|
Kategori |
Türkçe |
İngilizce |
|
Common Usage |
|
1 |
Yaygın Kullanım |
bir örgütün tabanını oluşturan sıradan insanlar |
the grass roots i.
|
|
General |
|
2 |
Genel |
zengin insanlar |
rich people i.
|
|
3 |
Genel |
ikinci kez evlenen insanlar |
remarried people i.
|
|
4 |
Genel |
sıradan insanlar |
ruck i.
|
|
|
5 |
Genel |
hinducada insanlar anlamına gelen sözcük |
janata i.
|
|
6 |
Genel |
iyi insanlar |
the good i.
|
|
7 |
Genel |
açlık çeken insanlar |
starving people i.
|
|
8 |
Genel |
akın (insanlar/hayvanlar için) |
surge i.
|
|
9 |
Genel |
bazı insanlar |
some people i.
|
|
10 |
Genel |
tarih öncesi insanlar |
prehistoric peoples i.
|
|
11 |
Genel |
engelli insanlar |
the handicapped i.
|
|
12 |
Genel |
kuzeybatı ural bölgesinde yaşayan fin orijinli insanlar |
komi i.
|
|
13 |
Genel |
bir araba içinde seyahat etmek için bir araya gelmiş olan insanlar |
carpool i.
|
|
14 |
Genel |
engelli insanlar |
people with disabilities i.
|
|
15 |
Genel |
aşırı havalı ve kibirli insanlar için kullanılan bir lakap |
jenkins i.
|
|
16 |
Genel |
şehir dışına yerleşen insanlar |
overspill i.
|
|
17 |
Genel |
evsiz insanlar |
homeless persons i.
|
|
18 |
Genel |
evli insanlar |
married people i.
|
|
19 |
Genel |
sokakta koşuşturan insanlar |
jaywalkers i.
|
|
20 |
Genel |
sıradan insanlar |
everymen i.
|
|
21 |
Genel |
ırkça karışık insanlar |
racially mixed people i.
|
|
22 |
Genel |
kötü insanlar |
scum i.
|
|
23 |
Genel |
ilişki (insanlar arasındaki) |
relationship i.
|
|
24 |
Genel |
zengin insanlar |
the wealth i.
|
|
|
25 |
Genel |
sosyal yetersizliği olan insanlar |
people with social disabilities i.
|
|
26 |
Genel |
yaşlı insanlar |
old people i.
|
|
27 |
Genel |
etrafındaki insanlar |
the people around someone i.
|
|
28 |
Genel |
sıradan insanlar |
rank-and-file i.
|
|
29 |
Genel |
sıradan insanlar |
commonalty i.
|
|
30 |
Genel |
güzel insanlar |
beautiful people i.
|
|
31 |
Genel |
hareketi kısıtlı insanlar |
people with reduced mobility i.
|
|
32 |
Genel |
nankör insanlar |
ungrateful people i.
|
|
33 |
Genel |
her kesimden insanlar |
people from all strata i.
|
|
34 |
Genel |
ilginç insanlar |
interesting people i.
|
|
35 |
Genel |
başka bir yere hareket etmeyi beklerken insanlar kısa süreyle otursun veya dinlensinler diye tasarlanmış yer |
lounge i.
|
|
36 |
Genel |
kurtarılmayı bekleyen insanlar |
people waiting for rescue i.
|
|
37 |
Genel |
kurtarılmayı bekleyen insanlar |
people waiting to be rescued i.
|
|
38 |
Genel |
olgun insanlar |
mature people i.
|
|
39 |
Genel |
sol beyni baskın insanlar |
left-brain dominant people i.
|
|
40 |
Genel |
sağ beyni baskın insanlar |
right-brain dominant people i.
|
|
41 |
Genel |
günah çıkarmamış insanlar |
unconfessed i.
|
|
42 |
Genel |
özel ihtiyaçları olan insanlar |
people with special needs i.
|
|
43 |
Genel |
cüce insanlar |
small people i.
|
|
44 |
Genel |
hamster sahibi insanlar |
hamster-owning people i.
|
|
45 |
Genel |
özgürlük seven insanlar |
freedom lovers i.
|
|
46 |
Genel |
özgürlük seven insanlar |
freedom-loving people i.
|
|
47 |
Genel |
özgürlüğüne düşkün insanlar |
freedom-loving people i.
|
|
48 |
Genel |
özgürlüğüne düşkün insanlar |
freedom lovers i.
|
|
49 |
Genel |
farklı kesimlerden insanlar |
people from every walk of life i.
|
|
50 |
Genel |
farklı iş veya sınıflardan insanlar |
people from every walk of life i.
|
|
51 |
Genel |
görme kusuru olan/kusurlu insanlar |
people with poor vision i.
|
|
52 |
Genel |
sıkıcı insanlar |
boring people i.
|
|
53 |
Genel |
eski insanlar |
ancient people i.
|
|
54 |
Genel |
sağlıklı sorunu olan insanlar |
people with a health problem i.
|
|
55 |
Genel |
olağanüstü yetenekleri olan insanlar |
people with extraordinary abilities i.
|
|
56 |
Genel |
fakir siyah insanlar |
poor black people i.
|
|
57 |
Genel |
kötü insanlar |
bad people i.
|
|
58 |
Genel |
1945 yılında japonya'daki atom bombalarının patlamasının ardından hayatta kalan insanlar |
hibakusha i.
|
|
59 |
Genel |
son derece kısa boylu insanlar |
little people i.
|
|
60 |
Genel |
alt tabakadaki insanlar |
little people i.
|
|
61 |
Genel |
görsel insanlar |
visual people i.
|
|
62 |
Genel |
insanlar ile iletişimi iyi olmayan/zayıf olan kimse |
poor communicator i.
|
|
63 |
Genel |
insanlar ile sağlıklı/iyi iletişim kuramayan kimse |
poor communicator i.
|
|
64 |
Genel |
sıradan görünüşlü insanlar |
common-looking people i.
|
|
|
65 |
Genel |
kendini genç hisseden insanlar |
people who feel young i.
|
|
66 |
Genel |
ana dili ingilizce olan insanlar |
native speakers of english i.
|
|
67 |
Genel |
ana dili ingilizce olmayan insanlar |
non-native speakers of english i.
|
|
68 |
Genel |
hasta insanlar |
sick people i.
|
|
69 |
Genel |
belli bir sınıfa ait insanlar için ayrılan yerleşim bölgesi |
planned community i.
|
|
70 |
Genel |
çalışan insanlar |
working people i.
|
|
71 |
Genel |
suçlu insanlar |
guilty people i.
|
|
72 |
Genel |
toplumun tüm katmanlarından insanlar |
people from all social strata i.
|
|
73 |
Genel |
birbiriyle ilişkili ya da benzer insanlar ya da şeylerin oluşturduğu grup |
constellation i.
|
|
74 |
Genel |
geçim kaynağı balıkçılık olan insanlar |
fisherfolk i.
|
|
75 |
Genel |
çevrendeki insanlar |
people around you i.
|
|
76 |
Genel |
tüm insanlar |
all people i.
|
|
77 |
Genel |
bütün insanlar |
all people i.
|
|
78 |
Genel |
tüm insanlar |
all the people i.
|
|
79 |
Genel |
bütün insanlar |
all the people i.
|
|
80 |
Genel |
masum insanlar |
innocent people i.
|
|
81 |
Genel |
sahte insanlar |
fake people i.
|
|
82 |
Genel |
görme engelli insanlar |
visually impaired people i.
|
|
83 |
Genel |
medeniyetten uzakta yaşayan insanlar |
uncontacted people i.
|
|
84 |
Genel |
medeniyetten uzakta yaşayan insanlar |
isolated people i.
|
|
85 |
Genel |
her yaştan insanlar |
people of all ages i.
|
|
86 |
Genel |
bir işletmeye destek olmak için organize olup o işletmede para harcayan insanlar |
cash mob i.
|
|
87 |
Genel |
ruhların gezegenler üzerinde, gezegenlerin de insanlar üzerinde etkisine sebep olduğuna inanılan doğaüstü güç |
celestial magic i.
|
|
88 |
Genel |
sohbet eden insanlar, kuş ötüşü, vb. içeren yüksek ve karmaşık ses |
charm [dialect] i.
|
|
89 |
Genel |
cesur insanlar |
the brave i.
|
|
90 |
Genel |
fakir insanlar |
the have-nots i.
|
|
91 |
Genel |
zayıf insanlar |
the infirm i.
|
|
92 |
Genel |
güçsüz insanlar |
the infirm i.
|
|
93 |
Genel |
bir şeyi etkisi veya kontrolünde tutan insanlar |
the loop i.
|
|
94 |
Genel |
sıradan insanlar |
the multitude i.
|
|
95 |
Genel |
hasta ve ölmekte olan insanlar |
the sick and dying i.
|
|
96 |
Genel |
zayıf insanlar |
the weak i.
|
|
97 |
Genel |
güçsüz insanlar |
the weak i.
|
|
98 |
Genel |
yaşlı insanlar |
the aged i.
|
|
99 |
Genel |
değersiz insanlar |
trade [dialect] i.
|
|
100 |
Genel |
dünyadaki insanlar |
earth i.
|
|
101 |
Genel |
(insanlar arasındaki) duygusal gerilim |
electricity i.
|
|
102 |
Genel |
iş arayan insanlar sırası |
unemployment line i.
|
|
103 |
Genel |
alt tabakadan insanlar |
unwashed i.
|
|
104 |
Genel |
şık ve zengin genç insanlar |
jeunesse dorée i.
|
|
105 |
Genel |
aynı bölgede yaşayan insanlar |
vianage i.
|
|
106 |
Genel |
zengin insanlar |
wealthy i.
|
|
107 |
Genel |
evsiz insanlar |
homeless people i.
|
|
108 |
Genel |
insanlar, gruplar veya işletmeler arası ortaklıklar kuran veya kurmaya çalışan kimse |
matchmaker i.
|
|
109 |
Genel |
düşük sosyoekonomik statüdeki insanlar |
mass i.
|
|
110 |
Genel |
elitler dışındaki tüm insanlar |
masses i.
|
|
111 |
Genel |
insanlar veya hayvanlar tarafından tüketilen şey |
meat i.
|
|
112 |
Genel |
toplanan insanlar |
meet i.
|
|
113 |
Genel |
dünyanın yarımkürelerinde bulunan ülke ve insanlar |
hemisphere i.
|
|
114 |
Genel |
insanlar için faydalı olan bitkiler ve şifalı otlar hakkındaki kitap |
herbal i.
|
|
115 |
Genel |
üst tabaka insanlar |
high i.
|
|
116 |
Genel |
evlerine bağlı insanlar |
homebound i.
|
|
117 |
Genel |
evlerine hapis insanlar |
homebound i.
|
|
118 |
Genel |
insanlar arasındaki ilişki |
human relationship i.
|
|
119 |
Genel |
dünya üzerindeki yaşayan tüm insanlar |
humans i.
|
|
120 |
Genel |
belirli bir sınıfa ait insanlar |
gentry i.
|
|
121 |
Genel |
zengin insanlar |
(the) rich i.
|
|
122 |
Genel |
niteliksiz insanlar |
clamjamfry i.
|
|
123 |
Genel |
niteliksiz insanlar |
clanjamfray i.
|
|
124 |
Genel |
niteliksiz insanlar |
clanjamfrie i.
|
|
125 |
Genel |
aykırı insanlar grubu |
demi monde i.
|
|
126 |
Genel |
kalıplara uymayan insanlar |
demi monde i.
|
|
127 |
Genel |
aykırı insanlar grubu |
demimonde i.
|
|
128 |
Genel |
kalıplara uymayan insanlar |
demimonde i.
|
|
129 |
Genel |
kötü şöhretli insanlar topluluğu |
demirepdom i.
|
|
130 |
Genel |
itibar görmeyen insanlar |
demonology i.
|
|
131 |
Genel |
dışlanmış insanlar |
offal i.
|
|
132 |
Genel |
baskı gören insanlar |
oppressed i.
|
|
133 |
Genel |
istenmeyen insanlar topluluğu |
galere i.
|
|
134 |
Genel |
alelade insanlar |
ruck i.
|
|
135 |
Genel |
cahil insanlar |
illiterate i.
|
|
136 |
Genel |
bir konuda farklı şekilde aydınlandıklarını iddia eden insanlar |
illuminati i.
|
|
137 |
Genel |
törelere bağlı insanlar |
old school i.
|
|
138 |
Genel |
(mısır'da) çöp toplayan insanlar |
zabbaleen i.
|
|
139 |
Genel |
iyi kalpli insanlar |
goods i.
|
|
140 |
Genel |
bir alana hevesli insanlar |
fandom i.
|
|
141 |
Genel |
fakir insanlar |
poor i.
|
|
142 |
Genel |
fakir insanlar |
poor people i.
|
|
143 |
Genel |
(hayvanlardan farklı olarak) insanlar |
people i.
|
|
144 |
Genel |
ortak bir iş veya ilgi alanı paylaşan insanlar |
people i.
|
|
145 |
Genel |
düzenli bir bütün oluşturan insanlar |
people i.
|
|
146 |
Genel |
belirli bir meslek mensupları veya özel becerilere sahip insanlar dışında kalan büyük insan topluluğu |
people i.
|
|
147 |
Genel |
fakir insanlar |
poraille i.
|
|
148 |
Genel |
kötü insanlar |
scaff i.
|
|
149 |
Genel |
işsiz güçsüz insanlar |
flotsam i.
|
|
150 |
Genel |
ortak amaç etrafında kenetlenen insanlar |
fodder i.
|
|
151 |
Genel |
aynı sülaleden insanlar |
folk i.
|
|
152 |
Genel |
aynı sülaleden insanlar |
folks i.
|
|
153 |
Genel |
zeki ama anti-sosyal insanlar |
geekdom i.
|
|
154 |
Genel |
toplumun yüz karası insanlar |
scurf i.
|
|
155 |
Genel |
görme yetisine sahip insanlar |
sighted i.
|
|
156 |
Genel |
özgür insanlar |
free people i.
|
|
157 |
Genel |
dahi insanlar |
beaux esprits i.
|
|
158 |
Genel |
çok zengin insanlar sınıfı |
superrich i.
|
|
159 |
Genel |
yüzen insanlar |
bather i.
|
|
160 |
Genel |
arasında bağlantı kurmak (olaylar/durumlar/insanlar) |
relate f.
|
|
161 |
Genel |
insanlar bir yerden başka bir yere geçmekte olmak |
be in transit f.
|
|
162 |
Genel |
sağlık kontrollerinden geçmek (insanlar) |
go through physical examinations f.
|
|
163 |
Genel |
sağlık kontrollerinden geçmek (insanlar) |
go through physical evaluations f.
|
|
164 |
Genel |
sağlık kontrollerinden geçmek (insanlar) |
go through physical tests f.
|
|
165 |
Genel |
insanlar hakkında kişisel bilgiler toplamak |
collect personal information about people f.
|
|
166 |
Genel |
insanlar tarafından ikamet edilmek |
people f.
|
|
167 |
Genel |
insanlar için güvenli |
safe for people s.
|
|
168 |
Genel |
beyaz insanlar tarafından yönetilen |
white-ruled s.
|
|
169 |
Genel |
çıplak insanlar içeren |
nude s.
|
|
170 |
Genel |
kuzeybatı afrika'da yer alan mağrip bölgesi veya bu bölgede yaşayan insanlar ile ilişkili |
maghrebi s.
|
|
171 |
Genel |
kuzeybatı afrika'da yer alan mağrip bölgesi veya bu bölgede yaşayan insanlar ile ilişkili |
maghribi s.
|
|
172 |
Genel |
(insanlar) sıkış tıkış duran |
close s.
|
|
173 |
Genel |
toplumdaki insanlar arası ilişkilere ait |
intersocial s.
|
|
174 |
Genel |
insanlar tarafından |
publically zf.
|
|
175 |
Genel |
bizim gibi insanlar |
plu (people like us) kısalt.
|
|
Phrasals |
|
176 |
Öbek Fiiller |
(insanlar için) birbirlerine bağlı olmak |
belong together f.
|
|
177 |
Öbek Fiiller |
insanlar arasında yayılmak |
get around f.
|
|
178 |
Öbek Fiiller |
insanlar arasında duyulmak |
get around f.
|
|
179 |
Öbek Fiiller |
insanlar arasında dolaşmak |
get around f.
|
|
180 |
Öbek Fiiller |
insanlar giderken geride kalıp beklemek |
stay after (someone or something) f.
|
|
181 |
Öbek Fiiller |
(insanlar/bir şeyler) arasında gidip gelmek |
alternate between (people or things) f.
|
|
182 |
Öbek Fiiller |
(insanlar/bir şeyler) arasında dönüşümlü/değişimli olarak yapmak |
alternate between (people or things) f.
|
|
183 |
Öbek Fiiller |
(insanlar/bir şeyler) arasında sırayla yapmak/değiştirmek |
alternate between (people or things) f.
|
|
184 |
Öbek Fiiller |
(insanlar/bir şeyler) arasında gidip gelmek |
alternate between (people or things) f.
|
|
185 |
Öbek Fiiller |
(insanlar/bir şeyler) arasında dönüşümlü/değişimli olarak yapmak |
alternate between (people or things) f.
|
|
186 |
Öbek Fiiller |
(insanlar/bir şeyler) arasında sırayla yapmak/değiştirmek |
alternate between (people or things) f.
|
|
187 |
Öbek Fiiller |
'-e sahip insanlar |
people with f.
|
|
Phrases |
|
188 |
İfadeler |
her yaştan insanlar |
people from all ages i.
|
|
189 |
İfadeler |
bazı insanlar vardır ki |
there are some people that expr.
|
|
190 |
İfadeler |
çevrendeki insanlar gibi |
like the people around you expr.
|
|
191 |
İfadeler |
senin gibi insanlar |
people like you expr.
|
|
Proverb |
|
192 |
Atasözü |
insanlar plan yapar, kader köşede güler |
man plans and god laughs f.
|
|
193 |
Atasözü |
zaman değişir insanlar değişir |
times change and we with time
|
|
194 |
Atasözü |
insanlar kıyafetiyle karşılanır fikirleriyle ağırlanır/uğurlanır |
handsome is as handsome does
|
|
195 |
Atasözü |
insanlar kıyafetiyle karşılanır fikirleriyle ağırlanır/uğurlanır |
pretty is as pretty does
|
|
196 |
Atasözü |
insanlar güce aşıktır |
everybody loves a lord
|
|
197 |
Atasözü |
insanlar çok tuhaf olabilir |
there's none so queer as folk
|
|
198 |
Atasözü |
insanlar kendi davalarına körü körüne inanırlar |
men are blind in their own cause
|
|
199 |
Atasözü |
insanlar kendi inandıklarına kördür |
men are blind in their own cause
|
|
200 |
Atasözü |
insanlar çok tuhaf |
there's nowt so queer as folk
|
|
201 |
Atasözü |
eşit gibi görünseler de bazı insanlar daha çok tercih edilir |
some are more equal than others
|
|
202 |
Atasözü |
benzer özelliklere sahip insanlar birbiriyle iyi geçinmeye meyillidir |
birds of a feather fly together
|
|
203 |
Atasözü |
insanlar yasakları delmeye meyillidir |
forbidden fruit is the sweetest
|
|
204 |
Atasözü |
samimiyetsiz/iki yüzlü insanlar yalnızca iyi günde dostluk eder |
a false friend and a shadow stay only while the sun shines
|
|
205 |
Atasözü |
insanlar ayakta kalmak için birbirine ihtiyaç duyar |
no man is an island
|
|
206 |
Atasözü |
insanlar birbirinin/başkalarının desteğine ihtiyaç duyar |
no man is an island
|
|
207 |
Atasözü |
insanlar ayakta kalmak için birbirine ihtiyaç duyar |
no man is an island (entire of itself)
|
|
208 |
Atasözü |
insanlar birbirinin/başkalarının desteğine ihtiyaç duyar |
no man is an island (entire of itself)
|
|
209 |
Atasözü |
genelde hasta insanlar sağlıklılardan çok yaşar |
a creaking door hangs longest
|
|
210 |
Atasözü |
genelde hasta insanlar sağlıklılardan çok yaşar |
a creaking gate hangs longest
|
|
211 |
Atasözü |
genelde hasta insanlar sağlıklılardan çok yaşar |
creaking door hangs longest
|
|
212 |
Atasözü |
genelde hasta insanlar sağlıklılardan çok yaşar |
creaking gate hangs longest
|
|
213 |
Atasözü |
tecrübeli insanlar/tecrübeli biri ne yapıp yapmayacağını bilir |
every monkey knows what tree to climb
|
|
214 |
Atasözü |
tecrübeli insanlar/tecrübeli biri ne yapıp yapmayacağını bilir |
a monkey knows what tree to climb
|
|
215 |
Atasözü |
insanlar kıyafetiyle karşılanır fikirleriyle ağırlanır/uğurlanır |
handsome is that handsome does
|
|
Colloquial |
|
216 |
Konuşma Dili |
fakir ve eğitimsiz tabakadan gelen insanlar |
the mob [obsolete] i.
|
|
217 |
Konuşma Dili |
aşağılık/rezil/berbat insanlar topluluğu |
rogues' gallery i.
|
|
218 |
Konuşma Dili |
bazı insanlar |
some people i.
|
|
219 |
Konuşma Dili |
birlikte takıldığı insanlar |
people she/he hangs out with i.
|
|
220 |
Konuşma Dili |
kasabadaki insanlar |
people in town i.
|
|
221 |
Konuşma Dili |
sıradan insanlar |
mundies i.
|
|
222 |
Konuşma Dili |
sıradan insanlar |
ordinary people i.
|
|
223 |
Konuşma Dili |
zavallı çaresiz insanlar |
poor helpless people i.
|
|
224 |
Konuşma Dili |
birinin çevresindeki insanlar |
the company somebody keeps i.
|
|
225 |
Konuşma Dili |
birinin birlikte vakit geçirdiği insanlar |
the company somebody keeps i.
|
|
226 |
Konuşma Dili |
dünyadaki (belli insanlar) |
the (someone) of this world i.
|
|
227 |
Konuşma Dili |
dünyadaki (biriyle aynı özelliklere sahip insanlar) |
the (someone) of this world i.
|
|
228 |
Konuşma Dili |
dünyadaki … insanlar |
the... of this world i.
|
|
229 |
Konuşma Dili |
dünyadaki … benzeri insanlar |
the... of this world i.
|
|
230 |
Konuşma Dili |
belli tür insanlar |
the... of this world i.
|
|
231 |
Konuşma Dili |
sokakta yaşayan insanlar |
street people i.
|
|
232 |
Konuşma Dili |
isteyerek veya mecbur oldukları için sokakta yaşayan insanlar |
street people i.
|
|
233 |
Konuşma Dili |
bir zamanlar insansılar ile insanlar arasındaki evrimsel boşluğu açıklayacağına inanılan varsayımsal primat |
missing link i.
|
|
234 |
Konuşma Dili |
cüzdanı dolgun insanlar |
long purse i.
|
|
235 |
Konuşma Dili |
sıradan insanlar |
odds and sods [uk] i.
|
|
236 |
Konuşma Dili |
bir gruptaki insanlar hakkındaki detayları bilmek |
know who's who f.
|
|
237 |
Konuşma Dili |
bazı insanlar nerede/ne zaman duracağını bilmiyorlar/bilmezler |
some people just don't know when to stop expr.
|
|
238 |
Konuşma Dili |
bazı insanlar böyle düşünmüyor |
some people don't think so expr.
|
|
239 |
Konuşma Dili |
bazı insanlar nerede/ne zaman duracağını bilmiyorlar/bilmezler |
some people just don't know when to give up expr.
|
|
240 |
Konuşma Dili |
çaresiz insanlar çaresizce şeyler yaparlar |
desperate men do desperate deeds expr.
|
|
241 |
Konuşma Dili |
insanlar bizden nefret eder ve korkarlar |
people hate and fear us expr.
|
|
242 |
Konuşma Dili |
insanlar hayvanları öldürüp etlerini yiyor |
men kill animals and eat their flesh expr.
|
|
243 |
Konuşma Dili |
insanlar bizi izliyor |
people are watching us expr.
|
|
244 |
Konuşma Dili |
insanlar çok konuştuğumu söyler |
people say I talk too much expr.
|
|
245 |
Konuşma Dili |
insanlar gelip gidiyor |
people come and go expr.
|
|
246 |
Konuşma Dili |
işin haricindeki insanlar |
people outside of work expr.
|
|
247 |
Konuşma Dili |
insanlar hep sahip olamayacaklarını isterler |
people always want what they can't have expr.
|
|
248 |
Konuşma Dili |
insanlar beni hep başkalarına benzetir |
people are always taking me for other people expr.
|
|
249 |
Konuşma Dili |
insanlar senin hatan olduğunu düşünüyor |
people think it's your fault expr.
|
|
250 |
Konuşma Dili |
insanlar değişmez |
people don't change expr.
|
|
251 |
Konuşma Dili |
insanlar yataklarında boğazlanıyor |
people get slaughtered in their beds expr.
|
|
252 |
Konuşma Dili |
kanunun önünde/gözünde tüm insanlar eşittir |
all people are equal in the eyes of the law expr.
|
|
253 |
Konuşma Dili |
bazı insanlar çok şanslı |
some people have all the luck expr.
|
|
254 |
Konuşma Dili |
bazı insanlar ne kadar şanslı |
some people have all the luck expr.
|
|
255 |
Konuşma Dili |
bazı insanlar nerede/ne zaman duracağını bilmiyorlar/bilmezler |
some people don't know when to quit expr.
|
|
256 |
Konuşma Dili |
beyaz olmayan insanlar |
poc (person of color) (people of color) kısalt.
|
|
Idioms |
|
257 |
Deyim |
her şey insanlar için |
the way life goes i.
|
|
258 |
Deyim |
her şey insanlar için |
the way it goes i.
|
|
259 |
Deyim |
sürekli siyah giyen, genelde özenti insanlar |
black-collar workers i.
|
|
260 |
Deyim |
her kökenden/meslekten/sınıftan insanlar |
the butcher, the baker, the candlestick-maker i.
|
|
261 |
Deyim |
medyumların, tarotçuların insanlar hakkındaki kişisel bilgileri sıraladıkları teknik |
cold reading i.
|
|
262 |
Deyim |
önemli insanlar |
the great and the good i.
|
|
263 |
Deyim |
yeni insanlar |
new blood i.
|
|
264 |
Deyim |
yanlış insanlar |
bad company i.
|
|
265 |
Deyim |
kötü insanlar |
bad company i.
|
|
266 |
Deyim |
zararlı insanlar |
bad company i.
|
|
267 |
Deyim |
arkadaşlıkları zarar getirebilecek insanlar |
bad company i.
|
|
268 |
Deyim |
toplumun çoğunluğu olan aşağı tabakalarındaki insanlar |
the unwashed masses i.
|
|
269 |
Deyim |
(insanlar/birileri arasında) dargınlık |
bad blood (between people) [old-fashioned] i.
|
|
270 |
Deyim |
(insanlar/birileri arasında) düşmanlık |
bad blood (between people) [old-fashioned] i.
|
|
271 |
Deyim |
(insanlar/birileri arasında) kin |
bad blood (between people) [old-fashioned] i.
|
|
272 |
Deyim |
(insanlar/birileri arasında) öfke |
bad blood (between people) [old-fashioned] i.
|
|
273 |
Deyim |
(insanlar/birileri arasında) husumet |
bad blood (between people) [old-fashioned] i.
|
|
274 |
Deyim |
(insanlar/birileri arasında) kızgınlık |
bad blood (between people) [old-fashioned] i.
|
|
275 |
Deyim |
cazibeli/dikkat çeken insanlar |
beautiful people i.
|
|
276 |
Deyim |
cazibeli/dikkat çeken insanlar |
the beautiful people i.
|
|
277 |
Deyim |
dünyadaki (belli insanlar) |
the (someone) of the world i.
|
|
278 |
Deyim |
dünyadaki (biriyle aynı özelliklere sahip insanlar) |
the (someone) of the world i.
|
|
279 |
Deyim |
gezinen insanlar/hayvanlar |
waggers i.
|
|
280 |
Deyim |
insanlar tarafından pek bilinmemek |
be off the beaten path f.
|
|
281 |
Deyim |
insanlar tarafından pek bilinmemek |
be off the beaten track f.
|
|
282 |
Deyim |
insanlar arasında kin yaratmak |
breed bad blood f.
|
|
283 |
Deyim |
başarılı/saygı değer insanlar gibi olmak |
be in good company f.
|
|
284 |
Deyim |
ünlü insanlar arasına |
to the stars zf.
|
|
285 |
Deyim |
insanlar konuyu öğrenmeye/duymaya başlarsa |
if (the) word gets out expr.
|
|
286 |
Deyim |
insanlar konuyu öğrenmeye/duymaya başladığı anda |
if (the) word gets out expr.
|
|
287 |
Deyim |
insanlar konuyu öğrenmeye/duymaya başlarsa |
once (the) word gets out expr.
|
|
288 |
Deyim |
insanlar konuyu öğrenmeye/duymaya başladığı anda |
once (the) word gets out expr.
|
|
289 |
Deyim |
insanlar konuyu öğrenmeye/duymaya başlarsa |
when (the) word gets out expr.
|
|
290 |
Deyim |
insanlar konuyu öğrenmeye/duymaya başladığı anda |
when (the) word gets out expr.
|
|
291 |
Deyim |
bir şeyle asıl alakası olan sıradan/halktan insanlar arasında |
on the ground expr.
|
|
292 |
Deyim |
hiçbir şey/insanlar göründüğü gibi değildir |
the map is not the territory expr.
|
|
293 |
Deyim |
hiçbir şey/insanlar dışarıdan göründüğü gibi değildir |
the map is not the territory expr.
|
|
294 |
Deyim |
eğitim farklı sosyal çevrelerden ve konumlardan insanlar arasında yaygın hale geldi |
the schoolmaster is abroad expr.
|
|
Speaking |
|
295 |
Konuşma |
benim takıldığım insanlar |
the people I hang out with i.
|
|
296 |
Konuşma |
bazı insanlar nerede/ne zaman duracağını bilmiyorlar/bilmezler |
some people just don't know when to quit i.
|
|
297 |
Konuşma |
bizim gibi insanlar |
people like us expr.
|
|
298 |
Konuşma |
çevremde düşünen insanlar vardı |
there were people around me expr.
|
|
299 |
Konuşma |
insanlar uzayda yaşayacaklar |
people will live in space expr.
|
|
300 |
Konuşma |
insanlar uzayda yaşayacak |
people will live in space expr.
|
|
301 |
Konuşma |
insanlar neden sigara içer? |
why do people smoke? expr.
|
|
302 |
Konuşma |
insanlar neden zengin olmak ister? |
why do people want to be rich? expr.
|
|
303 |
Konuşma |
insanlar ne diyor biliyor musunuz? |
do you know what people are saying? expr.
|
|
304 |
Konuşma |
insanlar durup dururken birbirlerinden ayrılmazlar |
people don't just break up with each other out of nowhere expr.
|
|
305 |
Konuşma |
insanlar niye sigara içerler? |
why do people smoke? expr.
|
|
306 |
Konuşma |
insanlar niye sigara içer? |
why do people smoke? expr.
|
|
307 |
Konuşma |
insanlar tam tersini düşünüyor |
people think just the opposite expr.
|
|
308 |
Konuşma |
insanlar tam tersini düşünüyorlar |
people think just the opposite expr.
|
|
309 |
Konuşma |
insanlar öyle diyor |
that's what people say expr.
|
|
310 |
Konuşma |
insanlar yaşamak için paraya ihtiyaç duyarlar |
people need money in order to live expr.
|
|
311 |
Konuşma |
insanlar telefon bağımlısı mı oluyorlar? |
are people becoming telephone addicts? expr.
|
|
312 |
Konuşma |
insanlar neden seyahat eder? |
why do people travel? expr.
|
|
313 |
Konuşma |
insanlar neden sigara içerler? |
why do people smoke? expr.
|
|
314 |
Konuşma |
insanlar beyinlerinin yüzde kaçını kullanır? |
what percentage of the brain do humans use? expr.
|
|
315 |
Konuşma |
insanlar ondan nefret ediyor |
people hate him expr.
|
|
316 |
Konuşma |
insanlar dünyanın dört bir yanından bunu görmek için geliyor |
people come from all over the world to see this expr.
|
|
317 |
Konuşma |
insanlar üzerinde böyle bir etkim var |
I have that effect on people expr.
|
|
318 |
Konuşma |
kim bu insanlar? |
who are these people? expr.
|
|
319 |
Konuşma |
onu yaşarken/canlı gören son insanlar |
the last people to see him alive expr.
|
|
320 |
Konuşma |
onun gibi insanlar bizim gibi insanları sevmez |
people like him don't like people like us expr.
|
|
321 |
Konuşma |
ölmekte olan insanlar var |
there are people dying expr.
|
|
322 |
Konuşma |
resimdeki insanlar kim? |
who are the people in the picture? expr.
|
|
323 |
Konuşma |
senin gibi insanlar |
people like you expr.
|
|
324 |
Konuşma |
türkiye'de insanlar düğünlerini nasıl kutluyorlar? |
how do people celebrate their wedding in turkey? expr.
|
|
325 |
Konuşma |
tanıdığım/bildiğim insanlar içinde |
of all people I know expr.
|
|
326 |
Konuşma |
tanımadığın insanlar hakkında konuşma |
don't talk about people you don't know expr.
|
|
327 |
Konuşma |
(karşısındakinin salak olduğunu düşünerek) ne insanlar var ya! |
we've got a right one here! expr.
|
|
328 |
Konuşma |
zaman değişir insanlar değişir |
times change people change expr.
|
|
329 |
Konuşma |
insanlar internetten alışveriş yapmaktan korkmamalı |
people should not be afraid of shopping online expr.
|
|
330 |
Konuşma |
insanlar online alışveriş yapmaktan korkmamalı |
people should not be afraid of shopping online expr.
|
|
Trade/Economic |
|
331 |
Ticaret/Ekonomi |
vergiye tabi (insanlar/gelirler/kazançlar) |
taxables i.
|
|
332 |
Ticaret/Ekonomi |
vergiye tabi (insanlar/gelirler/kazançlar) |
taxables i.
|
|
333 |
Ticaret/Ekonomi |
vergiye tabi (insanlar/gelirler/kazançlar) |
taxables i.
|
|
334 |
Ticaret/Ekonomi |
sınırın iki yakasındaki insanlar arasında yapılan özel koşullara tabi ticaret |
border trade i.
|
|
Politics |
|
335 |
Siyasal |
çalışan insanlar için daha iyi sosyal ve ekonomik koşulları savunan 19. yüzyıl ingiliz reformcusu |
chartist i.
|
|
336 |
Siyasal |
aynı düşünceyi paylaşan insanlar topluluğu |
camp i.
|
|
337 |
Siyasal |
kamu (toplumu oluşturan insanlar) |
commonwealth i.
|
|
338 |
Siyasal |
ülke içinde yerinden edilen insanlar |
internally displaced people i.
|
|
339 |
Siyasal |
mensuplarının evlenmediği, ibadet sırasında yaptıkları dans nedeniyle shakers (sallanan insanlar) adını alan bir hristiyan mezhebi |
united society of believers in christ's second appearing i.
|
|
340 |
Siyasal |
mensuplarının evlenmediği, ibadet sırasında yaptıkları dans nedeniyle shakers (sallanan insanlar) adını alan bir hristiyan mezhebi |
shakers i.
|
|
341 |
Siyasal |
oy verme gibi vatandaşlık haklarından mahrum bırakılmış insanlar |
the disenfranchized i.
|
|
342 |
Siyasal |
oy verme gibi vatandaşlık haklarından mahrum bırakılmış insanlar |
the disenfranchised i.
|
|
343 |
Siyasal |
hür insanlar tarafından |
freely zf.
|
|
Computer |
|
344 |
Bilgisayar |
şirket çalışanları vb gibi sadece belirli insanlar tarafından erişilebilen websitesi |
intraweb i.
|
|
Aeronautic |
|
345 |
Havacılık |
paraşütle aşağı bırakılan insanlar |
drop i.
|
|
Medical |
|
346 |
Medikal |
akıl hastalığı geçmişi olan insanlar |
people with a history of mental illness i.
|
|
347 |
Medikal |
cüzzamlı fakir insanlar için devlet hastanesi |
lazaretto i.
|
|
348 |
Medikal |
insanlar üzerinde canlandırıcı etkisi olduğu söylenen kuyruksuz maymun veya maymun testisi |
monkey gland i.
|
|
Psychology |
|
349 |
Psikoloji |
uyku sorunu olan insanlar |
people with sleep problems i.
|
|
Pathology |
|
350 |
Patoloji |
insanlar ve insansı olmayan primatlarda vücut sıvısı aracılığıyla hastalığa sebep olan bir filovirüs |
ebola i.
|
|
Parasitology |
|
351 |
Parazitbilim |
beyaz balık etinde büyük kistler oluşturan ve balığın insanlar tarafından tüketilmesini engelleyen larvaları olan parazitimsi bir tenya cinsi |
triaenophorus i.
|
|
Biology |
|
352 |
Biyoloji |
insanlar için neyin iyi olduğu bilgisini elde etmenin mümkün olduğuna inanan kimse |
derivationist i.
|
|
Astronomy |
|
353 |
Gökbilim |
bir yıldızın diğer yıldızlar ya da insanlar üzerindeki etkisi |
atazir i.
|
|
Astrology |
|
354 |
Astroloji |
insanlar ve olaylar üzerinde etki sahibi olduğuna inanılan gök cisimleri ile ilişkili |
spherical s.
|
|
Zoology |
|
355 |
Zooloji |
zehri insanlar için oldukça toksik olan bir akrep cinsi |
tityus i.
|
|
356 |
Zooloji |
insanlar ve insansı maymunlar |
hominoidea i.
|
|
357 |
Zooloji |
insanlar ve diğer hayvanların etkileşimlerinin bilimsel olarak incelenmesi |
anthrozoology i.
|
|
Botanic |
|
358 |
Botanik |
insanlar için zararsız bir zehir üreten, yaprak dökmeyen bir güney amerika bitkisi |
barbasco (jacquinia barbasco) i.
|
|
359 |
Botanik |
insanlar için zararsız bir zehir üreten çeşitli güney amerika bitkilerine verilen ad |
barbasco i.
|
|
Social Sciences |
|
360 |
Sosyal Bilimler |
eskiden güney afrika'da karışık etnik kökenli insanlar için yapılan ırkçı sınıflandırma |
cape coloured i.
|
|
361 |
Sosyal Bilimler |
kabilelerde yaşayan yerli insanlar |
tribespeople i.
|
|
362 |
Sosyal Bilimler |
aslında, normalde akıllı (mâkul) insanlar |
otherwise intelligent people i.
|
|
363 |
Sosyal Bilimler |
asyalı insanlar |
asiatic people i.
|
|
364 |
Sosyal Bilimler |
asyalı insanlar |
asian people i.
|
|
365 |
Sosyal Bilimler |
asyalı insanlar |
orientals i.
|
|
366 |
Sosyal Bilimler |
beyaz derili insanlar |
white-skinned people i.
|
|
367 |
Sosyal Bilimler |
göçebe insanlar |
nomadic people i.
|
|
368 |
Sosyal Bilimler |
göçebe insanlar |
nomads i.
|
|
369 |
Sosyal Bilimler |
hareket halindeki insanlar |
people on the move i.
|
|
370 |
Sosyal Bilimler |
yer değiştiren insanlar |
people on the move i.
|
|
371 |
Sosyal Bilimler |
yürümekte zorluk çekip tekerlekli sandalyeye bağlı olmayan insanlar için tasarlanmış evler |
mobility housing i.
|
|
372 |
Sosyal Bilimler |
görgülü insanlar |
gentlefolks i.
|
|
373 |
Sosyal Bilimler |
farklı sosyal sınıflardan insanlar arasındaki evlilik |
intermarriage i.
|
|
374 |
Sosyal Bilimler |
insanlar arasındaki cinsel ilişkiye karşı olan |
antisex s.
|
|
375 |
Sosyal Bilimler |
hindistan'ın maharashtra eyaleti veya burada yaşayan insanlar ile ilişkili |
marathi s.
|
|
376 |
Sosyal Bilimler |
insanlar anlamına gelen bir ön ek |
demo- ök.
|
|
History |
|
377 |
Tarih |
başı olmayan insanlar |
acephali i.
|
|
378 |
Tarih |
şimdiki adı tunus olan kartaca'da yaşayan insanlar |
carthaginians i.
|
|
379 |
Tarih |
sovyetler birliği bürokrasisinde kıdemli pozisyonlara atanan ayrıcalıklı insanlar sınıfı |
nomenklatura i.
|
|
380 |
Tarih |
belirli bir tarih veya olaydan önce doğan insanlar |
antenati i.
|
|
Archaeology |
|
381 |
Arkeoloji |
antik mısır'da insanlar mumyalanırken organların konulduğu kap |
canopic vase i.
|
|
382 |
Arkeoloji |
antik mısır'da insanlar mumyalanırken organların konulduğu kap |
canopic urn i.
|
|
383 |
Arkeoloji |
antik mısır'da insanlar mumyalanırken organların konulduğu kap |
canopic jar i.
|
|
Religious |
|
384 |
Dini |
19. yüzyıl abd'sinde yahudiliği dini bir medeniyet olarak gören ve yahudilerin seçilmiş insanlar olduğunu savunan dini doktrin |
reconstructionism i.
|
|
385 |
Dini |
inançsız insanlar |
religionless i.
|
|
386 |
Dini |
ölen insanlar için yapılan bağış |
altarage i.
|
|
387 |
Dini |
seçilmiş insanlar |
chosen people i.
|
|
388 |
Dini |
tarihi belirgin dönemlere bölüp her bir dönem için tanrı ve insanlar arasında farklı bir ilişki bulunduğunu öne süren bir protestanlık öğretisi |
dispensationalism i.
|
|
389 |
Dini |
özel insanlar |
peculiar people i.
|
|
390 |
Dini |
inançlı insanlar |
people of the book i.
|
|
Philosophy |
|
391 |
Felsefe |
wilhelm reich'ın bulduğu ve insanlar için iyileştirici güçlere sahip olduğu iddia edilen varsayımsal bir element |
orgone energy i.
|
|
Environment |
|
392 |
Çevre |
(insanlar veya ehli hayvanlarca rahatsız edilmesi nedeniyle) belirli bir alandaki normal klimaksın yerini alan istikrarlı topluluk |
disclimax i.
|
|
Geography |
|
393 |
Coğrafya |
hollanda'da tarih öncesi dönemdeki insanlar tarafından yerleşim yeri veya sığınak olarak kullanılmış büyük bir yapay höyük |
terp i.
|
|
394 |
Coğrafya |
karşıt yarımkürelerde yaşayan insanlar |
antichthon i.
|
|
395 |
Coğrafya |
aynı meridyen üzerinde olup ekvatorun diğer tarafında yaşayan insanlar |
antiscians i.
|
|
396 |
Coğrafya |
aynı meridyen üzerinde olup ekvatorun diğer tarafında yaşayan insanlar |
antiscii i.
|
|
Mythology |
|
397 |
Mitoloji |
insan başlı atlar ile insanlar arası savaş |
centauromachy i.
|
|
398 |
Mitoloji |
insan başlı atlar ile insanlar arası savaş |
centauromachia i.
|
|
399 |
Mitoloji |
karanlık ve ateş krallığı arasında yer alan insanlar dünyası |
midgard i.
|
|
400 |
Mitoloji |
(avustralya aborijinleri mitolojisinde) ilk insanlar da dahil olmak üzere her şeyin yaratıldığı ve mitlerin kaynağı olan efsanevi başlangıç zamanı |
dreamtime i.
|
|
Archaic |
|
401 |
Eski Kullanım |
aptal insanlar |
noodledom i.
|
|
402 |
Eski Kullanım |
en iyi insanlar |
optimacy i.
|
|
403 |
Eski Kullanım |
(yapılan eylemi ahlak dışı veya uygunsuz kılacak şekilde) birbirine çok yakın insanlar veya gruplar arasında meydana gelen |
incesttuous s.
|
|
Slang |
|
404 |
Argo |
doğuştan hayırsız addedilen ve insanlar üzerinde kötü etki bırakması muhtemel kimse |
bad seed i.
|
|
405 |
Argo |
zenci insanlar topluluğu |
niggerdom i.
|
|
406 |
Argo |
avustralya'da doğu avrupa ve akdeniz'den göçmen gelen insanlar için kullanılan aşağılayıcı söz |
wog i.
|
|
407 |
Argo |
kuzey afrika ya da batı/orta asya kökenli insanlar için söylenen son derece kaba ve aşağılayıcı ifade |
goatfucker i.
|
|
408 |
Argo |
basmakalıp şekilde ragbi oynayan ve diğer insanlar tarafından itici bulunan zengin veya sosyetik kimse |
rugger bugger [uk] i.
|
|
409 |
Argo |
beyaz tenli avrupa kökenli insanlar gibi/insanlara ait |
honky s.
|
|
Modern Slang |
|
410 |
Modern Argo |
karşı ekonomi yoluyla insanlar arasındaki tüm ilişkilerin karşılıklı rızaya bağlı olduğu bir toplum yaratma fikrine dayalı özgürlükçü bir sosyal felsefe |
agorism i.
|
|
411 |
Modern Argo |
alternatif insanlar |
alternafolk i.
|
|
Star Wars |
|
412 |
Star Wars |
çorap başlı solucan insanlar |
sock-headed worm people i.
|
|