Geçmiş

müşkül

"müşkül" teriminin İngilizce Türkçe Sözlükte anlamları : 13 sonuç

	Kategori	Türkçe	İngilizce
General
1	Genel	müşkül	inconvenient s.
2	Genel	müşkül	hard arduous s.
3	Genel	müşkül	arduous s.
4	Genel	müşkül	formidable s.
5	Genel	müşkül	stringent s.
6	Genel	müşkül	stiff s.
7	Genel	müşkül	difficult s.
8	Genel	müşkül	intricate s.
9	Genel	müşkül	hard s.
10	Genel	müşkül	parlous s.
11	Genel	müşkül	involute s.
12	Genel	müşkül	uncomfortable s.
13	Genel	müşkül	unconvenient s.

"müşkül" teriminin diğer terimlerle kazandığı İngilizce Türkçe Sözlükte anlamları : 55 sonuç

	Kategori	Türkçe	İngilizce
General
1	Genel	müşkül zamanlar	hard times i.
2	Genel	müşkül durum	nodus i.
3	Genel	müşkül durum	plight i.
4	Genel	müşkül durum	quagmire i.
5	Genel	birdenbire olan müşkül durum	why-not [obsolete] i.
6	Genel	müşkül durum	rigor i.
7	Genel	müşkül durum	rigour i.
8	Genel	müşkül olmak	be in a difficult situation f.
9	Genel	müşkül etmek	put into a difficult situation f.
10	Genel	müşkül olmak	get into a difficult situation f.
11	Genel	müşkül duruma düşmek	be down on one's uppers f.
12	Genel	müşkül duruma sokmak	queer f.
13	Genel	müşkül durumda olmak	hard put f.
14	Genel	müşkül durumda	at a low ebb s.
15	Genel	müşkül durumda olan	hard-put s.
16	Genel	müşkül durumda	hard-set s.
17	Genel	müşkül vaziyette	in a sad case zf.
18	Genel	müşkül vaziyette	under difficult conditions zf.
Phrases
19	İfadeler	çok müşkül bir durumda	between the hammer and the anvil expr.
Colloquial
20	Konuşma Dili	müşkül durum	jam i.
Idioms
21	Deyim	darboğaz yaşanan/bunalımlı/müşkül durum	a rough passage i.
22	Deyim	müşkül durum	a rough trot [nz] i.
23	Deyim	müşkül olmak	be in deep water f.
24	Deyim	zor/müşkül duruma düşmek/girmek	be caught flat-footed f.
25	Deyim	zor/müşkül duruma düşürmek/sokmak	catch flat-footed f.
26	Deyim	müşkül duruma girmek	become unstuck [uk/australia] f.
27	Deyim	birisini müşkül durumda bırakmak	leave somebody to twist in the wind f.
28	Deyim	müşkül duruma sokmak	place someone in an awkward position f.
29	Deyim	müşkül duruma düşürmek	place someone in an awkward position f.
30	Deyim	müşkül durumda bırakmak	place someone in an awkward position f.
31	Deyim	müşkül duruma düşürmek	put someone in an awkward position f.
32	Deyim	müşkül duruma sokmak	put someone in an awkward position f.
33	Deyim	müşkül durumda bırakmak	put someone in an awkward position f.
34	Deyim	müşkül durumda olmak	be in a sticky situation f.
35	Deyim	müşkül durumda bırakmak	leave to twist in the wind f.
36	Deyim	müşkül durumda bırakmak	leave twisting in the wind f.
37	Deyim	(birini) müşkül duruma düşürmek	place (one) in an awkward position f.
38	Deyim	(birini) müşkül durumda bırakmak	place (one) in an awkward position f.
39	Deyim	(birini) müşkül duruma sokmak	place (one) in an awkward position f.
40	Deyim	(birini) müşkül duruma sokmak	put (one) in an awkward position f.
41	Deyim	(birini) müşkül durumda bırakmak	put (one) in an awkward position f.
42	Deyim	(birini) müşkül duruma düşürmek	put (one) in an awkward position f.
43	Deyim	müşkül duruma sokmak	put in an awkward position f.
44	Deyim	müşkül duruma düşürmek	put in an awkward position f.
45	Deyim	müşkül durumda bırakmak	put in an awkward position f.
46	Deyim	müşkül durumda kalmak	be left to twist in the wind f.
47	Deyim	müşkül durumda	down on (one's) uppers s.
48	Deyim	müşkül bir durumda	in a sticky situation zf.
49	Deyim	müşkül vaziyette	on thin ice expr.
50	Deyim	müşkül durumda	down on his uppers expr.
51	Deyim	müşkül durumda	on (one's) uppers expr.
52	Deyim	müşkül/muhtaç durumda	on uppers expr.
53	Deyim	müşkül/muhtaç durumda	on your uppers expr.
54	Deyim	müşkül/muhtaç durumda	down on your uppers [old-fashioned] [uk] expr.
Law
55	Hukuk	müşkül zamanlar	hard times i.