'-bury - Türkisch Englisch Wörterbuch

'-bury

Bedeutungen, die der Begriff "'-bury" mit anderen Begriffen im Englisch Türkisch Wörterbuch erhalten hat: 131 Ergebniss(e)

Englisch Türkisch
Common Usage
bury v. gömmek
His dog buried his precious bone in the front yard.
Köpeği değerli kemiğini ön bahçeye gömdü.

More Sentences
General
bury v. gizlemek
My socks were buried under my bed sheets.
Çoraplarım çarşaflarımın altına gizlenmişti.

More Sentences
bury the hatchet v. barış yapmak
To make a long story short, we buried the hatchet.
Uzun lafın kısası barış yaptık.

More Sentences
bury v. saklamak
The key details of the incident were buried at the back of the document.
Olayın kilit detayları belgenin arkasına saklanmıştı.

More Sentences
bury the hatchet v. barışmak
At one time we were enemies, but we've buried the hatchet and we are now on friendly terms with each other.
Bir zamanlar düşmandık, ama barıştık ve şimdi birbirimizle dostane ilişkiler içindeyiz.

More Sentences
bury v. toprağa vermek
The veteran buried most of his comrades in arms.
Gazi, silah arkadaşlarının çoğunu toprağa verdi.

More Sentences
bury v. gömmek
Her father wished to be buried in the local cemetery.
Babası yerel mezarlığa gömülmek istiyordu.

More Sentences
bury deep v. derine gömmek
Now the season ends, and the old vines are buried deep.
Artık sezon bitiyor ve eski asmalar derinlere gömülüyor.

More Sentences
bury alive v. diri diri gömmek
Tom was buried alive.
Tom diri diri gömüldü.

More Sentences
bury v. (ölümle) kaybetmek
Carly buried her dear dog.
Carly sevgili köpeğini kaybetti.

More Sentences
bury v. aklından çıkarmak
He couldn't bury his painful experience.
Yaşadığı acı deneyimi aklından çıkaramıyordu.

More Sentences
bury v. saplamak
The stranger suddenly buried the knife in the young man's stomach.
Yabancı aniden bıçağı genç adamın karnına sapladı.

More Sentences
bury v. (toprak altında vb.) bırakmak
The tiny house was buried in the soil after the landslide.
Heyelanın ardından minik ev toprak altında kaldı.

More Sentences
Idioms
bury the hatchet v. savaş baltasını gömmek
To make a long story short, we buried the hatchet.
Uzun lafın kısası savaş baltasını gömdük.

More Sentences
Technical
bury v. gömmek
The workers accidentally broke off the internet cable buried into the ground.
İşçiler yanlışlıkla toprağa gömülü internet kablosunu kopardılar.

More Sentences
General
bury n. gömülme derinliği
bury v. defnetmek
bury v. örtmek
bury v. cenazeyi kaldırmak
bury oneself v. gizlenmek
bury v. daldırmak
bury v. cenaze kaldırmak
bury oneself v. saklanmak
bury one's head in the pillow v. kafasını yastığa gömmek
bury one's face in the pillow v. yüzünü yastığa gömmek
bury in the ground v. toprağa gömmek
bury v. örtüp bastırmak
bury alive v. canlı canlı gömmek
bury oneself v. kendini gömmek
bury yourself v. kendini gömmek
bury in the garden v. bahçeye gömmek
bury v. derin bir şekilde konsantre olmak
bury v. içine çekmek
bury v. terk etmek
bury v. karartmak
bury v. önemini yok ederek değersiz kılmak
bury v. (oyunda yapılan atış) rakibi gömmek
bury v. gömülmek
bury v. gemi pruvasını suya sokmak
Phrasals
bury under (something) v. (bir şeyin) altına/altında saklamak
bury under (something) v. (bir şeyin) altına/altında gizlemek
bury someone in somewhere v. birini bir yere gömmek
bury away v. gömerek gizlemek
bury away v. gömüp gizlemek
bury in v. bir yere saklamak
bury in v. bir yere saklanmak
bury in v. işe gömülmek
bury in v. işe dalmak
bury in v. işin içinde kaybolmak
bury in v. kafayı işe gömmek
bury someone or something in something v. birini/bir şeyi gömmek
bury someone or something in something v. birini/bir şeyi bir yere saklamak
bury someone or something away (some place) v. birini/bir şeyi (bir yere) gömüp saklamak/gizlemek
bury someone or something under something v. birini/bir şeyi bir şeyin altına gömmek
bury someone or something under something v. birini/bir şeyi bir şeyin altına gömerek saklamak/gizlemek
bury away v. gömmek
bury away v. toprağa vermek
bury away v. defnetmek
Proverb
let the dead bury the dead geçmişe sünger çek
let the dead bury the dead geçmişi arkanda bırak
Idioms
bury the hatchet v. barış yapmak
bury the hatchet v. barışmak
bury the hatchet v. kavgayı/savaşı bırakmak
bury the hatchet v. kılıcı kınına koymak
bury the hatchet v. kavga etmekten/savaşmaktan vazgeçmek
bury the hatchet v. ameliyat sırasında kazara hastanın bedeni içerisinde tıbbi alet veya malzeme bırakmak/unutmak
bury the hatchet v. barışmak
bury oneself in something v. bir şeye gömülmek (uğraş verme)
bury the hatchet v. bir ihtilafa son vermek
bury one's head in the sand v. başını kuma gömmek
bury one's head in the sand v. devekuşu gibi başını kuma gömmek
bury one's head in the sand like an ostrich v. devekuşu gibi başını kuma gömmek
bury one's head in the sand like an ostrich v. devekuşu gibi başını kuma sokmak
bury one's head in the sand v. gerçekleri kabul etmemek
bury one's head in the sand v. gerçeği yok saymak
bury oneself in v. kendini bir işe gömmek
bury the lead v. lafı dolandırmak
bury one's head in the sand v. kabullenmemek
bury the lede v. lafı dolandırmak
bury one's head in the sand v. sorunları görmezden gelmek
bury the lead v. sadede gelmemek
bury the hatchet v. barışmak
bury the hatchet v. barış yapmak
bury the hatchet v. eski anlaşmazlıkları unutup tekrar arkadaş olmak
bury the hatchet v. kavgayı/savaşı bırakmak
bury the hatchet v. anlaşmazlığı bırakmak
bury the hatchet v. anlaşmazlığa son vermek
bury the hatchet v. aralarındaki anlaşmazlıkları bertaraf etmek
bury the hatchet v. uzlaşmak
bury oneself in something v. kendini bir şeye vermek
bury oneself in something v. kendini bir yere saklamak
bury oneself in something v. bir yere saklanmak
bury your differences v. barışmak
bury your differences v. anlaşmazlığı bir kenara bırakmak
bury your differences v. kavgayı/savaşı bırakmak
bury your differences v. barış yapmak
bury your differences v. anlaşmazlığa son vermek
bury your differences v. eski anlaşmazlıkları unutup tekrar arkadaş olmak
bury your differences v. uzlaşmak
bury head in the sand v. başını kuma gömmek
bury head in the sand v. devekuşu gibi başını kuma gömmek
bury head in the sand v. gerçeği yok saymak/kabul etmemek
bury head in the sand v. kabullenmemek
bury head in the sand v. sorunları görmezden gelmek
bury your head in the sand v. başını kuma gömmek
bury your head in the sand v. devekuşu gibi başını kuma gömmek
bury your head in the sand v. gerçeği yok saymak/kabul etmemek
bury your head in the sand v. kabullenmemek
bury your head in the sand v. sorunları görmezden gelmek
bury/hide one's head in the sand v. başını kuma gömmek/saklamak
bury/hide one's head in the sand v. devekuşu gibi başını kuma gömmek/saklamak
bury/hide one's head in the sand v. gerçeği yok saymak/kabul etmemek
bury/hide one's head in the sand v. kabullenmemek
bury/hide one's head in the sand v. sorunları görmezden gelmek
let the dead bury their dead expr. geçmişe sünger çek
Speaking
let's bury the hatchet expr. barışalım
let's bury the hatchet expr. olanları artık unutalım
Automotive
bury the needle v. ibreyi gömmek
Zoology
bury [dialect] n. hayvan deliği
Agriculture
bury n. sebzeleri donmaya karşı korumak için toprakta açılan çukur
bury n. çukurda saklanan ürün miktarı
bury n. ürün yığını
Geography
bury st edmunds n. ingiltere'de yerleşim yeri
bury n. ingiltere'de yerleşim yeri
bury saint edmunds n. ingiltere'de bir kasaba
Basketball
bury v. uzak mesafeli şutu gömmek
Card
bury v. kartı yatırmak
bury v. kartları geçici olarak oyun dışı bırakmak
Slang
bury v. büyük farkla yenmek
British Slang
bury the bishop (au) v. mala vurmak
bury the bishop (au) v. kobrayı salmak