stiff - Türkçe İngilizce Sözlük
Geçmiş

stiff

Play ENTRENus
Play ENTRENuk
Play ENTRENau


"stiff" teriminin Türkçe İngilizce Sözlükte anlamları : 178 sonuç

İngilizce Türkçe
Common Usage
stiff s. çetin
stiff s. katı
stiff s. sert
General
stiff i. morto
stiff i. suç ortağı
stiff i. kurban
stiff i. ceset
stiff i. insan ölüsü/leşi
stiff i. sahte para
stiff i. baş belası
stiff i. sahte banknot
stiff i. kolalı kıyafet aksesuarı
stiff i. sertleştirilmiş kıyafet aksesuarı
stiff i. sıkıcı kimse
stiff i. kendini beğenmiş kimse
stiff i. kibirli kimse
stiff i. burnu havada kimse
stiff i. insanı bayan kimse
stiff i. sarhoş kimse
stiff i. ayyaş
stiff i. serseri kimse
stiff i. aylak kimse
stiff i. niteliksiz kimse
stiff i. saygınlığı olmayan kimse
stiff i. kötü şöhretli kimse
stiff i. mavi yakalı işçi
stiff i. işçi
stiff i. emekçi
stiff i. işsiz kimse
stiff i. boşta gezen kimse
stiff i. sürekli iş değiştiren kimse
stiff i. bir işte dikiş tutturamayan kimse
stiff i. göçmen işçi
stiff i. belirli bir siyasi görüşü olmayan kimse
stiff i. dinle alakası olmayan kimse
stiff i. joker eleman
stiff i. her işi yapan işçi
stiff i. yarış kazanma beklentisi olmayan at
stiff i. yarış kazanamayacak at
stiff i. kötü at
stiff i. (kötü at anlamında) eşek
stiff i. amele
stiff i. avare
stiff i. derbeder kimse
stiff i. aldatılan kimse
stiff i. kerizlenen kimse
stiff i. kandırılan kimse
stiff i. dolandırılan kimse
stiff i. (dolandırma anlamında) çarpılmış kimse
stiff f. kazık atmak
stiff f. üstüne yatmak
stiff f. koyulaştırmak
stiff f. yoğunlaştırmak
stiff f. (fransız cilasında) yağını almak
stiff f. sertleştirmek
stiff f. dolandırmak
stiff f. parasına el koymak
stiff f. bahşiş vermemek
stiff f. kandırmak
stiff f. (oyunda yenerek, dalavere ile) para almak
stiff f. (oyunda yenerek, dalavere ile) ödeme yaptırmak
stiff f. (oyunda yenerek, dalavere ile) borç kitlemek
stiff f. azarlamak
stiff f. paylamak
stiff f. küçük düşürmek
stiff f. yerin dibine sokmak
stiff s. kaskatı
stiff s. gergin
stiff s. inanılmaz
stiff s. yüksek
stiff s. alkollü
stiff s. eğilmez
stiff s. zoraki
stiff s. dik
stiff s. soğuk (davranış)
stiff s. aşırı
stiff s. sıkı
stiff s. zorlu
stiff s. pek
stiff s. aşırı yüksek
stiff s. müşkül
stiff s. tutulmuş
stiff s. sağlam
stiff s. özlü
stiff s. yoğun
stiff s. resmi
stiff s. pahalı
stiff s. içkili
stiff s. zor
stiff s. koyu bir kıvamda olan
stiff s. sarp
stiff s. fahiş
stiff s. donyağı gibi
stiff s. kati
stiff s. sert (bir şey)
stiff s. inatçı
stiff s. koyu
stiff s. kuvvetli
stiff s. güç
stiff s. kabul edilemez
stiff s. soğuk
stiff s. gergin (kas)
stiff s. sarhoş
stiff s. ağır
stiff s. sert
stiff s. şiddetli
stiff s. bükülmez
stiff s. kubat
stiff s. absürt
stiff s. gururlu
stiff s. onurlu
stiff s. özgüvenli
stiff s. başı dik
stiff s. kendini beğenmiş
stiff s. kibirli
stiff s. (alkol, ilaç) fazla miktarda etken madde içeren
stiff s. (alkol, ilaç) etkili
stiff s. (alkol, ilaç) güçlü
stiff s. (alkol, ilaç) tesirli
stiff s. killi
stiff s. balçık kıvamlı
stiff s. kalabalık
stiff s. dolu
stiff s. istila edilmiş
stiff s. boş yeri kalmayan
stiff s. ağzına kadar dolu
stiff s. tam kapasite dolan
stiff s. her yeri kaplayan
stiff s. (politika, kural) esneklik tanınmayan
stiff s. (politika, kural) değişmez
stiff s. (penis) kalkmış
stiff s. (penis) sertleşmiş
stiff s. (penis) erekte
stiff s. ölü
stiff s. ölmüş
stiff s. merhum
stiff s. maktul
stiff zf. dimdik
stiff zf. sertçe
stiff zf. şiddetle
stiff zf. aşırı
stiff zf. uç noktada
stiff zf. ekstrem seviyelerde
stiff zf. ciddi bir şekilde
stiff zf. yoğun bir şekilde
stiff zf. aşırı derecede
Technical
stiff i. bükülmez
stiff s. katı
stiff s. sıkışık
Automotive
stiff s. sert
Marine
stiff s. rüzgara dayanır
stiff s. sağlam
Medical
stiff s. ölüm katılığı gelişen
stiff s. rigor mortis gelişen
stiff s. kasları sertleşmiş
Sport
stiff zf. (golfte) deliğe girmeye ramak kala
Card
stiff s. ( eldeki tek kıymetli kart) savunmasız
Slang
stiff i. para
stiff i. mangır
stiff i. sipali
stiff i. mektup
stiff i. kart
stiff i. resmi belge
stiff i. evrak
stiff i. doküman
stiff i. (katlanmış gazete) yankesicinin arkasında kendini sakladığı şey
stiff i. yankesicinin kendine paravan yaptığı şey
stiff i. cimri kimse
stiff i. pinti kimse
stiff i. cebinde akrep olan kimse
stiff i. eli sıkı kimse
stiff i. gözü dar kimse
stiff i. bahşiş bırakmayan kimse
stiff f. öldürmek
stiff f. gebertmek
stiff s. çakırkeyif
stiff s. kafası dumanlı
stiff s. sarhoş

"stiff" teriminin diğer terimlerle kazandığı İngilizce Türkçe Sözlükte anlamları : 227 sonuç

İngilizce Türkçe
General
stiff neck i. tutulmuş boyun
stiff price i. yüksek fiyat
stiff neck i. inatçılık
stiff breeze i. sert esen rüzgar
stiff drink i. büyük miktarda ve hiç sulandırılmamış içki
stiff dose of i. kuvvetli dozda bir ilaç
stiff neck i. boyun tutulması
stiff price i. ateş pahası
typical stiff teacher i. tipik katı öğretmen
bindle stiff i. serseri
bindle stiff i. boş gezenin boş kalfası
bindle stiff i. aylak
bindle stiff i. ipsiz sapsız tip
bindle stiff i. avare
stiff brush i. temizlik fırçası
stiff neck i. kibirli kimse
stiff neck i. kurumlu kimse
stiff neck i. gururlu kimse
stiff neck i. mağrur kimse
stiff neck i. kendini beğenmiş kimse
stiff neck i. burnu havada kimse
stiff neck i. tepeden bakan kimse
stiff neck i. dikbaşlı kimse
stiff upper lip i. kuyruğu dik tutma
stiff upper lip i. kararlılık
stiff upper lip i. sağlam duruş
stiff upper lip i. metanetlilik
stiff upper lip i. inatçılık
stiff upper lip i. dikbaşlılık
stiff-neckedness i. inatçılık
stiff-neckedness i. dediğim dedik olma
stiff-neckedness i. kibirlilik
stiff-neckedness i. kurumluluk
stiff-neckedness i. dikbaşlılık
stiff-neckedness i. dikkafalılık
be stiff f. tutulmak
become stiff f. tutulmak
get stiff f. inat etmek
become stiff f. sertleşmek
make stiff f. katılaştırmak
have a stiff neck f. boynu tutulmak
got stiff f. inatçı olmak
bore somebody stiff f. içini baymak
be stiff f. et kesmek (hamlamak vb)
be bored stiff f. can sıkıntısından patlamak
have a stiff back f. beli tutulmak
stiff necked s. inatçı
as stiff as s. kadar dik
as stiff as a ramrod s. aşırı ciddi
stiff-necked s. boynu tutulmuş
stiff-necked s. kibirli
stiff-necked s. dik kafalı
stiff-necked s. çok inatçı
stiff-necked s. inatçı
stiff-necked s. dik başlı
stiff-legged s. gergin bacaklı
stiff-backed s. dimdik
stiff-backed s. dik
stiff-backed s. ayakta duran
stiff-backed s. mağrur
stiff-backed s. kibirli
stiff-backed s. kendini beğenmiş
stiff-backed s. tepeden bakan
stiff-backed s. azametli
stiff-backed s. eğilip bükülmeyen
stiff-branched s. sert dallı
stiff-branched s. dalları sert olan
stiff-haired s. sert saçlı
stiff-haired s. sert kıllı
stiff-haired s. dolaşık saçlı
stiff-haired s. dolaşık kıllı
stiff-hearted s. inatçı
stiff-hearted s. dediğim dedik olan
stiff-hearted s. asi
stiff-hearted s. itaatsiz
stiff-hearted s. dikbaşlı
stiff-hearted s. dikkafalı
stiff-necked s. yapmacık
stiff-necked s. tumturaklı
stiff-necked s. gösterişli
stiff-necked s. tantanalı
stiff-tailed s. dik kuyruklu
stiff-tailed s. sert kuyruklu
stiff-tailed s. kuyruğu sert
stiff (stiffener) kısalt. takviye elemanı
stiff (stiffener) kısalt. sertleştirici
stiff (stiffener) kısalt. katılaştırıcı
Proverb
keep a stiff upper lip metin ol anlamına gelen atasözü
Colloquial
be scared stiff f. aklı çıkmak
bore someone stiff f. birisini çok sıkmak
be scared stiff f. dehşete kapılmak
be scared stiff f. dehşete düşmek
be bored stiff f. çok sıkılmak
be scared stiff f. korkudan ölmek
be scared stiff f. ödü kopmak
be scared stiff f. korkudan donmak
be scared stiff f. ödü patlamak
have a stiff upper lip f. sakinlikle karşılamak
be bored stiff f. sıkıntıdan patlamak
be scared stiff f. paniğe kapılmak
have a stiff upper lip f. zor bir dur karşısında gıkını bile çıkartmamak
scared stiff s. ödü bokuna karışmış
scared stiff s. ödü kopmuş/patlamış
scared stiff expr. çok korkmuş
stiff cheese expr. oh olsun
stiff cheese expr. müstahaktır
stiff cheese expr. iyi olmuş
Idioms
stiff-arm i. kolları dümdüz uzatarak birini kendinden uzaklaştırma
a stiff drink i. sert içki
a stiff drink i. sert sek içki
a stiff drink i. seyreltilmemiş sert içki
a stiff drink i. herhangi bir şeyle karıştırılmamış/seyreltilmemiş sert içki
a stiff upper lip i. metin olabilen kimse
a stiff upper lip i. soğukkanlı davranabilen kimse
a stiff upper lip i. metanetini/sakinliğini koruyabilen kimse
a stiff upper lip i. soğukkanlılık
a stiff upper lip i. sakinlik
a stiff upper lip i. metin olabilme
a stiff upper lip i. sabırlılık
a stiff upper lip i. metanet
be scared stiff to death f. korkudan ölmek
be scared stiff to death f. korkudan kaskatı kesilmek
be scared stiff to death f. korkudan altına etmek/yapmak/kaçırmak
be scared stiff to death f. ölümüne korkmak
be scared stiff to death f. deli gibi korkmak
be scared stiff to death f. korkudan çıldırmak
be scared stiff to death f. korkudan deliye dönmek
be scared stiff to death f. dehşete düşmek/kapılmak
bore someone stiff f. birisini çok sıkmak
scare someone stiff f. birisini çok korkutmak
scare someone stiff f. birinin ödünü patlatmak
keep a stiff upper lip f. cesaretini kaybetmemek
be bored stiff f. çok sıkılmak
scare someone stiff f. çok korkutmak
keep a stiff upper lip f. heyecanını belli etmemek
bore someone stiff f. içini baymak
keep a stiff upper lip f. metin olmak
scare someone stiff f. ödünü koparmak
scare someone stiff f. ödünü bokuna karıştırmak
stiff-arm f. kolları dümdüz uzatarak birini kendinden uzaklaştırmak
scare someone stiff f. ödünü patlatmak
keep a stiff upper lip f. soğukkanlı olmak
keep a stiff upper lip f. sükunetle karşılamak
keep a stiff upper lip f. zor bir durum karşısında çıt çıkartmamak
be (as) stiff as a board f. tahta gibi olmak
be (as) stiff as a board f. çok sert olmak
be (as) stiff as a board f. kazık gibi olmak
be (as) stiff as a board f. kaskatı olmak
be (as) stiff as a board f. kalıp gibi olmak
be (as) stiff as a board f. esnemez/eğilip bükülmez olmak
be as stiff as a ramrod f. baston yutmuş gibi olmak/durmak
be as stiff as a ramrod f. dimdik durmak
bore (one) stiff f. (birini) çok sıkmak
bore (one) stiff f. (birini) baymak
bore (one) stiff f. (birinin) içini baymak
bore stiff f. çok sıkmak
bore stiff f. içini baymak
bore stiff f. baymak
(as) stiff as a board s. sabit
(as) stiff as a board s. dimdik
(as) stiff as a board s. yere/yerine çakılmış gibi
(as) stiff as a board s. çakılıp kalmış gibi
bored stiff s. sıkıntıdan patlamış
bored stiff s. sıkıntıdan ölmüş
as stiff as a poker expr. baston yutmuş gibi
as stiff as a ramrod expr. baston yutmuş gibi
bored stiff expr. çok sıkılmış
as stiff as a poker expr. oklava yutmuş gibi
stiff cheddar! expr. layığını bulmuş!
as stiff as a board expr. kazık gibi sert
stiff cheddar! expr. oh olsun!
stiff cheddar! expr. müstahaktır!
Trade/Economic
stiff competition environment i. aşırı rekabet ortamı
stiff competition i. aşırı rekabet
stiff competition i. katı rekabet
stiff competition i. kıran kırana rekabet
stiff competition i. yoğun rekabet
Technical
stiff-legged derrick i. ayaklı vinç
medium-stiff clay i. orta katı kil
stiff spring i. sert yay
stiff spring diagram i. sert yay diyagramı
stiff soil i. sert zemin
stiff clay i. sert kil
stiff soil i. sıkı zemin
Textile
stiff collar i. sert yaka
Medical
stiff knee i. diz sertliği
stiff person syndrome i. katı insan sendromu
stiff-man syndrome i. katı insan sendromu
stiff person syndrome i. katı kişi sendromu
stiff-man syndrome i. katı kişi sendromu
stiff back i. sırt tutulması
stiff mansyndrome i. rijid adam sendromu
stiff elbow i. sert dirsek
stiff back i. sırt tutulması
have a stiff back f. sırtı tutulmak
stiff-necked s. boynu tutuk
Botanic
stiff stem i. dik gövde
stiff aster (aster linarifolius) i. abd'nin doğusunda yetişen büyük mor çiçekli çok yıllık bir bitki
stiff gentian i. kuzey amerika'ya özgü mavi çiçekli bir centiyan
Meteorology
stiff breeze i. sert meltem
Slang
a working stiff i. emekçi sınıfından olan kimse
bindle stiff i. yanında bohçasıyla dolaşan göçebe kimse
scare stiff f. ödünü patlatmak
scare stiff f. ödünü koparmak
scare stiff f. çok korkutmak
scare stiff f. ödünü bokuna karıştırmak
stiff as a board s. kazık gibi sert
stiff as a board s. kazık gibi
stiff as a board s. çok sert
stiff as a board s. semsert
stiff as a board s. esnemez/eğilip bükülmez
stiff as a board s. kaskatı
stiff as a board s. kalıp gibi
stiff as a board s. tahta gibi
stiff as a board s. dimdik
stiff as a board s. baston yutmuş gibi
stiff as a poker s. kazık gibi sert
stiff as a poker s. kazık gibi
stiff as a poker s. esnemez/eğilip bükülmez
stiff as a poker s. kaskatı
stiff as a poker s. dimdik
stiff as a poker s. baston yutmuş gibi
stiff [australia] s. talihsiz
stiff [australia] s. bahtsız
stiff [australia] s. şanssız
stiff [australia] s. kadersiz
British Slang
be bored stiff f. sıkıntıdan patlamak