yakınmak - Türkçe İngilizce Sözlük
Geçmiş

yakınmak



"yakınmak" teriminin İngilizce Türkçe Sözlükte anlamları : 65 sonuç

Türkçe İngilizce
Common Usage
yakınmak complain f.
General
yakınmak grizzle f.
yakınmak repine f.
yakınmak snivel f.
yakınmak grouch f.
yakınmak belly f.
yakınmak gripe f.
yakınmak complain f.
yakınmak whine f.
yakınmak rail f.
yakınmak fuss f.
yakınmak beef f.
yakınmak kick f.
yakınmak complain about f.
yakınmak bemoan f.
yakınmak complain of f.
yakınmak yammer f.
yakınmak remonstrate f.
yakınmak grouse f.
yakınmak grumble f.
yakınmak beef about f.
yakınmak snotter f.
yakınmak lament f.
yakınmak rank f.
yakınmak nag f.
yakınmak nark at someone [nz] f.
yakınmak natter [dialect] f.
yakınmak find fault f.
yakınmak wail f.
yakınmak yowl f.
yakınmak quetch f.
yakınmak wherrit f.
yakınmak whimper f.
yakınmak meach [dialect] f.
yakınmak mean [scotland] f.
yakınmak meane f.
yakınmak moan f.
yakınmak mute [obsolete] [scotland] f.
yakınmak grutch [dialect] f.
yakınmak peenge [scotland] f.
yakınmak plain f.
yakınmak conviciate f.
yakınmak snuffle f.
Phrasals
yakınmak rag on (something) f.
yakınmak moan about f.
yakınmak rail against someone f.
yakınmak grumble about f.
yakınmak front off f.
yakınmak howl out f.
yakınmak whine out f.
Idioms
yakınmak whip the cat [australia/new zealand] f.
yakınmak grouse at f.
yakınmak find fault with f.
yakınmak enter a protest f.
yakınmak cry the blues f.
yakınmak play merry hell f.
Archaic
yakınmak plein f.
yakınmak school f.
yakınmak sigh f.
Slang
yakınmak rag f.
yakınmak bitch out f.
yakınmak rag about f.
yakınmak gritch f.
yakınmak piss and moan f.
yakınmak blow off f.

"yakınmak" teriminin diğer terimlerle kazandığı İngilizce Türkçe Sözlükte anlamları : 62 sonuç

Türkçe İngilizce
General
hafif hafif yakınmak whimper f.
inleyerek yakınmak bemoan f.
hafifçe yakınmak whinner [dialect] f.
keyifsiz veya aksi bir şekilde yakınmak mich [dialect] f.
vız vız yakınmak crybaby f.
vız vız yakınmak cry-baby f.
Phrasals
(bir şey hakkında) yakınmak front off about something f.
(biri veya bir şey hakkında) yakınmak groan about (someone or something) f.
(birine bir konuda) yakınmak remonstrate about (someone or something) (with one) f.
birinden yakınmak pick at f.
sürekli yakınmak gripe at f.
(birinden/bir şeyden) yakınmak beef about (someone or something) f.
birinden/bir şeyden yakınmak beef about someone/something f.
(birine) yakınmak carp at (one) f.
(birine) yakınmak cavil at (one) f.
birine yakınmak complain to someone f.
(biriyle/bir şeyle) ilgili yakınmak complain about (someone or something) f.
(bir şeyden) yakınmak complain of (something) f.
-e yakınmak complain to f.
(birine/bir şeye) yakınmak complain to (someone or something) f.
(birinden/bir şeyden) yakınmak expostulate about (someone or something) f.
(birinden/bir şeyden) yakınmak expostulate on (someone or something) f.
birinden/bir şeyden yakınmak fuss about someone or something f.
(biri/bir şey) hakkında (birine) yakınmak give out (to one) about (someone or something) [ireland] f.
(biri/bir şey) hakkında sürekli yakınmak gripe about (someone or something) f.
(biri/bir şey) hakkında (birine/bir şeye) sürekli yakınmak gripe about (someone or something) to (someone or something) f.
(birine) sürekli yakınmak gripe at (someone) f.
(birine/bir şeye) sürekli yakınmak gripe to (someone or something) f.
(birine/bir şeye biri/bir şey) hakkında sürekli yakınmak gripe to (someone or something) about (someone or something) f.
hakkında yakınmak groan about f.
(biri/bir şey) hakkında sızlanmak/yakınmak grouse about (someone or something) f.
(birine) sızlanmak/yakınmak grouse at (someone) f.
(biri/bir şey) hakkında sızlanmak/yakınmak grumble about (someone or something) f.
-'e yakınmak grumble at f.
birinden/bir şeyden durmadan yakınmak harp on someone or something f.
(birine) sürekli (birinden/bir şeyden) yakınmak harp on (one) (about something) f.
(birinden/bir şeyden) durmadan yakınmak harp on about (someone or something) f.
(birinden/bir şeyden) yakınmak moan about (someone or something) f.
(bir şeyden) yakınmak rant about (something) f.
-den şikayet etmek/yakınmak rant against f.
(birinden/bir şeyden) şikayet etmek/yakınmak rant against (someone or something) f.
(birine/bir şeye) şikayet etmek/yakınmak rant at (someone or something) f.
-e şikayet etmek/yakınmak rant at f.
(birine bir konuda) yakınmak remonstrate with (one) (about someone or something) f.
(birinden/bir şeyden) şikayet etmek/yakınmak say (something) against (someone or something) f.
(birinden/bir şeyden) yakınmak squawk about (someone or something) f.
(birinden/bir şeyden) yakınmak whine about (someone or something) f.
(birinden/bir şeyden) yakınmak whinge about (someone or something) [uk] f.
Idioms
sürekli söylenmek/sızlanmak/yakınmak/dert yanmak run on f.
küçük şeyler için yakınmak grouse (about) f.
(birine) yakınmak grumble at someone f.
ucu ucuna geçinmekten yakınmak complain about living hand to mouth f.
(birinden veya bir şeyden) durmadan yakınmak/şikayet etmek harp away at (someone or something) f.
sürekli (birinden/bir şeyden) yakınmak keep harping on about (someone or something) f.
(bir şeyden) yakınmak keep harping on (something) f.
(birine/bir gruba) yakınmak raise hell with (someone or something) f.
birine yakınmak raise hell with someone f.
(birine/bir gruba) yakınmak raise the devil with (someone or something) f.
Slang
(birinden/bir şeyden) yakınmak bitch about (someone or something) f.
(birinden/bir şeyden) yakınmak rag about (someone or something) f.
(birinden/bir şeyden) şikayet etmek/yakınmak rank on (someone or something) f.
şikayet etmek/yakınmak rank out f.