pull something - Türkçe İngilizce Sözlük
Geçmiş

pull something



"pull something" teriminin Türkçe İngilizce Sözlükte anlamları : 6 sonuç

İngilizce Türkçe
Colloquial
pull something f. bir kasını aşırı zorlamak
pull something f. bir kasına aşırı yüklenmek
pull something f. bir yerlerini zorlamak
pull something f. oyun oynamak
pull something f. dalavere çevirmek
pull something f. dolap/tezgah çevirmek

"pull something" teriminin diğer terimlerle kazandığı İngilizce Türkçe Sözlükte anlamları : 159 sonuç

İngilizce Türkçe
General
pull something at both ends f. çekiştirmek
pull something to f. bir şeyi çekmek
pull something apart f. bir şeyi çekerek aralamak
pull something apart f. bir şeyi çekerek parçalara ayırmak
pull something to f. bir şeyi çekerek kapamak
pull something over f. bir şeyi kendine doğru çekerek devirmek
pull something over f. bir şeyi yaklaştırmak
pull something over f. bir şeyi çekerek yaklaştırmak
pull something down f. yıkmak
pull something to pieces f. bir şeyi parçalara ayırmak
pull something off f. fora etmek
extract or pull (something) from f. dışarı çıkarılmak
pull something up f. yukarıya çekmek
pull something from one’s pocket f. cebinden bir şey çıkarmak
pull something from the market f. piyasadan toplatmak
pull something from the market f. piyasadan çekmek
pull something under the surface f. yüzeyin altına çekmek
Phrasals
pull someone or something around f. oraya oraya çekmek/sürüklemek/çekiştirmek
pull something together f. bir şeyi çekerek kapamak
pull someone into something f. birini bir şeye bulaştırmak
pull something down over someone f. bir şeyi birinin altına doğru çekmek
pull someone into something f. birini bir yerin içine çekmek
pull something up to something f. bir şeyin yanına bir şeyi çekmek
pull someone into something f. birini bir şeyin içine çekmek
pull someone through something f. birini bir sıkıntıdan çekip çıkarmak
pull something up f. bir şeyin yanına bir şeyi çekmek
pull something back from someone f. bir şeyi birinden (elinden vb) hızla/aniden kapmak
pull something together f. düzeltmek
pull something together f. düzenlemek
pull something together f. çeki düzen vermek
pull something together f. hazırlamak
pull something back f. geriye doğru çekmek
pull something to f. kapatmak
pull someone through something f. (çekerek) (birini) bir delikten/aralıktan geçirmek
pull back (from something) f. (tehdit vb) geri adım atmak
pull up to something f. (arabayla) bir şeyin yakınında durmak
pull someone by something f. (elinden/kolundan vb) çekmek
pull away from (someone or something) f. (birinden/bir şeyden) geri çekilmek
pull away from (someone or something) f. (birinden/bir şeyden) uzaklaşmak
pull away from (someone or something) f. (birinden/bir şeyden) kendini geri çekmek
pull away from (someone or something) f. (birinden/bir şeyden) sıdkı sıyrılmak
pull away from (someone or something) f. (birinden/bir şeyden) soğumak
pull away from (someone or something) f. (bir şeyden) sıyrılmak
pull away from (someone or something) f. (birini/bir şeyi, bir şeyden/birinden) uzaklaştırmak
pull away from (someone or something) f. (birini/bir şeyi, bir şeyden/birinden) geri çekmek
pull away from (someone or something) f. (birinden/bir şeyden) uzaklaşıp gitmek (bir araçla)
pull away from (someone or something) f. (birinden/bir şeyden) ayrılıp gitmek
pull away from (someone or something) f. (birinden/bir şeyden) kopup gitmek
pull away from (someone or something) f. (birinden/bir şeyden) üstün pozisyona/konuma geçmek
pull away from (someone or something) f. (birinin/bir şeyin) önüne geçmek
pull away from (someone or something) f. (biriyle/bir şeyle) arayı açmak
pull away from (someone or something) f. (birinden) sosyal/duygusal olarak soğumak
pull away from (someone or something) f. (birinden) sosyal/duygusal olarak kendini geri çekmek
pull someone or something under f. birini/bir şeyi bir şeyin altına çekmek/sürüklemek
pull someone or something under f. birini/bir şeyi bir şeyin altına sokmak
pull someone or something under f. birini/bir şeyi geriletmek
pull someone or something under f. birini/bir şeyi başarısızlığa uğratmak
pull someone or something under f. birinin/bir şeyin başarısız olmasına neden olmak
pull someone or something under f. birini/bir şeyi aşağı çekmek
pull (one) up on (something) f. (birini bir şeyden) sorumlu tutmak
pull (one) up on (something) f. (birini bir şeyden) mesul tutmak
pull up along (something) f. (bir şey) boyunca yukarı çekmek/kaldırmak
pull up along (something) f. (bir şey) boyunca hızla çekmek
pull up along (something) f. (bir şeyin) yanına çekmek
pull up along (something) f. (bir şeyin) yanına gelip durmak
pull up along (something) f. (bir şeyin9 yanında durmak
pull up along (something) f. (bir şey) boyunca park etmek
pull up along (something) f. (bir şey) boyunca dizilmek
pull up along (something) f. (bir şey) boyunca arka arkaya/yan yana durmak
pull (one) through (something) f. (birini bir sıkıntıdan) çekip çıkarmak
pull (one) through (something) f. (birini bir şeyden) kurtarmak
pull (one) through (something) f. (birinin bir şeyi) atlatmasını sağlamak
pull (one) through (something) f. (birinin bir durumdan) çıkmasını sağlamak
pull (someone or something) by (something) f. (birini/bir şeyi bir yerinden) çekmek
pull (someone or something) by (something) f. (birini/bir şeyi bir yerinden) tutup çekmek
pull (someone or something) toward (someone, something, or oneself) f. (birini/bir şeyi birine/bir şeye/kendine) çekmek
pull (someone or something) toward (someone, something, or oneself) f. (birini/bir şeyi birine/bir şeye/kendine) doğru çekmek
pull ahead (of someone or something) f. (birinin/bir şeyin) önüne geçmek
pull ahead (of someone or something) f. (birini/bir şeyi) geride bırakmak
pull ahead (of someone or something) f. (birinden/bir şeyden) üstün olmak
pull ahead (of someone or something) f. (birinden/bir şeyden) başarılı konumda olmak
pull ahead (of someone or something) f. başı çekmek
pull alongside (someone or something) f. (birinin/bir şeyin) yanına yanaşmak
pull alongside (someone or something) f. (birinin/bir şeyin) yanına çekmek
pull around to (something or some place) f. döndürüp (bir şeye/bir yere) çekmek/sürüklemek
pull around to (something or some place) f. aracı döndürüp (bir şeye/bir yere) çekmek/getirmek
pull for (someone or something) f. (birini/bir şeyi) desteklemek
pull for (someone or something) f. (birini/bir şeyi) yüreklendirmek
pull for (someone or something) f. (birinin/bir şeyin) arkasında olmak
pull up alongside (someone or something) f. (birinin/bir şeyin) yanına yanaşmak
pull up alongside (someone or something) f. (birinin/bir şeyin) yanına çekmek
pull up to (someone or something) f. (birine/bir şeye) çekmek
pull up to (someone or something) f. (birine/bir şeye) doğru çekmek
pull up to (someone or something) f. (birine/bir şeye) yanaşmak
pull up to (someone or something) f. (birinin/bir şeyin) yanına çekmek
pull up to (someone or something) f. (birinin/bir şeyin) yanına yanaşmak
Idioms
pull somebody/something to bits f. kıyasıya/acımasızca eleştirmek
pull somebody/something to bits f. kılı kırk yararcasına eleştirmek
pull somebody/something to bits f. tek tek gözler önüne sermek
pull somebody/something to pieces f. kıyasıya/acımasızca eleştirmek
pull somebody/something to pieces f. kılı kırk yararcasına eleştirmek
pull somebody/something to pieces f. tek tek gözler önüne sermek
pull (something) to bits f. kıyasıya/acımasızca eleştirmek
pull (something) to bits f. kılı kırk yararcasına eleştirmek
pull something out of the fire f. aslanın ağzından kapmak
pull something out of the fire f. bir şeyi kurtarmak
pull something out of someone's hands f. bir şeyi birinin ellerinden çekip almak
pull something on someone f. birine oyun oynamak
pull something on someone f. birini oyuna getirmek
pull the plug on something f. bir şeye son vermek
pull something off f. hakkından gelmek
pull something out of a hat f. hiç yoktan yaratmak
pull something out of thin air f. hiç yoktan yaratmak
pull apart something f. ince ince ayrıntısına kadar incelemek
pull something apart f. ince ince ayrıntısına kadar incelemek
pull something out of a hat f. şapkadan tavşan çıkarmak
pull something out of thin air f. şapkadan tavşan çıkarmak
pull something out of the bag f. (son dakikada) sorunun/problemin çözümünü bulmak
pull something off f. üstesinden gelmek
pull something off f. zor bir şeyi başarmak
pull somebody/something to bits/pieces f. bir şeyin ıncığını cıncığını çıkarmak
pull somebody/something to bits/pieces f. bir şeyi/birini sert bir şekilde eleştirmek
pull somebody/something to bits/pieces f. bir şeyin/birinin kusurlarını/negatif yönlerini dile getirmek/arayıp bulmak
pull somebody/something to bits/pieces f. bir şeyin/birinin negatif yönlerine odaklanmak
pull somebody/something to bits/pieces f. bir şey hakkında kılı kırk yarmak
pull in front (of someone or something) f. (birinin/bir şeyin) önüne çekmek
pull in front (of someone or something) f. (birinin/bir şeyin) önüne geçmek
pull in front (of someone or something) f. (birinden/bir şeyden) daha başarılı bir konuma gelmek
pull in front (of someone or something) f. (birinden/bir şeyden) önde olmak
pull (someone or something) out of a hat f. (birini ya da bir şeyi) tamamen rastgele seçmek
pull the trigger (on something) f. (bir şeye) karar vermek
pull the trigger (on something) f. (bir şeyle) ilgili son kararı vermek
pull the trigger (on something) f. (bir şey) için harekete geçmek
pull the trigger (on something) f. (bir şey) için düğmeye basmak
pull the trigger (on something) f. (bir şeyi) başlatmak
pull (someone or something) out of the fire f. (birini/bir şeyi) zor bir durumdan/tehlikeden/beladan kurtarmak
pull (someone or something) out of the fire f. (birini/bir şeyi) ipten almak
pull (someone or something) out of the fire f. (birini/bir şeyi) yaklaşan bir beladan kurtarmak
pull (someone or something) out of the fire f. (birini/bir şeyi) aslanın ağzından kapmak
pull (something) down over (someone or something) f. (bir şeyi birinin/bir şeyin) üstüne doğru çekmek/indirmek
pull (something) out of the/thin air f. (bir şeyi) hiç yoktan yaratmak
pull (something) out of the/thin air f. şapkadan tavşan çıkarmak
pull (something) out of the/thin air f. (bir şeyi) yoktan var etmek
pull (something) out of the/thin air f. (bir şeyi) uydurmak
pull (something) out of the/thin air f. (bir şeyi) rastgele söylemek/üretmek
pull (something) out of the/thin air f. (bir şeyi) tesadüfen ortaya çıkarmak
pull (something) out of the/thin air f. (bir şeyi) gökten zembille indirmek
pull something out of the hat f. şapkadan bir şey çıkarmak
pull something out of the hat f. birden bir çözüm üretmek
pull the plug (on something) f. (bir şeyin) fişini çekmek/çıkarmak
pull the plug (on something) f. (bir şeye) son vermek
pull the rug from under someone/something f. birinden/bir şeyden elini çekmek
pull the rug from under someone/something f. birinden/bir şeyden desteğini çekmek
pull the rug from under someone/something f. birini/bir şeyi dımdızlak ortada bırakmak
pull the rug from under someone/something f. birine/bir şeye yardımını kesmek
pull the rug from under someone/something f. birini/bir şeyi yarı yolda bırakmak
pull something out of a hat yoktan var etmek
pull something out of thin air yoktan var etmek
Slang
pull (something) out of (one's) ass f. kıçından/götünden uydurmak