sözler, sözler - Türkçe İngilizce Sözlük
Geçmiş

sözler, sözler



"sözler, sözler" teriminin İngilizce Türkçe Sözlükte anlamları : 1 sonuç

Türkçe İngilizce
Idioms
sözler, sözler promises, promises expr.

"sözler, sözler" teriminin diğer terimlerle kazandığı İngilizce Türkçe Sözlükte anlamları : 176 sonuç

Türkçe İngilizce
General
sert sözler trenchant words i.
monoton bir melodi eşliğinde söylenen sözler chant i.
iğrenç sözler slop i.
ağır sözler harsh words i.
büyülü sözler incantation i.
süslü sözler fancy words i.
övücü sözler kudos i.
gerçek anlamı dışında kullanılan sözler cant i.
tatlı sözler sugary words i.
ileri geri sözler inappropriate words i.
süslü sözler bombast i.
sihirli sözler incantations i.
tatlı sözler sweet words i.
nükteli sözler facetiae i.
son sözler final words i.
saçma sapan sözler fiddle-faddle i.
birdenbire söylenen öfkeli veya acı sözler outburst i.
ağza alınmayacak sözler unmentionable words i.
özlü sözler words of wisdom i.
güzel sözler words of wisdom i.
bilgece sözler words of wisdom i.
tatlı sözler fair words i.
kibar sözler courteous words i.
kibar sözler fair words i.
nazik sözler fair words i.
nazik sözler courteous words i.
kibar sözler gentle words i.
nazik sözler gentle words i.
tatlı sözler gentle words i.
tatlı sözler courteous words i.
son sözler concluding remarks i.
boş sözler empty words i.
boş sözler empty talk i.
boş sözler palaver i.
boş sözler hot air i.
tutulmayan/yerine getirilmeyen sözler broken promises i.
ünlü son sözler famous last words i.
güzel ve özlü sözler words to live by i.
atatürk'ün söylediği sözler/sözleri atatürk's words i.
atatürk'ün söylediği sözler/sözleri atatürk's sayings i.
atatürk'ün söylediği sözler atatürk's sayings i.
motive eden sözler motivating words i.
motive edici sözler motivating words i.
özlü sözler wise sayings i.
duygu yüklü sözler emotionally charged words i.
yeni sözler bulan kimse phrasemaker i.
son sözler tagline i.
son sözler punchline i.
son sözler tag line i.
veciz sözler laconics i.
özlü sözler laconics i.
sözler terms i.
ilham verici sözler inspirational quotes i.
keyifli sözler jollity i.
büyü gücü olduğuna inanılan formülize edilmiş söz veya sözler magical spell i.
bilge sözler wisdom i.
özlü sözler yazan kimse maximist i.
karşılıklı söylenen düşmanca sözler word i.
karşılıklı söylenen öfkeli sözler word i.
tatlı ama boş sözler honeyed words i.
havai sözler idle talk i.
ritüelin parçası olarak büyülü sözler söyleme incantation i.
(hastalığı iyileştirmek için) büyülü sözler söyleme incantation i.
basmakalıp sözler kullanmaya düşkünlük platitudinarianism i.
art arda gelen sözler fire i.
birdenbire söylenen öfkeli veya acı sözler outfling i.
imalı sözler barındıran küfürlü veya kaba dil scurrility i.
son sözler snapper i.
özlü sözler eden kimse proverbialist i.
çok acı sözler vitriol i.
çirkin sözler söylemek abuse f.
tatlı sözler etmek sugar f.
anlaşılmaz sözler söylemek babble f.
hakkında kötü sözler söylemek malign f.
köpek gibi kötü sözler söylemek call someone names f.
övgü dolu sözler söylemek speak well of f.
kötü sözler söylemek call f.
kaçamak sözler etmek tergiverse f.
çirkin sözler söylemek mob f.
büyülü sözler söylemek incant f.
kaçamaklı sözler etmek weasel word f.
basmakalıp sözler kullanmak platitudinize f.
basmakalıp sözler kullanmak platitudinise f.
radikal sözler söylemek stray f.
alışılmışın dışında sözler sarf etmek stray f.
etkili ve güzel (sözler konuşma tarzı) eloquent s.
iğneleyici (sözler) peppery s.
kötü sözler söyleyen abusive s.
kötü sözler söyleyen abuseful s.
kötü sözler söylenmemiş unabused s.
kötü sözler söylemeyen unabusive s.
boş sözler içeren inflated s.
kötü sözler söyleyen convicious s.
Phrases
ya da bu anlama gelecek olan benzer sözler or words to that effect expr.
Proverb
söz/sözler dönülmek için verilir promises are like piecrust made to be broken
duyulmak istenen/kulağa güzel gelen sözler kimseye fayda sağlamaz he who gives fair words feeds you with an empty spoon
Colloquial
akıl dolu sözler pearls of wisdom i.
akıllı sözler pearls of wisdom i.
aşıkken söylenen hoş ve sevgi dolu sözler sweet nothings i.
aşıkların birbirine söylediği sevgi dolu sözler sweet nothings i.
önemsiz sözler small beer i.
(verilip) unutulmuş sözler forgotten promises i.
boş sözler noise i.
kötü, hoşa gitmeyen ve keyif kaçırıcı sözler söylemek bite f.
yüzüne karşı çok ağır sözler söylemek sock it to f.
alaycı sözler söyleyen wise-cracking s.
bu sözler/mesaj bizzat bana aittir I approve this message expr.
eğer ağzından kötü sözler çıkacaksa ağzını hiç açma/sus daha iyi if you don't have anything nice to say, don't say anything at all expr.
kötü sözler/şeyler söyleyeceksen sus if you don't have anything nice to say, don't say anything at all expr.
Idioms
düşündürücü/ibret alınacak sözler words to live by i.
kaçamak sözler weasel words i.
kavgaya neden olan sözler fighting talk it out i.
kışkırtıcı sözler fighting talk it out i.
öfkeyle söylenen sözler high words i.
sert sözler high words i.
tartışmaya/kavgaya neden olacak sözler them's fighting words i.
ünlü son sözler famous last words i.
boş sözler bill of goods i.
tartışmaya/kavgaya neden olacak sözler fighting words i.
kışkırtıcı sözler fighting words i.
sert sözler the rough side of one's tongue i.
dokunaklı/anlamlı/etkili sözler winged words i.
bu anlama gelecek olan benzer sözler words to that effect i.
utanç verici sözler etmek call names f.
birinin yüzüne karşı çok ağır sözler söylemek ya da davranışlarda bulunmak sock it to someone f.
eylemleriyle verdiği sözler birbirini tutmak one's actions follow one's words f.
boş sözler vermek have a forked tongue f.
tutamayacağı sözler vermek have a forked tongue f.
(birine) iğneli sözler söylemek have a jab at (someone or something) f.
(birine) kırıcı sözler söylemek have a jab at (someone or something) f.
(sözler) gerçekleşmemek be dead on the vine f.
(biri) hakkında küçümseyici sözler söylemek heap scorn on (one's) head f.
biri/bir şey hakkında küçümseyici sözler söylemek heap scorn on somebody/something f.
biri/bir şey hakkında küçümseyici sözler söylemek pour scorn on somebody/something f.
(biri) hakkında küçümseyici sözler söylemek pour scorn on (one's) head f.
tartışma/münakaşa esnasında direkt vurucu sözler söylememek fire (one's) pistol in the air f.
biri/bir şey hakkında küçümseyici sözler söylemek heap scorn on somebody/something f.
biri/bir şey hakkında küçümseyici sözler söylemek pour scorn on somebody/something f.
güzel/aşk dolu/sevgi dolu sözler söylemek lay some sweet lines on f.
tatlı sözler söylemek lay some sweet lines on f.
(birine) güzel/aşk dolu/sevgi dolu sözler söylemek lay some sweet lines on (one) f.
(birine) tatlı sözler söylemek lay some sweet lines on (one) f.
(kulağına) tatlı şeyler/sözler fısıldamak whisper sweet nothings f.
(kulağına) tatlı şeyler/sözler fısıldamak whisper sweet nothings in (one's) ear f.
ya da bu anlama gelecek olan benzer sözler owtte (or words to that effect) expr.
söz/sözler dönülmek için verilir promises are like pie crust: easily made, easily broken expr.
söz/sözler dönülmek için verilir promises are like pie crusts: easily made, easily broken expr.
söz/sözler dönülmek için verilir promises are like pie crusts: easily broken expr.
söz/sözler dönülmek için verilir promises are like pie crust: easily broken expr.
söz/sözler dönülmek için verilir promises are like pie crusts: they are made to be broken expr.
söz/sözler dönülmek için verilir promises are like pie crust: they are made to be broken expr.
söz/sözler dönülmek için verilir promises are like pie crusts: made to be broken expr.
söz/sözler dönülmek için verilir promises are like pie crust: made to be broken expr.
ah o verilen sözler promises, promises expr.
akıl dolu sözler/sözleriniz için teşekkür ederim thank you for those pearls of wisdom expr.
Speaking
güzel ama boş sözler sweet nothings i.
asla tutamayacağın sözler verme never make promises that you can't keep expr.
asla tutamayacağın sözler verme don't ever make promises you can't keep expr.
Law
temenni mahiyetinde sözler precatory words i.
hakimin kararla ilgili olarak jüriye söylediği sözler dynamite charge expr.
Media
şarkıda sözler arasındaki boşlukları dolduran müzik fill i.
Linguistics
bebek diline benzeyen saçma sapan sözler lallation i.
dinleyiciyi etkileme amacıyla abartılı üslupla sarf edilen anlamsız sözler rhetoric i.
Art
tumturaklı ve anlamlı sözler içeren tarz lapidary style i.
Music
genelde caz ezgilerine sahip, doğaçlama sözler ile icra edilen antillere özgü bir müzik türü calypso i.
geleneksel arapça sözler barındıran bir tür cezayir müziği rai i.
duygusal sözler yerine çağdaş ve gerçekçi sözler içeren country müzik tarzı new country i.
opera metninde bir kompozisyon içinde bestelenmiş sözler text i.
güçlü ve sabit ritimler, tekrarlayan sözler ve elektronik seslerle karakterize olan popüler bir dans müziği disco i.
Theatre
kendi kendine söylenen sözler aside i.
oyuncuya sahneye çıkmasına işaret olan son sözler veya işaretler cue i.
Printery
ön sözler preliminaries i.
Archaic
süslü sözler tympany i.
Slang
janjanlı sözler fancy-schmancy words i.
kandırıcı sözler line i.
Star Wars
sözler sunağı altar of promises i.