Türkçe - İngilizce
Türkçe - İngilizce
Almanca - İngilizce
Fransızca - İngilizce
İspanyolca - İngilizce
İngilizce Eşanlam
Eşanlam
Hakkımızda
Araçlar
Kaynaklar
İletişim
Oturum Aç / Üye Ol
Işıkları Söndür
English
English
Türkçe
Français
Español
Deutsch
Eşanlam
Araçlar
Hakkımızda
Kaynaklar
İletişim
Oturum Aç / Üye Ol
EN-TR
Türkçe - İngilizce
Almanca - İngilizce
İspanyolca - İngilizce
Fransızca - İngilizce
İngilizce Eşanlam
Türkçe - İngilizce
Fransızca - İngilizce
İspanyolca - İngilizce
Almanca - İngilizce
Geçmiş
karşılamak
"karşılamak"
teriminin İngilizce Türkçe Sözlükte anlamları : 48 sonuç
Kategori
Türkçe
İngilizce
Common Usage
1
Yaygın Kullanım
karşılamak
meet
f.
General
2
Genel
karşılamak
counterbalance
f.
3
Genel
karşılamak
encounter
f.
4
Genel
karşılamak
counterpose
f.
5
Genel
karşılamak
provide
f.
6
Genel
karşılamak
block up
f.
7
Genel
karşılamak
fulfill
f.
8
Genel
karşılamak
provision
f.
9
Genel
karşılamak
offset
f.
10
Genel
karşılamak
answer
f.
11
Genel
karşılamak
correspond
f.
12
Genel
karşılamak
fulfil
f.
13
Genel
karşılamak
recompense
f.
14
Genel
karşılamak
counter to
f.
15
Genel
karşılamak
counterpoise
f.
16
Genel
karşılamak
take care of
f.
17
Genel
karşılamak
receive
f.
18
Genel
karşılamak
countervail
f.
19
Genel
karşılamak
satisfy
f.
20
Genel
karşılamak
recoup
f.
21
Genel
karşılamak
greet
f.
22
Genel
karşılamak
greet with
f.
23
Genel
karşılamak
make amends
f.
24
Genel
karşılamak
take
f.
25
Genel
karşılamak
supply
f.
26
Genel
karşılamak
welcome
f.
27
Genel
karşılamak
face
f.
28
Genel
karşılamak
confront
f.
29
Genel
karşılamak
meet
f.
30
Genel
karşılamak
make up for something
f.
31
Genel
karşılamak
make something up
f.
32
Genel
karşılamak
fill
f.
33
Genel
karşılamak
compensate
f.
34
Genel
karşılamak
equiponderate
f.
35
Genel
karşılamak
recoupe
f.
36
Genel
karşılamak
redress
f.
37
Genel
karşılamak
entertain [obsolete]
f.
38
Genel
karşılamak
satisfise [us]
f.
39
Genel
karşılamak
satisfice [uk]
f.
40
Genel
karşılamak
present
f.
41
Genel
karşılamak
subminister
f.
42
Genel
karşılamak
subministrate
f.
43
Genel
karşılamak
bear
f.
Phrasals
44
Öbek Fiiller
karşılamak
get along
f.
45
Öbek Fiiller
karşılamak
marry up
f.
46
Öbek Fiiller
karşılamak
come up
f.
Technical
47
Teknik
karşılamak
meet
f.
48
Teknik
karşılamak
compensate
f.
"karşılamak"
teriminin diğer terimlerle kazandığı İngilizce Türkçe Sözlükte anlamları : 500 sonuç
Kategori
Türkçe
İngilizce
Common Usage
1
Yaygın Kullanım
alkışlarla karşılamak
acclaim
f.
2
Yaygın Kullanım
takdirle karşılamak
appreciate
f.
General
3
Genel
(genelde konserin/gösterinin masraflarını karşılamak amacıyla) etkinliğin sonunda katılımcılardan toplanan para
retiring collection
i.
4
Genel
sabit bir talebi karşılamak için kullanılan şey
fodder
i.
5
Genel
ihtiyacı karşılamak
supply
f.
6
Genel
protestolarla karşılamak
stage a protest
f.
7
Genel
talebi karşılamak
meet the demand
f.
8
Genel
hoş karşılamak
welcome
f.
9
Genel
(masraf vb) karşılamak
cover
f.
10
Genel
masrafı karşılamak
cover expenses
f.
11
Genel
anlayışla karşılamak
comprehend
f.
12
Genel
hoş karşılamak
look with favour on
f.
13
Genel
birini soğuk karşılamak
give someone a cold welcome
f.
14
Genel
masrafları karşılamak
cover expenses
f.
15
Genel
olumlu karşılamak
receive something favorably
f.
16
Genel
normal karşılamak
react normally
f.
17
Genel
hoş karşılamak
connive
f.
18
Genel
karşılamak (giderleri)
defray
f.
19
Genel
ihtiyacını karşılamak
fill the bill
f.
20
Genel
karşılamak (haber vb)
receive
f.
21
Genel
her ihtiyacını karşılamak
baby
f.
22
Genel
ihtiyacını karşılamak
cater for
f.
23
Genel
olumlu karşılamak
welcome something warmly
f.
24
Genel
ancak masrafını karşılamak
break even
f.
25
Genel
çalışarak ücretlerini karşılamak (öğrenci okul/üniversite)
work one's way
f.
26
Genel
doğal karşılamak
react in a usual way
f.
27
Genel
ihtiyacı karşılamak
satisfy a need
f.
28
Genel
kuşkuyla karşılamak
be sceptical about
f.
29
Genel
masrafları karşılamak
defray
f.
30
Genel
doğal karşılamak
take something naturally
f.
31
Genel
gereksinimini karşılamak
meet somebody's requirements
f.
32
Genel
esefle karşılamak
regret
f.
33
Genel
hoş karşılamak
take kindly to
f.
34
Genel
doğal karşılamak
react normally
f.
35
Genel
kuşkuyla karşılamak
be so cynical about something
f.
36
Genel
normal karşılamak
acquiesce
f.
37
Genel
anlayışla karşılamak
understand
f.
38
Genel
masraflarını karşılamak
reimburse
f.
39
Genel
ihtiyacını karşılamak
supply with
f.
40
Genel
ihtiyacı karşılamak
serve the purpose
f.
41
Genel
normal karşılamak
respond to something normally
f.
42
Genel
kuşkuyla karşılamak
have misgivings about
f.
43
Genel
zararı karşılamak
guerdon
f.
44
Genel
karşılamak (birinin ihtiyacını)
supply with
f.
45
Genel
bir talebi karşılamak
meet a demand
f.
46
Genel
anlayışla karşılamak
appreciate
f.
47
Genel
olumlu karşılamak
react positively
f.
48
Genel
zararını karşılamak
reimburse
f.
49
Genel
normal karşılamak
accept
f.
50
Genel
birini çok sıcak bir şekilde karşılamak
welcome someone with open arms
f.
51
Genel
karşılamak (masrafı)
absorb
f.
52
Genel
olumlu karşılamak
respond positively
f.
53
Genel
normal karşılamak
take it normally
f.
54
Genel
kuşkuyla karşılamak
get suspicious about
f.
55
Genel
bir şeyin yok edilmesini hoş karşılamak
regard something as good riddance
f.
56
Genel
topu karşılamak
return
f.
57
Genel
ihtiyacını karşılamak
provide
f.
58
Genel
dengiyle karşılamak
retaliate
f.
59
Genel
hoş karşılamak
approve
f.
60
Genel
birini nezaket ve içtenlikle karşılamak
give someone a warm welcome
f.
61
Genel
ihtiyacı karşılamak
be adequate
f.
62
Genel
memnuniyetle karşılamak
take kindly to
f.
63
Genel
maliyetini karşılamak (radyo/televizyon programının veya bir sanat faaliyetinin)
sponsor
f.
64
Genel
nezaketle karşılamak (misafiri)
welcome
f.
65
Genel
ihtiyacı karşılamak
meet a need
f.
66
Genel
yeni yılı karşılamak
see in the new year
f.
67
Genel
ihtiyacını karşılamak
cater
f.
68
Genel
ihtiyacı karşılamak
answer the purpose
f.
69
Genel
birinin ihtiyacını karşılamak
cater to
f.
70
Genel
birinin masraflarını karşılamak
reimburse someone for
f.
71
Genel
beklentileri karşılamak
meet the expectations
f.
72
Genel
beklentileri karşılamak
cover the expectations
f.
73
Genel
hasarı karşılamak
pay for the damage
f.
74
Genel
hasarı karşılamak
compensate for the damage
f.
75
Genel
hasarı karşılamak
cover the damage
f.
76
Genel
ihtiyaç karşılamak
meet one's need
f.
77
Genel
masraf karşılamak
cover expenses
f.
78
Genel
olumlu karşılamak
give a favourable opinion
f.
79
Genel
olumlu karşılamak
have a favourable opinion
f.
80
Genel
kriterleri karşılamak
meet the criteria
f.
81
Genel
kriterleri karşılamak
fulfil the criteria
f.
82
Genel
kriterleri karşılamak
satisfy the criteria
f.
83
Genel
talebi karşılamak
satisfy the demand
f.
84
Genel
üzüntüyle karşılamak
accept with sorrow
f.
85
Genel
üzüntü ile karşılamak
accept with sorrow
f.
86
Genel
masrafını karşılamak
bear the expense
f.
87
Genel
masrafını karşılamak
meet the expense
f.
88
Genel
masrafını karşılamak
cover the expense
f.
89
Genel
garip karşılamak
find something strange
f.
90
Genel
tuhaf karşılamak
think something strange
f.
91
Genel
garip karşılamak
regard something as strange
f.
92
Genel
garip karşılamak
consider something strange
f.
93
Genel
tuhaf karşılamak
find something bizarre
f.
94
Genel
tuhaf karşılamak
consider something strange
f.
95
Genel
garip karşılamak
find something bizarre
f.
96
Genel
tuhaf karşılamak
find something strange
f.
97
Genel
garip karşılamak
think something strange
f.
98
Genel
tuhaf karşılamak
regard something as strange
f.
99
Genel
giderleri karşılamak
meet the expenses
f.
100
Genel
giderleri karşılamak
bear the expenses
f.
101
Genel
giderleri karşılamak
cover the expenses
f.
102
Genel
ihtiyaç karşılamak
fulfil the need
f.
103
Genel
ihtiyaçları karşılamak
meet the needs
f.
104
Genel
ihtiyaç karşılamak
address the need
f.
105
Genel
ihtiyaçları karşılamak
address the needs
f.
106
Genel
ihtiyaçları karşılamak
satisfy the needs
f.
107
Genel
şartları karşılamak
fulfil the conditions
f.
108
Genel
ihtiyaçları karşılamak
fulfil the needs
f.
109
Genel
şartları karşılamak
satisfy the conditions
f.
110
Genel
şartları karşılamak
meet the conditions
f.
111
Genel
ihtiyaç karşılamak
meet the need
f.
112
Genel
standartları karşılamak
meet the standards
f.
113
Genel
standartları karşılamak
meet standards
f.
114
Genel
kalpten karşılamak
welcome heartily
f.
115
Genel
birini karşılamak
greet someone
f.
116
Genel
sıcak karşılamak
welcome warmly
f.
117
Genel
birini karşılamak
welcome someone
f.
118
Genel
sıcak karşılamak
greet warmly
f.
119
Genel
talep karşılamak
cover the demand
f.
120
Genel
talep karşılamak
meet the demand
f.
121
Genel
ihtiyaç karşılamak
satisfy the need
f.
122
Genel
talepleri karşılamak
satisfy the demands
f.
123
Genel
talepleri karşılamak
meet the demands
f.
124
Genel
ihtiyaçlarını karşılamak
satisfy one's needs
f.
125
Genel
ihtiyaçlarını karşılamak
fulfil one's needs
f.
126
Genel
ihtiyaçlarını karşılamak
address one's needs
f.
127
Genel
ihtiyaçlarını karşılamak
meet one's needs
f.
128
Genel
ihtiyacı karşılamak
meet the requirement
f.
129
Genel
gereksinimi karşılamak
meet the requirement
f.
130
Genel
gereksinim karşılamak
fulfil a requirement
f.
131
Genel
gereksinim karşılamak
address a need
f.
132
Genel
gereksinim karşılamak
fulfil a need
f.
133
Genel
gereksinim karşılamak
meet a need
f.
134
Genel
gereksinim karşılamak
meet a requirement
f.
135
Genel
cesaretle karşılamak
brave
f.
136
Genel
gereksinim karşılamak
fulfill the requirement
f.
137
Genel
kriteri karşılamak
meet the criteria
f.
138
Genel
denk ağırlıkla karşılamak
counterbalance
f.
139
Genel
en kötüsüyle karşılamak
get the worst of
f.
140
Genel
dengiyle karşılamak
get back at
f.
141
Genel
istekleri karşılamak
meet the requests
f.
142
Genel
masraflarını karşılamak
support
f.
143
Genel
ihtiyaçlarını karşılamak
one's needs requirements
f.
144
Genel
içtenlikle karşılamak
welcome
f.
145
Genel
uygun karşılamak
receive favorably
f.
146
Genel
beklentiyi karşılamak
meet the expectation
f.
147
Genel
kahraman gibi karşılamak
give someone a hero welcome
f.
148
Genel
beklentiyi karşılamak
satisfy the expectation
f.
149
Genel
masrafları karşılamak
defray the cost
f.
150
Genel
ücreti karşılamak
cover the fee
f.
151
Genel
ücreti karşılamak
cover the charge
f.
152
Genel
ücreti karşılamak
afford the fee
f.
153
Genel
ücreti karşılamak
afford the charge
f.
154
Genel
makul karşılamak
consider something reasonable
f.
155
Genel
makul karşılamak
find reasonable
f.
156
Genel
makul karşılamak
regard something as considerable
f.
157
Genel
temel ihtiyaçları karşılamak
meet basic needs
f.
158
Genel
beklentilerini karşılamak
meet one's expectations
f.
159
Genel
tepkiyle karşılamak
react against
f.
160
Genel
tepkiyle karşılamak
react
f.
161
Genel
birini kapıda karşılamak
meet someone at the door
f.
162
Genel
maliyeti karşılamak
bear the cost
f.
163
Genel
masrafı karşılamak
bear the cost
f.
164
Genel
misafir karşılamak
welcome a guest
f.
165
Genel
misafir karşılamak
greet a guest
f.
166
Genel
müşteri beklentilerini karşılamak
meet the customers' expectations
f.
167
Genel
karşılamak (parasal olarak)
afford
f.
168
Genel
kendi ihtiyacını karşılamak
meet one's own needs
f.
169
Genel
kendi cebinden karşılamak
pay from one's own pocket
f.
170
Genel
beklentileri karşılamak
satisfy the expectations
f.
171
Genel
para çekimlerini karşılamak
meet withdrawals
f.
172
Genel
yaşam ve sağlık masraflarını karşılamak
pay one’s living and medical expenses
f.
173
Genel
tedavi masraflarını karşılamak
cover the medical costs
f.
174
Genel
maliyeti gidermek/kurtarmak/karşılamak
set off the cost
f.
175
Genel
ihtiyaç karşılamak
supply the needs of
f.
176
Genel
ihtiyaç karşılamak
provide for
f.
177
Genel
düğün masraflarını karşılamak
pay for the wedding
f.
178
Genel
nikah masraflarını karşılamak
pay for the wedding
f.
179
Genel
kuşkuyla karşılamak
have doubts about
f.
180
Genel
beklentileri karşılamak
fulfill expectations
f.
181
Genel
onarım/tamirat masraflarını karşılamak
pay reparation
f.
182
Genel
birini sıcak ve samimi biçimde karşılamak
give someone a warm welcome
f.
183
Genel
hayretle karşılamak
be stunned
f.
184
Genel
hayretle karşılamak
be astonished
f.
185
Genel
hayretle karşılamak
receive with astonishment
f.
186
Genel
beklenti karşılamak
meet an expectation
f.
187
Genel
istifhamla bakmak/karşılamak
look askance
f.
188
Genel
zarar karşılamak
compensate
f.
189
Genel
zararı karşılamak
cover the loss
f.
190
Genel
zararı karşılamak
compensate
f.
191
Genel
zarar karşılamak
cover the loss
f.
192
Genel
zarar karşılamak
recompense
f.
193
Genel
zararı karşılamak
recompense
f.
194
Genel
harcamaları karşılamak
cover the expenses
f.
195
Genel
ilgiyle karşılamak
welcome warmly
f.
196
Genel
yolcu karşılamak
welcome a passenger
f.
197
Genel
yolcu karşılamak
meet passenger
f.
198
Genel
masrafları karşılamak
meet the expenses
f.
199
Genel
bizzat karşılamak
meet in person
f.
200
Genel
ihtiyacı karşılamak
meet the need
f.
201
Genel
ihtiyacı karşılamak
satisfy the need
f.
202
Genel
siparişi karşılamak
fulfil the order
f.
203
Genel
bağırarak karşılamak
acclaim
f.
204
Genel
askeri törenle karşılamak
welcome with military honors
f.
205
Genel
gereksinimi karşılamak
supply
f.
206
Genel
şart karşılamak
meet a condition
f.
207
Genel
ihtiyaç karşılamak
fulfill the need
f.
208
Genel
yeniden karşılamak
reanswer
f.
209
Genel
doğal karşılamak
naturalise
f.
210
Genel
doğal karşılamak
naturalize
f.
211
Genel
nezaketle karşılamak
bid welcome
f.
212
Genel
bütün ihtiyacı karşılamak
fill the ranks
f.
213
Genel
belirli bir süreci tüm riskleriyle karşılamak
run the chances
f.
214
Genel
masraflarını karşılamak
quit cost
f.
215
Genel
zararını karşılamak
quit cost
f.
216
Genel
zararın tamamını karşılamak
equal [obsolete]
f.
217
Genel
hoş karşılamak
appreciate
f.
218
Genel
(kendi kendine) izin olmadan ihtiyacını karşılamak
help
f.
219
Genel
olgun karşılamak
react maturely
f.
220
Genel
olgun karşılamak
respond maturely
f.
221
Genel
(birini) sıcak karşılamak
glad hand
f.
222
Genel
bir ihtiyacı karşılamak için sunmak
offer
f.
223
Genel
bir gerekliliği karşılamak için sunmak
offer
f.
224
Genel
fazlasıyla karşılamak
overbalance
f.
225
Genel
coşkuyla karşılamak
drool
f.
226
Genel
misafir karşılamak
fang [obsolete]
f.
227
Genel
öterek karşılamak
crow (up)
f.
228
Genel
(gerekeni) karşılamak
feed
f.
229
Genel
tuz ihtiyacını karşılamak
salt
f.
230
Genel
gerekleri karşılamak
satisfice [uk]
f.
231
Genel
talebi karşılamak
saturate
f.
232
Genel
beklentiyi karşılamak
saturate
f.
233
Genel
beklentiyi karşılamak
preconform
f.
234
Genel
(masraf vb.) karşılamak
absorb
f.
235
Genel
takdirle karşılamak
regard
f.
236
Genel
karşılamak anlamı veren ön ek
en-
ök.
Phrasals
237
Öbek Fiiller
zil sesiyle karşılamak
ring in
f.
238
Öbek Fiiller
ihtiyaçlarını karşılamak
get along
f.
239
Öbek Fiiller
eleştirileri ya da hakaretleri sert bir şekilde karşılamak
clap back
f.
240
Öbek Fiiller
belli bir şekilde (sıcak, soğuk vb) karşılamak
greet with
f.
241
Öbek Fiiller
beklentilerini karşılamak
live up to
f.
242
Öbek Fiiller
geçimini sağlamak/karşılamak
provide for
f.
243
Öbek Fiiller
gereksinimi karşılamak
cater to
f.
244
Öbek Fiiller
ihtiyacı karşılamak
cater to
f.
245
Öbek Fiiller
(bir şeyi başka bir şeyle) karşılamak
balance (something) with (something else)
f.
246
Öbek Fiiller
(birinin) beklentilerini karşılamak
live up to (someone's) expectations
f.
247
Öbek Fiiller
bir şeyi birinden/bir şeyden karşılamak
recoup something from someone or something
f.
248
Öbek Fiiller
-i cesaretle karşılamak
face up to
f.
249
Öbek Fiiller
(bir şeyin/birinin bir şeyini) karşılamak
furnish (someone or something) with (something)
f.
250
Öbek Fiiller
(bir şey yaparak) bir ihtiyacı karşılamak
satisfy (someone, something, or oneself) by (doing something)
f.
251
Öbek Fiiller
bir gerekliliği bir şekilde karşılamak/yerine getirmek
satisfy something by something
f.
252
Öbek Fiiller
bir ihtiyacı bir şekilde karşılamak
satisfy something by something
f.
253
Öbek Fiiller
bir gerekliliği bir şekilde karşılamak/yerine getirmek
satisfy something with something
f.
254
Öbek Fiiller
bir ihtiyacı bir şekilde karşılamak
satisfy something with something
f.
255
Öbek Fiiller
(rütbesi üstün birini resmi bir jest ile) karşılamak/selamlamak
salute (one) with (something)
f.
256
Öbek Fiiller
(birini belli bir şekilde) selamlamak/karşılamak
salute (one) with (something)
f.
257
Öbek Fiiller
(birin bir jest ile) karşılamak/selamlamak
salute (one) with (something)
f.
258
Öbek Fiiller
birini resmi bir el hareketiyle selamlamak/karşılamak
salute someone with something
f.
259
Öbek Fiiller
birini silah atışıyla/uçak gösterisiyle veya geçidiyle karşılamak
salute someone with something
f.
260
Öbek Fiiller
(birinin/bir şeyin/kendinin) ihtiyacını (bir şeyle) karşılamak
satisfy (someone, something, or oneself) with (something)
f.
261
Öbek Fiiller
başka bir şekilde zararını karşılamak
take out
f.
262
Öbek Fiiller
istenen kriteri karşılamak
measure up
f.
263
Öbek Fiiller
(birinin) ihtiyacını karşılamak
accommodate (one) with (something)
f.
264
Öbek Fiiller
bir şeyin zararını karşılamak
atone for something
f.
265
Öbek Fiiller
birinin/bir şeyin ihtiyaçlarını karşılamak
attend to someone or something
f.
266
Öbek Fiiller
birini bir yerin/şeyin girişinde karşılamak
welcome someone to something
f.
267
Öbek Fiiller
cesaretle karşılamak
brave out
f.
268
Öbek Fiiller
(birinin/bir şeyin) ihtiyacını karşılamak
cater to (someone or something)
f.
269
Öbek Fiiller
(birinin/bir şeyin) gereksinimini karşılamak
cater to (someone or something)
f.
270
Öbek Fiiller
(bir şeyi) karşılamak
come across with (something)
f.
271
Öbek Fiiller
birinin bir şeyinin bedelini karşılamak
compensate someone for something
f.
272
Öbek Fiiller
(bir şeyin) zararını karşılamak
compensate for (something)
f.
273
Öbek Fiiller
(bir şeyin) masraflarını karşılamak
compensate for (something)
f.
274
Öbek Fiiller
(birini/bir şeyi) olumlu karşılamak
cotton onto (someone or something)
f.
275
Öbek Fiiller
(birini/bir şeyi) olumlu karşılamak
cotton to (someone or something)
f.
276
Öbek Fiiller
olumlu karşılamak
cotton up
f.
277
Öbek Fiiller
geri sayımla karşılamak
count in
f.
278
Öbek Fiiller
bir şeyin bir şey ihtiyacını karşılamak
furnish something for something
f.
279
Öbek Fiiller
(birinin/bir şeyin bir şey) ihtiyacını karşılamak
furnish (something) for (someone or something)
f.
280
Öbek Fiiller
(bir şeyi) iyi/hoş karşılamak
go for (something)
f.
281
Öbek Fiiller
(birini/bir şeyi) bir şeyle karşılamak
greet (someone or something) with (something)
f.
282
Öbek Fiiller
(beklentiyi) karşılamak
live up to (something)
f.
283
Öbek Fiiller
(birinin) her türlü ihtiyacını karşılamak
look after (someone)
f.
284
Öbek Fiiller
(birinin/bir şeyin) beklentisini karşılamak
measure up (to someone or something)
f.
285
Öbek Fiiller
(birinin/bir şeyin) isteklerini karşılamak
measure up (to someone or something)
f.
286
Öbek Fiiller
(birinin/bir şeyin) istediği kriterleri karşılamak
measure up (to someone or something)
f.
287
Öbek Fiiller
bir şeyi karşılamak
pass for something
f.
288
Öbek Fiiller
(birinin/bir şeyin) ihtiyaçlarını karşılamak
provide for (someone or something)
f.
289
Öbek Fiiller
(birinin/bir şeyin) temel masraflarını karşılamak
provide for (someone or something)
f.
290
Öbek Fiiller
(birinin) okul masraflarını karşılamak
put (someone) through (something)
f.
291
Öbek Fiiller
(birini/bir şeyi) tepkiyle karşılamak
react against (someone or something)
f.
292
Öbek Fiiller
(bir şey) olarak karşılamak
receive as (something)
f.
293
Öbek Fiiller
(bir şeyden/bir yerden) karşılamak
receive from (something)
f.
294
Öbek Fiiller
bir yerden karşılamak
receive from some place
f.
295
Öbek Fiiller
(bir şeyi) karşılamak/ödemek
recompense for (something)
f.
296
Öbek Fiiller
(birinin masraflarını) karşılamak
reimburse (one) for (something)
f.
297
Öbek Fiiller
(birinin masraflarını) karşılamak
reimburse (something) to (one)
f.
298
Öbek Fiiller
(masraflarını) karşılamak
reimburse for
f.
299
Öbek Fiiller
-in (masraflarını) karşılamak
reimburse to
f.
300
Öbek Fiiller
(birinin masrafını/kaybını) karşılamak
remunerate (one) for (something)
f.
301
Öbek Fiiller
ile karşılamak/selamlamak
salute with
f.
302
Öbek Fiiller
belli bir şekilde selamlamak/karşılamak
salute with
f.
303
Öbek Fiiller
resmi bir el hareketiyle selamlamak/karşılamak
salute with
f.
304
Öbek Fiiller
-erek bir ihtiyacı karşılamak
satisfy by
f.
305
Öbek Fiiller
bir ihtiyacı bir şekilde karşılamak/yerine getirmek
satisfy with
f.
306
Öbek Fiiller
-i karşılamak
spring for
f.
307
Öbek Fiiller
(birinin belirli bir süre) ihtiyacını karşılamak
stand (one) for (something)
f.
308
Öbek Fiiller
(birinin bir şeyini) karşılamak
stand (one) to (something)
f.
309
Öbek Fiiller
(birinin) ihtiyacını karşılamak
suffice for (someone)
f.
310
Öbek Fiiller
(birini bir şeye/bir yere) geldiğinde/girişinde karşılamak
welcome (one) into (something or some place)
f.
311
Öbek Fiiller
(birini/bir şeyi bir tepkiyle) karşılamak
welcome (someone or something) with (something)
f.
312
Öbek Fiiller
(birini/bir şeyi bir şekilde) karşılamak
welcome (someone or something) with (something)
f.
313
Öbek Fiiller
(birini bir şeyle) karşılamak
welcome (someone) with (something)
f.
314
Öbek Fiiller
(bir şeyi) hevesle karşılamak
welcome (something) with open arms
f.
315
Öbek Fiiller
(bir şeyi) mutlulukla/sevinçle karşılamak
welcome (something) with open arms
f.
316
Öbek Fiiller
(bir şeyi) hoşnutlukla/memnuniyetle karşılamak
welcome (something) with open arms
f.
317
Öbek Fiiller
geldiğinde/girişinde karşılamak
welcome in
f.
318
Öbek Fiiller
(bir şeye/bir yere) geldiğinde/girişinde karşılamak
welcome to (something or some place)
f.
319
Öbek Fiiller
ile karşılamak
welcome with
f.
Colloquial
320
Konuşma Dili
tehlikeyi/zorluğu cesaretle karşılamak
brave it out
f.
321
Konuşma Dili
gereken özellikleri karşılamak
fill the bill
f.
322
Konuşma Dili
gereken özellikleri karşılamak
fit the bill
f.
323
Konuşma Dili
sakinlikle karşılamak
have a stiff upper lip
f.
324
Konuşma Dili
bir şeyi karşılamak
get it
f.
325
Konuşma Dili
bir şeyi birinin yerine karşılamak
get it
f.
326
Konuşma Dili
(birinin) ihtiyaçlarını karşılamak
do for (someone)
f.
327
Konuşma Dili
(birinin) ihtiyacını karşılamak
be good enough for (one)
f.
328
Konuşma Dili
beklentiyi karşılamak
cut it
f.
329
Konuşma Dili
beklentileri karşılamak
live up to the hype
f.
Idioms
330
Deyim
ihtiyaçlarını karşılamak
see to one's needs
f.
331
Deyim
fakirlerin ihtiyaçlarını karşılamak
serve tables
f.
332
Deyim
törenle karşılamak
stand on compliment
f.
333
Deyim
hayretle karşılamak
make strange [dialect]
f.
334
Deyim
beklentileri karşılamak
live up to someone's expectations
f.
335
Deyim
(birisinin) taleplerini karşılamak
bow to (one's) demands
f.
336
Deyim
sakince karşılamak
take (something) on the chin
f.
337
Deyim
krallar gibi karşılamak
put out the red carpet (for someone)
f.
338
Deyim
coşkuyla karşılamak
put out the red carpet (for someone)
f.
339
Deyim
aynı görüşte/fikirde olmamayı olgunca karşılamak
agree to differ
f.
340
Deyim
aynı görüşte/fikirde olmamayı olgunca karşılamak
agree to disagree
f.
341
Deyim
birini çok sıcak bir şekilde karşılamak
welcome somebody with open arms
f.
342
Deyim
birinin geliş veya gidiş masrafını karşılamak
pay someone's way
f.
343
Deyim
beklentileri karşılamak
come up to someone's expectations
f.
344
Deyim
birini çok sıcak bir şekilde karşılamak
greet with open arms
f.
345
Deyim
birini dostça karşılamak
welcome someone with open arms
f.
346
Deyim
birini dostça karşılamak
receive someone with open arms
f.
347
Deyim
birini çok sıcak bir şekilde karşılamak
greet somebody with open arms
f.
348
Deyim
beklentilerini karşılamak
come up to someone's expectations
f.
349
Deyim
birini sıcak karşılamak
give someone the glad hand
f.
350
Deyim
birini dostça karşılamak
make someone welcome
f.
351
Deyim
cesaretle karşılamak
put a brave front on something
f.
352
Deyim
doğal karşılamak
take in stride
f.
353
Deyim
cesaretle karşılamak
put a brave face on something
f.
354
Deyim
cesaretle karşılamak
face it out
f.
355
Deyim
doğal karşılamak
take something in one's stride
f.
356
Deyim
doğal karşılamak
take something in stride
f.
357
Deyim
hoşnutsuzlukla karşılamak
look askance at
f.
358
Deyim
gereksinimlerini karşılamak
cater for
f.
359
Deyim
iyi biçimde karşılamak
kill the fatted calf
f.
360
Deyim
ihtiyaçlarını karşılamak
cater for
f.
361
Deyim
normal karşılamak
take something in one's stride
f.
362
Deyim
normal karşılamak
take something in stride
f.
363
Deyim
metanetle karşılamak
face up to
f.
364
Deyim
kuşkuyla karşılamak
look askance at
f.
365
Deyim
normal karşılamak
take in stride
f.
366
Deyim
maddi/finansal olarak karşılamak
put money up (for something)
f.
367
Deyim
kendi cebinden karşılamak
dig into one's pocket
f.
368
Deyim
kuşku ile karşılamak
take something with a pinch of salt
f.
369
Deyim
olumsuz karşılamak
look askance at
f.
370
Deyim
kuşku ile karşılamak
take something with a grain of salt
f.
371
Deyim
kendi cebinden karşılamak
dip into one's pocket
f.
372
Deyim
sükunetle karşılamak
keep a stiff upper lip
f.
373
Deyim
sıcak karşılamak
give the glad hand
f.
374
Deyim
standartları karşılamak
come up to someone's standards
f.
375
Deyim
standartlarını karşılamak
come up to someone's standards
f.
376
Deyim
tüm ihtiyaçları/gereksinimleri karşılamak
tick all the boxes
f.
377
Deyim
(makine vb.) masrafını karşılamak
pay its way
f.
378
Deyim
yenilgiyi gülerek karşılamak
come up smiling
f.
379
Deyim
sıcak karşılamak
lay out the welcome mat (for one)
f.
380
Deyim
sıcak karşılamak
lay out the welcome mat (for somebody)
f.
381
Deyim
sıcak karşılamak
put out the welcome mat (for somebody)
f.
382
Deyim
sıcak karşılamak
roll out the welcome mat (for somebody)
f.
383
Deyim
çalışarak okul masraflarını karşılamak
work (one's) way through (school)
f.
384
Deyim
çalışarak okul masraflarını karşılamak
work (one's) way through (school)
f.
385
Deyim
(birini/bir şeyi) hoş/iyi karşılamak
think greatly of (someone or something)
f.
386
Deyim
(birini/bir şeyi) hoşnutsuzlukla karşılamak
look askance upon (someone or something)
f.
387
Deyim
(bir şeyi) soğukkanlılıkla karşılamak
take (something) on the nose
f.
388
Deyim
(bir şeyi) ağırbaşlılıkla karşılamak
take (something) on the nose
f.
389
Deyim
(bir şeyi) normal karşılamak
take (something) on the nose
f.
390
Deyim
geçen yılı uğurlayıp yeni yılı karşılamak/kutlamak
ring out the old and ring in the new
f.
391
Deyim
beklentiyi karşılamak
be up to the mark
f.
392
Deyim
talepleri/istekleri karşılamak
bow to demands
f.
393
Deyim
sıkıntılı bir durumu olumlu karşılamak
put on a brave face
f.
394
Deyim
(birinin) beklentilerini karşılamak
come up to (one's) expectations
f.
395
Deyim
beklentileri karşılamak
come up to expectations
f.
396
Deyim
standartları karşılamak
come up to standards
f.
397
Deyim
gereklilikleri karşılamak
come up to standards
f.
398
Deyim
kendi cebinden karşılamak/ödemek
dip into your pocket
f.
399
Deyim
kendi cebinden karşılamak/ödemek
dig into your pocket
f.
400
Deyim
(birinin) reçetesini karşılamak
fill (one's) prescription
f.
401
Deyim
(bir şeyin) bedelini/masrafını karşılamak
foot the bill (for something)
f.
402
Deyim
(birini) sıcak karşılamak
give (one) the glad hand
f.
403
Deyim
(birini/bir şeyi) birini çok sıcak bir şekilde karşılamak
greet (someone or something) with open arms
f.
404
Deyim
(birini/bir şeyi) kollarını açarak karşılamak
greet (someone or something) with open arms
f.
405
Deyim
(birini/bir şeyi) sevinçle karşılamak
greet (someone or something) with open arms
f.
406
Deyim
(bir şeyi) iyi karşılamak
greet (something) with open arms
f.
407
Deyim
(bir şeyi) mutlulukla karşılamak
greet (something) with open arms
f.
408
Deyim
(birini) sıcak karşılamak
lay out the welcome mat (for somebody) [us]
f.
409
Deyim
(birini) sıcak karşılamak
put out the welcome mat (for somebody) [us]
f.
410
Deyim
(birini) sıcak karşılamak
roll out the welcome mat (for somebody) [us]
f.
411
Deyim
(birini/bir şeyi) hoşnutsuzlukla karşılamak
look askance at (someone or something)
f.
412
Deyim
(birini/bir şeyi) olumsuz karşılamak
look askance at (someone or something)
f.
413
Deyim
(birini/bir şeyi) kuşkuyla karşılamak
look askance at (someone or something)
f.
414
Deyim
(birini/bir şeyi) hoşnutsuzlukla karşılamak
look sideways at (someone or something)
f.
415
Deyim
(birini/bir şeyi) olumsuz karşılamak
look sideways at (someone or something)
f.
416
Deyim
(birini/bir şeyi) kuşkuyla karşılamak
look sideways at (someone or something)
f.
417
Deyim
(bir zararı) ödemek/karşılamak
make good (something)
f.
418
Deyim
bir zararı ödemek/karşılamak
make good something
f.
419
Deyim
(birinin) beklentilerini karşılamak
measure up to (someone's) expectations
f.
420
Deyim
(birinin) beklediği kriterleri karşılamak
measure up to (someone's) expectations
f.
421
Deyim
(birinin) beklentilerini karşılamak
meet (someone's) expectations
f.
422
Deyim
(birinin) beklediği kriterleri karşılamak
meet (someone's) expectations
f.
423
Deyim
(kendinin veya birinin) masraflarını ödemek/karşılamak
pay (one's) way
f.
424
Deyim
(kendi) masraflarını ödemek/karşılamak
pay own way
f.
425
Deyim
yaşam giderlerini karşılamak
pay the bills
f.
426
Deyim
maliyetini/masraflarını karşılamak
pay the freight
f.
427
Deyim
masraflarını ödemek/karşılamak
pay way
f.
428
Deyim
(kendi) masraflarını ödemek/karşılamak
pay your way
f.
429
Deyim
kendi masraflarını/giderlerini kendi karşılamak
pay your way
f.
430
Deyim
maddi/finansal olarak karşılamak
put money up
f.
431
Deyim
(bir şeyi için) gereken sermayeyi karşılamak/sağlamak
put the money up (for something)
f.
432
Deyim
(bir şeyi için) gereken sermayeyi karşılamak/sağlamak
put up the money (for something)
f.
433
Deyim
(birini) kollarını açarak karşılamak
receive (someone) with open arms
f.
434
Deyim
(bir şeyi) sıcak karşılamak
receive (something) with open arms
f.
435
Deyim
(bir şeyi) mutlulukla/memnuniyetle karşılamak
receive (something) with open arms
f.
436
Deyim
(bir şeyi) coşkuyla/hevesle karşılamak
receive (something) with open arms
f.
437
Deyim
(bir şeyi) erkek gibi karşılamak
take (something) like a man
f.
438
Deyim
durumu doğal karşılamak
take it in stride
f.
439
Deyim
durumu normal/sakin karşılamak
take it in stride
f.
440
Deyim
bir şeyi doğal karşılamak
take something in your stride [uk]
f.
441
Deyim
bir şeyi normal/sakin karşılamak
take something in your stride [uk]
f.
442
Deyim
bir şeyi doğal karşılamak
take something in stride [us]
f.
443
Deyim
bir şeyi normal/sakin karşılamak
take something in stride [us]
f.
444
Deyim
kuşku ile karşılamak
take with a pinch of salt
f.
445
Deyim
tüm ihtiyaçları/gereksinimleri karşılamak
tick all the (right) boxes [uk]
f.
446
Deyim
beklentiyi karşılamak
come up to scratch
f.
447
Deyim
beklentiyi karşılamak
be up to scratch
f.
448
Deyim
her ihtiyacını karşılamak
wait on hand and foot
f.
449
Deyim
çalışarak okul masraflarını karşılamak
work (one's) way through (something)
f.
450
Deyim
çalışarak okul masraflarını karşılamak
work your way through college
f.
451
Deyim
beklentiyi karşılamak
cut the buck
f.
452
Deyim
gerekleri karşılamak
fit the bill
f.
Speaking
453
Konuşma
hoş karşılamak
be cool with it
f.
Trade/Economic
454
Ticaret/Ekonomi
zararı karşılamak üzere ödenen tazminat
actual damages
i.
455
Ticaret/Ekonomi
giderleri karşılamak için oluşturulan nakit hesabı
imprest cash
i.
456
Ticaret/Ekonomi
mal ve hizmetlerin insan ihtiyaçlarını karşılamak üzere kullanımından elde edilen haz
utility
i.
457
Ticaret/Ekonomi
net kardan firmanın diğer finansman gereksinimlerini karşılamak amacıyla tekrar işe yatırılan miktar
retained earnings
i.
458
Ticaret/Ekonomi
olması muhtemel zararları karşılamak için ayrılmış fon
contingency reserve fund
i.
459
Ticaret/Ekonomi
talepleri karşılamak üzere bankanın bulundurduğu efektif para
till-money
i.
460
Ticaret/Ekonomi
talebi karşılamak üzere yetersiz miktardaki malların tahsisi
demarketing
i.
461
Ticaret/Ekonomi
ufak bir yerleşim alanındaki halkın ihtiyaçlarını karşılamak üzere kurulmuş mağazalar kümesi
strip location
i.
462
Ticaret/Ekonomi
zararı karşılamak üzere ödenen tazminat
compensatory damages
i.
463
Ticaret/Ekonomi
1980-1996 arasında küçük şirketlerin ihtiyaçlarını karşılamak için londra borsası tarafından kurulmuş menkul kıymetler borsası
unlisted securities market
i.
464
Ticaret/Ekonomi
bir ülkenin zenginleştikçe artan ihtiyaçları karşılamak için daha fazla doğal kaynak kullanması
affluence trap
i.
465
Ticaret/Ekonomi
(eskiden) perakendecilikteki küçük zararları karşılamak için bazı mallarda sağlanan ödenek
cloff
i.
466
Ticaret/Ekonomi
muhtemel zararı karşılamak amacıyla birtakım ihtiyatları saklamak suretiyle yapılan kendi kendini sağlama alma eylemi
self insurance
i.
467
Ticaret/Ekonomi
açığı karşılamak
finance the deficit
f.
468
Ticaret/Ekonomi
birinin zararını karşılamak
retrieve one's losses
f.
469
Ticaret/Ekonomi
doğal karşılamak
take for granted
f.
470
Ticaret/Ekonomi
fazlasıyla karşılamak
overcompensate
f.
471
Ticaret/Ekonomi
masrafları karşılamak
defray the cost
f.
472
Ticaret/Ekonomi
masrafları karşılamak
cover the cost
f.
473
Ticaret/Ekonomi
kotayı karşılamak
meet quota
f.
474
Ticaret/Ekonomi
masraf karşılamak
meet the expense
f.
475
Ticaret/Ekonomi
masrafı karşılamak
defray
f.
476
Ticaret/Ekonomi
masrafları karşılamak
cover the costs
f.
477
Ticaret/Ekonomi
talebi karşılamak
satisfy demand
f.
478
Ticaret/Ekonomi
talebini karşılamak
meet the demand
f.
479
Ticaret/Ekonomi
ancak kendi masraflarını karşılamak
wash its face
f.
480
Ticaret/Ekonomi
mali yükümlülüğü karşılamak
satisfy
f.
481
Ticaret/Ekonomi
(kamu borcu) faiz ve itfa fonu ödemelerini karşılamak
service
f.
Law
482
Hukuk
zararı karşılamak üzere ödenen tazminat
general damages
i.
483
Hukuk
boşanma davası masraflarını karşılamak için eşin kocasından talep edebileceği para
suit money
i.
484
Hukuk
bankanın geri ödenmeyen borcu karşılamak için yatırılan paralara el koyma hakkı
right of offset
i.
485
Hukuk
memnuniyetle karşılamak
welcome
f.
486
Hukuk
şartı karşılamak
meet a requirement
f.
Politics
487
Siyasal
iyi dileklerle karşılamak
welcome
f.
Industry
488
Sanayi
müşterinin taleplerini karşılamak için farklı derecelerde yağları karıştıran rafineri işçisi
compounder
i.
489
Sanayi
laboratuvarın teknik özelliklerini karşılamak için farklı derecelerde yağları karıştıran rafineri işçisi
compounder
i.
490
Sanayi
siparişleri karşılamak için gereken miktar veya malzemelere göre üretim programı hazırlayan demir/çelik işçisi
provider
i.
Insurance
491
Sigortacılık
topluluğun özel yardım kurumu ihtiyacını karşılamak üzere bireysel abonelerden toplanan genel fon
community chest
i.
492
Sigortacılık
topluluğun özel yardım kurumu ihtiyacını karşılamak üzere bireysel abonelerden toplanan genel fon
community fund
i.
493
Sigortacılık
sigortayla karşılamak
cover by insurance
f.
Tourism
494
Turizm
kendi özel merak veya hobilerini karşılamak isteyenlere yönelik tatil
special-interest holiday
i.
Aeronautic
495
Havacılık
önceden tahmin edilemeyen bir talebi karşılamak üzere mevcut programa eklenen uçuş
ad hoc charter
i.
Math
496
Matematik
değişme özelliğini karşılamak
commute
f.
497
Matematik
şartlarını karşılamak
satisfy
f.
History
498
Tarih
kiracının kendi evinin ve müştemilatın ısınma ihtiyacını karşılamak için yaşadığı bölgedeki odunlardan makul miktarda toplama hakkı
firebote
i.
Military
499
Askeri
savaş nedeniyle ortaya çıkan gereksinimleri karşılamak amacıyla bir şehir veya topluluktan toplanan para
war chest
i.
Sport
500
Spor
karşılamak (pas, vurulan top vb.)
receive
f.
×
Pronunciation in context (
out of
)
Pronunciation of karşılamak
×
Terim Seçenekleri
Çeviri Öner / Düzelt
Fransızca İngilizce Sözlük
İspanyolca İngilizce Sözlük
Almanca İngilizce Sözlük
İngilizce Eşanlam Sözlük
Google Images
Merriam Webster
Dictionary.com
The Free Dictionary
Abbreviations
Wikipedia in English
Wikipedia in Turkish
Urban Dictionary
German, LEO
Chinese, Dict.Cn
Spanish, SpanishDict
Russian, Multitran.ru
Medical, MedicineNet
İşaret Dili, Signing Savvy