Türkçe | İngilizce | |||
---|---|---|---|---|
Common Usage | ||||
Yaygın Kullanım | füze | missile i. | ||
People on the street started to run away from missile strikes. Sokaktaki insanlar füze saldırılarından kaçmaya başladı. More Sentences |
||||
General | ||||
Genel | füze | rocket i. | ||
Rocket technology improved during World War Two. Füze teknolojisi, İkinci Dünya Savaşı sırasında gelişti. More Sentences |
||||
Military | ||||
Askeri | füze | missile i. | ||
The Cuban Missile Crisis frustrated the world for thirteen days. Küba Füze Krizi, dünya çapında on üç günlük bir gerginliğe neden oldu. More Sentences |
||||
Star Wars | ||||
Star Wars | füze | missile i. | ||
Iraq agreed, among other things, to give up all its weapons of mass destruction and long-range missiles. Irak, diğer hususların yanı sıra, tüm kitle imha silahlarını ve uzun menzilli füzelerini bırakmayı kabul etmiştir. More Sentences |
||||
General | ||||
Genel | füze | missive i. | ||
Genel | füze | missive s. | ||
Military | ||||
Askeri | füze | rocket i. | ||
Askeri | füze | rocket i. | ||
Slang | ||||
Argo | füze | bubby i. |