|
Kategori |
Türkçe |
İngilizce |
|
Common Usage |
|
1 |
Yaygın Kullanım |
devletin devlete barış için ödediği para |
tribute i.
|
|
General |
|
2 |
Genel |
hesabı kapatmak için ödenen para |
settlement i.
|
|
3 |
Genel |
para toplamak için açılan kampanya |
a drive for funds i.
|
|
4 |
Genel |
adam öldürtmek için ödenen para |
blood money i.
|
|
5 |
Genel |
para için yazılan kitap |
potboiler i.
|
|
6 |
Genel |
zararlı bir hayvanın yok edilmesi veya bir suçlunun yakalanması için devletçe verilen para |
bounty i.
|
|
7 |
Genel |
tedavül (para için) |
circulation i.
|
|
8 |
Genel |
para için yapan kimse |
professional i.
|
|
9 |
Genel |
para (bir suçlunun yakalanması için devletçe verilen) |
bounty i.
|
|
10 |
Genel |
ihmalkarlık için para cezası |
doomage i.
|
|
11 |
Genel |
para için yazılan yazı |
potboiler i.
|
|
12 |
Genel |
para toplamak için düzenlenen sosyal etkinlik |
fundraiser i.
|
|
13 |
Genel |
para toplamak için düzenlenen etkinlik |
harambee i.
|
|
14 |
Genel |
kız isterken onun için talep edilen para |
dowry i.
|
|
15 |
Genel |
hayır için para toplanılan hafta |
rag week i.
|
|
16 |
Genel |
bir şey için ayrılmış para |
a put away i.
|
|
17 |
Genel |
ziyaretçileri ağırlaması için subaylara verilen para |
table money i.
|
|
18 |
Genel |
tilkisi ölen avcı için şapkada toplanan para |
cap money i.
|
|
19 |
Genel |
bir işletmeye destek olmak için organize olup o işletmede para harcayan insanlar |
cash mob i.
|
|
|
20 |
Genel |
bir kıza erkek ile evlenebilmesi için verilen ve erkeğe giden mal/para |
dowry i.
|
|
21 |
Genel |
bir kimseyi dolandırmak için kullanılan para gibi bir tuzak |
sucker bait i.
|
|
22 |
Genel |
zenginlerden para dilenmek için yazılan mektup |
begging letter i.
|
|
23 |
Genel |
gemiye mal yükleyebilmek için limana ödenmesi gereken para |
lastage [obsolete] i.
|
|
24 |
Genel |
acil ihtiyaçlar veya küçük alımlar için kenarda tutulan para |
mad money i.
|
|
25 |
Genel |
ıslah için ayrılan para |
betterment i.
|
|
26 |
Genel |
para veya menfaat için ödün veren kimse |
hack i.
|
|
27 |
Genel |
para koymak için kullanılan eski çorap |
hogger [scotland] i.
|
|
28 |
Genel |
kendine bakacak durumda olmayan kişilerin ev işlerini yapması için para ödenen kimse |
home help [uk] [new zealand] i.
|
|
29 |
Genel |
para üstü tutup vermek için kullanılan bir alet |
money changer i.
|
|
30 |
Genel |
ingiltere'deki iki normandiya kralına madeni para basmalarını önlemek için verilen bir vergi |
moneyage [obsolete] i.
|
|
31 |
Genel |
para üstü tutup vermek için kullanılan bir alet |
moneychanger i.
|
|
32 |
Genel |
madeni para dağıtmak için kullanılan taşınabilir cihaz |
money-changer i.
|
|
33 |
Genel |
şans için müşteriye verilen para üstü |
luck penny i.
|
|
34 |
Genel |
para kazanmak için herhangi bir meslek icra etmeyen, zengin bir erkek |
gentleman i.
|
|
35 |
Genel |
para kazanmak için vücut gücü kullanmayan bir erkek |
gentleman i.
|
|
36 |
Genel |
para kazanmaktan ziyade keyif için çiftçilik yapan zengin erkek |
gentleman farmer i.
|
|
37 |
Genel |
hapisten çıkanlara düzen kurabilmeleri için verilen para |
gratuity i.
|
|
38 |
Genel |
eskiden ingiliz ordusunda askerlere palto sağlamak için ayrılan para |
coat [obsolete] i.
|
|
39 |
Genel |
eskiden ingiliz ordusunda askerlere palto sağlamak için ayrılan para |
coat money i.
|
|
|
40 |
Genel |
şefkat ve para için sara hastasıymış gibi yapan kimse |
crank [obsolete] i.
|
|
41 |
Genel |
boru teçhizatı için istenen para |
pipage i.
|
|
42 |
Genel |
hayvanların kümeste tutulması için ödenen para |
pennage i.
|
|
43 |
Genel |
belirli bir kurum veya amaç için toplanan para |
plate i.
|
|
44 |
Genel |
para için yazarlık yapan kimse |
potboiler i.
|
|
45 |
Genel |
(yardım için) para toplama |
gathering i.
|
|
46 |
Genel |
para ve kariyer derdi olmadığı için ilerlenmesi zor işlerde vakit öldüren genç ve eğitimli kimse |
slacker i.
|
|
47 |
Genel |
belirli bir amaç için ortak fonda para biriktiren bir grup insan |
slate club [uk] i.
|
|
48 |
Genel |
elektrik ücretini ödemek için içine önceden bozuk para atılan sayaç |
slot meter i.
|
|
49 |
Genel |
ingiliz ordusundaki acemi erin serbest bırakılması için ödenen para |
smart money i.
|
|
50 |
Genel |
bellirli bir amaç için toplanan ortak para |
money pool i.
|
|
51 |
Genel |
para için yerlerde sürünen tip |
prostitute i.
|
|
52 |
Genel |
para için yerlerde sürünen tip |
prostitutor i.
|
|
53 |
Genel |
para vermek (bir işi finanse etmek için) |
put up f.
|
|
54 |
Genel |
büyük para için kumar oynamak |
gamble for high stakes f.
|
|
55 |
Genel |
harcamak (bir proje için para/emek/zaman) |
invest in f.
|
|
56 |
Genel |
para sağlamak (bir iş/kimse için) |
fund f.
|
|
57 |
Genel |
sonrası için bir kenara koymak (para vb) |
put away f.
|
|
58 |
Genel |
birlik oluşturmak için para koymak |
pool f.
|
|
59 |
Genel |
(bir araştırma için) para toplamak |
raise the money for (a research) f.
|
|
60 |
Genel |
yazı tura için havaya para atmak |
flip up f.
|
|
61 |
Genel |
artırma ile satılan bir şey için önce bir miktar para vermek ya da önermek |
submit a bid f.
|
|
62 |
Genel |
bir şey için para biriktirmek |
save money for something f.
|
|
63 |
Genel |
bir şey için para toplamak |
raise money for something f.
|
|
64 |
Genel |
okul giderleri için para toplamak |
raise money for school expenses f.
|
|
65 |
Genel |
kredi için para sızdırmak |
tig [aus] f.
|
|
66 |
Genel |
iki yüzü birbiriyle alakasız madeni para basmak için alakasız kalıpları birleştirmek |
mule f.
|
|
67 |
Genel |
yükümlülüğü yerine getirmek için (para) taahhüt etmek |
obligate f.
|
|
68 |
Genel |
yapılmamış bir iş için para ödemek |
ghost f.
|
|
69 |
Genel |
para için yazı yazmak |
potboil f.
|
|
70 |
Genel |
para için kitap yazmak |
potboil f.
|
|
71 |
Genel |
para için ruhunu satmak |
prostitute f.
|
|
72 |
Genel |
para için zorlamak |
squeeze for f.
|
|
73 |
Genel |
para için taciz etmek |
stick up f.
|
|
74 |
Genel |
para için darlamak |
stick up f.
|
|
75 |
Genel |
para için yapan |
professional s.
|
|
76 |
Genel |
sadece para için çalışan |
hireling s.
|
|
Phrasals |
|
77 |
Öbek Fiiller |
(birisi ya da bir şey) için para toplamak |
collect for (someone or something) f.
|
|
78 |
Öbek Fiiller |
(bir ürün veya hizmet için) … kadar para almak |
charge (something) for (something) f.
|
|
79 |
Öbek Fiiller |
bir şey için para biriktirmek |
save up for something f.
|
|
|
80 |
Öbek Fiiller |
(bir şey için) (belli bir miktar) para harcamak |
lay something out f.
|
|
81 |
Öbek Fiiller |
(bir şey almak/belli bir amaç/hedef için) para biriktirmek |
save money toward something f.
|
|
82 |
Öbek Fiiller |
(bir şey için) bir miktar para harcamak |
expend (something) for (something) f.
|
|
83 |
Öbek Fiiller |
bir şey için belli miktarda para ödemek |
expend something for something f.
|
|
84 |
Öbek Fiiller |
(bir şeyi yapmak için) para vermek |
pay to (do something) f.
|
|
85 |
Öbek Fiiller |
birine bir şey alması için para vermek |
stake someone to something f.
|
|
86 |
Öbek Fiiller |
birine para veya bilgi vermesi için baskı yapmak |
milk someone for something f.
|
|
87 |
Öbek Fiiller |
(bir şey) için kenara para koymak |
put (something) toward (something) f.
|
|
88 |
Öbek Fiiller |
(bir şey) için para ayırmak |
put (something) toward (something) f.
|
|
89 |
Öbek Fiiller |
(bir şey) için (belli bir miktar daha az para) harcamak |
save (an amount of) (money) on (something) f.
|
|
90 |
Öbek Fiiller |
bir şey için (belli bir miktar daha az para) harcamak |
save (money) on something f.
|
|
91 |
Öbek Fiiller |
bir şey için belirli bir miktar para ayırmak/tahsis etmek |
appropriate something for something f.
|
|
92 |
Öbek Fiiller |
(birine bir şey yapması) için para yedirmek |
bribe (someone) into (doing something) f.
|
|
93 |
Öbek Fiiller |
yapması için para yedirmek |
bribe into doing f.
|
|
94 |
Öbek Fiiller |
biri/bir şey için para ayırmak |
budget something for someone or something f.
|
|
95 |
Öbek Fiiller |
biri/bir şey için kenara para koymak |
budget something for someone or something f.
|
|
96 |
Öbek Fiiller |
için para ayırmak |
budget for f.
|
|
97 |
Öbek Fiiller |
(pokerde, kumar masasında) bahis için ortaya para sürmek |
chip in for (something) f.
|
|
98 |
Öbek Fiiller |
(pokerde, kumar masasında) bahis için ortaya para sürmek |
chip in on (something) f.
|
|
99 |
Öbek Fiiller |
(pokerde, kumar masasında) bahis için ortaya para sürmek |
chip in with (something) f.
|
|
100 |
Öbek Fiiller |
biri/bir şey için (para) toplamak |
collect (money) for someone or something f.
|
|
101 |
Öbek Fiiller |
bir şey için (para) toplamak |
collect (money) for something f.
|
|
102 |
Öbek Fiiller |
birine bir şey için para ödemek |
compensate someone for something f.
|
|
103 |
Öbek Fiiller |
için bir miktar para harcamak |
expend for f.
|
|
104 |
Öbek Fiiller |
(biri/bir şey) için aptalca para harcamak/dökmek |
fritter something away (on someone or something) f.
|
|
105 |
Öbek Fiiller |
(biri/bir şey için) (belli bir miktar) para harcamak |
lay out (an amount of money) on (someone or something) f.
|
|
106 |
Öbek Fiiller |
(biri/bir şey için) büyük miktarda para harcamak |
lay out for (someone or something) f.
|
|
107 |
Öbek Fiiller |
için para harcamak |
lay out on f.
|
|
108 |
Öbek Fiiller |
(bir şey) için (bir miktar) para ödemek |
pay (something) toward (something else) f.
|
|
109 |
Öbek Fiiller |
(bir şey) için para biriktirmek |
save for (something) f.
|
|
110 |
Öbek Fiiller |
(bir şey) için kenara para koymak |
save for (something) f.
|
|
111 |
Öbek Fiiller |
(bir şey) almak için para biriktirmek |
save for (something) f.
|
|
112 |
Öbek Fiiller |
(bir şey) için para biriktirmek |
save toward (something) f.
|
|
113 |
Öbek Fiiller |
(bir şey) için kenara para koymak |
save toward (something) f.
|
|
114 |
Öbek Fiiller |
(bir şey) almak için para biriktirmek |
save toward (something) f.
|
|
115 |
Öbek Fiiller |
(biri için belli bir miktar para) harcamak |
spend (something) on (someone) f.
|
|
116 |
Öbek Fiiller |
(bir şey) için (belirli bir miktar para) kabul etmek |
take (some amount of money) for (something) f.
|
|
117 |
Öbek Fiiller |
(bir şey) için) (bir miktar para/ödeme) almak/kabul etmek |
take (some amount of money) for (something) f.
|
|
Proverb |
|
118 |
Atasözü |
para için evlenme ama paralıyla evlen |
never marry for money, but marry where money is
|
|
Colloquial |
|
119 |
Konuşma Dili |
ingiltere'deki çocukların guy fawkes gecesi için havai fişek satın almak amacıyla para toplarken söyledikleri söz |
penny for the guy i.
|
|
120 |
Konuşma Dili |
kripto para piyasalarında alınan coin'in/token'in zararına satmamak için olabildiğince uzun süre elde tutulması |
hodl i.
|
|
121 |
Konuşma Dili |
para için yapılan spor |
moneyball i.
|
|
122 |
Konuşma Dili |
acil durumlar için kenara ayrılmış az miktarda para |
mad money i.
|
|
123 |
Konuşma Dili |
kötü günler için saklanan az miktarda para |
mad money i.
|
|
124 |
Konuşma Dili |
acil ihtiyaç durumları için ayrılan az miktarda para |
mad money i.
|
|
125 |
Konuşma Dili |
öngörülemeyen masraflar için ayrılmış cüzi bir para |
mad money i.
|
|
126 |
Konuşma Dili |
lüzumsuz/keyfi alışverişler için ayrılan cüzi bir para |
mad money i.
|
|
127 |
Konuşma Dili |
tv veya radyoda tanıtım yaptırmak için el altından ödenen para |
plugola i.
|
|
128 |
Konuşma Dili |
bazen estetik ve manevi kaygıları para kazanmak için göz ardı eden çok karlı plan veya kurum |
money-machine i.
|
|
129 |
Konuşma Dili |
guy fawkes gecesinde maskeli çocukların sokaklarda dolaşıp "guy için bir peni lütfen?" diyerek para topladıkları gün |
penny for the guy i.
|
|
130 |
Konuşma Dili |
satış elemanına daha çok satması için ödenen ekstra para |
spiff i.
|
|
131 |
Konuşma Dili |
para için prensiplerini veya değerlerini satan kimse |
sellout i.
|
|
132 |
Konuşma Dili |
para kaybetme riskini azaltmak için kendini korumak |
hedge one's bets f.
|
|
133 |
Konuşma Dili |
(bir şey için belli bir miktar para) almak |
get (an amount of money) for (something) f.
|
|
134 |
Konuşma Dili |
bir şey için belli bir miktar para almak |
get an amount of money for something f.
|
|
135 |
Konuşma Dili |
para ödememek için trene gizlice binmek |
hop f.
|
|
136 |
Konuşma Dili |
yapmak için para vermek |
pay to do f.
|
|
Idioms |
|
137 |
Deyim |
(sporda) oyuncu maaşları için kullanılabilecek para |
cap space i.
|
|
138 |
Deyim |
birisinin çok az para harcadığını belirtmek için söylenen bir söz |
the last of the big spenders i.
|
|
139 |
Deyim |
zor günler için biriktirilen para |
someone's nest egg i.
|
|
140 |
Deyim |
zor günler için ayrılmış para |
rainy day fund i.
|
|
141 |
Deyim |
çalışanları satışa teşvik etmek için ödenen para |
push money i.
|
|
142 |
Deyim |
gelecek için biriktirilen para |
a nest egg i.
|
|
143 |
Deyim |
verilen/harcanan para için çok iyi |
a bigger bang for the buck i.
|
|
144 |
Deyim |
para için yazılan kitap |
pot boiler i.
|
|
145 |
Deyim |
para için yazılan yazı |
pot boiler i.
|
|
146 |
Deyim |
sadece para kazanmak için yazılan değersiz yazı/kitap |
pot boiler i.
|
|
147 |
Deyim |
(bir şey) için gereken para |
the wherewithal for (something) i.
|
|
148 |
Deyim |
(bir şey yapmak) için gereken para |
the wherewithal to (do something) i.
|
|
149 |
Deyim |
para için her yola başvurmak |
skin a flint f.
|
|
150 |
Deyim |
(para karşılığında seks için) bedenini satmak |
sell (one's) body f.
|
|
151 |
Deyim |
kötü bir alışkanlığı devam ettirebilmek için çok para/emek/çaba harcamak |
feed the beast f.
|
|
152 |
Deyim |
(birini) para için sıkıştırmak |
put the bee on (someone) f.
|
|
153 |
Deyim |
bir şey için para saçmak |
blow money on f.
|
|
154 |
Deyim |
para kazanmak için yanlış yollara başvurmak |
be on the fiddle f.
|
|
155 |
Deyim |
(bir şey için) (birilerinden) para toplamak |
take a collection up (from someone) (for something) f.
|
|
156 |
Deyim |
(hissesini satması için) para ödemek |
buyout f.
|
|
157 |
Deyim |
(bir şey için) (belli bir miktar) para harcamak |
lay something out on something f.
|
|
158 |
Deyim |
(birinin gösterdiği emek/sergilediği çaba için) bahşiş/para vermek |
make it worth someone's while f.
|
|
159 |
Deyim |
(bir şey için) (belli bir miktar) para harcamak |
lay something out for something f.
|
|
160 |
Deyim |
bir şey yapmak için elinde bolca para, vakit olmak |
have money, time to play with f.
|
|
161 |
Deyim |
hızlı fayda/para elde etmek için değerli bir bir şeyi elden çıkarmak |
sell the family silver f.
|
|
162 |
Deyim |
gereksiz/zararlı bir şeyi devam ettirebilmek için büyük para, zaman, enerji harcamak |
feed the beast f.
|
|
163 |
Deyim |
bir faydası olmayan bir şeyi devam ettirebilmek için büyük para, zaman, enerji harcamak |
feed the beast f.
|
|
164 |
Deyim |
her şeyi yiyip yutan bir şeyi devam ettirebilmek için büyük para, zaman, enerji harcamak |
feed the beast f.
|
|
165 |
Deyim |
bir şey için bir sürü para harcamak |
dig deep f.
|
|
166 |
Deyim |
para için kendini satmak/küçültmek |
sell oneself f.
|
|
167 |
Deyim |
bir sorunu çözmek için belli bir miktar parayı harcamaktan kaçınırken uzun vadede problem büyüdüğünde daha fazla para harcamak zorunda kalmak |
be penny-wise and dollar-foolish f.
|
|
168 |
Deyim |
harcadığı para için iyi bir karşılık/hizmet almak |
bang for one's the buck f.
|
|
169 |
Deyim |
harcanan para için iyi bir karşılık/hizmet almak |
bang for the buck f.
|
|
170 |
Deyim |
(birinden biri/bir şey için) para toplamak |
take a collection up (from someone) (for someone or something) f.
|
|
171 |
Deyim |
(birinden biri/bir şey için) para almak |
take a collection up (from someone) (for someone or something) f.
|
|
172 |
Deyim |
için belli bir miktar para almak |
get an amount of money for f.
|
|
173 |
Deyim |
(bir şey için) çok para dökmek |
go to the expense (of doing something) f.
|
|
174 |
Deyim |
(bir şey için) çok para harcamak |
go to the expense (of doing something) f.
|
|
175 |
Deyim |
bir şey/bir şey yapmak için çok para dökmek |
go to the expense of something/of doing something f.
|
|
176 |
Deyim |
bir şey/bir şey yapmak için çok para harcamak |
go to the expense of something/of doing something f.
|
|
177 |
Deyim |
bir şey/bir şey yapmak için çok para dökmek |
go to a lot of expense of something/of doing something f.
|
|
178 |
Deyim |
bir şey/bir şey yapmak için çok para harcamak |
go to a lot of expense of something/of doing something f.
|
|
179 |
Deyim |
para kaybetme riskini azaltmak için kendini korumak |
hedge bets f.
|
|
180 |
Deyim |
para kaybetme riskini azaltmak için kendini korumak |
hedge your bets f.
|
|
181 |
Deyim |
(bir şey) için para ödemek |
pay the penalty for (something) f.
|
|
182 |
Deyim |
(birine) para/borç vermesi için baskı yapmak |
put the arm on (one) f.
|
|
183 |
Deyim |
(biri/bir şey) için para toplamak |
raise money for (someone or something) f.
|
|
184 |
Deyim |
(biri/bir şey) için para biriktirmek |
raise money for (someone or something) f.
|
|
185 |
Deyim |
(bir şey yapmak) için para toplamak |
raise money to (do something) f.
|
|
186 |
Deyim |
(bir şey yapmak) için para biriktirmek |
raise money to (do something) f.
|
|
187 |
Deyim |
(bir şey) için para biriktirmek |
save money up (for something) f.
|
|
188 |
Deyim |
(bir şey) için kenara para koymak |
save money up (for something) f.
|
|
189 |
Deyim |
(bir şey) almak için para biriktirmek |
save money up (for something) f.
|
|
190 |
Deyim |
(birinden) para, bilgi koparmak için/koparana kadar gırtlağına çökmek |
squeeze (someone) until the pips squeak [uk] f.
|
|
191 |
Deyim |
(biri/bir şey için) para/bağış toplamak |
take a collection up (for someone or something) f.
|
|
192 |
Deyim |
verilen/harcanan para için çok iyi |
bigger bang for the buck s.
|
|
Speaking |
|
193 |
Konuşma |
az buz değil (para için söylenir) |
that ain't hay expr.
|
|
194 |
Konuşma |
bizim için konu para değil |
this isn't about the money for us expr.
|
|
Trade/Economic |
|
195 |
Ticaret/Ekonomi |
(hesabın eksiye düşmesi durumunda bankanın her bir para çekme işlemi için aldığı) para çekme ücreti |
withdrawal fee i.
|
|
196 |
Ticaret/Ekonomi |
bankaların bütün işlemleri için aldığı para |
agiotage i.
|
|
197 |
Ticaret/Ekonomi |
şirket kasasında her türlü harcama için bulunan nakit para (maaş, masraf, temettü vb.) |
cash flow i.
|
|
198 |
Ticaret/Ekonomi |
geçmişte büyük britanya için para basan ve bazı hak ve ayrıcalıklar talep eden memurlar |
the company of moneyers i.
|
|
199 |
Ticaret/Ekonomi |
amortisman için ayrılan para |
reserve for amortization i.
|
|
200 |
Ticaret/Ekonomi |
bankaların bütün işlemleri için aldığı para |
agio i.
|
|
201 |
Ticaret/Ekonomi |
belli bir amaç için ayrılmış para |
earmarked funds i.
|
|
202 |
Ticaret/Ekonomi |
bir hakkın kullanılabilmesi için ödenen para |
royalty i.
|
|
203 |
Ticaret/Ekonomi |
çok çeşitli para birimleri için sabit teklifler |
firm quotes for a variety of currencies i.
|
|
204 |
Ticaret/Ekonomi |
döviz kurunun dalgalanma sınırım korumak için bir ülkenin kullandığı yabancı para |
intervention currency i.
|
|
205 |
Ticaret/Ekonomi |
emisyon (para/tahvil için) |
emission i.
|
|
206 |
Ticaret/Ekonomi |
günlük işler için kasada hazır bulundurulan nakit para |
till money i.
|
|
207 |
Ticaret/Ekonomi |
işçiler için sağlık sosyal faaliyetler vb finansmanında kullanılacak para |
welfare funds i.
|
|
208 |
Ticaret/Ekonomi |
kişisel kullanım için ödünç para veren şirket |
personal finance company i.
|
|
209 |
Ticaret/Ekonomi |
kazalar için ayrılan para |
reserve for accidents i.
|
|
210 |
Ticaret/Ekonomi |
ödemeler için elde tutulan para fonu |
imprest fund i.
|
|
211 |
Ticaret/Ekonomi |
ödemeler bilançosundaki bir fazlanın giderilmesi için hükümetlerin izlediği para politikaları |
adjustment policies i.
|
|
212 |
Ticaret/Ekonomi |
ömür boyu para ödenmesi için yapılan sözleşme |
annuity contract i.
|
|
213 |
Ticaret/Ekonomi |
ömür boyu para ödenmesi için yapılan anlaşma |
annuity agreement i.
|
|
214 |
Ticaret/Ekonomi |
önceki fiyat düzeyine yeniden ulaşmak için dolaşımdaki para miktarının artırılması veya azaltılması |
revelation i.
|
|
215 |
Ticaret/Ekonomi |
para birimleri ingiltere'ninkine bağlı olan ve aralarında olağan kur kontrollerinin işlemediği ülkeler için kullanılan eski terim |
sterling area i.
|
|
216 |
Ticaret/Ekonomi |
ticari işlemlerde yapılacak işlemle ilgili araştırma görüşme ve sonuçlandırma faaliyetleri için gerekli olan zaman, para ve çaba |
transaction costs i.
|
|
217 |
Ticaret/Ekonomi |
tehlikeli durumlar için ödenen para/tehlike ödemesi |
danger money i.
|
|
218 |
Ticaret/Ekonomi |
tehlikeli durumlar için ödenen para/tehlike ödemesi |
hazard pay i.
|
|
219 |
Ticaret/Ekonomi |
üçüncü şahıslara aylık ödemelerin gerçekleştirilmesi için verilen para çekme izni |
debit order i.
|
|
220 |
Ticaret/Ekonomi |
yabancı bir paranın değerindeki bir artışa karşı korunmak için vadeli para birimi kontratlarının alınması. |
long hedge i.
|
|
221 |
Ticaret/Ekonomi |
(ticari proje veya girişimin) başarısını garantilemek için para bağışlama |
underwriting i.
|
|
222 |
Ticaret/Ekonomi |
gelir vergisi için para kazancı veya kaybının hesaplanmasında kullanılan orijinal mülk maliyeti |
basis i.
|
|
223 |
Ticaret/Ekonomi |
avrupa'nın ikinci dünya savaşı sonrası ekonomik olarak iyileşmesi için abd dışişleri bakanı george marshall tarafından tasarlanmış olan para yardımı programı |
marshall plan 1948 i.
|
|
224 |
Ticaret/Ekonomi |
alınan hizmet için içine para konulan, başında görevli bulunmayan kutu |
honesty box i.
|
|
225 |
Ticaret/Ekonomi |
satıcının şans için müşteriye verdiği para üstü |
luckpenny i.
|
|
226 |
Ticaret/Ekonomi |
hizmetçi kiralamak için ödenen az miktarda para |
denier à dieu i.
|
|
227 |
Ticaret/Ekonomi |
hizmetçi kiralamak için ödenen az miktarda para |
denarius dei i.
|
|
228 |
Ticaret/Ekonomi |
hizmetçi kiralamak için ödenen az miktarda para |
argentum dei i.
|
|
229 |
Ticaret/Ekonomi |
kısa vadeli kazançlar için yüksek riskli hisse senedi alıp satan para yöneticisi |
gunslinger i.
|
|
230 |
Ticaret/Ekonomi |
iş sahibinin kendi özel ihtiyaçları için şirketten çektiği para |
owner's draw i.
|
|
231 |
Ticaret/Ekonomi |
(belirli bir amaç için) alınan para |
drawing i.
|
|
232 |
Ticaret/Ekonomi |
şahsi kullanım için mal ve hizmetlere para ödeme |
consumpt [scotland] i.
|
|
233 |
Ticaret/Ekonomi |
koleksiyoner için değersiz olan hasarlı madeni para |
cull i.
|
|
234 |
Ticaret/Ekonomi |
merkez bankalarının bir para biriminin uluslararası değerini korumak için yüksek miktarda para satın alması |
intervention i.
|
|
235 |
Ticaret/Ekonomi |
faizli yatırım için para alan komisyoncu |
scrivener i.
|
|
236 |
Ticaret/Ekonomi |
(taahhüt edilen işin) başarısını garantilemek için para bağışlamak |
underwrite f.
|
|
237 |
Ticaret/Ekonomi |
ödenmesi gereken para için yazılı talepte bulunmak |
draw f.
|
|
238 |
Ticaret/Ekonomi |
(özellikle bir para biriminin istikrarını sürdürmek için) piyasaya müdahale etmek |
intervene f.
|
|
239 |
Ticaret/Ekonomi |
para koymak için kullanılan |
money s.
|
|
240 |
Ticaret/Ekonomi |
para saklamak için kullanılan |
money s.
|
|
241 |
Ticaret/Ekonomi |
(para) faiz için kullanılmayan |
idle s.
|
|
242 |
Ticaret/Ekonomi |
(para) kar için kullanılmayan |
idle s.
|
|
243 |
Ticaret/Ekonomi |
abd'nin 1932'de demiryollarına, finansal kurumlara ve ticari işletmelere para yardımı yapması için kurduğu bir devlet kurumu |
rfc (reconstruction finance corporation) kısalt.
|
|
244 |
Ticaret/Ekonomi |
iş ilanlarında ne kadar para kazanılabileceğini belirtmek için kullanılan bir ifade |
o.t.e. (on-target earnings) kısalt.
|
|
Law |
|
245 |
Hukuk |
boşanma davası masraflarını karşılamak için eşin kocasından talep edebileceği para |
suit money i.
|
|
246 |
Hukuk |
vicdanını rahatlatmak için verilen para |
conscience money i.
|
|
247 |
Hukuk |
yatırımcıların dürüst olmayan teşebbüslere para yatırmalarını önlemek için çıkarılmış kanunlar |
blue sky law i.
|
|
248 |
Hukuk |
(antik roma'da) efendinin kölesine ya da aile bireylerinden herhangi birisine kullanması için verdiği para veya ekonomik değeri olan varlık |
peculium i.
|
|
249 |
Hukuk |
borçlunun bir alacaklıya diğerinden önce ödeme yapmasını önlemek için para veya mülküne el koyma |
arrestment [scottish] i.
|
|
250 |
Hukuk |
belirli bir proje, program ya da kurum için ayrılmış belirli bir miktar para |
earmark i.
|
|
251 |
Hukuk |
eski ingiliz yasaları uyarınca krala veya yargı yetkisine sahip bir makama ciddi suçlar için ödenen para cezası |
wite i.
|
|
252 |
Hukuk |
eski ingiliz yasaları uyarınca krala veya yargı yetkisine sahip bir makama ciddi suçlar için ödenen para cezası |
wite i.
|
|
253 |
Hukuk |
kazanan tarafa dava masrafları için yapılan para iadesi |
costs i.
|
|
254 |
Hukuk |
(ingiliz hukukunda) eskiden şerifin elindeki para için ödediği vergi |
prest i.
|
|
255 |
Hukuk |
suçu ihbar etmemek için para almak |
compound a crime f.
|
|
Politics |
|
256 |
Siyasal |
abd'nin yeniden yapılanma döneminde para ve siyasi kazançlar için güneye gelen kuzey yerlileri |
carbet-bagger i.
|
|
257 |
Siyasal |
bir memurunun parasız görmesi gereken bir iş için para talep etmesi |
exaction i.
|
|
258 |
Siyasal |
rüşvet vermek için toplanan para |
slush fund i.
|
|
259 |
Siyasal |
hükümetin bir projesini finanse etmek için başka bir projenin gideriymiş gibi gösterilen para |
black money i.
|
|
260 |
Siyasal |
seçim kampanyası için doğrudan adaya verilen para |
hard money [us] i.
|
|
Industry |
|
261 |
Sanayi |
(kağıt para) bir iş üzerinde çiçekli rozete benzeyen çeşitli eğri çizgiler oluşturmak için döner mandrel ve kesme noktası arasında dış merkezli göreceli hareket yaratmak için kullanılan bir torna aparatı |
rose engine i.
|
|
Tourism |
|
262 |
Turizm |
lokantalarda servis için alınan para |
cover charge i.
|
|
Media |
|
263 |
Medya |
habercilerin haber yapmak için para karşılığı bilgi satın alması |
checkbook journalism i.
|
|
264 |
Medya |
habercilerin haber yapmak için para karşılığı bilgi satın alması |
chequebook journalism i.
|
|
Technical |
|
265 |
Teknik |
genellikle para toplamak amacıyla hayır işleri için hazırlanan uzun süreli radyo programı |
radiothon i.
|
|
266 |
Teknik |
değerli belge veya para saklamak için kullanılan dayanıklı metal kutu veya kasa |
coffer i.
|
|
267 |
Teknik |
(kurutma, yeniden paketleme nedeniyle) ağırlık kaybı için alıcıya ödenen para miktarı |
draft i.
|
|
Computer |
|
268 |
Bilgisayar |
başka birinin bilgisayarının kripto para madenciliği için izinsiz kullanılması |
crypto jacking i.
|
|
Education |
|
269 |
Eğitim |
sınıfta günlük yaşamın özelliklerini göstermek için kullanılan gerçek para, mutfak eşyaları vb. nesneler |
realia i.
|
|
270 |
Eğitim |
yaşamsal gereksinmelerini karşılayacak para (bursiyer için) |
stipend i.
|
|
271 |
Eğitim |
öğrencilerin okurken bir yanda da çalışıp para kazanmaları için onlara iş bulan bir program |
work-study i.
|
|
History |
|
272 |
Tarih |
feodal mutasarrıfın varisinin mülk üzerindeki hakkının devamı için derebeyine ödediği para |
relief i.
|
|
273 |
Tarih |
1925'te tennessee'li öğretmen john scopes'un darwin'in evrim teorisini öğrettiği için para cezasına çarptırıldığı bir dava |
monkey trial i.
|
|
274 |
Tarih |
savunma yapısının parçası olan kulenin inşa ve muhafazası için ödenen para |
barbacanage [obsolete] i.
|
|
275 |
Tarih |
savunma yapısının parçası olan kulenin inşa ve muhafazası için ödenen para |
barbicanage [obsolete] i.
|
|
Religious |
|
276 |
Dini |
ilahi okutmak ve ayin için para bağışlanan sunak ya da şapel |
chantry i.
|
|
277 |
Dini |
sunak ya da şapelde ayinler için bağışlanan para |
chantry i.
|
|
278 |
Dini |
ilahi okutmak ve ayin için para bağışlanan sunak ya da şapel |
chaunterie i.
|
|
279 |
Dini |
sunak ya da şapelde ayinler için bağışlanan para |
chaunterie i.
|
|
280 |
Dini |
isa'ya ihanet için ödenen para ile sanhedrin tarafından alınan toprak |
potter's field i.
|
|
281 |
Dini |
katoliklerin her yıl papa için topladıkları para |
rome penny i.
|
|
Military |
|
282 |
Askeri |
savaş alanındaki orduyu desteklemek için toplanan para ve asker |
contribution i.
|
|
Sport |
|
283 |
Spor |
(poligon atışında) yarışmacıların her atış için para ödediği bir yarış şekli |
pool i.
|
|
Card |
|
284 |
İskambil |
(pokerde oyuna girmek için) para yedirmek |
stake f.
|
|
Music |
|
285 |
Müzik |
para kazanmak için laterna çalan sokak müzisyeni |
organ-grinder i.
|
|
286 |
Müzik |
(batı kanada'da bir bölgede) evlenecek çifte para toplamak için yapılan dans |
social i.
|
|
Librarianship |
|
287 |
Kütüphanecilik |
iade tarihi geçmiş kitaplar için kütüphanenin uyguladığı para cezası |
library fine i.
|
|
Printery |
|
288 |
Matbaa |
başlık veya açıklamanın telif hakkı için para yatırmak |
enter f.
|
|
Archaic |
|
289 |
Eski Kullanım |
geçim masrafları için verilen para |
diet i.
|
|
Slang |
|
290 |
Argo |
işleri hızlandırmak için devlet çalışanlarına verilen para/hediye (yasak olmayan ülkelerde) |
lubrication payment i.
|
|
291 |
Argo |
önden yer ayırtmak için tiyatro müdürüne verilen para/rüşvet |
ice i.
|
|
292 |
Argo |
para için kaza geçirmiş numarası yapan kimse |
flopper i.
|
|
293 |
Argo |
(para için) darlama |
snatch i.
|
|
294 |
Argo |
(para için) peşinde gezme |
snatch i.
|
|
295 |
Argo |
birini para için satmak |
sell someone for money f.
|
|
296 |
Argo |
birisini para için satmak |
sell someone for money f.
|
|
297 |
Argo |
birisini para için satmak |
sell someone out for money f.
|
|
298 |
Argo |
birini para için satmak |
sell someone out for money f.
|
|
299 |
Argo |
para için yeteneğini satmak |
whore out f.
|
|
300 |
Argo |
para için prensiplerinden taviz vermek |
whore out f.
|
|
301 |
Argo |
para için kendinden taviz vermek |
whore out f.
|
|
302 |
Argo |
para, uyuşturucu, içki için dilenmek |
mooch f.
|
|
Modern Slang |
|
303 |
Modern Argo |
zengin olduğun için kadınlara para harcıyorsan sırf onlarla yatmak için kadınlara para döküyorsun sayılmaz |
aint trickin if you got it expr.
|
|
304 |
Modern Argo |
para için her şeyi yaparım |
afm (anything for money) expr.
|
|