karşılıklı - Türkçe İngilizce Sözlük
Geçmiş

karşılıklı



"karşılıklı" teriminin İngilizce Türkçe Sözlükte anlamları : 45 sonuç

Türkçe İngilizce
Common Usage
karşılıklı reciprocal s.
karşılıklı mutual s.
General
karşılıklı reciprocative s.
karşılıklı commutual s.
karşılıklı correspondent s.
karşılıklı synergic s.
karşılıklı opposite s.
karşılıklı reciprocatory s.
karşılıklı corresponding s.
karşılıklı reciprocating s.
karşılıklı correlative s.
karşılıklı opposed s.
karşılıklı alternate s.
karşılıklı conjugate s.
karşılıklı opposing s.
karşılıklı mutual s.
karşılıklı tete a tete s.
karşılıklı tete-a-tete s.
karşılıklı bilateral s.
karşılıklı concomitant s.
karşılıklı reciprocous [obsolete] s.
karşılıklı reciprok s.
karşılıklı reciproque [obsolete] s.
karşılıklı relative s.
karşılıklı transmutual s.
karşılıklı two-way s.
karşılıklı antiphonal s.
karşılıklı antiphonary s.
karşılıklı dialectical s.
karşılıklı corelative s.
karşılıklı corresponsive s.
karşılıklı seesaw s.
karşılıklı interactively zf.
karşılıklı facing one another zf.
karşılıklı alternatively zf.
karşılıklı mutually zf.
karşılıklı head-to-head zf.
Law
karşılıklı mutual s.
karşılıklı reciprocal s.
karşılıklı sinalagmatic s.
Technical
karşılıklı interrelated s.
Computer
karşılıklı reciprocal s.
Telecom
karşılıklı mutual s.
Abbreviation
karşılıklı recip s.
Slang
karşılıklı ding-dong s.

"karşılıklı" teriminin diğer terimlerle kazandığı İngilizce Türkçe Sözlükte anlamları : 500 sonuç

Türkçe İngilizce
General
karşılıklı talep reciprocal demand i.
karşılıklı anlayış mutual understanding i.
karşılıklı konuşma dual conversation i.
karşılıklı yapraklar opposite leaves i.
karşılıklı etki reciprocation i.
karşılıklı meydan okuma confrontation i.
karşılıklı etkilenme interactive relation i.
karşılıklı güvenlik collective security i.
karşılıklı sermaye mutual fund i.
karşılıklı dayanışma interdependency i.
karşılıklı konuşma colloquy i.
karşılıklı ilişki interrelation i.
karşılıklı anlaşma collective bargaining i.
karşılıklı ilişki mutual affinity i.
karşılıklı konuşma dialogue i.
karşılıklı olarak bilme interknowledge i.
karşılıklı etki reciprocal influence i.
karşılıklı yardım mutual aid i.
karşılıklı durum reciprocity i.
karşılıklı değişme reciprocation i.
karşılıklı benzeme mutual resemblance i.
karşılıklı alıp verme exchange i.
karşılıklı hale getirme mutualization i.
karşılıklı değiştirme swap i.
karşılıklı konuşma discoursing i.
karşılıklı etkileme interplay i.
karşılıklı değiştirme swop i.
karşılıklı etkilenme interaction i.
karşılıklı dayanışma interdependence i.
karşılıklı sigorta mutual insurance i.
karşılıklı etki mutual action i.
aynı konuyu yazan karşılıklı iki sayfa (gazete) spread i.
karşılıklı konuşma duologue i.
karşılıklı şikayet recrimination i.
karşılıklı iki sayfa folio i.
karşılıklı muhalefet mutual opposition i.
karşılıklı etki mutual affection i.
karşılıklı olarak yapma exchange i.
karşılıklı taahhüt agreement i.
karşılıklı saygı mutual respect i.
karşılıklı ilişki reciprocation i.
karşılıklı anlaşma collective agreement i.
karşılıklı olarak birbirini tanıma interknowledge i.
karşılıklı olma reciprocity i.
karşılıklı iştirak mutual participation i.
karşılıklı çalışabilirlik interoperability i.
karşılıklı kullanılabilirlik interoperability i.
karşılıklı iştirak mutual attendance i.
karşılıklı iştirak corresponding participation i.
karşılıklı kilitlenme deadlock i.
karşılıklı ilişki intercommunion i.
karşılıklı göç intermigration i.
karşılıklı sigorta interinsurance i.
karşılıklı sorumluluk mutual responsibility i.
karşılıklı sorumluluk shared responsibility i.
karşılıklı sorumluluk joint responsibility i.
karşılıklı kabul mutual consent i.
karşılıklı onay reciprocal approval i.
karşılıklı rıza mutual consent i.
evlilik dışı ilişkilerin her iki eş tarafından da karşılıklı olarak kabul edildiği evlilik open marriage i.
karşılıklı ticaret counter trade i.
karşılıklı haklar mutual rights i.
karşılıklı sevgi ve saygı mutual love and respect i.
karşılıklı ketlenme lock up i.
karşılıklı değişme intermutation i.
karşılıklı değişim intermutation i.
karşılıklı anlaşma agreement by mutual i.
karşılıklı suçlama recrimination i.
karşılıklı ilişki correlation i.
karşılıklı ilişki footing i.
karşılıklı özveri give-and-take i.
karşılıklı iki düşman kuvvetin cephe hatları arasında kalan arazi şeridi no-man's-land i.
karşılıklı etkileşim interplay i.
karşılıklı konuşma conversation i.
karşılıklı taahhütler mutual covenants i.
karşılıklı vaatler mutual covenants i.
karşılıklı çekim mutual attraction i.
karşılıklı anlaşma pledge i.
karşılıklı iki yan sediri olan araba waggonette i.
karşılıklı saygı ve dürüstlüğe dayalı ilişki committed relationship i.
karşılıklı katılım cross participation i.
karşılıklı bağlılık mutual attachment i.
karşılıklı çıkarlar mutual benefits i.
karşılıklı olma durumu mutualism i.
karşılıklı durum mutuality i.
iki ev sahibinin belirli bir süre karşılıklı birbirlerinin evlerinde oturması house swapping i.
iki ev sahibinin belirli bir süre karşılıklı birbirlerinin evlerinde oturması home exchange i.
karşılıklı davranış reciprocity i.
karşılıklı bağımlılık mutual dependence i.
karşılıklı dışlama mutual exclusion i.
karşılıklı anlayış resonance i.
karşılıklı tanışıklık mutual acquaintance i.
karşılıklı tanışma mutual acquaintance i.
karşılıklı etkileme interacting i.
karşılıklı memnuniyet mutual satisfaction i.
karşılıklı bağımlılık reciprocal dependence i.
dünya çapında karşılıklı bağımlılık worldwide interdependence i.
karşılıklı anlayışsızlık mutual incomprehension i.
(karşılıklı) söyleşi exchange i.
karşılıklı ödünler mutual concessions i.
karşılıklı güven ve işbirliği mutual trust and cooperation i.
karşılıklı bağlılık interconnectedness i.
karşılıklı olmama nonreciprocity i.
karşılıklı konuşma dialog i.
karşılıklı konuşma duolog i.
karşılıklı hale getirme mutualisation i.
karşılıklı hoşgörü mutual tolerance i.
karşılıklı bağımlılığı destekleyen kimse mutualist i.
karşılıklı sevgi ve saygı çerçevesinde gerçekleşen yüzleşme carefrontation i.
karşılıklı düzeltme mutual adjustment i.
karşılıklı çıkar ilişkisi relationship based on mutual interests i.
karşılıklı tehditler exchange of threats i.
karşılıklı olan şey reciprocal i.
karşılıklı olma reciprocalness i.
karşılıklı oluş reciprocalness i.
parmaklara geçirilen ipe karşılıklı şekiller verilerek oynanan çocuk oyunu cats cradle i.
dergi, gazete vs. ortasında yer alan ve aynı habere ayrılmış karşılıklı sayfa çifti centre spread i.
karşılıklı birbirini sevme durumu redamancy i.
karşılıklı çıkar için iyilik yapma backscratching i.
karşılıklı mesafe mutual distance i.
karşılıklı uyum ve etkilenme chemistry i.
karşılıklı anlaşma tryst [scottish] i.
karşılıklı özveri gerektiren ilişki two-way street i.
karşılıklı alışverişler enterdeal [obsolete] i.
karşılıklı konuşma enterparlance [obsolete] i.
faytonun dış bölümünde birbiriyle karşılıklı duran iki arka koltuk basket [uk] i.
yumruk yumruğa dövüşte karşılıklı vuruşlar hand-play i.
karşılıklı söylenen düşmanca sözler word i.
karşılıklı söylenen öfkeli sözler word i.
karşılıklı espri yapma konusunda becerikli kimse reparteeist i.
karşılıklı sempati mutual affection i.
(kar veya artan masraf nedeniyle) aynı mülkün karşılıklı anlaşma yolu ile birinden diğerine devredilmesi demise and redemise i.
karşılıklı grup eylemi getting even i.
sabit rotatif hareketi sabit karşılıklı harekete çevirmek için kullanılan kalp şeklindeki kam heart wheel i.
(sanatçı, kritik veya akademisyenler arasında) karşılıklı övgü logrolling i.
karşılıklı kollama logrolling i.
karşılıklı konuşma imparlance [obsolete] i.
karşılıklı konuşma commune i.
bir faaliyetteki karşılıklı ilişki communion i.
karşılıklı konuşmaya katılan kimse dialogist i.
karşılıklı nefret distaste [obsolete] i.
karşılıklı hoşnutsuzluk distaste [obsolete] i.
rakibin ailesine karşılıklı hakaretler edilen bir oyun dozens i.
(iki bitişik duvardaki pencereler gibi) karşılıklı durmayan kaynaklardan çıkan ışık crosslight i.
(ayinlerde) karşılıklı okuma interlocution [obsolete] i.
karşılıklı görünürlük intervisibility i.
karşılıklı ilişki intrication i.
karşılıklı bağımlılık co-dependence i.
karşılıklı anlayış coherence [obsolete] i.
(demir ve mıknatıs arasında) karşılıklı çekim coition [obsolete] i.
çeşitli duyumları koordine edemeyip bunların karşılıklı ilişkilerini gözlemleyememe disaggregation i.
ayrı seri numarayı paylaşan karşılıklı sayfalar folio i.
taş duvarın karşılıklı duvarların birbirine yaklaştırılması ile inşa edilmiş alt yüzü gather i.
(kültürel grup veya özelliklerde) karşılıklı nüfuz yoluyla gerçekleşen etkileşim osmosis i.
karşılıklı yaprakları ve ufak yanal çiçekleri olan bir amerika çalısı privet i.
karşılıklı utandırma, aşağılama veya küçük düşürme içeren kamuya açık anlaşmazlık roman holiday i.
pinpon topu gibi karşılıklı gelip giden şey shittlecock i.
rakibin ailesine karşılıklı hakaretler edilen bir oyun signifying i.
karşılıklı takipçi mutual follower i.
karşılıklı iki kişilik oturakları olan dört tekerlekli üstü açık fayton sociable i.
(gruplar ve bireylerarasında) karşılıklı işbirliği symbiosis i.
karşılıklı hassasiyet sympathy i.
karşılıklı yatkınlık sympathy i.
karşılıklı ateş etme exchange i.
dengelemek (karşılıklı olarak) counterbalance f.
karşılıklı alıp vermek exchange f.
karşılıklı olarak birer el silah atmak exchange shots f.
karşılıklı olmak reciprocate f.
karşılıklı alıp vermek reciprocate f.
karşılıklı ilişkisi olmak correlate f.
karşılıklı ödün vererek anlaşmaya varmak compromise f.
bir meseleyi halletmek için karşılıklı ateş etmek shoot it out f.
karşılıklı yapmak reciprocate f.
karşılıklı fikir alışverişi yapmak exchange ideas with one another f.
karşılıklı fikir alışverişinde bulunmak exchange ideas f.
karşılıklı fikir alışverişinde bulunmak exchange ideas with one another f.
karşılıklı fikir alışverişi yapmak exchange ideas f.
karşılıklı konuşmak talk face to face f.
karşılıklı görüşmek talk face to face f.
karşılıklı görüşmek discuss face to face f.
karşılıklı anlaşmaya varmak make a deal with f.
karşılıklı espriler yapmak trade quips f.
karşılıklı güven ortamı yaratmak create a mutual trust environment f.
karşılıklı güven ortamı yaratmak create an athmosphere of mutual trust f.
karşılıklı saygı ve güvene dayalı bir ortam yaratmak establish an environment that is based on mutual respect and trust f.
karşılıklı güven ortamı yaratmak create an environment of mutual trust f.
karşılıklı güven ortamı yaratmak establish a mutual trust environment f.
karşılıklı güven ortamı yaratmak establish an environment of mutual trust f.
karşılıklı güven ortamı oluşturmak establish a mutual trust environment f.
karşılıklı saygı ve güvene dayalı bir ortam oluşturmak establish an environment that is based on mutual respect and trust f.
karşılıklı güven ortamı oluşturmak create an environment of mutual trust f.
karşılıklı güven ortamı oluşturmak create an athmosphere of mutual trust f.
karşılıklı güven ortamı oluşturmak establish an environment of mutual trust f.
karşılıklı güven ortamı oluşturmak create a mutual trust environment f.
karşılıklı taahhüt etmek enter into a mutual engagement f.
karşılıklı oturmak sit face to face f.
aynı sokakta karşılıklı evlerde oturmak live across the street from each other f.
boğazı/iki yönlü/gidiş geliş/karşılıklı geçmek criss-cross the bosphorus f.
karşılıklı gülüşmek exchange a smile f.
karşılıklı yardım veya destek için başkalarıyla gayrı resmi etkileşimde bulunmak network f.
karşılıklı olarak ödeşmek quit scores f.
karşılıklı olmak mutualize f.
karşılıklı olmak mutualise f.
(fikirleri) karşılıklı aktarmak communicate f.
karşılıklı selamlaşmak congreet [obsolete] f.
karşılıklı selam vermek congreet [obsolete] f.
karşılıklı iftira atmak interlibel f.
karşılıklı olarak karalamak interlibel f.
karşılıklı söz vermek compromise [obsolete] f.
karşılıklı taahhüt etmek compromise [obsolete] f.
karşılıklı olarak vadetmek compromise [obsolete] f.
karşılıklı dokunmak interosculate f.
karşılıklı güvence vermek interpledge f.
karşılıklı olarak şaşırtmak intershock f.
karşılıklı şok etkisi yaratmak intershock f.
karşılıklı gidip gelmek intervisit f.
karşılıklı iyi dileklerde bulunmak interwish f.
karşılıklı hareket etmek interwork f.
(taş yapının karşılıklı duvarları) birbirine yaklaştırmak gather f.
karşılıklı sinyal alıp göndermek signalize f.
karşılıklı sinyal alıp göndermek signalise f.
karşılıklı olarak esprili hakaretler etmek signify f.
karşılıklı yararlı mutually beneficial s.
karşılıklı tahrip edici mutually ruinous s.
karşılıklı mutabakata dayalı consensual s.
karşılıklı anlaşmaya dayalı consensual s.
karşılıklı hariç mutually exclusive s.
karşılıklı olmayan nonreciprocal s.
karşılıklı etkileşen interacting s.
karşılıklı istişare edilmiş mutually consulted s.
karşılıklı olarak birbirini güçlendiren mutually reinforcing s.
karşılıklı bağımlı mutualist s.
karşılıklı yardım eden coadjutant s.
karşılıklı yardımlaşan coadjutant s.
karşılıklı suçlayan recriminative s.
karşılıklı suçlayan recriminatory s.
birbirine geçen ve karşılıklı etkileşen meshed s.
kişinin bedensel sağlığı ve ruhsal durumu arasındaki karşılıklı ilişkiye ait mind-body s.
kişinin bedensel sağlığı ve ruhsal durumu arasındaki karşılıklı ilişkiyi içeren mind-body s.
kişinin bedensel sağlığı ve ruhsal durumu arasındaki karşılıklı ilişkiden kaynaklanan mind-body s.
parçaların karşılıklı ilişkilerini koruyan homolographic s.
karşılıklı benzerliği bulunan monophanous s.
karşılıklı verilen return s.
karşılıklı gönderilen return s.
karşılıklı yapılan return s.
karşılıklı eş açılı mutually equiangular s.
karşılıklı eşit açılı mutually equiangular s.
karşılıklı eş açılı mutually equilateral s.
karşılıklı eşit açılı mutually equilateral s.
karşılıklı ve hızlı alıp verme içeren dingdong s.
karşılıklı ve hızlı alıp verme içeren ding-dong s.
karşılıklı konuşmada geçen dialogic s.
karşılıklı konuşmayla ilgili dialogistic s.
karşılıklı konuşma şeklinde dialogistic s.
karşılıklı olarak mümkün olmayan incompossible s.
karşılıklı olmayan irreciprocal s.
bir toplumun üyeleri arasındaki karşılıklı ilişkilerle nitelenen feudal s.
karşılıklı konuşma içermeyen silent s.
birbirini karşılıklı olarak dışlayan mutually exclusive s.
karşılıklı olarak reciprocatively zf.
karşılıklı olarak mutually zf.
karşılıklı olarak vice versa zf.
karşılıklı (yüzleşme) head to head zf.
karşılıklı olarak correlatively zf.
karşılıklı olarak reciprocally zf.
karşılıklı okumayla ilgili olarak antiphonally zf.
karşılıklı olarak interrelatedly zf.
karşılıklı olarak conjugately zf.
karşılıklı anlaşma ile by common consent zf.
karşılıklı anlaşarak by common consent zf.
karşılıklı olarak the other way around zf.
karşılıklı olarak together zf.
karşılıklı olarak oppositely zf.
karşılıklı konuşarak dialogically zf.
karşılıklı biçimde diametrically zf.
karşılıklı olarak correspondently zf.
karşılıklı olarak one another zm.
karşılıklı olarak anlamı veren ön ek co- ök.
karşılıklı çalışan anlamı veren ön ek co- ök.
karşılıklı anlamı veren ön ek counter- ök.
Phrasals
karşılıklı anlaşmaya varmak close on f.
(bir şeyi) karşılıklı atıp tutmak throw (something) back and forth f.
karşılıklı gevezelik etmek jabber away f.
ile karşılıklı oynamak play against f.
iki şeyi karşılıklı yarar sağlayacak şekilde bir araya getirmek/birleştirmek/bütünleştirmek marry up f.
karşılıklı tartışmak fight amongst f.
karşılıklı ağız dalaşı yapmak fight amongst f.
karşılıklı tartışmak fight among f.
karşılıklı ağız dalaşı yapmak fight among f.
(biri/bir şey hakkında biriyle karşılıklı) dalga geçmek joke (with someone) (about someone or something) f.
(biriyle karşılıklı biriyle/bir şeyle) alay etmek joke (with someone) (about someone or something) f.
ile karşılıklı değerini tartmak balance against f.
(biriyle) karşılıklı döktürmek get down with (someone) f.
(biriyle) karşılıklı atışmak rap at (someone) f.
karşılıklı atıp tutmak toss back and forth f.
karşılıklı atışmak toss back and forth f.
(biriyle/bir şeyle birini/bir şeyi) karşılıklı ölçüp tartmak weigh against (someone or something) f.
Phrases
(karşılıklı) birbirinden nefret etme/hoşlanmama little love lost between (two people) expr.
(karşılıklı) birbirini sevmeme little love lost between (two people) expr.
(karşılıklı) birbirine düşman olma little love lost between (two people) expr.
(karşılıklı) birbirine düşman gibi olma little love lost between (two people) expr.
(karşılıklı) birbirine düşman kesilme little love lost between (two people) expr.
karşılıklı saygı çerçevesinde on the basis of mutual respect expr.
karşılıklı saygı çerçevesinde within the framework of mutual respect expr.
Proverb
karşılıklı birbirinin mahremiyetine saygı duyulduğunda arkadaşlıklar daha güzel ilerler a hedge between keeps friendship green
Colloquial
karşılıklı meydan okuma face-off i.
karşılıklı suçlamaların yapıldığı tartışma slugfest i.
karşılıklı fikirlerin çürütüldüğü tartışma slugfest i.
karşılıklı akrabalara söverek oynanan siyahi kökenli bir oyun the (dirty) dozens i.
karşılıklı övgüler yağdırılan durum love-in i.
pinpon topu gibi karşılıklı gelip giden şeyler shuttlecock i.
karşılıklı küfürleşmek trade barbs f.
karşılıklı hakaretleşmek trade barbs f.
karşılıklı boşa çıkarmak cancel each other out f.
karşılıklı anlaşma bildiren ünlem check ünl.
karşılıklı beğeni atma f4f (first for first) expr.
sosyal medya kullanıcılarının karşılıklı birbirilerinin sayfasındaki ilk fotoğrafı beğendiği bir sosyal medya akımının kısaltması f4f (first for first) expr.
hisler karşılıklı the feeling is mutual expr.
Idioms
karşılıklı anlaşma meeting of (the) minds i.
karşılıklı anlaşma a meeting of minds i.
karşılıklı anlaşma a meeting of minds i.
karşılıklı özveri give and take i.
karşılıklı yağ çekme backslapping i.
karşılıklı birbirine hayranlık besleme (iltifat etme) a mutual admiration society i.
karşılıklı övgülerde bulunma a love-in i.
karşılıklı fedakarlık give and take i.
karşılıklı ödün/taviz lot of give-and-take i.
karşılıklı anlayış give and take i.
karşılıklı güven üzerine kurulu anlaşma gentleman's pact i.
karşılıklı güvene dayalı anlaşma a gentleman's agreement i.
evlilik dışı ilişkilerin her iki eş tarafından da karşılıklı olarak kabul edildiği evlilik an open marriage i.
karşılıklı suçlama blame game i.
karşılıklı suçlama blame shifting i.
(biri veya bir şey hakkında) karşılıklı görüş alışverişinde bulunmak swap notes about (someone or something) f.
(biri veya bir şey hakkında) karşılıklı bilgi paylaşımında bulunmak swap notes about (someone or something) f.
birbirine karşılıklı hakaretler yağdırmak trade insults with someone f.
karşılıklı atışmak toss something back and forth f.
karşılıklı atıp tutmak toss something back and forth f.
birbiriyle karşılıklı uyum yakalamak strike sparks off each other f.
karşılıklı yaratıcılığı/heyecanı tetiklemek strike sparks off each other f.
karşılıklı birbirinin enerjisini yükseltmek strike sparks off each other f.
karşılıklı birbirinin gözüne bakmak meet someone's eyes f.
karşılıklı birbirinin gözüne bakmak meet someone's eye f.
karşılıklı birbirinin gözüne bakmak meet someone's gaze f.
karşılıklı anlaşmak/uzlaşmak reach an understanding f.
ile karşılıklı anlaşmak/uzlaşmak reach an understanding with f.
karşılıklı güven içerisinde in one's pocket expr.
karşılıklı güven içerisinde in each other's pockets expr.
Formal
karşılıklı olmak be arrayed against f.
Speaking
aynı sokakta karşılıklı evlerde oturuyoruz we live across the street from each other expr.
her şey karşılıklı there is no such thing as a free meal/lunch expr.
her şey karşılıklı everything is mutual expr.
hislerimiz karşılıklı right back at you expr.
Chat Usage
karşılıklı resim atma s2r (send to receive) i.
Trade/Economic
alınan bir borcun geri ödenmeye başlanılmadan önce karşılıklı anlaşma ile geçmesi kabul edilen süre grace i.
bir şirketin başka bir eyalette faaliyet göstermesi durumunda vergilerin karşılıklı olacağını öngören kanun retaliatory statute i.
ekonomik yönden karşılıklı bağımlılık economic interdependence i.
ihtiyaçların karşılıklı çakışması double coincidence of wants i.
iş başvurusu sahibiyle işveren arasındaki karşılıklı görüşme employment interview i.
iki tarafın ödemelerini bazı esas ve kurallar çerçevesinde karşılıklı olarak değiştirmeleri swap i.
karşılıklı teminat collateral security i.
karşılıklı işlemlerin netleştirilmesine imkan veren anlaşma master netting arrangement i.
karşılıklı ziyaretler reciprocal visits i.
karşılıklı bağımlılık mutual interdependence i.
karşılıklı netleştirme net settlement i.
karşılıklı hizmetler reciprocate services i.
karşılıklı taahhüt mutual liability i.
karşılıklı ilişki interrelation i.
karşılıklı kontrol collateral control i.
karşılıklı akreditif back to back credit i.
karşılıklı dayanışma derneği mutual improvement society i.
karşılıklı çıkarlar mutual interests i.
karşılıklı güvene dayalı anlaşma gentleman’s agreement i.
karşılıklı sigorta mutual insurance i.
karşılıklı menfaat mutual interest i.
karşılıklı fesih mutual termination i.
karşılıklı ticari anlaşmalar reciprocal agreements i.
karşılıklı değerlendirme mutual assessment i.
karşılıklı bağımlılık interdependence i.
karşılıklı çevrilebilirlik interconvertibility i.
karşılıklı tanınma anlaşması mutual recognition agreement i.
karşılıklı uyuşma (cihazların) mutual compatibility (of the devices) i.
karşılıklı iştirak reciprocal share holding i.
karşılıklı ekonomik yardım konseyi council for mutual economic assistance i.
karşılıklı görüşme yapan kimse interviewer i.
karşılıklı ekonomik yardım konseyi comecon i.
karşılıklı taahhütler ve anlaşmalar mutual covenants and agreements i.
karşılıklı ticaret counter trade i.
karşılıklı çek honored check i.
karşılıklı netleştirme settle net i.
karşılıklı hesaplar reciprocal accounts i.
karşılıklı işleyen hesaplar reciprocal accounts i.
karşılıklı görüşme interview i.
karşılıklı teminatlı tahviller collateral trust bonds i.
karşılıklı talep kanunu law of reciprocal demand i.
karşılıklı çıkar reciprocal interest i.
karşılıklı etkileşim mutual interaction i.
karşılıklı para mutual funds i.
karşılıklı faktöring back to back factoring i.
karşılıklı talep kanunu reciprocal law of demand i.
karşılıklı tanıma mutual recognition i.
karşılıklı mutabakat mutual covenant i.
karşılıklı yazılı onaylar mutual written consent i.
karşılıklı olma kuralı rule of reciprocity i.
karşılıklı yardım reciprocal aid i.
karşılıklı tanınma düzenlemesi mutual recognition arrangement i.
karşılıklı gümrük indirimi reciprocal tariff reduction i.
karşılıklı talep reciprocal demand i.
karşılıklı bağlılık mutual attachment i.
karşılıklı ticaret anlaşmaları countertrade agreements i.
karşılıklı gizlilik anlaşması mutual non-disclosure agreement i.
karşılıklı görüşme interviewing i.
karşılıklı çıkar mutual benefit i.
karşılıklı çıkarlar mutual benefits i.
karşılıklı menfaatler mutual interests i.
karşılıklı avans credit on guarantees i.
karşılıklı çıkar mutual profit i.
karşılıklı teminatlı tahvil collateral trust bond i.
karşılıklı ödün ilkesi reciprocity i.
karşılıklı ticaret anlaşması reciprocal trade agreement i.
karşılıklı akreditif back to back i.
karşılıklı dava setoff i.
karşılıklı sigorta şirketi mutual company i.
karşılıklı ticaret anlaşması reciprocal trade agreements i.
karşılıklı olma mutuality i.
karşılıklı iştirak reciprocal shareholding i.
karşılıklı akreditif back-to-back letter of credit i.
karşılıklı kredi back-to-back loan i.
karşılıklı olma mutualism i.
karşılıklı ticaret countertrade i.
karşılıklı ekonomik yardım konseyi council for mutual economic aid i.
karşılıklı çek certified check i.
karşılıklı ticaret sözleşmesi reciprocal trade agreement i.
karşılıklı sigorta reciprocal insurance i.
karşılıklı yardım mutual assistance i.
karşılıklı ticaret reciprocal trade i.
karşılıklı ticari anlaşma executive trade agreement i.
karşılıklı anlaşma mutual agreement i.
karşılıklı muamele muahedesi contract of reciprocity i.
karşılıklı yardım mutual aid i.
karşılıklı etkileşim interaction i.
karşılıklı iştirak sermaye düzeltmesi capital adjustments due to cross-ownership i.
karşılıklı iştirak intercompany loans market i.
karşılıklı sigorta şirketi mutual insurance company i.
karşılıklı çek honoured cheque i.
karşılıklı anlaşma ile iş akdini sonlandırma mutual rescission i.
karşılıklı alacaklar mutual credits i.
karşılıklı çıkar mutual interest i.
karşılıklı talep ilişkileri demand interrelationships i.
mahsup etme karşılıklı alacak ve borçların mahsup edilmesi set-off i.
ortakların sorumlulukları karşılıklı olan şirket mutual society i.
önceden planlanmış karşılıklı görüşme patterned interview i.
özel çıkarlarını gözetmek üzere politikacıların karşılıklı olarak birbirini desteklemeleri logrolling i.
önceden planlanmış karşılıklı görüşme planned interview i.
tam karşılıklı para full-bodied money i.
tam karşılıklı sözleşme contract of reciprocal promises i.
üzerinde karşılıklı olarak mutabakata varılmış/anlaşılmış yer a mutually agreed upon location i.
yatırımların karşılıklı teşviki ve korunması reciprocal promotion and protection of investments i.
karşılıklı sermaye mutual i.
karşılıklı sermayeleri yöneten şirket mutual fund i.
satıcının alıcı ülkeden belirli değere sahip ürünleri belirli zaman diliminde satın almayı kabul ettiği bir tür karşılıklı ticaret anlaşması offset i.
karşılıklı ticaret yoluyla mal alım satımı yapmak countertrade f.
karşılıklı ilişkili interrelated s.
yerel ve yabancı bir kurum arasındaki karşılıklı düzenlemeye ilişkin exchange s.
karşılıklı olarak reciprocally zf.
karşılıklı olarak on a basis of reciprocity expr.
Law
borç ihdas eden bir sözleşmenin tarafların karşılıklı anlaşması ile feshi dissensus i.
ceza işlerinde karşılıklı adli yardım mutual legal assistance on criminal matters i.
cezai konularda karşılıklı adli yardımlaşma mutual assistance in criminal matters i.
ceza işlerinde karşılıklı adli yardım avrupa sözleşmesi european convention on mutual assistance in criminal matters i.
gayrimenkul karşılıklı senedat bond secured on land i.
hukuki konularda karşılıklı adli yardımlaşma mutual assistance in civil matters i.
karşılıklı yardımlaşma mutual assistance i.
karşılıklı ilişki privity i.
karşılıklı fesih sözleşmesi mutual termination agreement i.
karşılıklı dayanışma şartı mutual solidarity clause i.
karşılıklı itham reciprocal accusation i.
karşılıklı teminat collateral security i.
karşılıklı rıza consensus ad idem i.
karşılıklı akit reciprocal agreement i.
karşılıklı muamele antlaşması contract of reciprocity i.
karşılıklı delil rebutter i.
karşılıklı anlaşma mutual agreement i.
karşılıklı irade uyuşması ile sözleşmeye son verilmesi mutuus dissensus i.
karşılıklı haklar reciprocal rights i.
karşılıklı yükümlülükler joint obligations i.
karşılıklı akreditif back to back letter of credit i.
karşılıklı sorumluluklar mutual responsibilities i.
karşılıklı münasebet reciprocity i.
karşılıklı yükümlülükler reciprocal obligations i.
karşılıklı itham recrimination i.
karşılıklı edimlerin aynı anda yerine getirildiği sözleşme concurrent covenant i.
karşılıklı olarak feshetme mutual termination i.
karşılıklı taahhüt mutual pledge i.
karşılıklı yükümlülükler mutual responsibilities i.
karşılıklı antlaşma contract of reciprocity i.
karşılıklı rıza mutual assent i.
karşılıklı denkleştirme offset i.
karşılıklı delil rebuttal i.
karşılıklı yükümlülükler mutual liabilities i.