substantial - Türkçe İngilizce Sözlük
Geçmiş

substantial

Play ENTRENus
Play ENTRENuk
Play ENTRENau


"substantial" teriminin Türkçe İngilizce Sözlükte anlamları : 62 sonuç

İngilizce Türkçe
Common Usage
substantial s. varlıklı
substantial s. önemli
substantial s. azımsanmayacak (sayı/miktar)
substantial s. var olan
General
substantial i. var olan şey
substantial i. varlık
substantial i. soyut varlık
substantial i. önemli şey
substantial i. değerli şey
substantial i. kaliteli şey
substantial i. kıymetli şey
substantial i. mühim şey
substantial i. anlık şey
substantial i. belirli bir zaman için önemli olan şey
substantial i. önemli madde
substantial s. sağlam ve dayanıklı
substantial s. güçlü
substantial s. besleyici
substantial s. varolan
substantial s. var olan
substantial s. maddi
substantial s. çok tatmin edici (maaş)
substantial s. oldukça zengin
substantial s. değerli
substantial s. çok doyurucu (yemek)
substantial s. özlü
substantial s. tatmin edici
substantial s. kıymetli
substantial s. ehemmiyetli
substantial s. zengin
substantial s. gerçek
substantial s. mühim
substantial s. sağlam
substantial s. dayanıklı
substantial s. katı
substantial s. temel
substantial s. elle tutulur
substantial s. somut
substantial s. fiziksel
substantial s. hatırı sayılır
substantial s. yüklü
substantial s. büyük çapta
Trade/Economic
substantial i. hemen hemen tam
substantial s. büyük
substantial s. gerçek
substantial s. elde
substantial s. hakiki
substantial s. maddi
substantial s. önemli
substantial s. mevcut
substantial s. sağlam
Law
substantial s. mühim
Technical
substantial s. dayanıklı
substantial s. katı
substantial s. maddesel
Philosophy
substantial s. tözel
substantial s. töze özgü
substantial s. töz ile ilgili
substantial s. cevhere özgü
substantial s. cevher ile ilgili
substantial s. gerçekliğe özgü
substantial s. gerçeklik ile ilgili

"substantial" teriminin diğer terimlerle kazandığı İngilizce Türkçe Sözlükte anlamları : 42 sonuç

İngilizce Türkçe
General
substantial contribution i. büyük katkı
date of substantial completion i. kabul edilmiş tamamlama tarihi
substantial alteration i. esaslı değişiklik
substantial alteration i. önemli değişiklik
substantial performance i. kabul edilebilir bitirme
substantial solution i. köklü çözüm
substantial solution i. yerinde çözüm
substantial amount i. büyük miktar
substantial increase i. önemli artış
substantial increase i. ciddi artış
substantial increase i. kayda değer artış
be in substantial agreement f. temelde anlaşmak
be in substantial agreement f. temel noktalarda hemfikir olmak
a substantial part of s. önemli bir bölümü
Trade/Economic
substantial damages i. büyük zarar
substantial expansion i. büyük çapta yayılma
substantial participation i. büyük çapta katılım
substantial growth i. devasa büyüme
substantial examination i. esas inceleme
substantial damages i. hasar
substantial growth i. hatırı sayılır büyüme
substantial guarantee i. kesin garanti
substantial growth i. muazzam büyüme
substantial amount i. önemli miktar
substantial growth i. önemli büyüme
substantial amount i. yüklü miktar
Law
substantial error i. bozulma nedeni oluşturan hata
substantial amount of organizational documents and bomb making materials i. çok sayıda örgütsel doküman ve bomba yapımında kullanılan malzeme
substantial error i. esaslı hata
substantial repair i. esaslı tamir
substantial justice i. gerçek adalet
substantial justice i. somut olay adaleti
substantial evidence i. somut kanıt
Insurance
substantial damages i. büyük zarar
substantial damages i. büyük hasar
Telecom
substantial rise i. büyük artış
substantial part i. önemli kısım
substantial improvement i. önemli iyileşme
Construction
substantial completion i. geçici kabul
Food Engineering
substantial equivalence i. büyük ölçüde eşdeğerlik
substantial equivalence i. kabul edilebilir eşdeğerlik
Military
substantial self-government i. fiili özerklik