Türkçe - İngilizce
Türkçe - İngilizce
Almanca - İngilizce
Fransızca - İngilizce
İspanyolca - İngilizce
İngilizce Eşanlam
Eşanlam
Hakkımızda
Araçlar
Kaynaklar
İletişim
Oturum Aç / Üye Ol
Işıkları Söndür
English
English
Türkçe
Français
Español
Deutsch
Eşanlam
Araçlar
Hakkımızda
Kaynaklar
İletişim
Oturum Aç / Üye Ol
EN-TR
Türkçe - İngilizce
Almanca - İngilizce
İspanyolca - İngilizce
Fransızca - İngilizce
İngilizce Eşanlam
Türkçe - İngilizce
Fransızca - İngilizce
İspanyolca - İngilizce
Almanca - İngilizce
Geçmiş
muhtemel
"muhtemel"
teriminin İngilizce Türkçe Sözlükte anlamları : 34 sonuç
Kategori
Türkçe
İngilizce
Common Usage
1
Yaygın Kullanım
muhtemel
possible
s.
2
Yaygın Kullanım
muhtemel
probable
s.
General
3
Genel
muhtemel
likely
s.
4
Genel
muhtemel
expectative
s.
5
Genel
muhtemel
presumptive
s.
6
Genel
muhtemel
feasible
s.
7
Genel
muhtemel
a priori
s.
8
Genel
muhtemel
eventual
s.
9
Genel
muhtemel
contingent
s.
10
Genel
muhtemel
apt
s.
11
Genel
muhtemel
verisimilar
s.
12
Genel
muhtemel
estimated
s.
13
Genel
muhtemel
potential
s.
14
Genel
muhtemel
liable
s.
15
Genel
muhtemel
prospective
s.
16
Genel
muhtemel
probable
s.
17
Genel
muhtemel
would-be
s.
18
Genel
muhtemel
tentative
s.
19
Genel
muhtemel
facultative
s.
20
Genel
muhtemel
verisimilar
s.
21
Genel
muhtemel
verisimilous
s.
22
Genel
muhtemel
verisimilous
s.
23
Genel
muhtemel
might [obsolete]
s.
24
Genel
muhtemel
mortal
s.
25
Genel
muhtemel
inchoate
s.
26
Genel
muhtemel
presumable
s.
27
Genel
muhtemel
aiblins
zf.
Idioms
28
Deyim
muhtemel
within the realm of possibility
zf.
29
Deyim
muhtemel
within the realms of possibility
zf.
30
Deyim
muhtemel
in the cards
expr.
Trade/Economic
31
Ticaret/Ekonomi
muhtemel
potential
s.
32
Ticaret/Ekonomi
muhtemel
expectant
s.
Law
33
Hukuk
muhtemel
calculated
s.
Technical
34
Teknik
muhtemel
probable
s.
"muhtemel"
teriminin diğer terimlerle kazandığı İngilizce Türkçe Sözlükte anlamları : 264 sonuç
Kategori
Türkçe
İngilizce
General
1
Genel
karşı tarafın muhtemel saldırısına karşı önceden yapılan saldırı
preemptive strike
i.
2
Genel
muhtemel en kötü hal
reasonable worst case
i.
3
Genel
muhtemel varis
heir presumptive
i.
4
Genel
muhtemel aday
prospect
i.
5
Genel
muhtemel hata
probable error
i.
6
Genel
ölümle sonuçlanma riski muhtemel olmayan intihar girişimi
parasuicide
i.
7
Genel
top ateşiyle ölmesi kuvvetle muhtemel birlik
cannon fodder
i.
8
Genel
top ateşiyle ölmesi kuvvetle muhtemel birlik
fresh fish
i.
9
Genel
çevresine zarar vermesi muhtemel akıl hastalarının konulduğu hücre
padded cell
i.
10
Genel
ortak olması muhtemel kişi/kurum
prospective partner
i.
11
Genel
muhtemel kurbanlar
the potential victims
i.
12
Genel
muhtemel sonucun gizli kanunu
the hidden law of probable outcome
i.
13
Genel
muhtemel sonuç
probable outcome
i.
14
Genel
muhtemel aday
presumptive nominee
i.
15
Genel
muhtemel gelişmeler
potential developments
i.
16
Genel
muhtemel gelişmeler
possible developments
i.
17
Genel
olası muhtemel bir devalüasyon
a possible devaluation
i.
18
Genel
muhtemel neden
probable cause
i.
19
Genel
başarılı olması çok muhtemel seçim
natural
i.
20
Genel
muhtemel alıcılar ile satıcılar arasında aracılık yapan sanat tüccarı
art runner
i.
21
Genel
muhtemel zorluk
kink
i.
22
Genel
muhtemel kusur
kink
i.
23
Genel
(iskoç asiller sınıfında) bir kontluğun muhtemel mirasçısının en büyük oğlu
master [scotland]
i.
24
Genel
olması muhtemel bir şeye ilişkin uyarıcı nitelikte tavsiye
word of advice
i.
25
Genel
muhtemel partnerlerini ikna konusunda çok başarılı kimse
operator
i.
26
Genel
karşılaşılması muhtemel teferruat
circumstance [obsolete]
i.
27
Genel
kazanması muhtemel aday
fave
i.
28
Genel
(spor takımı) rakiplere zarar vermesi muhtemel oyuncu
danger man
i.
29
Genel
muhtemel itirazları öngörerek vaktinde zayıflatma
preventer [obsolete]
i.
30
Genel
muhtemel olmak
be on the cards
f.
31
Genel
muhtemel olmak
be possible
f.
32
Genel
muhtemel görünmek
bid fair
f.
33
Genel
muhtemel bir girişim veya uygulama için tesis etmek
direct
f.
34
Genel
olması muhtemel
likely
s.
35
Genel
muhtemel olmayan
unlikely
s.
36
Genel
habercisi (muhtemel bir şeyin)
preview of
s.
37
Genel
aynı derecede muhtemel olan
equiprobable
s.
38
Genel
daha uygun/muhtemel
likelier
s.
39
Genel
olması muhtemel
probable
s.
40
Genel
olması muhtemel
likely to be
s.
41
Genel
olması muhtemel
imminent
s.
42
Genel
rol için seçilmesi muhtemel
castable
s.
43
Genel
kaybolması muhtemel
amissible
s.
44
Genel
başarması muhtemel olmayan
unsucceedable
s.
45
Genel
ortalama derecede başarılı olması muhtemel olan (kitap veya yazar)
midlist
s.
46
Genel
geleceği parlak ve muhtemel
gradely [dialect]
s.
47
Genel
felaket getirmesi muhtemel olan
ominous
s.
48
Genel
muhtemel olarak
probably
zf.
49
Genel
muhtemel şekilde
prospectively
zf.
50
Genel
olması daha muhtemel
more likely
zf.
51
Genel
muhtemel bir şekilde
feasibly
zf.
52
Genel
kuvvetle muhtemel
likely
zf.
53
Genel
kuvvetle muhtemel
highly likely
zf.
54
Genel
olmaması muhtemel
less likely
zf.
55
Genel
kuvvetle muhtemel
highly-likely
zf.
56
Genel
kuvvetle muhtemel
odds are
zf.
57
Genel
muhtemel şekilde
dispositively [obsolete]
zf.
58
Genel
kuvvetle muhtemel
more likely to
ed.
Phrasals
59
Öbek Fiiller
muhtemel olmak
loom up
f.
60
Öbek Fiiller
(bir şey yapması) muhtemel olmak
stand to (do something)
f.
Phrases
61
İfadeler
(bir şey) yapması muhtemel olmak
be given to (something)
f.
62
İfadeler
(bir şekilde) davranması muhtemel olmak
be given to (something)
f.
63
İfadeler
bir şey yapması muhtemel olmak
be given to something/to doing something
f.
64
İfadeler
bir şekilde davranması muhtemel olmak
be given to something/to doing something
f.
65
İfadeler
olması pek muhtemel değil
not likely to happen
expr.
66
İfadeler
gerçekleşmesi daha olası/muhtemel senaryo
more likely scenario
expr.
67
İfadeler
kesin olmasa da muhtemel
possible but not necessarily
expr.
68
İfadeler
gelecekte başarılı olması muhtemel
(someone or something) promises well
expr.
Colloquial
69
Konuşma Dili
dikkatsiz motosiklet kullanan ve bunun sonucunda kaza geçirip öldükten sonra organlarını bağışlaması muhtemel olan sürücü
donorcycle
i.
70
Konuşma Dili
yaşaması/deneyimlemesi muhtemel olmak
be in
f.
71
Konuşma Dili
gayet muhtemel/oldukça olası bir şey olmak
be to be expected
f.
72
Konuşma Dili
kazanması muhtemel olan
odds-on
s.
73
Konuşma Dili
(bir şey yapması) muhtemel
inclined to (do something)
s.
74
Konuşma Dili
yapması muhtemel
inclined to do
s.
75
Konuşma Dili
(bir şey) pek muhtemel/olası/mümkün değil
I wouldn't bet on (something)
expr.
76
Konuşma Dili
pek muhtemel/olası değil
wouldn't bet on it
expr.
77
Konuşma Dili
kuvvetle muhtemel
most likely
expr.
Idioms
78
Deyim
olması muhtemel
a good bet
i.
79
Deyim
olması muhtemel
a safe bet
i.
80
Deyim
muhtemel/olası görülen şey
a twinkle in someone's eye
i.
81
Deyim
muhtemel/olası görülen şey
a gleam in someone's eye
i.
82
Deyim
istenmeyen bir duruma sürüklemesi muhtemel önemsiz bir harekete izin verme durumu
the camel's nose
i.
83
Deyim
muhtemel tehlike
a cloud on the horizon
i.
84
Deyim
muhtemel tehlike
dark clouds on the horizon
i.
85
Deyim
muhtemel dans partneri
potential formal date
i.
86
Deyim
olması muhtemel olay
even money
i.
87
Deyim
muhtemel zorluk/sıkıntı
a (small) cloud on the horizon
i.
88
Deyim
kapsamlı/köklü değişiklikler yapması muhtemel yeni atanmış kimse/çalışan
a new broom
i.
89
Deyim
muhtemel tehlike
cloud on the horizon
i.
90
Deyim
muhtemel zorluk/sıkıntı
cloud on the horizon
i.
91
Deyim
muhtemel tehlike
dark cloud on the horizon
i.
92
Deyim
gözden kaçması muhtemel ayrıntı
the fine print
i.
93
Deyim
gayet muhtemel/oldukça olası bir şey olmak
be (only) to be expected
f.
94
Deyim
bir şeyin tek adayı olmak (kazanması en muhtemel)
be a dead cert
f.
95
Deyim
bir şeyi alması muhtemel olmak
be in the frame
f.
96
Deyim
seçilmesi olası/muhtemel kişi olmak
be in the frame
f.
97
Deyim
bir şeyi alması muhtemel olmak
be in the frame
f.
98
Deyim
seçilmesi olası/muhtemel olmak
be in the frame
f.
99
Deyim
bir şeyi alması muhtemel olmamak
be out of the frame
f.
100
Deyim
seçilmesi olası/muhtemel olmamak
be out of the frame
f.
101
Deyim
başarması muhtemel/olası olmak
be in with a shout
f.
102
Deyim
(bir şeyi/bir şeyi yapmayı) başarması muhtemel/olası olmak
be in with a shout (of something/of doing something)
f.
103
Deyim
(bir şey olacağı/yapacağı) muhtemel olmak
be bound to (be or do something)
f.
104
Deyim
'-i daha muhtemel kılmak
lend color to
f.
105
Deyim
bir şeyi daha muhtemel kılmak
lend colour to something [uk]
f.
106
Deyim
bir şeyi daha muhtemel kılmak
lend color to something [us]
f.
107
Deyim
(bir şeyi) daha muhtemel kılmak
lend color to (something)
f.
108
Deyim
(bir şeyi) kaybetmesi muhtemel olmak
stand to lose (something)
f.
109
Deyim
seçilmesi olası/muhtemel
in the frame
s.
110
Deyim
her an yıkılması muhtemel
built on sand
s.
111
Deyim
gerçekleşmesi kuvvetle muhtemel
the odds are in favor of something
expr.
112
Deyim
kuvvetle muhtemel
all lombard street to a china orange
expr.
113
Deyim
pek muhtemel/olası değil
I wouldn't count on it
expr.
114
Deyim
pek muhtemel/olası değil
I wouldn't bet on it
expr.
115
Deyim
değişmesi muhtemel
in the melting pot
expr.
116
Deyim
sıra dışı/alışılmamış olsa da işe yaraması muhtemel
(just) crazy enough to work [cliché]
expr.
117
Deyim
sıra dışı/alışılmamış olsa da işe yaraması muhtemel
crazy enough (that) it just might work [cliché]
expr.
118
Deyim
sıra dışı/alışılmamış olsa da aslında işe yaraması muhtemel
crazy enough (that) it might actually work [cliché]
expr.
119
Deyim
sıra dışı/alışılmamış olsa da işe yaraması muhtemel
crazy enough (that) it might just work [cliché]
expr.
120
Deyim
sıra dışı/alışılmamış olsa da işe yaraması muhtemel
so crazy (that) it just might work [cliché]
expr.
121
Deyim
sıra dışı/alışılmamış olsa da aslında işe yaraması muhtemel
so crazy (that) it might actually work [cliché]
expr.
122
Deyim
sıra dışı/alışılmamış olsa da işe yaraması muhtemel
so crazy (that) it might just work [cliché]
expr.
123
Deyim
başarması muhtemel/olası
in with a shout
expr.
124
Deyim
muhtemel tehlikeler var/görünüyor
there are clouds on the horizon
expr.
Speaking
125
Konuşma
kuvvetle muhtemel
most probably
expr.
126
Konuşma
kuvvetle muhtemel
very likely
expr.
127
Konuşma
muhtemel ancak olacağını/gerçekleşeceğini sanmıyorum
possible, but not likely
expr.
Trade/Economic
128
Ticaret/Ekonomi
ticari olarak istifade edilebilir olması muhtemel bilimsel araştırma
near-market research
i.
129
Ticaret/Ekonomi
kanıtlanmış ve muhtemel rezervler
proven and probable reserves
i.
130
Ticaret/Ekonomi
muhtemel zararlar karşılığı
provision for contingencies
i.
131
Ticaret/Ekonomi
muhtemel patlayıcı ortamda kullanılan teçhizat ve koruyucu sistemler
equipment and protective systems intended for use in potentially explosive atmospheres
i.
132
Ticaret/Ekonomi
muhtemel müşteri
prospect
i.
133
Ticaret/Ekonomi
muhtemel maliyet
contingent charge
i.
134
Ticaret/Ekonomi
muhtemel birikim
projected accumulation
i.
135
Ticaret/Ekonomi
muhtemel alıcı
prospective buyer
i.
136
Ticaret/Ekonomi
muhtemel masraf
contingent cost
i.
137
Ticaret/Ekonomi
muhtemel yaşam
probable life
i.
138
Ticaret/Ekonomi
muhtemel yaşam eğrisi
probable life curve
i.
139
Ticaret/Ekonomi
muhtemel zararlar karşılığı
provisions for possible losses
i.
140
Ticaret/Ekonomi
muhtemel borç
contingent liability
i.
141
Ticaret/Ekonomi
muhtemel hayat süresi
piobable life time
i.
142
Ticaret/Ekonomi
muhtemel pasifler
contingent liabilities
i.
143
Ticaret/Ekonomi
menkul kıymetin muhtemel fiyatı
nominal quote
i.
144
Ticaret/Ekonomi
meydana gelmesi muhtemel zararlar fonu
contingent fund
i.
145
Ticaret/Ekonomi
muhtemel yaşama müddeti
probable life
i.
146
Ticaret/Ekonomi
muhtemel maliyet
contingent cost
i.
147
Ticaret/Ekonomi
muhtemel alıcı
prospect
i.
148
Ticaret/Ekonomi
muhtemel masraf
contingent expense
i.
149
Ticaret/Ekonomi
muhtemel birikim
projected accumulation benefit
i.
150
Ticaret/Ekonomi
muhtemel yatırımcı
potential investor
i.
151
Ticaret/Ekonomi
muhtemel alıcı
prospect buyer
i.
152
Ticaret/Ekonomi
muhtemel hayat eğrisi
probable life curve
i.
153
Ticaret/Ekonomi
muhtemel zararlar
contingent damages
i.
154
Ticaret/Ekonomi
muhtemel müşteriler
prospects
i.
155
Ticaret/Ekonomi
muhtemel masraf
contingent charge
i.
156
Ticaret/Ekonomi
muhtemel kar
contingent profit
i.
157
Ticaret/Ekonomi
muhtemel alıcı
likely purchaser
i.
158
Ticaret/Ekonomi
muhtemel talep
potential demand
i.
159
Ticaret/Ekonomi
muhtemel alıcı
prospective purchaser
i.
160
Ticaret/Ekonomi
muhtemel hayat
probable life
i.
161
Ticaret/Ekonomi
muhtemel değer
expectancy value
i.
162
Ticaret/Ekonomi
muhtemel hayat süresi
probable lifetime
i.
163
Ticaret/Ekonomi
muhtemel borçlar
direct liability
i.
164
Ticaret/Ekonomi
muhtemel lehdar
contingent beneficiary
i.
165
Ticaret/Ekonomi
meydana gelmesi muhtemel zararlar yedeği
contingent reserve
i.
166
Ticaret/Ekonomi
ortaya çıkması muhtemel zararlar için ayrılmış yedek akçe
contingent fund
i.
167
Ticaret/Ekonomi
olası muhtemel zararlar karşılığı
reserve for contingencies
i.
168
Ticaret/Ekonomi
olması muhtemel zararları karşılamak için ayrılmış fon
contingency reserve fund
i.
169
Ticaret/Ekonomi
taahhüt edilmemiş ama gerçekleşmesi muhtemel işlem
forecast transaction
i.
170
Ticaret/Ekonomi
muhtemel zararı karşılamak amacıyla birtakım ihtiyatları saklamak suretiyle yapılan kendi kendini sağlama alma eylemi
self insurance
i.
171
Ticaret/Ekonomi
muhtemel olmayan
improbable
s.
Law
172
Hukuk
fiili, muhtemel veya derdest yasal talep
actual, threatened or pending claims
i.
173
Hukuk
muhtemel lehdar
contingent beneficiary
i.
174
Hukuk
muhtemel olan tehlike
imminent danger
i.
175
Hukuk
muhtemel borç
contingent debt
i.
176
Hukuk
muhtemel patlayıcı ortamda kullanılan teçhizat ve koruyucu sistemlerle i̇lgili yönetmelik
the equipment and protective systems intended for use in potentially explosive atmospheres regulations
i.
177
Hukuk
muhtemel borçlar
contingent liabilities
i.
178
Hukuk
muhtemel sebep
probable cause
i.
179
Hukuk
muhtemel mirasçı
heir presumptive
i.
180
Hukuk
(iddia edilen) muhtemel bağlantılar
alleged links
i.
181
Hukuk
muhtemel mirasçı
heir apparent
i.
182
Hukuk
muhtemel varis
heir apparent
i.
183
Hukuk
(roma hukuku ve medeni hukukta) vasiyet sahibinin muhtemel varisi sessizce es geçmesi
pretermission
i.
184
Hukuk
muhtemel itirazları öngörerek vaktinde zayıflatma
prevention [obsolete]
i.
185
Hukuk
(mevcut veya muhtemel hata nedeniyle) yargıyı durdurmak
arrest judgment
f.
Politics
186
Siyasal
(bir seçimde) kazanması en muhtemel olan adayı yenilgiye uğratmak amacıyla, tuttulan partiye değil ikinci güçlü partiye oy verilmesi
tactical voting
i.
187
Siyasal
sığınmacıların muhtemel zulüm tehlikesi ile karşılaşacakları ülkelerine geri gönderilmemesi
non-refoulement
i.
Industry
188
Sanayi
yün balyalarının depolanıp muhtemel alıcıların incelemesine sunulduğu bina
wool store [australia/new zealand]
i.
Insurance
189
Sigortacılık
azami muhtemel zarar
maximum probable loss
i.
190
Sigortacılık
azami muhtemel zarar
probable maximum loss
i.
191
Sigortacılık
azami muhtemel zarar
maximum possible loss
i.
192
Sigortacılık
muhtemel azami zarar
probable maximum loss
i.
193
Sigortacılık
muhtemel hasar tahmini
probable loss estimate
i.
194
Sigortacılık
muhtemel birikim
projected accumulation
i.
195
Sigortacılık
muhtemel en yüksek hasar
pml (probable maximum loss)
kısalt.
Media
196
Medya
canlı yayına yakın çekilip muhtemel hataları düzeltebilmek için kısa bir gecikme ile yayınlanan
as-live
s.
Technical
197
Teknik
en muhtemel sayı
most probable number
i.
198
Teknik
en muhtemel sayı tekniği
most probable number technique
i.
199
Teknik
muhtemel değer
probable error
i.
200
Teknik
muhtemel azami feyezan
maximum proper flood
i.
201
Teknik
muhtemel patlayıcı ortamda kullanılan teçhizat ve koruyucu sistemler
equipment and protective systems intended for use in potentially explosive atmospheres
i.
202
Teknik
muhtemel hata
probable error
i.
203
Teknik
muhtemel sıvı hidrokarbon muhtevasının tayini
determination of potential hydrocarbon liquid content
i.
204
Teknik
numunenin muhtemel kütle değişimi
possible mass change of the sample
i.
205
Teknik
mayınlı veya mayınlı olması muhtemel sularda güvenli gemi trafiği için önceden planlanan nakliye rotalarının bulunduğu sistem
q-route
i.
206
Teknik
asimetrik bir objenin iki muhtemel ayna görüntüsünden biri
hand
i.
Textile
207
Tekstil
(moda) bir şeyin muhtemel gidişatını gösteren
directional
s.
Traffic
208
Trafik
muhtemel trafik sıkışıklığı
queues likely
i.
Aeronautic
209
Havacılık
muhtemel kalkış talimatı zamanı
expected departure clearance time
i.
210
Havacılık
muhtemel varış zamanı
estimated time of arrival
i.
211
Havacılık
muhtemel dairesel hata
circular error probable
i.
212
Havacılık
muhtemel kalkış talimat zamanı
expected departure clearance time
i.
213
Havacılık
muhtemel dairesel hata
probable circular error
i.
214
Havacılık
muhtemel yaklaşma zamanı
expected approach time
i.
215
Havacılık
muhtemel etkenler
chance causes
i.
Marine
216
Denizcilik
muhtemel zarar
presumptive loss
i.
Psychology
217
Psikoloji
deride çıkması muhtemel yaralara karşı duyulan aşırı endişe veya korku
dermatophobia
i.
Food Engineering
218
Gıda
en muhtemel sayı
most probable number
i.
219
Gıda
en muhtemel sayı tekniği
most probable number technique
i.
220
Gıda
muhtemel sayı tekniği
probable number technique
i.
Logic
221
Mantık
muhtemel olma
contingency
i.
Statistics
222
İstatistik
muhtemel hata
probable error
i.
223
İstatistik
bir olayın gerçekleşeceğine dair bir sebep yoksa, gerçekleşmesi muhtemel tüm olaylara eşit olasılıkların atanması gerektiği ilkesi
principle of indifference
i.
224
İstatistik
tüm sonuçların eşit derecede muhtemel olduğu
random
s.
225
İstatistik
istatistiksel bir deneyde bir sonucu çıkarması daha az veya daha fazla muhtemel olan
biased
s.
226
İstatistik
muhtemel değerler sürekliliğine sahip (değişken)
continuous
s.
Agriculture
227
Tarım
maksimum muhtemel yağış
maximum probable precipitation
i.
Philosophy
228
Felsefe
leibniz'in yaşadığımız dünyanın muhtemel dünyalar arasında en iyisi olduğunu ileri sürdüğü öğretisi
optimism
i.
229
Felsefe
leibniz'in yaşadığımız dünyanın muhtemel dünyalar arasında en iyisi olduğunu ileri sürdüğü öğretisini benimsemiş kimse
optimist
i.
Geography
230
Coğrafya
muhtemel maksimum taşkın
probable maximum flood
i.
Military
231
Askeri
muhtemel durum harekatı
contingency operation
i.
232
Askeri
karşı tarafın muhtemel saldırısını engellemek amacıyla yapılan saldırı
pre-emptive strike
i.
233
Askeri
muhtemel durum planı
contingency plan
i.
234
Askeri
muhtemel hata
probable error
i.
235
Askeri
muhtemel durum planlama tesisleri listesi programı
contingency planning facilities list programme
i.
236
Askeri
muhtemel düşman yaklaşma istikameti
imminent enemy approach
i.
237
Askeri
muhtemel durum yedek muhabere irtibatı
contingency re-routing of communications
i.
238
Askeri
muhtemel boş depo sahası
potential vacant space
i.
239
Askeri
muhtemel durum etkileri
contingent effects
i.
240
Askeri
muhtemel dikey hata
vertical probable error
i.
241
Askeri
muhtemel iaşe mevcut raporu
anticipated ration strength
i.
242
Askeri
muhtemel yayılma hattı
probable line of deployment
i.
243
Askeri
muhtemel menzil hatası
probable error in range
i.
244
Askeri
muhtemel hareket tarzı
probable course of action
i.
245
Askeri
muhtemel ihtiyaç karşılığı alıkonmuş stok
contingency retaining
i.
246
Askeri
muhtemel çıkış hattı
probable line of deployment
i.
247
Askeri
muhtemel durum analizi
contingency analysis
i.
248
Askeri
mesafece muhtemel hata
range probable error
i.
249
Askeri
muhtemel sapma hatası
probable error deflection
i.
250
Askeri
muhtemel paralanma yüksekliği hatası
probable error height of burst
i.
251
Askeri
muhtemel durum bölgesi
contingency area
i.
252
Askeri
muhtemel kullanma süresi
expected life of an item
i.
253
Askeri
temas muhtemel değil
contact improbable
i.
254
Askeri
muhtemel durum planlama tesisleri listesi programı
contingency planning facilities list program
i.
255
Askeri
muhtemel uzay saldırılarına karşı geliştirilen savunma
space defense
i.
Card
256
İskambil
puan kazandırması muhtemel kart
trick
i.
257
İskambil
euchre adı verilen kağıt oyununda puan kazandırması muhtemel beş kartın tümünü aynı takımın alması
march
i.
258
İskambil
sıralı gelmesi muhtemel olmayan kartları vermek
balk
f.
259
İskambil
sıralı gelmesi muhtemel olmayan kartları vermek
bauk [dialect]
f.
260
İskambil
sıralı gelmesi muhtemel olmayan kartları vermek
baulk [uk]
f.
Wagering
261
Bahisçilik
bir oyunun muhtemel sonucunu eşitlemek ve bahsin değerini arttırmak için güçsüz olan tarafa tanınan
handicap
i.
Latin
262
Latince
suçun muhtemel sorumluluğu ondan fayda sağlayana aittir prensibi
cui bono
i.
Archaic
263
Eski Kullanım
muhtemel olarak
possible
zf.
Slang
264
Argo
doğuştan hayırsız addedilen ve insanlar üzerinde kötü etki bırakması muhtemel kimse
bad seed
i.
×
Pronunciation in context (
out of
)
Pronunciation of muhtemel
×
Terim Seçenekleri
Çeviri Öner / Düzelt
Fransızca İngilizce Sözlük
İspanyolca İngilizce Sözlük
Almanca İngilizce Sözlük
İngilizce Eşanlam Sözlük
Google Images
Merriam Webster
Dictionary.com
The Free Dictionary
Abbreviations
Wikipedia in English
Wikipedia in Turkish
Urban Dictionary
German, LEO
Chinese, Dict.Cn
Spanish, SpanishDict
Russian, Multitran.ru
Medical, MedicineNet
İşaret Dili, Signing Savvy