493 |
Genel |
bir madeni başka bir madenle kaplamak |
clad f.
|
|
494 |
Genel |
-den başka şansı olmamak |
have no other choice than f.
|
|
495 |
Genel |
gözü başka hiçbir şeyi göremeyecek kadar bir şeyden etkilenmek |
be so affected by something that one can't think of anything else f.
|
|
496 |
Genel |
başka kılığa sokmak/girmek |
disguise f.
|
|
497 |
Genel |
bir ırka karşı başka bir ırkta önyargı ya da korku uyandırmak |
race-bait f.
|
|
498 |
Genel |
başka bir kimsenin meydan okumasına karşı koymak |
take a dare f.
|
|
499 |
Genel |
herhangi bir ekipmanın başka bir yerde kullanımını yasaklamak |
cannibalize f.
|
|
500 |
Genel |
herhangi bir ekipmanın başka bir yerde kullanımını yasaklamak |
cannibalise f.
|
|