in on (something) - Türkçe İngilizce Sözlük
Geçmiş

in on (something)



"in on (something)" teriminin Türkçe İngilizce Sözlükte anlamları : 4 sonuç

İngilizce Türkçe
Colloquial
in on (something) expr. (bir şeye) sırdaş
in on (something) expr. (bir şeyde) payı olan
in on (something) expr. (bir sırrı) paylaşan
in on (something) expr. (gizli bir şeyin) içinde yer alan

"in on (something)" teriminin diğer terimlerle kazandığı İngilizce Türkçe Sözlükte anlamları : 211 sonuç

İngilizce Türkçe
General
fill someone in on something f. birine bir konu hakkında bilgi vermek
find something in/on its place f. yerinde bulmak
Phrasals
kick in on something for someone f. birine (alınacak bir şey/hediye için) katkıda bulunmak
zero in on something f. bütün dikkatini bir şey üzerinde toplamak
zero in on something f. dikkat kesilmek
muscle in on something f. müdahale etmek/karışmak
walk in on someone or something f. (bir konuşmayı/tartışmayı vb) içeri girerek bölmek
start in on someone or something f. (biri/bir şey ile) uğraşmaya başlamak
fill someone in (on someone or something) f. birine (biri/bir şey hakkında) bilgi vermek
fill someone in (on someone or something) f. birini (biri/bir şey hakkında) bilgilendirmek
nose in on (someone or something) f. (birine/bir şeye) burnunu sokmak
nose in on (someone or something) f. (birinin/bir şeyin) işine karışmak
pan in (on someone or something) f. (birine/bir şeye) zum yapmak
pan in (on someone or something) f. (birini/bir şeyi) zoom objektifle yakınlaştırmak
peek in on (someone or something) f. (birine/bir şeye) göz atmak
peek in on (someone or something) f. (birine/bir şeye) şöyle bir bakmak
peek in on (someone or something) f. (birine/bir şeye) hızlıca bakıvermek
peek in on (someone or something) f. (birine/bir şeye) üstünkörü bakmak
peek in on (someone or something) f. uğrayıp hızlıca (birini/bir şeyi) kontrol etmek
peek in on (someone or something) f. hızlıca (birine/bir şeye) bakıp çıkmak
peek in on (someone or something) f. gidip (birine/bir şeye) bir göz atmak
peek in on (someone or something) f. gidip (birini/bir şeyi) kolaçan etmek
write someone in (on something) f. (bir şeye) birinin adını yazmak
write someone in (on something) f. oy pusulasında listelenmemiş birine oy vermek
write someone in (on something) f. oy pusulasında listelenmemiş bir adayı boş bırakılan yere yazarak oy vermek
zero in (on someone or something) f. direkt olarak (birine/bir şeye) dönük olmak
zero in (on someone or something) f. direkt (birini/bir şeyi) hedeflemek
zero in (on someone or something) f. (birine/bir şeye) odaklanmak
zero in (on someone or something) f. (birini/bir şeyi) odağına almak
zero in (on someone or something) f. (birini/bir şeyi) hedefine almak
zero in on (something) f. görüşünü (bir şeye) odaklamak
zero in on (something) f. bakış açısını (bir şeye) odaklamak
zero in on (something) f. görüş hattını (bir şeye) yöneltmek
zero in on (something) f. bakışını (bir şeye) kilitlemek
zero in on (something) f. (bir şeye) iyice yaklaşmak
zero in on (something) f. (bir şeye) çok yaklaşmak
zero in on (something) f. (bir şeye) adım adım yaklaşmak
zero in on (something) f. bütün dikkatini (bir şeye) vermek
zero in on (something) f. (bir şeye) odaklanmak
zoom in (on someone or something) f. hızla yaklaşmak
zoom in (on someone or something) f. hızla yakınına gelmek
zoom in (on someone or something) f. odaklanmak
zoom in (on someone or something) f. konsantre olmak
zoom in (on someone or something) f. yoğunlaşmak
pan in (on someone or something) f. odaklanmak
pan in (on someone or something) f. konsantre olmak
pan in (on someone or something) f. yoğunlaşmak
zoom in (on someone/something) f. (birine/bir şeye) odaklanmak
zoom in (on someone/something) f. (birine/bir şeye) yoğunlaşmak
zoom in (on someone/something) f. (birine/bir şeye) konsantre olmak
start in on someone or something f. biriyle/bir şeyle ilgilenmeye başlamak
start in on someone or something f. birini/bir şeyi ele almak
start in on someone or something f. birini/bir şeyi eleştirmeye başlamak
start in on someone or something f. birini/bir şeyi azarlamaya başlamak
start in on someone or something f. birine/bir şeye saydırmaya başlamak
start in on someone or something f. birine/bir şeye sayıp sövmeye başlamak
start in on someone or something f. birine/bir şeye başlamak
start in on someone or something f. birine/bir şeye girişmek
break in on (someone or something) f. (birini/bir şeyi) bölmek
break in on (someone or something) f. (birini/bir şeyi) yarıda kesmek
break in on (someone or something) f. (birilerinin/bir şeyin) arasına dalmak/girmek
bring someone in (on something) f. (bir şeyle ilgili) birini almak
bring someone in (on something) f. (bir şeyle ilgili) birini dahil etmek
bring someone in (on something) f. (bir şeyle ilgili) birini işe katmak
bring someone in (on something) f. (bir şeyle ilgili) birini işin içine katmak
bring someone in (on something) f. (bir şeyle ilgili) birini getirmek
butt in (on someone or something) f. (birini/bir şeyi) bölmek
butt in (on someone or something) f. (birini/bir şeyi) yarıda kesmek
butt in (on someone or something) f. (birinin/bir şeyin) lafını kesmek
butt in (on someone or something) f. (birine/bir şeye) burnunu sokmak
butt in (on someone or something) f. (birilerinin/bir şeyin) arasına girmek
butt in (on someone or something) f. (birine/bir şeye) maydanoz /salça olmak
check in on (someone or something) f. (birini/bir şeyi) kontrol etmek
check in on (someone or something) f. (biriyle/bir şeyle) ilgili her şey yolunda mı diye bakmak
check in on (someone or something) f. (biri/bir şey) iyi mi diye bakmak/kontrol etmek
check in on (someone or something) f. (birinin/bir şeyin) durumunu kontrol etmek
check in on (someone or something) f. (birinin/bir şeyin) nasıl olduğuna bakmak
check in on (someone or something) f. (birine/bir şeye) uğrayıp nasıl olduğuna/iyi mi diye bakmak
chip in (with something) (on something) (for someone) f. birine hediye almak için toplanan paraya bir miktar katkıda bulunmak
chip something in (on something) (for someone) f. birine hediye almak için toplanan paraya bir miktar katkıda bulunmak
chip in on (something) f. (bir şeye) katkıda bulunmak
chip in on (something) f. (bir şeye) katkı sağlamak
chip in on (something) f. (bir grup tarafından üstlenilmiş göreve, etkinliğe) katkıda bulunmak/katkı sağlamak
chip in on (something) f. kişilerin aralarında topladığı paraya katkıda bulunmak
chip in on (something) f. toplanan bir paraya katkıda bulunmak
chip in on (something) f. bir fona katkı sağlamak
chip in on (something) f. bağışta bulunmak
chip in on (something) f. (pokerde, kumar masasında) bahis için ortaya para sürmek
chip in on (something) f. söze karışmak
chip in on (something) f. lafa girmek
chip in on (something) f. lafa karışmak
close in on (someone or something) f. (birinin/bir şeyin) çevresini sarmak
close in on (someone or something) f. (birini/bir şeyi) ablukaya almak
close in on (someone or something) f. (birinin/bir şeyin) etrafını çevirmek/sarmak
close in on (someone or something) f. (birinin/bir şeyin) etrafını kuşatmak
close in on (someone or something) f. (birine/bir şeye bir his) basmak
close in on (someone or something) f. (birini/bir şeyi bir his) sarmak
close in on (someone or something) f. hızla yaklaşmak
close in on (someone or something) f. (teslim tarihi) hızla yaklaşmak
clue someone in (on something) f. birini (bir şey hakkında) bilgilendirmek
clue someone in (on something) f. birine (bir şey hakkında) bilgi vermek
clue someone in (on something) f. birini (bir konuda) aydınlatmak
count (one) in on (something) f. (birini bir şeye) dahil etmek
count (one) in on (something) f. (birinin bir planın, etkinliğin) içinde saymak
count (one) in on (something) f. (birine bir şeyde) yer vermek
count (one) in on (something) f. (birini bir plana, etkinliğe) katılacakların/dahil olacakların içinde saymak
count someone in (on something) f. birini (bir şey için) dahil etmek
count someone in (on something) f. birini (bir şeyin) içerisinde saymak
count someone in (on something) f. birini (bir şeye) dahil etmek
count someone in (on something) f. birini (bir şeye) katılacakların/dahil olacakların arasında saymak
crowd in (on someone or something) f. (birinin/bir şeyin) başına üşüşmek
crowd in (on someone or something) f. (birinin/bir şeyin) başında/çevresinde toplanmak
crowd in (on someone or something) f. (birinin/bir şeyin) etrafında kalabalık yapmak/oluşturmak
crowd in (on someone or something) f. (birinin/bir şeyin) etrafına doluşmak
crowd in (on someone or something) f. (birinin/bir şeyin) çevresinde izdiham yaratmak
cut in on (something) f. (bir şeyin) arasına girmek
cut in on (something) f. (bir şeyi) yarıda kesmek
cut in on (something) f. lafa karışmak
cut in on (something) f. sözünü kesmek
fall in on (someone or something) f. (birinin/bir şeyin) üzerine çökmek
fall in on (someone or something) f. (birinin/bir şeyin) üzerine göçmek
go in on (something) f. (bir şeyi) paylaşmak
go in on (something) f. (bir şeye/şeyde) ortak olmak
go in on (something) f. (bir şeyi) ortaklaşa almak/yapmak
go in on (something) f. (bir şeye) ortak girişmek
go in with someone (on something) f. (biriyle bir şeyde) ortak olmak
go in with someone (on something) f. (biriyle bir şeyi) ortaklaşa almak/yapmak
go in with someone (on something) f. (biriyle bir şeye) ortaklaşa girişmek/girmek
home in on (something) f. (bir şeyi) keşfetmeye/anlamaya adım adım yaklaşmak
home in on (something) f. (bir şeyi) giderek keşfetmeye/anlamaya başlamak
hone in on (something) f. (bir şeye) odaklanmak
hone in on (something) f. (bir şeye) konsantre olmak
horn in on (something) f. (bir şeye) burnunu sokmak
let (one) in on (something) f. (birine) gizli/herkesin bilmediği bir sırrı açıklamak
let (one) in on (something) f. (birini gizli bir şeye) dahil etmek
let (one) in on (something) f. (birini bir şeyin) içine aldırmak
let (one) in on (something) f. (birini bir şeye) ortak etmek
listen in (on someone or something) f. (birini/bir şeyi) dışarıdan dinlemek
listen in (on someone or something) f. (birini/bir şeyi) misafir olarak dinlemek
listen in (on someone or something) f. (birini/bir şeyi) gizlice dinlemek
listen in (on someone or something) f. (birine/bir şeye) kulak kabartmak
listen in (on someone or something) f. (birine/bir şeye) kulak misafiri olmak
lock in on (someone or something) f. (birine/bir şeye) kilitlenmek
lock in on (someone or something) f. (birini/bir şeyi) hedef almak
lock in on (someone or something) f. (birine/bir şeye) kilitlemek
lock in on (someone or something) f. hedefe odaklamak
lock in on (someone or something) f. (birine/bir şeye) odaklanmak
lock in on (someone or something) f. (birine/bir şeye) gözünü dikmek
look in on (someone or something) f. (birine/bir şeye) uğramak/bakmak
look in on (someone or something) f. (birine/bir şeye) kapıdan bir bakmak
look in on (someone or something) f. uğrayıp (birini/bir şeyi) kontrol etmek
look in on (someone or something) f. (birini/bir şeyi) uzaktan kontrol etmek
move in on (someone or something) f. (birine/bir şeye) doğru yaklaşmak
move in on (someone or something) f. (birine/bir şeye) doğru yürümek
muscle in on (someone or something) f. (birine/bir şeye) zorla müdahale etmek
muscle in on (someone or something) f. (birine/bir şeye) zorla karışmak
muscle in on (someone or something) f. (biri/bir şey) üzerinde zorla hakimiyet kurmaya çalışmak
muscle in on (someone or something) f. (birinden/bir şeyden) zorla fayda sağlamaya çalışmak
put (some time) in on (something) f. (bir şeye belli bir zaman) ayırmak
put (some time) in on (something) f. (bir şeye belli bir zaman) vermek
put (some time) in on (something) f. (bir şeye belli bir zaman) harcamak
put in (some time) on (something) f. (bir şeye belli bir zaman) ayırmak
put in (some time) on (something) f. (bir şeye belli bir zaman) harcamak
put in (some time) on (something) f. (bir şeye belli bir zamanını) vermek
rain in on (someone or something) f. (bir yerden birinin/bir şeyin) üstüne yağmak
sit in on (something) f. (bir şeye) dinleyici/izleyici/katılımcı/ziyaretçi olarak katılmak
trade (something) in on (something) f. (bir şeyi) aradaki farkı ödeyip (yeni bir şeyle) değiştirmek
trade (something) in on (something) f. (eski bir şeyi verip başka bir şey) satın almak
trade (something) in on (something) f. aradaki farkı ödeyip (eski bir şeyi yeni bir şeyle) takas etmek
trade (something) in on (something) f. (bir şeyi) verip onun değerini (başka bir şeyin) bedelinden düşürerek o şeyi satın almak
Colloquial
get in on something f. bir şeye katılmak
be in on (something) f. (bir şeye) dahil olmak
be in on (something) f. (bir şeye) katılmak
be in on (something) f. (bir şeyin) içerisinde yer almak
be in on (something) f. (bir şeyde) payı olmak
be in on (something) f. (bir şeyden) haberi/haberdar olmak
Idioms
let somebody in on something f. birine gizli/herkesin bilmediği bir sırrı açıklamak
zoom in on something f. bir şeye zum yapmak
home in on something f. bir şeye doğru yönelmek
zoom in on something f. bir şeyi zumlamak
home in on something f. dikkatini bir şeye vermek
be in on something f. bir şeye katılmak
be in on something f. bir şeye dahil olmak
be in on something f. bir şey hakkında bilgi sahibi olmak/bilgi almak
be in on something f. bir şeyi bilmek
get in on something f. bir şeye katılmak
get in on something f. bir şeye dahil olmak
get in on something f. bir şey hakkında bilgi sahibi olmak/bilgi almak
get in on something f. bir şeyi bilmek
cash in on (something) f. (bir şeyden) faydalanmak
cash in on (something) f. (bir şeyden) istifade etmek
cash in on (something) f. (bir şeyden) yararlanmak
cash in on (something) f. (bir şeyden) çıkar sağlamak
cash in on (something) f. (bir şeyden) menfaat sağlamak
set foot in/on something f. bir şeye/bir yere adımını atmak
set foot in/on something f. bir şeye/bir yere ayak basmak
set foot in/on something f. bir şeye/bir yere girmek/gitmek
Slang
cut (someone) in on (something) f. (birine bir şeydeki) payını vermek
cut (someone) in on (something) f. arpalığını vermek
cut (someone) in on (something) f. ortakçı olarak almak
cut someone in (on something) f. (birine bir şeydeki) payını vermek
cut someone in (on something) f. arpalığını vermek
cut someone in (on something) f. ortakçı olarak almak
chisel in on (someone or something) f. (birine/bir şeye) maydanoz olmak
chisel in on (someone or something) f. (birine/bir şeye) salça olmak
chisel in on (someone or something) f. (birine/bir şeye) karışmak
chisel in on (something) f. (bir şeye) burnunu sokmak
chisel in on (something) f. (lafa) karışmak
chisel in (on someone/something) f. (birine/bir şeye) maydanoz olmak
chisel in (on someone/something) f. (birine/bir şeye) salça olmak
chisel in (on someone/something) f. (birine/bir şeye) karışmak