Geçmiş

ispat

"ispat" teriminin İngilizce Türkçe Sözlükte anlamları : 27 sonuç

	Kategori	Türkçe	İngilizce
Common Usage
1	Yaygın Kullanım	ispat	demonstration i.
2	Yaygın Kullanım	ispat	proof i.
General
3	Genel	ispat	substantiation i.
4	Genel	ispat	proving i.
5	Genel	ispat	confirmation i.
6	Genel	ispat	justification i.
7	Genel	ispat	evidence i.
8	Genel	ispat	testimony i.
9	Genel	ispat	attestation i.
10	Genel	ispat	proof i.
11	Genel	ispat	reasoning i.
12	Genel	ispat	approbation [obsolete] i.
13	Genel	ispat	manifestation i.
14	Genel	ispat	manifesto [obsolete] i.
15	Genel	ispat	demonstrance i.
16	Genel	ispat	comprobation i.
17	Genel	ispat	conviction [obsolete] i.
18	Genel	ispat	preef [obsolete] [scotland] i.
19	Genel	ispat	demon. (demonstration) kısalt.
20	Genel	ispat	prf. (proof) kısalt.
Law
21	Hukuk	ispat	testate [obsolete] i.
22	Hukuk	ispat	testation i.
23	Hukuk	ispat	proof i.
24	Hukuk	ispat	demonstration i.
25	Hukuk	ispat	evidence i.
Math
26	Matematik	ispat	proof i.
27	Matematik	ispat	argument i.

"ispat" teriminin diğer terimlerle kazandığı İngilizce Türkçe Sözlükte anlamları : 216 sonuç

	Kategori	Türkçe	İngilizce
Common Usage
1	Yaygın Kullanım	ispat etmek	demonstrate f.
2	Yaygın Kullanım	doğruluğunu ispat etmek	substantiate f.
3	Yaygın Kullanım	ispat etmek	prove f.
General
4	Genel	ispat etme durumu	demonstrativeness i.
5	Genel	suçsuzluğunu ispat etme	justifying i.
6	Genel	ispat etme	evidencing i.
7	Genel	ispat etme	evincing i.
8	Genel	rüştünü ispat etmemiş kimse	minor i.
9	Genel	hakkını ispat etme	assertion i.
10	Genel	doğruluğunu ispat etme	authenticity i.
11	Genel	ispat etme	demonstrativeness i.
12	Genel	aksini ispat etme	rebuttal i.
13	Genel	ispat edilebilirlik	conclusiveness i.
14	Genel	ispat eden	demonstrator i.
15	Genel	ispat eden şey	demonstrator i.
16	Genel	ispat etme	proof i.
17	Genel	doğruluğunu ispat etme	authentication i.
18	Genel	ispat edilebilirlik	provability i.
19	Genel	ispat olunabilirlik	incontestability i.
20	Genel	ispat eksikliği	underdetermination i.
21	Genel	aksini ispat eden	rebutter i.
22	Genel	ispat edilemeyen şey	unfact i.
23	Genel	ispat edilemeyen olay	unfact i.
24	Genel	ispat edici	justifier i.
25	Genel	ispat eden	justifier i.
26	Genel	ispat etme	evincement i.
27	Genel	ispat etme	monstration [obsolete] i.
28	Genel	ispat edilebilir olma	demonstrableness i.
29	Genel	ispat eden şey	demonstrater i.
30	Genel	mantıksal ispat	demonstration i.
31	Genel	varsayımsal veya mevcut verilerle yapılan hızlı akıl yürütme sonucu ortaya çıkan ispat	demonstration i.
32	Genel	ispat hakkı	right to proof i.
33	Genel	aksi ispat edilinceye dek gerçek kabul edilen delil	showing i.
34	Genel	ispat edilebilirlik	proveability i.
35	Genel	rüştünü ispat etmek	come of age f.
36	Genel	erkekliğini ispat etmek	prove manhood f.
37	Genel	suçunu ispat etmek	convict f.
38	Genel	ispat etmek	attest f.
39	Genel	ispat niteliğinde açıklama yapmak	put the record straight f.
40	Genel	rüştünü ispat etmek	be of age f.
41	Genel	rüştünü ispat etmek	prove one's adequacy f.
42	Genel	rüştünü ispat etmek	attain to man's estate f.
43	Genel	ispat etmek	substantiate f.
44	Genel	aksini ispat etmek	rebut f.
45	Genel	ispat etmek	manifest f.
46	Genel	rüştünü ispat etmek	reach one's maturity f.
47	Genel	rüşdünü ispat etmek	reach one's maturity f.
48	Genel	haklı olduğunu ispat etmek	deraign f.
49	Genel	rüşdünü ispat etmek	evidence one's maturity f.
50	Genel	suçsuzluğunu ispat etmek	vindicate oneself f.
51	Genel	ispat etmek	prove f.
52	Genel	aksini ispat etmek	prove the contrary f.
53	Genel	aksini ispat etmek	refute f.
54	Genel	aksini ispat etmek	prove the opposite f.
55	Genel	rüştünü ispat etmek	attain one's majority f.
56	Genel	aksini ispat etmek	confute f.
57	Genel	tersini ispat etmek	disprove f.
58	Genel	tersini ispat etmek	refute f.
59	Genel	aksini ispat etmek	disprove f.
60	Genel	kendini ispat etmek	prove oneself f.
61	Genel	tersini ispat etmek	confute f.
62	Genel	ispat etmek	establish f.
63	Genel	aksini ispat etmek	negative f.
64	Genel	suçunu ispat etmek	attaint [obsolete] f.
65	Genel	doğruluğunu ispat etmek	underpin f.
66	Genel	ispat etmek	evince f.
67	Genel	yanlışlığını ispat etmek	betray f.
68	Genel	suçluluğunu ispat etmek	convince [obsolete] f.
69	Genel	haklılığını ispat etmek	darraigne f.
70	Genel	haklılığını ispat etmek	darrain f.
71	Genel	haklılığını ispat etmek	darrayn f.
72	Genel	haklılığını ispat etmek	darraine f.
73	Genel	ispat etmek	prieve [obsolete] f.
74	Genel	ispat edilebilir	provable s.
75	Genel	ispat edilebilir	evincible s.
76	Genel	ispat edilmiş	demonstrated s.
77	Genel	ispat edilmiş	evidenced s.
78	Genel	ispat edilen	demonstrated s.
79	Genel	ispat edilebilir	demonstrable s.
80	Genel	rüştünü ispat etmiş	of age s.
81	Genel	ispat edilmiş	exemplified s.
82	Genel	ispat edilmiş	evinced s.
83	Genel	rüştünü ispat etmemiş	under age s.
84	Genel	suçu ispat edilene kadar serbest	on probation s.
85	Genel	ispat edici	substantiating s.
86	Genel	ispat olunabilir	incontestible s.
87	Genel	ispat edilir	sustainable s.
88	Genel	aksi ispat edilebilir	refragable s.
89	Genel	ispat edilebilir	attestable s.
90	Genel	ispat eden	attestive s.
91	Genel	ispat eden	attesting s.
92	Genel	ispat edilmemiş	unevidenced s.
93	Genel	ispat edici	justificative s.
94	Genel	ispat eden	justificative s.
95	Genel	ispat eden	evincive s.
96	Genel	ispat edilebilir	manifestable s.
97	Genel	ispat edilebilir olan	manifestible s.
98	Genel	sihirli gücünü ispat eden	wonder s.
99	Genel	ispat edilebilir tek bir çözümü olmayan	opinionable s.
100	Genel	ispat edilebilir	conclusible s.
101	Genel	aksi ispat edilebilir	pregnable s.
102	Genel	kendini sahada ispat etmiş	field-proven s.
103	Genel	ispat edilebilir	proveable s.
104	Genel	ispat edilemez şekilde	indemonstrably zf.
105	Genel	ispat edilemezcesine	inarguably zf.
106	Genel	aksi ispat edilmedikçe	unless proved otherwise zf.
107	Genel	aksi ispat edilmedikçe	unless the contrary is proved zf.
108	Genel	aksi ispat edilmedikçe	unless proven otherwise zf.
109	Genel	aksi ispat edilmedikçe	unless otherwise proven zf.
110	Genel	ispat edilebilecek şekilde	demonstrably zf.
111	Genel	ispat ederek	demonstratively zf.
Phrasals
112	Öbek Fiiller	(birinin veya bir şeyin bir yerde) ispat etmek	place (someone or something) at (some place) f.
113	Öbek Fiiller	(birinin/kendinin bir şeyde) suçsuz olduğunu ispat etmek	vindicate (someone or oneself) of (something) f.
114	Öbek Fiiller	birinin suçsuz olduğunu ispat etmek	vindicate someone of something f.
115	Öbek Fiiller	birinin savının/bir şeyin bir şeyle aksini ispat etmek	counter someone or something with something f.
116	Öbek Fiiller	(bir şeyden) suçsuzluğunu ispat etmek	get off on (something) f.
117	Öbek Fiiller	'-de suçsuz olduğunu ispat etmek	vindicate of f.
Phrases
118	İfadeler	aksi ispat edilmedikçe	unless otherwise demonstrated expr.
Colloquial
119	Konuşma Dili	kimlikle yaşını ispat etmesi istenmiş	proofed s.
Idioms
120	Deyim	kendini ispat etmek	earn one's stripes f.
121	Deyim	suçlu olduğunu ispat etmek	get the goods on someone f.
122	Deyim	suçlu olduğunu ispat etmek	have the goods on someone f.
123	Deyim	(kendini) ispat etmek	earn one's spurs f.
124	Deyim	(bir konuda yeterli olduğunu) göstermek/ispat etmek/kanıtlamak	earn your stripes f.
125	Deyim	ispat edilememek	not hold water f.
126	Deyim	(kendini) ispat etmek	earn spurs f.
127	Deyim	kendini ispat etmek	earn your spurs f.
128	Deyim	kendini ispat etmek	win your spurs [uk] f.
129	Deyim	suçlu olduğunu ispat etmek	get the goods on f.
130	Deyim	bir şeyin aksini ispat etmek	give the lie to (something) f.
Formal
131	Resmi	aksini ispat etme	rebutment i.
Speaking
132	Konuşma	bunu ispat edemem	I can't prove this expr.
Trade/Economic
133	Ticaret/Ekonomi	aksi ispat edilene kadar hukuken geçerli öngörü	rebuttable presumption i.
134	Ticaret/Ekonomi	ispat aracı	proof i.
135	Ticaret/Ekonomi	ispat külfeti	burden of proof i.
Law
136	Hukuk	abd hukukunda ispat yükünü taşıyan tarafın kanıtlarını sunduğu usuli safha	case-in-chief i.
137	Hukuk	aksi ispat edilebilecek hukuki karine	disputable presumption i.
138	Hukuk	aksi ispat edilebilir karine	rebuttable presumption i.
139	Hukuk	aksini ispat etme	refutation i.
140	Hukuk	bir belgenin doğruluğunu ve varlığını ispat için düzenleyenin isteğiyle o belgeye imza koyan tanık	attesting witness i.
141	Hukuk	delilin ispat kuvveti	weight-of-evidence i.
142	Hukuk	doğruluğunu ispat etme	verification i.
143	Hukuk	duruşma tutanağının ispat kuvveti	conclusive force of trial record i.
144	Hukuk	ispat külfeti	burden of proof i.
145	Hukuk	ispat yükümlülüğü	onus probandi i.
146	Hukuk	ispat yükünü taşıyan taraf	the party with the burden of proof i.
147	Hukuk	ispat edici varaka	instrumentum i.
148	Hukuk	ispat hukuku	law of proof i.
149	Hukuk	ispat yükümlülüğü	the onus of proof i.
150	Hukuk	ispat yükü	onus probandi i.
151	Hukuk	ispat standardı	standard of proof i.
152	Hukuk	ispat yükümlülüğü	the burden of proof i.
153	Hukuk	ispat değeri	probative value i.
154	Hukuk	ispat mecburiyeti	burden of proof i.
155	Hukuk	ispat külfeti	responsibility to present proof i.
156	Hukuk	ispat yükü	burden of proof i.
157	Hukuk	ispat zorunluluğu	burden of evidence i.
158	Hukuk	ispat külfetinin tersine çevrilmesi	reverse the burden of proof i.
159	Hukuk	ispat hukuku	the law of evidence i.
160	Hukuk	ispat hukuku	evidence law i.
161	Hukuk	ispat külfeti	onus of proof i.
162	Hukuk	ispat gücü	probative force i.
163	Hukuk	ispat gücü	conclusive force i.
164	Hukuk	ispat etme	verification i.
165	Hukuk	ispat zorunluluğu	burden of proof i.
166	Hukuk	ispat mecburiyeti	burden of evidence i.
167	Hukuk	ispat yükü	burden of proof i.
168	Hukuk	karşı ispat layihası	affirmative defense i.
169	Hukuk	lafzi ispat	literal proof i.
170	Hukuk	suçsuzluğu ispat eden delil	exonerating evidence i.
171	Hukuk	suçluluğu ispat edilene kadar şüpheli ya da sanık da olsa herkesin masum ve suçsuz olduğu ilkesi	presumption of innocence i.
172	Hukuk	vakaların ve bunları ispat eden delillerin taraflarca getirilmesi ilkesi	adversary process i.
173	Hukuk	vakaların ve bunları ispat eden delillerin taraflarca getirilmesi ilkesi	adversarial system i.
174	Hukuk	vakaların ve bunları ispat eden delillerin taraflarca getirilmesi ilkesi	adversary system i.
175	Hukuk	vakaların ve bunları ispat eden delillerin taraflarca getirilmesi ilkesi	adversary trial process i.
176	Hukuk	yeminle ispat	proof by oath i.
177	Hukuk	yaklaşık ispat	plausible proof i.
178	Hukuk	ispat edici	justificator i.
179	Hukuk	ispat külfeti	the burden of proof i.
180	Hukuk	ispat mecburiyeti	the burden of proof i.
181	Hukuk	ispat yükümlülüğü	the burden of proof i.
182	Hukuk	ispat etmek	testify f.
183	Hukuk	aksini ispat etmek	disprove f.
184	Hukuk	aksini ispat etmek	refute f.
185	Hukuk	aksini ispat etmek	rebut f.
186	Hukuk	aksini ispat etmek	confute f.
187	Hukuk	doğru olmadığını ispat etmek	confute f.
188	Hukuk	gerçeği ispat etmek	verify f.
189	Hukuk	ispat etmek	evidence f.
190	Hukuk	ispat etmek	prove f.
191	Hukuk	ispat etmek	verify f.
192	Hukuk	kendinin olduğu ispat olunamayan eşyayı taşımak	having a property whose ownership cannot be proved in one's possession f.
193	Hukuk	suçsuzluğunu ispat etmek	exculpate f.
194	Hukuk	ispat etmek	instruct [scotland] f.
195	Hukuk	aksi ispat edilebilen	rebuttable s.
196	Hukuk	aksi ispat edilemeyen	unrebuttable s.
197	Hukuk	aksi ispat olunamayan	unrebuttable s.
198	Hukuk	doğruluğu ispat edilebilir	justifiable s.
199	Hukuk	ispat eden	probative s.
200	Hukuk	rüştünü ispat etmemiş	under age s.
201	Hukuk	aksi ispat edilene kadar	until proven otherwise expr.
202	Hukuk	davada ispat yükümlülüğü bulunan tarafın kanıt sunma aşaması	in chief expr.
Computer
203	Bilgisayar	ispat yükümlülüğü	proof obligation i.
Aeronautic
204	Havacılık	doğruluğunu ispat etmek	verify f.
Math
205	Matematik	dolaylı ispat	indirect proof i.
206	Matematik	direkt ispat	direct proof i.
207	Matematik	tümevarımla ispat	proof by induction i.
208	Matematik	varsayımsal veya mevcut terimlerden yol çıkarak yapılan doğrudan akıl yürütme ile doğru sonuca ulaşılan ispat	direct demonstration i.
Logic
209	Mantık	mantıksal ispat	logical proof i.
210	Mantık	önermeye ağaç yapı üzerinden ispat gerçekleştirme yöntemi	semantic tableau i.
211	Mantık	önermelerden sonuca giden (ispat)	direct s.
Latin
212	Latince	ispat zorunluluğu	onus i.
Archaic
213	Eski Kullanım	ispat etmek	test f.
214	Eski Kullanım	ispat etmek	kythe f.
215	Eski Kullanım	ispat etmek	preve f.
Slang
216	Argo	ispat etmek	merch f.