eğik - Türkçe İngilizce Sözlük
Geçmiş

eğik



"eğik" teriminin İngilizce Türkçe Sözlükte anlamları : 46 sonuç

Türkçe İngilizce
Common Usage
eğik inclined s.
eğik oblique s.
General
eğik drooping s.
eğik leaned s.
eğik prone s.
eğik slanting s.
eğik droopy s.
eğik curving s.
eğik bent s.
eğik leant (lean) s.
eğik on the slope s.
eğik leaning s.
eğik skewed s.
eğik sloping s.
eğik lean s.
eğik anfractuous s.
eğik cant s.
eğik tilt s.
eğik tilting s.
eğik tipped s.
eğik rife [dialect] s.
eğik discubitory [obsolete] s.
eğik inclining s.
eğik inflected s.
eğik inflexed s.
eğik sideling s.
eğik skeef s.
eğik slantendicular s.
eğik slantindicular s.
eğik slope s.
eğik slopy s.
eğik squint s.
Idioms
eğik cattywampus s.
eğik catawampus s.
eğik on the bias zf.
Trade/Economic
eğik bias s.
Technical
eğik inclined s.
eğik skew s.
eğik italic s.
eğik canted s.
eğik slant s.
eğik out of plumb s.
Architecture
eğik weathered s.
Medical
eğik oblique s.
Anatomy
eğik reversed s.
Slang
eğik on the huh [uk] expr.

"eğik" teriminin diğer terimlerle kazandığı İngilizce Türkçe Sözlükte anlamları : 353 sonuç

Türkçe İngilizce
Common Usage
direği kıça doğru eğik görünen (tekne) rakish s.
General
eğik dağılımı skew distribution i.
eğik düzlem inclined plane i.
çatı katındaki eğik duvar gable i.
iki nokta arasındaki eğik mesafe slant range i.
eğik düzey ramp i.
eğik satıh slant plane i.
eğik yüzey slant plane i.
eğik yüzey ramp i.
eğik raf angled shelf i.
eğik raf sloped shelf i.
eğik görüş oblique view i.
eğik yüzey cant i.
eğik şey leaner i.
şarapları eğik tutmak için kullanılan sepet wine cradle i.
eğik burun hawk nose i.
(krikette) topun yönünü bacak tarafına doğru değiştirmek için eğik sopa ile yapılan vuruş glance i.
eğik yönde sapma obliquation i.
eğik yönde hareket etme obliquation i.
eğik şey oblique i.
iç içe geçmiş eğik çizgilerle yapılan bir madeni obje deseni guilloche i.
eğik duruş droop i.
demir eğik mızrak başı coronel i.
eğik çizgi separatrix i.
hızlı ve eğik darbe skyte [uk] [scotland] i.
hızlı ve eğik vuruş skyte [uk] [scotland] i.
hızlı ve eğik darbe skite [uk] [scotland] i.
hızlı ve eğik vuruş skite [uk] [scotland] i.
eğik yazan kimse slanter i.
eğik hale getiren alet slanter i.
eğik açı ile düşen şey slope i.
tek ucu eğik kanalizasyon borusu slope i.
eğik çizgi slope i.
omuzların eğik durması slump i.
eğik duran bir kamera açısı dutch angle i.
(imla) eğik çizgi stroke i.
eğik olmak slant f.
eğik olmak lean f.
(ışık huzmesinin) yansıtıcı bir yüzeye eğik şekilde çarpıp açı yaparak yansımak glance f.
(krikette) eğik sopa ile vurarak topun yönünü bacak tarafına doğru değiştirerek oynamak glance f.
bir şeye eğik şekilde vurup sektirmek glent [dialect] [uk] f.
eğik yönde gitmek oblique f.
eğik yönlü olmak oblique f.
(ortaçağ giysilerinde) eğik kenar yapmak dag f.
(ortaçağ giysilerinde) eğik aplike yapmak dag f.
eğik açıyla vurmak slant f.
(bir şeyi) eğik açıyla kesmek slant f.
(bir şeye) eğik şekilde vurmak slant f.
bir yana eğik lopsided s.
en eğik olanı droopiest s.
daha eğik droopier s.
eğik burunlu hawknose s.
dikey durumdan eğik duruma geçmiş haded s.
yana eğik lateral s.
eğik olmayan unsloped s.
öne eğik durmayan unstooping s.
eğik açılı biassed s.
başı öne eğik bowed s.
eğik açılı oblique-angled s.
eğik yönde olan obliquid s.
eğik yöne hedeflenmiş obliquid s.
eğik el yazısı ile ilgili round s.
eğik el yazılı round s.
eğik el yazısına ait round s.
(arma figürü) eğik couch s.
(arma figürü) eğik couché s.
(arma figürü) eğik couched s.
eğik çizgilerden oluşan curvilineal s.
yüzleri eğik spiral düzeninde olan plagihedral s.
yüzleri eğik spiral düzeninde olan plagiohedral s.
eğik açılı slanty s.
eğik bir halde droopily zf.
eğik yazıyla in italics zf.
başı öne eğik with the head bent zf.
eğik bir şekilde ascaunt zf.
eğik şekilde louchely zf.
eğik açıyla obliquely zf.
eğik açılı bir şekilde obliquely zf.
eğik bir şekilde skeef zf.
eğik açıyla slant zf.
eğik bir şekilde slopewise [obsolete] zf.
eğik bir şekilde slopingly zf.
eğik anlamına gelen bir ön ek lox- ök.
eğik anlamı veren ön ek plagio- ök.
eğik anlamı veren ön ek plagi- ök.
(belirli sayıda) eğik eksen kesişim noktalı anlamı veren son ek -clinic snk.
Phrasals
bir şeye doğru eğik olmak tilt to something f.
eğik açıyla dizmek/düzenlemek toe in f.
'-e doğru eğik olmak tilt to f.
Idioms
eğik açı ile yansımak cut one's eye f.
eğik açı ile parlamak cut one's eye f.
başı eğik cap in hand expr.
Technical
geminin omurgasını oluşturan eğik tahta kirişler cant frames i.
eğik destek angle tie i.
eğik eksenli karıştırıcı inclined-axis mixer i.
eğik cam bent glass i.
eğik elek inclined screen i.
eğik şüt inclined drop i.
eğik şüt yapısı inclined fall structure i.
eğik işleme oblique machining i.
eğik kesit oblique section i.
eğik borulu manometre inclined-tube manometer i.
eğik kazık jet pile i.
eğik etriye bent-up bar i.
eğik düzlem incline ramp i.
eğik çizgi curved line i.
eğik çevriler inclined roller i.
eğik kırık slant fracture i.
eğik eşikli savak inclined crested weir i.
eğik kazık inclined pile i.
eğik kırılma slant fracture i.
eğik düzlem şüt yapısı inclined drop structure i.
eğik kazık batter pile i.
eğik atış projectile motion i.
eğik borulu kazan inclined-tube boiler i.
eğik bordür sloped curb i.
eğik kollu manometre inclined u-tube manometer i.
eğik düzlem şüt glacis type drop i.
eğik yüz bevel face i.
eğik görüntü aygıtı helical scan recorder i.
eğik ızgara inclined grate i.
eğik düzlem şüt yapısı inclined fall structure i.
eğik görüntü saptama helical scan recording i.
eğik çekim canted shot i.
eğik taşlama yöntemi taper-grind procedure i.
eğik borulu manometre inclined tube manometer i.
eğik çizgi slash i.
eğik şüt inclined fall i.
eğik koni oblique cone i.
eğik asansör skip hoist i.
eğik panjur çıtası inclined slat i.
eğik aydınlatma oblique illumination i.
eğik bağlantı scarf joint i.
eğik taşlama taper-grinding i.
eğik engelli balık geçidi inclined baffle fish ladder i.
eğik bir yüzeyde ölçülen bir açının yatay bir yüzey üzerindeki izdüşümünü almakta kullanılan alet angulator i.
eğik borulu basıölçer inclined tube manometer i.
eğik kol angular lever i.
eğik buharlaştırma gölgelemesi oblique evaporation shadowing i.
eğik şüt yapısı inclined drop structure i.
eğik kesme oblique cutting i.
eğik pim deliği drawbore i.
eğik bilyalı yatak angular contact bearing i.
eğik çivileme toenailing i.
eğik kaya sathı inclined rock surface i.
eğik derece slip flask i.
eğik plan canted shot i.
eğik makaslama düzlemi inclined shear plane i.
eğik destek angle strut i.
eğik yüzlü tuğla neat brick i.
eğik boğaz skew throat i.
eğik düzlem inclined plane i.
eğik ray roof rail i.
eğik kesimli çark tapered wheel i.
eğik asimptot curved asymptote i.
eğik döşeme inclined floor i.
eğik destek knee brace i.
eğik boğaz inclined throat i.
eğik borulu kazan inclined tube boiler i.
eğik tünel dolusavak inclined tunnel spillway i.
eğik yük oblique load i.
eğik taşlama yöntemi taper-grinding procedure i.
eğik boğaz oblique throat i.
eğik kazık slanted pile i.
eğik beşik kemer inclined barrel arch i.
eğik bilyeli rulman angular contact bearing i.
eğik düzlem şüt glacis type fall i.
eğik kafa (cam) bent finish i.
eğik görüş oblique view i.
eğik düzlem inclined drop i.
eğik sınır tilt boundary i.
eğik plakalı motor swash plate engine i.
eğik masa testi tilt table testing i.
eğik düzlem şüt inclined fall i.
eğik düzlem deneyi inclined plane test i.
mermi hareketi (eğik atış) projectile motion i.
sola eğik çizgi backslash i.
sürtünmesiz eğik düzlem frictionless inclined plane i.
gönyeburun eklemenin yapıldığı eğik kesimli ucu veya kenarı meydana getiren yüzey miter i.
anahtarları çıkarmak için ucu gövdesine doğru eğik olan zımba drift i.
x ışınları filme ulaşmadan önce içlerindeki eğik ışınları elimine ederek daha keskin görüntüler üretmeye yarayan hareketli ızgara diaphragm i.
geriye eğik recurved s.
geriye eğik recurvate s.
üç eğik eksenli triclinic s.
eğik görüntüye ait helical-scan s.
eğik görüntüyle ilgili helical-scan s.
Computer
çizgi eğik line slant i.
eğik çizgiler slashes i.
eğik çizgili sıfır slashed zero i.
eğik borulu basıölçer inclined tube manometer i.
eğik kesimli kenar beveled edge i.
eğik imleç italicized cursor i.
eğik çizgi nokta slanteddashdot i.
eğik çizgi line slant i.
iki yana eğik double slant i.
sola eğik çizgi bslash i.
ters eğik çizgi backslash i.
ters eğik çizgi backslash i.
eğik çizgi forward slash i.
eğik yazı italic s.
Informatics
ters eğik çizgi backslash i.
Mechanic
eğik kesme oblique cutting i.
eğik pres inclined press i.
iyileştirilmiş eğik ilerleme modified flank infeed i.
eğik plaka wobble plate i.
sac malzemeleri kesmeye veya kırpmaya yarayan eğik bıçak guillotine i.
Television
eğik plan canted shot i.
eğik görüntü aygıtı helical scan recorder i.
eğik çekim canted shot i.
eğik görüntü saptama helical scan recording i.
Textile
eğik kenar dikişi slant overedge stitch i.
Architecture
pervazları yüzeyiyle dik açı yapmadığı için iç kısmı eğik olan kemer oblique arch i.
Construction
dikey ve yatay kirişleri birleştirmek için eğik olarak çakılan çivi toenail i.
eğik askılı köprü cable-stayed bridge i.
eğik destek raking shore i.
eğik destek raker i.
eğik dam sağrısı skewed hip i.
eğik kazık battered pile i.
eğik kenar chamfer i.
eğik kazık raker pile i.
eğik dam sağrısı skew hip i.
eğik mahya kiremidi hip tile i.
eğik çivilerle sabitlemek toenail f.
Woodworking
eğik uçlu ahşap keski skew i.
eğik uçlu ahşap keski skew chisel i.
Automotive
eğik bilyeli rulman angular contact ball bearing i.
eğik düzlem inclined plane i.
eğik eksenli pistonlu pompa bent-axis pump i.
eğik motor inclined engine i.
eğik motor sloper i.
Railway
eğik düzlem incline i.
eğik düzlem incline plane i.
Aeronautic
eğik görsel menzil slant visual range i.
Marine
bir teknenin inşa edildiği eğik yapı building slip i.
eğik kazıklı açık rıhtım open-type wharf on coupled raking piles i.
geminin pruvası ile omurgasını birleştiren eğik bağlantı boxing i.
açılı yelkenin iki kumaşını birbirine bağlayan eğik dikiş mitre i.
prasyaları mümkün olan en eğik konuma getirmek brace sharp f.
Mining
eğik kuyu inclined shaft i.
monoklinik kristalde dikey eksenle eğik açı oluşturan yan eksen clinoaxis i.
monoklinik kristalografi sisteminde dikey eksene eğik açıda olan çapraz veya yanal eksen clinodiagonal i.
monoklinik kristalde düzlemlerin eğik eksene paralel olduğu kubbemsi yapı clinodome i.
birbirini eğik açılarla kesen eş uzunlukla üç eksene sahip kristale ait veya ilişkin rhombohedral s.
Medical
aşağı doğru eğik palpebral aralıklar downward sloping palpebral fissures i.
eğik kafalılık plagiocephaly i.
eğik kafalılık plagiocephaism i.
uzuvdan yukarı veya aşağı doğru eğik bağlanan bir bandaj oblique bandage i.
eğik kafalılık plagiocephalism i.
Anatomy
eğik burun hawknose i.
vücudun orta hattına eğik yönde hareket eden bir kas oblique muscle i.
vücudun orta hattındaki kaslara eğik yönde hareket eden bir kas oblique muscle i.
Dentistry
eğik büyükazının düzeltilmesi molar uprighting i.
Optics
eğik disk tilted disk i.
yansıtıcı bir yüzeye eğik şekilde çarpıp açı yaparak yansıyan ışık huzmesi glance i.
Food Engineering
eğik düzlem çarpma testi incline impact test i.
Math
eğik kavuşmaz oblique asymptote i.
eğik prizma oblique prism i.
eğik üçgen oblique triangle i.
eğik doğru oblique line i.
eğik koni scalene cone i.
eğik silindir oblique cylinder i.
eğik kıyı hypotenuse i.
eğik asimptot oblique asymptote i.
eğik doğru inclined line i.
eğik biçme oblique prism i.
eğik dairesel koni oblique circular cone i.
eğik kenar hypotenuse i.
eğik koordinat sistemi oblique coordinate system i.
eğik koni oblique cone i.
eğik dairesel silindir oblique circular cylinder i.
eğik piramit oblique pyramid i.
eğik açı oblique angle i.
eğik asimptot oblique asymptote i.
(köprü, kemer) eğik skew s.
Geometry
eğik altıgen piramit oblique hexagonal i.
eğik beşgen piramit oblique pentagonal i.
eğik prizma oblique rectangular i.
eğik doğru oblique i.
düzlemi ilkel düzlemin eksenine eğik olan daire oblique circle i.
koordinat eksenlerinin birbirine eğik olduğu sistem oblique system of coordinates i.
eğik çizgi çizme aracı curvilinead i.
eğik yüzey scroll i.
eğik yüzey skew surface i.
eğik koninin yüzeyi ile merkezi koninin tepe noktasında bulunan bir kürenin yüzeyinin kesişmesiyle oluşan düzlemsel olmayan eğri spheroconic i.
Statistics
eğik etken oblique factor i.
Chemistry
iki eğik olarak kesişip üçüncüye dik olan üç adet eşit olmayan kristal eksenine ait hemiorthotype s.
iki eğik olarak kesişip üçüncüye dik olan üç adet eşit olmayan kristal ekseniyle ilgili hemiorthotype s.
Biology
eğik kesi oblique section i.
yüzey alanının artması için tüpün içerisinde eğik açı ile katılaştırılmış kültür ortamı slant i.
tüpün içerisinde eğik açı ile katılaştırılmış kültür ortamının yüzeyine aşılanarak oluşturulmuş kültür slant i.
Astronomy
gök küresinin ekseni yer ufkuna eğik olduğundaki hali oblique sphere i.
yer kürenin ekseni yer ufkuna eğik olduğundaki hali oblique sphere i.
Zoology
aşırı eğik belkemiği olan dipped s.
aşırı eğik belkemiği olan lordotic s.
aşırı eğik belkemiği olan wayback s.
aşırı eğik belkemiği olan swaybacked s.
Botanic
abd'nin colorado platosuna özgü, eğik saplar üzerinde sarı çiçekleri olan çok yıllık bir bitki nodding groundsel (senecio bigelovii) i.
eğik kesesi inclined urn i.
eğik sap inclined stem i.
uçları üst üste binerek aşağı doğru eğik olacak şekilde katmerli obimbricate s.
geriye eğik bölümler ile ilgili squarrose s.
(yaprak) eğik squarrose-slashed s.
geriye doğru hafif eğik squarrulose s.
Agriculture
eğik uçlu tırmıklar pitchpole harrows i.
eğik uçlu tırmık pitchpole [rare] i.
Linguistics
eğik yazı italic i.
eğik çizgi sembolü diagonal i.
eğik çizgi sembolü solidus i.
Geography
eğik yapı monoclinal structure i.
Meteorology
eğik rüyet oblique visibility i.
Geology
eğik killi yüzey adobe flat i.
eğik yapı monocline i.
eğik datum statik düzeltme dip-datum static correction i.
etkilenen kayaların doğrultusuna paralel veya dik olmayıp eğik olarak uzanan bir fay oblique fault i.
eğik fay düzleminin üstünde yer alan kayaçların aşağıdakilerle yer değiştirdiği fay türü gravity fault i.
tavan bloğu taban kayacına kıyasla aşağı kaymış gibi görünen eğik fay common fault i.
tavan bloğu taban kayacına kıyasla aşağı kaymış gibi görünen eğik fay gravity fault i.
eğik fay inclined fault i.
Military
eğik bir tüfek tutma pozisyonu trail i.
eğik bir tüfek tutma pozisyonu trail arms i.
eğik fotoğraf bindirmesi oblique line overlap i.
eğik şeritli karıştırma reflektörü rope chaff i.
eğik fotoğraf oblique photograph i.
eğik hava fotoğrafı şeridi oblique air photograph strip i.
eğik kompartıman oblique compartment i.
eğik hava fotoğrafı oblique air photograph i.
milyem gridli eğik hava fotoğrafı mil-gridded oblique photograph i.
yana eğik hava fotoğrafı side oblique air photograph i.
(silahı) eğik pozisyonda taşımak slope f.
(silahı) eğik konumda yerleştirmek slope f.
Sport
(krikette) topun yönünü bacak tarafına doğru değiştirmek için eğik sopa ile yapılan vuruş glide i.
bandy oyununda kullanılan bir tarafı eğik sopa bandy i.
eğik beyzbol atışı curve i.
(krikette) eğik sopa ile vurarak topun yönünü bacak tarafına doğru değiştirmek glance f.
(krikette) eğik sopa ile vurarak topun yönünü bacak tarafına doğru değiştirmek glide f.
Art
ressamın içine boyalarını koyduğu eğik girintili levha slant i.
Theatre
eğik düzey ramp i.
Cinema
eğik kaydırma oblique travelling i.
Photography
eğik fotoğrafı yatay referans düzlemine yansıtma işlemi rectification i.
hava fotoğrafçılığında eğik monte edilmiş kameranın optik ekseninin yatay düzlemle oluşturduğu açı angle of depression i.
hava fotoğrafçılığında eğik monte edilmiş kameranın optik ekseninin yatay düzlemle oluşturduğu açı depression angle i.
eğik fotoğrafta ana düşeye paralel çizgi y-scale i.
eğik fotoğrafta gerçek ufka paralel çizgi boyunca olan ölçek x-scale i.
eğik açıyla çekilmiş hava fotoğrafı oblique i.
Printery
italik gibi biçimli ve eğik harf oblique i.
düzensiz, eğik yükselen çıkıntılar ve açık ve koyu çizgiler arasında çok az kontrast ile karakterize olan bir harf biçimi old style font i.
Archaic
(başı öne eğik) hızla öne doğru yürümek nuddle along f.
(başı öne eğik) hızla öne doğru yürümek nuddle f.
geriye eğik recurvous s.
eğik açıyla slope zf.
Engineering
yüklenen el arabalarının beygir gücü ile eğik düzlem üzerinde durması için kullanılan bir cihaz horse run i.
Ornithology
kısa kanatlı eğik kuyruklu güney amerika'ya özgü küçük bir ötücü kuş tapaculo (pteroptochus albicollis) i.
kısa kanatlı eğik kuyruklu güney amerika'ya özgü küçük bir ötücü kuş tapacolo (pteroptochus albicollis) i.