Geçmiş

the deal

"the deal" teriminin Türkçe İngilizce Sözlükte anlamları : 2 sonuç

	Kategori	İngilizce	Türkçe
Colloquial
1	Konuşma Dili	the deal i.	sorun
2	Konuşma Dili	the deal i.	durum

"the deal" teriminin diğer terimlerle kazandığı İngilizce Türkçe Sözlükte anlamları : 62 sonuç

	Kategori	İngilizce	Türkçe
General
1	Genel	deal with the matter f.	konuyla ilgilenmek
2	Genel	close the deal f.	anlaşmaya varmak
3	Genel	deal with the crisis in his own way f.	krizle kendi yöntemiyle baş etmek
4	Genel	deal with the crisis in his own way f.	krizle kendi yöntemiyle başa çıkmak
5	Genel	extend the deal f.	kontratı uzatmak
6	Genel	extend the deal f.	sözleşmeyi uzatmak
7	Genel	deal with the problem from many aspects f.	konuyu çeşitli açılardan ele almak
Colloquial
8	Konuşma Dili	the real deal i.	esas mevzu
9	Konuşma Dili	the real deal i.	temel mesele
10	Konuşma Dili	the real deal i.	bir meselenin iç yüzü
11	Konuşma Dili	the real deal i.	hakiki
12	Konuşma Dili	the real deal i.	gerçek
13	Konuşma Dili	the real deal i.	sahici
14	Konuşma Dili	the real deal i.	harbi
15	Konuşma Dili	the real deal i.	fos çıkmayacak şey
16	Konuşma Dili	close a/the deal f.	anlaşmak
17	Konuşma Dili	close a/the deal f.	anlaşmaya varmak
18	Konuşma Dili	close a/the deal f.	işi bitirmek
Idioms
19	Deyim	sweeten up the deal f.	anlaşma koşullarını gevşetmek
20	Deyim	go back on the deal f.	anlaşmada geri adım atmak
21	Deyim	go back on the deal f.	anlaşmadan caymak
22	Deyim	seal the deal f.	anlaşmayı kapatmak
23	Deyim	clinch the deal f.	anlaşmayı sağlamak
24	Deyim	seal the deal f.	işi bitirmek
25	Deyim	sweeten up the deal f.	işi/pazarlığı cazipleştirmek
26	Deyim	deal the race card f.	ırk kozunu oynamak/kullanmak
27	Deyim	close the deal f.	işi bitirmek
28	Deyim	deal the race card f.	ırk kozunu kullanmak
29	Deyim	seal the deal f.	işi pişirmek
30	Deyim	seal the deal f.	işi sonlandırmak
31	Deyim	sweeten up the deal f.	koşulları çekici/cazip hale getirmek
32	Deyim	blow the deal f.	anlaşmayı bozmak
33	Deyim	blow the deal f.	anlaşmayı mahvetmek
34	Deyim	blow the deal f.	anlaşmayı berbat etmek
35	Deyim	blow the deal f.	anlaşmayı yüzüne gözüne bulaştırmak
36	Deyim	deal the hand f.	kartları dağıtmak
37	Deyim	deal the hand f.	elin kartlarını dağıtmak
38	Deyim	deal the hand f.	(hayat) kısmet etmek
39	Deyim	deal the hand f.	(hayat) kaderini çizmek
40	Deyim	deal the hand f.	(hayat) rastgele/şansına önüne bir şeyler sunmak/getirmek/vermek
41	Deyim	sweeten the deal f.	anlaşma koşullarını gevşetmek
42	Deyim	sweeten the deal f.	işi/pazarlığı cazipleştirmek
43	Deyim	sweeten the deal f.	koşulları çekici/cazip hale getirmek
44	Deyim	what's the deal expr.	neler dönüyor?
45	Deyim	what's the deal expr.	ne numara dönüyor?
Speaking
46	Konuşma	the deal is off i.	anlaşmadan vazgeçtiler
47	Konuşma	that was the deal expr.	anlaşma buydu
48	Konuşma	the deal is off expr.	anlaşmadan vazgeçtik
49	Konuşma	what's the big deal? expr.	bunda bu kadar abartacak ne var?
50	Konuşma	you know the deal expr.	bu işler nasıl olur/yürür bilirsin
51	Konuşma	what's the big deal? expr.	bunda bu kadar büyütecek ne var?
52	Konuşma	what's the big deal? expr.	bu kadar önemli olan ne?
53	Konuşma	you know the deal expr.	bu işleri bilirsin
54	Konuşma	what's the big deal? expr.	bunda abartacak ne var?
55	Konuşma	what's the deal in here? expr.	buranın olayı nedir?
56	Konuşma	what's the big deal? expr.	ne var bunda bu kadar büyütecek?
57	Konuşma	here's the deal expr.	olay şöyle
58	Konuşma	what's the big deal? expr.	kafanda ne tilkiler dolanıyor?
59	Konuşma	what's the big deal? expr.	neler olup bitiyor?
60	Konuşma	what's the big deal? expr.	ne yaptığını sanıyorsun sen?
61	Konuşma	here's the deal expr.	şöyle yapacağız
Trade/Economic
62	Ticaret/Ekonomi	the bridge new deal for communities i.	topluluklar için new deal plan köprüsü