Türkçe - İngilizce
Türkçe - İngilizce
Almanca - İngilizce
Fransızca - İngilizce
İspanyolca - İngilizce
İngilizce Eşanlam
Eşanlam
Hakkımızda
Araçlar
Kaynaklar
İletişim
Oturum Aç / Üye Ol
Işıkları Söndür
English
English
Türkçe
Français
Español
Deutsch
Eşanlam
Araçlar
Hakkımızda
Kaynaklar
İletişim
Oturum Aç / Üye Ol
EN-TR
Türkçe - İngilizce
Almanca - İngilizce
İspanyolca - İngilizce
Fransızca - İngilizce
İngilizce Eşanlam
Türkçe - İngilizce
Geçmiş
break to
"break to"
teriminin Türkçe İngilizce Sözlükte anlamları : 2 sonuç
Kategori
İngilizce
Türkçe
Phrasals
1
Öbek Fiiller
break to
f.
kırmak
2
Öbek Fiiller
break to
f.
kötü bir haber vermek
"break to"
teriminin diğer terimlerle kazandığı İngilizce Türkçe Sözlükte anlamları : 96 sonuç
Kategori
İngilizce
Türkçe
General
1
Genel
likely to break off
f.
yol ayrımına gelmek
2
Genel
cause to break
f.
kırdırmak
3
Genel
break to pieces
f.
tuzla buz etmek
4
Genel
cause to break
f.
kırılmasına neden olmak
5
Genel
break to pieces
f.
parça parça etmek
6
Genel
break to smithereens
f.
tuzla buz olmak
7
Genel
break to pieces
f.
paramparça etmek
8
Genel
break the news to
f.
birine kötü haber vermek
9
Genel
break to smithereens
f.
paramparça olmak
10
Genel
cause to break
f.
kırdırtmak
11
Genel
break to pieces
f.
parçalanmak
12
Genel
(fire) to break out
f.
yangın çıkmak
13
Genel
break to pieces
f.
tuzla buz olmak
14
Genel
break to pieces
f.
parçalara ayrılmak
15
Genel
storm to break out
f.
fırtına çıkmak
16
Genel
go to the toilet at break
f.
(verilen) arada tuvalete gitmek
17
Genel
break something to pieces
f.
paramparça etmek
18
Genel
the traffic jam to break up
f.
trafik açılmak
19
Genel
one's nose to break
f.
burnu kırılmak
20
Genel
to-break
f.
tamamen kırmak
21
Genel
to-break
f.
parçalara ayırmak
Phrasals
22
Öbek Fiiller
break (something) to (someone)
f.
(birine) kötü bir haberi vermek/söylemek
23
Öbek Fiiller
break something to someone
f.
(birine) kötü bir haberi vermek/söylemek
24
Öbek Fiiller
break (one's) back to (do something)
f.
(bir şeyi yapmak) için göbeği çatlamak
25
Öbek Fiiller
break (one's) back to (do something)
f.
(bir şeyi yapmak) için büyük çaba sarf etmek
26
Öbek Fiiller
break (one's) back to (do something)
f.
(bir şeyi yapmak) için kendini paralamak
27
Öbek Fiiller
break (one's) back to (do something)
f.
(bir şeyi yapmak) için canını dişine takmak
28
Öbek Fiiller
break (one's) back to (do something)
f.
(bir şeyi yapmak) için eşek gibi çalışmak
29
Öbek Fiiller
break (one's) back to (do something)
f.
(bir şeyi yapmak) için kıçını yırtmak
30
Öbek Fiiller
break in (to something or some place)
f.
(bir şeye/yere) zorla girmek
31
Öbek Fiiller
break in (to something or some place)
f.
(bir şeye/yere) izinsiz girmek
32
Öbek Fiiller
break in (to something or some place)
f.
(bir şeye/yere) hırsızlık/suç işlemek amacıyla girmek
33
Öbek Fiiller
break in (to something or some place)
f.
(bir şeye/yere) yasa dışı bir şekilde girmek
34
Öbek Fiiller
break through (to someone or something)
f.
engeli aşıp (birine/bir şeye) ulaşmak
35
Öbek Fiiller
break through (to someone or something)
f.
yarıp geçerek (birine/bir şeye) ulaşmak
36
Öbek Fiiller
break through (to someone or something)
f.
bir şeyi kırıp (birine/bir şeye) ulaşmak
37
Öbek Fiiller
break through (to someone or something)
f.
hattı kırıp geçerek (birine/bir şeye) ulaşmak
38
Öbek Fiiller
break through (to someone or something)
f.
delip geçip (birine/bir şeye) ulaşmak
Phrases
39
İfadeler
don't come running to me if you break your leg
expr.
bir yerini kırarsan bana gelme
40
İfadeler
don't come running to me if you break your leg
expr.
başına bir şey gelirse/bir yerin kırılırsa ben karışmam (bak ona göre)
Proverb
41
Atasözü
you have to break eggs to make an omelet
bir şeyi başarmak için bir şeylerden vazgeçmen gerek
42
Atasözü
you have to break eggs to make an omelet
(figüratif) bir şeyleri başarmak için birilerini incitmek/kırmak zorunda kalabilirsin
43
Atasözü
you have to break eggs to make an omelet
yumurtaları kırmadan omlet yapamazsın
Colloquial
44
Konuşma Dili
break it to (one)
f.
(birine) kötü bir haber vermek
Idioms
45
Deyim
break it (to someone) gently
f.
(birine) kötü bir haberi alıştıra alıştıra söylemek
46
Deyim
break it (to someone) gently
f.
(birine) kötü bir haberi alıştıra alıştıra vermek
47
Deyim
break one's neck (to do something)
f.
alnının damarı çatlamak
48
Deyim
break one's neck to do something
f.
alnının damarı çatlamak
49
Deyim
break it to someone
f.
birine kötü bir haber vermek
50
Deyim
break the news to somebody
f.
birine kötü haber vermek
51
Deyim
break one's neck (to do something)
f.
dişini tırnağına takmak
52
Deyim
(one's marriage) to break up
f.
evliliği bitmek
53
Deyim
(one's marriage) to break down
f.
evliliği bitmek
54
Deyim
break something to pieces
f.
paramparça etmek
55
Deyim
(one's marriage) to break up
f.
yuvası yıkılmak
56
Deyim
(one's marriage) to break down
f.
yuvası yıkılmak
57
Deyim
break your neck (doing something/to do something)
f.
(bir şey yapacağım diye/yapmak için) kendini paralamak
58
Deyim
break your neck (doing something/to do something)
f.
(bir şey yapacağım diye/yapmak için) kıçını yırtmak
59
Deyim
break your neck (doing something/to do something)
f.
(bir şey yapacağım diye/yapmak için) çok çaba sarf etmek
60
Deyim
break your neck (doing something/to do something)
f.
(bir şey yapacağım diye/yapmak için) bir tarafını yırtmak
61
Deyim
break your neck (doing something/to do something)
f.
(bir şey yapacağım diye/yapmak için) canını dişine takmak
62
Deyim
break balls to do something
f.
bir şey yapmak için kıçını/götünü/bir tarafını yırtmak
63
Deyim
break balls to do something
f.
bir şey yapmak için paralanmak
64
Deyim
break balls to do something
f.
bir şey yapmak için yırtınmak
65
Deyim
break balls to do something
f.
bir şey yapmak için kendini paralamak
66
Deyim
break balls to do something
f.
bir şey yapmak için çok çabalamak
67
Deyim
break one's balls to do something
f.
bir şey yapmak için kıçını/götünü/bir tarafını yırtmak
68
Deyim
break one's balls to do something
f.
bir şey yapmak için paralanmak
69
Deyim
break one's balls to do something
f.
bir şey yapmak için yırtınmak
70
Deyim
break one's balls to do something
f.
bir şey yapmak için kendini paralamak
71
Deyim
break one's balls to do something
f.
bir şey yapmak için çok çabalamak
72
Deyim
break your neck to do something
f.
bir şey yapmak için kendini paralamak
73
Deyim
break your neck to do something
f.
bir şey yapmak için kıçını yırtmak
74
Deyim
break your neck to do something
f.
bir şey yapmak için çok çaba sarf etmek
75
Deyim
break your neck to do something
f.
bir şey yapmak için bir tarafını yırtmak
76
Deyim
break your neck to do something
f.
bir şey yapmak için canını dişine takmak
77
Deyim
break your neck to do something
f.
bir şey yapmak için göbeği çatlamak
78
Deyim
break it (to one) gently
f.
(birine) kötü bir haberi alıştıra alıştıra vermek
79
Deyim
break it (to one) gently
f.
(birine) kötü bir haberi nazikçe/sakince/yumuşak bir şekilde vermek
80
Deyim
last straw to break the camel's back
expr.
bardağı taşıran son damla
81
Deyim
I hate to break it to you
expr.
sana kötü haber vermek istemem (ama)
82
Deyim
I hate to break it to you
expr.
bunu sana söylemek istemezdim (ama)
83
Deyim
I hate to break it to you
expr.
bunu sana söyleyeceğim için üzgünüm (ama)
84
Deyim
I hate to break it to you
expr.
bunu sana söylemek hoşuma gitmiyor/çok zor (ama)
Speaking
85
Konuşma
you owe it to yourself to take a break
expr.
bir molayı hak ettin
86
Konuşma
you need to take a break
expr.
biraz ara vermelisin
87
Konuşma
I want you to break up with my sister
expr.
kız kardeşimden ayrılmanı istiyorum
88
Konuşma
I don't want to break up with you
expr.
senden ayrılmak istemiyorum
89
Konuşma
I hate to break it to you, but
expr.
sana kötü haber vermek istemem ama
Automotive
90
Otomotiv
push to break switch
i.
durdurma butonu
Slang
91
Argo
break your back doing something/to do something
f.
bir şey yapacağım diye/yapmak için kendini paralamak
92
Argo
break your back doing something/to do something
f.
bir şey yapacağım diye/yapmak için kıçını yırtmak
93
Argo
break your back doing something/to do something
f.
bir şey yapacağım diye/yapmak için çok çaba sarf etmek
94
Argo
break your back doing something/to do something
f.
bir şey yapacağım diye/yapmak için bir tarafını yırtmak
95
Argo
break your back doing something/to do something
f.
bir şey yapacağım diye/yapmak için canını dişine takmak
96
Argo
break your back doing something/to do something
f.
bir şey yapacağım diye/yapmak için göbeği çatlamak
×
Pronunciation in context (
out of
)
Pronunciation of break to
×
Terim Seçenekleri
Çeviri Öner / Düzelt
Fransızca İngilizce Sözlük
İspanyolca İngilizce Sözlük
Almanca İngilizce Sözlük
İngilizce Eşanlam Sözlük
Google Images
Merriam Webster
Dictionary.com
The Free Dictionary
Abbreviations
Wikipedia in English
Wikipedia in Turkish
Urban Dictionary
German, LEO
Chinese, Dict.Cn
Spanish, SpanishDict
Russian, Multitran.ru
Medical, MedicineNet
İşaret Dili, Signing Savvy