Türkçe - İngilizce
Türkçe - İngilizce
Almanca - İngilizce
Fransızca - İngilizce
İspanyolca - İngilizce
İngilizce Eşanlam
Eşanlam
Hakkımızda
Araçlar
Kaynaklar
İletişim
Oturum Aç / Üye Ol
Işıkları Söndür
English
English
Türkçe
Français
Español
Deutsch
Eşanlam
Araçlar
Hakkımızda
Kaynaklar
İletişim
Oturum Aç / Üye Ol
EN-TR
Türkçe - İngilizce
Almanca - İngilizce
İspanyolca - İngilizce
Fransızca - İngilizce
İngilizce Eşanlam
Türkçe - İngilizce
Fransızca - İngilizce
İspanyolca - İngilizce
Almanca - İngilizce
Geçmiş
spare
Play ENTRENus
Play ENTRENuk
Play ENTRENau
"spare"
teriminin Türkçe İngilizce Sözlükte anlamları : 52 sonuç
Kategori
İngilizce
Türkçe
Common Usage
1
Yaygın Kullanım
spare
f.
kıymamak
2
Yaygın Kullanım
spare
s.
boş (zaman)
3
Yaygın Kullanım
spare
s.
yedek
General
4
Genel
spare
i.
arık
5
Genel
spare
i.
azlık
6
Genel
spare
i.
ihtiyat
7
Genel
spare
i.
yedek parça
8
Genel
spare
i.
yedek
9
Genel
spare
f.
korumak
10
Genel
spare
f.
kıyamamak
11
Genel
spare
f.
öldürmemek
12
Genel
spare
f.
idareli kullanmak
13
Genel
spare
f.
esirgemek
14
Genel
spare
f.
kaçmak
15
Genel
spare
f.
tutumlu olmak
16
Genel
spare
f.
canını bağışlamak
17
Genel
spare
f.
söylememek (tatsız bir şeyi)
18
Genel
spare
f.
artırıp verebilmek
19
Genel
spare
f.
bağışlamak
20
Genel
spare
f.
harcamamak
21
Genel
spare
f.
vermek
22
Genel
spare
f.
kurtarmak (sıkıcı bir şeyden)
23
Genel
spare
f.
kaçınmak
24
Genel
spare
f.
ayırmak (birisi için)
25
Genel
spare
f.
vermek (zamanını, para vb'ni)
26
Genel
spare
f.
kurtarmak
27
Genel
spare
f.
ayırmak
28
Genel
spare
f.
kurtulmak
29
Genel
spare
s.
boş
30
Genel
spare
s.
az
31
Genel
spare
s.
kısa
32
Genel
spare
s.
dar
33
Genel
spare
s.
kullanılmayan (oda)
34
Genel
spare
s.
az kullanan
35
Genel
spare
s.
ince
36
Genel
spare
s.
şişman olmayan
37
Genel
spare
s.
ince yapılı
38
Genel
spare
s.
eli sıkı
39
Genel
spare
s.
yetersiz
40
Genel
spare
s.
fazla (para)
41
Genel
spare
s.
sıska
42
Genel
spare
s.
zayıf
43
Genel
spare
s.
cimri
44
Genel
spare
s.
hasis
45
Genel
spare
s.
bol olmayan
46
Genel
spare
s.
fazla
47
Genel
spare
s.
yedekli
48
Genel
spare
s.
sade
49
Genel
spare
s.
ince uzun
Technical
50
Teknik
spare
s.
yedek
Mechanic
51
Mekanik
spare
s.
fazla
Food Engineering
52
Gıda
spare
i.
yemekleri az ve basit olan (beslenme tarzı)
"spare"
teriminin diğer terimlerle kazandığı İngilizce Türkçe Sözlükte anlamları : 274 sonuç
Kategori
İngilizce
Türkçe
Common Usage
1
Yaygın Kullanım
spare part
i.
yedek parça
General
2
Genel
spare time activities
i.
boş zaman etkinlikleri
3
Genel
spare tire
i.
göbek
4
Genel
spare tire
i.
yedek tekerlek
5
Genel
spare time
i.
boş vakit
6
Genel
spare time activity
i.
boş zaman uğraşısı
7
Genel
spare time
i.
boş zaman
8
Genel
spare tyre
i.
yedek lastik
9
Genel
spare blanket
i.
yedek battaniye
10
Genel
spare blanket
i.
ekstra battaniye
11
Genel
spare seat
i.
boş koltuk
12
Genel
spare key
i.
yedek anahtar
13
Genel
spare room key
i.
yedek anahtar
14
Genel
free-spare time
i.
boş zaman
15
Genel
hot spare
i.
en iyi yedek
16
Genel
hot spare
i.
favori yedek
17
Genel
spare time activities
i.
boş zaman aktiviteleri
18
Genel
spare time
i.
işten arta kalan zaman
19
Genel
spare times
i.
işten arta kalan zamanlar
20
Genel
spare times
i.
boş zamanlar
21
Genel
spare time activities
i.
boş zaman faaliyetleri
22
Genel
auto spare parts
i.
oto yedek parça
23
Genel
not to spare
f.
kıymak
24
Genel
spare no expense
f.
masraftan kaçınmamak
25
Genel
spare no cost
f.
masraftan kaçınmamak
26
Genel
spare no expense
f.
paraya kıymak
27
Genel
spare the life of
f.
canını bağışlamak
28
Genel
spare no sacrifice
f.
fedakarlıktan kaçınmamak
29
Genel
spare somebody's life
f.
canını bağışlamak
30
Genel
spare another's life
f.
hayatını bağışlamak
31
Genel
spare no expense
f.
masraftan kaçmamak
32
Genel
spare no expense (or cost/pain/effort)
f.
kaçınmamak
33
Genel
spare no expense
f.
paradan kısmamak
34
Genel
spare time
f.
zaman ayırmak
35
Genel
spare time
f.
vakit ayırmak
36
Genel
spare some time to
f.
vakit ayırmak
37
Genel
spare some time to
f.
zaman ayırmak
38
Genel
spare no expense
f.
hiçbir masraftan kaçınmamak
39
Genel
not to spare enough time
f.
yeterli zamanı ayırmamak
40
Genel
not to spare enough time
f.
yeterli zaman ayıramamak
41
Genel
not to spare enough time
f.
yeterince zaman ayıramamak
42
Genel
spare the time for oneself
f.
kendine zaman ayırmak
43
Genel
have free/spare time
f.
boş zamanı olmak
44
Genel
have free/spare time
f.
boş zamana/vakte sahip olmak
45
Genel
have free/spare time
f.
boş vakti olmak
46
Genel
make use of one's spare time
f.
boş zamanını değerlendirmek
47
Genel
spare time and effort
f.
zaman ve emek ayırmak
48
Genel
spare one's self
f.
ihtiyatlı davranmak
49
Genel
to spare
zf.
fazla
50
Genel
to spare
zf.
rezerv
51
Genel
in one's spare time
zf.
boş vaktinde
52
Genel
in my spare time
zf.
boş zamanlarımda
53
Genel
spare no expense!
ünl.
masraftan hiç kaçınma!
Phrases
54
İfadeler
don't spare the rod
expr.
eti senin kemiği benim
55
İfadeler
and something to spare
expr.
ve bir şey de arttı
56
İfadeler
and something to spare
expr.
ve üstüne de bir şey kaldı
57
İfadeler
and something to spare
expr.
üstüne bir şey bile kaldı
58
İfadeler
and something to spare
expr.
ve geriye de bir şey arttı
59
İfadeler
and something to spare
expr.
bir şey arttı bile
60
İfadeler
and something to spare
expr.
bir şey yetti de arttı
61
İfadeler
and something to spare
expr.
bir şey fazlasıyla yetti
62
İfadeler
with something to spare
expr.
ve bir şey de arttı
63
İfadeler
with something to spare
expr.
ve üstüne de bir şey kaldı
64
İfadeler
with something to spare
expr.
üstüne bir şey bile kaldı
65
İfadeler
with something to spare
expr.
ve geriye de bir şey arttı
66
İfadeler
with something to spare
expr.
bir şey arttı bile
67
İfadeler
with something to spare
expr.
bir şey yetti de arttı
68
İfadeler
with something to spare
expr.
bir şey fazlasıyla yetti
69
İfadeler
in spare time
expr.
boş zamanda
70
İfadeler
in spare time
expr.
boş vakitte
71
İfadeler
with time to spare
expr.
erkenden
72
İfadeler
with time to spare
expr.
zamanından önce
73
İfadeler
with time to spare
expr.
zaman artırarak
Proverb
74
Atasözü
spare the rod and spoil the child
kızını dövmeyen dizini döver
75
Atasözü
spare rod and spoil the child
kızını dövmeyen dizini döver
76
Atasözü
spare the rod and spoil the child
dayak cennetten çıkmadır
Colloquial
77
Konuşma Dili
spare change
i.
bozukluk
78
Konuşma Dili
spare someone's feelings
f.
üzmekten kaçınmak
79
Konuşma Dili
have (something) to spare
f.
ayıracak/paylaşacak (bir şeyi) olmak
80
Konuşma Dili
have something to spare
f.
ayıracak/paylaşacak bir şeyi olmak
81
Konuşma Dili
have something to spare
f.
fazladan bir şeyi olmak
82
Konuşma Dili
have to spare
f.
ayıracak/paylaşacak (bir şeyi) olmak
83
Konuşma Dili
have to spare
f.
fazladan (bir şeyi) olmak
84
Konuşma Dili
spare (one) (something)
f.
(birini bir şeyi) dinlemekten azat etmek
85
Konuşma Dili
spare (one) (something)
f.
(birini bir şeyi) dinlemek zorunda bırakmamak
86
Konuşma Dili
spare (one) (something)
f.
(birini bir şeyle) uğraşmak zorunda bırakmamak
87
Konuşma Dili
spare the crow!
expr.
hadi ya!
88
Konuşma Dili
spare the crow!
expr.
hadi be!
89
Konuşma Dili
spare me!
expr.
hadi be sen de!
90
Konuşma Dili
spare the crow!
expr.
inanmıyorum!
91
Konuşma Dili
can you spare a dime?
expr.
(bana vereceğin) bozukluğun var mı?
92
Konuşma Dili
can you spare a dime?
expr.
(bana vereceğin) bozuk paran var mı?
93
Konuşma Dili
and to spare
expr.
ve arttı
94
Konuşma Dili
and to spare
expr.
ve üstüne bir şey de kaldı
95
Konuşma Dili
and to spare
expr.
ve üstüne bir şey bile kaldı
96
Konuşma Dili
and to spare
expr.
arttı bile
97
Konuşma Dili
and to spare
expr.
yetti de arttı
98
Konuşma Dili
and to spare
expr.
fazlasıyla yetti
Idioms
99
Deyim
spare tire
i.
koca göbek
100
Deyim
a spare tyre
i.
koca göbek
101
Deyim
spare tire
i.
dış kapının mandalı
102
Deyim
a spare tyre
i.
(mecazen) balkon
103
Deyim
spare tire
i.
zurnanın son deliği
104
Deyim
spare tire
i.
hiçbir işe yaramayan kişi
105
Deyim
spare tire
i.
fazlalıktan ibaret
106
Deyim
spare tire
i.
gereksiz/lüzumsuz kişi
107
Deyim
spare tire
i.
gereksiz tip
108
Deyim
spare at the spigot and spill at the bung
f.
ufak tefek şeylerde cimrilik yaparken bir taraftan da büyük miktarda israf veya savurganlık yapmak
109
Deyim
spare at the spigot and spill at the bung
f.
ufak tefek şeylerde cimrilik yaparken bir taraftan da kontrolsüzce büyük miktarda para harcamak
110
Deyim
be going spare
f.
arta kalmak
111
Deyim
spare a thought for
f.
bir başkasının durumunu düşünmek
112
Deyim
spare someone's blushes
f.
birisini utandırmaktan kaçınmak
113
Deyim
spare someone's blushes
f.
birini utandırmaktan kaçınmak
114
Deyim
spare no effort
f.
elinden geleni yapmak
115
Deyim
spare no effort to do something
f.
elinden geleni esirgememek
116
Deyim
spare someone's life
f.
hayatını bağışlamak
117
Deyim
go spare
f.
tepesi atmak
118
Deyim
spare no effort
f.
tüm yolları denemek
119
Deyim
be going spare
f.
(kimsenin) istemediği olmak
120
Deyim
spare no effort to do something
f.
(bir konuda) elinden geleni yapmak
121
Deyim
spare someone's blushes
f.
utandırmamaya çalışmak
122
Deyim
go spare [uk]
f.
boşa çıkmak
123
Deyim
go spare [uk]
f.
kullanıma müsait olmak
124
Deyim
go spare [uk]
f.
yedeğe ayrılmak
125
Deyim
be going spare
f.
sahibi olmamak
126
Deyim
be going spare
f.
boşta olmak
127
Deyim
be going spare
f.
kimsenin olmamak
128
Deyim
be going spare
f.
fazla olmak
129
Deyim
spare no expense/pains/trouble (to do something)
f.
(bir şey yapmak için) paraya/zamana kıymak
130
Deyim
spare no expense/pains/trouble (to do something)
f.
(bir şey yapmak için) gereken parayı/zamanı/emeği harcamak
131
Deyim
spare no expense/pains/trouble (to do something)
f.
(bir şey yapmak için) gereken parayı/zamanı/emeği harcamaktan kaçınmamak
132
Deyim
spare no expense/pains/trouble (to do something)
f.
(bir şeyi yapmak için) hiçbir masraftan/harcamadan kaçınmamak
133
Deyim
spare no expense/pains/trouble (in doing something)
f.
(bir şey yapmak için) paraya/zamana kıymak
134
Deyim
spare no expense/pains/trouble (in doing something)
f.
(bir şey yapmak için) gereken parayı/zamanı/emeği harcamak
135
Deyim
spare no expense/pains/trouble (in doing something)
f.
(bir şey yapmak için) gereken parayı/zamanı/emeği harcamaktan kaçınmamak
136
Deyim
spare no expense/pains/trouble (in doing something)
f.
(bir şeyi yapmak için) hiçbir masraftan/harcamadan kaçınmamak
137
Deyim
spare no expense
f.
kesenin ağzını açmak
138
Deyim
without a moment to spare
expr.
derhal
139
Deyim
not a moment to spare
expr.
derhal
140
Deyim
enough and to spare
expr.
gereğinden fazla
141
Deyim
without a moment to spare
expr.
hemen
142
Deyim
not a moment to spare
expr.
hemen
143
Deyim
enough and to spare
expr.
yeterinden fazla
144
Deyim
enough and to spare
expr.
yeter de artar bile
145
Deyim
without a moment to spare
expr.
vakit kaybetmeden
146
Deyim
not a moment to spare
expr.
vakit kaybetmeden
147
Deyim
home, james, and don't spare the horses
expr.
beni hemen eve götür/bırak
148
Deyim
home, james, and don't spare the horses
expr.
beni doğruca eve götür/bırak
149
Deyim
home, james, and don't spare the horses
expr.
doğruca/hemen eve sür
150
Deyim
home, james, and don't spare the horses
expr.
doğruca eve çek
Speaking
151
Konuşma
don't spare the horses
expr.
acele et
152
Konuşma
do you have five minutes to spare?
expr.
ayıracak beş dakikan var mı?
153
Konuşma
what do you do in your spare time?
expr.
boş zamanlarında ne/neler yaparsın?
154
Konuşma
what do you enjoy doing in your spare time?
expr.
boş zamanlarınızda ne yapmaktan hoşlanırsınız?
155
Konuşma
what do you enjoy doing in your spare time?
expr.
boş zamanlarında ne yapmaktan hoşlanırsın?
156
Konuşma
what do you do in your spare time?
expr.
boş zamanını nasıl değerlendirirsin?
157
Konuşma
what do you do in your spare time?
expr.
boş zamanlarında neler yaparsın?
158
Konuşma
what do you do in your spare time?
expr.
boş zamanlarında ne yaparsın?
159
Konuşma
I read books in my spare time
expr.
boş zamanlarımda kitap okurum
160
Konuşma
I read books in my spare time
expr.
boş zamanımda kitap okurum
161
Konuşma
what does she do in spare free time?
expr.
boş zamanlarında ne yapar?
162
Konuşma
what do you enjoy doing in your spare time?
expr.
boş zamanlarınızda ne yapmaktan hoşlanıyorsunuz?
163
Konuşma
what do you enjoy doing in your spare time?
expr.
boş zamanlarında ne yapmaktan hoşlanıyorsun?
164
Konuşma
what do you do in your spare time?
expr.
boş zamanında ne yaparsın?
165
Konuşma
don't spare a thought for me
expr.
benim için canını sıkma
166
Konuşma
what does he do in spare free time?
expr.
boş zamanlarında ne yapar?
167
Konuşma
don't spare the horses
expr.
elini çabuk tut
168
Konuşma
do you have any candy to spare?
expr.
elinde fazla şeker var mı?
169
Konuşma
I have not a minute to spare
expr.
kaybedecek hiç vaktim yok
170
Konuşma
don't spare the horses
expr.
sallanma (çabuk ol)
171
Konuşma
there is enough and to spare
expr.
yeter de artar
172
Konuşma
enough and some to spare
expr.
yeter de artar bile
173
Konuşma
can you spare 5 minutes?
expr.
5 dakikanızı ayırabilir misiniz?
174
Konuşma
I like to read gripping novels in my spare time
expr.
boş zamanlarımda sürükleyici roman okumayı severim
175
Konuşma
I like to read novels in my spare time
expr.
boş zamanlarımda roman okumayı severim
Trade/Economic
176
Ticaret/Ekonomi
spare capacity
i.
fazla kapasite
177
Ticaret/Ekonomi
spare capital
i.
ihtiyat sermaye
178
Ticaret/Ekonomi
spare capital
i.
yedek sermaye
179
Ticaret/Ekonomi
spare part order
i.
yedek malzeme siparişi
180
Ticaret/Ekonomi
spare part order
i.
yedek parça siparişi
181
Ticaret/Ekonomi
spare capital
i.
yedek akçe
182
Ticaret/Ekonomi
spare capacity
i.
yedek kapasite
Politics
183
Siyasal
spare part
i.
yedek malzeme
Industry
184
Sanayi
spare capacity
i.
atıl kapasite
Technical
185
Teknik
spare wheel retainer
i.
stepne tutucusu
186
Teknik
spare wheel cover
i.
stepne kapağı
187
Teknik
spare wheel well
i.
stepne borusu
188
Teknik
spare wheel retainer kit
i.
stepne tutucusu kiti
189
Teknik
spare wheel winch
i.
stepne vinci
190
Teknik
spare wheel carrier
i.
stepne yeri
191
Teknik
spare tire
i.
stepne
192
Teknik
spare wheel
i.
stepne
193
Teknik
spare wheel cover
i.
stepne örtüsü
194
Teknik
spare wheel strap
i.
stepne bağlama parçası
195
Teknik
spare tire
i.
yedek lastik
196
Teknik
spare part box
i.
yedek parça kutusu
197
Teknik
spare parts kit
i.
yedek parça kiti
198
Teknik
spare parts
i.
yedek parçalar
199
Teknik
spare mill
i.
yedek değirmen
200
Teknik
spare parts
i.
yedek parça
201
Teknik
spare receptor
i.
yedek reseptör
202
Teknik
spare wheel
i.
yedek tekerlek
203
Teknik
spare pump
i.
yedek pompa
204
Teknik
spare parts manual
i.
yedek parça el kitabı
205
Teknik
spare part
i.
yedek parça
206
Teknik
spare parts list
i.
yedek parça listesi
207
Teknik
spare boiler
i.
yedek kazan
208
Teknik
spare feeder
i.
yedek fider
Computer
209
Bilgisayar
computer spare parts
i.
bilgisayar yedek parçaları
Textile
210
Tekstil
spare button
i.
yedek düğme
Automotive
211
Otomotiv
spare tyre
i.
göbek
212
Otomotiv
spare tire housing
i.
istepne çukuru
213
Otomotiv
collapsible spare tire
i.
katlanır stepne
214
Otomotiv
folding spare wheel
i.
katlanır stepne
215
Otomotiv
mini spare
i.
mini stepne
216
Otomotiv
automotive spare parts
i.
otomotiv yedek parçaları
217
Otomotiv
spare tyre
i.
stepne
218
Otomotiv
spare tyre
i.
stepne yedek lastik
219
Otomotiv
spare wheel well
i.
stepne yeri
220
Otomotiv
spare tire
i.
stepne
221
Otomotiv
spare wheel well
i.
stepne çukuru
222
Otomotiv
spare tire carrier
i.
stepne taşıyıcı
223
Otomotiv
spare wheel well
i.
stepne yuvası
224
Otomotiv
emergency spare wheel
i.
stepne
225
Otomotiv
spare wheel well
i.
stepne muhafazası
226
Otomotiv
spare tire housing
i.
stepne çukuru
227
Otomotiv
spare tire
i.
stepne lastik
228
Otomotiv
full size spare
i.
tam boy stepne
229
Otomotiv
crane spare parts
i.
vinç yedek parçası
230
Otomotiv
spare wheel retainer
i.
yedek tekerlek tutucu
231
Otomotiv
spare tire mounting (body) subsystem
i.
yedek lastik haznesi (gövde) tali sisstemi
232
Otomotiv
spare part
i.
yedek parça
233
Otomotiv
spare car
i.
yedek otomobil
234
Otomotiv
spare hose
i.
yedek hortum
235
Otomotiv
spare wheel
i.
yedek lastik
236
Otomotiv
seller of spare parts
i.
yedek parçacı
237
Otomotiv
spare wheel frame mounting
i.
yedek tekerlek şase haznesi
238
Otomotiv
spare tire mounting (chassis) subsystem
i.
yedek lastik haznesi (şase) tali sisstemi
239
Otomotiv
spare wheel exterior mounting
i.
yedek tekerlek harici (dış) haznesi
240
Otomotiv
seller of spare parts
i.
yedek parça satıcısı
241
Otomotiv
emergency spare wheel
i.
yedek lastik
242
Otomotiv
spare parts
i.
yedek parçalar
243
Otomotiv
spare fuse
i.
yedek sigorta
244
Otomotiv
spare part supplier
i.
yedek parça tedarikçisi
Railway
245
Demiryolu
spare rail
i.
yedek ray
Marine
246
Denizcilik
spare bower anchor
i.
ihtiyat demir
Medical
247
Medikal
spare receptor
i.
yedek reseptör
Gastronomy
248
Mutfak
spare rib
i.
kaburga
Military
249
Askeri
replenishment spare parts
i.
bütünleme yedek parçaları
250
Askeri
depot spare parts
i.
depo yedek parçaları
251
Askeri
initial concurrent spare parts
i.
genel ihtiyaç yedek parçaları
252
Askeri
spare parts design change notice
i.
kullanılmayan parçaları düzenleme değişiklik bildirimi
253
Askeri
running spare
i.
sarf yedek parçası
254
Askeri
spare parts list
i.
yedek parça listesi
255
Askeri
spare part depot
i.
yedek parça deposu
256
Askeri
spare magazine
i.
yedek şarjör
Slang
257
Argo
a spare prick at a wedding
i.
(bir ortamda) sap gibi ortada kalan
258
Argo
a spare prick at a wedding
i.
fazlalık gibi hisseden
259
Argo
a spare prick at a wedding
i.
dış kapının mandalı gibi hisseden
260
Argo
a spare prick at a wedding
i.
bir ortamda sırıttığını hisseden
261
Argo
spare me
i.
bana masal anlatma
262
Argo
spare me
i.
bırak bu işleri
263
Argo
spare tire
i.
göbek
264
Argo
be like a spare prick at a wedding
f.
sap gibi ortada kalmak
265
Argo
spare me
expr.
bana martaval okuma
266
Argo
spare me
expr.
bana masal okuma
267
Argo
like a spare prick at a wedding [uk]
expr.
sap gibi
268
Argo
like a spare prick at a wedding [uk]
expr.
sap gibi ortada kalmış
British Slang
269
İngiliz Argosu
bit of spare
i.
boşta kız/erkek
270
İngiliz Argosu
spare prick at a wedding
i.
gereksiz insan
271
İngiliz Argosu
go spare
f.
aklını kaçırmak
272
İngiliz Argosu
go spare
f.
aklını oynatmak
273
İngiliz Argosu
go spare
f.
delirmek
274
İngiliz Argosu
go spare
f.
küplere binmek
×
Pronunciation in context (
out of
)
Pronunciation of spare
×
Terim Seçenekleri
Çeviri Öner / Düzelt
Fransızca İngilizce Sözlük
İspanyolca İngilizce Sözlük
Almanca İngilizce Sözlük
İngilizce Eşanlam Sözlük
Google Images
Merriam Webster
Dictionary.com
The Free Dictionary
Abbreviations
Wikipedia in English
Wikipedia in Turkish
Urban Dictionary
German, LEO
Chinese, Dict.Cn
Spanish, SpanishDict
Russian, Multitran.ru
Medical, MedicineNet
İşaret Dili, Signing Savvy