Geçmiş

draw to

"draw to" teriminin Türkçe İngilizce Sözlükte anlamları : 4 sonuç

	Kategori	İngilizce	Türkçe
Phrasals
1	Öbek Fiiller	draw to f.	kışkırtmak
2	Öbek Fiiller	draw to f.	teşvik etmek
3	Öbek Fiiller	draw to f.	tahrik etmek
4	Öbek Fiiller	draw to f.	çekip kapatmak

"draw to" teriminin diğer terimlerle kazandığı İngilizce Türkçe Sözlükte anlamları : 102 sonuç

	Kategori	İngilizce	Türkçe
General
1	Genel	ability to draw i.	resim çizme yeteneği
2	Genel	thumb ring used to draw the bow in the ottoman empire i.	zihgir
3	Genel	cause to draw f.	çektirmek
4	Genel	draw to a close f.	sona ermek
5	Genel	want to draw attention f.	dikkat çekmek istemek
6	Genel	draw attention to f.	parmak basmak
7	Genel	draw to a close f.	bitmek
8	Genel	try to draw one's attention f.	dikkatini çekmeye çalışmak
9	Genel	draw attention to (a point) f.	parmak basmak
10	Genel	draw attention to f.	dikkati bir yöne çekmek
11	Genel	draw attention to f.	ilgiyi bir yöne çekmek istemek
12	Genel	draw attention to f.	dikkat verilmesini istemek
13	Genel	draw to the close f.	bitmek
14	Genel	draw to the close f.	sona ermek
15	Genel	draw to the close f.	hitam bulmak
16	Genel	draw something to someone's attention f.	bir şeyi birisinin dikkatine sunmak
17	Genel	draw to memory f.	kaydetmek
18	Genel	draw to memory f.	yazmak
19	Genel	draw to memory f.	kayda geçirmek
Phrasals
20	Öbek Fiiller	draw (one) to f.	kışkırtmak
21	Öbek Fiiller	draw (one) to f.	teşvik etmek
22	Öbek Fiiller	draw (one) to f.	tahrik etmek
23	Öbek Fiiller	draw (something) to f.	(bir şeyi) kapatmak
24	Öbek Fiiller	draw (something) to f.	çekip kapatmak
25	Öbek Fiiller	draw someone or something to someone or something f.	birini/bir şeyi çekmek
26	Öbek Fiiller	draw someone or something to someone or something f.	birini/bir şeyi yaklaştırmak
27	Öbek Fiiller	draw someone or something to someone or something f.	birini/bir şeyi yanaştırmak
28	Öbek Fiiller	draw something to f.	bir şeyi kapatmak/çekmek/örtmek (perde, örtü)
29	Öbek Fiiller	draw something to f.	bir şeyi aralık/hafif açık bırakmak (perde, kapı)
Proverb
30	Atasözü	one has to draw the line somewhere	bir sınır çizmeli
Colloquial
31	Konuşma Dili	do I have to draw (you) a picture? expr.	(sana) her şeyi tane tane anlatmak mı gerekiyor?
32	Konuşma Dili	do I have to draw (you) a picture? expr.	(sana) her şeyi açık açık söylemek mi gerekiyor?
33	Konuşma Dili	do I have to draw (you) a picture? expr.	resimli açıklama mı lazım (sana)?
34	Konuşma Dili	do I have to draw a picture? expr.	her şeyi tane tane anlatmak mı gerekiyor?
35	Konuşma Dili	do I have to draw a picture? expr.	her şeyi açık açık söylemek mi gerekiyor?
36	Konuşma Dili	do I have to draw a picture? expr.	resimli açıklama mı lazım?
Idioms
37	Deyim	one has to draw the line somewhere i.	birisinin çıkıp artık yeter/dur demesi lazım
38	Deyim	draw to a head f.	olgunlaştırmak
39	Deyim	draw to a head f.	olgunlaşmak
40	Deyim	draw to a head f.	kemale ermek
41	Deyim	draw to a head f.	zirveye ulaşmak
42	Deyim	have to draw a/the line somewhere f.	bir sınır çizmek
43	Deyim	beat someone to the draw f.	erken davranmak
44	Deyim	beat to the draw f.	erken davranmak
45	Deyim	beat someone to the draw f.	önce davranmak
46	Deyim	draw near to f.	yanına yaklaşmak
47	Deyim	draw near to f.	yaklaşmak
48	Deyim	draw (one) to one side f.	birini bir köşeye/kenara çekmek
49	Deyim	draw (one) to one side f.	birini yanına çağırmak (özel bir konuşma için)
50	Deyim	draw (oneself) up (to something) f.	tamamen dik durmak
51	Deyim	draw (oneself) up (to something) f.	dik durmak
52	Deyim	draw (oneself) up (to something) f.	dimdik durmak
53	Deyim	draw (oneself) up to (one's) full height f.	dik durmak
54	Deyim	draw (oneself) up to (one's) full height f.	dimdik durmak
55	Deyim	draw yourself up/rise to your full height f.	dik durmak
56	Deyim	draw yourself up/rise to your full height f.	dimdik durmak
57	Deyim	take/draw somebody to one side f.	birini bir köşeye/kenara çekmek
58	Deyim	take/draw somebody to one side f.	birini yanına çağırmak (özel bir konuşma için)
59	Deyim	beat (one) to the draw f.	(birinden) önce davranmak
60	Deyim	beat (one) to the draw f.	(birinden) erken davranmak
61	Deyim	beat (one) to the draw f.	(birinden) hızlı davranmak
62	Deyim	beat to the draw f.	önce davranmak
63	Deyim	beat to the draw f.	erken davranmak
64	Deyim	beat to the draw f.	hızlı davranmak
65	Deyim	draw lots (for something/to do something) f.	(bir şey/bir şey yapmak için) kura çekmek
66	Deyim	draw lots (for something/to do something) f.	(bir şey/bir şey yapmak için) yazı tura atmak
67	Deyim	cast/draw lots (for something/to do something) f.	(birini seçmek/bir şey yapmak için) adçekmek
68	Deyim	cast/draw lots (for something/to do something) f.	(birini seçmek/bir şey yapmak için) ad çekmek
69	Deyim	cast/draw lots (for something/to do something) f.	(birini seçmek/bir şey yapmak için) kura çekmek
70	Deyim	cast/draw lots (for something/to do something) f.	(birini seçmek/bir şey yapmak için) kur'a çekmek
71	Deyim	cast/draw lots (for something/to do something) f.	(birini seçmek/bir şey yapmak için) çekiliş yapmak
72	Deyim	cast/draw lots (for something/to do something) f.	(birini seçmek/bir şey yapmak için) ad çekme
73	Deyim	cast/draw lots (for something/to do something) f.	(birini seçmeye/bir şey yapmaya) kura çekerek karar vermek
74	Deyim	cast/draw lots (for something/to do something) f.	(birini seçmeye/bir şey yapmaya) yazı tura atarak karar vermek
75	Deyim	draw someone's attention to someone or something f.	birinin dikkatini birine/bir şeye çekmek
76	Deyim	draw someone's attention to someone or something f.	birinin dikkatini birine/bir şeye yöneltmek
77	Deyim	draw someone's attention to someone or something f.	birinin ilgisini birine/bir şeye çekmek/yöneltmek
78	Deyim	draw someone's attention to someone or something f.	birinin dikkatini birine/bir şeye yöneltmesini istemek
79	Deyim	draw attention to (oneself, someone, or something) f.	(kendine/birine/bir şeye) dikkat çekmek
80	Deyim	draw attention to (oneself, someone, or something) f.	dikkatleri/dikkati (kendine/birine/bir şeye) çekmek
81	Deyim	draw attention to (oneself, someone, or something) f.	dikkatleri/dikkati (kendinin/birinin/bir şeyin) üstüne yöneltmek
82	Deyim	draw attention to (oneself, someone, or something) f.	dikkatleri/dikkati (kendinin/birinin/bir şeyin) üstüne çekmek
83	Deyim	draw to a close f.	bitirmek
84	Deyim	draw to a close f.	sona erdirmek
85	Deyim	draw something to a close f.	bir şeyi bitirmek
86	Deyim	draw something to a close f.	bir şeyi sona erdirmek
87	Deyim	draw to attention f.	dikkate sunmak
88	Deyim	draw to attention f.	dikkati çekmek
89	Deyim	one has to draw the line somewhere expr.	bir yerde durmasını bileceksin
90	Deyim	one has to draw the line somewhere expr.	çizgiyi bir yerde çekmek gerek
91	Deyim	one has to draw the line somewhere expr.	her şeyin bir sınırı vardır/olması gerek
92	Deyim	one has to draw the line somewhere expr.	her şeyin bir haddi/hududu var
93	Deyim	(one) has to draw a line somewhere expr.	(biri) bir sınır çizmeli
94	Deyim	(one) has to draw a line somewhere expr.	(biri) bir dur demeli
95	Deyim	(one) has to draw a line somewhere expr.	(biri) bir yerde bir çizgi çekmeli
96	Deyim	(one) has to draw a line somewhere expr.	her şeyin bir sınırı var
97	Deyim	(one) has to draw the line somewhere expr.	(biri) bir sınır çizmeli
98	Deyim	(one) has to draw the line somewhere expr.	(biri) bir dur demeli
99	Deyim	(one) has to draw the line somewhere expr.	(biri) bir yerde bir çizgi çekmeli
100	Deyim	(one) has to draw the line somewhere expr.	her şeyin bir sınırı var
Trade/Economic
101	Ticaret/Ekonomi	to draw up an invoice f.	fatura düzenlemek
Pathology
102	Patoloji	draw to a head f.	cerahat yapmaya başlamak