Geçmiş

head-on

"head-on" teriminin Türkçe İngilizce Sözlükte anlamları : 9 sonuç

	Kategori	İngilizce	Türkçe
General
1	Genel	head-on s.	kafadan/önden
2	Genel	head-on s.	burun buruna (çarpışma)
3	Genel	head-on s.	katı
4	Genel	head-on s.	uzlaşmaz
5	Genel	head-on zf.	kafa kafaya
6	Genel	head-on zf.	taban tabana zıt olarak
7	Genel	head-on zf.	kesin bir şekilde
8	Genel	head-on zf.	uzlaşmaksızın
9	Genel	head-on zf.	üstüne

"head-on" teriminin diğer terimlerle kazandığı İngilizce Türkçe Sözlükte anlamları : 112 sonuç

	Kategori	İngilizce	Türkçe
General
1	Genel	a head-on collision i.	kafa kafaya çarpışma
2	Genel	head-on collision i.	kafa kafaya çarpışma
3	Genel	head on a spike i.	kazığa oturtulmuş kelle
4	Genel	head on a spike i.	kazığa oturtulmuş kafa
5	Genel	have a good head on one's shoulders f.	sağduyu sahibi olmak
6	Genel	have a good head on one's shoulders f.	çok zeki olmak
7	Genel	have a good head on one's shoulders f.	aklı başında biri olmak
8	Genel	collide head-on f.	kafa kafaya çarpışmak
9	Genel	be in a head-on collision f.	bir araçla kafa kafaya çarpışmak
10	Genel	head on crash f.	(araç) kafa kafaya çarpışmak
11	Genel	put one's head on someone's shoulder f.	başını omzuna yaslamak
12	Genel	put one's head on someone's shoulder f.	başını omuzuna yaslamak
Phrasals
13	Öbek Fiiller	head on over f.	gitmek
Proverb
14	Atasözü	you can't put a wise head on young shoulders	genç birinden yaşlı birinin deneyimini bekleyemezsin
15	Atasözü	you can't put a wise head on young shoulders	genç birinden yaşlı birinin görmüş geçirmiş tavrını bekleyemezsin
16	Atasözü	you can't put a wise head on young shoulders	genç birinden yaşlı birinin yapacağı sağduyulu muhakemeyi bekleyemezsin
17	Atasözü	you can't put an old head on young shoulders	genç birinden yaşlı birinin deneyimini bekleyemezsin
18	Atasözü	you can't put an old head on young shoulders	genç birinden yaşlı birinin görmüş geçirmiş tavrını bekleyemezsin
19	Atasözü	you can't put an old head on young shoulders	genç birinden yaşlı birinin yapacağı sağduyulu muhakemeyi bekleyemezsin
Colloquial
20	Konuşma Dili	hit one’s head on the sink f.	başını küvete/lavaboya çarpmak
21	Konuşma Dili	keep your head on a swivel expr.	gözünü dört aç
Idioms
22	Deyim	an old head on young shoulders i.	olgun genç
23	Deyim	an old head on young shoulders i.	genç yaşına rağmen olgun kimse
24	Deyim	an old head on young shoulders i.	yetişkin gibi davranan/konuşan genç
25	Deyim	an old head on young shoulders i.	büyümüş de küçülmüş
26	Deyim	an old head on young shoulders i.	olgun genç
27	Deyim	an old head on young shoulders i.	genç yaşına rağmen olgun kimse
28	Deyim	an old head on young shoulders i.	yetişkin gibi davranan/konuşan genç
29	Deyim	an old head on young shoulders i.	büyümüş de küçülmüş
30	Deyim	put your head on the block f.	kendini riske/tehlikeye atmak
31	Deyim	put your head on the block f.	riski/tehlikeyi göze almak
32	Deyim	put your head on the block f.	kendini ateşe atmak
33	Deyim	lay your head on the block f.	kendini riske/tehlikeye atmak
34	Deyim	lay your head on the block f.	riski/tehlikeyi göze almak
35	Deyim	lay your head on the block f.	kendini ateşe atmak
36	Deyim	have a head on one's shoulders f.	akıllı olmak
37	Deyim	have a good head on one's shoulders f.	akıllı olmak
38	Deyim	want somebody's head on a platter f.	birinin kellesini istemek
39	Deyim	have a good head on one's shoulders f.	becerikli olmak
40	Deyim	have a head on one's shoulders f.	becerikli olmak
41	Deyim	want somebody's head on a plate f.	birinin cezalandırılmasını istemek
42	Deyim	want somebody's head on a plate f.	birinin kellesini istemek
43	Deyim	want somebody's head on a platter f.	birinin cezalandırılmasını istemek
44	Deyim	have a wise head on young shoulders f.	çok deneyimli olmak
45	Deyim	have a wise head on young shoulders f.	çok görüp geçirmek
46	Deyim	have an old head on young shoulders f.	çok deneyimli olmak
47	Deyim	have an old head on young shoulders f.	çok görüp geçirmek
48	Deyim	have a wise head on young shoulders f.	genç yaşına rağmen yılların birikimine sahip olmak
49	Deyim	have an old head on young shoulders f.	görmüş geçirmiş olmak
50	Deyim	have a wise head on young shoulders f.	görmüş geçirmiş olmak
51	Deyim	have an old head on young shoulders f.	genç yaşına rağmen yılların birikimine sahip olmak
52	Deyim	put one's head on the block f.	kendini tehlikeye atmak
53	Deyim	lay one's head on the block f.	okkanın altına girmek
54	Deyim	have a good head on one's shoulders f.	kafası çalışmak
55	Deyim	tackle head on f.	kafa tutmak
56	Deyim	put one's head on the block f.	kendini okkanın altına atmak
57	Deyim	lay one's head on the block f.	kendini riske atmak
58	Deyim	lay one's head on the block f.	kendini tehlikeye atmak
59	Deyim	lay one's head on the block f.	kendini okkanın altına atmak
60	Deyim	put one's head on the block f.	okkanın altına girmek
61	Deyim	have a head on one's shoulders f.	kafası çalışmak
62	Deyim	put one's head on the block f.	kendini riske atmak
63	Deyim	crash head-on f.	kafa kafaya çarpışmak
64	Deyim	have a good head on one's shoulders f.	kültürlü olmak
65	Deyim	have an old head on young shoulders f.	sağduyulu olmak
66	Deyim	face something head-on f.	sorunla yüzleşmek
67	Deyim	face problems head on f.	sorunlarla başa çıkmak
68	Deyim	face something head-on f.	sorunla doğrudan ilgilenmek
69	Deyim	have a good head on one's shoulders f.	sağduyu sahibi olmak
70	Deyim	have a good head on one's shoulders f.	yetenekli olmak
71	Deyim	have an old head on young shoulders f.	yılların birikimine sahip olmak
72	Deyim	have a head on one's shoulders f.	yetenekli olmak
73	Deyim	have a wise head on young shoulders f.	yılların birikimine sahip olmak
74	Deyim	meet head-on f.	göğüs germek
75	Deyim	meet head-on f.	yüz yüze gelmek
76	Deyim	meet head-on f.	üstüne gitmek
77	Deyim	meet head-on f.	başa çıkmak
78	Deyim	face head-on f.	sorunla doğrudan ilgilenmek
79	Deyim	face head-on f.	direkt yüzleşmek
80	Deyim	face head-on f.	direkt icabına bakmak
81	Deyim	have a good head on shoulders f.	aklı başında olmak
82	Deyim	have a good head on shoulders f.	çok zeki olmak
83	Deyim	have a good head on shoulders f.	sağduyu sahibi olmak
84	Deyim	have a good head on shoulders f.	akıllı olmak
85	Deyim	have a good head on shoulders f.	becerikli olmak
86	Deyim	have a good head on shoulders f.	kafası çalışmak
87	Deyim	have a good head on shoulders f.	kültürlü olmak
88	Deyim	have a good head on shoulders f.	yetenekli olmak
89	Deyim	have a good head on your shoulders f.	aklı başında biri olmak
90	Deyim	have a good head on your shoulders f.	çok zeki biri olmak
91	Deyim	have a good head on your shoulders f.	sağduyu sahibi biri olmak
92	Deyim	have a good head on your shoulders f.	akıllı biri olmak
93	Deyim	have a good head on your shoulders f.	becerikli biri olmak
94	Deyim	have a good head on your shoulders f.	kafası çalışmak
95	Deyim	have a good head on your shoulders f.	kültürlü biri olmak
96	Deyim	have a good head on your shoulders f.	yetenekli biri olmak
97	Deyim	keep (one's) head on a swivel f.	gözünü dört açmak
98	Deyim	keep (one's) head on a swivel f.	dikkatli olmak
99	Deyim	put head on the block f.	okkanın altına girmek
100	Deyim	put head on the block f.	riski/tehlikeyi göze almak
101	Deyim	head on zf.	direkt
102	Deyim	head on zf.	doğrudan
103	Deyim	(one's) head on a plate/platter expr.	(birinin) kafasını kesme (kötü bir ceza verme anlamında)
104	Deyim	(one's) head on a plate/platter expr.	(birini) öldürme (kötü bir ceza verme anlamında)
Speaking
105	Konuşma	he has a good head on his shoulders expr.	aklı başında biri
106	Konuşma	he has a good head on his shoulders expr.	onun kafası çalışıyor
Advertising
107	Reklam	head-on-position i.	trafiğin tam akış yönüne karşı dikilen reklam standı
Technical
108	Teknik	head on the spillway i.	savak yükü
109	Teknik	head on the spillway i.	savak üstündeki su yükü
Automotive
110	Otomotiv	head on collision i.	kafa kafaya çarpışma
111	Otomotiv	head on collision avoidance assistance system i.	kafa kafaya çarpışmadan kaçınma destek düzeni
Traffic
112	Trafik	head-on collision i.	kafa kafaya çarpmalı kaza