Geçmiş

the hole

"the hole" teriminin Türkçe İngilizce Sözlükte anlamları : 1 sonuç

	Kategori	İngilizce	Türkçe
Star Wars
1	Star Wars	the hole i.	delik

"the hole" teriminin diğer terimlerle kazandığı İngilizce Türkçe Sözlükte anlamları : 165 sonuç

	Kategori	İngilizce	Türkçe
General
1	Genel	oven made in a hole in the earth i.	tandır
2	Genel	hole in the ground i.	yerdeki delik
3	Genel	hole in the wall i.	küçük restoran
4	Genel	hole in the wall i.	kuytu restoran
5	Genel	hole in the wall i.	küçük ve kuytu oda
6	Genel	hole in the wall i.	uzak veya ücra yerde bulunan dükkan
7	Genel	hole-in-the-wall i.	küçük restoran
8	Genel	hole-in-the-wall i.	kuytu restoran
9	Genel	hole-in-the-wall i.	küçük ve kuytu oda
10	Genel	hole-in-the-wall i.	uzak veya ücra yerde bulunan dükkan
11	Genel	have an ace in the hole f.	elinde kozu olmak
12	Genel	drill a hole on the surface f.	yüzeye delik açmak
Colloquial
13	Konuşma Dili	hole-in-the-wall [uk] i.	bankamatik
14	Konuşma Dili	in the hole s.	parası veya başka bir kaynağı yok
15	Konuşma Dili	in the hole s.	paranın veya başka bir kaynağın eksik
16	Konuşma Dili	in the hole s.	borçlu
17	Konuşma Dili	in the hole s.	borca girmiş
18	Konuşma Dili	in the hole s.	borca batmış
19	Konuşma Dili	in the hole s.	borç batağına/çukuruna düşmüş
20	Konuşma Dili	in the hole s.	skor olarak geride
21	Konuşma Dili	in the hole s.	spor müsabakasında dezavantajlı durumda
22	Konuşma Dili	in the hole s.	iskambilde puanı sıfırın altında kalmış
23	Konuşma Dili	in the hole s.	iskambilde sıfırın puanı altına düşmüş
24	Konuşma Dili	in the hole s.	maddi sıkıntıda
25	Konuşma Dili	in the hole s.	maddi zorluğa düşmüş
26	Konuşma Dili	in the hole s.	(spor müsabakasında) sıkıntılı/zor duruma düşmüş
27	Konuşma Dili	in the hole s.	(spor müsabakasında) başı dertte
28	Konuşma Dili	in the hole s.	(spor müsabakasında) içinden çıkılması zor duruma düşmüş
29	Konuşma Dili	in the hole s.	(spor müsabakasında) kazanma şansını sıkıntıya sokmuş
30	Konuşma Dili	in the hole [uk] s.	içeride (kişi veya kurumun borçlu olması anlamında)
31	Konuşma Dili	in the hole [uk] s.	belirli bir miktar içeri girmiş (kişi veya kurumun borçlu olması anlamında)
32	Konuşma Dili	in the hole s.	zararda
33	Konuşma Dili	in the hole s.	hesaplarında açık olan
34	Konuşma Dili	in the hole s.	hesaplarında eksik olan
35	Konuşma Dili	in the hole s.	mali açığı olan
36	Konuşma Dili	in the hole s.	kasa açığı olan
37	Konuşma Dili	in the hole s.	bütçe açığı olan
38	Konuşma Dili	in the hole s.	hesap açığı olan
39	Konuşma Dili	doesn't know his ass from a hole in the ground expr.	bir bok bilmez
40	Konuşma Dili	doesn't know his ass from a hole in the ground expr.	hiçbir şey bilmez
Idioms
41	Deyim	hole-in-the-corner activities i.	gizli faaliyetler
42	Deyim	someone's ace in the hole i.	insanın gizli silahı
43	Deyim	an ace in the hole i.	insanın gizli silahı
44	Deyim	hole in the wall i.	küçük dükkan/oda
45	Deyim	a hole in the wall i.	küçük/karanlı dükkan veya lokanta
46	Deyim	an ace in the hole i.	son koz olarak saklanan as
47	Deyim	someone's ace in the hole i.	son koz
48	Deyim	an ace in the hole i.	son koz
49	Deyim	someone's ace in the hole i.	son koz olarak saklanan as
50	Deyim	hole-in-the-wall i.	tek göz ofis
51	Deyim	hole-in-the-wall i.	tek göz ev
52	Deyim	hole in the wall i.	tek göz oda/dükkan
53	Deyim	hole-in-the-wall i.	(içinde yaşanılan) küçük yer
54	Deyim	need (something) (about) as much as (one) needs a hole in the head f.	hiç ihtiyacı/gereği olmamak
55	Deyim	need (something) (about) as much as (one) needs a hole in the head f.	hiçbir şekilde ihtiyaç/gerek/lüzum duymamak
56	Deyim	need (something) (about) as much as (one) needs a hole in the head f.	bir şeye zerre kadar ihtiyacı olmamak
57	Deyim	need (something) (about) as much as (one) needs a hole in the head f.	bir şeye hiçbir şekilde gereksinim duymamak
58	Deyim	need (something) (about) as much as (one) needs a hole in the head f.	bir şeyin en ufak eksikliğini çekmemek
59	Deyim	need (something) (about) as much as (one) needs a hole in the head f.	bir şeye kesinlikle lüzum duymamak
60	Deyim	be out of the hole f.	borçsuz olmak
61	Deyim	get out of the hole f.	borçtan kurtulmak
62	Deyim	get out of the hole f.	borcunu ödeyip düze çıkmak
63	Deyim	be out of the hole f.	borçtan kurtulmuş olmak
64	Deyim	put someone in the hole f.	birini borca sokmak
65	Deyim	go in the hole f.	borca girmek
66	Deyim	be in the hole f.	borca girmek
67	Deyim	get in the hole f.	borca girmek
68	Deyim	need like a hole in the head f.	hiçbir şekilde ihtiyaç duymamak
69	Deyim	burn a hole in the pocket f.	para suyunu çekmek
70	Deyim	be in the hole f.	(miktar para kadar) borçlu olmak
71	Deyim	go down the rabbit hole f.	tavşan deliğine düşmek
72	Deyim	go down the rabbit hole f.	kaosun içine düşmek
73	Deyim	go down the rabbit hole f.	kurtlar sofrasına düşmek
74	Deyim	go down the rabbit hole f.	kör kuyuya inmek
75	Deyim	want (something) like (one wants) a hole in the head f.	(bir şeye) hiç ihtiyacı olmamak
76	Deyim	want (something) like (one wants) a hole in the head f.	(bir şeye) hiçbir şekilde ihtiyaç/istek/lüzum duymamak
77	Deyim	want (something) like (one wants) a hole in the head f.	(bir şeyi) zerre kadar istememek
78	Deyim	want (something) like (one wants) a hole in the head f.	(bir şeye) hiçbir şekilde gereksinim duymamak
79	Deyim	want (something) like (one wants) a hole in the head f.	(bir şeyin) en ufak eksikliğini çekmemek
80	Deyim	want (something) like (one wants) a hole in the head f.	(bir şeye) kesinlikle lüzum/istek duymamak
81	Deyim	want (something) like (one wants) a hole in the head f.	(bir şeye) karşı hiç istek duymamak
82	Deyim	want (something) like (one wants) a hole in the head f.	(bir şeyi) hiç ama hiç istememek
83	Deyim	want (something) like (one wants) a hole in the head f.	(bir şey) istediği/ihtiyaç duyduğu en son şey olmak
84	Deyim	make a hole in the water f.	kendini suda boğmak
85	Deyim	make a hole in the water f.	kendini suda boğarak öldürmek
86	Deyim	make a hole in the water f.	suda intihar etmek
87	Deyim	need (something) like (one) needs a hole in the head f.	(bir şeye) hiç ihtiyacı olmamak
88	Deyim	need (something) like (one) needs a hole in the head f.	(bir şeyin) hiç gereği olmamak
89	Deyim	need (something) like (one) needs a hole in the head f.	(bir şeye) hiçbir şekilde ihtiyaç/gerek/lüzum duymamak
90	Deyim	need (something) like (one) needs a hole in the head f.	(bir şeye) zerre kadar ihtiyacı olmamak
91	Deyim	need (something) like (one) needs a hole in the head f.	(bir şeye) hiçbir şekilde gereksinim duymamak
92	Deyim	need (something) like (one) needs a hole in the head f.	(bir şeyin) en ufak eksikliğini çekmemek
93	Deyim	need (something) like (one) needs a hole in the head f.	(bir şeye) kesinlikle lüzum duymamak
94	Deyim	need something like a hole in the head f.	bir şeye hiç ihtiyacı olmamak
95	Deyim	need something like a hole in the head f.	bir şeyin hiç gereği olmamak
96	Deyim	need something like a hole in the head f.	bir şeye hiçbir şekilde ihtiyaç/gerek/lüzum duymamak
97	Deyim	need something like a hole in the head f.	bir şeye zerre kadar ihtiyacı olmamak
98	Deyim	need something like a hole in the head f.	bir şeye hiçbir şekilde gereksinim duymamak
99	Deyim	need something like a hole in the head f.	bir şeyin en ufak eksikliğini çekmemek
100	Deyim	need something like a hole in the head f.	bir şeye kesinlikle lüzum duymamak
101	Deyim	need something like you need a hole in the head f.	bir şeye hiç ihtiyacı olmamak
102	Deyim	need something like you need a hole in the head f.	bir şeyin hiç gereği olmamak
103	Deyim	need something like you need a hole in the head f.	bir şeye hiçbir şekilde ihtiyaç/gerek/lüzum duymamak
104	Deyim	need something like you need a hole in the head f.	bir şeye zerre kadar ihtiyacı olmamak
105	Deyim	need something like you need a hole in the head f.	bir şeye hiçbir şekilde gereksinim duymamak
106	Deyim	need something like you need a hole in the head f.	bir şeyin en ufak eksikliğini çekmemek
107	Deyim	need something like you need a hole in the head f.	bir şeye kesinlikle lüzum duymamak
108	Deyim	like the black hole of calcutta expr.	çok sıcak
109	Deyim	like the black hole of calcutta expr.	cehennem gibi
110	Deyim	hole-in-the-corner expr.	gizli
111	Deyim	like the black hole of calcutta expr.	havasız
112	Deyim	out of the hole expr.	borçtan kurtulmuş
113	Deyim	out of the hole expr.	borçsuz
114	Deyim	out of the hole expr.	borcunu ödeyip düze çıkmış
Speaking
115	Konuşma	fire in the hole i.	bomba atıyorum
116	Konuşma	I'm five hundred dollars in the hole expr.	beşyüz dolar içerdeyim
117	Konuşma	there's a hole in the wall to the next room expr.	duvarda yan odaya bakan bir delik var
Technical
118	Teknik	down the hole hammer i.	delik dibi tabanca
119	Teknik	down the hole hammer i.	kuyu dibi çekici
120	Teknik	down the hole hammer i.	kuyu dibi tabanca
Medical
121	Medikal	hole in the head disease i.	kafada delik hastalığı
Pathology
122	Patoloji	hole in the heart i.	dört kalp odacığını ayıran duvarlardan birinde anormal bir deliğin olduğu bir kalp kusuru
123	Patoloji	hole in the heart i.	kalpte delik açma operasyonu
Gastronomy
124	Mutfak	toad-in-the-hole i.	hamur içinde pişirilmiş et
Meteorology
125	Meteoroloji	hole in the air i.	hava boşluğu
Military
126	Askeri	fire in the hole! expr.	patlayacak!
Slang
127	Argo	hole in the wall (british slang) i.	bankomat
128	Argo	hole in the wall (british slang) i.	bankamatik
129	Argo	hole in the wall (british slang) i.	para çekme makinesi
130	Argo	ace in the hole i.	sona bırakılan koz
131	Argo	ace in the hole i.	son koz
132	Argo	pain in the hole [ireland] i.	baş belası
133	Argo	pain in the hole [ireland] i.	sinir bozucu kimse, şey durum
134	Argo	pain in the hole [ireland] i.	gıcık kimse, şey, durum
135	Argo	pain in the hole [ireland] i.	can sıkıcı tip, şey, durum
136	Argo	pain in the hole [ireland] i.	karın ağrısı
137	Argo	be in the hole f.	dezavantajlı durumda olmak
138	Argo	be in the hole f.	geride olmak
139	Argo	be in the hole f.	yeniliyor olmak
140	Argo	be in the hole f.	skorda geride olmak
141	Argo	be in the hole f.	skorda geriden takip etmek
142	Argo	be in the hole f.	(iskambil oyunlarında) eksiye düşmek
143	Argo	be in the hole f.	(iskambil oyunlarında) skoru sıfırın altına düşmek
144	Argo	know one's ass from a hole in the ground f.	her boku bilmek
145	Argo	know one's ass from a hole in the ground f.	bilgili olmak
146	Argo	know one's ass from a hole in the ground f.	uyanık olmak
147	Argo	know one's ass from a hole in the ground f.	gözü açık olmak
148	Argo	know one's ass from a hole in the ground f.	neyin ne olduğunu bilmek
149	Argo	know one's ass from a hole in the ground f.	her şeyin farkında olmak
150	Argo	know one's ass from a hole in the ground f.	her boktan haberi olmak/anlamak
151	Argo	not know (one's) ass from a hole in the ground f.	bir bok bilmemek
152	Argo	not know (one's) ass from a hole in the ground f.	hiçbir şey bilmemek
153	Argo	not know (one's) ass from a hole in the ground f.	bir boktan anlamamak
154	Argo	not know (one's) ass from a hole in the ground f.	kafası basmamak
155	Argo	in the hole for (something) expr.	(bir miktar para) içeride
156	Argo	in the hole for (something) expr.	(bir miktar para) borçlu
157	Argo	in the hole for (something) expr.	(bir miktar parası) eksik
158	Argo	in the hole for (something) expr.	(bir süreliğine) darda
159	Argo	in the hole for (something) expr.	(bir süreliğine) paraya sıkışık
160	Argo	in the hole for (something) expr.	(bir süreliğine) maddi sıkıntıda
161	Argo	in the hole for (something) expr.	(bir süreliğine) hücrede/hücreye
162	Argo	in the hole for (something) expr.	(bir şey) yüzünden hücrede/hücreye
British Slang
163	İngiliz Argosu	hole in the wall i.	atm
164	İngiliz Argosu	hole in the wall i.	bankamatik
165	İngiliz Argosu	put the wood into the hole f.	kapıyı kapamak