do out - Türkçe İngilizce Sözlük
Geçmiş

do out

Play ENTRENus
Play ENTRENuk
Play ENTRENau


"do out" teriminin Türkçe İngilizce Sözlükte anlamları : 3 sonuç

İngilizce Türkçe
General
do out f. temizlemek
do out f. toparlamak
do out f. düzenlemek

"do out" teriminin diğer terimlerle kazandığı İngilizce Türkçe Sözlükte anlamları : 90 sonuç

İngilizce Türkçe
General
start out to do something f. belirli bir amaç güderek yola çıkmak
do a fade-out f. defolup gitmek
get out and do something f. dışarı çıkıp bir şeyler yapmak
do something out of desperation f. çaresizlikten yapmak
Phrasals
do out of f. birinin birşeye sahip olmasını hile ile engellemek
set out to (do something) f. (bir şey yapmaya) kalkışmak
set out to (do something) f. (bir şey yapmaya) koyulmak
set out to (do something) f. (bir şey yapmaya) girişmek
set out to (do something) f. (bir şey yapmaya) çalışmak
set out to (do something) f. (bir şey yapma) girişiminde bulunmak
set out to (do something) f. (bir şey yapmaya) niyetlenmek
Colloquial
do well out of (someone or something) f. (bir işten) iyi para yapmak
do well out of (someone or something) f. (bir işten) iyi kâr etmek
do well out of (someone or something) f. (birinden veya bir işten) iyi para kazanmak
go out of (one's) way (to do something) f. (bir şey yapmak) için yolunu uzatmak
go out of (one's) way (to do something) f. (bir şey yapmak) için yolundan sapmak
go out of (one's) way (to do something) f. (bir şey yapmak) için yolunu değiştirmek
go out of (one's) way (to do something) f. (bir şey yapmak) için zahmete girmek
go out of (one's) way (to do something) f. (bir şey yapmak) için zahmete katlanmak
go out of (one's) way (to do something) f. (bir şey yapmak) için zahmet etmek
be (all) out to (do something) f. (bir şeyi yapmayı) istemek ya da tasarlamak
be (all) out to (do something) f. (bir şeyi yapmayı çok) istemek
be (all) out to (do something) f. (bir amaç) uğruna çalışmak
be (all) out to do something f. bir şeyi yapmayı istemek ya da tasarlamak
be (all) out to do something f. bir şeyi yapmayı çok istemek
be (all) out to do something f. bir amaç uğruna çalışmak
be out to do something f. bir şeyi yapmayı çok istemek
be out to do something f. bir amaç uğruna çalışmak
do (someone) out of (something) f. (birini bir şeyden) etmek
do (someone) out of (something) f. (birinin bir şeyini) elinden almak
do (someone) out of (something) f. (birinin bir şeyini) dolandırmak
do (someone) out of (something) f. (birinin bir şeyini) çalmak
do well out of somebody/something f. birinden/bir işten iyi para kazanmak
do well out of somebody/something f. birinden/bir işten iyi kar etmek
set out to do f. yapmaya kalkışmak
set out to do f. yapmaya koyulmak
set out to do f. yapmaya girişmek
set out to do f. yapmaya çalışmak
set out to do f. yapma girişiminde bulunmak
set out to do f. yapmaya niyetlenmek
do I have to spell it out? expr. bunu açıklamam gerekiyor mu?
do I have to spell it out? expr. bunu açıklamalı mıyım?
do I have to spell it out? expr. bunu anlatmak için daha ne yapmalıyım (resim mi çizeyim/tek tek heceleyeyim mi)?
do I have to spell it out? expr. hecelerine mi ayırayım?
do I have to spell it out (for you) expr. bunu sana açıklamam mı gerekiyor mu?
Idioms
do something like it's going out of style f. bir aktiviteyi/işi aşırı abartarak yapmak
go out of your way to do something f. başkalarını rahat ettirmek için fazladan çaba harcamak
go out of your way to do something f. zahmete girmek
(do something) as if it's going out of style f. (bir şeyi) çok sık yapmak
(do something) as if it's going out of style f. (bir şeyi) yapmayı abartmak
(do something) as if it's going out of style f. (bir şeyi) hızlı hızlı yapmak
(do something) as if it's going out of style f. (bir şeyi) kıtlıktan çıkmış gibi yapmak
(do something) like it's going out of style f. (bir şeyi) çok sık yapmak
(do something) like it's going out of style f. (bir şeyi) yapmayı abartmak
(do something) like it's going out of style f. (bir şeyi) hızlı hızlı yapmak
(do something) like it's going out of style f. (bir şeyi) kıtlıktan çıkmış gibi yapmak
beat one's brains out (to do something) f. (bir şey yapmak için) kendini paralamak
beat one's brains out (to do something) f. (bir şey yapmak için) kafa patlatmak
beat one's brains out (to do something) f. (bir şey yapmak için) çok çalışmak/çaba harcamak
beat one's brains out (to do something) f. (bir şey yapmak için) bir tarafını yırtmak
beat one's brains out (to do something) f. (bir şey yapmak için) canını dişine takmak
do something out of turn f. bir şeyi sırasını beklemeden yapmak
do something out of turn f. bir şeyi sırası gelmeden yapmak
do something out of turn f. yersiz bir şey yapmak
do something out of turn f. düşüncesizce bir şey yapmak
do something out of turn f. patavatsızca bir şey yapmak
do something out of turn f. uygunsuz bir şey yapmak
go out of the way to (do something) f. (başkalarını rahat ettirmek) için fazladan çaba harcamak
go out of the way to (do something) f. (bir şey yapmak için) zahmete girmek/katlanmak
have your work cut out (to do something/doing something) f. (bir şeyi yapmak) zor olmak
have your work cut out (to do something/doing something) f. (bir şeyi yapmak konusunda) işi zor olmak
have your work cut out (to do something/doing something) f. (bir şey yapmak konusunda) işi zor olmak
have your work cut out (to do something/doing something) f. baş etmesi zor bir işi olmak
have your work cut out (to do something/doing something) f. işi başından aşkın olmak
knock oneself out (to do something) (for someone or something) f. (biri için bir şey yapmak uğruna) kendini paralamak
knock oneself out (to do something) (for someone or something) f. (biri için bir şey yapmak uğruna) canını dişine takmak
knock oneself out (to do something) (for someone or something) f. (biri için bir şey yapacağım diye) bir tarafını yırtmak
Speaking
do you want to get out of here? expr. buradan çıkmak ister misin?
what do I get out of it? expr. bundan benim çıkarım ne olacak?
do I have to spell it out for you? expr. bunu sana açıklamalı mıyım?
what do I get out of it? expr. bundan ne çıkarım var?
what do I get out of it? expr. bundan benim ne çıkarım olacak?
do I have to spell it out (for you)? expr. bunu anlaman için daha ne yapmalıyım (resim mi çizeyim/tek tek heceleyeyim mi)?
what do we get out of it? expr. bundan ne çıkarımız var?
do you think you have this place figured out? expr. burayı çözdüğünü mü düşünüyorsun?
how do we get out of this mess expr. gel de işin içinden çık
how do I get out of this mess expr. gel de işin içinden çık
how often do you eat out? expr. ne kadar sıklıkla dışarıda yersin?
I figured out how to do it expr. nasıl yapacağımızı buldum
do I have to spell it out for you? expr. bunu sana açıklamam gerekiyor mu?