|
Kategori |
Türkçe |
İngilizce |
|
General |
|
1 |
Genel |
uçlarını birleştirmek |
splice f.
|
|
2 |
Genel |
düğümle birleştirmek |
knit f.
|
|
3 |
Genel |
yeniden birleştirmek |
recombine f.
|
|
4 |
Genel |
birlikleri birleştirmek |
rally f.
|
|
5 |
Genel |
kaynak yaparak birleştirmek |
weld f.
|
|
6 |
Genel |
parçaları birleştirmek |
assemble f.
|
|
7 |
Genel |
sıkıca birleştirmek |
weld f.
|
|
8 |
Genel |
yeniden birleştirmek |
rejoin f.
|
|
9 |
Genel |
aynı yönetim altında birleştirmek |
syndicate f.
|
|
10 |
Genel |
çarparak birleştirmek |
combine by multiplication f.
|
|
11 |
Genel |
tekrar birleştirmek |
rejoin f.
|
|
12 |
Genel |
tek parça olarak birleştirmek |
combine into one f.
|
|
13 |
Genel |
tire ile birleştirmek |
hyphenate f.
|
|
14 |
Genel |
tekrar birleştirmek |
unify again f.
|
|
15 |
Genel |
kurtağzı ile birleştirmek |
dovetail f.
|
|
16 |
Genel |
ile birleştirmek |
integrate with f.
|
|
17 |
Genel |
su ile birleştirmek |
hydrate f.
|
|
18 |
Genel |
yeniden birleştirmek |
reincorporate f.
|
|
19 |
Genel |
t dirsekle birleştirmek |
tee f.
|
|
20 |
Genel |
davaları birleştirmek |
join the cases f.
|
|
21 |
Genel |
dosyaları birleştirmek |
join the files f.
|
|
22 |
Genel |
karıştırıp birleştirmek |
amalgamate f.
|
|
23 |
Genel |
eriterek birleştirmek |
fuse f.
|
|
24 |
Genel |
uç uca birleştirmek |
butt f.
|
|
25 |
Genel |
hayatlarını birleştirmek |
get married f.
|
|
26 |
Genel |
federasyon halinde birleştirmek |
federate f.
|
|
27 |
Genel |
parçalarını birleştirmek |
piece together f.
|
|
28 |
Genel |
güçlerini birleştirmek |
ally with f.
|
|
29 |
Genel |
güçlerini birleştirmek |
combine the forces f.
|
|
30 |
Genel |
güçlerini birleştirmek |
unite forces f.
|
|
31 |
Genel |
ile birleştirmek |
add with f.
|
|
32 |
Genel |
tatilleri birleştirmek |
combine holidays f.
|
|
33 |
Genel |
hayatını birleştirmek |
marry someone f.
|
|
34 |
Genel |
ile birleştirmek |
combine with f.
|
|
35 |
Genel |
ile birleştirmek |
tie up with f.
|
|
36 |
Genel |
bir şey ile sıkıca birleştirmek |
dovetail with something f.
|
|
37 |
Genel |
ellerini birleştirmek |
fold one's hands f.
|
|
38 |
Genel |
tutkalla/yapıştırıcıyla parçalarını birleştirmek |
glue something together f.
|
|
39 |
Genel |
tekrar birleştirmek |
reunify f.
|
|
40 |
Genel |
örerek birleştirmek |
knit something together f.
|
|
41 |
Genel |
seçmeni birleştirmek |
unify the electorate f.
|
|
42 |
Genel |
eklemlerle birleştirmek |
articulate f.
|
|
43 |
Genel |
kabaca birleştirmek |
cobble f.
|
|
44 |
Genel |
eriterek birleştirmek |
fuze f.
|
|
45 |
Genel |
hava ile birleştirmek |
aerify f.
|
|
46 |
Genel |
yeniden birleştirmek |
reassociate f.
|
|
47 |
Genel |
yeniden birleştirmek |
reconjoin f.
|
|
48 |
Genel |
yeniden birleştirmek |
reconsolidate f.
|
|
49 |
Genel |
tekrar birleştirmek |
reintegrate f.
|
|
50 |
Genel |
ek yerleri yeniden birleştirmek |
rejoint f.
|
|
51 |
Genel |
uç kısımları geçme yapacak şekilde birleştirmek |
lap timbers f.
|
|
52 |
Genel |
ortak paydada birleştirmek |
attone [obsolete] f.
|
|
53 |
Genel |
kalkandaki armaları birleştirmek |
empale f.
|
|
54 |
Genel |
altındakiyle birleştirmek |
underjoin f.
|
|
55 |
Genel |
köprüyle birleştirmek |
bridge f.
|
|
56 |
Genel |
kötü niyet ile birleştirmek |
host f.
|
|
57 |
Genel |
hatalı şekilde birleştirmek |
misassemble f.
|
|
58 |
Genel |
uygunsuz şekilde birleştirmek |
misjoin f.
|
|
59 |
Genel |
yanlış şekilde birleştirmek |
misjoin f.
|
|
60 |
Genel |
kötü şekilde birleştirmek |
misjoin f.
|
|
61 |
Genel |
üst üste bindirmeden belirli bir açı ile birleştirmek |
miter f.
|
|
62 |
Genel |
sınırlarda ve köşelerde taşma yapmadan düzgün şekilde birleştirmek |
miter f.
|
|
63 |
Genel |
gönyede birleştirmek |
mitre f.
|
|
64 |
Genel |
belirli bir açıda birleştirmek için uçlara eğim vermek |
mitre f.
|
|
65 |
Genel |
çakışmayacak şekilde belirli bir açıda birleştirmek |
mitre f.
|
|
66 |
Genel |
(kapak dekorasyonunun çizgilerini) köşeleri veya çapraz hatları çakışmayacak şekilde birleştirmek |
mitre f.
|
|
67 |
Genel |
gönye şeklinde birleştirmek |
mitre f.
|
|
68 |
Genel |
sıkıca birleştirmek |
mortice f.
|
|
69 |
Genel |
sıkıca birleştirmek |
yot f.
|
|
70 |
Genel |
iki yüzü birbiriyle alakasız madeni para basmak için alakasız kalıpları birleştirmek |
mule f.
|
|
71 |
Genel |
kenarlarından birleştirmek |
butt f.
|
|
72 |
Genel |
noktaları birleştirmek |
detail f.
|
|
73 |
Genel |
görünmez şekilde birleştirmek |
graft f.
|
|
74 |
Genel |
olukla birleştirmek |
groove f.
|
|
75 |
Genel |
(kirişle) birleştirmek |
insinew f.
|
|
76 |
Genel |
başka bir şeyle birleştirmek |
coannex f.
|
|
77 |
Genel |
birbiriyle birleştirmek |
commerge f.
|
|
78 |
Genel |
(birkaç elementi) birleştirmek |
complicate [obsolete] f.
|
|
79 |
Genel |
bir noktada birleştirmek |
concenter f.
|
|
80 |
Genel |
siyano-etil grubu ile birleştirmek |
cyanoethylate f.
|
|
81 |
Genel |
çentikleri eşleştirerek birleştirmek |
indent f.
|
|
82 |
Genel |
(kağıt yaprağı kumaş şeride yapıştırarak) ped oluşturacak şekilde bir uçtan birleştirmek |
pad f.
|
|
83 |
Genel |
sıkıca birleştirmek |
context [obsolete] f.
|
|
84 |
Genel |
iki ucunu birleştirmek |
crotch f.
|
|
85 |
Genel |
(oy, dava, ceza) birleştirmek |
cumulate f.
|
|
86 |
Genel |
(dizin, katalog) önceki sayıları daha sonraki sayılarda birleştirmek |
cumulate f.
|
|
87 |
Genel |
dil ve oyuklu bağlantı ile birleştirmek |
feather f.
|
|
88 |
Genel |
(metal) birleştirmek |
ferruminate f.
|
|
89 |
Genel |
eriterek birleştirmek |
inlay f.
|
|
90 |
Genel |
güçlerini birleştirmek |
inleague [obsolete] f.
|
|
91 |
Genel |
örer gibi birleştirmek |
inweave f.
|
|
92 |
Genel |
örgüleri birleştirmek |
inweave f.
|
|
93 |
Genel |
örerek birleştirmek |
plait f.
|
|
94 |
Genel |
(kırıştırarak) birleştirmek |
contract f.
|
|
95 |
Genel |
gizlice birleştirmek |
finedraw f.
|
|
96 |
Genel |
sıkı sıkı birleştirmek |
fold f.
|
|
97 |
Genel |
önceden birleştirmek |
prebind f.
|
|
98 |
Genel |
siyam ikizleri gibi birleştirmek |
siamese f.
|
|
99 |
Genel |
su ile birleştirmek |
slack f.
|
|
100 |
Genel |
yumuşak lehim ile birleştirmek |
soft-solder f.
|
|
101 |
Genel |
(bir parçayı) pişmemiş çömlek ile birleştirmek |
sprig f.
|
|
102 |
Genel |
alttan birleştirmek |
subnect f.
|
|
103 |
Genel |
alttan birleştirmek |
subnex f.
|
|
104 |
Genel |
sülfürle birleştirmek |
sulfuret f.
|
|
105 |
Genel |
sülfürle birleştirmek |
sulfurette f.
|
|
106 |
Genel |
sülfürle birleştirmek |
sulphurette f.
|
|
107 |
Genel |
(farklı şeyleri) birleştirmek |
synoecize f.
|
|
108 |
Genel |
(köyleri) bir mahallede birleştirmek |
synoecize f.
|
|
109 |
Genel |
kelimeleri birleştirmek için kullanılan bir ek |
-o- snk.
|
|
110 |
Genel |
emprenye etmek, işlemek veya birleştirmek anlamı veren son ek |
-ise snk.
|
|
Phrasals |
|
111 |
Öbek Fiiller |
(özellikle kaynakla) birleştirmek |
shut together f.
|
|
112 |
Öbek Fiiller |
bir şeyleri ip ile birbirlerine birleştirmek/bağlamak |
string something together f.
|
|
113 |
Öbek Fiiller |
kabaca birleştirmek |
cobble something together f.
|
|
114 |
Öbek Fiiller |
kabaca birleştirmek |
cobble something up f.
|
|
115 |
Öbek Fiiller |
zamkla birleştirmek/yapıştırmak |
paste something up f.
|
|
116 |
Öbek Fiiller |
(birini başka biriyle, eski sevgilisiyle) tekrar birleştirmek/bir araya getirmek |
drive (one) back to (someone) f.
|
|
117 |
Öbek Fiiller |
birini başka biriyle (eski sevgilisi, annesi, babası) tekrar birleştirmek/bir araya getirmek |
drive someone back to someone f.
|
|
118 |
Öbek Fiiller |
(bir şeyi başka bir şeyle) birleştirmek |
compound (something) with (something else) f.
|
|
119 |
Öbek Fiiller |
bir şeyi başka bir şeyle birleştirmek |
compound something with something f.
|
|
120 |
Öbek Fiiller |
iki ya da daha fazla kişiyi bir durum/aktivite için bir araya getirmek/birleştirmek |
yoke together f.
|
|
121 |
Öbek Fiiller |
(bir şeyi başka bir şeyle birleştirmek |
join with (something) f.
|
|
122 |
Öbek Fiiller |
(birini başka biriyle/birileriyle) birleştirmek |
join with (someone) f.
|
|
123 |
Öbek Fiiller |
iki canlı şeyi (bitki, insan dokusu) birbiriyle birleştirmek |
graft (something) on f.
|
|
124 |
Öbek Fiiller |
kafasında birleştirmek |
put together f.
|
|
125 |
Öbek Fiiller |
sonuca varmak için bir çok unsuru/parçaları birleştirmek |
put together f.
|
|
126 |
Öbek Fiiller |
birbirine birleştirmek |
string together f.
|
|
127 |
Öbek Fiiller |
bir şeyleri birbirine birleştirmek |
string something together f.
|
|
128 |
Öbek Fiiller |
(birilerini/bir şeyleri) bir şeyde birleştirmek |
unite in (someone or something) f.
|
|
129 |
Öbek Fiiller |
(birilerini/bir şeyleri) bir ortaklıkta bir araya getirmek/birleştirmek |
unite in (someone or something) f.
|
|
130 |
Öbek Fiiller |
birilerini bir şeyde birleştirmek |
unite someone in something f.
|
|
131 |
Öbek Fiiller |
birilerini bir ortaklıkta bir araya getirmek/birleştirmek |
unite someone in something f.
|
|
132 |
Öbek Fiiller |
ile birleştirmek |
tie into f.
|
|
133 |
Öbek Fiiller |
bir şeyi bir şeyle birleştirmek |
intersperse something with something f.
|
|
134 |
Öbek Fiiller |
birilerini/bir şeyleri bir şey altında birleştirmek |
unite someone or something into something f.
|
|
135 |
Öbek Fiiller |
kaynakları bir havuzda birleştirmek |
pool up f.
|
|
136 |
Öbek Fiiller |
(bir şeyin) ucunu (başka bir şeyin) ucuyla birleştirmek |
splice (something) to (something else) f.
|
|
137 |
Öbek Fiiller |
uçlarını birleştirmek |
splice (something) to (something else) f.
|
|
138 |
Öbek Fiiller |
bir şeyin ucunu başka bir şeyin ucuyla birleştirmek |
splice something into something f.
|
|
139 |
Öbek Fiiller |
uçlarını birleştirmek |
splice something into something f.
|
|
140 |
Öbek Fiiller |
bir şeyin ucunu başka bir şeyin ucuyla birleştirmek |
splice something to something f.
|
|
141 |
Öbek Fiiller |
uçlarını birleştirmek |
splice something to something f.
|
|
142 |
Öbek Fiiller |
uç uca ekleyip birleştirmek |
splice together f.
|
|
143 |
Öbek Fiiller |
uçlarını birleştirmek |
splice together f.
|
|
144 |
Öbek Fiiller |
yeni bir şey elde etmek/bir şeyi değiştirmek için iki veya daha fazla farklı şeyi birleştirmek |
splice together f.
|
|
145 |
Öbek Fiiller |
eski bir şeyi yeni bir şey ile birleştirmek |
vamp up f.
|
|
146 |
Öbek Fiiller |
(biri ya da bir şeyi) birleştirmek |
combine (something) against (someone or something) f.
|
|
147 |
Öbek Fiiller |
biri ya da bir şeyi birleştirmek |
combine something against someone or something f.
|
|
148 |
Öbek Fiiller |
zorla birleştirmek |
jam together f.
|
|
149 |
Öbek Fiiller |
(bir şeyle bir şeyi) birleştirmek |
join (something) to (something else) f.
|
|
150 |
Öbek Fiiller |
(bir şeyi bir şeyle) birleştirmek |
join (something and something else) together f.
|
|
151 |
Öbek Fiiller |
bir şeyi acemice birleştirmek/montajlamak |
jumble something together f.
|
|
152 |
Öbek Fiiller |
örerek birleştirmek |
knit together f.
|
|
153 |
Öbek Fiiller |
dokuyarak birleştirmek |
knit together f.
|
|
154 |
Öbek Fiiller |
bağlayarak birleştirmek |
knit together f.
|
|
155 |
Öbek Fiiller |
düğümle birleştirmek |
knit together f.
|
|
156 |
Öbek Fiiller |
iki şeyi karşılıklı yarar sağlayacak şekilde bir araya getirmek/birleştirmek/bütünleştirmek |
marry up f.
|
|
157 |
Öbek Fiiller |
şans eseri birleştirmek/karşılaştırmak |
push together f.
|
|
158 |
Öbek Fiiller |
bir metalle başka bir metali birleştirmek |
alloy something with something f.
|
|
159 |
Öbek Fiiller |
(bir metalle başka bir metali) birleştirmek |
alloy (something) with f.
|
|
160 |
Öbek Fiiller |
iki şeyi birleştirmek |
alloy (something) with f.
|
|
161 |
Öbek Fiiller |
(bir şeyi) bir şeyle birleştirmek/harmanlamak |
alloy (something) with f.
|
|
162 |
Öbek Fiiller |
ile birleştirmek |
alloy with f.
|
|
163 |
Öbek Fiiller |
kendini biriyle/bir şeyle birleştirmek |
ally oneself to someone or something f.
|
|
164 |
Öbek Fiiller |
(kendini birine/bir şeye karşı biriyle/bir şeyle) birleştirmek |
ally (oneself) (with someone) (against someone or something) f.
|
|
165 |
Öbek Fiiller |
biriyle/bir şeyle birleştirmek |
ally oneself to someone or something f.
|
|
166 |
Öbek Fiiller |
bir şeyi bir şeyle birleştirmek |
amalgamate something with something f.
|
|
167 |
Öbek Fiiller |
iki şeyi birleştirmek |
amalgamate something with something f.
|
|
168 |
Öbek Fiiller |
bir şeyle birleştirmek |
amalgamate with something f.
|
|
169 |
Öbek Fiiller |
bir metalle başka bir metali birleştirmek |
alloy something with something f.
|
|
170 |
Öbek Fiiller |
(bir metalle başka bir metali) birleştirmek |
alloy (something) with f.
|
|
171 |
Öbek Fiiller |
iki şeyi birleştirmek |
alloy (something) with f.
|
|
172 |
Öbek Fiiller |
(bir şeyi) bir şeyle birleştirmek/harmanlamak |
alloy (something) with f.
|
|
173 |
Öbek Fiiller |
ile birleştirmek |
alloy with f.
|
|
174 |
Öbek Fiiller |
kendini biriyle/bir şeyle birleştirmek |
ally oneself to someone or something f.
|
|
175 |
Öbek Fiiller |
(kendini birine/bir şeye karşı biriyle/bir şeyle) birleştirmek |
ally (oneself) (with someone) (against someone or something) f.
|
|
176 |
Öbek Fiiller |
biriyle/bir şeyle birleştirmek |
ally oneself to someone or something f.
|
|
177 |
Öbek Fiiller |
bir şeyi bir şeyle birleştirmek |
amalgamate something with something f.
|
|
178 |
Öbek Fiiller |
iki şeyi birleştirmek |
amalgamate something with something f.
|
|
179 |
Öbek Fiiller |
bir şeyle birleştirmek |
amalgamate with something f.
|
|
180 |
Öbek Fiiller |
bir toprağı/araziyi bir toprakla/araziyle birleştirmek |
annex something to something f.
|
|
181 |
Öbek Fiiller |
bir toprakla/araziyle birleştirmek/birleşmek |
annex to something f.
|
|
182 |
Öbek Fiiller |
bitişiğindeki/komşu araziyle birleşmek/birleştirmek |
annex to something f.
|
|
183 |
Öbek Fiiller |
(bir toprakla/araziyle) birleştirmek |
annex (something) to f.
|
|
184 |
Öbek Fiiller |
(arazileri/toprakları) birleştirmek |
annex (something) to f.
|
|
185 |
Öbek Fiiller |
toprakları/arazileri birleştirmek |
annex to f.
|
|
186 |
Öbek Fiiller |
(kendini/birini/bir şeyi) ile birleştirmek |
assimilate (oneself/someone/something) into f.
|
|
187 |
Öbek Fiiller |
(iki şeyi) birleştirmek |
attach to f.
|
|
188 |
Öbek Fiiller |
(kendini bir şeyle) birleştirmek |
attach to f.
|
|
189 |
Öbek Fiiller |
(birilerini) bir noktada/konuda birleştirmek |
bring (someone) together f.
|
|
190 |
Öbek Fiiller |
bir şeyleri toplamak/birleştirmek |
bring something together f.
|
|
191 |
Öbek Fiiller |
kabaca birleştirmek |
cobble together f.
|
|
192 |
Öbek Fiiller |
yarım yamalak bir araya getirmek/birleştirmek |
cobble together f.
|
|
193 |
Öbek Fiiller |
özensizce toparlamak/birleştirmek |
cobble together f.
|
|
194 |
Öbek Fiiller |
yalapşap yapmak/birleştirmek |
cobble together f.
|
|
195 |
Öbek Fiiller |
kabaca birleştirmek |
cobble up f.
|
|
196 |
Öbek Fiiller |
yarım yamalak bir araya getirmek/birleştirmek |
cobble up f.
|
|
197 |
Öbek Fiiller |
özensizce toparlamak/birleştirmek |
cobble up f.
|
|
198 |
Öbek Fiiller |
yalapşap yapmak/birleştirmek |
cobble up f.
|
|
199 |
Öbek Fiiller |
(bir şeyi bir şeyle) birleştirmek |
combine (something) with (something) f.
|
|
200 |
Öbek Fiiller |
ile birleştirmek |
compound with f.
|
|
201 |
Öbek Fiiller |
birilerini/bir şeyleri bir noktada birleştirmek |
concentrate someone or something at something f.
|
|
202 |
Öbek Fiiller |
(bir noktada) birleştirmek |
concentrate at (some place) f.
|
|
203 |
Öbek Fiiller |
(birine/bir şeye) karşı güçlerini birleştirmek |
conspire against (something or someone) f.
|
|
204 |
Öbek Fiiller |
(biriyle) güçlerini birleştirmek |
conspire with (one) f.
|
|
205 |
Öbek Fiiller |
(birine/bir şeye) karşı (biriyle) güçlerini birleştirmek |
conspire with (someone) against (something or someone) f.
|
|
206 |
Öbek Fiiller |
bir şeyi bir şeyle birleştirmek |
couple something with something f.
|
|
207 |
Öbek Fiiller |
(iki şeyi) birleştirmek |
couple (something) together f.
|
|
208 |
Öbek Fiiller |
ile sıkıca birleştirmek |
dovetail with f.
|
|
209 |
Öbek Fiiller |
ile tekrar birleştirmek/bir araya getirmek |
drive back to f.
|
|
210 |
Öbek Fiiller |
(ekipman) birleştirmek |
rig up f.
|
|
211 |
Öbek Fiiller |
bir şeyi birleştirmek |
fit something together f.
|
|
212 |
Öbek Fiiller |
iki metal parçayı birleştirmek |
rust together f.
|
|
213 |
Öbek Fiiller |
bir şeyi bir şeyle (eriterek) birleştirmek |
fuse something with something f.
|
|
214 |
Öbek Fiiller |
(bir şeyle) birleştirmek |
fuse with (something) f.
|
|
215 |
Öbek Fiiller |
birini/bir şeyi (kendi) etrafında bir araya getirmek/birleştirmek |
gather someone or something around (oneself) f.
|
|
216 |
Öbek Fiiller |
iki canlı şeyi (bitki, insan dokusu) birbiriyle birleştirmek |
graft on f.
|
|
217 |
Öbek Fiiller |
(birini/bir şeyi bir şeyle) birleştirmek |
incorporate (someone or something) in (something) f.
|
|
218 |
Öbek Fiiller |
(birini/bir şeyi bir şeyle) birleştirmek |
incorporate (someone or something) into (something) f.
|
|
219 |
Öbek Fiiller |
(birini bir şeyle) birleştirmek |
integrate (someone) with (something) f.
|
|
220 |
Öbek Fiiller |
(bir şeyle) birleştirmek |
integrate into (something) f.
|
|
221 |
Öbek Fiiller |
bir şeyi bir şeyle birleştirmek |
intermingle something with something f.
|
|
222 |
Öbek Fiiller |
ile birleştirmek |
intersperse with f.
|
|
223 |
Öbek Fiiller |
güçlerini birleştirmek |
join up f.
|
|
224 |
Öbek Fiiller |
ile birleştirmek |
join with f.
|
|
225 |
Öbek Fiiller |
(biriyle başka birini) birleştirmek/bir araya getirmek |
join (someone) with (someone else) f.
|
|
226 |
Öbek Fiiller |
(bir şey) olarak birleştirmek |
merge into (something) f.
|
|
227 |
Öbek Fiiller |
ile birleştirmek |
merge in f.
|
|
228 |
Öbek Fiiller |
(bir şeyle) birleştirmek |
mingle with (something) f.
|
|
229 |
Öbek Fiiller |
(bir şeyle) birleştirmek |
mix with (something) f.
|
|
230 |
Öbek Fiiller |
yapıştırıcıyla birleştirmek |
paste up f.
|
|
231 |
Öbek Fiiller |
(birine/bir şeye) karşı güçlerini birleştirmek |
plot against (something or someone) f.
|
|
232 |
Öbek Fiiller |
uçlarını birleştirmek |
splice to f.
|
|
233 |
Öbek Fiiller |
(biriyle/bir şeyle) birleşmek/güçleri birleştirmek |
team up (with one) f.
|
|
234 |
Öbek Fiiller |
yalapşap/derme çatma/gelişigüzel yapmak/birleştirmek |
toss together f.
|
|
235 |
Öbek Fiiller |
eğreti şekilde birleştirmek/kurmak |
toss together f.
|
|
236 |
Öbek Fiiller |
rastgele birleştirmek/bir araya getirmek |
toss together f.
|
|
237 |
Öbek Fiiller |
çarpık çurpuk birleştirmek |
toss together f.
|
|
238 |
Öbek Fiiller |
(bir şeyle) birleştirmek |
touch to (something) f.
|
|
239 |
Öbek Fiiller |
(birine/bir şeye) karşı birleştirmek |
unite against (someone or something) f.
|
|
240 |
Öbek Fiiller |
(biriyle/bir şeyle) birleştirmek |
unite with (someone or something) f.
|
|
241 |
Öbek Fiiller |
telle bağlayarak birleştirmek |
wire together f.
|
|
242 |
Öbek Fiiller |
(bir dizi ayrı ses kanalını) daha az sayıda ses kanalı oluşturmak için birleştirmek |
fold down f.
|
|
Colloquial |
|
243 |
Konuşma Dili |
bir şirketin hisselerini ayrı ayrı satın alıp sonradan tek holdingde birleştirmek üzere gizlice anlaşanlar |
concert party i.
|
|
244 |
Konuşma Dili |
güçlerini birleştirmek |
join forces with f.
|
|
245 |
Konuşma Dili |
parçaları birleştirmek |
piece together f.
|
|
246 |
Konuşma Dili |
biriyle güçlerini birleştirmek/bir araya getirmek |
hook up with someone f.
|
|
Idioms |
|
247 |
Deyim |
oylarını birleştirmek için birlikte seçim kampanyası yapan siyasetçiler |
dream ticket i.
|
|
248 |
Deyim |
(biriyle) güçleri birleştirmek |
combine forces (with one) f.
|
|
249 |
Deyim |
birine karşı saflarını birleştirmek |
take sides against someone f.
|
|
250 |
Deyim |
güçlerini birleştirmek |
join forces f.
|
|
251 |
Deyim |
noktaları birleştirmek (çizgilerle) |
join (up) the dots f.
|
|
252 |
Deyim |
ipuçlarını birleştirmek |
join (up) the dots f.
|
|
253 |
Deyim |
yapbozun parçalarını birleştirmek |
join up the dots f.
|
|
254 |
Deyim |
ipuçlarını birleştirmek |
join up the dots f.
|
|
255 |
Deyim |
güçlerini birleştirmek |
hitch (one's) horses together f.
|
|
256 |
Deyim |
hayatını birleştirmek |
be one flesh f.
|
|
257 |
Deyim |
(biriyle) güçleri birleştirmek |
join/combine forces (with somebody) f.
|
|
258 |
Deyim |
parçaları birleştirmek |
fill in the blank f.
|
|
259 |
Deyim |
ellerini birleştirmek |
fold hands f.
|
|
260 |
Deyim |
tutkalla/yapıştırıcıyla parçalarını birleştirmek |
glue together f.
|
|
261 |
Deyim |
(biriyle) güçlerini birleştirmek |
join forces (with one) f.
|
|
262 |
Deyim |
güçleri birleştirmek |
join/combine forces f.
|
|
263 |
Deyim |
-e karşı saflarını birleştirmek |
take sides against f.
|
|
264 |
Deyim |
(birine/bir şeye) karşı saflarını birleştirmek |
take sides against (someone or something) f.
|
|
Formal |
|
265 |
Resmi |
tekrar birleştirmek |
recouple f.
|
|
Trade/Economic |
|
266 |
Ticaret/Ekonomi |
bir hesabı başka bir hesapla birleştirmek |
absorb f.
|
|
267 |
Ticaret/Ekonomi |
fonları birleştirmek |
pool funds f.
|
|
268 |
Ticaret/Ekonomi |
ipotekleri birleştirmek |
tack mortgages f.
|
|
269 |
Ticaret/Ekonomi |
teminatları birleştirmek |
tack securities f.
|
|
Law |
|
270 |
Hukuk |
birkaç yasayı tek bir yasa halinde birleştirmek amacıyla hazırlanan kanun tasarısı |
omnibus bill i.
|
|
Politics |
|
271 |
Siyasal |
çeşitli ülkelerdeki komünist gruplarını birleştirmek üzere kurulmuş aşırı radikal bir örgüt |
third international i.
|
|
272 |
Siyasal |
çeşitli ülkelerdeki komünist gruplarını birleştirmek üzere kurulmuş aşırı radikal bir örgüt |
comintern i.
|
|
273 |
Siyasal |
ulusal düzeyde yönetilebilir sayıda önerge üretmek için yerel dallardan gelen önergeleri birleştirmek |
composite f.
|
|
274 |
Siyasal |
federal birlik altında birleştirmek |
federalize f.
|
|
275 |
Siyasal |
federal birlik altında birleştirmek |
federalise f.
|
|
Technical |
|
276 |
Teknik |
makine tahrik kayışının uçlarını birleştirmek için kullanılan ince deriden kayış veya bir dizi metal kelepçe |
lacing i.
|
|
277 |
Teknik |
(ses kayıt veya yayın sisteminde) birçok kaynaktan gelen sinyalleri istenen bir oranda birleştirmek için kullanılan elektrik devresi |
mixer i.
|
|
278 |
Teknik |
solunum yoluyla kanı oksijen ile birleştirmek |
air out f.
|
|
279 |
Teknik |
üst üste gelen malzeme katmanlarını yapıştırarak birleştirmek |
laminate f.
|
|
280 |
Teknik |
amonyakla karıştırmak veya birleştirmek |
ammoniate f.
|
|
281 |
Teknik |
bağlamak veya birleştirmek |
tie f.
|
|
282 |
Teknik |
birleştirmek bir araya getirmek |
assemble f.
|
|
283 |
Teknik |
brom ile birleştirmek |
brominate f.
|
|
284 |
Teknik |
dik açılarda birleştirmek |
quarter f.
|
|
285 |
Teknik |
geçme parçası ile birleştirmek |
tenon f.
|
|
286 |
Teknik |
harman ederek veya eriterek birleştirmek |
interfuse f.
|
|
287 |
Teknik |
fosfor ile birleştirmek veya doyurmak |
phosphorate f.
|
|
288 |
Teknik |
nitrojenle birleştirmek |
azotise f.
|
|
289 |
Teknik |
karbonla birleştirmek |
carburise f.
|
|
290 |
Teknik |
karbonla birleştirmek |
carburize f.
|
|
291 |
Teknik |
nitrojenle birleştirmek |
azotize f.
|
|
292 |
Teknik |
metal parçaları ısıtarak temas noktasında birleştirmek |
sweat f.
|
|
293 |
Teknik |
kükürt ile birleştirmek |
sulfurize f.
|
|
294 |
Teknik |
klor ile birleştirmek |
chlorinate f.
|
|
295 |
Teknik |
karbon ile birleştirmek ve yüzey sertleştirmek |
packharden f.
|
|
296 |
Teknik |
mafsal ile birleştirmek |
articulate f.
|
|
297 |
Teknik |
kükürt ile birleştirmek |
sulphurise f.
|
|
298 |
Teknik |
solunum yoluyla kanı oksijen ile birleştirmek |
aerate f.
|
|
299 |
Teknik |
tartarla doyurmak veya işba haline getirmek ya da tartarla birleştirmek |
tartarize f.
|
|
300 |
Teknik |
tartarla doyurmak veya işba haline getirmek ya da tartarla birleştirmek |
tartarise f.
|
|
301 |
Teknik |
yiv ile birleştirmek |
rabbet f.
|
|
302 |
Teknik |
vida ile birleştirmek |
screw together f.
|
|
303 |
Teknik |
kalkandaki armaları birleştirmek |
impale f.
|
|
304 |
Teknik |
üst üste koyarak uçlarını birleştirmek |
lap f.
|
|
305 |
Teknik |
yumuşatıp ovarak, yoğurarak veya yuvarlayarak, bir yandan da seyreltici bir madde ile karıştırarak birleştirmek (alçıyı, kili veya hapı) |
malax f.
|
|
306 |
Teknik |
alın kaynağı ile birleştirmek |
jumpweld f.
|
|
307 |
Teknik |
alın kaynağı ile birleştirmek |
buttweld f.
|
|
308 |
Teknik |
alın kaynağı ile birleştirmek |
butt-weld f.
|
|
309 |
Teknik |
(levha uçlarını) ahşap bloğa sabitleyerek birleştirmek |
block f.
|
|
310 |
Teknik |
(iki yumuşak düz yüzeyi) elle bastırıp hafifçe döndürerek birleştirmek |
wring together f.
|
|
311 |
Teknik |
mekanizmanın parçalarını telleri birbirine bağlayarak birleştirmek |
hook up f.
|
|
312 |
Teknik |
(sinyalleri) birleştirmek |
mix f.
|
|
313 |
Teknik |
(iki film metrajını) efektin fark edilmemesi için birleştirmek |
mix f.
|
|
314 |
Teknik |
eski lastik dişlerinin perdahlanmasının ardından yeni kauçuk kaplamayı yıpranmış açık pnömatik lastik yüzeyi ile birleştirmek |
retread f.
|
|
315 |
Teknik |
kaynak yaparak yeniden birleştirmek |
reweld f.
|
|
316 |
Teknik |
ilmekle birleştirmek |
loop f.
|
|
317 |
Teknik |
metal parçalarını erimiş metal kullanarak birleştirmek |
burn f.
|
|
318 |
Teknik |
metal parçalarını erimiş metal kullanarak birleştirmek |
burn in f.
|
|
319 |
Teknik |
metal parçalarını erimiş metal kullanarak birleştirmek |
burn on f.
|
|
320 |
Teknik |
metal parçalarını erimiş metal kullanarak birleştirmek |
burn together f.
|
|
321 |
Teknik |
(keresteleri) zıvana veya dübellerle birleştirmek |
coak f.
|
|
322 |
Teknik |
(iki levhayı) zıvana veya kırlangıç kemiği açarak birleştirmek |
indent f.
|
|
323 |
Teknik |
oku dayanağıyla birleştirmek |
piece f.
|
|
324 |
Teknik |
(taze odunu) kusurlu kısmı kesilip atılmış okla birleştirmek |
piece f.
|
|
325 |
Teknik |
duba köprü ile birleştirmek |
pontoon f.
|
|
326 |
Teknik |
(elektrik devreleri veya cihazlarını) tek devrede birleştirmek |
couple f.
|
|
327 |
Teknik |
zıvanayla birleştirmek |
cog f.
|
|
328 |
Teknik |
silika veya silikatlarla birleştirmek |
silicate f.
|
|
329 |
Teknik |
birleştirmek (toka ile) |
buckle expr.
|
|
Computer |
|
330 |
Bilgisayar |
birden çok sinyali tek sinyalde birleştirmek |
multiplex i.
|
|
331 |
Bilgisayar |
sql'de iki veya daha fazla tablodaki ilişkili değerleri seçmek/birleştirmek için kullanılan bir özellik |
inner join i.
|
|
332 |
Bilgisayar |
köşeleri dik veya yay şeklinde genellikle dik bir şekilde birleştirmek |
fillet f.
|
|
333 |
Bilgisayar |
köşeleri birleştirmek |
fillet f.
|
|
334 |
Bilgisayar |
yeniden birleştirmek |
relink f.
|
|
335 |
Bilgisayar |
parçaları birleştirmek |
implode f.
|
|
336 |
Bilgisayar |
verilerin depolanıp kaydedilmesini yönetmek için bilgisayar diski yüzeyine yazılmış eşmerkezli manyetik dairesel çoğaltmalar üzerinde sektörleri birleştirmek |
interleave f.
|
|
Informatics |
|
337 |
Bilişim |
şifreleri kırmak için bir şifre dosyasını gölge dosyasıyla birleştirmek |
unshadow f.
|
|
Telecom |
|
338 |
Telekom |
iletişim ağlarını birleştirmek |
net f.
|
|
Electric |
|
339 |
Elektrik |
dosya birleştirmek |
merge f.
|
|
340 |
Elektrik |
(elektrik devrelerini) transformatör aracılığıyla birleştirmek |
match f.
|
|
341 |
Elektrik |
elektrikli cihazları kalıcı olarak birleştirmek |
hardwire f.
|
|
342 |
Elektrik |
(iletkenleri) devreyi tamamlayacak şekilde birleştirmek |
loop f.
|
|
Mechanic |
|
343 |
Mekanik |
iki veya daha fazla sayıdaki uç elemanı birleştirmek için gerekli parça |
common item i.
|
|
344 |
Mekanik |
(mekanik parçayı) bir başkasına yaklaştırıp birleştirmek |
offer f.
|
|
Textile |
|
345 |
Tekstil |
verev dikiş ile birleştirmek |
whip f.
|
|
Architecture |
|
346 |
Mimarlık |
kalınlığının yarısından keserek iki tahtayı birleştirmek |
halve f.
|
|
Construction |
|
347 |
İnşaat |
dikey ve yatay kirişleri birleştirmek için eğik olarak çakılan çivi |
toenail i.
|
|
348 |
İnşaat |
düşey derz ile birleştirmek |
thorough-bind f.
|
|
349 |
İnşaat |
lamba ve zıvana ile birleştirmek |
tongue f.
|
|
350 |
İnşaat |
(iki ahşap, taş parçasını) zıvana-delik yöntemiyle birleştirmek |
mortise f.
|
|
351 |
İnşaat |
macun ile birleştirmek |
lute f.
|
|
352 |
İnşaat |
lökün ile birleştirmek |
lute f.
|
|
353 |
İnşaat |
pencereleri tirizlerle birleştirmek |
mull f.
|
|
Woodworking |
|
354 |
Ağaç İşleri |
(kapıyı, pencereyi) menteşelerle birleştirmek |
ledge f.
|
|
Automotive |
|
355 |
Otomotiv |
kaynak ile birleştirmek |
weld through f.
|
|
Railway |
|
356 |
Demiryolu |
bağlantı elemanı ile birleştirmek |
fish-joint f.
|
|
Aeronautic |
|
357 |
Havacılık |
(uçağın metal parçalarını) elektriksel olarak birbirine bağlı olacak şekilde birleştirmek |
bond f.
|
|
Marine |
|
358 |
Denizcilik |
(tahta parçalarını) halat yardımıyla birleştirmek |
marry f.
|
|
Medical |
|
359 |
Medikal |
(kemik veya dokuları) birleştirmek |
conglutinate f.
|
|
Gastronomy |
|
360 |
Mutfak |
birden fazla farklı şarabı karıştırıp yıllandırarak birleştirmek |
marry f.
|
|
Math |
|
361 |
Matematik |
iki grubu birleştirmek |
conjoin f.
|
|
362 |
Matematik |
iki ifadeyi birleştirmek |
conjoin f.
|
|
Geometry |
|
363 |
Geometri |
düz bir çizgi ile birleştirmek |
join f.
|
|
364 |
Geometri |
eğri ile birleştirmek |
join f.
|
|
Physics |
|
365 |
Fizik |
(frekans incelemede) referans dalgayı ikinci bir dalga ile birleştirmek |
beat f.
|
|
Chemistry |
|
366 |
Kimya |
halka oluşturmak için kimyasal bir bileşik ile bir metal iyonunu birleştirmek |
chelate f.
|
|
367 |
Kimya |
karbonla birleştirmek |
carburet f.
|
|
368 |
Kimya |
karbon ile birleştirmek |
carburet f.
|
|
369 |
Kimya |
su ile birleştirmek |
hydrate f.
|
|
370 |
Kimya |
epoksi ile birleştirmek |
epoxy f.
|
|
371 |
Kimya |
bikromatla birleştirmek |
bichromatize f.
|
|
372 |
Kimya |
kimyasal olarak birleştirmek |
bind f.
|
|
373 |
Kimya |
cıva veya cıva tuzu ile birleştirmek |
mercurate f.
|
|
374 |
Kimya |
cıva ile birleştirmek |
mercurify f.
|
|
375 |
Kimya |
metal ile birleştirmek |
metalize f.
|
|
376 |
Kimya |
metal ile birleştirmek |
metalise f.
|
|
377 |
Kimya |
hidrojen ile birleştirmek |
hydrogenate f.
|
|
378 |
Kimya |
hidrojen ile birleştirmek |
hydrogenize f.
|
|
379 |
Kimya |
hidrojen ile birleştirmek |
hydrogenise f.
|
|
380 |
Kimya |
oksijen ile birleştirmek |
oxidate f.
|
|
381 |
Kimya |
(kimyasal bileşen) birleştirmek |
conjugate f.
|
|
382 |
Kimya |
(bileşiği) başka bileşikle birleştirmek |
couple f.
|
|
383 |
Kimya |
(kimyasal bileşik, radikal) genellikle basit molekülün çıkarılması yoluyla birleştirmek |
couple f.
|
|
384 |
Kimya |
iyotla birleştirmek |
iodinate f.
|
|
385 |
Kimya |
iyot bileşiğiyle birleştirmek |
iodinate f.
|
|
386 |
Kimya |
moleküler bir reseptörle birleştirmek |
dock f.
|
|
387 |
Kimya |
ftalik asitle birleştirmek |
phthalate f.
|
|
388 |
Kimya |
ftalik anhidritle birleştirmek |
phthalate f.
|
|
389 |
Kimya |
kükürtle birleştirmek |
sulphuret f.
|
|
390 |
Kimya |
(peroksit elde etmek için) oksijen ile birleştirmek |
suroxidate f.
|
|
Biology |
|
391 |
Biyoloji |
(nükleik asit dizilerini) ısı ile ayırdıktan sonra düşük sıcaklıkta yeniden birleştirmek |
anneal f.
|
|
392 |
Biyoloji |
(bir dizi geni) tek genotipte birleştirmek |
pyramid f.
|
|
Biochemistry |
|
393 |
Biyokimya |
birden fazla biyolojik makromolekülün tamamlayıcı alt birimlerini birleştirmek |
hybridize f.
|
|
394 |
Biyokimya |
birden fazla biyolojik makromolekülün tamamlayıcı alt birimlerini birleştirmek |
hybridise f.
|
|
395 |
Biyokimya |
peptonla birleştirmek |
peptonize f.
|
|
396 |
Biyokimya |
peptonla birleştirmek |
peptonise f.
|
|
Agriculture |
|
397 |
Tarım |
(bitkileri) aşılama yaparak birleştirmek |
graft f.
|
|
Apiculture |
|
398 |
Arıcılık |
kolonileri birleştirmek |
unite colonies f.
|
|
Linguistics |
|
399 |
Dilbilim |
tireyle birleştirmek |
hyphen f.
|
|
400 |
Dilbilim |
kısa çizgiyle birleştirmek |
hyphen f.
|
|
401 |
Dilbilim |
(sözdizimsel birimleri) eşit seviyede birleştirmek |
coordinate f.
|
|
402 |
Dilbilim |
farklı çekim eklerini birleştirmek |
syncretise f.
|
|
403 |
Dilbilim |
farklı çekim eklerini birleştirmek |
syncretize f.
|
|
History |
|
404 |
Tarih |
(antik yunan'da) bir başkent altında birleştirmek |
synoecise f.
|
|
405 |
Tarih |
(antik yunan'da) bir başkent altında birleştirmek |
synoecize f.
|
|
Music |
|
406 |
Müzik |
notaları birleştirmek |
tie f.
|
|
407 |
Müzik |
iki notayı birleştirmek |
slur f.
|
|
408 |
Müzik |
notaları birleştirmek |
slur f.
|
|
409 |
Müzik |
(orgda birden fazla tuşu) bağlayıcıyla birleştirmek |
couple f.
|
|
Cinema |
|
410 |
Sinema |
(sinema sahnelerini veya ses bandını) keserek birleştirmek |
cut f.
|
|
Archaic |
|
411 |
Eski Kullanım |
aşılamak için bitkileri birleştirmek |
graff f.
|
|
412 |
Eski Kullanım |
görünmez şekilde birleştirmek |
graff f.
|
|
413 |
Eski Kullanım |
zorla birleştirmek |
compel f.
|
|
414 |
Eski Kullanım |
sıkıca birleştirmek |
contex f.
|
|
Engineering |
|
415 |
Engineering |
aynı frekanstaki iki dalgayı birleştirmek |
homodyne f.
|
|
416 |
Engineering |
panel noktalarını üçgen sistemi oluşturacak şekilde birleştirmek için gereken minimum elemanı içeren (kiriş) |
complete s.
|
|
Slang |
|
417 |
Argo |
biriyle işleri birleştirmek |
get into bed with someone f.
|
|
418 |
Argo |
biriyle şirketleri birleştirmek |
get into bed with someone f.
|
|