sıkı - Türkçe İngilizce Sözlük
Geçmiş

sıkı



"sıkı" teriminin İngilizce Türkçe Sözlükte anlamları : 70 sonuç

Türkçe İngilizce
Common Usage
sıkı strict s.
sıkı stringent s.
sıkı firm s.
sıkı tight s.
General
sıkı strait s.
sıkı close s.
sıkı rigorous s.
sıkı fast s.
sıkı severe s.
sıkı compact s.
sıkı serried s.
sıkı tightfisted s.
sıkı four s.
sıkı stiff s.
sıkı intimate s.
sıkı iron s.
sıkı near s.
sıkı stingy s.
sıkı clinging s.
sıkı foursquare s.
sıkı dense s.
sıkı fine s.
sıkı solid s.
sıkı tighter s.
sıkı narrow s.
sıkı minute s.
sıkı thick s.
sıkı gross s.
sıkı hard s.
sıkı tight s.
sıkı strong s.
sıkı unpermissive s.
sıkı nonindulgent s.
sıkı close-bodied s.
sıkı close-fitting s.
sıkı concerted s.
sıkı taut s.
sıkı tense s.
sıkı air tight s.
sıkı rabious s.
sıkı champ [dialect] s.
sıkı thorough s.
sıkı tight s.
sıkı trig s.
sıkı austere s.
sıkı unhesitating s.
sıkı molded s.
sıkı rigid s.
sıkı rigorist s.
sıkı caked s.
sıkı inclavated s.
sıkı district [obsolete] s.
sıkı context [obsolete] s.
sıkı intrinse [obsolete] s.
sıkı keen s.
Colloquial
sıkı buffed s.
sıkı hard and fast s.
Idioms
sıkı tight as the bark on a tree s.
sıkı blood-and-guts expr.
Technical
sıkı taut s.
sıkı tight s.
sıkı stringent s.
sıkı close-fit s.
sıkı tense s.
sıkı firm s.
Automotive
sıkı firm s.
sıkı tight s.
Slang
sıkı (the) hard core [uk] i.
sıkı bangin' s.
sıkı banging s.

"sıkı" teriminin diğer terimlerle kazandığı İngilizce Türkçe Sözlükte anlamları : 500 sonuç

Türkçe İngilizce
Common Usage
sıkı sıkı tutmak grasp f.
(fikir) sıkı sıkıya bağlı olmak hug f.
sıkı ilişki kurmak affiliate f.
sıkı fıkı intimate s.
eli sıkı stingy s.
sıkı sıkı sarılmış tenacious s.
sıkı sıkı tightly zf.
General
sıkı kontrol strict control i.
sıkı sargı tourniquet i.
sıkı disiplin discipline i.
sıkı tutma purchase i.
sıkı giysi corselet i.
sıkı düzen discipline i.
sıkı tutma cinch i.
sıkı sıkı sarma enlacement i.
sıkı tutma clinch i.
sıkı yönetim taraftarı authoritarian i.
fazla sıkı olmama permissiveness i.
sıkı pazarlık yapan kimse higgler i.
sıkı tutma holding tight i.
sıkı disiplin iron discipline i.
cambazların üzerinde yürüdüğü sıkı gerilmiş ip tightrope i.
sıkı çalışma hard work i.
sıkı sıkı sarılma tenacity i.
ağzı sıkı olma seal i.
sıkı rejim crash diet i.
sıkı tutma grip i.
sıkı uyarı enjoinder i.
sıkı sıkı sarma enlacing i.
sıkı güvenlik tighter security i.
sıkı yönetim authoritarianism i.
sıkı arama sweep i.
sıkı savunma stonewall i.
kendi görüşlerine sıkı sıkıya bağlı olan hardliner i.
sıkı dostluk intimacy i.
sıkı emir enjoinder i.
sıkı önlem crackdown i.
sıkı önlemler tight measures i.
sıkı önlemler strict measures i.
sıkı önlemler stringent measures i.
sıkı düğüm tightknit i.
sıkı yumruk tightfist i.
sıkı çalışma hardwork i.
kendi fikirlerine sıkı sıkıya bağlı olan kimse opinionist i.
sıkı diyet strict diet i.
sıkı inceleme close inspection i.
sıkı inceleme close surveillance i.
sıkı inceleme strict supervision i.
sıkı ilişki close relation i.
sıkı ilişki cordial relation i.
sıkı ilişki close relationship i.
sıkı kısıtlama severe restriction i.
sıkı tutma clasp i.
sıkı dostlar fast friends i.
sıkı kavga hard-fought battle i.
sıkı çalışma doing i.
sıkı savunma stonewalling i.
sıkı ek tight joint i.
sıkı alıştırma tight fit i.
sıkı kalçalar tight hips i.
sıkı kalça tight hips i.
sıkı kontrol tight control i.
sıkı sarılma bear hug i.
sıkı bir eleştiri a serious criticism i.
sıkı bir eleştiri a bitter criticism i.
sıkı bir eleştiri a strong criticism i.
sıkı bir eleştiri a strident criticism i.
sıkı bir eleştiri a sharp criticism i.
sıkı bir eleştiri a severe criticism i.
sıkı bir eleştiri a fierce criticism i.
sıkı bir eleştiri a harsh criticism i.
sıkı bir eleştiri a trenchant criticism i.
sıkı dost close friend i.
sıkı arkadaş close friend i.
sıkı arkadaşlar close friends i.
sıkı/katı kanun strict law i.
(futbolda) sıkı savunma yapma parking the bus i.
sıkı vardiya tight shift i.
sıkı sıkıya bağlı kalınan/olunan ilkeler cherished principles i.
sıkı takip/kovalamaca intense hunt i.
sıkı sansür strict censorship i.
sıkı fıkı dost buddy-buddy i.
eli sıkı kimse curmudgeon i.
eli sıkı kimse niggard i.
eli sıkı kimse cheapskate i.
eli sıkı kimse skinflint i.
eli sıkı kimse piker i.
eli sıkı kimse scrooge i.
eli sıkı kimse tightwad i.
eli sıkı kimse miser i.
eli sıkı kimse penny pincher i.
sıkı fıkılık conversance i.
sıkı vejeteryanlık veganism i.
ayağını sıkı basma sure-footedness i.
sıkı aile birimi tight family unit i.
sıkı işbirliği close cooperation i.
sıkı pazarlık hard bargain i.
sıkı sıkıya bağlı olma orthodoxy i.
sıkı el sıkışma firm handshake i.
sıkı tokalaşma firm handshake i.
sıkı sarılma tight hug i.
sıkı sarılış tight hug i.
sıkı cilt firm skin i.
sıkı uğraşı campaign i.
sıkı denetleyen kimse ramrod i.
sıkı kontrol yapan kimse ramrod i.
sıkı pazarlık eden kimse chafferer i.
sıkı denetim uygulama regimentation i.
eli sıkı cheeseparer i.
sıkı soruşturma narrow scrutiny i.
eli sıkı olma niggardise [obsolete] i.
eli sıkı olma niggardliness i.
eli sıkı olma niggardness i.
eli sıkı olma niggardship i.
eli sıkı olma niggardy i.
dini metinlere sıkı sıkıya bağlı kimse textman i.
cambazların üzerinde yürüdüğü sıkı gerilmiş kablo tightwire i.
sıkı çalışma turmoil [obsolete] i.
belirli bir tipe sıkı sıkıya uyum sağlama typiness i.
sıkı bağlanma anchor-hold i.
sıkı olmama unfirmness i.
sıkı olma unpermissiveness i.
takdire şayan yetenek ve sıkı çalışma ile başarılı olan kimse winner i.
sıkı kimse hard case [new zealand] i.
sıkı vücutlu kimse hardbody i.
başın üstünü, arkasını ve yanlarını örtüp çene altından bağlanan sıkı başlık helmet i.
sıkı kavrama holdfast i.
sıkı pazarlık horse trade i.
sıkı pazarlıkçı horse trader i.
sıkı pazarlık horse-trade i.
sıkı pazarlıkçı horse-trader i.
sıkı tutan şey glue i.
amaca sıkı sıkıya bağlılık obstinacy i.
standartlara sıkı sıkıya bağlı kalma rigor i.
bir yönteme sıkı sıkıya bağlı kalma rigor i.
ilkelere sıkı sıkıya bağlı kimse rigorist i.
kuralları sıkı sıkıya uygulayan kimse rigorist i.
standartlara sıkı sıkıya bağlı kalma rigour i.
bir yönteme sıkı sıkıya bağlı kalma rigour i.
kuru sıkı tabanca prop gun i.
kuru sıkı silah prop gun i.
zamanı geçmiş bir ilkeye sıkı sıkıya bağlı grup guard i.
düzenlemelere sıkı sıkıya bağlı kalanların bakış açısı officialdom i.
düzenlemelere sıkı sıkıya bağlı kalanların davranışları officialdom i.
kendi fikirlerine sıkı sıkıya bağlı olan kimse opinionatist i.
yerleşik prosedürlere sıkı sıkıya uyan kimse ritualist i.
kurumsal normlara sıkı sıkıya uyan kimse ritualist i.
sıkı karışım immixture i.
amaca sıkı sıkıya bağlı kalma özelliği commitedness i.
teknolojiyi sıkı takip eden kimse dweeb i.
sıkı yumruk doust i.
sıkı darbe doust i.
sıkı disiplin sağlayan yönetici drillmaster i.
sıkı ve yoğun talkımlı çiçeklenme fascicle i.
başı örtmek için takılan sıkı takke coif i.
eli sıkı kimse puckfist [obsolete] i.
kurallara sıkı sıkıya bağlı kimse scholastic i.
bir okulun sıkı takipçisi schoolman i.
eli sıkı kimse scrapegood i.
eli sıkı kimse scrapepenny i.
eli sıkı tip scraper i.
eli sıkı kimse scrimper i.
sıkı takipçi sectary i.
sıkı pazarlıkçı kimse shaver i.
sıkı binici pricasour i.
sıkı pazarlıkçı skinner i.
sıkı önlem strict measure i.
takkeye benzeyen yuvarlak, sıkı oturan şapka beany i.
sıkı pozisyon standfast i.
eli sıkı kimse stinkard i.
sıkı tutmak get a grip f.
sıkı fıkı olmak be on intimate terms f.
ağzını sıkı tutmak guard one's tongue f.
sıkı durmak hold firm f.
sıkı bir pazarlık yaparak fiyatı çok indirmek drive a hard bargain f.
sıkı fıkı olmak be on intimate terms with f.
sıkı savunma yapmak stonewall f.
sıkı durmak sit tight f.
sıkı bir pazarlık sonucu birçok şey elde etmek drive a hard bargain f.
sıkı çalışmak buckle down f.
sıkı tutmak clinch f.
sıkı giyinmek bundle up f.
sıkı tutmak grasp f.
koyun gibi sıkı bir halde toplanmak huddle f.
sıkı sıkıya bağlamak knit f.
sıkı durmak hold fast f.
sıkı çalışmak knuckle down f.
sıkı tutmak hang on f.
sıkı tutmak hold tight f.
sıkı ve sağlam bir biçimde birbirine bağlamak knit f.
sıkı bir gözetim altında tutmak keep a close watch on f.
sıkı pazarlık etmek haggle f.
sıkı tutmak grip f.
sıkı durmak hold firmly f.
sıkı tutmak wire away f.
çok sıkı çalışmak work one's tail off f.
sıkı sıkı bağlamak nail f.
sıkı bir şekilde aramak scour f.
sıkı tutmak control firmly f.
birini sıkı bir sorguya çekmek give someone the third degree f.
sıkı bir düzene sokmak (toplum/kurum vb'ni) regiment f.
sıkı çalışmak work hard f.
sıkı pazarlık yapmak higgle f.
sıkı ve sağlam bir şekilde bağlanmak knit f.
sıkı çalışarak yorulmak toil f.
sıkı tutmak keep hold of f.
sıkı tutunmak hang on to f.
sıkı kurallar koymak prescribe f.
biriyle sıkı fıkı dost olmak be closely connected with f.
sıkı çalışmak work intensively f.
sıkı çalışmak study intensively f.
kendi fikirlerine sıkı sıkıya bağlı olmak be unduly attached to one's own opinions f.
sıkı pazarlık yapmak drive a hard bargain f.
sıkı bir pazarlığa girişmek drive a hard bargain f.
sıkı kapatmak close tightly f.
sıkı kapatmak close firmly f.
sıkı önlem almak take harsh measures f.
sıkı önlem almak take strict measures f.
sıkı önlem almak take drastic measures f.
sıkı önlem almak take repressive measures f.
sıkı sıkıya bağlı olmak be tight-knit f.
sıkı disiplin altında tutmak regiment f.
sıkı denetim altında tutmak keep someone under one's thumb f.
sıkı sıkıya bağlı kalmak adhere strictly f.
sıkı sıkıya bağlı kalmak hew f.
sıkı önlemler almak take stringent precautions f.
sıkı takipçisi olmak be a strict follower of something f.
sıkı dokunmak be woven tightly f.
sıkı el sıkışmak/ tokalaşmak shake hands firmly f.
sıkı giyinmek dress warmly f.
sıkı ilişkileri sürdürmek retain close ties f.
sıkı bir şekilde çalışmak work hardly f.
sıkı kontrol uygulamak ramrod f.
sıkı denetim yapmak ramrod f.
ip ucunu sıkı bir bobin içine sıkıştırmak cheese f.
eli sıkı olmak niggardize f.
eli sıkı olmak niggardise f.
sıkı bağlamak thrap [dialect] f.
sıkı çalıştırarak yormak betoil f.
aralarında sıkı bağlantılar olmayan belirli sayıdaki konu üzerine aynı üslupta konuşmak veya yazmak meander f.
sıkı pazarlık yapmak horse-trade f.
sıkı çalışmak muck f.
(birini) sıkı sıkı giydirmek bundle f.
sıkı bir şekilde gözlenmek giusto f.
sıkı sıkı korumak desk f.
çok sıkı sarmak overgird f.
aşırı sıkı giydirmek overgird f.
çok sıkı bükmek overwind f.
çok sıkı sarılmak overwind f.
çok sıkı sarmak overwind f.
sıkı bir kütle haline getirmek impact f.
sıkı pozisyondan geniş veya yayılmış pozisyona getirmek fold f.
sıkı sıkı birleştirmek fold f.
daha sıkı çalışmak outwork f.
sıkı pazarlık yapmak prig [scotland] f.
çok sıkı bağlamak screw f.
çok sıkı olmak fret f.
sıkı sıkı tutmak smittle [dialect] [uk] f.
sıkı çalışmak strap [uk] f.
sıkı yerleştirilmiş thickly settled s.
sıkı sıkı sarılmış enlaced s.
ağzı sıkı tightlipped s.
çok sıkı rigorous s.
ağzı sıkı secretive s.
ağzı sıkı incommunicative s.
eli sıkı closefisted s.
ağzı sıkı cagey s.
fazla ağzı sıkı close s.
eli sıkı niggard s.
eli sıkı near s.
sıkı olmayan loose s.
sıkı fıkı chummy s.
en sıkı tightest s.
sıkı ağızlı secretive s.
ağzı sıkı inexpressive s.
ağzı sıkı reticent s.
sıkı fıkı close s.
ağzı sıkı discreet s.
çok sıkı hard and fast s.
sıkı kurallar koyan prescriptive s.
eli sıkı mean s.
eli sıkı spare s.
eli sıkı tight s.
ağzı sıkı closemouthed s.
eli sıkı niggardly s.
eli sıkı skinny s.
yeterince sıkı hard enough s.
eli sıkı parsimonious s.
daha sıkı tighter s.
ağzı sıkı uncommunicative s.
sıkı fıkı on intimate terms s.
eli sıkı tightfisted s.
dar ve sıkı (giysi) tight s.
ağzı sıkı reserved s.
eli sıkı shabby s.
sıkı ağızlı close s.
eli sıkı pinchpenny s.
çok sıkı very tight s.
eli sıkı close-fisted s.
ağzı sıkı close-mouthed s.
sıkı örülmüş hard-spun s.
sıkı dövüşmüş hard-fought s.
sıkı ağızlı close-mouthed s.
eli sıkı hard-fisted s.
ağzı sıkı close-lipped s.
ağzı sıkı olmayan not be tight-lipped s.
ağzı sıkı tight-lipped s.
eli sıkı tight-fisted s.
sıkı sıkı tight s.
sıkı sıkıya bağlı tightly coupled s.
çok sıkı tightly packed s.
kurallara sıkı sıkıya bağlı pedant s.
eli sıkı cheese-paring s.
kiliseye sıkı sıkıya bağlı churchy s.
sıkı dokunmuş woven tightly s.
eli sıkı frugal s.
sıkı sıkıya ilişkili closely associated with s.
ağzı sıkı/ketum reliable s.
ağzı sıkı close lipped s.
sıkı savunulan well-defended s.
sıkı savunulmuş well-defended s.
sıkı olmayan untight s.
ağzı sıkı unforthcoming s.
sıkı karın kaslarını gösteren abbed s.
sıkı sıkıya bağlanmış (kemer/kapak) tightly fastened s.
ağzı sıkı cagy s.
sıkı fıkı affinitive s.
sıkı bir şekilde birleştirme ve pekiştirme özelliğine sahip cementatory s.
sıkı biçimde birleşen veya pekişen cementatory s.
sıkı kontrollü regimented s.
sıkı düzenli regimented s.
sıkı disiplinli, sistematik gruplanmış regimented s.
eli sıkı cheap s.
eli sıkı narrow s.
eli sıkı niggardish s.
eli sıkı niggardous s.
sıkı kavrayan tenacious s.
sıkı yerleştirilmiş thick-sown s.
sıkı fıkı thick s.
oldukça sıkı tightish s.
çok sıkı tightish s.
oldukça sıkı bir şekilde tightishly s.
çok sıkı bir şekilde tightishly s.
ağzı sıkı tight-mouthed s.
sıkı biçimde organize edilmiş top-down s.
sıkı sıkıya bağlanmış trussed s.
sıkı itaat gerektiren tyrannic s.
sıkı itaat gerektiren tyrannical s.
birbirine sıkı sıkıya bağlı umbilical s.
sıkı olmayan lackadaisical s.
sıkı bağlanmamış unsecured s.
sıkı olmayan unexacting s.
sıkı olmayan unfirm s.
kabuğunun çok sıkı veya yapışık olması nedeniyle gelişmeyen barkbound s.
sıkı bir düzene sokulmamış unstructured s.
sıkı olmayan lax s.
sıkı olmayan lax s.
eli sıkı mean s.
çok sıkı binding s.
sıkı fıkı matey s.
hava geçirmeyecek kadar sıkı windtight s.
neredeyse hiç hava geçirmeyecek kadar sıkı windtight s.
sıkı bir dokuya sahip woofy s.
sıkı örülmüş hardspun s.
altıgensel sıkı istifli hcp (hexagonal close-packed) s.
eli sıkı miserable [scotland/australia/new zealand] s.
sıkı disiplinli monastic s.
sıkı kontrollü monastic s.
sıkı düzenli monastic s.
çok sıkı rhadamanthine s.
sosyal veya hukuki bağları sıkı olmayan loosely knit s.
sıkı giyinmiş bundled-up s.
eli sıkı gare [scotland] s.
yasa, kural ve geleneklere sıkı sıkıya bağlı kalan (kimse) observant s.
eli sıkı chinche s.
eli sıkı chinchy s.
eli sıkı chintzy s.
sıkı sıkı sarılmış grasping s.
sıkı fıkı great [dialect] s.
eli sıkı grudging s.
gerçeklere sıkı sıkıya bağlı on the nose s.
fikirlerine sıkı sıkıya bağlı olan opinionated [obsolete] s.
fikirlerine sıkı sıkıya bağlı olan opinioned s.
mantık biçim veya kurallarına sıkı sıkıya bağlı overlogical s.
çok sıkı overrigid s.
çok sıkı overstrict s.
fazla sıkı overtight s.
sıkı olup fazlalığı bulunmayan compact s.
topluma sıkı sıkıya uyan lockstep s.
teknolojiyi sıkı takip eden dweebish s.
sıkı fıkı good s.
sıkı bir incil vurgusu içeren gospel s.
manastır gibi sıkı disiplinli cloisteral s.
manastır gibi sıkı disiplinli cloistral s.
sıkı paketlenmiş close-packed s.
sıkı paketlenmiş dry s.
sıkı birleştirildiği halde su geçirmez olmayan (fıçı) dry s.
eli sıkı (kimse) dry [obsolete] s.
ağzı sıkı incommunicable s.
sıkı demetlerden oluşan fascicular s.
sıkı bağlanmış fast s.
sıkı fıkı fast s.
eli sıkı fast-handed s.
sağlam ve sıkı yerleştirilmiş intrenched s.
eli sıkı penny-wise s.
sıkı olmayan sandish s.
eli sıkı save-all s.
ayaklarını sıkı ve dengeli basan flatfooted s.
sıkı bir bağlılığı bulunmayan fluid s.
sıkı kurallar koyma eğilimi olan prescriptivist s.
eli sıkı scarce [obsolete] s.
eli sıkı scotch s.
eli sıkı scraping s.
eli sıkı screwy s.
sıkı pazarlıkçı screwy s.
eli sıkı scrimpit [scotland] s.
eli sıkı scrimy s.
ağzı sıkı secret s.
ağzı sıkı self-restrained s.
ağzı sıkı shut-in s.
eli sıkı skrimp [scotland] s.
eli sıkı snippy [dialect] s.
ağzı sıkı snug [dialect] s.
aşırı sıkı superfirm s.
çok sıkı superfirm s.
aşırı sıkı supertight s.
çok sıkı supertight s.
sıkı hayranlardan oluşan (grup) cult s.
sıkı sıkıya kenetlenmiş close-knit s.
dolgun ve sıkı pert s.
ağzı sıkı bir şekilde reservedly zf.
sıkı sıkı closely zf.
sıkı bağlılıkla cheek by jowl zf.
sıkı fıkı cheek by jowl zf.
ağzı sıkı bir şekilde inexpressively zf.
sıkı sıkı firmly zf.
ağzı sıkı bir biçimde uncommunicatively zf.
ağzı sıkı bir şekilde secretively zf.
sıkı sıkıya rigidly zf.
ağzı sıkı bir şekilde reticently zf.
eli sıkı bir şekilde parsimoniously zf.
sıkı olarak tightly zf.
sıkı sıkı up zf.
sert/sıkı bir şekilde smartly zf.
sıkı sıkıya strictly zf.
sıkı bir şekilde strictly zf.
sıkı bir şekilde firmly zf.
sıkı bir şekilde rigidly zf.
sıkı sıkıya overstraitly [obsolete] zf.
sıkı demetler halinde fascicularly zf.
sıkı bir şekilde firm zf.
sıkı kurallar koyarak prescriptively zf.
eli sıkı bir şekilde scrimpingly zf.
eli sıkı bir şekilde starvedly zf.
sıkı durun tight zf.
Phrasals
sıkı çalışmak buckle down f.
sıkı sıkıya bağlı olmak anchor in f.
sıkı önlem almak crack down f.
daha sıkı hale gelmek draw up f.
(bir iş üzerinde) çok sıkı çalışmak bang (away) at f.
sıkı incelemeye almak stake out f.
sıkı bir şekilde denetlemek stand over f.
amacına ulaşmak için sıkı çalışmak lay about f.
çok sıkı çalışmak bang at f.
çok sıkı çalışmak bang away f.
(bir şey) üzerinde durmaksızın/çok sıkı çalışmak bang away at (something) f.
birini (bir şeyle) sıkı sıkı giydirmek/sarmak bundle someone up (in something) f.
birinin üstünü (bir şeyle) sıkı sıkı örtmek bundle someone up (in something) f.
sıkı sıkı sarmak bundle up f.
(birini/bir şeyi) sıkı kontrol altına almak clamp down on (someone or something) f.
(birine/bir şeye) sıkı sıkıya bağlı kalmak cling on (to someone or something) f.
(birine/bir şeye) sıkı sıkıya bağlı kalmak cling to (someone or something) f.
sıkı fıkı olmaya çalışmak cozy up f.
(biriyle/bir şeyle) sıkı fıkı olmaya çalışmak cozy up (to someone or something) f.
sıkı tutunmak grab on f.
sıkı tutmak grab on f.
(birine/bir şeye) sıkı tutunmak grab on to (someone or something) f.
(birini/bir şeyi) sıkı tutmak grab on to (someone or something) f.
(birine/bir şeye) sıkı tutunmak hang on to (someone or something) f.
(bir şeyi) sıkı sıkı tutmak hold onto (something) f.
üzerinde çok/sıkı çalışmak labor at f.
'-e çok/sıkı çalışmak labor at f.
(biri/bir şey) için özenle/sıkı bir şekilde çalışmak labor for (someone or something) f.
birini/bir şeyi sıkı incelemeye almak stake someone/something out f.
(bir şeye) sıkı çalışmak swot up (on something) f.
Phrases
sakin ol ve sıkı çalış keep calm and study hard expr.
sıkı çalış sıkı eğlen work hard play hard expr.
sıkı çalışma karşılığını verir hard work pays off expr.
Proverb
biraz fazla/yoğun/sıkı çalışmak kimseyi öldürmez little work never killed anyone
biraz fazla/yoğun/sıkı çalışmak kimseyi öldürmez little hard work never hurt anyone
biraz fazla/yoğun/sıkı çalışmak kimseyi öldürmez little hard work never killed anyone
biraz fazla/yoğun/sıkı çalışmak kimseyi öldürmez little work never hurt anyone
biraz fazla/yoğun/sıkı çalışmak kimseyi öldürmez little (hard) work never hurt anyone
biraz fazla/yoğun/sıkı çalışmak kimseyi öldürmez a little (hard) work never hurt anybody
biraz fazla/yoğun/sıkı çalışmaktan kimseye zarar gelmez a little (hard) work never hurt anybody
biraz fazla/yoğun/sıkı çalışmak kimseyi öldürmez a little (hard) work never hurt anyone
biraz fazla/yoğun/sıkı çalışmaktan kimseye zarar gelmez a little (hard) work never hurt anyone
biraz fazla/yoğun/sıkı çalışmak kimseyi öldürmez a little (hard) work never killed anybody
biraz fazla/yoğun/sıkı çalışmaktan kimseye zarar gelmez a little (hard) work never killed anybody
biraz fazla/yoğun/sıkı çalışmak kimseyi öldürmez a little (hard) work never killed anyone