suç ortağı - Türkçe İngilizce Sözlük
Geçmiş

suç ortağı



"suç ortağı" teriminin İngilizce Türkçe Sözlükte anlamları : 40 sonuç

Türkçe İngilizce
Common Usage
suç ortağı accomplice i.
suç ortağı confederate i.
suç ortağı abettor i.
General
suç ortağı stiff i.
suç ortağı accessory before the fact i.
suç ortağı cohort i.
suç ortağı joint offender i.
suç ortağı bottle holder i.
suç ortağı coconspirator i.
suç ortağı co-conspirator i.
suç ortağı allower i.
suç ortağı henxman [obsolete] i.
suç ortağı louk i.
suç ortağı lowk i.
suç ortağı competitor [obsolete] i.
suç ortağı fedarie i.
suç ortağı federary i.
suç ortağı accessary s.
suç ortağı complicitous s.
Trade/Economic
suç ortağı associate in guilt i.
suç ortağı associate in crime i.
Law
suç ortağı abettor i.
suç ortağı assister i.
suç ortağı complice i.
suç ortağı henchman i.
suç ortağı art and part i.
suç ortağı accomplice i.
suç ortağı accessary before the fact i.
suç ortağı abetter i.
suç ortağı accomplice i.
suç ortağı associate i.
suç ortağı partner in crime i.
suç ortağı collaborator i.
suç ortağı confederate i.
suç ortağı accessory i.
suç ortağı complicit s.
Latin
suç ortağı particeps criminis i.
Archaic
suç ortağı fautor i.
suç ortağı correspondent i.
Slang
suç ortağı adam tiler i.

"suç ortağı" teriminin diğer terimlerle kazandığı İngilizce Türkçe Sözlükte anlamları : 29 sonuç

Türkçe İngilizce
General
yan kesicinin suç ortağı hustler i.
(yankesicinin) kurbanı etkisiz hale getiren suç ortağı stall i.
suç ortağı yapmak abet f.
suç ortağı olmak connive f.
bir yan kesicinin suç ortağı olmak stall f.
suç ortağı olan accessary s.
suç ortağı olacak şekilde complicitly zf.
Phrasals
(biriyle) suç ortağı olmak connive with (one) f.
Colloquial
suç örgütünün güvenilir ortağı crony i.
Idioms
suç ortağı aleyhine delil sunmak turn king's evidence f.
mahkemede kralın/kraliçenin/devletin safında yer alarak suç ortağı aleyhine ifade vermek turn state's evidence f.
mahkemede kralın/kraliçenin/devletin safında yer alarak suç ortağı aleyhine ifade vermek turn queen's evidence f.
mahkemede kralın/kraliçenin/devletin safında yer alarak suç ortağı aleyhine ifade vermek turn king's evidence f.
Trade/Economic
ikinci derecede suç ortağı accessory i.
Law
suç ortağı olma accessariness i.
suç ortağı olma accessoriness i.
ikinci derecede suç ortağı accessory i.
suç ortağı aleyhine ifade state's evidence i.
suç işlendikten sonra suç ortağı olan kimse accessary after the fact i.
suç işlendikten sonra suç ortağı olan kimse accessory after the fact i.
mahkemede (kral, kraliçe veya devletin safında) suçunu itiraf edip af talep ederek suç ortağı aleyhine ifade verme approvement i.
mahkemede suçunu itiraf edip af talep ederek suç ortağı aleyhine ifade veren kimse approver i.
hükümdarın safında yer alarak suç ortağı aleyhine verilen ifade queen's evidence [uk] i.
suç ortağı aleyhine ifade vermek turn state's evidence f.
suç ortağı olmak aid and abet f.
suç ortağı olarak accessarily s.
Slang
kadın suç ortağı moll i.
yankesicinin suç ortağı stickman i.
British Slang
bir suçluya eşlik eden psikopat kadın suç ortağı bunny boiler i.