etkiler - Türkçe İngilizce Sözlük

etkiler

"etkiler" teriminin İngilizce Türkçe Sözlükte anlamları : 4 sonuç

Türkçe İngilizce
General
etkiler effects i.
The effects are being felt in Bangladesh, India, Indonesia and the island states.
Etkileri Bangladeş, Hindistan, Endonezya ve ada devletlerinde hissediliyor.

More Sentences
etkiler implications i.
Thirdly, the implications of such systems for individuals are not clear.
Üçüncü olarak, bu tür sistemlerin bireyler üzerindeki etkileri açık değildir.

More Sentences
Cinema
etkiler effects i.
The destabilising effects for the whole region of the under-development of the enclave would be frightening.
Enklavın yeterince gelişmemesinin tüm bölge için istikrarı bozucu etkileri korkutucu olacaktır.

More Sentences
General
etkiler impressions i.

"etkiler" teriminin diğer terimlerle kazandığı İngilizce Türkçe Sözlükte anlamları : 109 sonuç

Türkçe İngilizce
General
olumsuz etkiler negative impacts i.
Stress can have an enormous negative impact on your health.
Stresin sağlığınız üzerinde çok büyük bir olumsuz etkisi olabilir.

More Sentences
dış etkiler external effects i.
Instead of condemning them outright, we should make a distinction between internal effects and external effects.
Doğrudan kınamak yerine, iç etkiler ile dış etkiler arasında bir ayrım yapmalıyız.

More Sentences
benzer etkiler similar effects i.
Similar effect can be obtained by the left-hand fingers.
Benzer etki sol el parmaklarıyla da elde edilebilir.

More Sentences
aynı etkiler same effects i.
What is done through thoughtlessness and prejudice has the same effect, however.
Ancak düşüncesizlik ve önyargıyla yapılanlar da aynı etkiyi yaratır.

More Sentences
uzun vadeli etkiler long-term effects i.
But where is the scientific evidence about the medium- and long-term effects of GM crops upon biodiversity?
Ancak GD ürünlerin biyoçeşitlilik üzerindeki orta ve uzun vadeli etkilerine ilişkin bilimsel kanıtlar nerede?

More Sentences
fizyolojik etkiler physiological effects i.
Points made in relation to the physiological effects must be reinstated.
Fizyolojik etkilerle ilgili olarak belirtilen hususlar eski haline getirilmelidir.

More Sentences
zararlı etkiler damaging effects i.
Social policy served to mitigate the most damaging effects of economic policies.
Sosyal politika, ekonomi politikalarının en zararlı etkilerini hafifletmeye hizmet etmiştir.

More Sentences
Telecom
çevresel etkiler environmental effects i.
The European Commission has monitored the environmental effects of the conflict from the beginning of the NATO action.
Avrupa Komisyonu, NATO harekâtının başlangıcından itibaren çatışmanın çevresel etkilerini izlemiştir.

More Sentences
Environment
çevresel etkiler environmental effects i.
Indeed, other gases are released during combustion, and these environmental effects are less positive as a rule.
Aslında yanma sırasında başka gazlar da açığa çıkar ve bu çevresel etkiler kural olarak daha az olumludur.

More Sentences
General
psikolojik etkiler psychological influences i.
farklı etkiler differential/different effects i.
uzun dönemdeki etkiler long-term effects i.
sosyal ve ekonomik etkiler social and economic effects i.
fiziki etkiler physical effects i.
fiziksel etkiler physical effects i.
doğaüstü etkiler üretmek için doğanın güçlerini kullanma sanatı natural magic i.
teatral etkiler theatrics i.
aşırı alkol tüketiminden sonra görülen nahoş fiziksel etkiler (baş ağrısı, uyuşukluk, mide bulantısı) holdover i.
zamanla biriken zararlı etkiler insidiousness i.
Colloquial
aşırıya kaçma sonrası oluşan etkiler the morning after i.
Idioms
mesajı aktarım şekli mesajın algılanma şeklini etkiler the medium is the message expr.
Speaking
beni nasıl etkiler? how does it affect me? expr.
Trade/Economic
bir firmanın faaliyetlerinin diğer firmalar üzerinde yarattığı ve onların buna karşılık bir ödemede bulunmadıkları olumlu etkiler external economies i.
döneme özgü etkiler period-specific effects i.
döneme özgü etkiler period- specific effects i.
dinamik etkiler dynamic effects i.
farklı gruplara eşit şekilde davranıldığı görüntüsü veren tarafsız uygulamaların, gerçekte bir grubu diğerine karşı kayıran veya diğer gruba nazaran mağdur eden etkiler doğurması ve bu olumsuz etkilerin işletme gerekleri ile açıklanamaması disparate impact i.
küreselleştiren etkiler globalizing effects i.
küreselleştirici etkiler globalizing effects i.
mali olmayan nicel etkiler quantified non-financial impacts i.
nitel etkiler qualitative impacts i.
nicel mali etkiler quantified financial impacts i.
yan etkiler side effects i.
zamana bağlı uzun süreli etkiler hysteresis i.
zincirleme etkiler successive effects i.
Politics
mali etkiler financial implications i.
Technical
aşındırıcı ve çürütücü etkiler corrosive and erosive influences i.
aşındırıcı ve çürütücü etkiler corrosive and erosive effects i.
çevresel etkiler environmental influences i.
dış etkiler extraneous effects i.
içyapısal etkiler microstructural effects i.
mekanik etkiler mechanical effects i.
mekanik etkiler mechanical influences i.
otokatalitik etkiler autocatalytic effects i.
öztezleştiren etkiler autocatalytic effects i.
öztezleşen etkiler autocatalytic effects i.
rastgele etkiler modeli random effects model i.
Computer
görsel etkiler visual effects i.
zararlı ve istenmeyen etkiler yaratması için tasarlanmış bilgisayar programı malevolent program i.
Telecom
bilgisayar oyunlarındaki görsel etkiler eye candy i.
önemli olumsuz etkiler significant negative effects i.
Radio
elektriksel olmayan etkiler non-electrical influences i.
Construction
sertleşmiş harcın kapiler etkiler esnasında su emme katsayısının tayini determination of water absorption coefficient during capillary action of hardened mortar i.
Marine
bölgesel ekonomik etkiler regional economic effect i.
Medical
zihinsel bozuklukların tedavisinde ilaçların neden olduğu etkiler ve ilaçlar üzerine araştırma neuropsychopharmacology i.
advers etkiler adverse effects i.
ağır etkiler severe effects i.
bilinmeyen genetik etkiler unknown genetic effects i.
ciddi yan etkiler serious side effects i.
diyabet karşıtı etkiler antidiabetic effects i.
düşük ekstrapiramidal yan etkiler low extrapyramidal side effects i.
dolaşım düzenleyici etkiler procirculatory effects i.
endokrin ve metabolik etkiler endocrine and metabolic effects i.
endokrin ve antikolinerjik yan etkiler endocrine and anticholinergic side effects i.
fizyolojik etkiler görülene kadar kadar bir hastayı salsilik asit veya bileşikleri ile tedavi etme salicylise i.
etkiler ve semptomlar effects and symptoms i.
fizyolojik etkiler görülene kadar bir hastayı salsilik asit veya bileşikleri ile tedavi etme salicylize i.
geri dönüşlü toksik etkiler reversible toxicity effects i.
hafif etkiler mild effects i.
genetik etkiler reproductive effects i.
hafif etkiler mild effects i.
ilaca bağlı yan etkiler drug-related adverse effects i.
istenmeyen etkiler undesirable effects i.
istenmeyen yan etkiler unwanted side-effects i.
implantasyon sonrası lokal etkiler local effects after implantation i.
kanserin olduğu yer dışında oluşturduğu uzak etkiler paraneoplastic syndromes i.
klinik etkiler clinical effects i.
koruyucu etkiler protective effects i.
opioidlere bağlı yan etkiler opioid-related side effects i.
nörolojik yan etkiler neurologic side effects i.
potansiyel ciddi yan etkiler potential serious side effects i.
post operatif yan etkiler post-operative side effects i.
radyasyonun neden olduğu genetik etkiler genetic disorders i.
sağlığa olan gecikmiş etkiler delayed health effect i.
sağlığa olumsuz etkiler adverse health effect i.
sistemik yan etkiler systemic adverse effects i.
sistemik etkiler systemic effects i.
tedaviye bağlı yan etkiler treatment-related side effects i.
toksikolojik etkiler toxicological effect i.
tedavi ile ortaya çıkan yan etkiler treatment-emergent adverse events i.
ters etkiler adverse effects i.
yan etkiler adverse effects i.
(morfin gibi ilaçlarda) immünolojik etkiler ve önem immunopharmacology i.
istenmeyen etkiler adverse effects i.
Psychology
istenmeyen etkiler yaratan uyarıcı negative stimulus i.
insan davranışını belirleyen düşünce eğilimleri, örtülü etkiler ve sorgulanmayan varsayımlar zeitgeist i.
Pharmaceutics
başka bir maddeninkine benzer farmakolojik etkiler gösteren madde mimetic i.
gelincikte bulunup opyuma benzer etkiler gösteren kimyasal bir bileşik rhoeadine i.
etkileşime girip sağlığa zararlı etkiler oluşturmadığı veya birbirlerinin aktivitelerini azaltmadığı için birlikte uygulanabilen (ilaç tedavileri) compatible s.
Food Engineering
iç etkiler intrinsic parameters i.
Statistics
sabit etkiler modeli fixed effects model i.
rasgele etkiler modeli random effects model i.
Biology
biyolojik etkiler biological effects i.
orta veya yüksek dozlarda tehlikeli olabilen maddelerin düşük dozda faydalı etkiler yarattığı doz-yanıt ilişkisi hormesis i.
Environment
doz sonucundaki etkiler dose response i.
makrosismik etkiler macroseismic effects i.
Geology
buzul etkiler yaratmak glaciate f.
Cinema
etkiler ses yolu effects track i.
etkiler kuşağı effects track i.